4. Nedir?
Bir çocuk eğer
başkalarının
söylediklerini anlamakta
(alıcı dil) veya
duygularını,
düşüncelerini yeterli
düzeyde sözel olarak
aktarmakta (ifade edici
dil) güçlük yaşıyorsa, bu
bir dil bozukluğudur.
Eğer bir çocuk konuşma
seslerini doğru veya
akıcı bir şekilde
üretmekte zorluk
yaşıyorsa o zaman bu
bir konuşma
bozukluğudur.
5. Tanım ve Sınıflandırma
Literatürde de konuşma ve dil bozukluklarının
birlikte ele alındığı görülmektedir.
Bu nedenle bu bölümde salt konuşma
özürlüler yerine konuşma ve dil bozukluğu
kavramı kullanılacaktır.
6. Tanım ve Sınıflandırma
Çocukların dil gelişmelerinde, beklenen
aşamalarda gecikmeler olması, konuşmanın,
dikkati konuşana çekecek kadar normalden
farklılık göstermesi ve iletişimin bozulduğu,
koptuğu durumlar konuşma ve dil bozukluğu
şeklinde tanımlanmaktadır. (Baykoç-Dönmez,
1986)
7. Tanım ve Sınıflandırma
I. Özel Eğitim Konseyi’nde ise dil ve konuşma
sorunları, bireylerarası sözel iletişimde
herhangi bir nedenle ve herhangi bir boyutta
ortaya çıkan aksaklıklar ve düzensizlikler
şeklinde tanımlanmıştır. (M.E.B., 1991)
8. Tanım ve Sınıflandırma
Van Riper ve Erickson (1996) ise çocuğun
konuşması karşısındakilerinin dikkatini
konuşmasından çok çocuğa yöneltiyor;
konuşması anlamayı ve iletişimi güçleştiriyor
ya da konuşmacı veya dinleyicide sıkıntıya
neden oluyorsa bu durumu konuşma
bozukluğu şeklinde tanımlamaktadır.
9. Tanım ve Sınıflandırma
Amerikan Dil Konuşma-İşitme Birliği
(ASHA,1993) konuşma bozukluklarını iki ayrı
tanımda ele almıştır:
Konuşma bozukluğu için “ses üretimi,
konuşma sesi üretimi ve akıcılıkta herhangi bir
bozukluk ya da bu bozuklukların herhangi bir
bileşimi ile karakterizedir” şeklinde bir tanım
yapmıştır.
10. Tanım ve Sınıflandırma
Dil bozukluğu için ise konuşma, yazma ve
diğer sembolik sistemleri anlamada ve/veya
kullanmada bozukluk ya da anormal gelişimin
olması tanımını kullanmıştır. Dil bozukluğu,
dilin formları, dilin içeriği, dilin fonksiyonu ile
ilgili bileşenleri içerebilir.
11. Konuşma Bozukluklarının Türüne
Göre Nedenleri ve Özellikleri
Bu bölümde, konuşma ve dil bozukluklarının
nedenleri her bir bozukluk türüne göre ele
alınıp özellikleri ve eğitimleri belirlenecektir.
Dil ve konuşma güçlükleri ana hatlarıyla beş
alt grupta modüler olarak toplanmıştır:
12. Dil ve konuşma güçlükleri ana
hatlarıyla beş alt grupta toplanmıştır:
Artikülasyon
Bozukluğu
Akıcı Konuşma
Bozukluğu
Gelişimsel Dil
Bozuklukları
Ses
Bozuklukları
Edinilmiş Dil
Bozuklukları
→Ayrıca gecikmiş konuşma ve afazi görülmektedir.
13. Artikülasyon Bozukluğu
Artikülasyon; dil, dudak, alt çene, dişler ve
damağın işbirliği halinde çalışarak anlamlı oral
semboller oluşturma süreci olarak
tanımlanmıştır.
14. Artikülasyon Bozukluğu
Okul çağı çocukları arasında en yaygın problem
olarak nitelenmiştir.
Bu probleme sahip çocuklar, kendi dillerindeki
konuşma seslerinin üretiminde güçlük
çekmektedirler.
15. Yani;
Bir çocuğun konuşmasında, bir ses yerine
başka ses kullanma, ses düşürme - ekleme,
arka sesleri (k, g) öne getirme (t, d), ya da
sürtünmeli sesleri (f, v, s, z, ş, j) durak sesi
olarak çıkarma (t, d, p, b) gibi hata örüntüleri
varsa; ve çocuk seslerin ulanmasında ve
çıkarılmasında yaşından beklenilenlerden çok
fazla ayrılık gösteriyorsa, artikülasyon
bozukluğu var denilir.
16. Bu bozukluk dört şekilde görülürür:
Sesin
değiştirilmesi
Sesin
düşürülmesi
Ses ekleme
Ses
bozulması
17. Nasıl Anlaşılır?
Çocuklar sözcük içinde çıkarılması kendine zor
gelen bir sesin yerine kendince kolay
çıkarabildiği bir sesi kullanır ve bu
değiştirmede belirli bir kurala bağlanmazlar.
En sık değiştirilen sesler: “r”, “s”, “ş”, “k”, “t” ve
ı”dır.
Örnek: Sarı yerine sayı, mutfak yerine mutlak,
takvim yerine taklim gibi
18. Nasıl Anlaşılır?
Bazı çocuklar ise konuşurken sözcüğü
oluşturan seslerden bir ya da birkaçını atlarlar.
Örnek:
gördüm yerine gödüm,
saat yerine sat
kapı yerine apı
19. Nasıl Anlaşılır?
Kimi çocuklar da sözcükte bulunmayan bir
sesi, sözcüğe katarak söyler. Bazıları birbiri
ardına gelen iki ünsüzün arasına bir ünlü
ekleyerek söyler, bazıları ise belirli bir kurala
uymaksızın ekler.
Örneğin; tren yerine tiren, avlu yerine havlu,
saat yerine sahat
20. Nasıl Anlaşılır?
Bazı çocuklar ise ne atlama ne değiştirme
yapar. Sözcük içinde bir sesi öyle bir çıkartır ki
bu ses dilimizde yoktur. Sesi tanımak güç
olabilir. Bu probleme sahip çocuklara az
rastlanmaktadır.
21. Artikülasyon Bozukluğunun Nedenleri
• Yapısal bozukluklar
• İşitme engelli bireylerde sesin doğru
algılanamaması
• Travmatik beyin hasarları
• Evde konuşulan dil, ve çevredeki konuşma
örnekleri sonucunda sesin öğrenilememesi
22. Artikülasyon Bozukluğunun Nedenleri
• Zihinsel gerilikler
• Duygusal bozukluklar ve kişilik bozuklukları
• Konuşma organlarının doğru şekilde
kullanılamaması
23. Artikülasyon Bozukluğunun
Düzeltilmesi
Bu bozukluğun düzeltilmesi, önce doğru bir
tanılamayı gerektirir.
Tanılama, fonolojik testler ve çeşitli gözlemler
aracılığıyla yapılır. Bu yollarla hangi seslerin
üretiminde hata olduğu saptanır. Saptanan
sorunların ya tamamı ortadan kaldırılır ya da
etkisini azaltma yoluna gidilir.
24. Artikülasyon Bozukluğunun
Düzeltilmesi
Sorunu gidermede çocuğu bu problemin
farkına vardırmak ve düzeltilmesi için istekli
hale getirmek en temel aşamadır.
Çocuğun söylediği yanlış seslerin doğrusu
öğretmen tarafından çocuğa dinletilerek
aradaki fark gösterilebilir.
25. Artikülasyon Bozukluğunun
Düzeltilmesi
İkinci aşamada çocuğun bozuk çıkardığı
seslerden farkına vardıkları ele alınır ve
doğrusunu nasıl çıkaracağı öğretilir. Bunun için
de işitme eğitimi kullanılır. Yanlış seslerin
doğrusu çocuğa dinletilerek, beynin işitme
merkezinde bu sesin yer etmesi sağlanır.
26. Artikülasyon Bozukluğunun
Düzeltilmesi
Doğru çıkarılan seslerin pekiştirilmesi de
önemlidir. Bunun için çocuk çıkarmayı
öğrendiği sesi ayrı ses şeklinde olduğu gibi
anlamsız heceler içinde kullanarak da
pekiştirebilir.
27. Artikülasyon Bozukluğunun
Düzeltilmesi
Diğer bir aşama ise, sesin doğru çıkarılması
için öğretilen sesin konuşma sesi içerisinde
kullanılmasını sağlamaktır.
Ses önce kelime, sonra da cümle içerisinde
rahat kullanılır hale getirilir. Böylece günlük
yaşamda iletişimde kullanılmaya başlanır.