Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...
çIçekler ikebana
1. Çiçekler; güzel kokularıyla ve çeşit çeşit türleriyle hayatımıza renk katan zariflikler. Koklanmak için kopartılan, bir
kitabın arasında yıllarca saklanıp kurutulan, bir şeyleri kutlamak, sevgiyi ifade etmek için ya da süsleme amacıyla
kullanılan çiçekler.
Çiçek demişken bu yazımda Japon kültüründe özel bir yere sahip olan İkebana’dan bahsetmek istiyorum. Bunu
yaparken de ikebana sanatına gönül vermiş, Japonya’da bu sanatı öğrendikten sonra Türkiye’nin çeşitli illerinde
İkebana ile ilgili sunumlar ve sergiler yapmış Adnan Naci Bey’den edindiğim bilgileri de sizlerle paylaşacağım. Laf
aramızda, Adnan Bey aynı zamanda dedem olurlar.
İkebana, Japonların belirli kuralları uygulayarak yaptıkları ‘‘çiçek düzenleme sanatı’’. Peki nasıl yapılıyor? İkebana
ile ilgili bilinmesi gereken en önemli şey, İkebana yapımı dalından kopartılmış çiçeğin canlılığının uzun sürmesini
sağlamaktır. Çiçek kopartıldıktan sonra damarlarına su giremiyor ve çok çabuk soluyor. İkebana yaparken, çiçeğin
damarlarındaki havayı boşaltmak için sapı su içerisinde kesiliyor ya da eziliyor. Böylece hava kabarcıklar halinde
dışarı çıkartılıp damarlardan tekrar su akışı sağlanıyor. Daha sonra çiçekler vazo içerisinde istenilen şekilde,
kenzan adı verilen üzeri çivili bir taşıyıcıya batırılarak düzenleniyor. Pahalı olduğu için kenzan yerine çiçek mantarı
ya da köpük kullanılabiliyor. Suyunu sık değiştirmek ve içine birkaç damla klor damlatmakta çiçeğin dayanıklılığını
artırıyor. Eee! Bu mu yani ikebana demeyin. İşin sanatsal kısmı çiçeğin ve dalların düzenlemesinde.
1992 yılında Japonya’ya yaptığı bir seyahatte Nagano’da bir İkebana okulundaki kursa araştırmacı olarak katılıp,
İkebana yapımını bizzat yerinde görüp inceleyen Adnan Bey’in, tek katlı bir Japon evinden yapılmış, gelgit
kapılarla bölünmüş odalardan oluşan okulundan bahsederken gözleri o günleri yeniden yaşıyormuş gibi
parıldıyordu. Atölyenin duvarları İkebana hocası Taukahanna’ya ait çerçevelenmiş sertifikalar ve ödüllerle
doluymuş.
Kurs hocası, aynı zamanda oradaki ikebana okulunun kurucusu olan yaşlıca bir Japon hanımmış. Adnan Bey
sınıftan içeriye girdiğinde, üzerlerinde yerel kıyafetleri ve kimonoları olan öğrenciler önlerinde duran rengarenk
çiçek ve dallarla ikebana yapıyorlarmış. Masaların üstünde mis kokulu çiçeklerin yerleştirildiği farklı büyüklükte
birçok vazo varmış. Hocaları da öğrencilerin arasında dolaşarak çiçek düzenlemelerini kontrol ediyormuş.
Japonlar İkebana yaparken özellikle tomurcuklu dalları seçiyorlarmış. Bunun nedeni de yeniden doğuşu
seyredebilmekmiş. Açmış çiçekler daha çabuk solacakları için onların yerine tomurcuklu dalları kullanıp,
tomurcuğun goncaya, goncanın da çiçeğe dönüşümünü izliyorlarmış.
İkebana sanatında temel prensip çiçeği dalında olduğu gibi şekillendirmek diyor Adnan Bey. Uzun, orta ve kısa
olan çiçekler üçgen oluşturacak biçimde belirli açıda ve ölçüde diziliyor. En üstteki çiçek gök cenneti, ortadaki
ikinci çiçek insanı, en kısa uzunlukta olan üçüncü çiçekte toprağı temsil ediyor. İkebana dik, yatay ve yaygın
düzenleme tekniklerine göre yapılıyor.
Japonya’da İkebana sanatının büyük bir ciddiyetle sürdürüldüğünü söyleyen Adnan Bey, orada bulunduğu süre
içerisinde İkebana sergilerini gezdiğini ve çiçeklere başka bir açıdan bakma fırsatı elde ettiğini mutlulukla
belirtiyor.
Japonya dışında başka ülkelerde de yapımı yaygınlaşan İkebana sanatı, insana doğayla yakınlaşma fırsatı da
sağlıyor. İkebana yaparken farklı çiçekler hakkında bilgi sahibi olup, belki de daha önce sadece adını duyduğunuz
ama hiç karşılaşmadığınız çiçek türleri ile tanışma şansını yakalıyorsunuz. Begonyalar, zambaklar, lilyumlar,
gardenyalar, frezyalar, güller, papatyalar, petunyalar...
Sonuç olarak diyebiliriz ki, İkebana eşsiz bir sanat eseri olan doğanın bir parçası olan çiçekleri kullanarak yeniden
bir sanat dalı yaratmak. Yani dalından koparılan çiçeğin yaşamını uzatmak, ‘yaşamı sanata dönüştürmek’.
İkebana Japonlar için bir nevi gevşeme, rahatlama ve stresten uzaklaşma seansı. Gergin bir günün sonunda bile ikebana yapıp bulunduğu
mekanın havasını değiştiren insan tüm yorgunluklarından arınmış oluyor. İkebananın belirli kriterleri olmakla birlikte bazan su dolu bir cam
bardağa konan bir çiçek de ikebana olarak tanımlanabiliyor.
İkebanada mesaj var
İkebana, yapana ya da yapılan kişiye, hatta mekana göre değişebiliyor. Parti ve düğünler için yapılan ikebanalar çok gösterişli olabilirken ev için yapılanlar
daha sade olabiliyor. İkebana yapan kişi eşine bir mesaj vermek istiyorsa seçtiği çiçeklerle bunu anlatabiliyor. Eve misafir gelecekse misafirin sevdiği renk ve
çiçekler kullanılarak o kişinin gelmesinden duyulan memnuniyet ifade ediliyor. Beyaz çiçekler ya da nar kullanılmışsa bu o evde matem olduğu anlamına
geliyor. Yeni yıla girerken genelde çam ağacı kullanılıyor. Bundaki amaç çamın uzun ömürlü ve yaz kış yeşil olmasından hareketle uzun ömür ve mutluluk
dileklerini ifade etmek. İkebanada bambu kullanılması ise doğruluk ve gençlik dileğini dile getiriyor.
İkebana başlangıç anından itibaren bir ritüeli andırıyor. İkebanayı yapacak kişi öncelikle çiçekçiye giderek kullanacağı çiçekleri ve dalları özenle seçiyor.
Malzeme olarak hem dal, hem yaprak, hem de çiçek birlikte kullanılıyor. Tabii seçilen çiçeklere uygun bir kap da titizlikle seçilmesi gereken bir envanter.
Genelde seramik ve cam kullanılıyor ikebana yapımında, bu yüzden Japonya'da seramik sanayii hayli işlerlik, çeşitlilik ve zenginlik kazanmış.
Simetri ve matematiksel ögeler önemli
İkebana öyle rastgele biraraya getirilen çiçekler güruhu gibi görünse de aslında çok ince hesaplar üzerine kurulu bir çalışma. Örneğin 25 cm. çapında bir kap
kullanılıyorsa en yüksek çiçeğin ya da dalın boyu 50 cm. kadar olmalıdır. Çiçeklerin zemine göre aldıkları açılar ise 15, 45 ve 75 derece.
Daha önce ikebana ilminin verildiği çok eski okullar olduğundan bahsetmiştik. Kumiko Tsuçhida bu okulların her birinin ayrı ekoller oluşturduğunu ifade ediyor.
Ve üç ayrı açı oluşturan çiçek birimlerinin her bir ekolde farklı ifade edildiğini, bunlardan birini kullanmanın patent hakkını ihlal anlamına geldiğini söylüyor. Bu
yüzden kendisi ayrı bir adlandırma kullanmayı tercih ederek en yüksek çiçeğin sembolik olarak Allah'ı ifade ettiğini, ortadaki daha kısa ve daha fazla eğimli
olanın insanı anlattığını zeminde bulunan yaprak ve otların da tabiat anlamına geldiğini söylüyor.
2. Yazıyı okurken bu kalbe ve ruha hitabeden sanatı evinizde uygulamanız konusunda karşı konulmaz bir arzu sizi esir aldıysa işte ikebananın yapımı ile ilgili bir
kaç ayrıntı. Kullanılacak kabın içinde mutlaka su olmalıdır ve bu su görünmelidir. Çiçekleri ayakta tutmak ve saplamak için ise kenzan adı verilen avuçiçi
büyüklüğünde iğneli, metal bir parça bu suyun içine konuyor. Kullanılacak çiçekler su içinde köküne yakın bir yerden kesiliyor. Bu, kesilen damarlardan hava
girişini önleme ve çiçeğin daha uzun süre kurumadan kalmasını sağlama amacına hizmet eder. Önce dallar açılarına göre bir üçlü oluşturduktan sonra
çiçekler de aynı şekilde dikey, eğimli ve yatay olarak konuyor. En merkezi yere ise tek başına dikkat çeken bir çiçek oturtuluyor.
Siz de ikebana öğrenebilirsiniz
Ancak ikebanayı diğer çiçek aranjmanlarından ayıran en önemli özellik tek bir yönünün olmaması, nereden bakılırsa bakılsın ön yüz hissi vermesi. Öyle bir
tarafa dayalı tek yüzlü bir çiçek süsleme anlayışı ikebanaya aykırı. Temelde yapılmak istenen şey kalbin yaratılış gayesine uygun çalışmasını sağlamak
olduğu için ikebana Japonların çok önem verdikleri bir konu. Ruhun rahatlayıp huzura ermesini sağlamak için yavaş ve göz–gönül denetimine bırakarak
yapılması tavsiye ediliyor ikebananın.
Kumiko Tsuçhida aslında çok beğenilen ama mali yetersizliğin yanısıra tekniklerinin bilinmemesinden dolayı Türkiye'de yaygınlaşamayan ikebanayı
önümüzdeki aydan itibaren tüm ilgilenenlere öğretmeyi amaçlıyor. Daha önce Nişantaşı'ndaki İncimiz Çiçekevi'nde öğreten Tsuçhida 9 Mayıs'tan itibaren
sekiz hafta süreyle toplam 16 saatlik bir kurs verecek. İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde yapılacak kursun toplam ücreti yüzelli milyon lira. İncimiz Çiçekevi'ne
yapılacak başvuruları da kursa dönüştürmeyi planlayan Tsuçhida Türkçe de konuşabildiği için kursiyerlerle daha rahat anlaşabilecek.
Sanata olan ilgi insanların sınır tanımaz bir hal almasını sağlıyor olsa gerek. Çünkü neredeyse dünyanın öbür ucundan kalkıp ikebana öğretmek için ülkemize
gelen Tsuçhida buradaki sanatlara ilgisiz kalamamış. Şu anda ebru dersleri alan bu sanat aşığı öğrendiklerinin heyecanını yaşıyor.
Sözün kısası ikebana, diğer bazı Uzakdoğu söylemleri gibi mutlu olmak için gereken altın anahtarı verme iddiasında bir uğraş değil. Ama yalın bir güzelliği
üretip paylaşmaktan daha büyük bir mutluluk da olamaz herhalde, ne dersiniz?
Kurs hakkında bilgi için: www.bilgi-eğitim.com
Tel: 0 212 219 50 10'u arayabilirsiniz
İnicimiz Çicekevi: 0 212 241 15 37
-*T.FÜSUN GÜLEÇ*