Hipertansiyon patogenezi(fazlası için www.tipfakultesi.org)
1.
2. Kan basıncını regüle eden mekanizmalar
Diyet ve tuz alımı kan basıncı ilişkisi
Diyetteki Na fazlalığının patogenezdeki rolü
Patogenezde kilit organ böbrek
Endotelin ve NO’nun patogenezde yeri
Sempatik aktivite artışı ve esansiyel hipertansiyon
İnsülin rezistansının patogenezde rolü
Genetik ve esansiyel hipertansiyon
SUNUM AKIŞI
3. Aşırı Sodyum Nefron Sayısında Stres Genetik Obesite Endotel Kökenli
Alınması Azalma Değişiklikler Faktörler
Böbrekten
sodyum
retansiyonu
Filtrasyon
yüzeyinin
azalması
Sempatik
Sinir
Sistemi
aktivitesinde
artma
Renin -
Anjiyotensin
Fazlalığı
Hücre
zarında
değişme
Hiper-
İnsülinemi
Sıvı Hacminde
Artma
Venöz Konstriksiyon
Önyükte Artma Kontraktilite artışı İşlevsel Konstriksiyon
Yapısal Hipertrofi
KAN BASINCI = KALP DEBİSİ x PERİFERİK DİRENÇ
Hipertansiyon = CO’ da artma ve / ya da PD ‘de artma
Otoregülasyon
9. INTERSALT COPERATIVE
RESARCH GROUP
52 ayrı dünya bölgesinde;
OLGU: 10079
Yaşları (20-53)
AMAÇ: Kan basıncı ve 24 saatlik idrarda elektrolit
kaybının ilişkisi
SONUÇ:
Sistolik ve Diyastolik kan basıncı ile idrarla
atılan Na arasında pozitif bir ilişki vardır.
Na itrahı ile 30 yılda ortaya çıkan kan basıncı
artışı arasında da pozitif bir ilişki vardır.
10. DİYETTEKİ SODYUM FAZLALIĞI
VE
ESANSİYEL HİPERTANSİYON
EPİDEMİYOLOJİK KANITLAR
Brezilyada Yanomamo yerlileri
Kenyada Luo kabilesi
Luo kabilesinin şehre göç edenlerin de
hipertansiyon prevalansında artma.
Paulter NR. BMJ. 300:967-72 1990
11. DİYETTEKİ SODYUM FAZLALIĞI
VE
ESANSİYEL HİPERTANSİYON
DENEYSEL VE KLİNİK KANITLAR
Dahl’ın sıçan çalışmaları.
(Genetik yatkınlığı olan sıçanlarda)
Hipertansiflerde Na alımı kısıtlandığında
kan basıncı düşer.
Günde idrarda 95 mmol Na azalması ile
kan basıncı 6.3/ 3.2 mmHg düşer.
(meta-analiz)
Midley J. Jama 1996, 275: 1590-1597
12.
13. DENEYSEL VE KLİNİK KANITLAR
Goldblatt çalışmaları (1934)
Dahl çalışmaları (1972)
RENAL TRANSPLANTASYON HASTALARINDA:
Hipertansif aile anemnezi olan donörden
Tx yapıldığında MAP daha yüksek.
Hipertansif donörden Tx yapıldığın
hipertansiyon oranı daha yüksek.
Normotansif donörden Tx yapıldığında kan basıncı
normalize olur.
ESANSİYEL HİPERTANSİYON PATOGENEZİNDE
BÖBREĞİN ROLÜ
14. Trombosit
Reaktivasyonu
B Ö B R E K L E R
Venöz Tonüste Artma
[Ca2+
] i
[Na+
]i
VENÖZ DÜZ KAS
ENDOTEL
[Na+
]i [Ca2+
]i
NO Endotelin
Merkezi Venöz Hacimde AzalmaNa+
Alımı
Na+
Atılması
Kan Basıncının Yükselmesi
Kardiyovasküler
Refleks Aktivitede
Artma
ARTERİYEL
DÜZ KAS
[Ca2+
]i
[Na+
]i
Arteriyel Tonüste Artma
SEMPATİK NÖRONLAR
[Na+
]i [Ca2+
]i
Katekolamin geri
tutulumunda
azalma
Katekolamin
salıverilmesinde
artma
Na+
(+ Cl + H2O)
tutulmasında artma
ADH
Aldosteron
Renin
ANP
Ouabain
{
Plazma Hacminde Artma
[Na+
]i [Ca2+
]i
TROMBOSİTLER
Blaustein MP, Kidney Int. 49:1748-53,1996
Current Op. Neph. Hyper. 2000, 9: 165-171
Kardiyak
Hipertrofi
15. ESANSİYEL HİPERTANSİYON PATOGENEZİNDE
GUYTON HİPOTEZİ
Böbrekten Na ıtrahında defekt
Ekstrasellüler volüm artışı
Kardiyak autput’ta artma
Periferik kan akımında artış
Periferde vazokonstrüksiyon (oto regülasyon)
HİPERTANSİYON
25. Plak rüptürü
Proteoliz
Gibson GH, Dzau VJ. N Engl J
Med, 1994.
Hipoksi/iskemi
reperfüzyon
Oksidatif stres
Endotel disfonksiyonu
Diyabet
Sigara
Tromboz İnflamasyon Vazokonstriksiyon Vasküler lezyon
ve remodeling
PAI-1 VCAM - ICAM sitokinler Endotelin Büyüme
faktörleri
Klinik sekel
↓ NO • ↑ Lokal mediyatörler • ↑ doku ACE ↑ Anjiyotensin II
Endotel Disfonksiyonu ve
Kardiyovaskuler Hastalık
↑KB Dislipidemi
26. ESANSİYEL HİPERTANSİYON PATOGENEZİNDE
NİTRİK OKSİD’ İN ROLÜ
Esansiyel hipertansiyonlu olgularda:
Normotansiflere göre NO sentezi azalmıştır.
Nitrik Oksid Sintaz gen polimorfizmi vardır.
Asetil kolin’in indüklediği hipotansiyonda azalma vardır.
Esansiyel hipertansiyonlu ailelerin genç normotansif
bireylerinde de asetil kolin’in indüklediği hipotansiyonda
azalma söz konusudur.
Taddei S. Circulation 1996, 94: 1298-1303
27. Hipertansiyon
Siyah ırk
Tuz hassasiyeti
Yaşlı HT olgular
ANORMAL ENDOTELYAL CEVAP
NO
ANGİOTENSİN II
End Organ Hasarı
RENAL
Renal vasküler rezistansta artış
Glomerüler kapiller Bas. artış
Mezenjial hipertrofi
Proteinüri
Glomeruloskleroz
SEREBROVASKÜLER HASTALIK
KALP
Hipertrofi
Koroner vasküler remodeling
Sol ventrikül disfonksiyonu
NO’da kısmi azalma
28. ESANSİYEL HİPERTANSİYON PATOGENEZİNDE
SEMPATİK SİNİR SİSTEMİ’NİN ROLÜ
E.hipertansiyonlu olgularda:
N.epinefrin düzeyi yüksektir (meta-analiz)
Kalp ve böbrekte n.epinefrin salınımı artmıştır.
Genç hipertansiflerde sinir ucundan n.epinefrin salınımı
daha yüksektir.
E.hipertansiyonda mikronörografi yöntemi ile kas dokusunda
sempatik aktivitenin arttığı gösterilmiştir.
Katekolaminlerin pressör özellikleri dışında vasküler yatağa
trofik etkileri de vardır.
29. ESANSİYEL HİPERTANSİYONDA ARTMIŞ
SEMPATİK AKTİVİTE NEDENLERİ
Strese aşırı sempatik cevap söz konusudur.
Baro reseptör duyarlılığı azalmıştır.
İnsülin rezistansı, oubain like faktör, anjiotensin II,
endotelin, intrasellüler Ca++
artışı sempatik
aktiviteyi indükler.
30. HİPERTANSİF BİREYİN NORMOTANSİF BİREYDEN
KAN BASINCI YÜKSEKLİĞİ DIŞINDA FARKLILIKLARI
Daha obezdirler, glukoz toleransları bozulmuştur.
Daha yüksek :
Diabet prevalansına
Kolesterol, trigliserid düzeylerine
Koroner arter hastalığı riski
Serebro-vasküler hastalık riski
Oranda kardiyak hipertrofiye
Plazminojen aktivatör inhibitörüne sahiptirler
The Lancet 1994, 344: 101-106
Am.J.Epid 1990, 122: 827-833
The Lancet 1990, 338: 1827-1838
31. ESANSİYEL HİPERTANSİYON PATOGENEZİNDE
İNSÜLİN REZİSTANSI
Ilk kez 1966 yılında Welborn hipertansif bireylerde
daha yüksek plazma insülin düzeylerinin olduğunu
gözlemlemiştir.
1988 yılında Reaven Sendrom X’ i tariflemiştir.
İnsülinin stimüle ettiği glukoz alımında azalma
Glukoz intoleransı
VLDL, LDL-kolesterol ve trigliserid artışı
HDL-kolesterolde azalma
HİPERTANSİYON
32. OBEZİTE +
ANDROJEN
ABDOMİNAL
YAĞLANMADA
ARTIŞ
LİPOLYSİS SERBEST YAĞ
ASİTLERİNİN
SALINIMI
HİPERTRİGLİSERİDEMİHİPERTRİGLİSERİDEMİ
TİP II
DİABETES
MELLİTUS
PERİFERAL
İNSÜLİN
REZİSTANSI
PERİFERAL
İNSÜLİN
REZİSTANSI
ARTMIŞ
PANKREATİK
İNSÜLİN
SEKRESYONU
HEPATİK İNSÜLİN
EKSKRESYONUNDA
AZALMA
HİPERİNSÜLİNEMİ
SEMPATİK SİSTEM
AKTİVİTESİNDE
ARTIŞ
SODYUM
RETANSİYONU
VASKÜLER
HİPERTROFİ
HİPERTANSİYONHİPERTANSİYONKAPLAN N Arch, Intem Med 1989
33. ESANSİYEL HİPERTANSİYONLU OLGULARDA
AÇLIK İNSÜLİN DÜZEYLERİ
(META-ANALIZ)
Toplam 11 çalışmada 5858 esansiyel hipertansiyonlu hasta
çalışma kapsamına alındı.
Açlık serum insülin düzeyleri ile hem sistolik hem de
diyastolik kan basıncı arasında anlamlı korelasyon saptandı.
Vücut kitle indeksi ve yaş arasında da aynı ilişki mevcuttu.
Ancak açlık plazma glukoz düzeyleri ile sistolik ve diyastolik
kan basıncı arasında meta-analitik korelasyon yoktu.
Bu çalışma esansiyel hipertansiyon patogenezinde insülin
rezistansının rolünü desteklemektedir.
Denker P.S. Arch İntern Med. 1992, 152:1648-1651
34. HİPERTANSİF VE NORMOTANSİF AİLELERİN
NORMOTANSİF GENÇLERİNDE
İNSÜLİN SENSİTİVİTESİ
78 normotansif aile bireyi (kontrol grubu)
70 esansiyel hipertansiyonlu ailenin henüz normotansif
gençleri çalışma kapsamına alındı.
İnsülin sensitivitesi esansiyel hipertansiyonlu ailelerin
normotansif genç bireylerinde, kontrol grubuna göre
anlamlı olarak düşük saptandı.
Hipertansif aile bireylerinde insülin ve karbonhidrat
metabozilması bozukluğu hipertansiyon ortaya çıkmadan
çok daha önce mevcuttur.
Ferrari P. Am.J.Med. 1991, 91: 589-596
35. ESANSİYEL HİPERTANSİYON PATOGENEZİNDE
İNSÜLİNREZİSTANSI GÖRÜŞÜNÜ DESTEKLEYEN
DİĞER BULGULAR
Esansiyel hipertansiyonlu olgularda kilo kaybı; kan
basıncında düşme ve insülin rezistansında azalma ile
birliktedir.
Esansiyel hipertansiyonlu olgularda düzenli fiziksel
egzersizler; kan basıncında düşme ve insülin sensitivitesinde
artış ile birliktedir.
Renovasküler hipertansiyonda insülin rezistansı
söz konusu değildir.
Modan M. Diabetes Care 1991, 14: 470-483
Kaplan N. Hypertension 1989, 13: 250-260
36. İNSÜLİN REZİSTANSINDA ATHEROSKLEROZ
GELİŞİMİNİN HIZLANMASININ MUHTEMEL
MEKANİZMALARI
Hipertansiyon, hiperglisemi
Lipid anomalileri (HDL kolesterol, trigliserid)
Plazminojen aktivatör inhibitör 1’de artış
İnsülin’in arteriyel dokuya spesifik etkisi:
Düz kas hücrelerinde proliferasyon
Konnektif doku sentezinin stimülasyonu
Growth faktörlerin stimülasyonu (ILGF-1)
Kolesterol ve LDL-kol. sentezinde artış
(reseptör etkinliği ↑)
Lipid plaklarının oluşumunda artış,
gerilemesinde azalma
Williams B. The Lancet 1994, 344: 521-523
Weidmann P. J.Hypertension 1993, 11: 27-38
Gerald M. Diabetes Care 1991, 14: 33-37
Ralph A. Diabetes Care 1991, 14: 173-184
37. İNSÜLİN REZİSTANSINDA HİPERTANSİYON
GELİŞİMİNİN MUHTEMEL MEKANİZMALARI
Sempatik sinir sistemi etkinliği artar
Böbrekten Na ve su geri emilimi artar
Na+/K+ ATPaz etkinliği azalır
Ca++ - ATPaz etkinliği azalır
Büyüme faktörlerinin stimülasyonu
Na+/H+ pompasının etkinliği artar
Baron AD. J.Invest Med. 1996, 44: 406-412
Grassi G.Hypertension 1995, 25: 560-563
38. İNSÜLİN REZİSTANSINDA HİPERTANSİYON
GELİŞİMİNİN MUHTEMEL MEKANİZMALARI
Anjiotensin II ve aldosteron’a yanıtta artma
Hücre içi Ca++ artışı
Vazodilatatör prostoglandin sentezinde azalma
Endotelin salgılanmasında artma
OLF artışı insülin rezistansı ile birliktedir
Baron AD. J.Invest Med. 1996, 44: 406-412
Grassi G.Hypertension 1995, 25: 560-563
39. ESANSİYEL HİPERTANSİYONUN
GENETİK ÖZELLİKLERİ
Aile anemnezi %30-70 dir
Anjiotensinojen geninin moleküler varyantı
Addusin proteini
ACE gen polimorfizmi
Anjiotensin II tip 1 reseptör geni
Atrial Natriüretik peptid geni
Nitrik oksid sintaz geni
Lipoprotein lipaz geni
OLF ve ANP reseptör geni
51. Plak rüptürü
Proteoliz
Gibson GH, Dzau VJ. N Engl J
Med, 1994.
Hipoksi/iskemi
reperfüzyon
Oksidatif stres
Endotel disfonksiyonu
Diyabet
Sigara
Tromboz İnflamasyon Vazokonstriksiyon Vasküler lezyon
ve remodeling
PAI-1 VCAM - ICAM sitokinler Endotelin Büyüme
faktörleri
Klinik sekel
↓ NO • ↑ Lokal mediyatörler • ↑ doku ACE ↑ Anjiyotensin II
Endotel Disfonksiyonu ve
Kardiyovaskuler Hastalık
↑KB Dislipidemi
52. ATHEROSKLEROZ VE ANJİOTENSİN İLİŞKİSİ
Vasküler düz kas hücrelerinde hipertrofi
Vasküler düz kas hücre migrasyonu
Süperoksid anyon üretimi
Adezyon molekülü ve inflamatuar mediatörlerde aktivasyon
Monosit/Makrofaj aktivasyonu
Anjiotensin II’nin trombositler üzerine etkisi
Plazminojen aktivatör inhibitörünün stimilasyonu
55. Aşırı Sodyum Nefron Sayısında Stres Genetik Obesite Endotel Kökenli
Alınması Azalma Değişiklikler Faktörler
Böbrekten
sodyum
retansiyonu
Filtrasyon
yüzeyinin
azalması
Sempatik
Sinir
Sistemi
aktivitesinde
artma
Renin -
Anjiyotensin
Fazlalığı
Hücre
zarında
değişme
Hiper-
İnsülinemi
Sıvı Hacminde
Artma
Venöz Konstriksiyon
Önyükte Artma Kontraktilite artışı İşlevsel Konstriksiyon
Yapısal Hipertrofi
KAN BASINCI = KALP DEBİSİ x PERİFERİK DİRENÇ
Hipertansiyon = CO’ da artma ve / ya da PD ‘de artma
Otoregülasyon
56. ÖZET VE VURGULAMALAR
Esansiyel hipertansiyon patogenezinde birçok mekanizma
hastalığın başlangıcında veya devamında rol alırlar.
Tek bir patogenetik mekanizma ile hastalığı izah edebilmek
mümkün değildir.
Tüm patogenetik mekanizmalar sonuçta mutlaka
BÖBREK’e yönelir.
“HER YOL ROMA’YA ÇIKAR”
İtalyan özdeyişinde olduğu gibi:
57. ÖZET VE VURGULAMALAR
Esansiyel hipertansiyonda bu patogenetik mekanizmaların
çoğunluğu hipertansiyona ait organ komplikasyonlarının
hemen hemen tamamının gelişiminde de rol alırlar.
Notas del editor
Birleştirici model: Endotel disfonksiyonundan KVH’a
Amaçlar:
Hipertansiyon, dislipidemi, kalp hastalığı, diabet ve sigara gibi birçok etken KVH’ya yol açan fizyolojik ve yapısal değişikliklere neden olur.2
Bu bozuklukların herbirinde en önce oluşan değişikliklerden biri de oksidatif stres düzeyinde artışa neden olan endoteldeki oksidatif metabolizma değişikliğidir.Bu değişiklik endotel hücrelerinin bazı bileşikleri üretmesini artırırken diğerlerini azaltmasına neden olur.Böylelikle, vazokonstrüksüyonu kolaylaştıran nitrik oksit (NO) üretimi azalır.Plak ve tromboz oluşturan diiğer bileşikler salınırlar.
Diğer slaytlarda endotelde ortaya çıkan değişiklikler daha ayrıntılı olarak anlatılacaktır.
Birleştirici model: Endotel disfonksiyonundan KVH’a
Amaçlar:
Hipertansiyon, dislipidemi, kalp hastalığı, diabet ve sigara gibi birçok etken KVH’ya yol açan fizyolojik ve yapısal değişikliklere neden olur.2
Bu bozuklukların herbirinde en önce oluşan değişikliklerden biri de oksidatif stres düzeyinde artışa neden olan endoteldeki oksidatif metabolizma değişikliğidir.Bu değişiklik endotel hücrelerinin bazı bileşikleri üretmesini artırırken diğerlerini azaltmasına neden olur.Böylelikle, vazokonstrüksüyonu kolaylaştıran nitrik oksit (NO) üretimi azalır.Plak ve tromboz oluşturan diiğer bileşikler salınırlar.
Diğer slaytlarda endotelde ortaya çıkan değişiklikler daha ayrıntılı olarak anlatılacaktır.
Birleştirici model: Endotel disfonksiyonundan KVH’a
Amaçlar:
Hipertansiyon, dislipidemi, kalp hastalığı, diabet ve sigara gibi birçok etken KVH’ya yol açan fizyolojik ve yapısal değişikliklere neden olur.2
Bu bozuklukların herbirinde en önce oluşan değişikliklerden biri de oksidatif stres düzeyinde artışa neden olan endoteldeki oksidatif metabolizma değişikliğidir.Bu değişiklik endotel hücrelerinin bazı bileşikleri üretmesini artırırken diğerlerini azaltmasına neden olur.Böylelikle, vazokonstrüksüyonu kolaylaştıran nitrik oksit (NO) üretimi azalır.Plak ve tromboz oluşturan diiğer bileşikler salınırlar.
Diğer slaytlarda endotelde ortaya çıkan değişiklikler daha ayrıntılı olarak anlatılacaktır.
Dolaşım ve dokudaki ACE’in karşılaştırılması
Amaçlar:
Önceki slaytta dolaşımdaki ACE’in akut KB değişikliklerinden sorumlu olduğu anlatıldı. Bu slaytta gösterildiği gibi, vücuttaki ACE’in sadece yaklaşık %10’u plazmada dolaşır.7
ACE’in % 90’a yakın kısmı dokularda bulunur: örneğin, damarlar, kalp ve merkezi sinir sistemi.8-10 Bu sistemde, dolaşan veya lokal A I, lokal ACE tarafından A II’ye dönüştürülür. Vasküler ACE tarafından bu yerel A II oluşumunun uzun dönemde vasküler ve kardiyak yapı ve fonksiyonda rol aldığı düşünülmektedir.4,5,7,11
Birleştirici model: Endotel disfonksiyonundan KVH’a
Amaçlar:
Hipertansiyon, dislipidemi, kalp hastalığı, diabet ve sigara gibi birçok etken KVH’ya yol açan fizyolojik ve yapısal değişikliklere neden olur.2
Bu bozuklukların herbirinde en önce oluşan değişikliklerden biri de oksidatif stres düzeyinde artışa neden olan endoteldeki oksidatif metabolizma değişikliğidir.Bu değişiklik endotel hücrelerinin bazı bileşikleri üretmesini artırırken diğerlerini azaltmasına neden olur.Böylelikle, vazokonstrüksüyonu kolaylaştıran nitrik oksit (NO) üretimi azalır.Plak ve tromboz oluşturan diiğer bileşikler salınırlar.
Diğer slaytlarda endotelde ortaya çıkan değişiklikler daha ayrıntılı olarak anlatılacaktır.