SlideShare una empresa de Scribd logo
1 de 4
Descargar para leer sin conexión
TEBİAT
TURİZM, EKONOMİ, BİLİMSEL ARAŞTIRMA VE TANITMA MERKEZİ
TÜRKİYE’DE UYGULANAN ENERJİ POLİTİKALARI VE YENİ PETROL YASASI
23 – 26 MART 2007, ANTALYA
Kamu İktisadi Teşebbüslerimizin (KİT) Evrimine Bağlı Olarak
Petrol ve Doğal Gaz Endüstrimizdeki Gelişmeler ve TPAO
ÖZER BALKAŞ
Jeoloji Yüksek Mühendisi
ozerbalkas@gmail.com
Ülkemizde petrol emarelerinin varlığından, ilk kez 18. yüzyılda yaşayan tarihçi
Evliya Çelebi tarafından bahsedildiğini; aramaların ise, 19. yüzyılın ikinci yarısında
başladığını biliyoruz. I. Dünya Savaşının çıkışı ve Osmanlı İmparatorluğunun çöküşü,
geçicide olsa petrol faaliyetlerinin duraksamasına neden olmuştur.
Milli Meclisin 1920’lerde yayınladığı bir deklerasyonla; yeni kurulan devletin,
hidrokarbon arama ve üretiminde tüm hakları üzerlenmesi sağlanmıştır. 1923’den 1930’a
uzanan dönem boyunca; genelde liberal anlayışa dayalı ve özel sektör vasıtası ile kalkınma
modeli benimsenmiş, devlet ekonomiye doğrudan müdahelede bulunmamıştır. Bununla
birlikte 1926 yılında; Ticaret ve Endüstri Bakanlığı’na, Trakya Bölgesinde arama yapmak
üzere imtiyaz verilmiştir. Devletin finansal durumunun zayıflığı, bu dönemde hedeflere
ulaşamamanın başlıca nedenini oluşturmuştur.
1931-1946 yılları arasında kalan dönemde; devlet, etkin ve organize olmuş bir
girişimci olarak ekonomik fonksiyonların sorumluluğunu taşımıştır. Karma ekonomi süreci
başlatılmış ve Birinci Beş Yıllık Endüstriyel Plan devreye konulmuştur. Başlıca büyük kamu
kurum ve kuruluşları bu dönemde tesis edilmiştir. 1935’de Maden Tetkik ve Arama
Enstitüsü’nün kuruluşu ile yoğunlaşan arama faaliyetleri sonucunda; 1945’de Raman, 1951
yılında ise Garzan Sahaları keşfedilmiştir.
1947-1960 yılları arasında; Türkiye, II. Dünya savaşında taraf olmasada savaşın
koşullarından etkilenmiş; kaynakların savunma ile ilişkili işlere ve savaş hazırlıklarına tahsis
edilmesi nedeniyle de, ekonomik aktivitelerde bir duraksama yaşanmıştır. 1950’de yeni
hükümetle benimsenen liberal ekonomi ilkelerine rağmen, kamu ekonomik kuruluşlarındaki
gelişmelerin devamlılığı dikkati çekmektedir. 1954’de devreye giren 6326 sayılı Petrol
Yasası ; petrol aramacılığını yerli ve yabancı özel şirketlere açmış olup, hidrokarbon arama
ve üretim faaliyetlerinin idaresinde bugüne değin geçerliliğini koruyabilmiştir. Türkiye
Petrolleri A. O. (TPAO); 7 Mart 1954 tarih ve 6327 sayılı Türkiye Petrolleri Anonim
Ortaklığı Kanunu’nun Bakanlar Kurulu’na verdiği yetkiye dayanılarak, Esas Mukavelesi’nin
Resmi Gazete’de yayınlandığı 10 Aralık 1954 tarihinde ve petrol endüstrisinin tüm
alanlarında faaliyet gösteren Milli Petrol Şirketi özelliklerine sahip olarak kurulmuştur
(Ticaret Sicil No: 5602).
1961-1980 periyodunda karma ekonomik model benimsenmiş, Birinci Beş Yıllık
Kalkınma Planı ile birlikte KİT’ler; yeniden organizasyon, yapısal ve yasal düzenlemeler
2
eşliğinde yatırım aktiviteleri ve operasyonlarını genişletmişlerdir. Tutarlı şekilde
gerçekleşen ilk üç plan sonrasında, ekonomik ve politik krizler nedeniyle Dördüncü Beş
Yıllık Kalkınma Planı yaşama geçirilememiştir. 1973 ve 1974 yılları; 1702 sayılı Kanunla (İki
aşamada Yürürlüğe Giriş tarihleri: 18 Nisan 1973 ve 1 Ocak 1974), petrol yasasının bazı
maddelerinde yapılan değişiklikler nedeniyle yeniden milliyetçi petrol politikalarına dönüşü
temsil etmektedir. Kuyubaşı petrol fiatının Türk Lirası eşdeğerine bağlanması gibi
tedbirler; petrol üretimini ekonomik olma limitleri dışına çıkarmış, yabancı şirketlerce
yapılan petrol aramaları durma noktasına gelmiştir. 1969 yılında 3 623 192 Ton ile en
yüksek değere ulaşan yerli petrol üretimi yavaşça düşerken, ithal ham petrol miktarları
artmıştır. Örneğin 1977’de sadece 2 712 986 Ton ham petrol üretilmiş olup, 11 658 768
Ton ham petrol ithal edilmiştir (1969’da yapılan ham petrol ithalatı 2 870 481 Ton’dur).
Böylece, yeni petrol keşifleri olmadan üretimin düşmeye devam edeceği açıkça
görülmüştür.
7 Mart 1979 tarihinde yürürlüğe giren 2217 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerle;
petrol aramalarının, uluslararası petrol şirketleri için daha cazip hale getirilmesi
hedeflenmiştir. En önemli değişim, 1 Ocak 1980’den itibaren kazılan kuyularda keşfedilen
ham petrolün; zayıf ulusal para biriminin baskısından kurtarılarak, dünya pazarlarında ABD
Doları ile ifade edilen fiatlarla aynı düzeyde satılmasıdır. 1980’de Hükümet, yabancı
yatırımcıları çekmek için; başarılı şirketlerin karada ürettiği hidrokarbonların yüzde
35’inin, denizde üretilenlerin ise yüzde 45’inin ihraç edilmesi gibi ilave tedbirleri petrol
yasasına adapte etmiştir. Büyük ölçüde düzelen ve artan yatırımlar, arama ve üretim
aktivitesininde artmasına rehberlik etmiş; petrol üretiminde düşmeler kaydeden eğri, 80’li
yılların ortalarından itibaren terslenerek 1991’deki 4 451 702 Ton’luk (32 630 975 Varil)
tüm zamanların en yüksek değerine ulaşmıştır.
1980 yılı KİT’ler açısından yenilikler getirmiştir. 24 Ocak 1980 kararları
sonrasında, KİT’lerin yönetim ve yapısal problemlerini çözmek üzere çok sayıda Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) yayınlanmıştır. Ekonomik politikalardaki radikal
değişimlere paralel olarak, Beşinci ve daha sonraki Beş Yıllık Kalkınma Planları öncekilerden
büyük farklılıklar sunar. 1984 itibariyle de özelleştirme ajendaya girmiş ve buna bağlı
çalışmaların gerçekleşme çabaları yoğunlaşmıştır.
Kuruluşundan itibaren kamu adına petrol arama, sondaj, üretim, rafinaj ve
pazarlama faaliyetlerini yürüten tek kuruluş olan TPAO; petrol alanlarında ihtiyaç duyulan
ve sayıları 15’i geçen bağlı ortaklıklar ve iştiraklerinin kurulmasınıda sağlamıştır. Ancak 20
Mayıs 1983 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 60 sayılı ‘’İktisadi Devlet Teşekkülleri ve
Kamu İktisadi Kuruluşları Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname (KHK)’’ ile 22 Ekim 1983
tarihinde yürürlüğe giren 2929 sayılı Kanun ve 98 sayılı KHK gereğince Ortaklık Genel
Kurulu 31 Ekim 1983 tarihinde olağanüstü toplanarak, TPAO ünvanını ‘’Türkiye Petrolleri
Anonim Şirketi’’ olarak değiştirmiş ve bu değişiklik 18 Kasım 1983 tarih ve 884 sayılı
Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmiştir. Ayrıca, Ana Sözleşme’de yapılan diğer bir
değişiklikle Ortaklığın amaç ve faaliyet konuları; arama, üretim, sondaj ve bunlara bağlı
petrol ameliyeleri ile sınırlandırılmış olup, rafinaj, pazarlama ve boru hatları ile petrol
taşımacılığı TPAO’nun faaliyet konuları olmaktan çıkarılmıştır. Böylece dikey
entegrasyonunu yitiren TPAO; bağlı ortaklıkları ve iştirakleri yanında kendi Ortaklık
statüsünde yapılan düzenlemelerle, yatırım ve gelir imkanlarından ciddi kayıplara
3
uğramıştır. 18 Haziran 1984 tarihinde yürürlüğe giren 233 sayılı KHK ile adı tekrar TPAO
olarak değiştirilen ve ‘’Teşekkül’’ haline dönüştürülen TPAO; 28 Mayıs 1986 tarih ve 3291
sayılı KİT’lerin özelleştirilmesi hakkındaki hükümleri de içeren Kanun gereğince alınan
kararlarla yeni değişimler yaşamış, iştiraklerindeki hisse devirleri ile yeniden kayba
uğratılmıştır. Bu sürecin takip eden aşamalarında; 233 sayılı KHK ile TPAO’ya Bağlı
Ortaklık haline getirilen TÜPRAŞ, Başbakanlık Kamu Ortaklığı’nın 10 Temmuz 1990 tarih
ve 90/3 sayılı, POAŞ ise 5 Eylül 1990 tarih ve 90/7 sayılı Kararları ile özelleştirilmiştir.
Yüksek Planlama Kurulu’nun 25 Kasım 1993 tarih ve 93/35 sayılı Kararıyla, DİTAŞ’da
özelleştirme kapsamına alınmıştır. Bakanlar Kurulu’nun 8 Şubat 1995 tarih ve 95/6526
sayılı Kararı ile BOTAŞ, TPAO’nun bağlı ortaklık statüsünden çıkarılarak ‘’Teşekkül’’
şeklinde yapılandırılmıştır.
80’li yılların ortalarında bölgesel ve küresel boyutta yaşanan yoğun ekonomik ve
siyasi değişimlerle birlikte, TPAO’nun edindiği birikim ve deneyimlere bağlı olarak; Türkiye
ile sınırlı domestik faaliyetlerden yurt dışı ve uluslararası faaliyetlere genişleme imkanları
doğmuştur. KİT statüsündeki milli petrol şirketi konumu gereği var olan ekonomik, ticari
ve hukuki sınırlamalara karşın; serbest ticaret ve uluslararası piyasa ve rekabet
koşullarına uygun esneklik ve özgürlüğe sahip olmak üzere, oldukça emek sarf edilen titiz
ve sistematik çalışmalarla kuruluşu gerçekleşen Turkish Petroleum International Company
Limited (TPIC), hisselerinin tamamına TPAO’nun sahip olduğu ve Jersey (İngiltere)
Ticaret Siciline kayıtlı bir yurt dışı TPAO iştirakıdır. 21 Ağustos 1988 tarihli ve 19906
sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 88/13180 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile yurt
dışında faaliyette bulunmak üzere şirket kurma veya kurulmuş şirketlere iştirak edebilme
hususunda TPAO’nun yetkili kılınması sonrasında; TPIC’in kuruluş ve faaliyetlerini
düzenleyen ‘’Tesis Senedi ve İç Tüzüğü’’, Ortaklığın Yönetim Kurulu tarafından 26 Ekim
1988 tarih ve 999/1 sayılı Kararıyla onaylanmış olup, halen yürürlüktedir.
Yurtdışı projelerimizde yaşanan en önemli gelişmeler, Sovyetler Birliği’nin çözülüp
dağılması sonrasında Kazakistan ve Azerbaycan’da gerçekleşmiştir. 20 Ocak 1993 tarih ve
21471 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 93/3981 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile
TPAO’nun Kazakistan’da petrol ameliyeleri ve ticareti yapmak üzere şirket kurmasına ve
şirketlere ortak olmasına izin verilmiştir. Kazakistan Cumhuriyeti ile 9 Ocak 1993
tarihinde imzalanan anlaşma uyarınca da, 4 Şubat 1993 tarihinde Kazakistan makamlarınca
tescili yapılan Kazaktürkmunay Ltd. Ortak Şirket’in kuruluşu gerçekleşmiştir. Azerbaycan
Cumhuriyeti’nin Hazar Denizi Apşeron Trendindeki üç petrol sahasının (Azeri, Çıralı ve
Güneşli Sahası derin su bölümü) işletilmesi amacıyla 1993 yılı ortalarında, içlerinde
TPAO’nunda bulunduğu uluslararası petrol şirketlerinden oluşan Ortaklık (Konsorsiyum)
kurulmuştur. Mega Proje olarak da adlandırılan bu projeye ilişkin Ortak Geliştirme ve
Üretim Anlaşması; oldukça uzun süren zorluk dolu müzakere aşamaları sonrasında 20 Eylül
1994 tarihinde Bakü’de imzalanmış, 16 Ekim 1994’te Azerbaycan Parlementosu’nda
onaylanıp bürokratik prosüdürlerin tamamlanması sonunda ve 12 Aralık 1994’te yürürlüğe
girmiştir. Bu anlaşmaya gore kurulması öngörülen ortak işletim şirketi ise 21 Kasım 1994
tarihinde Cayman Adaları’nda Azerbaijan International Operating Company (AIOC) adıyla
tescil edilmiştir. Böylece TPAO, faaliyetlerini yurt dışında ve tüm petrol alanlarında
gerçekleştirme ve uluslararası platformlarda çalışma imkanını bulmuştur.
4
2004 yıl sonu itibariyle ülkemize 205 adet şirket gelerek arama faaliyetinde
bulunmuştur. Bu şirketlerden 17’si ikinci kez arama faaliyetlerine katılmıştır. 1954 yılından
2004 sonuna kadar; 3 552.7 ekip/ay jeolojik, 4 537.2 ekip/ay jeofizik saha çalışması
yapılmış, 3 140 adet kuyu kazılarak 6 043 853 metre sondaj yapılmıştır. Bu kuyulardan 1
187’si arama, 497’si tesbit, 1 345’i üretim, 30’u enjeksiyon ve 81’i ise jeolojik istikşaf
amaçlıdır. Türkiye’de tüketilen petrol ve doğal gazı karşılayacak yeterlikte keşif
yapılamamıştır. Mevcut petrol sahalarımızın ekonomik ömürlerini tamamlaması ve yeni
keşiflerin olmaması sebebiyle petrol üretimimiz yıldan yıla giderek düşmektedir. 2004 yıl
sonu itibariyle kalan üretilebilir petrol rezervi 40 911 190 Ton olup; petrol tüketimimizle
kıyaslandığında, 1.3 yıllık ihtiyacımıza karşılık gelmektedir. Bu ağır yükten kurtulma
çabalarımızda; enerji tasarrufu ve mevcut enerji kaynaklarımızın verimli kullanımı ile yeni
ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelme önem kazanmaktadır. Bununla birlikte dünyada
olduğu gibi (yüzde 61), enerji tüketimimizde yüzde 63’lük payla birinci sırada yer alan
petrol ve doğal gazın öncelikle kendi öz kaynaklarımızdan sağlanması daha da çok öneme
sahiptir. Petrolde dışa bağımlılığın azaltılması, ancak yerli üretimin tüketimi karşılama
oranının arttırılması ile mümkündür. Bu aşamada, petrol ve petrol ürünleri bazında yıllık
sivil tüketimimizin (2004’de 30 627 656 Ton) ancak %7.43’ünü yurt içi ham petrol
üretimimizle (2004’de 2 275 530 Ton) karşılayabildiğimiz ve ithal edilen ham petrol ve
petrol ürünleri için yüksek meblağlar ödediğimiz (2003’de ithal edilen 24 096 407 Ton
ham petrol için 4 788 012 625 USD ödenmesine karşın; 2004’de ithal edilen 23 830
052 Ton ham petrol için, fiat artışları sonucu 6 074 589 413 USD ödenmiştir)
düşünüldüğünde; hedeflenen ekonomik başarılar ve refah seviyelerine ulaşmada TPAO’nun
üzerleneceği rol ve sorumlulukların önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Bunun içinde, TPAO’ya
günün koşullarına uygun bir statü kazandırılarak arama faaliyetleri ve rekabet gücünün
arttırılması şarttır.
Geçmişe ait kronolojik bir dizi içinde tanıtılmaya çalışılan ve Milli Petrol Şirketi
olmanın verdiği sorumlulukların gereğini başarı ile yerine getiren TPAO, devletimizin
omuzlarına mali yük oluşturmayan müstesna kamu kuruluşlarımızın başında yer almaktadır.
Ayrıca yurt içi ve yurt dışındaki faaliyet hacmı, uluslararası projelerdeki taahhüt ve
yatırımları yanında; mevcut varlıkları, kaynakları ve kredibilitesi ile dünya çapında bir
petrol şirketidir. Bununla birlikte bir petrol şirketi gibi değilde, kamuya ait bir kuruluş
olarak TPAO’ya baktığımızda gördüklerimiz çok farklı olup, düş kırıklığı yaratmaktadır.
Özellikle 80’li yıllarda yürürlüğe giren Kanun, KHK ve Karar’larla faaliyet alanları daraltılan
ve elinden alınan, bağlı ortaklıkları ve iştiraklerindeki yatırımları ve gelir payından mahrum
bırakılan TPAO; yatırım ve finansman proğramları ile işletme faaliyetlerinin
yürütülmesinde, devlet ve hükümet bürokrasisinden edinme zorunluluğu olan görüşler ve
onaylara bağımlı bırakılmış, yapılan provalarla kötü bir KİT elbisesi içine sığdırılmaya ve
uyum sağlamaya zorlanmıştır. Bu değişimin 90’lı ve 2000’li yıllarda da devam eden
uzantıları sonucu TPAO; uluslararası standartlar ve pratiğe uygun, dikey entegrasyona
sahip bir petrol şirketi olma özelliğinden uzaklaşmış, yetkinlikleri ve rekabet gücünden
büyük kayıplar vermiştir.
TÜRKİYE PETROL JEOLOGLARI DERNEĞİ (TPJD)
TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI

Más contenido relacionado

Destacado

Spring Teacher-Led Conference
Spring Teacher-Led ConferenceSpring Teacher-Led Conference
Spring Teacher-Led ConferenceAndrea Hernandez
 
зимние виды спорта
зимние виды спортазимние виды спорта
зимние виды спортаds213
 
MAPAS DE GESTION
MAPAS DE GESTIONMAPAS DE GESTION
MAPAS DE GESTIONkirmarylu
 
Alan chamberlain cedar strat
Alan chamberlain cedar stratAlan chamberlain cedar strat
Alan chamberlain cedar stratnaveensehgal
 
adaptation essay 2
adaptation essay 2adaptation essay 2
adaptation essay 2Yi Wang
 
Plantilla de plan_de_unidad carolina villalobos -lugardiz
Plantilla de plan_de_unidad carolina villalobos -lugardizPlantilla de plan_de_unidad carolina villalobos -lugardiz
Plantilla de plan_de_unidad carolina villalobos -lugardizlugardiz7
 
70franklinstreet 124751474605-phpapp02
70franklinstreet 124751474605-phpapp0270franklinstreet 124751474605-phpapp02
70franklinstreet 124751474605-phpapp02Rudy Parker
 
8 Top Tips for Surviving a Major Tradeshow
8 Top Tips for Surviving a Major Tradeshow8 Top Tips for Surviving a Major Tradeshow
8 Top Tips for Surviving a Major TradeshowAlex Vail
 
트위터 봇 개발 후기
트위터 봇 개발 후기트위터 봇 개발 후기
트위터 봇 개발 후기종빈 오
 

Destacado (14)

How to get rich
How to get richHow to get rich
How to get rich
 
Spring Teacher-Led Conference
Spring Teacher-Led ConferenceSpring Teacher-Led Conference
Spring Teacher-Led Conference
 
зимние виды спорта
зимние виды спортазимние виды спорта
зимние виды спорта
 
1854505-transcript
1854505-transcript1854505-transcript
1854505-transcript
 
MAPAS DE GESTION
MAPAS DE GESTIONMAPAS DE GESTION
MAPAS DE GESTION
 
Alan chamberlain cedar strat
Alan chamberlain cedar stratAlan chamberlain cedar strat
Alan chamberlain cedar strat
 
Taking Play Seriously
Taking Play SeriouslyTaking Play Seriously
Taking Play Seriously
 
Interview 2001
Interview 2001Interview 2001
Interview 2001
 
adaptation essay 2
adaptation essay 2adaptation essay 2
adaptation essay 2
 
Plantilla de plan_de_unidad carolina villalobos -lugardiz
Plantilla de plan_de_unidad carolina villalobos -lugardizPlantilla de plan_de_unidad carolina villalobos -lugardiz
Plantilla de plan_de_unidad carolina villalobos -lugardiz
 
70franklinstreet 124751474605-phpapp02
70franklinstreet 124751474605-phpapp0270franklinstreet 124751474605-phpapp02
70franklinstreet 124751474605-phpapp02
 
Epicor
EpicorEpicor
Epicor
 
8 Top Tips for Surviving a Major Tradeshow
8 Top Tips for Surviving a Major Tradeshow8 Top Tips for Surviving a Major Tradeshow
8 Top Tips for Surviving a Major Tradeshow
 
트위터 봇 개발 후기
트위터 봇 개발 후기트위터 봇 개발 후기
트위터 봇 개발 후기
 

Más de Ozer Balkas

TÜRKİYE’NİN DEPREM KABUSU VE İSTANBUL’UN KAYGILARI
TÜRKİYE’NİN DEPREM KABUSU VE İSTANBUL’UN KAYGILARITÜRKİYE’NİN DEPREM KABUSU VE İSTANBUL’UN KAYGILARI
TÜRKİYE’NİN DEPREM KABUSU VE İSTANBUL’UN KAYGILARIOzer Balkas
 
UKRAYNA KRİZİ – PETROL PENCERESİNDEN GÖRÜNÜMÜ, JEOLOJİK PERSPEKTİF VE JEOPOLİ...
UKRAYNA KRİZİ – PETROL PENCERESİNDEN GÖRÜNÜMÜ, JEOLOJİK PERSPEKTİF VE JEOPOLİ...UKRAYNA KRİZİ – PETROL PENCERESİNDEN GÖRÜNÜMÜ, JEOLOJİK PERSPEKTİF VE JEOPOLİ...
UKRAYNA KRİZİ – PETROL PENCERESİNDEN GÖRÜNÜMÜ, JEOLOJİK PERSPEKTİF VE JEOPOLİ...Ozer Balkas
 
ÜLKELERİN, KITA ŞELFİ YA DA MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE HAKLARINDAN DOĞAN DENİZ Y...
ÜLKELERİN, KITA ŞELFİ YA DA MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE HAKLARINDAN DOĞAN DENİZ Y...ÜLKELERİN, KITA ŞELFİ YA DA MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE HAKLARINDAN DOĞAN DENİZ Y...
ÜLKELERİN, KITA ŞELFİ YA DA MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE HAKLARINDAN DOĞAN DENİZ Y...Ozer Balkas
 
DOĞU AKDENİZ DOĞAL GAZI; ARAMA, ÜRETİM, TAŞIMA, PAZARLAMA VE JEOPOLİTİKA; Öze...
DOĞU AKDENİZ DOĞAL GAZI; ARAMA, ÜRETİM, TAŞIMA, PAZARLAMA VE JEOPOLİTİKA; Öze...DOĞU AKDENİZ DOĞAL GAZI; ARAMA, ÜRETİM, TAŞIMA, PAZARLAMA VE JEOPOLİTİKA; Öze...
DOĞU AKDENİZ DOĞAL GAZI; ARAMA, ÜRETİM, TAŞIMA, PAZARLAMA VE JEOPOLİTİKA; Öze...Ozer Balkas
 
DENİZ YETKİ ALANLARININ BELİRLENMESİ (Determination of the Maritime Jurisdic...
DENİZ YETKİ ALANLARININ BELİRLENMESİ  (Determination of the Maritime Jurisdic...DENİZ YETKİ ALANLARININ BELİRLENMESİ  (Determination of the Maritime Jurisdic...
DENİZ YETKİ ALANLARININ BELİRLENMESİ (Determination of the Maritime Jurisdic...Ozer Balkas
 
KARADENİZ HİDROKARBONLARI (Hydrocarbons of the Black Sea)
KARADENİZ HİDROKARBONLARI (Hydrocarbons of the Black Sea)KARADENİZ HİDROKARBONLARI (Hydrocarbons of the Black Sea)
KARADENİZ HİDROKARBONLARI (Hydrocarbons of the Black Sea)Ozer Balkas
 
Petrol Endüstrimiz ve Orta Doğu'daki Gerginliklerin Petrol Penceresinden Görü...
Petrol Endüstrimiz ve Orta Doğu'daki Gerginliklerin Petrol Penceresinden Görü...Petrol Endüstrimiz ve Orta Doğu'daki Gerginliklerin Petrol Penceresinden Görü...
Petrol Endüstrimiz ve Orta Doğu'daki Gerginliklerin Petrol Penceresinden Görü...Ozer Balkas
 
İç Savaş ve IŞİD, Suriye'nin Enerji Sektörünü de Tahrip Etti
İç Savaş ve IŞİD, Suriye'nin Enerji Sektörünü de Tahrip Ettiİç Savaş ve IŞİD, Suriye'nin Enerji Sektörünü de Tahrip Etti
İç Savaş ve IŞİD, Suriye'nin Enerji Sektörünü de Tahrip EttiOzer Balkas
 
M. Ozan Sungurlu; Özer Balkaş, 67. TJK - Ustalara Saygı, 14.4.2014 Ank
M. Ozan Sungurlu; Özer Balkaş, 67. TJK - Ustalara Saygı, 14.4.2014 AnkM. Ozan Sungurlu; Özer Balkaş, 67. TJK - Ustalara Saygı, 14.4.2014 Ank
M. Ozan Sungurlu; Özer Balkaş, 67. TJK - Ustalara Saygı, 14.4.2014 AnkOzer Balkas
 
Bölgemizde Meydana Gelen Ekonomik, Sosyal ve Siyasi Gelişmelerin Doğal Gaz ve...
Bölgemizde Meydana Gelen Ekonomik, Sosyal ve Siyasi Gelişmelerin Doğal Gaz ve...Bölgemizde Meydana Gelen Ekonomik, Sosyal ve Siyasi Gelişmelerin Doğal Gaz ve...
Bölgemizde Meydana Gelen Ekonomik, Sosyal ve Siyasi Gelişmelerin Doğal Gaz ve...Ozer Balkas
 

Más de Ozer Balkas (10)

TÜRKİYE’NİN DEPREM KABUSU VE İSTANBUL’UN KAYGILARI
TÜRKİYE’NİN DEPREM KABUSU VE İSTANBUL’UN KAYGILARITÜRKİYE’NİN DEPREM KABUSU VE İSTANBUL’UN KAYGILARI
TÜRKİYE’NİN DEPREM KABUSU VE İSTANBUL’UN KAYGILARI
 
UKRAYNA KRİZİ – PETROL PENCERESİNDEN GÖRÜNÜMÜ, JEOLOJİK PERSPEKTİF VE JEOPOLİ...
UKRAYNA KRİZİ – PETROL PENCERESİNDEN GÖRÜNÜMÜ, JEOLOJİK PERSPEKTİF VE JEOPOLİ...UKRAYNA KRİZİ – PETROL PENCERESİNDEN GÖRÜNÜMÜ, JEOLOJİK PERSPEKTİF VE JEOPOLİ...
UKRAYNA KRİZİ – PETROL PENCERESİNDEN GÖRÜNÜMÜ, JEOLOJİK PERSPEKTİF VE JEOPOLİ...
 
ÜLKELERİN, KITA ŞELFİ YA DA MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE HAKLARINDAN DOĞAN DENİZ Y...
ÜLKELERİN, KITA ŞELFİ YA DA MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE HAKLARINDAN DOĞAN DENİZ Y...ÜLKELERİN, KITA ŞELFİ YA DA MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE HAKLARINDAN DOĞAN DENİZ Y...
ÜLKELERİN, KITA ŞELFİ YA DA MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE HAKLARINDAN DOĞAN DENİZ Y...
 
DOĞU AKDENİZ DOĞAL GAZI; ARAMA, ÜRETİM, TAŞIMA, PAZARLAMA VE JEOPOLİTİKA; Öze...
DOĞU AKDENİZ DOĞAL GAZI; ARAMA, ÜRETİM, TAŞIMA, PAZARLAMA VE JEOPOLİTİKA; Öze...DOĞU AKDENİZ DOĞAL GAZI; ARAMA, ÜRETİM, TAŞIMA, PAZARLAMA VE JEOPOLİTİKA; Öze...
DOĞU AKDENİZ DOĞAL GAZI; ARAMA, ÜRETİM, TAŞIMA, PAZARLAMA VE JEOPOLİTİKA; Öze...
 
DENİZ YETKİ ALANLARININ BELİRLENMESİ (Determination of the Maritime Jurisdic...
DENİZ YETKİ ALANLARININ BELİRLENMESİ  (Determination of the Maritime Jurisdic...DENİZ YETKİ ALANLARININ BELİRLENMESİ  (Determination of the Maritime Jurisdic...
DENİZ YETKİ ALANLARININ BELİRLENMESİ (Determination of the Maritime Jurisdic...
 
KARADENİZ HİDROKARBONLARI (Hydrocarbons of the Black Sea)
KARADENİZ HİDROKARBONLARI (Hydrocarbons of the Black Sea)KARADENİZ HİDROKARBONLARI (Hydrocarbons of the Black Sea)
KARADENİZ HİDROKARBONLARI (Hydrocarbons of the Black Sea)
 
Petrol Endüstrimiz ve Orta Doğu'daki Gerginliklerin Petrol Penceresinden Görü...
Petrol Endüstrimiz ve Orta Doğu'daki Gerginliklerin Petrol Penceresinden Görü...Petrol Endüstrimiz ve Orta Doğu'daki Gerginliklerin Petrol Penceresinden Görü...
Petrol Endüstrimiz ve Orta Doğu'daki Gerginliklerin Petrol Penceresinden Görü...
 
İç Savaş ve IŞİD, Suriye'nin Enerji Sektörünü de Tahrip Etti
İç Savaş ve IŞİD, Suriye'nin Enerji Sektörünü de Tahrip Ettiİç Savaş ve IŞİD, Suriye'nin Enerji Sektörünü de Tahrip Etti
İç Savaş ve IŞİD, Suriye'nin Enerji Sektörünü de Tahrip Etti
 
M. Ozan Sungurlu; Özer Balkaş, 67. TJK - Ustalara Saygı, 14.4.2014 Ank
M. Ozan Sungurlu; Özer Balkaş, 67. TJK - Ustalara Saygı, 14.4.2014 AnkM. Ozan Sungurlu; Özer Balkaş, 67. TJK - Ustalara Saygı, 14.4.2014 Ank
M. Ozan Sungurlu; Özer Balkaş, 67. TJK - Ustalara Saygı, 14.4.2014 Ank
 
Bölgemizde Meydana Gelen Ekonomik, Sosyal ve Siyasi Gelişmelerin Doğal Gaz ve...
Bölgemizde Meydana Gelen Ekonomik, Sosyal ve Siyasi Gelişmelerin Doğal Gaz ve...Bölgemizde Meydana Gelen Ekonomik, Sosyal ve Siyasi Gelişmelerin Doğal Gaz ve...
Bölgemizde Meydana Gelen Ekonomik, Sosyal ve Siyasi Gelişmelerin Doğal Gaz ve...
 

KİT'lerin Evrimine Bağlı Olarak Petrol ve Doğal Gaz Endüstrimizdeki Gelişmeler ve TPAO; Ö.Balkaş, 24.03.2007

  • 1. TEBİAT TURİZM, EKONOMİ, BİLİMSEL ARAŞTIRMA VE TANITMA MERKEZİ TÜRKİYE’DE UYGULANAN ENERJİ POLİTİKALARI VE YENİ PETROL YASASI 23 – 26 MART 2007, ANTALYA Kamu İktisadi Teşebbüslerimizin (KİT) Evrimine Bağlı Olarak Petrol ve Doğal Gaz Endüstrimizdeki Gelişmeler ve TPAO ÖZER BALKAŞ Jeoloji Yüksek Mühendisi ozerbalkas@gmail.com Ülkemizde petrol emarelerinin varlığından, ilk kez 18. yüzyılda yaşayan tarihçi Evliya Çelebi tarafından bahsedildiğini; aramaların ise, 19. yüzyılın ikinci yarısında başladığını biliyoruz. I. Dünya Savaşının çıkışı ve Osmanlı İmparatorluğunun çöküşü, geçicide olsa petrol faaliyetlerinin duraksamasına neden olmuştur. Milli Meclisin 1920’lerde yayınladığı bir deklerasyonla; yeni kurulan devletin, hidrokarbon arama ve üretiminde tüm hakları üzerlenmesi sağlanmıştır. 1923’den 1930’a uzanan dönem boyunca; genelde liberal anlayışa dayalı ve özel sektör vasıtası ile kalkınma modeli benimsenmiş, devlet ekonomiye doğrudan müdahelede bulunmamıştır. Bununla birlikte 1926 yılında; Ticaret ve Endüstri Bakanlığı’na, Trakya Bölgesinde arama yapmak üzere imtiyaz verilmiştir. Devletin finansal durumunun zayıflığı, bu dönemde hedeflere ulaşamamanın başlıca nedenini oluşturmuştur. 1931-1946 yılları arasında kalan dönemde; devlet, etkin ve organize olmuş bir girişimci olarak ekonomik fonksiyonların sorumluluğunu taşımıştır. Karma ekonomi süreci başlatılmış ve Birinci Beş Yıllık Endüstriyel Plan devreye konulmuştur. Başlıca büyük kamu kurum ve kuruluşları bu dönemde tesis edilmiştir. 1935’de Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü’nün kuruluşu ile yoğunlaşan arama faaliyetleri sonucunda; 1945’de Raman, 1951 yılında ise Garzan Sahaları keşfedilmiştir. 1947-1960 yılları arasında; Türkiye, II. Dünya savaşında taraf olmasada savaşın koşullarından etkilenmiş; kaynakların savunma ile ilişkili işlere ve savaş hazırlıklarına tahsis edilmesi nedeniyle de, ekonomik aktivitelerde bir duraksama yaşanmıştır. 1950’de yeni hükümetle benimsenen liberal ekonomi ilkelerine rağmen, kamu ekonomik kuruluşlarındaki gelişmelerin devamlılığı dikkati çekmektedir. 1954’de devreye giren 6326 sayılı Petrol Yasası ; petrol aramacılığını yerli ve yabancı özel şirketlere açmış olup, hidrokarbon arama ve üretim faaliyetlerinin idaresinde bugüne değin geçerliliğini koruyabilmiştir. Türkiye Petrolleri A. O. (TPAO); 7 Mart 1954 tarih ve 6327 sayılı Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Kanunu’nun Bakanlar Kurulu’na verdiği yetkiye dayanılarak, Esas Mukavelesi’nin Resmi Gazete’de yayınlandığı 10 Aralık 1954 tarihinde ve petrol endüstrisinin tüm alanlarında faaliyet gösteren Milli Petrol Şirketi özelliklerine sahip olarak kurulmuştur (Ticaret Sicil No: 5602). 1961-1980 periyodunda karma ekonomik model benimsenmiş, Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı ile birlikte KİT’ler; yeniden organizasyon, yapısal ve yasal düzenlemeler
  • 2. 2 eşliğinde yatırım aktiviteleri ve operasyonlarını genişletmişlerdir. Tutarlı şekilde gerçekleşen ilk üç plan sonrasında, ekonomik ve politik krizler nedeniyle Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı yaşama geçirilememiştir. 1973 ve 1974 yılları; 1702 sayılı Kanunla (İki aşamada Yürürlüğe Giriş tarihleri: 18 Nisan 1973 ve 1 Ocak 1974), petrol yasasının bazı maddelerinde yapılan değişiklikler nedeniyle yeniden milliyetçi petrol politikalarına dönüşü temsil etmektedir. Kuyubaşı petrol fiatının Türk Lirası eşdeğerine bağlanması gibi tedbirler; petrol üretimini ekonomik olma limitleri dışına çıkarmış, yabancı şirketlerce yapılan petrol aramaları durma noktasına gelmiştir. 1969 yılında 3 623 192 Ton ile en yüksek değere ulaşan yerli petrol üretimi yavaşça düşerken, ithal ham petrol miktarları artmıştır. Örneğin 1977’de sadece 2 712 986 Ton ham petrol üretilmiş olup, 11 658 768 Ton ham petrol ithal edilmiştir (1969’da yapılan ham petrol ithalatı 2 870 481 Ton’dur). Böylece, yeni petrol keşifleri olmadan üretimin düşmeye devam edeceği açıkça görülmüştür. 7 Mart 1979 tarihinde yürürlüğe giren 2217 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerle; petrol aramalarının, uluslararası petrol şirketleri için daha cazip hale getirilmesi hedeflenmiştir. En önemli değişim, 1 Ocak 1980’den itibaren kazılan kuyularda keşfedilen ham petrolün; zayıf ulusal para biriminin baskısından kurtarılarak, dünya pazarlarında ABD Doları ile ifade edilen fiatlarla aynı düzeyde satılmasıdır. 1980’de Hükümet, yabancı yatırımcıları çekmek için; başarılı şirketlerin karada ürettiği hidrokarbonların yüzde 35’inin, denizde üretilenlerin ise yüzde 45’inin ihraç edilmesi gibi ilave tedbirleri petrol yasasına adapte etmiştir. Büyük ölçüde düzelen ve artan yatırımlar, arama ve üretim aktivitesininde artmasına rehberlik etmiş; petrol üretiminde düşmeler kaydeden eğri, 80’li yılların ortalarından itibaren terslenerek 1991’deki 4 451 702 Ton’luk (32 630 975 Varil) tüm zamanların en yüksek değerine ulaşmıştır. 1980 yılı KİT’ler açısından yenilikler getirmiştir. 24 Ocak 1980 kararları sonrasında, KİT’lerin yönetim ve yapısal problemlerini çözmek üzere çok sayıda Kanun ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) yayınlanmıştır. Ekonomik politikalardaki radikal değişimlere paralel olarak, Beşinci ve daha sonraki Beş Yıllık Kalkınma Planları öncekilerden büyük farklılıklar sunar. 1984 itibariyle de özelleştirme ajendaya girmiş ve buna bağlı çalışmaların gerçekleşme çabaları yoğunlaşmıştır. Kuruluşundan itibaren kamu adına petrol arama, sondaj, üretim, rafinaj ve pazarlama faaliyetlerini yürüten tek kuruluş olan TPAO; petrol alanlarında ihtiyaç duyulan ve sayıları 15’i geçen bağlı ortaklıklar ve iştiraklerinin kurulmasınıda sağlamıştır. Ancak 20 Mayıs 1983 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 60 sayılı ‘’İktisadi Devlet Teşekkülleri ve Kamu İktisadi Kuruluşları Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname (KHK)’’ ile 22 Ekim 1983 tarihinde yürürlüğe giren 2929 sayılı Kanun ve 98 sayılı KHK gereğince Ortaklık Genel Kurulu 31 Ekim 1983 tarihinde olağanüstü toplanarak, TPAO ünvanını ‘’Türkiye Petrolleri Anonim Şirketi’’ olarak değiştirmiş ve bu değişiklik 18 Kasım 1983 tarih ve 884 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmiştir. Ayrıca, Ana Sözleşme’de yapılan diğer bir değişiklikle Ortaklığın amaç ve faaliyet konuları; arama, üretim, sondaj ve bunlara bağlı petrol ameliyeleri ile sınırlandırılmış olup, rafinaj, pazarlama ve boru hatları ile petrol taşımacılığı TPAO’nun faaliyet konuları olmaktan çıkarılmıştır. Böylece dikey entegrasyonunu yitiren TPAO; bağlı ortaklıkları ve iştirakleri yanında kendi Ortaklık statüsünde yapılan düzenlemelerle, yatırım ve gelir imkanlarından ciddi kayıplara
  • 3. 3 uğramıştır. 18 Haziran 1984 tarihinde yürürlüğe giren 233 sayılı KHK ile adı tekrar TPAO olarak değiştirilen ve ‘’Teşekkül’’ haline dönüştürülen TPAO; 28 Mayıs 1986 tarih ve 3291 sayılı KİT’lerin özelleştirilmesi hakkındaki hükümleri de içeren Kanun gereğince alınan kararlarla yeni değişimler yaşamış, iştiraklerindeki hisse devirleri ile yeniden kayba uğratılmıştır. Bu sürecin takip eden aşamalarında; 233 sayılı KHK ile TPAO’ya Bağlı Ortaklık haline getirilen TÜPRAŞ, Başbakanlık Kamu Ortaklığı’nın 10 Temmuz 1990 tarih ve 90/3 sayılı, POAŞ ise 5 Eylül 1990 tarih ve 90/7 sayılı Kararları ile özelleştirilmiştir. Yüksek Planlama Kurulu’nun 25 Kasım 1993 tarih ve 93/35 sayılı Kararıyla, DİTAŞ’da özelleştirme kapsamına alınmıştır. Bakanlar Kurulu’nun 8 Şubat 1995 tarih ve 95/6526 sayılı Kararı ile BOTAŞ, TPAO’nun bağlı ortaklık statüsünden çıkarılarak ‘’Teşekkül’’ şeklinde yapılandırılmıştır. 80’li yılların ortalarında bölgesel ve küresel boyutta yaşanan yoğun ekonomik ve siyasi değişimlerle birlikte, TPAO’nun edindiği birikim ve deneyimlere bağlı olarak; Türkiye ile sınırlı domestik faaliyetlerden yurt dışı ve uluslararası faaliyetlere genişleme imkanları doğmuştur. KİT statüsündeki milli petrol şirketi konumu gereği var olan ekonomik, ticari ve hukuki sınırlamalara karşın; serbest ticaret ve uluslararası piyasa ve rekabet koşullarına uygun esneklik ve özgürlüğe sahip olmak üzere, oldukça emek sarf edilen titiz ve sistematik çalışmalarla kuruluşu gerçekleşen Turkish Petroleum International Company Limited (TPIC), hisselerinin tamamına TPAO’nun sahip olduğu ve Jersey (İngiltere) Ticaret Siciline kayıtlı bir yurt dışı TPAO iştirakıdır. 21 Ağustos 1988 tarihli ve 19906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 88/13180 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile yurt dışında faaliyette bulunmak üzere şirket kurma veya kurulmuş şirketlere iştirak edebilme hususunda TPAO’nun yetkili kılınması sonrasında; TPIC’in kuruluş ve faaliyetlerini düzenleyen ‘’Tesis Senedi ve İç Tüzüğü’’, Ortaklığın Yönetim Kurulu tarafından 26 Ekim 1988 tarih ve 999/1 sayılı Kararıyla onaylanmış olup, halen yürürlüktedir. Yurtdışı projelerimizde yaşanan en önemli gelişmeler, Sovyetler Birliği’nin çözülüp dağılması sonrasında Kazakistan ve Azerbaycan’da gerçekleşmiştir. 20 Ocak 1993 tarih ve 21471 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 93/3981 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile TPAO’nun Kazakistan’da petrol ameliyeleri ve ticareti yapmak üzere şirket kurmasına ve şirketlere ortak olmasına izin verilmiştir. Kazakistan Cumhuriyeti ile 9 Ocak 1993 tarihinde imzalanan anlaşma uyarınca da, 4 Şubat 1993 tarihinde Kazakistan makamlarınca tescili yapılan Kazaktürkmunay Ltd. Ortak Şirket’in kuruluşu gerçekleşmiştir. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Hazar Denizi Apşeron Trendindeki üç petrol sahasının (Azeri, Çıralı ve Güneşli Sahası derin su bölümü) işletilmesi amacıyla 1993 yılı ortalarında, içlerinde TPAO’nunda bulunduğu uluslararası petrol şirketlerinden oluşan Ortaklık (Konsorsiyum) kurulmuştur. Mega Proje olarak da adlandırılan bu projeye ilişkin Ortak Geliştirme ve Üretim Anlaşması; oldukça uzun süren zorluk dolu müzakere aşamaları sonrasında 20 Eylül 1994 tarihinde Bakü’de imzalanmış, 16 Ekim 1994’te Azerbaycan Parlementosu’nda onaylanıp bürokratik prosüdürlerin tamamlanması sonunda ve 12 Aralık 1994’te yürürlüğe girmiştir. Bu anlaşmaya gore kurulması öngörülen ortak işletim şirketi ise 21 Kasım 1994 tarihinde Cayman Adaları’nda Azerbaijan International Operating Company (AIOC) adıyla tescil edilmiştir. Böylece TPAO, faaliyetlerini yurt dışında ve tüm petrol alanlarında gerçekleştirme ve uluslararası platformlarda çalışma imkanını bulmuştur.
  • 4. 4 2004 yıl sonu itibariyle ülkemize 205 adet şirket gelerek arama faaliyetinde bulunmuştur. Bu şirketlerden 17’si ikinci kez arama faaliyetlerine katılmıştır. 1954 yılından 2004 sonuna kadar; 3 552.7 ekip/ay jeolojik, 4 537.2 ekip/ay jeofizik saha çalışması yapılmış, 3 140 adet kuyu kazılarak 6 043 853 metre sondaj yapılmıştır. Bu kuyulardan 1 187’si arama, 497’si tesbit, 1 345’i üretim, 30’u enjeksiyon ve 81’i ise jeolojik istikşaf amaçlıdır. Türkiye’de tüketilen petrol ve doğal gazı karşılayacak yeterlikte keşif yapılamamıştır. Mevcut petrol sahalarımızın ekonomik ömürlerini tamamlaması ve yeni keşiflerin olmaması sebebiyle petrol üretimimiz yıldan yıla giderek düşmektedir. 2004 yıl sonu itibariyle kalan üretilebilir petrol rezervi 40 911 190 Ton olup; petrol tüketimimizle kıyaslandığında, 1.3 yıllık ihtiyacımıza karşılık gelmektedir. Bu ağır yükten kurtulma çabalarımızda; enerji tasarrufu ve mevcut enerji kaynaklarımızın verimli kullanımı ile yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelme önem kazanmaktadır. Bununla birlikte dünyada olduğu gibi (yüzde 61), enerji tüketimimizde yüzde 63’lük payla birinci sırada yer alan petrol ve doğal gazın öncelikle kendi öz kaynaklarımızdan sağlanması daha da çok öneme sahiptir. Petrolde dışa bağımlılığın azaltılması, ancak yerli üretimin tüketimi karşılama oranının arttırılması ile mümkündür. Bu aşamada, petrol ve petrol ürünleri bazında yıllık sivil tüketimimizin (2004’de 30 627 656 Ton) ancak %7.43’ünü yurt içi ham petrol üretimimizle (2004’de 2 275 530 Ton) karşılayabildiğimiz ve ithal edilen ham petrol ve petrol ürünleri için yüksek meblağlar ödediğimiz (2003’de ithal edilen 24 096 407 Ton ham petrol için 4 788 012 625 USD ödenmesine karşın; 2004’de ithal edilen 23 830 052 Ton ham petrol için, fiat artışları sonucu 6 074 589 413 USD ödenmiştir) düşünüldüğünde; hedeflenen ekonomik başarılar ve refah seviyelerine ulaşmada TPAO’nun üzerleneceği rol ve sorumlulukların önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Bunun içinde, TPAO’ya günün koşullarına uygun bir statü kazandırılarak arama faaliyetleri ve rekabet gücünün arttırılması şarttır. Geçmişe ait kronolojik bir dizi içinde tanıtılmaya çalışılan ve Milli Petrol Şirketi olmanın verdiği sorumlulukların gereğini başarı ile yerine getiren TPAO, devletimizin omuzlarına mali yük oluşturmayan müstesna kamu kuruluşlarımızın başında yer almaktadır. Ayrıca yurt içi ve yurt dışındaki faaliyet hacmı, uluslararası projelerdeki taahhüt ve yatırımları yanında; mevcut varlıkları, kaynakları ve kredibilitesi ile dünya çapında bir petrol şirketidir. Bununla birlikte bir petrol şirketi gibi değilde, kamuya ait bir kuruluş olarak TPAO’ya baktığımızda gördüklerimiz çok farklı olup, düş kırıklığı yaratmaktadır. Özellikle 80’li yıllarda yürürlüğe giren Kanun, KHK ve Karar’larla faaliyet alanları daraltılan ve elinden alınan, bağlı ortaklıkları ve iştiraklerindeki yatırımları ve gelir payından mahrum bırakılan TPAO; yatırım ve finansman proğramları ile işletme faaliyetlerinin yürütülmesinde, devlet ve hükümet bürokrasisinden edinme zorunluluğu olan görüşler ve onaylara bağımlı bırakılmış, yapılan provalarla kötü bir KİT elbisesi içine sığdırılmaya ve uyum sağlamaya zorlanmıştır. Bu değişimin 90’lı ve 2000’li yıllarda da devam eden uzantıları sonucu TPAO; uluslararası standartlar ve pratiğe uygun, dikey entegrasyona sahip bir petrol şirketi olma özelliğinden uzaklaşmış, yetkinlikleri ve rekabet gücünden büyük kayıplar vermiştir. TÜRKİYE PETROL JEOLOGLARI DERNEĞİ (TPJD) TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI