Leasing ve İslam Hukuku Açısından Değerlendirilmesi - K. Küçüktosun
1. LEASING VE İSLAM HUKUKU
AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Hazırlayan: Kasım Küçüktosun
2. LEASĠNG
• Leasing’in Tanımı
• Leasing’in Tarihçesi
• Leasing’in Ortaya Çıkış Nedenleri
• Leasing Çeşitleri
• Leasing’in Türkiye’deki Hukuki Durumu
• Leasing’in Avantaj ve Dezavantajları
• ÖFK’ların Leasing Uygulaması
• Leasing’in İslam Hukuku Açısından Değerlendirilmesi
3. LEASİNG’ İN TANIMI
Leasing’in kelime anlamı kiralama demektir. Arapça karşılığı ifade
edilir.
Bir ekonomi terimi olarak Leasing’in tanımına gelince bir yatırım malının mülkiyeti
leasing şirketinde kalarak belirlenen kiralar karşılığında kullanım hakkının kiracıya
verilmesi ve sözleşme süresi sonunda mülkiyetinin kiracıya geçmesini sağlayan bir
finansman yöntemidir.
Bir baĢka ifade ile leasing sözleĢmesini “Genellikle malın mülkiyetinin temlîki ile sona
eren menfaatin temlîkinden ibaret akit” şeklinde tanımlayabiliriz.
Leasing işleminde; malı kiralayana (Lessor), kiracı olana ise (Lessee) denir.
4. LEASİNG’İN TARİHÇESİ
• Leasing uygulaması ilk kez 1846 yılında, İngiltere’de müzik aletleri satan bir
firmanın, bir piyanoyu bu yöntemle satmasıyla başlamıştır. 1953’te İngiltere’den
ABD’ye, 1962’de de Fransa’ya geçmiş ve böylece Latin Amerika, Asya ve
Afrika’da yayılmıştır.
• Orta Doğu’da ilk kez İslâm Kalkınma Bankası tarafından 1977 yılında
uygulanmış ve 1984 yılında ise ilk kez Mısır’da kanunlaşmıştır.
• Leasing, Türkiye’de faizsiz bankacılık yapmak üzere kurulan Özel Finans
Kurumlarıyla gündeme gelmiş, ÖFK’nın açılmasına izin veren 16.12.1983 tarih ve
83/7506 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi’nin 1. maddesi ile Türk hukukuna
girmiştir. 1985’te çıkarılan Finansal Kiralama Kanunu ile “Finansal Kiralama
Sözleşmesi” adıyla bağımsız bir sözleşme halini almış ve ÖFK ve Leasing
şirketleri tarafından uygulanır hale gelmiştir.
5. LEASİNG’İN ORTAYA ÇIKIŞ
NEDENLERİ
Leasing’in ortaya çıkışındaki temel nedene baktığımızda taksitli satışta malın mülkiyeti
akitle birlikte alıcıya geçmesi ile özellikle satıcının haklarının güvenceye alınması
noktasındaki risklerden kaynaklandığını görmekteyiz.
Bu riskler:
1- Alıcının bazen kasten, bazen de iflas veya zor durumda kalma nedeniyle taksitleri
ödememesi.
2- Alıcının taksitlerin ödenmesi aşamasında, satım, hibe vb. yollarla malı üçüncü bir şahsın
mülkiyetine geçirebilmesi veya malda değişiklikler yaparak değerinin düşmesine yol
açacak tasarruflarda bulunabilmesi.
3-Alıcının iflası veya vefatı durumunda mal vârisler veya alacaklılar arasında
paylaşılabilmesi, böyle durumlarda satıcının, alacağı karşılığında mala el koyup, onu geri
istemesinin mümkün olmaması.
6. LEASĠNG ÇEġĠTLERĠ
• Leasing uygulaması, yapılan işlem olarak oldukça basit görülmesine rağmen, bir yatırım
malının konu olduğu hemen her türlü alış veriş işlemine uygulanmasından dolayı
yürütülen leasing işleminin çeşitleri, konusuna, taraflarına, satın alma işleminin
özelliklerine, ödeme şekillerine göre ve buna benzer çok sayıda kıstasa göre
belirlenebilmektedir:
• Bunlar Satış ve Geriye Kiralama, Tam Ödemeli-Tam Ödemesiz Leasing, Tek
Yatırımcılı-Çok Yatırımcılı Leasing, Kapalı Uçlu-Açık Uçlu Leasing, Brüt-Net
Leasing, Kaldıraçlı-Kaldıraçsız Leasing, Yurtiçi-Uluslar Arası Leasing, Sermaye
Kiralama’dır.
• Bu leasing türleri de temelde iki çeşide dayanmaktadır.
•1- Finansal Kiralama
•2- Operasyonel (Faaliyet) Kiralaması:
7. a) Finansal Kiralama
Makine veya teçhizatın mülkiyetinin kiralayanda kalması şartı ile diğer kullanım
haklarını ve bundan doğabilecek riskleri kiracı üzerinde bırakan bir kiralama türüdür.
Üç aşamada gerçekleşir: Önce kiracı kiralayacağı malı seçer, fiyat ve teslim şartları
hususunda üretici ile anlaşır. İkinci aşamada kiracı bir leasing kuruluşu ile malın
satın alınıp kendine kiralanması için anlaşma yapar. Üçüncü aşamada leasing şirketi
malı satın alır ve malı kiracıya gönderir. Ve kiracı da bir yandan malı kullanırken bir
yandan da kira ödemelerini düzenli olarak yapar. Ödemelerin tamamlanmasından
sonra da mal sembolik bir ücretle kiracının mülkiyetine geçer.
8. b) Operasyonel (Faaliyet) Kiralaması
Bu tür kiralamada, kira konusu olan mal bir leasing anlaşması ile söz konusu varlığın
ekonomik ömrünü kapsamayan daha kısa bir müddet için kiralanmaktadır. Sonuçta
kiralanan malın mülkiyeti kiralayan leasing şirketinde kalır ve kiracıya geçmez.
Burada sözleşme belirli bir süreyi kapsadığı halde, önceden belirtilen süreler
içerisinde ihbar yapılarak feshedilebilmektedir. Bu tür kiralama çeşitlerine en güncel
örnek olarak "filo kiralama şirketlerini" gösterilmektedir. Günümüzde birçok şirket
araç satın almak yerine çeşitli avantajlarından dolayı kiralamayı tercih etmektedir.
Yine firmalar bilgisayar sistemlerini bu şekilde kiralayarak istedikleri zaman bu
kiralamayı iptal etmekte ve modası geçen teknolojiyi yenileyebilmektedirler.
9. LEASING’IN TÜRKĠYE’DEKĠ HUKUKĠ
DURUMU
1- Finansal Kiralama Kanunu'na (3226-10.6.1985) göre, bağımsız ve üzerinden
amortisman (Amortisman, duran varlıkların, aşınma, yıpranma veya eskime payını ifade
etmektedir.) ayrılabilen her türlü taşınır ya da taşınmaz mal leasinge konu olabilir.
Patent hakkı, fikri ve sınaî haklarla bilgisayar yazılımı gibi maddî olmayan konular
üzerine leasing yapılamaz.
2- Ticarî araçlar, bilgisayarlar ve bilgi işlem üniteleri, santraller ve haberleşme
cihazları, elektronik ve optik ekipmanlar, tıbbî cihazlar, komple fabrikalar, komple
otel, hastane ve büro donanımları, kara, hava ve deniz nakil vasıtaları, inşaat makine ve
donanımları, her türlü tezgâh ve üretim makineleri gibi kullanımıyla tükenmeyen mallar
Leasing sözleşmesine konu olabilir.
3- Sözleşmeler dört yıl süre ile feshedilemez.
10. LEASING’IN TÜRKĠYE’DEKĠ HUKUKĠ
DURUMU
4- Finansal kiralama bedeli ve ödeme dönemleri taraflarca belirlenir. Bu bedeller sabit
veya değişken olabilir. Türk Lirası veya Merkez Bankasınca alım-satımı yapılan
döviz cinsinden belirlenebilir. Yurt dışından yapılacak finansal kiralamalarda
kiralama bedeli yıllık 25.000 Amerikan Doları karşılığı Türk Lirasından az olamaz.
5- Kiracı, sözleşme süresince finansal kiralama konusu malın zilyedi olup, sözleşmenin
amacına uygun olarak her türlü faydayı elde etmek hakkına sahiptir. Kiracı sözleşmede
belirtilmediği sürece malın zilyetliğini başkasına devredemez.
6- Sözleşmede aksine hüküm yok ise kiracı, malın her türlü bakımından ve
korunmasından sorumlu olup, bakım ve onarım masrafları kiracıya aittir.
7- Malın sözleşme süresi içinde hasar ve zayi sorumluluğu kiracıya aittir. Bu
sorumluluk ödenen sigorta miktarının karşılanmayan kısmı ile sınırlıdır. Ancak bu farkı,
kiracı finansal kiralama bedelleri ile ödemek zorundadır.
11. LEASING’IN AVANTAJLARI
1-İhtiyaç duyulan malı satın almak için yeterli finansman temin edilemediği zaman çözüm
olmaktadır.
2-Leasing sözleşmeleri ve bu sözleşmeler için alınan teminatların her türlü vergi ve
harçtan muaf olması, kişinin bankalardaki kredi limitlerini kullanmamış olması.
(30.Aralık.2007 tarih ve 26742 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2007/13033 sayılı
kararla leasing Katma Değer Vergisi Oranları %1’den %18’e çıkarılmıştır.)
3- Uzun süreli borçlanma özelliği ile enflasyona karşı korunma sağlanmaktadır.
4- Satın alma esnasındaki bürokratik engellerin leasing yöntemi ile ortadan
kaldırılmaktadır.
5- Leasing yöntemi uygulandığında eldeki fonlar başka alanlarda kullanılmakta.
Firmaların finansman kapasitesi artmaktadır.
12. LEASING’IN DEZAVANTAJLARI
1- Kur riski her iki taraf içinde sıkıntı yaratabilmektedir.
2- Leasinge tabi tutulan malın kullanım serbestliği, satın alınan mala göre daha limitli
olmaktadır. Kiracı, kiraladığı mal üzerinde yapabileceği bütün türlü değişiklik sebebiyle
önceden kiralayandan ön müsaade almak zorundadır.
3- Kiralanan varlığın dönem sonunda değerinin belirlenmesinde sorunlar çıkabilmektedir.
Bu özellikle teknolojisi hızla yenilenen bilgisayar gibi mallarda görülmektedir.
4- Leasing anlaşmasında genellikle kiraya veren kuruluş bütün sorumlulukları kiracıya
yükleme eğiliminde olmakta bu da kiralayan açısından riskin artmasına neden olmaktadır.
13. ÖZEL FİNANS KURUMLARININ LEASİNG UYGULAMASI
* ÖFK’lar bu uygulamayı Finansal Kiralama Kanunun hükümlerine göre yapmaktadırlar.
1) Akdin konusu: Cinsi, özelliği, nitelik ve miktarı belirlenen malın kiracıya amacına uygun bir tarzda
kullanması için kiralanmasıdır.
2) Giderler: Sözleşmeden, mevcut ve ileride doğacak bütün vergi, resim, harç ve ücret ve cezalar kiracıya
aittir.
3) Malın mülkiyeti: Malın mülkiyeti kiralayan bankaya aittir; Kiracı (müşteri) sözleşmede belirlenen
kurallar çerçevesinde mal üzerinde kiracı sıfatıyla zilyeddir. Dolayısıyla kiracı, malı başkasına kiraya
verme, hibe etme yahut başkalarıyla ortaklaşa kullanma hakkına sahip olmadığı gibi kiralayanın onayı
olmaksızın başka yere de nakledemez.
4) Malın teslimi: Mal kiralayan adına, temsilci sıfatıyla kiracı tarafından teslim alınır. Kiracının malı
satıcıdan kiralayan adına teslim aldığı anda, sözleşme gereği, mal kiralayan tarafından kiracıya teslim
edilmiş kabul edilir. Malın kiracıya bu suretle teslimi ile birlikte, mala gelecek her türlü zarar ve ziyan
kiracıya aittir.
5) Sigorta: Bedel kiracıya ait olmak üzere, malın kiralayanın istediği sigorta şirketine masraflar kiracıya ait
olmak üzere kiralanması zorunludur.
14. ÖZEL FİNANS KURUMLARININ LEASİNG UYGULAMASI
6) Mal sahibinin hukukî niteliği ve sorumluluğu: Kiralayan (ÖFK), kiracıyı bir finans kurumu olarak
kredilendirmektedir. Bu sebeple kiralama konusu malla ilgili olarak; ayba, cins ve vasıfta hataya, teslim
ve taşımaya ilişkin hususlarda ve malın mal, can ve çevreye verdiği zarardan doğabilecek
sorumluluklarda her türlü borç, sorumluluk ve yükümlülük sadece kiracıya aittir. Mal sahibi işlem ve
eylemlerinde gerekli dikkati gösterir. Kiralayan, çalışanlarının, muhabirlerinin veya işbirliği yaptığı
kuruluşların ve üçüncü kişilerin hata, unutma, gecikme, yanılma ve her türlü kusurlarından ve kendi
elinde olmayan nedenlerden meydana gelecek zararlardan sorumlu değildir.
7) Malın teslim edilmemesi veya zararın tazmini: Kiracı kiralayana karşı, üreticinin malı teslim
etmemesi, geç teslim etmesi, malın kararlaştırılan nitelik, nicelik, cins ve özelliklere uymaması, üçüncü
kişilerin mal üzerinde hak iddia etmeleri veya malın bozukluğu veya benzeri nedenlerle hiç bir ad adı
altında bir talepte bulunamaz, kiraları ödememe veya geç ödeme yoluna gidemez. Sözleşme hangi
sebeple sona ermiş olursa olsun, kiracı malda meydana gelen zararı karşılamakla yükümlüdür.
8) Mülkiyetin devri: Kiracı, Finansal Kiralama Sözleşmesi'nin sonunda kira konusu malı satın alma
seçeneğine sahiptir. Kiracı bu hakkını kullandığı takdir de mal sözleşme sonunda anlaşılan bedel
karşılığında -ki bu bedel semboliktir- kiracıya devredilir.
16. I-Mezheplerin Konuya YaklaĢımları
♥ Leasing’i klasik İslam Hukuku açısından ele aldığımız zaman iki prensip açısından
değerlendirildiğini görmekteyiz. Bu iki prensipte, sözleşme içerisinde iki ayrı sözleşme
yapılmasını ifade eden “Safkateyn fi safka” ve “Bey’ ile şartın” caiz olup olmadığıdır.
1) BEY’ ĠLE ġART
a) Genel olarak Bey’ ile Ģart
Bu konuda hiçbir şekilde şartlı alışverişi kabul etmeyerek en dar düşünen Zahiriler, en geniş
düşünen ise Hanbelîler olmuştur. Ahmed b. Hanbel bir alışverişte tek şartı caiz görmüş Önemli
Hanbeli alimlerinden İbn Teymiyye (v. 728) ve onun talebesi İbn Kayyım (v.751) akdin
maksadına aykırı düşmeyen, helali haram, haramı helal saymayan her türlü şart caizdir.” diyerek
şartlı alışverişi onaylamışlardır. Hanefiler ve Şafiiler ise Amr b. Şuayb (r.a)’dan "Rasûlullah
(sav) şart ile beraber satışı yasakladı" rivayetine binaen şartlı alışverişi caiz görmemişlerdir.
Hanefiler şartlı alışverişi fasit kabul etmişlerdir. Maliki’ler de bu konu da sentezci bir yaklaşımla
şartın garar veya faiz içerip içermediğine göre caiz olup olmayacağını ileri sürmüşlerdir.
17. I-Mezheplerin Konuya YaklaĢımları
b) Süre açısından Bey’ ile Ģart
* Bütün fakihler bey' akdinde tarafların süre şartı koşabileceği ve koşulan sürenin miktarının
belirli olması gerektiği hususunda ittifak ederken bu sürenin ne kadar olacağı konusunda
ihtilaf etmişlerdir.
* Ebu Yûsuf, İmamı Muhammed, İbn Ebî Leyla (ö. 148/765) ile İbn Şübrüme (Ö. 144/ 761),
İbn Münzir (ö. 236/850) ve İshak b. Rahuye (ö. 238/852) müddeti belirleme yetkisini
taraflara bırakmışlar ve anlaşmazlığa yol açmayacak şekilde belirli olması şartıyla istenildiği
kadar süre şartı koşulabileceğini ileri sürmüşlerdir. Ebû Hanîfe, Züfer ve meşhur görüşe göre
İmam Şafiî' ise müddeti azamî üç gün üç gece olarak kabul etmişlerdir.
•Hanbeli ve Mâliki fakihlere göre ise müddet, akdin konusu ve ihtiyaca göre değişir.
Muğni'de, "Üç gün veya süresi belirli başka günler içerisinde bedeli ödediğin takdir de akit
tamam, aksi halde aramızda alış veriş yapılmamış sayılır” şeklindeki akdin caiz görüldüğü
bildirilir.
18. I-Mezheplerin Konuya YaklaĢımları
2) SAFKATEYN FĠ SAFKA
* Bir hukukî işlemin içinde ikinci bir hukukî işlemin bulunmasına İslâm hukukunda "safkateyn"
denmektedir. Safkateyn şeklinde yapılan hukukî işlemlerin fasit olduğunu bizzat Hz. Peygamber
ifade etmiştir. Tirmizi, Büyu’, 18. Buradan hareketle dört mezhebin hukukçuları da safkateyn şeklinde
yapılan hukukî işlemleri geçersiz saymışlardır.
* Hanefi mezhebinde hakim olan fikre göre, bir hukukî işlem içinde ikinci bir işlem ve bir şart
içinde şarttan maksat, bir satımda iki fiyat tespiti değildir. Bir hukukî İşlem içinde ikinci bir
hukukî işlemden maksat, satıcının sattığı evde belli bir süre daha oturmayı şart koşması gibi
hallerdir. Gerçekten bir evin bir ay daha içinde oturulması şartıyla satılması halinde, iki ayrı
hukukî işlemin varlığını kabul etmek gerekir. Birincisi bir evin satımı, yani satım akdi, ikincisi, o
evde satıcının belli bir süre ikamet etmesi, yani kira aktidir.
* Buna göre Hanefi mezhebine göre Leasing işleminin birinci adımı olan kiralama işlemi
esnasında, ikinci adım olan satış işlemi şart koşulacak olursa, birinci işlem olan kiralama işlemi
fasit olur.
19. II- ÇeĢitlerine Göre Leasing’in Hükmü
1- Malın sözleĢme sonunda kiralayana iadesini içeren Operasyonel (Faaliyet)
Leasing’in hükmü:
Bu tür Leasing işlemi bir takım kayıtlarla fıkıhta meşru görülen icâre kapsamında
sayılmaktadır. Ancak, kiracının kasıt ve kusuru olmaksızın mala gelecek zarar ve ziyandan
sorumlu tutulduğu bir kira sözleşmesi meşru kabul edilemez. Akid süresince malın
kullanıma hazır tutulması, kiracının yararlanmasını engelleyen eksiklik ve arızaların
giderilmesi ve me’curun bakım ve onarımı kira akdinin mal sahibine yüklediği
borçlardandır. Bu konu İslâm Fıkıh Akademisi’nin 1986 ve 2000 yılındaki toplantıları ve
Birinci Kuveyt Finans Fıkıh Toplantısı'nda gündeme gelmiş ve her üç toplantıda malın
kullanıma hazır tutulması, zorunlu sigorta masrafları ve kiracının kasıt ve kusuru
olmaksızın me'cura gelecek zarar ve ziyanın karşılanması sorumluluğunun kiraya verene
(bankaya) ait olacağına karar verilmiştir.
20. II- ÇeĢitlerine Göre Leasing’in Hükmü
1- Malın sözleĢme sonunda kiracının temlikini içeren Leasing hükmü:
a. Mülkiyetin Hibe Ġle Nakledildiği Finansal Kiralama
Bu leasing türünde, müşteri bütün şartları yerine getirdiği taktirde süre sonunda malın
müşteriye hibe edileceği va'di yer alır. Faizsiz bankacılıkta en çok bu yöntem uygulanır.
Günümüz İslam Hukukçularından Abdullah Şeyh el-Mahfuz, eş- Şâzeli, es-Sıddîk
Muhammed Emîn Darîr ve Süleyman Meni bu akdin caiz olduğu düşüncesindedirler.
Muhammed Muh-tar es-Sellamî'ye göre FK'nın en uygun yöntemi hibe va'dini içeren
şeklidir. Birinci Kuveyt Finans Fıkıh Toplantısı ve İslâm Fıkıh Akademisi'nin Beşinci Fıkıh
Toplantısında, hibe va'dini içeren FK'nın caiz olduğu konusunda görüş bildirilmiştir. Ancak
her iki toplantıda da akdin icâre olduğu, dolayısıyla malın bakımı, onarımı, kasıt ve kusur
olmaksızın meydana gelecek zararlar ve sigorta giderlerinin icâre hükümleri gereği
kiralayan bankanın yükümlülüğünde olduğu vurgulanmıştır.
21. II- ÇeĢitlerine Göre Leasing’in Hükmü
b. Mülkiyetin Satım Akdi Ġle Nakledildiği Finansal Kiralama
Bir kısım FK sözleşmesinde, süre sonunda mülkiyetin satım akdiyle nakledileceği hükmü
yer alır. FK'nın bu çeşidi de icâre ve satım ak-dinin birlikte yapağı akit ile satım vadi veya
şartını içeren ibarenin caiz olup olmayacağı noktasından ele alınmıştır. Eş-Şâzeli, el-
Mahfuz ve es-Sellamî’ye göre icâre ve satımın birlikte yapıldığı akıt caiz değildir. Zira
fıkıhta bir akitte iki akit yasaklanmıştır.
22. III-Günümüz Fıkıhçıların konu hakkında değerlendirmeleri
• Bu konu 25-29 Eylül 1996 tarihinde “İslam Ticaret Hukukunun Günümüzdeki Meseleleri”
adıyla Konya’da yapılan uluslararası kongrede ele alınmış:
• Katılımcılardan Vehbe Zuhayli başlangıçta kira akdi yapılıp süre bitiminde satış veya hibe
yapılacağını vaat etmenin caiz olacağını, fakat her iki muamelenin birbirinden ayrı yapılması
gerektiğini aksi taktirde “Safkateyn fi safka” ve “bey’ ve şart” yasaklarına gireceğini
• Hamza Aktan bu muamelenin taraflardan her hangi birine karşılıksız bir menfaat
sağlamadığını ileri sürerek “Safkateyn fi safka” ve “bey’ ve şart” tanımına girmediğini, kira
akdine süre bitiminde satın alma şartının eklenmesinin “Helali haram haramı helal sayan bir
şart olmadığına dikkat çeker.
• Yine katılımcılardan Halil Günenç, kiralama ve satışın ayrı ayrı yapılmadığında
muamelenin caiz olmayacağını belirterek leasing yerine taksitli alışveriş yapmanın daha
uygun olacağını söylemektedir.
• Neticede katılımcıların çoğunluğu ile bunun caiz olduğu hükmünün benimsenmiş ve
kayıtlara geçmiştir.
23. III-Günümüz Fıkıhçıların konu hakkında değerlendirmeleri
• Hey'etü'l-muhâsebe ve'l-murâcaa li'l-müesseseti'l-mâliyye el-İslâmiyye, finansal kiralama
sözleşmesinin bütün kira hükümlerini içermesi ve kira müddeti sonunda mülkiyetin devri
üzerine vaatleşme olması şartıyla meşru bir kira akdi olarak görmektedir. Uluslararası İslâm
Fıkıh Konseyi'nin de bu konuda müspet karar aldığı belirtilmektedir. Ancak bu işlemin
meşru olabilmesi için bir mal üzerinde hem alım satım hem de kira hükümlerinin
uygulanmaması ve malın mülkiyeti son taksitin ödenmesiyle doğrudan kiracıya geçmemesi
gerekir. Meşru olan finansal kiralamada kiralanan mal üzerinde kira müddetince tamamen
kira hükümleri caridir. Sonra icâre akdinden müstakil olarak mülkiyetin nasıl devredileceği
belirlenecektir. Mülkiyetin devri sembolik bir bedelle satış vaadi, hakiki bedelle satış vaadi,
piyasa değerinden satış vaadi, hibe vaadi, taksitlerin ödenmesi şartına bağlı hibe akdi gibi
yollarla olabilir.
24. III-Günümüz Fıkıhçıların konu hakkında değerlendirmeleri
* Hayrettin Karaman hocada temelde leasing ile vadeli alım satımı birbiriyle farklı işlemler
kabul ederek aynı tükenmeyen mallardan olmak şartı ile kiralanan malın belirli bir taksitinin
ödendikten sonra alıcıya satılmasını caiz görmektedir.
* Günümüz İslam hukukçularından Hasan Alî Şazelî, Abdullah Muhammed Abdullah, es-
Sellâmî, Abdülaziz Bayındır ve Servet Bayındır finansal kiralama yöntemini vadeli satış
olarak görmekte ve hukûkî durumunun buna göre belirlenmesi gerektiğini savunmaktadır.
Çünkü ona göre ne finans kurumunun amacı, ne de yatırımcının amacı sözleşmeye konu
malı kiralamaktır. Biri malı satma, diğeri taksitle alma amacındadır. Fakat leasing
kanunundaki avantajlardan istifade etmek amacıyla alışveriş sözleşmesi yerine kira
sözleşmesi yapmaktadırlar.
* Diyanet Din işleri Yüksek Kurulu’da konu ile ilgili verdiği 28.01. 2004 tarihli fetvada
“Bazı olumsuzluklara rağmen leasing sistemiyle alışverişin cevazı yönünde fetva
verilebilirse de bunun yerine taksitle alış-veriş yapılması daha uygun olur.” sonucuna
varmıştır.
25. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
*** Sonuç itibari ile şahsi kanaatimizce bu akdin ne sadece kiralama ne de vadeli satış olarak
değerlendirmenin doğru olmadığını, yapısı itibari ile her iki akde de benzeyen hususlar içeren
yeni bir akit türü olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü sadece kiralama desek sonuçta mülkiyet
alıcıya geçtiği için kiralama kapsamından çıkmakta, yine sadece vadeli satış desek
uygulamada alıcının malın mülkiyetini bir üçüncü şahsa devredememesinden dolayı da satışın
kapsamından çıkmaktadır.
Bu itibarla aşağıdaki şartlar dâhilinde bu akdin caiz olabileceğini söyleyebiliriz:
26. 1-Yapılan kira akdi herhangi bir malın kullanımı üzerine olduğunda, kira müddetinin ve
kiralanan malın kullanım şeklinin belirtilmesi gerektiği gibi, kiraya verilen malın
kullanımının, yani menfaatinden istifadesinin dinen de mubah olması gerekir. Bu
kiralamada, kira bedelinin miktarının ve vasfının (TL- Euro - dolar gibi) hiçbir şekilde
tartışmaya meydan vermemelidir.
2- Kiralanan malın aynı, yani bizzat kendisi tüketilmeden menfaatinden istifade
edilebilmelidir. Bu itibarla tüketim konusu olan hammadde gibi malların kiralanması mümkün
olmamalıdır.
3- Kişinin, leasing işleminde dikkat etmesi gereken bir unsur da, leasing yoluyla kullanmakta
olduğu malın mülkiyeti daha kendisine geçmeden, yani kira sözleşmesinin
bitiminde, kiralamış olduğu malı, satın alma işlemi ile şahsî mülkiyetine geçirmeden
başkasına satmak gibi mülkiyeti gerektiren tasarruflar yapmamalıdır.
27. 4- ÖFK'lar üreticinin malı teslim etmemesi, geç teslim etmesi, malın kararlaştırılan nitelik,
nicelik, cins ve özelliklere uymaması, üçüncü kişilerin mal üzerinde hak iddia etmeleri
veya malın bozukluğu veya benzeri durumlarda sorumluluğu kabul etmeleri
gerekmektedir. Aksi takdirde bu işlem bir malı satın almak isteyen kişiye fazlasını geri
almak üzere kredi ver-mekten ibarettir ki ÖFK'ların faizsizlik ilkesiyle bağdaşmaz.
5-Finans kurumlarında vazifeli olan personellerin şahsî inisiyatifleri olduğu gibi,
finansman ihtiyacı için bu kurumlara başvuranların teklifleri doğrultusunda farklı
işlemlerin yapıldığı da bir gerçektir. Durum böyle olunca, “Finans kurumlarının her türlü
finansman işlemleri mutlak olarak fıkhen caizdir” demek mümkün değildir. Şartlar çok iyi
konuşulup açık ve net olarak belirlenmelidir.
29. 1-Ġslam Hukuku çerçevesinde finansman ve bankacılık- Ġshak Emin Aktepe
2- Ġslam Hukuku Perpektifinden faizsiz Bankacılık- Servet Bayındır
3- I. Uluslararası Ġslam Ticaret Hukukunun Günümüzdeki Meseleleri Kongresi- Kombad
Yayınları
4- Leasing- Makale- Ahmet Polatlı
5- Leasing Yöntemi Ġle ĠĢletme Finansmanı –basılmamıĢ y.lisans tezi- 2006, Hasan Dinçer
6- Eski Hukukumuzda takyidi Ģarta bağlı iĢlemler- Osman KaĢıkçı- Makale