1. İSİM : RECEP RUH OKUL NO : 20060459 DERS: CEİT : 338 KONU : ÖĞRENCİ ÖZELLİKLERİ İLGİ İSTEK VE TUTUMLARİ
2. Öğrenci Özellikleri Sınıf mevcudu 4 öğrenciden oluşmaktadır. Bunların 2 tanesi kız ve 2 erkektir. Öğrenciler 1. sınıfta bilgi kavramını ve genel özelliklerini, bilgisayarın birimlerini, resim programı başlangıç bilgisini ve klavye kullanımının başlangıç bilgisini; 2. sınıfta da işlediğimiz üniteden önce teknoloji ve resim programı bilgilerini edinmişlerdir. Okulumuz kolej olduğundan sosyoekonomik durumları tüm öğrencilerin iyi seviyedir ve hepsi evinde bilgisayara sahiptir. Bu dönemdeki öğrenciler Jean Piaget’in öğrenme kuramına göre somut işlemler dönemindedir. Somut işlemler döneminde çocukların bilişsel yapıları bazı problemleri zihinsel olarak çözebilecek düzeye gelmiş olmakla birlikte, bu dönemde bir problemin çözülmesi somut nesnelerle bağlantılı olmasına bağlıdır. Somut işlemler dönemi zihinsel işlem yapma yeteneğinin henüz gelişmediği işlem öncesi düşünce ile mantık işletme yoluyla muhakeme yapabilen soyut düşünce arasında bir geçiş dönemi olarak kabul edilebilir. Bu dönemdeki çocuklar problemi adım adım geriye doğru ve tekrar ileriye doğru düşünebilir.
3. Bu yaştaki çocuklar Erik rikson’unPsikososyal Gelişim Kuramına göre 7–11 yaş arası yaşanan Başarı-Aşağılık duygusu dönemindedirler. Erikson bu dönemi, çalışkanlık duygusunun edinildiği dönem olarak tanımlamıştır. Çocuk okuma, yazma, hesap gibi bilgileri edinirken, kendisi ile aynı yaşlarda olan diğer çocuklarla kendini karşılaştırır ve kendisinin çalışkan olup olmadığına karar verir. Çocuk kendini başkaları ile karşılaştırdığında eğer çalışkan olduğu izlenimi edinemezse, aşağılık duygusuna kapılabilir. Çocuk kendisinden beklenenleri yapmak için uğraşır; ancak işlerin üstesinden gelemeyeceğini düşünmeye başlarsa ya da yaptıklarına ilişkin güvensizlik duyarsa bu durumlarda aşağılık duyguları gelişebilir. Aşağılık duygusu bu dönemde görülebilecek en olumsuz durumdur
4. Bruner ve Vygotsky’nin öğretme-öğrenme süreçlerinin düzenlemeye ilişkin görüşleri; Çocuklar yetişkinler gibi düşünemezler. Bu nedenle eğitimciler öncelikle çocukların nasıl bilişsel işlem yaptıklarını, problemlere, olaylara nasıl baktıklarını diğer bir deyişle bilişsel gelişim düzeylerini tanımalıdırlar. Bu tür bilişsel empati kurmak kolay olmamakla birlikte, çocukların öğrenmesini sağlamak için onların bilişsel süreçlerini anlamak temel ilkedir. Çocukların öğrenmesini sağlamak için özellikle okul öncesi ve ilköğretimin ilk yıllarında somut nesnelerle, materyallerle, olaylarla çalışması sağlanmalıdır. Sözcükler ve diğer semboller çocukların anlamalarını sağlamada çok az etkilidir. Çocuğun nesneleri tutması, hissetmesi sıralaması onlarla işlemler yapması kavramları kazanmasına yardım edecek ve çocuk soyut düşünmeye de kolaylıkla geçecektir. Öğretim, bilişsel süreçlerin aşamalarına uygun olarak gerçekleştirilebilir. Bu aşamalılık öğretim dönemleri için olduğu gibi küçük bir ünite için de söz konusudur. Öğretimde birinci aşama eylemsel temsili sağlamalıdır. Örneğin; Coğrafyada bir vadi ya da bir nehrin görülmesi... İkinci aşamasında, imgesel temsilin sosyal bir çevrede bilgili bir yetişkinle sağlanması söz konusudur.
5. İmgesel temsil çeşitli görsel işitsel araçlarla konunun sunulmasıdır. Öğretimin sonuncu aşamasında, artık sembolik temsili sağlayan etkinlikler yer alır. Eylemsel ve imgesel temsilleri kazanan çocuk, rahatlıkla bir konuda sözel olarak ya da diğer sembolleri kullanarak tartışacaktır. Öğretimde yakından uzağa ilkesi kullanılmalıdır. Yaşadığı şehrin haritasını öğrenmeden önce mahallesinin krokisini; kuğuları öğrenmeden önce çevresinde kolayca görebileceği kaz vb. hayvanları inceleyebilir. Piaget ve Bruner’e göre, çocuğun kazanacağı yeni yaşantılar, eski yaşantılarına uygun olmalıdır. Bir başka deyişle, yeni öğrenmeler, çocuğun sahip olduğu bilişsel yapılarla öğrenilebilecek nitelikte olmalı ne çok zor, ne de çok kolay olmamalıdır. Çocukların kendi hızlarıyla öğrenmesine olanak verilmelidir. Bazı çocuklar, öğrenmede daha fazla yardıma ve zamana ihtiyaç duyarken bazıları yardımsız ve hızla ilerleyebilirler. Bu nedenle, öğretim bireyselleştirilmelidir. Öğretmenler, öğrenmenin sosyal yanını göz ardı etmemelidirler. Öğrencinin, diğer öğrencilerle ve öğretmenlerle etkileşimleri, ona sosyal, duygusal ve bilişsel özellikler kazandırır. Bu sosyal etkileşimlerle çocuk benmerkezcilikten uzaklaşır. Diğer çocukların bilgiyi nasıl kazandıklarını öğrenir. Kendini açıklamasına, başkalarının fikir, görüş ve sorunlarını tartışmasına katkıda bulunur. Özellikle Vygotsky, yetişkin rehberliğinin, yakınsal gelişim alanını etkili olarak kullanmayı sağlayarak çocuğun bilişsel gelişiminin hızlandığını belirtmektedir.
6. Çocuğun diğer çocuklarla etkileşimi bilişsel gelişimini besler. Bu nedenle öğretme öğrenme ortamı öğrencilerin birbirinin sırtını görecek şekilde düzenlenmekten vazgeçilmeli, kolayca hareket edecekleri, birbirleriyle, öğretmenle ve diğer yetişkinlerle, araç-gereçlerle etkileşimde bulunacakları şekilde çok boyutlu olarak düzenlenmelidir.
7. MOTİVASYON ve ÇEŞİTLİ ÖĞRENME TUTUMLARI Öğrenmeye karşı istek ve olumlu tutum, motivasyonu (güdülenmeyi) artıran etkenlerin başında yer almaktadır. Araştırmacılar, öğrencilerin öğrenmeye karşı tutumlarını yandaki tabloda ana hatlarıyla açıklanan üç grupta toplamaktadırlar. Bir öğrencinin sürekli olarak aynı grupta kalması söz konusu değildir. Öğrencinin göstereceği çabaya bağlı olarak gruplararası geçişler görülmektedir. Öğrenmeye karşı tutumun olumlu olmaması halinde, bu durumun değişmesi yönünde çalışmalar yapılması gerekmektedir.
8. Tutum Bu Tutuma Sahip Öğrenci Özellikleri Öğrenmeye . Başarılı olmama korkusu yoktur. Odaklanma . Motivasyonu yüksektir. . Kendine güveni tamdır. . Çalışma stratejileri kullanır. . Planlı çalışma konusunda özenlidir. Başarısızlıktan . Başarılı olamama korkusu hakimdir. Kaçınma . Motivasyonu azdır. . Başarısızlığı kendi yeteneğinde ya da dersin zorluğunda arar. . Etkili ders çalışma teknikleri kullanmaz. . Amacı, öğrenmeden çok ders geçmektir. . Anlayarak çalışma yerine ezbere başvurur. Başarısızlığı . Başarısızlığı kaçınılmaz görür. Kabul Etme . Ders çalışma ve motivasyon ihtiyacı minimum düzeydedir. . Sürekli desteğe ihtiyacı vardır. . Başarılı olmak için çaba göstermez. . Ders dışı etkinliklere fazla zaman ayırır
9. ÖRNEK VE BAŞARİLİ ÖĞRENCİLERİN ÖZELLİKLERİ 1- Öğrenme sürecinde aktif rol alır.2- Öğrenme sürecinde sorumluluğun öncelikle kendisine ait olduğunun bilincindedir.3- Zamanını dershane içi ve dışı etkinlikleri dikkate alacak bir biçimde planlar ve verimli bir biçimde kullanır. 4- Öğrenme amacı ile etkin okuma, etkin dinleme ve not alma becerilerini kullanır.5- Öğrenme ortamında katılımcı bir rol benimser. 6- Bilgiye nasıl ulaşılacağını bilir. 7- Kendi kendini motive edebilir.8- Sınav kaygısı ile nasıl başa çıkacağını bilir. 9- Sağlığını bilinçli bir biçimde korumak için gerekli önlemleri alır.