3. 1768’de Heberden tarafından
* Bulunduğu yer ve eşlik eden boğulma hissi
nedeniyle angina pektoris olarak isimlendirilebilir...
* Etkilenenler yürürken, özellikle yemeklerden
sonra yürüken göğüslerinde canlarını alacakmış
gibi bir ağrı sıkıntıya tutulurlar, sabit durduklarında
rahatsızlık kaybolur...
* Birkaç ay sonra sabit durmakla geçmeyecek,
yatarken bile devam edecek, yutkunmak ve
öksürmekle ortaya çıkacak, günlerce devam
edecek...
* Çoğu erkek ve 50 yaş üzerinde, ölümcül...
Angina Pektoris
4. KöpükKöpük
hücrelerihücreleri
YağlıYağlı
çizgilenmeçizgilenme
Orta dereceliOrta dereceli
lezyonlezyon AteromAterom
FibrözFibröz
plakplak
KomplikeKomplike
LeLezyonzyon/R/Rüptürüptür
Endotel disfonksiyonu
Düz kas ve
kollajen
1. dekaddan itibaren1. dekaddan itibaren 3. dekaddan itibaren3. dekaddan itibaren 4. dekaddan itibaren4. dekaddan itibaren
Büyük ölçüde lipid birikimi nedeniyle büyüme
Tromboz,
hematom
Stary HC ve ark.’dan uyarlanmıştır. Circulation 1995;92:1355-1374
AterosAteroskklerolerozz GelişimiGelişimi
5. Koroner kalp hastalığı
klinik formları
Stabil Angina Pektoris
Unstabil Angina Pektoris
Akut Miyokard İnfarktüsü
Konjestif Kalp Yetersizliği
Disritmi
Ani Ölüm
6. Ateroskleroz dışı KAH nedenleri
Konjenital koroner arter hastalıkları
Pulmoner arter, aort, diğer koronerlerden çıkış
Koroner arterio-venöz fistül
Koroner arter anevrizması
Herediter bağ dokusu hastalıkları
Psödoxanthoma elasticum
Homosistinüri
Kistik mediyal nekroz
Kazanılmış koroner arter hastalıkları
Koroner emboli / Sifilitik aortit / Poliarteritis nodosa / Romatoid artrit /
SLE / Amiloid / Tümör infiltrasyonu / Mediastinal radyasyon / Ani Nitrat
kesilmesi
7. Kardiyak afferent vagal /sempatik
sinirlerin uyarılması
İSKEMİ
Bradikinin, Adenozin salınımı / koroner oklüzyon
Spinal kord da kardiyak
sinirler somatik servikal
torasik sinirlerle çaprazlaşır.
“ Yansıyan ağrı ”
Kemosensitif ve Mekanoreseptif reseptörler
Torasik beş kök uyarılması
Spinal kord
Talamus / Neokorteks
Göğüs / boyun / çene
10. LOKALİZASYONU ve YAYILIMI
Substernal ( Santral )
Sol prekordiyal bölge (Levine
bulgusu)
Sol kol ağrısı
Sol omuz
Çene altı
Sağ prekordiyal bölge
Sağ kol ağrısı
11. ŞİDDETİ ve KARAKTERİSTİĞİ
Ağırlık hissi
Baskı tarzında
Dolgunluk hissi
Yanma tarzında
Gaz şeklinde
* Solunumla değişmez !!!
Keskin bir ağrı değildir.
12. SÜRESİ ve CEVABI
Süresi 5-15 dakika
Etkenin ortadan kalkması ile son bulur
Dil altı nitrata cevap verir
13. ŞİDDETLENDİREN VE ORTAYA ÇIKARAN ETKENLER
Egzersiz ( izotonik / izometrik / ağırlık )
Emosyonel stres, heyecanlanma
Mental stres
Yemek ( aşırı )
Soğuk, sıcak, nem derecesi
Cinsel ilişki
Sigara ( aşırı )
Karbon monoksit
Tirotoksikoz
Ateş
Taşikardi
Anemi ( Hb < 9 gr/dL )
14. Egzersiz anginası egzersizin kesilmesinden birkaç dakika sonra
kaybolur, egzersiz öncesi dilaltı nitrogliserin alımı ile önlenebilir.
“Warm up” fenomeni
Soğuk olguların % 50’sinde anginaya neden olur.
Sıcak ve nem artışı kalp hızını arttırır.
16. Nokturnal angina
Yatar pozisyonda kardiyo-pulmoner kan volümünde
artış nedeniyle…
REM ve rüya görme ile ilişkili olrak sempatik
aktivite artışı sonucu…
17. Anginanın klinik sınıflaması
Tipik angina
- Karakteristik nitelik ve süreli substernal ağrı
- Efor ya da emosyonel stresle ortaya çıkması
- Dinlenme ya da nitratla geçmesi
Atipik angina
- Üstteki özelliklerin ikisi varsa
Kalp dışı göğüs ağrısı
- Üstteki özelliklerin en çok biri varsa
18. FİZİK MUAYENE
• Genellikle normaldir
•
•Risk faktörleri ile ilgili fizik muayene bulguları
Karotis üfürümü
Periferik nabız yokluğu
Ksantom, xanthelasma, arcus kornea
19. Kardiyak muayene tamamen normal olabilir
İskemi sırasında S3-S4, MY üfürümü, ral
Hipertansiyon tespiti
Hipotiroidi
20.
21. Kanada kardiyovasküler cemiyeti
( CCS ) angina pektoris sınıflaması
SINIF – I : Sıradan egzersizlerde rahat.
Ciddi, zorlu, uzun egzersizle ağrı
SINIF – II : Sıradan egzersizle ağrı.
Merdiven/postprandiyal yürüme
SINIF – III : Sıradan egzersizlerde ciddi
kısıtlama , iki kat çıkamama..
SINIF – IV : Hafif eforla/istirahatte
angina.
22. Sendrom X (Mikrovasküler Angina)
Angina Pektoris ve Normal koroner anatomi
Kadınlarda sık.
Prognoz iyi. MI insidansı < % 2.
Semptomlar % 25 olguda değişmezken,
% 29’ da kötüleşebilir.
Miyokardiyal küçük damar hastalığı,
Hb-oksijen disosiasyon bozukluğu, koroner adrenerjik
hiperaktivite, endotel disfonksiyonu, hiperdinamik kalp
sendromu…
29. > 2 mm ST depresyonu
Başlangıçta ST depresyonu
Test sonlansa da devam eden ST segment depresyonu
Egzersizle hipotansif cevap
Egzersizle kalp hızı artmaması
Egzersizle S3 galo gelişimi
Egzersiz stres testi
ciddi iskemi bulguları
33. Tedavi
Genelde AP tedavisinde ilk basamak, hastanın koroner risk
faktörlerinin ortaya konmasıdır
Hipertansiyon, sigara içimi, diyabet, dislipidemi, fiziksel inaktivite,
obezite gibi faktörler KAH'ın ortaya çıkmasında ve progresyonunda
oldukça önemli role sahiptir.
34. Hipertansiyon vasküler hasara sebep olarak ateroskleroz
progresyonunu hızlandırmakta, miyokardiyal oksijen
ihtiyacını ve altta yatan iskemik kalp hastalığı varlığında
iskeminin şiddetini artırmaktadır
Hafif-orta dereceli hipertansif hastaların tedavisi KAH
olaylarında ve mortalitede %16 azalma ile sonuçlanmıştır
35. Antihipertansif tedavilerle birlikte uygun yaşam tarzı değişiklikleri ve
diyet tedavisine de başlamak gerekmektedir
Obez kişilerde ideal kiloya ulaşılması ve düzenli egzersiz, kan
basıncını kontrol altına almada, lipid bozukluklarının ve diyabetin
tedavisinde ve ayrıca anjina eşiğinin yükseltilmesinde önemli rol
oynamaktadır.
36. Sigara içimi bütün yaş gruplarında KAH gelişmesi için
oldukça güçlü bir risk faktörüdür
Sigara aterosklerotik plak erozyonuna ve akut tromboza
neden olmaktadır
Sigara aynı zamanda diğer koroner risk faktörlerinin
şiddetini de artırmaktadır
37. Sigara, alfa-adrenerjik sistem üzerinden koroner vasküler tonusu
artırarak, miyokard oksijen ihtiyacını artırıp, koroner kan akımını
azaltmaktadır
Dolayısıyla sigara miyokard iskemisine neden olarak anjina ataklarını
sıklaştırmaktadır
Sigara aynı zamanda antianjinal ilaçların etkinliğini azaltmaktadır.
Koroner kalp hastalığından korunmada en etkili ve en ucuz
yöntemlerden biri sigaranın bırakılmasıdır.
38. Kronik stabil anjinada risk faktörlerine odaklanmış tedavi stratejisinin
kanıtlanmış faydaları bulunmaktadır
Sigarayı bırakma, kilo kontrolü, stresle baş etme, orta derecede
egzersiz ve hipertansiyon, dislipidemi ve diyabetin uygun tedavi
yöntemleri ile kontrol altına alınması semptomları ve iskemik atakları
azaltsa da, genellikle antianjinal ajanlarla uygulanan farmakotedaviye
gerek duyulmaktadır
39. Antitrombotik ajanlar, aspirin, clopidogrel vb
Antianjinal ilaçlar (nitratlar, beta-blokerler ve kalsiyum kanal
blokerleri) ilk seçenektir
Bununla birlikte revaskülarizasyon seçenekleri (perkütan
koroner girişim, koroner by-pass) özellikle ciddi
semptomatik olan hastalarda uygulanabilmektedir
40. Nitrogliserinin semptomatik faydaları yaklaşık 125 yıldır
bilinmektedir
Bugüne kadar nitratların kardiyovasküler mortalite ve
morbiditeyi belirgin derecede azalttığını gösteren çalışma
bulunmamaktadır
41. Nitratlar etkilerini guanilat siklaz aktivasyonu yolu ile
gösterir
Hücre içi nitrik oksit sentezi artması sonucu düz kas hücre
gevşemesi meydana gelir. Bu ilaçlar arteriyoler
vazodilatasyon yapsalar da, primer etkilerini venöz
dilatasyona neden olarak ve buna bağlı ön yükü azaltarak
gösterir
Venöz göllenmeye bağlı azalan ön yük, diyastol-sonu sol
ventrikül hacmi ve diyastolik duvar gerilimini azaltır
Sonuç olarak miyokard oksijen ihtiyacı azalır.
42. Egzersizle ortaya çıkan kararlı anjinası olan hastalarda, nitratlar
egzersiz toleransını, anjinanın başlangıcına kadar geçen zamanı ve
yürüme testi sırasındaki ST-segment depresyonunu iyileştirmektedir
Dil altı nitrogliserin tabletleri veya nitrogliserin spreyleri istirahat veya
eforla ilişkili anjinanın hemen giderilmesinde oldukça etkilidir
Bununla birlikte planlı egzersiz öncesinde iskemik atakları azaltmak
amacıyla profilaktik olarak da kullanılabilir.
43. Beta-Blokerler
Beta-blokerler kalp hızını, miyokardiyal kontraktiliteyi ve egzersizle
indüklenmiş sistolik kan basıncındaki artışı düşürerek, miyokard
oksijen gereksinimini azaltmaktadır. Bu ajanlar ayrıca diyastolik doluş
zamanını da uzatarak, koroner perfüzyonu artırmaktadır
Fakat kalp hızındaki belirgin düşme sol ventrikül diyastolik duvar
gerilimini artırabilir
Bu durum miyokard oksijen gereksinimini artırır
Bu nedenle beta-blokerlere ek olarak nitrat tedavisinin verilmesi, bu
istenmeyen durumu engelleyebilir.
44. Beta-blokerler, ciddi bradikardi, yüksek dereceli atriyoventriküler blok,
hasta sinüs sendromu ve ciddi dekompanse kalp yetersizliği gibi
durumlarda kullanılmamalıdır
Astım, bronkospastik hastalık, ciddi depresyon ve periferal vasküler
hastalıklar, beta-bloker kullanımına rölatif kontrendikasyon oluşturan
durumlardır
Çoğu diyabetik hasta beta-blokerleri tolere etmektedir, ancak insülin
kullananlarda dikkatli olunmalıdır
Yorgunluk, halsizlik, uykusuzluk, gece kabusları, kladikasyonun
şiddetlenmesi ve impotans beta-bloker kullanımına bağlı olarak
görülebilir.
45. Kalsiyum Kanal Blokerleri
Kalsiyum kanal blokerleri (KKB) kalsiyum kanallarından kalsiyumun
geçişini engelleyerek etkilerini gösterir
Bu ilaçlar değişen oranlarda negatif inotropik etkiye sahiptir
Düz kas hücrelerinde kalsiyum iyonları kontraktil mekanizmayı regüle
eder
KKB'leri periferal vasküler yatakta düz kas hücre gevşemesine neden
olarak vazodilatasyona yol açmaktadır
46. Yeni jenerasyon vazoselektif dihidropiridin ajanlarla,
non-dihidropiridin (verapamil ve diltiazem) ilaçlar
koroner vasküler rezistansı azaltarak, koroner kan
akımında artışa neden olmaktadır
52. Kararlı Angina Pektoris Tedavi Kılavuzu
Avrupa Kardiyoloji Derneği Kararlı Angina Pektoris
Tedavisi Görev Grubu
http://www.tkd-online.org/dergi/TKDA_35_70_167_207.pdf
Anjina Pektoris Tedavisi Uzm. Dr. E. Barış KAYA, Doç. Dr. Kudret AYTEM
http://ichastaliklaridergisi.org/managete/fu_folder/2005-04/html/2005-12-4-190-199.htm