1. İ N O V A T İ F D Ü Ş Ü N C E L E R “ Ürün Ve Hizmetler İçin Farklı Kullanım Deneyimleri, Kullanım Şekilleri, Kullanım Alternatifleri…” Sayı : 1 Tarih : 05.10.2006 hazırlayan Serdar BELBAĞ [email_address] 0535 962 56 69
2. İ N O V A T İ F D Ü Ş Ü N C E L E R Serdar BELBAĞ 26 yaşında. Mühendislik eğitimi aldı; solak. Uzun yıllardan beri satış, pazarlama, yaratıcılık, insan beyni ve zeka, öğrenme teoremleri, açık ve örtük bilginin kullanımı ile ilgili araştırma ve incelemeler yapıyor. Son üç yıldan beri ağırlıklı olarak İnovasyon, İnovasyon becerileri, İnovatif yaratıcılık ve bunun kullanım alanları hakkında araştırma, inceleme ve karşılaştırma çalışmalarına yoğunluk verdi. İş yaşamına, ilk gençlik yıllarında kendi isteği ile pazarlarda limon satmak, kamp görevlisi olarak çay ocağında, yemekhanede çalışmak ve meydan temizliği gibi çeşitli işler yaparak başladı. İlerleyen yıllarda birkaç büyük şirkette satış, pazarlama ve müşteri ilişkileri alanında çalıştı. İş hayatında, çalıştığı şirketlerde yenilik - gelişmelere olan eğilimine paralel, farklı ve yaratıcı fikir, öneri ve uygulamaları yüzünden toplu işten çıkartılma ve bunun tam tersi olarak kişisel ödüllendirilme gibi deneyimler yaşadı. Şu anda talep eden şirketlere, pazarlamaya yönelik olarak var olan ürün & hizmetleri ile ilgili yeni kullanım ve kullanıcı/müşteri deneyimi odaklı proje tasarımları yapmakta, araştırma ve inceleme konularından elde ettiği (şirketlerin gelişimine ve işlerine katkı sağlayan) sonuçlarla ilgili sunumlar yapmaktadır.
3. İ N O V A T İ F D Ü Ş Ü N C E L E R Başlarken… Bu bültende yazılan fikir ve önerilerin yazıldığı gibi ya da farklı şekillerde, tamamı veya bir kısmının kullanımı tamamen okuyucuya bağlıdır. Asıl amaçladığım noktalardan biri, burada okuyup gördüklerinizin beyninizdeki yaratıcı süreci başlatabilmesi adına bir tetikleyici vazifesi görmesidir. Bunun yanında, yazılan düşünceler ve verilen örnekler, aklınızda “iş’e yarar” fikirlerin oluşmasına ve işinizle ilgili yeni bir proje tasarlama ya da yeni ve yararlı şeyler gerçekleştirme isteğine neden olabiliyorsa, aynı dilden konuşmaya başlamış olacağımıza inanıyorum. Yazdığım fikir ve öneriler ve bunun yanında yaptığım araştırma sonuçlarının hepsi, belirtilen hedef, kişi veya şirketler tarafından kullanıl(a)mayabilir. Bunun; maliyet, insan kaynağı, zaman, uygulama,inanç, bürokrasi ve kişisel egolar gibi birçok nedeni olacaktır (Her düşündüğümüzü maalesef belli koşullar altında gerçekleştiremiyoruz). Fakat üzerinde durulması gereken asıl nokta; burada görüp okuduğunuz herhangi bir fikrin, beyninizde bir kıvılcımın çakmasına ya da heyecanlanmanıza neden olması halinde, düşündüğünüzü gerçekleştirmek için önünüze çıkan engellerin artık o kadar da önemli olmaması gerektiğidir. Gerçekleştirmek istediği şeyi bilen ve buna inanan kişilerin beyinleri, var olan engellerin aşılması için mutlaka farklı çözüm yolları üretecektir. Bu çalışmayı okurken eğlenmenizi, bol bol düşünmenizi ve zevk almanızı dilerim. Saygılarımla Serdar BELBAĞ
4.
5.
6.
7. İ N O V A T İ F D Ü Ş Ü N C E L E R Bir Pazarlama Aracı Olarak Kitap “ İstiklal Caddesi’ndeki İstiklal Kitabevi bir süredir farklı bir tanıtım kampanyası başlattı. Kitabevi vitrininde oturan oyuncu Yeliz Demir, günün belli saatlerinde gelip geçenlerin meraklı bakışları altında kitap okuyor. Bu farklı tanıtım kampanyasının fikir babası İstiklal Kitabevi sahibi Medet Daş, canlı mankenin vitrinde kitap okuduğu 18.30-22.30 saatleri arasında kitap satışlarının ikiye katlandığını belirtiyor. Daş, önümüzdeki günlerde bu projenin ikinci ayağını da hayata geçirmeye hazırlanıyor. Sanat, edebiyat, hatta politika ve futbol dünyasından tanınmış simaların kampanyaya katılıp vitrinde canlı mankenlik yapması için teklif götürecek. Daş’ın teklif götürmeyi düşündüğü isimler arasında Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un yanı sıra Çetin Altan, Sezen Aksu, Yılmaz Erdoğan, Fatih Terim gibi isimler de yer alıyor. (Kaynak: Zaman)” Kaynak : Marketing Türkiye İnternet Sitesi . Bu fikrin bir benzeri, vitrini insanların gelip geçtiği sokağa bakan kafelerde de uygulanabilir. Vitrine en yakın masa ve sandalyenin yerine güzel bir berjer koltuk, yanına küçük bir okuma lambası ve önüne küçük bir sehpa (sigara, kahve ve not alma ritüeli için) yerleştirildiğinde bu koltukta bir şeyler okuyan bir müşteriniz, dışarıdan gelip geçmekte olan insanların ilgisini çekeceği gibi işletmeniz hakkında onlara verilen mesaj adına da oldukça etkili olacaktır. Kanyon (ya da Cevahir’di sanırım) alışveriş merkezinde bulunan D&R’da da benzer bir uygulama yapıldığını biliyorum. Müşteriler için hazırlanan masa ve kotlularda, raftan seçtiğiniz herhangi bir kitabı saatlerce okuma ve karıştırma özgürlüğüne sahipsiniz. Üstelik kitabı satın almanız da gerekmiyor. Burada amaçlanan; sizin mağaza ve marka ile duygusal bir bağ geliştirmeniz, buraya gelmeyi alışkanlık haline getirmeniz ve mağaza içinde mümkün olduğu kadar çok vakit geçirmeniz. Ne kadar çok vakit geçirirseniz ve geçirdiğiniz zaman size ne kadar anlamlı gelirse satın alma potansiyeliniz de o kadar artacağı için uygulanan bu güzel strateji de şirkete maddi ve manevi olarak geri dönüyor. Haberin Bana Düşündürdükleri…
8.
9.
10. İ N O V A T İ F D Ü Ş Ü N C E L E R Yukarıda yer alan tanımlamaların herhangi biri ya da hepsinin başarılı bir şekilde uygulaması ve kullanılabilmesine bir şirketin inovasyon kabiliyeti denilmekte. Bu, şirketlerin sahip olduğu insan kaynağı / niteliği, inovasyona ayıracağı maddi bütçe, bilgiye erişim hızı / gücü, sahip olduğu teknoloji ve uygulama / strateji / planlama konularındaki kararlılığı ile doğru orantılı bir biçimde artış gösteriyor. Meselenin en temelinde bu, şu anlama gelmekte. Etrafta birbirlerinden bihaber şekilde bulunan başarılı bir aşçı, yeterli ve bol çeşit malzeme, güzel bir mutfak, uygun teknolojik imkanlar ve sabırsızlıkla bekleyen müşterilerin toplamı mükemmel bir akşam yemeğinin ortaya çıkmasına ve harika bir yemek deneyimi yaşanmasına sebep olmayacaktır. Ek olarak tüm bu belirtilenler bir arada olsa bile gerekli yaratıcılık, koordinasyon, zamanlama ve başarılı bir uygulama gerçekleştirilemezse sonuç değişmez. İşte inovasyon ve uygulaması da buna benzemekte; bireysel olarak şekillenen ve fakat bir takım olarak devam ettirilmesi gereken bir süreç. Şirketlerin inovasyonlar gerçekleştirebilmeleri ve inovasyon kabiliyetlerini arttırabilmeleri için, bulundukları ülke hükümetleri, kamu, özel sektör ve birbirleri ile yaptıkları iş birliklerine, bunun için yapılan ortaklaşa çalışma ve alınan kararlara genel olarak inovasyon politikaları deniliyor. Bu konuda en yetkili ve en etkili merci hükümetin kendisi olmak zorunda. Hükümetler, ülke sınırları içerisinde bulunan şirketler, ülke halkı ve tüm kuruluşlar için gerekli düzenleme, imkan ve iyileştirmeleri sağlamakla yükümlü. En azından gelişmiş ülke hükümetlerinden bu davranış aktif olarak talep ediliyor. Küresel rekabet ve toplumların kalkınabilmesi için bu tavır olmazsa olmaz bir öneme sahip. Daha mikro ölçekte ise, inovasyonlar gerçekleştirme hedefine sahip şirket ve kuruluşlar, öncesinde de belirttiğim gibi insana yatırım yaparak, elinde tuttuğu yetenek yelpazesini besleyecek, onları teşvik edecek ve düşünce / hareket serbestisi sağlayacak ortam ve koşulları temin etmeye çalışıyorlar. Takdir edersiniz ki gerçek dünyada bu, yazıldığı ve okunduğu kadar basit bir konu değil. Şu anda Dünya üzerinde inovasyon konusunda en başarılı örnekler Amerika ve Japonya’dan çıkıyor. Avrupa son birkaç yıldır meseleye ağırlık vermiş durumda. Arkadan gelen oyuncular ise Çin ve Hindistan. Kapitalizm odaklı küresel bir ekonomide her şey sadece duygusal olduğu için biz de trene son anda binmeye çalışan ülkeler arasında geliyoruz, uğraşlarımız şimdilik son vagonu yakalamaya yönelik. Aslında Türkiye, Türk Milleti ve Türk şirketleri için durum sanıldığından daha çetrefilli ve daha garip. Tarihinde ezici bir üstünlükle, takımsallık içermeyen bireysel başarılara sahip, birey olarak son derece yaratıcı ve girişimci ve buna tezat, eğitim sistemi tamamıyla ezbere dayalı, farklı olanın ve farklı düşünenin çoğu yerde dışlandığı, sistemlere göre değil içimizden geldiği gibi iş gören bir ülkenin evlatları olan bizler acaba inovasyon konusunda ne denli başarılı olabiliriz ? Kendi düşünceme dayanarak bu sorunun iki farklı cevabı olduğunu düşünüyorum. Kurumsal kimliğini yurt dışındaki rakiplerini örnek alarak oluşturmuş şirketler eğer yeterli kaynaklara da sahipseler global anlamda inovasyonla ilgili tavsiye edilen önerileri ve modelleri uygulayarak başarılı olabilirler. Zaten var olan şirket yapıları ve çalışanlar, sistemlerle uyum içinde çalışabilme yeteneğini kazanmışlardır. Diğer yandan tabiri caizse “Anadolu Kaplanları” olarak nitelendirdiğimiz patron şirketleri ve KOBİ’ler için, günümüzde inovasyonla ilgili tartışılan konu ve uygulamaları olduğu haliyle gerçekleştirmeye çalışmak “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmakla” aynı anlama gelir. Nasıl ki markalaşma ve teknoloji konularında süslü birkaç başarı hikayesinin yanında gerekli bilinç oluşturulamadığı için çokça hayal kırıklığı ile karşılaşıldıysa bu konuda da yine benzer sonuçlar elde etmek yüksek olasılıklar dahilindedir.
11. İ N O V A T İ F D Ü Ş Ü N C E L E R Bu durumda alınabilecek en yerinde kararın, meseleye bir Türk gibi yaklaşmak ve öne sürülen modelleri bizim gerçekleştirebileceğimiz şekle uyarlayabilmek olduğuna inanıyorum. Gerçekleştirilecek tüm atılımlarda, önce kendimizi, iş yapma biçimimizi, sahip olduğumuz nitelikleri ve varlıklarımızı bilip sonrasında tüm bu maddi ve manevi değerlerimizle bize önerilenlerin bir karışımını yapabilir ve uygulamasını gerçekleştirebilirsek başarının hem de dünya nezdinde başarının bizler için kaçınılmaz olacağını düşünüyorum. Tüm anlatılanlara dayanarak başlangıç noktamız mümkün olduğu kadar öğrenmek, sorgulamak ve düşünmek olmalı. Bunun için araştırmaya, bilgiye sahip olmaya ve olabildiğince soru sormaya ihtiyacımız var. Yaratıcılık dediğimiz şey, evrende olan her şeyi birbirleriyle ilişkilendirerek ortaya yeni anlamlar çıkarmak, sahip olduğumuz bilgiyi parçalarına ayırarak parçalardan yeni bir bütün oluşturmaktan ibaret. Çocukça merakınız sürdükçe, etrafınızda olan her şeyi farklı bir yönünden görebildikçe ve gözlemlemeye devam ettikçe yaratıcılığınız artarak sürecek. İlkleri gerçekleştirmek insanlar için her zaman zor, meşakkatli ama bir o kadar da heyecan verici olmuştur. İnovasyon konusu Ülkemiz için bir ilk, bu yazı ve bülten benim için bir ilk ve bu konu hakkında fikir yürütmek belki sizin için de bir ilk. İlerleyen günlerde eminim etrafınızda ve iş dünyasında inovasyon konusu ile ilgili birçok şey duyacaksınız. Ben de burada elimden geldiği kadar inovasyon, inovatif düşünme ve yaratıcılık, Ülkemiz ve Dünya’dan inovasyon örnekleri ve birbirleri arasındaki bağlantıları gerek kendi fikirlerimle gerekse konu ile ilgili olduğunu düşündüğüm çeşitli kişilerin yaptıkları araştırmalardan alıntılar yaparak sizlere aktarmaya çalışacağım. Yapacağım araştırma ve çalışmaların yorucu ve zor olabileceği söylenebilir. Fakat hepimizin bildiği gibi yaratıcılık da esas olarak zor zamanlarda kendini göstermez mi ? Saygılarımla. Serdar BELBAĞ Not : Bu makelede Syn. Şirin ELÇİ ve Syn. Arman KIRIM’ın çalışmalarından faydalanılmıştır.