2. Doğru Tanı Koy
-Antibiyotik vermeden önce kültür için örnek al
(Kan, püy, idrar,balgam ve serebrospinal sıvı)
-Kültür imkanı yoksa olası enfeksiyon etkeni iyi
bilinmelidir
3. Tedavi engellerini kaldır:
Abse drenajı sağlanmalı, obstrüksiyon varsa
giderilmeli, enfekte katater gibi yabancı
cisimler uzaklaştırılmalı
4. En uygun antibiyotik seçilmelidir
Antibiyotik ile ilgili faktörler:
-Spesifiklik, farmakokinetik
Hasta ile ilgili faktörler
5. Spesifiklik:
-Geniş spektrumlu antibiyotik kullanımı
direnç gelişimine ve fırsatçı
enfeksiyonlara neden olabilir.
-Genel bir kural olarak enfeksiyon etkeni
mikroorganizmanın ve antibiyotik
duyarlılığının belirlenmesi gerekir.
6. -Ama her zaman klinik yanıt laboratuvar
verileriyle uyumlu olmayabilir.
İlacın emilimi, dokulara girişi, dokuların
PH sı, oksijenasyonu, mikroorganizma’nın
metabolik durumu gibi parametreler
cevabı etkiler.
7. -Ciddi enfeksiyonlarda ise dünya
genelindeki ve bölgedeki direnç durumları
göz önüne alınarak ampirik tedavi
başlanmalıdır.
14. Hepatik eliminasyona giren ilaçların dozu
ise karaciğer yetmezliğinde azaltılmalıdır.
Eritromisin, klindamisin, kloramfenikol,
rifampin ve ketokonazol karaciğerden
elimine edilen ilaçlara örnektir.
15. Gebelerde dikkatli olunmalıdır.
• Tetrasiklinler enamel ve kemik gelişiminde
bozukluklara yol açabilir, aynı
sebeplerden ötürü 8-12 yaşına kadar
çocuklarda kullanımı da sakıncalıdır
16. • Ko-trimoksazol folat eksikliğinden dolayı
teratojeniktir.
• Sulfonamidler doğuma yakın
kullanıldıklarında yenidoğanda kernikterus
yapabilirler (plazma proteinlerinden
bilirubini ayırırlar)
17. • Kinolonlar kıkırdak gelişimini bozdukları
için gebelerde ve çocuklarda sakıncalıdır
• Çoğu antiviral ve antifungal ilaçlar
teratojeniktir
18. • Metronidazol, rifampin emzirme
döneminde kullanılmaları sakıncalı olan
antibiyotiklere örnektirler. Bu ilaçlar aynı
zamanda teratojeniktirler.
19. İlaç Etkileşimleri:
• Aminoglikozidlerin toksisitesi kıvrım
diüretikleri ve vankomisin ile artar
• Sulfonamidler bazı ilaçları plazma
proteinlerinden ayırırlar:
– Sulfonilürelerle hipoglisemi oluşabilir
– Varfarinin etkisi artar
20. • Eritromisin karaciğer enzimlerini inhibe
ederek fenitoin, kinidin, teofilin, varfarin
gibi bazı ilaçların etkisini artırır.
• Rifampin ise karaciğer enzimlerini
indükleyerek digoksin, oral
kontraseptifler, kinidin ve varfarinin
etkisini azaltır
22. Kombinasyon yapıldığı durumlar:
• Tüberküloz gibi kronik enfeksiyonlarda
direnç gelişimini önlemek için
• Nedeni henüz bilinmeyen ciddi
infeksiyonlarda (ciddi toplumda kazanılmış
pnömoni, nötropeni sonucu septisemi vb)
ve karma mikrorganizmaların neden olduğu
infeksiyonlarda (barsak perforasyonu
sonucu peritonit gibi) etki spektrumunu
genişletmek için
23. • Ayrı ayrı verildiklerinde etki elde
edilemeyen ama beraber verilince etki
alınan antibiyotikler ile
– (enterokokal endokarditte penisilin ve
gentamisin kombinasyonu)
• Antibiyotiklerin dozunu ve dolayısıyla yan
etkileri azaltmak için
– (Kriptokok menenjitinde flusitozin ve
amfoterisin B kombinasyonu)
24. İlacı uygun doz ve şekilde
ver.
-Antibiyotik dozu yaş, vücut ağırlığı,
böbrek ve karaciğer işlevleri ve
enfeksiyonun şiddeti gibi pek çok etmene
bağlı olarak değişir.
-Ciddi enfeksiyonlarda doz artırılmalı,
-Bunun yanında yetersiz doz direnç
gelişimine de neden olabilir
25. Öte yandan terapötik indeksi dar olan
antibiyotiklerin ( aminoglikozidler gibi)
kullanımında aşırı dozdan kaçınmak
önemlidir ve ilacın plazma
konsantrasyonları takib edilmelidir
26. -Ciddi infeksiyonlarda, yüksek terapötik
konsantrasyonlara hızlı ve güvenilir bir
şekilde ulaşıldığı için paranteral yol tercih
edilmelidir.
-Klinik düzelmeden sonra ise oral yola
geçilmelidir. Pek çok antibiyotiğin emilimi
iyidir.
-Bunun yanında oral uygulama sonucu
antibiyotik ile ilişkili diyare riski daha
yüksektir.
27. Belirgin iyileşme sağlanıncaya
kadar tedaviye devam et
-Akut enfeksiyonların çoğu 5-10
gün tedavi edilir.
-Bunun yanında tüberküloz ya da
kronik osteomyelit gibi durumlarda
tedaviye uzun süre devam
edilmelidir.
28. Antibiyotik proflaksisinin
yapıldığı durumlar:
1)Primer enfeksiyonun önlenmesi:
Romatizmal ateş, tekrarlayan üriner
sistem infeksiyonları gibi
2)Kronik bir enfeksiyonun akut
alevlenmelerinin önlenmesi:
Kistik fibroziste bronşit.
3)İnsanlar arasında bazı
infeksiyonların yayılımının önlenmesi:
Meningokokal menenjitte rifampisin
29. 4)Fırsatçı enfeksiyonların önlenmesi:
Dişle ilgili girişimler sonucu bakteriyal
endokardit ve barsak cerrahisi sonrası
peritonit.
İmmün sistemi baskılanmış hastalar
antibiyotiklerden fayda görebilirler.
Örneğin nötropenili hastalarda Gram –
septisemi olmaması için oral kinolon
verilmesi, pnomosistis karini
pnömonisine karşı ko-trimoksazol
verilmesi
31. Cerrahi girisimlerde dar spektrumlu
bir antibiyotik sadece riskli
zamanda verilmeli ve kısa süreli
olmalı.
-Cerrahi girişimden hemen önce
başlamalı, dirençli organizmalar
seçilmemiş olur.
32. Virüs infeksiyonlarında (solunum
yollarınındaki ve kızamık gibi)
proflaktik antibiyotik kullanımı
tartışmalıdır. Antibiyotiğin yan
etkisi ve dirençli mikroorganizma
sonucu infeksiyon bu uygulamanın
dezavantajlarıdır. Bu durumlarda
antibiyotik vermek yerine
komplikasyon oluşursa hemen tedavi
etmek genellikle daha akılcıdır
34. Direnç:
Mikroorganizmalar antibiyotiklere
karşı primer olarak dirençli olabilir
ya da antibiyotik kullanımı sonucu
dirençli mikroorganizmalar ortaya
çıkabilir.
35. Direnç gelişimine karşı şu
tedbirler alınmalıdır:
• Endikasyon, seçilen antibiyotik, dozu ve
tedavi süresi uygun olmalı, tedavi mümkün
olduğunca kısa sürede sonlandırılmalı.
Mümkün olduğunca dar spektrumlu
antibiyotikler tercih edilmeli.
• Tüberküloz gibi direnç gelişimi kolay olan
durumlarda kombine antibiyotik kullanımı
• Hastenelerin ve toplumun direnç
durumunun takibi ve ampirik tedavinin
buna göre düzenlenmesi
36. • Hastanelerde, dirençli
mikroorganizmaların yayılmaması için
infeksiyonlar iyi kontrol edilmeli
(taşıyıcılar izole edilmeli, sağlık
personelinin el yıkama alışkanlıkları
geliştirilmeli).
• Hastanelerin belirli bir antibiyotik
politikası olmalı
37. • Antibiyotik kullanımının sınırlandırılmalı:
• Özellikle yeni antibiyotiklerin kullanımı
sınırlı olmalıdır, mümkün olduğunca eski
antibiyotiklerle tedaviye devam
edilmelidir.
38. Süperinfeksiyon:
Antibiyotik kullanımı sonucu genellikle
normal flora baskılanır. Bu durum daha
çok geniş spektrumlu antibiyotikler ile
görülür. Bazen bu baskılanma sonucu ilaca
dirençli mikroorganizmalar enfeksiyon
oluşturabilirler.
(candida albikans, pseudomonas,
s.aureus, c.difficile gibi)
39. Antibiyotikle ilişkili kolit (psödomembranöz
enterokolit).
-Clostridium difficile’in oluşturduğu bir
süperinfeksiyondur. Klindamisin bu duruma
en sık yolaçan antibiyotiktir. Bunun yanında
bu duruma daha sık yol açan diğer
antibiyotikler enjektabıl sefalosporinler ve
ampisilin/amoksisilin dir.
Hafif vakalar genellikle ilacın kesilmesiyle
düzelir. Ağır vakalarda oral metronidazol
verilir, vankomisin de verilebilir.