1. 1
Bitkisel İlaçlar ile Sanal Sağlık
Doç. Dr. Hüsniye KAYALAR
Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Ana Bilim Dalı- Bornova/İzmir
husniyekayalar@gmail.com
İnternetin olmadığı, sanal dünyanın daha hayatımıza girmediği yıllarda çok küçük
yaşlarda çocuklar evcilik yanında doktorculuk da oynardı. Sırayla anne, baba, çocuk olurduk
ya da hasta ve doktor olurduk. Şimdi bu oyunu ne yazık ki biz büyükler yine oynuyoruz hem
de kendi sağlığımızı ve başkalarının sağlığını bozarak. Günümüzde hekim olmadığı halde
hekimmiş gibi davranan, hastalıkları teşhis ve tedavi ettiğini sanan, hatta üstüne bir de eczacı
gibi davranıp ilacını yapan, geliştiren ve onu ambalajlayıp, etiketleyip her türlü basın, yayın
ve internet ortamını kullanarak tıpkı modern ilaçlar gibi halkın sağlığına sunan oyuncular var.
Ancak sağlıkta oyun olmaz, günümüzde yaşananlar, o çocukluk çağlarımızda oynadığımız
oyunlar kadar masum değil ne yazık ki.
Radyo ve televizyon kanalları, gazeteler ve internet üzerinde satışa sunulan sağlık
ürünlerinin insan hayatını ciddi bir şekilde tehdit ettiği görülmektedir. En büyük tehditlerden
birisi de bitkisel ürünler ile yapılan aldatıcı, yanlış yönlendirici, umut verici reklamlardır. Bir
programı izlerken tele alışveriş ya da tele market adıyla özellikle bitkisel ürünlerin pek çok
hastalık durumunda nasılsa doğaldır ve zararsızdır mantığıyla pazarlandığı görülmektedir.
1980’li yılların sonlarında bitkisel ilaçlara olan ilgi dünya genelinde hızla artmaya
başlamıştır. İnsanlığın varoluşundan bu yana bitkilerden gıda başta olmak üzere, çay, baharat,
boyar madde olarak ayrıca, zehir hazırlama, keyif verici madde hazırlama ve barınma amaçlı
yararlanılmıştır. İnsanlığa atalarından kalan, geleneksel ve folklorik en önemli miras olan
doğada yetişen bitkilerden faydalanma bilgisi olan etnobotanik ve etnofarmakolojik
araştırmalar günümüz bilimsel çalışmalarının temel dayanağını oluşturmuştur. Bilim ve
teknolojideki ilerlemeler özellikle kimya bilimindeki hızlı gelişmeler neticesinde bitkilerin
içinde yağ, karbonhidrat gibi primer metabolizma ürünleri yanında sekonder metabolitler olan
alkaloit, tanen, flavonoit, iridoit, kumarin, lignan grubu bileşikler, saponozitler, antrasen
bileşikleri, antosiyanidinler, terpenik bileşikler, fenolik bileşikler, sabit yağlar ve uçucu
2. 2
yağların varlığı saptanmıştır. Geleneksel olarak deneme yanılma yöntemi ile bitkilerin
tedavideki ampirik kullanımlarının yerini modern bilimsel yöntemlerle araştırılmış, etkili
bileşikleri tespit edilmiş ve etkisi ve güvenilirliği kanıtlanmış olan bitkisel ürünlerle tedavi
almıştır. Bitkisel droglarla bilimsel olarak yapılan tedavi şekline ise FİTOTERAPİ adı
verilmiştir. Fitoterapi kapsamında bitkilerin etkili kısımlarından (drog) toz şeklinde
yararlanıldığı gibi bunlardan hazırlanan çeşitli çay, ekstre, tentür, uçucu ve sabit yağ yanında
fitoterapötik ve fitofarmasötik olarak adlandırılan çeşitli farmasötik şekilleri halinde de
yararlanılmaktadır. Hangi bitkinin hangi türünün, hangi kısmının insan sağlığı açısından
yararlı olabileceği, faydalı bitki kısımlarının hangi dönemde ve nereden toplanması gerektiği
ve nasıl bir yöntem ile etkili bileşiklerin tespit edilip izole edilebileceği, bitkilerin içerdiği
etkili bileşikleri, bu bileşiklerin etkileri, yan etkileri, toksisitesi ve gıdalar ve ilaçlarla
etkileşimleri ile ilgili tüm bilgiler eczacılık fakültelerinde Farmakognozi başta olmak üzere
çeşitli temel ve meslek bilimleri bölümlerinin lisans ve lisans üstü programlarında kapsamlı
olarak verilmektedir.
Çeşitli biyolojik ve farmakolojik araştırmalar, kalite kontrol ile standardizasyon ve
stabilizasyon çalışmaları sayesinde geleneksel bitkisel tedavi günümüzde modern tıp anlayışı
içinde çağdaş fitoterapi olarak gelişmiş ülkelerde çeşitli yasal düzenlemeler ile
uygulanmaktadır. Ancak ülkemizde sentetik ilaçlara olan ilgi ve yatırımlar ve tıp eğitim
sisteminde fitoterapi eğitiminin yer almayışı, bitkilerle tedavi konusunda boşluğa neden olmuş
ve bu boşluk konu ile ilgisi olmayan kişiler tarafından doldurulmaya çalışılmıştır. Çeşitli aktar
veya şifalı bitkiler ya da baharat dükkanları doktorun ve eczacını yerini almış hastalığı hem
teşhis hem de tedavi etme rolünü üstlenmişlerdir. Aktar veya baharat dükkanlarındaki
bitkilerin güvenilirliği, saklama ve satışa sunma koşulları bile başlı başına büyük bir sağlık
sorunuyken, günümüzde sanal alışverişin en büyük payını oluşturan bitkisel içerikli sağlık
ürünlerinin internet siteleri aracılığıyla halka sunulması ve bu sunumların umut tacirliğine
dönüşmüş olması sağlık üzerinde oynanan tehlikeli oyunun yetkili makamlarca kontrolünü de
olanaksız hale getirmiştir. Günümüzde bilgiye ulaşmak, bir konu hakkında farklı kaynaklara
ulaşmak internet sayesinde oldukça kolaylaşmıştır. Reçeteli ilaçların aksine, bitkisel ilaçlara
doktor tavsiyesi olmaksızın ulaşılmaktadır. Bazı internet sitelerinde bitkisel içerikli ürünlere
ulaşmakta kolaylık sağlanmakta, tedavi süresini ve maliyetini azaltma iddiasıyla halkın sağlığı
ile oynanmaktadır. Oysa ki hekime danışmadan koyulan teşhis ile kendi kendini tedavi etme
çabaları, doğru yapılabilecek tıbbi müdahaleyi geciktirecek ve ciddi bir hastalık seyri söz
konusu ise içinden çıkılamaz hastalıklar zincirinin de gelişmesi kaçınılmaz olacaktır.
3. 3
Özellikle son yıllarda obesite ürünlerine olan ilgi giderek artmaktadır. Obesite tedavisi
için sunulan ürünlerin pek çoğunda Ephedra türleri, efedrin, Citrus türleri, sinefrin, yeşil çay,
kafein, guarana, ginseng yanında çeşitli idrar artırıcı etkisi olan droglar, laksatif etkili droglar,
müsilaj ve lif içeren ve tokluk hissi veren droglar, iyot bakımından zengin olan ve tiroid
hormonunu stimüle eden droglar ve meyan köküne rastlanmaktadır. Ancak satışa sunulan bu
ürünlerin etiketinde, etkisi ile ilgili herhangi bir bilgi olmadığı gibi yan etki ve etkileşimlerine
dair hiçbir uyarı da bulunmamaktadır. Kafeinin yüksek dozlarında hipokalemi gelişebilir ve
kasılmalar ile birlikte aritmi oluşabilir. Sinefrin ve efedrin içeren ürünler de aynı şekilde
taşikardi, myokard infaktüsü, kardiyak arrest ve ventriküler fibrilasyona neden olabilir. Citrus
türleri, ilaçları metabolize eden enzim sistemi sitokrom P450’i engelleyerek alınan diğer
ilaçların kandaki seviyelerinin aniden yükselmelerine neden olabilir Meyan kökü ise en basit
açıklaması ile sıvı retensiyonunu azaltarak mineralokortikoid etki ile yüksek tansiyona neden
olabilir ve kardiyak toksisite riskini artırabilir.
Hastalar, hekime hatta en yakınlarına dahi kullandığı bitkisel destekler konusunda
doğru bilgi vermemektedir. Bu nedenle bazı yanlış teşhisler konulmakta veya tedaviler
gecikmektedir. Bir vaka ile bu durumu örnekleyecek olursak: 54 yaşında bir bayanın hafıza
yoksunluğu ve giderek artan kronik yorgunluk şikayeti ile geldiği klinikte yapılan uzun
tetkikler neticesinde, bulantı, kusma, hafif gastrointestinal şikayetler, bacaklarda kaşıntı ve
kızarıklık, başağrısı ve uyuklama hali ile hafıza kaybının, tamamen bitkisel ilaç içinde
bulunan arseniğin izin verilen sınırların çok üstünde bir değerde olmasına bağlanmıştır. İlacın
kesilmesi ile 3 yıldan fazla süren tüm nörolojik, gastrointestinal ve dermatolojik problemlerin
3-4 hafta içinde normale döndüğü bildirilmiştir.
Doğru bilgiyi doğru zamanda hekime vermek bile teşhisin ve dolayısıyla tedavinin en
önemli unsurudur.
4. 4
Bitkisel içerikli ürünlerde sağlığı tehdit eden miktarlarda en sık tespit edilen ağır metal
elementleri ve kimyasal bileşikler ile yaratabileceği potaniyel tehlikeler özetle bir tablo
halinde aşağıda verilmiştir:
Toksik Element/Bileşik Sağlık Üzerine En Belirgin Olumsuz Etkisi
Arsenik Akciğer ve deri kanseri riskini artırır, uzun süreli
maruziyeti ciltte pigment değişikliği, el ve
ayaklarda cildin kalınlaşması, hafıza kaybı, kronik
yorgunluğa neden olur.
Kadmiyum Lösemi ve testiküler tümör riskini artırır. Düşük
miktarlarında bile uzun süreli maruziyeti böbrek
ve akciğer hastalıkları, kemik dansitesinde
azalmalara neden olur.
Civa Ateş, uykusuzluk ve mod değişikliklerine neden
olur. Yüksek miktarlarında körlük, sağırlık yanında
uzun süreli maruziyette ciddi böbrek hasarı
gelişir.
Kurşun Akciğer, mide ve meme kanseri riskini artırır.
Karbofuran Kolinesteraz inhibitörüdür. Nörotoksin gibi
davranır ve karın bölgesinde kramplar, ishal,
bulantı ve kusmaya neden olur.
Klorpyrifos Düşük dozlarında bile başağrısı, görmede
bulanıklık, sulu gözler, sersemlik vve konfüzyona,
ishal ve kalp atımında ani değişikliklere neden
olur. Daha yüksek dozlarında ise kasılmalar, koma
hali ve ölüm kaçınılmazdır.
p,p-DDE
(dklorodifenildikloroetilen)
DDT(diklorodifeniltrikloroetan, pestisit etkili
bileşik)’nin yıkım ürünüdür. Karaciğer ve tiroid
tümörlerinin gelişmesine neden olur.
Kalite, etki ve güvenilirliği konusunda kanıt sunulmayan ürünler eczanede bile satılsa
yine de tehlike arz etmektedir. İnternet ve çeşitli yayın araçları ile satılan pek çok ürünün
yasal olmayan maddeler içerebildiği (örneğin zayıflama ürünlerinde sibutramin maddesinin
5. 5
varlığı), toksik bileşiklere rastlandığı, başka bitkisel ürünlerle ya da mikroorganizmalarla
kontamine olduğu, çeşitli ağır metalleri, pestisitleri içerdiği bildirilmektedir. Bitkisel destek
ürünü olarak piyasaya sürülen bir ürünün etiketinde tedavi edici veya spesifik bir hastalığı
önleyici etkisi olduğuna dair bir ifade Amerika Birleşik devletlerinde gıda ve ilaç dairesi olan
FDA (Food and Drug Administration) onayı olmaksızın yer alamaz. Ancak bir ürünün satışa
sunulması için FDA onayına ihtiyaç yoktur. FDA sadece satış sonrası tüketicilerden ve
firmalardan gelen etki ve yan etkilere dair şikayetleri değerlendirir ve eğer güvenlilik sorunu
var ise FDA ürünün hangi riskleri taşıdığını kanıtlarla bildirerek ürünün satıştan kaldırılmasını
sağlar. Etiketinde herhangi bir endikasyon belirtilmeyen bitkisel içerikli bir üründe “FDA
onayı” ibaresi bile halkı yanıltmaktan başka bir şey değildir. Radyo ve televizyon kanallarında
ve internet satış sitelerinde yanıltıcı ancak bir o kadar da ikna edici ifadeler ve sunulan
promosyonlar ile bitkisel içerikli ürünler satılmaktadır. Mesleği ne olursa olsun yeter ki ünlü
olsun, bu ünlü kişiler tarafından reklamların yapılması ise halkın gözünde güvenilir olma
sebebi olmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından sağlık; herhangi bir hastalık ve güçsüzlük
halinin olmaması ve bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan tam bir iyi olma durumu olarak
tanımlanmıştır. İlaç tanımı ise, “fizyolojik sistemleri veya patolojik durumları alanın yararı
için değiştirmek veya incelemek amacıyla kullanılabilen madde” olarak yapılmıştır.
Anayasamızın 56. Maddesi uyarınca, devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde
sürdürmesini sağlamakla yükümlüdür. Yaşam kalitesini artırmak, sağlıklı yaşamak,
hastalıklardan korunmak veya hastalıkları tedavi etmek amaçlı satışa sunulan ve kullanılan
ürünler de bitkisel içerikli bile olsa aynı beşeri ilaçlar gibi takip sistemine alınmalıdır bu tip
ürünlerin ruhsat yetkisi Gıda, Hayvancılık ve Tarım Bakanlığı’nda değil, Sağlık
Bakanlığı’nda olmalıdır. Türkiye Cumhuriyetinde hekimlik yapmak ve hasta tedavi
6. 6
edebilmek için Türkiye Tıp Fakültelerinden diploma almak şartı aranmaktadır ve 1219 sayılı
kanun ile “hastalıkları tedavi etme hakkı tıp doktorlarına ait olduğu da bildirilmiştir. Bu
kanunun 25. maddesinde hasta tedavi eden veya hekimmiş gibi davranan kişilerin hapis ve
para cezası ile cezalandırılacağı hükmü de yer almaktadır. Ayrıca 17 Mayıs 2012’de kabul
edilip resmi gazetede yayınlanan 6308 sayılı Eczacılık Yasasının 28. Maddesinde “tıbbi
bitkisel ürünler ile homeopatik ilaçların sadece eczanelerde satılacağı da bildirilmiştir.
Çıkarılan bu yasalara rağmen, uygulama ve denetimdeki eksikler yanında bitkisel
içerikli ürünlerin etiketinde endikasyon belirtilmediği için ilaç olarak görülmeyişi ve gıda
desteği olarak nitelendirilmesi sorunların başlangıç noktasıdır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığından izinli çeşitli bitkisel ürünlerin, Sağlık Bakanlığı tarafından toplatıldığına,
sağlık ile ilgili halkı yanıltıcı satış yapan internet sitelerine karartma cezası uygulanacağına
dair haberler basında yer almaktadır.
Başta bilimsel olmayan ve yetkisi olmayan kişi ve kurumların topluma mesaj
vermesinin engellenmesi gerekmektedir. Meslek örgütleri ve sağlık ile ilgili akademisyenler
tarafından oluşturulabilecek komisyonlar ile denetleme mekanizmalarının oluşturulması
gerekmektedir. Doktor-hasta-eczacı zincirinin bozulmaması ve halkın bilinçlendirilmesi için
tüm olanaklar sağlanmalı, sağlık üzerinde oynanan oyunlara, sağlık ürünlerinin
ticarileşmesine, kâr nesnesi olarak görülmesine ve sanal sağlık ticaretine artık son
verilmelidir.
7. 7
KAYNAKLAR
E. Amster, A. Tiwary, MB Schenker, “Cas e re port: Potential ars e nic toxicosis secondary to he rbal
ke lp s uppleme nt, Environme ntal He alth Pe rs pe ct” , 115(4):606-608, 2007.
United States Government Accountability Office (GAO), “He rbal Die tary s uppleme nts , Example s
of deceptive or questionable marketing practices and potentially dangerous advice ”, May 26,
2010.
Eczacılar ve He kimle r İçin Fitote rapi Kursu Notları, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi
Farmakognozi Ana Bilim Dalı, İzmir, 2012.
I.Eczacılar İçin “Eczane de Hazırlanabile ce k Bitkis e l Ürünle r” Kurs u Notları, Ege Üniversitesi
Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Ana Bilim Dalı, İzmir, 2013.