Naci el-Ali, "Filistin'in aktivist adı'dır. Dolayısıyla vatana dönüş, hürriyet,
uzun ve baskı dolu sömürge gecesine son vermenin yegâne yolu olan devrim
sürecinin de aktivist çizgisidir.
Aynen budur: Vatan olarak, çadır olarak ve insanın insanlığını seferber
eden bir dava olarak. Küçük haritası, dünyayı içine alacak, hatta ona dar gelecek
kadar genişlemiş; ne adalet ruhu ne zulmü zalimlerin yüzlerine çalma iradesi
için alan kalmıştır.
Naci işte o "ağaç"tır: Onun çocuğu, gölgesi, ıslak toprağa batmış köküdür.
Damarlarıyla denizi denize, Doğu'yu Batı'ya bağlar. Sevmeseler de, yaşadıkları
gerçeği farklı göstermeye çalışsalar da hepsi onun ailesidir. O, günden güne
büyüyen çaresizliklerini teşhir edendir.
Naci, Felaket'i yaşamış biri olarak, bir gün mutlaka gelmesi gereken bir zaferin
ebedi düş kurucusudur. O, daimi kışkırtıcı, daimi "anarşist", acı gerçek
karşısında düşlerden kuvvet alandır. Bu sebepledir ki onun üslubu -fırçası-, kemikleri
delik deşik edecek şiddette bu alaycı kokuyu taşır.
Daha iyi bir yarın adına, yegâne ümit ve vaat devrim olduğu için başka hiçbir
şey Naci'yi bu yolun davetçisi olmaktan ayıramamış, ondan alıkoyamamıştır.
Şekliyatı önemsemez, gövde gösterilerinden etkilenmezdi. Devrimci nutukların
ve onların sahiplerinin cirit attığı ortamlarda yolunu asla kaybetmezdi. Her
zaman devrim kavramı ve devrimciler üzerinde durur, onları ilk hallerindeki sadelik,
temizlik ve netlikle tarif ederdi. Ebu Zer ve Rebezeliler gibi kahramanları
örnek verirdi.
***
Naci için orta yol yoktu.
Gri de yoktu.
Alanı ne kadar az olursa olsun, beyaz beyaz, siyah siyahtı. Bu ikisi arasında,
olup bitenle olması gereken arasında ebedî bir çatışma sahası mevcuttu.
Naci, yaşanan hezimeti asla küçümsemez, ona yüz çevirmez, ondan kurtulmak
için kaderden veya mucizelerden medet ummazdı. Aksine hezimet şarabını
onuruyla yudumlar, onu sadistçe bir zevke dönüştürür, içi yanıp kavrularak
yerinden sokulurken neredeyse alay için dilini çıkarırdı.
Hezimetle çarpışarak mücadele eder, onun asrının sonu gelinceye kadar sizi
de mücadele saflarında yerinizi almanızı sağlayıncaya kadar acımasızca takip
ederdi.
***
Siyasete ve hayatın kaygılarına mola verip biraz gülümsemek veya kahkaha
atmak için karikatür arıyorsanız, Naci'yi okumayın.
Onu, kaygılarınıza ve tarihinizin gerçeklerine daha bir derinden dalmak
için okuyun.
Kendiniz olabilmek için, çadıra dönebilmek, onu kendinize ve yüz elli milyon
"Filistinli"ye, büyük Arap âleminin evlatlarına yurt yapabilmek için okuyun.
Naci el-Ali, hepimiz için bir aktivist adıdır.
Benliklerimizin derinliklerinde, ölene kadar dimdik durmayı sürdürecek
"ağaç"ın köklerinde olduğumuz gibi olabilmek adına.
O o ağaç, o biziz.
Naci el-Ali, okurken kendimizden ve olmamız gerekliğinden çok uzakta
oluşumuzdan dolayı utanarak ağladığımız aktivist adımızdır.
Büyük şafağımızın doğabilmesi için "biz"in "o" olmasından başka çıkar yol
görünmüyor... O zaman "Hanzala" başını çevirecek ve daha güzel bir yarını
müjdeleyen bir ifadeyle tebessüm edecektir...
Talal Selman
5. NACİ el-ALİ: quot;AKTİVİST ADIMIZquot;
Naci için orta yol yoktu.
Gri de yoktu.
Alanı ne kadar az olursa olsun, beyaz beyaz, siyah siyahtı. Bu ikisi arasın
da, olup bitenle olması gereken arasında ebedî bir çatışma sahası mevcuttu.
Naci, yaşanan hezimeti asla küçümsemez, ona yüz çevirmez, ondan kur
tulmak için kaderden veya mucizelerden medet ummazdı. Aksine hezimet şa
rabını onuruyla yudumlar, onu sadistçe bir zevke dönüştürür, içi yanıp kavrula
rak yerinden sokulurken neredeyse alay için dilini çıkarırdı.
Hezimetle çarpışarak mücadele eder, onun asrının sonu gelinceye kadar si
zi de mücadele saflarında yerinizi almanızı sağlayıncaya kadar acımasızca ta
Naci el-Ali, quot;Filistin'in aktivist adı'dır. Dolayısıyla vatana dönüş, hürriyet,
kip ederdi.
uzun ve baskı dolu sömürge gecesine son vermenin yegâne yolu olan devrim
***
sürecinin de aktivist çizgisidir.
Aynen budur: Vatan olarak, çadır olarak ve insanın insanlığını seferber
Siyasete ve hayatın kaygılarına mola verip biraz gülümsemek veya kahka
eden bir dava olarak. Küçük haritası, dünyayı içine alacak, hatta ona dar gele
ha atmak için karikatür arıyorsanız, Naci'yi okumayın.
cek kadar genişlemiş; ne adalet ruhu ne zulmü zalimlerin yüzlerine çalma ira
Onu, kaygılarınıza ve tarihinizin gerçeklerine daha bir derinden dalmak
desi için alan kalmıştır.
için okuyun.
Naci işte o quot;ağaçquot;tır: Onun çocuğu, gölgesi, ıslak toprağa batmış köküdür.
Kendiniz olabilmek için, çadıra dönebilmek, onu kendinize ve yüz elli mil
Damarlarıyla denizi denize, Doğu'yu Batı'ya bağlar. Sevmeseler de, yaşadıkla
yon quot;Filistinliquot;ye, büyük Arap âleminin evlatlarına yurt yapabilmek için oku
rı gerçeği farklı göstermeye çalışsalar da hepsi onun ailesidir. O, günden güne
yun.
büyüyen çaresizliklerini teşhir edendir.
Naci, Felaket'i yaşamış biri olarak, bir gün mutlaka gelmesi gereken bir za
ferin ebedi düş kurucusudur. O, daimi kışkırtıcı, daimi quot;anarşistquot;, acı gerçek Naci el-Ali, hepimiz için bir aktivist adıdır.
karşısında düşlerden kuvvet alandır. Bu sebepledir ki onun üslubu -fırçası-, ke Benliklerimizin derinliklerinde, ölene kadar dimdik durmayı sürdürecek
mikleri delik deşik edecek şiddette bu alaycı kokuyu taşır. quot;ağaçquot;ın köklerinde olduğumuz gibi olabilmek adına.
Daha iyi bir yarın adına, yegâne ümit ve vaat devrim olduğu için başka hiç O o ağaç, o biziz.
bir şey Naci'yi bu yolun davetçisi olmaktan ayıramamış, ondan alıkoyamamış- Naci el-Ali, okurken kendimizden ve olmamız gerekliğinden çok uzakta
tır. Şekliyatı önemsemez, gövde gösterilerinden etkilenmezdi. Devrimci nutuk oluşumuzdan dolayı utanarak ağladığımız aktivist adımızdır.
ların ve onların sahiplerinin cirit attığı ortamlarda yolunu asla kaybetmezdi. Her Büyük şafağımızın doğabilmesi için quot;bizquot;in quot;oquot; olmasından başka çıkar yol
zaman devrim kavramı ve devrimciler üzerinde durur, onları ilk hallerindeki sa görünmüyor... O zaman quot;Hanzalaquot; başını çevirecek ve daha güzel bir yarını
delik, temizlik ve netlikle tarif ederdi. Ebu Zer ve Rebezeliler gibi kahramanla müjdeleyen bir ifadeyle tebessüm edecektir...
rı örnek verirdi.
Talal Selman
***
6. NACİ el-ALİ: G Ü N L Ü K EKMEĞİMİZ
Naci'den sakının! Yerküre onun için daire biçiminde bir haçtır. Kainât
onun nazarında Filistin'den küçüktür. Filistin ise onun gözünde kamplardır. O,
kamplardan dünyaya gitmez. Bilakis bütün dünyayı bir Filistin kampında toplar
ki ikisine beraber dar gelir. Esir, esirleriyle hürriyete kavuşabilir mi? Naci bunu
söylemez. Naci konvoy düzer, yıkar, patlatır. Şüphe ettiği ölçüde intikamcı de
Naci el-Ali hakkında 400 kelime yazmanız demek, o olmanız demektir.
ğildir. Daima düşman terler. Naci'nin Filistinlisi, sırf veraset yoluyla Filistinli
Yani kendini her gün ifşa ettiği hâlde sır kalmaya devam eden o sır olmanız.
olanlar değildir. Naci'nin bakışında tüm yoksullar Filistinlidir. Tüm mazlumlar,
Yalnız o konvoy düzer, yıkar, patlatır. Hiç kimseye benzemez, fakat mil
ezilenler, kuşatılanlar, gelecek ve devrim... Hepsi Filistinlidir.
yonların yüreklerine benzer. Çünkü o sade fakat mucizevidir, tıpkı bir somun
ekmek gibi. O hafıza dairesini kapamamıştır. Çünkü azap ve çileyi bir hadiseden yük
lenmemiş, yarayı tek bir vakadan almamıştır. Gelecek saatlere, karınca adımla
Onun beni yaptığı gibi kendisini asla resmedemem. Şu an yapabileceğim,
rına, yerkürenin iniltisine açıktır. Savaşın ortasında, ekmekle ilgili işlerin orta
onun ucuz siyah mürekkebinde yüz hatlarımın nasıl göründüğüne bakmak ola
yerinde oturur. Omurlara kadar öze taliptir, işte Naci böyle biridir, sizi gazete
caktır ki o, bir katliama tanık olan güzel bir gün gibi hem sıradan, hem de acı
ye, gazeteyi fazla söze muhtaç bırakmaz.
vericidir.
Bu sanatçı, sanatı fazla önemsemeyen bir insandır. Sanatçı olduğu kadar
Ona her sabah gıpta ederim. Ya da deyin ki, uyandığım her sabahın hava
bana göründüğü yönü budur. Sanatın, onu ilgilendirdiği nispette sevindirdiğini
sını belirleyen odur. Sanki içtiğim ilk kahve fincanıdır. Yirmi dört saatin özünü
düşünmüyorum. Çünkü sanat onun parmak uçlarından akardı ve sayıları bir tür
ve cevherini emmiş bir hâlde, trajedi pusulası istikametinde, yüreğimdeki yara
lü azalmayan insanlarla doluydu.
yı deşen yeni bir acı hareketi yönünde bana rehberlik eder.
Her an hiddet ve ret ile ilerler, başarıların üstünde fazla durmazdı. Sahip ol
Bir, iki, üç çizgi... Sadece onlarla insanlığın acı günlüğünü elimize tutuştu
duğu her şey araçtı ve estetik onun için bir amaç değildi. Çünkü kimi zaman sa
rur. Hakikati böylesine ender bir maharetle avlayan bu hırsız, ne harikulade bir
natı sanat için yapmış olsa dahi esas itibarıyla sanat için sanat yapma gibi bir
adamdır. Boğazlanışının ve suskunluğunun ortasında kurbana sanki yeniden za
kaygısı yoktu, insanlar buğdaya muhtaçken böyle bir endişeyi lüks kabul eder
fer bahşetmektedir.
di. Fakat unutmamak gerekir ki buğday da güzeldir sevgili Naci!
Şunu her zaman sormuşumdur: Dört bir yandan, hatta bazen derilerin altın
400 kelimeyle sınırlanan yerim burada sona eriyor. Ben nasıl şu zavallı va
dan fırlayıp çıkan böylesine çok sayıdaki düşmanı bu adama gösteren kimdir?
tandaşı başarıya muhtaç bırakmayacak veya bu zavallı sanatçıyı başarısızlıktan
Ona yol gösteren insanî boyutundaki zenginliktir. Gerçekten de temiz bir
müstağni kılacak bir tanıklıkta bulunabilirim? O, sağlıklı bir yola girmiş, sade ve
insan, en komplike radardan bile daha yoğun bir hassasiyete sahiptir. Her türlü
sıradan insanlar için ve onlar adına dünyanın huzuruna çıkmış, kâğıdını ve kur
ihlali ve saldırganlık teşebbüsünü açık ve net bir biçimde kaydeder. Çünkü ola
şun kalemini çekerek herkes için bir vade olmuştur.
ğanüstü bir ferasete ve engin bir trajedi tecrübesine sahiptir. Gönlü geniş, me
kânı dar, ağlaması kolay ve darbelere doymuş bir Filistinli. Suskunluğunda
kampların çalkantıları gizli. Mahmut Derviş