SlideShare una empresa de Scribd logo
1 de 29
SOSYAL HİZMETLER VE ÇOCUK ESİRGEME KURUMU
         FATMA ÜÇER ÇOCUK VE GENÇLİK MERKEZİ




İHMAL VE İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUKLARA YÖNELİK MODEL
    UYGULAMASI; “ALO ÇOCUK MERKEZİ” PROJESİNİN
             DEĞERLENDİRİLMESİ: 1999-2005




                SHU: Tülin KUŞGÖZOĞLU




                     ANKARA- 2005




                                                     1
İHMAL VE İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUKLARA YÖNELİK MODEL
         UYGULAMASI; “ALO ÇOCUK MERKEZİ” PROJESİNİN
DEĞERLENDİRİLMESİ: 1999-2005............................................................2
1. Giriş..............................................................................................................3
2. Çocuk İhmal ve İstismarı ............................................................................5
   2.1. Tanım..........................................................................................................................6
   2. 2. İstismarın Nedenleri...................................................................................................7
   2.3. İstismarın Sonuçları.....................................................................................................8
   2. 4. İhmal ve İstismara İlişkin Hizmetler..........................................................................9
      Adalet/Hukuk Sistemi; ihmal ve/veya istismara uğrayan çocuklarla ilgili yasal
      yaptırımları yerine getirirler. Bunlar aile içinde şiddete uğrayan çocuklarla ilgili tedbir
      almaktan başlayarak, mağdurun haklarının korunması ve suçun cezai yaptırımını da
      içermektedir. ................................................................................................................10
3. Sosyal Hizmetler Açısından Çocuk İhmal ve İstismarı............................11
   3.1. SHÇEK Tarafından Sunulan Hizmetler ...................................................................12
   3.2. Yeni Bir Model: Alo Çocuk Merkezi........................................................................13
      3.2.1. Alo Çocuk Merkezinin Amacı...........................................................................14
      3.2.2. Kurumun Tarihçesi.............................................................................................14
      3.3.3. Alo Çocuk Merkezi; Uygulama ve İstatistiksel Veriler:1999-2005...................16
4. Sonuç ve Değerlendirme............................................................................25
KAYNAKLAR.................................................................................................28




İHMAL VE İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUKLARA YÖNELİK
   MODEL UYGULAMASI; “ALO ÇOCUK MERKEZİ”
    PROJESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: 1999-2005




                                                                                                                                      2
1. Giriş


         Bugün birçok ülkede, “toplumun geleceğini belirleyen en önemli insan kaynağı”1
olarak tanımlanan çocuk ve çocukluk dönemine duyulan ilgi, son birkaç yüzyılda gelişmiş
olup, özünde süreç içinde değişen bazı düşünce ve uygulamaların ürünüdür. Günümüzde, anne
babalar ile toplumun çocuğa yönelik tutumları, çeşitli kurallar ile düzenlenmeye çalışılmakta,
böylelikle     çocukların,     toplumdaki       olası   olumsuz       koşulların     etkisinden     korunması
amaçlanmaktadır.

         Yaşamın özel bir dönemi olarak kabul edilen çocukluk, “insanın doğumuyla birlikte
başlayan ve onun, yetişkin yaşamın gereklerine uyum sağlayabilecek büyüme ve olgunlaşmaya
erişmesi ile son bulan bir dönemi” ifade eder. Çocuklar, bu özel dönemde olmaları nedeniyle
özel olarak bakılıp gözetilmeleri gereken bireylerdir. Bununla beraber, çocuk ve çocukluğun,
17. yüzyıldan başlayarak incelenmeye başlandığı ve ancak 19 yüzyılda bilimsel bir ilgiyle ele
alındığı görülmektedir. Bu süreçte, çocuklar üzerinde yapılan tüm araştırmalarda; bebeklik ve
ilk çocukluktaki olumlu/ olumsuz yaşantıların, onların yetişkin olduklarında gösterecekleri
davranışlar üzerindeki etkileri ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Bugün, çocuğun içinde
bulunduğu kalıtım ve çevreden oluşan etkilerin, yetişkin yaşamda izlerinin devam ettiği
bilinmektedir.2

         Özünde, çocuğun korunması ve yetiştirilmesi, her dönemde toplumların gündeminde
yer almıştır. Ancak tarihin ilk devirlerinde, “çocuğun korunması esas olarak aileye ait”3 olup,
çocuğun yetiştirilmesi, ana-babanın ahlaki görevi sayılmıştır. Bu nedenle ilkel toplumlardan
başlayarak, Devletin ortaya çıktığı gelişmiş toplumlara kadar uzanan dönemde; anne-babaların
çocukları üzerinde onları öldürmeye kadar varan hakları olduğu, 4 çocukların özellikle babanın
malı sayıldıkları ve çocuklara ekonomik yarar sağlayan bir unsur olarak bakıldığı
görülmektedir.

         Oysa devletlerin ortaya çıkması ve aileler ile devlet arasında işlevleri açısından bir
işbölümü yapılmasıyla gelişen dönemde, anne babaların çocukları üzerindeki hak ve
ödevlerinde bazı yeni düzenlemeler yoluna gidilmiştir. Artık çocuklar, anne babalarının
sınırsız hakimiyeti ve üzerlerinde sonsuz hakları olan bireyler değil, insan gelişiminin özel bir
1
   Emine, Akyüz, (2000), Ulusal ve Uluslararası Hukukta Çocuğun Haklarının ve Güvenliğinin Korunması,
MEB Yayınları, No:3395, Ankara,s. 61
2
  Feriha, Baymur, (1978), Genel Psikoloji, Bilim ve Kültür Eserleri Dizisi, 4. Baskı, İnkilap ve Aka Kitapevleri,
İstanbul, s. 54
3
  E. Akyüz, 2000, s.11
4
  E. Akyüz, 2000, s. 31


                                                                                                               3
döneminde olan ve bu nedenle özel olarak bakılıp korunması gereken bireyler olarak
algılanmaktadır. Böylelikle anne/babaların çocuklarına karşı hak ve sorumlulukları yeniden
düzenlendiği gibi devletin bu aşamadaki görevleri de yeniden düzenlenmiştir.

       Buna göre, çocuğun bakımı ve yetiştirilmesinden birinci derecede aile sorumludur.
Devlet ise, çocuğun ana babasından yardım talep etmesi aşamasında, bireyin bu haklarını
uygun bir biçimde kullanabilmesini sağlamak için devreye girer. Burada, devletin görevi,
birinci olarak, çocuğun korunması ile ilgili bir sorundan haberdar olduğunda, çocuğun
güvenliğine özen göstermek bakımından ana-babayı desteklemek ve denetlemek; ikinci görevi
ise çocukların yetenekleri doğrultusunda gelişmelerini güvence altına almak, onların ekonomik
ve sosyal refahını sağlamaktır. Yani çocuğun hem ana-babasına karşı haklarının korunması
hem de topluma karşı haklarını düzenleyen kuralların işlemesinin sağlanması devletin
görevidir.

       Ayrıca, Aydınlanma çağından sonra toplumların entelektüel yapısı ve devlet
anlayışının değişmesi ile birlikte yaşanan gelişmeler, çocuklar ve çocukların korunması
konusunda bir dizi çalışma yapılmasına neden olmuştur. Bunlar, başlangıçta iş yaşamı içindeki
çocukları korumayı amaçlamaktayken, 19. yüzyılın başında yaşanan iki dünya savaşı ve
bunların sonucunda çok fazla sayıda çocuğun ölmesi, yaralanması, yetim ya da kimsesiz
kalarak zarar görmesi, toplumların dikkatinin çocukların korunması konusuna çekilmesini
sağlamıştır.

       Günümüzde çocukları korumayı amaçlayan ulusal ve uluslar arası tüm kurallar bu
çabaların ürünüdür. Bunun en somut örneği Çocuk Hakları Sözleşmesinde görülmekte olup,
dünyada iki ülke hariç tüm ülkelerde uygulanan bu Sözleşme aracılığıyla, çocukların bakım,
yetiştirme ve korunması açısından evrensel bir standarda ulaşılmaya çalışılmaktadır.

       Ancak birçok ülkede, çocukların bakım, korunma ve yetiştirilmesi sırasında, onların
fiziksel, duygusal, cinsel ve psikososyal sağlıklarına zarar veren/verebilecek farklı anababa
tutum ve davranışları ya da farklı terbiye/yetiştirme yöntemleriyle karşılaşılmaktadır. Çocuğun
bakımı ve yetiştirilmesi sırasında yaşanan bu aksaklıklar çocuk ihmal ve istismarı olarak
değerlendirilmektedir. Gerek toplumsal yaygınlığı gerekse ciddi fiziksel, duygusal ve sosyal
hasarlara ve bir ömür boyu geçmeyecek sorunlara neden olmasından ötürü; çocuk istismarı ve
ihmali, özellikle son yıllarda, toplumların gündeminde önemli bir yer tutmaktadır.




                                                                                             4
2. Çocuk İhmal ve İstismarı


        Çocuk istismarı ve ihmali, toplumlarda sık görülen ve fiziksel ve ruh sağlığı bozuk yeni
bir neslin yetişmesine yol açması nedeniyle, toplum sağlığını bozan bir hastalıktır. Ancak,
sorunun içeriği nedeniyle toplumlarda yaygınlığını tespit etmek oldukça güç olmakta, ancak
akut durumda hastane ya da polise ulaşan olgular, konuya ilişkin istatistiksel verileri
oluşturmaktadır. Bununla birlikte, “Amerika’da, her 1000 çocuktan 10’unun ihmal ve
istismara uğradığı tahmin edilmektedir”.5

        Toplumların tarihsel gelişimi içinde çocuk yetiştirme yöntemleri incelendiğinde,
çocuğa yönelik şiddetin, tarihin başlangıcından beridir varolduğu görülmektedir. Başlangıçta
çocukların örneğin dayak içeren fiziksel cezalarla eğitilmesinin normal kabul edildiği ancak
bunun süreç içinde değiştiği, daha önceki devirlerde normal kabul edilen bir davranışın bugün
artık normal kabul edilmediği görülmektedir. Kısaca, çocuk istismar ve ihmali özellikle son
100 yılda gündeme gelmiştir. 6

        Sorunu dünya gündeminde görünür hale getiren, 1962 yılında Kemple tarafından
yapılan çalışmadır. Fiziksel şiddete uğrayan çocuklarda yaptığı araştırmalarda, fiziksel
istismara uğrayan bir grup çocukla karşılaşan ve bunu “Dövülmüş Çocuk Sendromu” olarak
adlandıran Kemple, bilim çevrelerinin dikkatinin bu konuya çekilmesini sağlamıştır.7

        Türkiye’de çocuk istismarı ve ihmali konusunda son yıllarda yapılmaya başlanan
bilimsel araştırmalar konuya dikkat çekmekle birlikte, araştırma sayısının sınırlılığı ve bu
konudaki     yayınların    azlığı,   konunun      ülkemizdeki      boyutlarının     ortaya    konmasını
güçleştirmektedir. Aile içi ilişkilerin bir tabu olarak görüldüğü toplumumuzda, aile içi şiddet,
ihmal ve istismar gibi konuların ortaya çıkarılmasında büyük güçlüklerle karşılaşılmakta,
konuya ilişkin bilgiler, polise, adliyeye, hastaneye, sosyal hizmetler müdürlüklerine ya da
basına yansıyan olaylarla sınırlı kalmaktadır.

        Türkiye’de yapılan az sayıdaki araştırmada, alanda % 33.5-%41 fiziksel istismar
olgusu ile karşılaşıldığı;      hastaneye başvuranlarda % 36 fiziksel ve duygusal istismar,



5
  Şule Bilir, Meziyet Arı, Necate, Baykoç, Dönmez, Sibel Güneysu, (1989), “4-12 Yaşları Arasında 16.100
Çocukta, Örselenme Durumları İle İlgili Bir İnceleme”, (Der.), Esin Konanç, İpek Gürkaynak ve Ayten
Egemen, Çocukların Kötü Muameleden Korunması I. Ulusal Kongresi, Gözde Ofset, Ankara, s.51
6
  Oğuz Polat, (2001), Çocuk ve Şiddet, Der yayınları:312. İstanbul, s. 545
7
  Özcan Kars, (1996), Çocuk İstismarı: Nedenleri ve Sonuçları, Bizim Büro Basımevi, Ankara, s. 4



                                                                                                          5
ıslahevinde % 33, cezaevinde %63, lise öğrencileri arasında % 6 fiziksel istismar ve % 9-18
oranında cinsel istismar olduğu bildirilmektedir.8

        Yine Bilir ve arkadaşları tarafından Türkiye’de , 1981’den sonra 16 ilde, yaklaşık
55.000 çocuk üzerinde yapılan araştırmada, “4-6 yaş grubu çocuklarda örselenme oranı %
40.7,…7-10 yaş grubunda % 33.5, 11-12 yaş grubunda ise %25.8”9 bulunmuştur

        Görüldüğü üzere bu oranlar, toplumumuzdaki çocukların neredeyse üçte birinin fiziksel
istismara, beşte birinin ise cinsel istismara uğradığını ortaya koymaktadır. Bu şekliyle ne denli
yaygın olduğu ortaya çıkan çocuk ihmal ve istismarı sorunu, gerek bilimsel gerekse kurumsal
anlamda, özel olarak ele alınıp incelenmesi ve önlenmesi gereken bir sosyal sorun olma
niteliğini korumaktadır.




2.1. Tanım

        En genel anlamıyla çocuk istismarı; “çocukların ana babaları, onları bakıp gözetmek
ve eğitmekle görevli kişiler (öğretmen, usta, koruyucu aile vb.) veya yabancılar tarafından;
bedensel ve/veya psikolojik sağlıklarına zarar veren ya da fiziksel, duygusal, zihinsel ve/veya
sosyal gelişimlerini engelleyen tutum ve davranışlara maruz bırakılmalarıdır.”

        İhmal ise, Çocukların fiziksel ve psikolojik sağlıkları ve gelişmeleri için temel olan
beslenme, korunma, sevgi, gözetim, eğitim ve yol gösterme gibi gereksinimlerinin kendilerine
kanunen bakıp gözetmekle yükümlü kişilerce yeterince karşılanmamasıdır.10

        Bu şekliyle çocuk ihmali, anababanın görevlerini yerine getirme konusundaki bir
yetersizliği ifade etmekte iken, çocuk istismarı aktif olarak çocuğa zarar veren bir eylemi
tanımlamaktadır.

        Çocuk istismarının, çocuğa zarar verme içeriği dikkate alınarak birkaç biçimde
sınıflandırıldığı görülmektedir. Bunlar fiziksel, duygusal ve cinsel istismardır. Ancak
genellikle bu istismar türleri bir arada olup, örneğin cinsel istismara uğrayan bir çocuğun aynı
zamanda fiziksel ve duygusal olarak da örselendiği görülmektedir. Bununla birlikte, sadece
duygusal şiddete maruz kalan çocuklar olabildiği gibi duygusal ya da fiziksel şiddet mağdurları
arasında cinsel şiddet boyutuna rastlanmadığı da görülebilmektedir.


8
  Resmiye, Oral, Çocuk Örselemesi ve İhmali http://www.hipokrat.org/hnet/genel/ckm/ckmozetbilgi.html
9
  Bilir ve arkadaşları, 1989, s. 54
10
   Efser Kerimoğlu ve Ayşe Yalın, (1999), “Çocuk İstismarı ve İhmali”, Yayınlanmamış Bilgi Dokümanı, Ankara.


                                                                                                           6
İstismar türleri içinde en yaygın görülen fiziksel istismar, en genel anlamıyla kaza
gereği olmayan yaralanmalardır. Bunların, çocuğun                    bedeninde iz bırakıp bırakmaması
eylemin şiddetine bağlıdır. Dayak yeme, yakma, ısırma, haşlama, kaza sonucu olmayan her
türlü yaralanma veya ölüm vb. ile itme, sarsma, sallama vs. eylemler bu kategoriye
girmektedir.

           Cinsel İstismar; çocuğun kendinden en az 4 yaş büyük biri tarafından, yetişkinin cinsel
arzu ve ihtiyaçlarını gidermek amacıyla kullanılmasını ifade etmektedir.11 Çocuğun rızası olsun
olmasın ırzına geçilmesi, cinsel organlarının ellenmesi, müstehcen sözlere maruz bırakılma,
yetişkinin cinsel organlarını okşamaya yöneltilmesi veya zorlanması, pornografide veya
fuhuşta kullanılması, çocuğa pornografik materyal izlettirilmesi, cinsel ilişkiye tanık
olması/edilmesi vb. içerikli eylemler, cinsel istismar olarak nitelendirilmektedir.

           Duygusal İstismar; çocuğun psikososyal gelişimine zarar veren tutum ve davranışlara
maruz bırakılmasıdır. Reddetme, yalnız bırakma, aşırı koruma, aşırı hoşgörü, baskı, sevgiden
ve uyarandan mahrum bırakma,sürekli eleştiri, aşağılama, tehdit, suçlama, yok sayma, çocuğun
yaşına ve özelliklerine uygun olmayan beklentiler içinde olma, çocuğu aile içi
uyuşmazlıklarda, boşanma ve ayrılıklarda taraf olmaya zorlama, aile içi şiddete tanık etme gibi
davranışlar bunlardan bazılarıdır.

           İhmalin somut sonuçları            ise; çocuğu yeterli beslememe, sağlık kontrollerini
yaptırmama, hastalandığı zaman doktora götürmeme, uygun ve temiz giydirmeme, duygusal,
sosyal ve eğitsel gereksinimlerini karşılamada ihmal gösterme gibi davranışlarla ortaya
çıkmaktadır.

2. 2. İstismarın Nedenleri


           Çocuğun yetiştirilmesi sırasında bu tür sorunlar yaşanmasının birçok nedeni vardır.
Bunlar, mikro düzeyde anababaların sahip oldukları ebeveynlik rol ve görevlerini yerine
getirememelerinden başlayarak toplumsal düzeyde birçok değişken ile bağlantılıdır. Özellikle,
ülkemizin de içinde bulunduğu bazı ülkelerde sosyo ekonomik ve kültürel koşullar ile göç,
kentleşme, yoksulluk vb. sosyal olaylar ile ebeveynlerin, anababa rolleri ile ilgili bazı
özellikleri (istismar eden aile), onların çocuklarına karşı görevlerini yerine getirmelerini
zorlaştırmaktadır. Ailelerin yaşamlarında yaşanan sıkıntılar, çoğunlukla anne babalarda yaşam
stresi olarak ortaya çıkmakta ve çocukların ihmal ve istismar edilmesine yol açmaktadır.12
11
  Sedat, Topçu, (1997), Çocukların ve Gençlerin Cinsel İstismarı, Ensest ve Pedofili, Doruk Yayıncılık, Ankara,
s.23
12
     Işıl Bulut, (1996), Genç Anne ve Çocuk İstismarı, Bizim Büro Yayınevi, Ankara, s.39


                                                                                                                  7
Çocuklarını ihmal ve istismar etme konusunda risk oluşturan aile özellikleri şunlardır;

   1. Bilgisizlik

   2. Anababa rol ve sorumluluklarını yerine getiremeyecek kadar genç olmak

   3. Eğitim düzeyi

   4. Anababanın psikolojik açıdan hasta olması

   5. Çocukluğunda ihmal ve istismar edilen anababalar

   6. Ailenin ekonomik ve sosyal olarak stresli bir ortamda olması

   7. Evlilik sorunları

   8. Alkol ya da madde bağımlılığı

   9. Çocuktan kaynaklanan nedenler

   10. Çok çocukluluk

       Bu koşullar, çocuğun bakım ve yetiştirilmesinden başlayarak, beslenme ve barınması
dahil olmak üzere bazı temel ihtiyaçlarının karşılanamaması ya da bu aşamada ciddi
eksikliklerle karşılaşılmasına yol açmaktadır.




2.3. İstismarın Sonuçları
       Çocuk ihmal ve istismarının çocuk üzerinde de birçok olumsuz sonucu vardır. Bunlar;

           1. Nörolojik sorunlar

           2. Konuşma ve dil geriliği

           3. Aşırı itaatkar, boyun eğen davranışlar

           4. Uyumsuzluk

           5. Aşırı kaygı, utanç

           6. Başarısızlık korkusu

           7. Geleceğe güvenememe, beklenti düşüklüğü

           8. Benlik saygısındaki düşüklük

           9. Yetişkinlerin dokunmasından ya da yaklaşmasından korkma


                                                                                                 8
10. Yalan söyleme

           11. Duygusal küntlük

           12. Aşırı saldırgan ya da içedönük olma

           13. Okulla ilgili sorunlar

           14. Parmak emme, ısırma, enürezis, yeme bozuklukları, hiperaktivite gibi davranış
               sorunları

           15. Uyku bozuklukları

           16. Anti-sosyal davranışlardır.



       Yukarıda da değinildiği gibi, çocuk ihmal ve istismarının sadece çocuk üzerinde değil
toplumun geleceği ve toplum sağlığını ilgilendiren birçok olumsuz sonucu da vardır. Bunların
en önemlileri, istismara uğrayan çocukların, kendileri büyüdükçe istismar eden kişiler haline
gelebilmeleri ve ailelerinde öğrendikleri şiddet içeren davranışları diğer toplumsal ilişkilerde
de kullanmalarıdır. Ayrıca, çocuğun yetiştirilmesi sırasında gerekli bakım, ilgi ve sevgi gibi
gereksinimlerinin karşılanamamış olması, onun yetişkin yaşamda da, birçok beceriyi yerine
getirme konusunda zorlanması ve yetişkin yaşama uyum sağlamasını güçleştirmektedir.




2. 4. İhmal ve İstismara İlişkin Hizmetler


       Çocuk ihmal ve istismarı, gerek çocuğun fiziksel, duygusal, cinsel ve sosyal sağlığı
üzerinde yarattığı tahribat, gerekse toplumsal bir sorun olması nedeniyle, çok yönlü ve farklı
meslek gruplarınca ele alınıp çözümlenmesi gereken bir sorundur. Böylesi yaygın ve ciddi
ölümcül sonuçlara neden olabilecek bir sorunun çözümünde, kuşkusuz, konuyla ilgili birçok
toplumsal örgütün aktif rol alması, hem koruyucu-önleyici çalışmalarda hem de istismara
uğrayan çocuk ve ailelerin tedavisinde önemli yer tutmaktadır.

       Bir çocuğun ihmal ya da istismar edilmesi durumunda konu, hem bir fiziksel sağlık
sorunu olarak tıp ve ruh sağlığı sorunu olarak da psikolojiyi ilgilendirmektedir. Öte yandan,
şiddet kime yönelik olursa olsun, emniyet güçlerini ilgilendirmekte ve bu tür sorunlar




                                                                                              9
toplumlarda hukuk kurallarıyla düzenlendiği ve gerek suçun cezası, gerekse mağdurun
haklarını koruma açısından adalet sistemini ilgilendirmektedir.

       19.yüzyılda Devletin, çocukların korunması konusunda gerektiğinde aileye de
müdahale eder konuma gelmesi, sorunun ayrıca sosyal hizmetlerce de, çok yönlü bir biçimde
ele alınıp incelenmesi sonucunu doğurmuştur. İhmal ve/veya istismara uğrayan çocuklar,
doğrudan sosyal hizmet mesleğinin çocuk ve aile refahı alanı ile ve çocuğun korunması görevi
ile ilgilidir. Türkiye’de, devlet adına, çocukları gerektiğinde aileye karşı bile korumaktan
sorumlu tek Kurum, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumudur. Bu nedenle SHÇEK,
toplumsal konumu ve görevi gereği, risk altındaki çocuklarla ilgilenmekte ve bu tür çocuklara
ilişkin yasalarca belirlenmiş tedbirler almakta, hizmet ve tedavi programları düzenlemektedir.

       Görüldüğü gibi, herhangi bir çocuğun ihmal ya da istismara uğraması, toplumda birçok
örgütü ilgilendiren bir sorundur ve farklı sektörlerin müdahalesini gerektirmektedir. Öte
yandan bu tür müdahalelerin birbirinden bağımsız olmayıp, birbiriyle koordineli bir biçimde
sürdürülmesi, sadece ihmal ya da istismara uğrayan çocuk açısından değil, travma yaşayan
ailenin hizmetlere ulaşımını kolaylaştırmak ve toplumsal düzeyde uygun hizmet ve tedbirleri
üretmek açısından da önemlidir.

       İlgili sektörlerin, soruna ilişkin rol ve işlevleri şunlardır:

       Sağlık Kuruluşları; genellikle çocukta yaşanan fiziksel ya da ruhsal bulgular
nedeniyle, ihmal ve/veya istismar olgularının ilk tespit edildikleri yerlerdir. Sağlık
kuruluşlarında çalışanlar, muayene ya da tedavi için gelen çocuklarda herhangi bir ihmal
ve/veya istismar bulgusunun olup olmadığının tespitinden başlayarak, bu tür çocukların
tedavisinde yer almaktadırlar.

       Kolluk Güçleri; ihmal ve/veya istismara uğrayan ya da böyle bir olaya mazruz kalma
kuşkusu bulunan çocuklar ve çocuklara karşı suç işleyen bireylere ilişkin adli soruşturmayı
sürdürmekle görevlidirler.

       Adalet/Hukuk Sistemi; ihmal ve/veya istismara uğrayan çocuklarla ilgili yasal
yaptırımları yerine getirirler. Bunlar aile içinde şiddete uğrayan çocuklarla ilgili tedbir
almaktan başlayarak, mağdurun haklarının korunması ve suçun cezai yaptırımını da
içermektedir.




                                                                                             10
3. Sosyal Hizmetler Açısından Çocuk İhmal ve İstismarı

          Yukarıda da değinildiği gibi ülkemizde, devlet, çocukları gerektiğinde aileye karşı bile
koruma görevini SHÇEK aracılığıyla yerine getirmekte olup, Kurumun 81 il düzeyinde taşra
teşkilatlanması bulunmakta ve toplum genelinde yardıma muhtaç tüm nüfus gruplarına yönelik
hizmetlerini sürdürmektedir. İhmal ve/veya istismara uğrayan çocuklar da, Kurumun
hizmetlerinden yararlanan bir grubu oluşturmaktadır.

          SHÇEK      yasasında    bu   tür   çocuklar,    “korunmaya    muhtaç     çocuk”    olarak
tanımlanmaktadır. Sözü edilen yasada ele alındığı biçimiyle Korunmaya Muhtaç Çocuk

          “Beden, ruh ve ahlaki gelişimleri veya şahsi güvenlikleri tehlikede olup;
          1.Ana veya babasız, ana ve babasız,
          2. Ana veya babası veya her ikisi de belli olmayan,
          3.Ana veya babası tarafından ihmal edilip, fuhuş, dilencilik, alkollü içkileri veya
uyuşturucu maddeleri kullanma gibi her türlü sosyal tehlikelere ve kötü alışkanlıklara karşı
savunmasız bırakılan ve başıboşluğa sürüklenen çocuk”13 dur.

          Yine aynı yasayla, SHÇEK, bu tür çocuklara ilişkin tüm tedbirleri alma, koruyucu-
önleyici hizmetlerden başlayarak tedavi ve rehabilite edici hizmetleri sürdürme ve bu tür
çocukları koruma sorumluluğunu üstlenmiştir.

            SHÇEK, bu görevini, İllerde, Sosyal Hizmetler Müdürlükleri aracılığıyla yerine
getirmektedir. Sosyal sorunlarla ilgili olan bu Müdürlüklere, tüm vatandaşlar kendileri veya
koşullarının     olumsuz     olduğundan      haberdar    oldukları   çocuklar    adına   bildirimde
bulunabilmektedirler. Özellikle çocuklarla çalışan kamu görevlileri, bu konuda, yasayla da
görevlendirilmiştir ve vatandaşlara bildirim yükümlülüğü getirilmiştir. Ayrıca, medyada yer
alan haberler de bildirim olarak kabul edilmektedir.

          Sosyal Hizmetler Müdürlüklerine, başvuran ya da getirilen hemen her çocuk, doğası
gereği, ihmal ya da istismara uğramış çocuktur. Ancak ihmal ve/veya istismar edilen her çocuk
aynı zamanda devlet koruması gerektiren çocuk değildir. Bu nedenle, tüm çocuklar için
öncelikle, çocuğun ev ve aile koşullarını anlamayı sağlayan sosyal inceleme yapılarak,
“korunmaya muhtaçlığın tespiti” yapılmaktadır. Sosyal İnceleme Raporları;

      1. Aile ve yakınlarla görüşmeler


13
     Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu, RG:27.5.1983;18059




                                                                                                11
2. Ev ziyaretleri

    3. Resmi belge taramaları ( Nüfus, Tapu vb.) sonucu elde edilen bilgiler ışığında

hazırlanmakta ve bu inceleme sonucunda çocuğa sunulacak hizmetin içeriği belirlenmektedir.




3.1. SHÇEK Tarafından Sunulan Hizmetler

        SHÇEK, bu tür çocuklara yönelik hizmetlerini birkaç yöntemle sürdürmektedir. Bunlar
öncelikli olarak aile yanında bakım ve/ veya çocuğun devlet tarafından oluşturulan yaş ve
cinsiyet durumuna uygun bir Kuruluşta kalarak bakımının sağlanmasıdır.

        1. Aile Yanında Bakım; çocuğun öz ailesi ya da uygunluğu tespit edilmiş bir başka aile
yanında bakımını içeren hizmetlerdir. Bu tür hizmetler, birkaç başlıkta ele alınmaktadır.

        A. Öz aile ya da akrabaların ekonomik olarak desteklenmesi yoluyla, çocuğun kendi
aile çevresi içinde bakımının sağlanmasıdır. Aileye maddi/manevi yardım içeren hizmetler
şunlardır:

             1. Ayni/Nakdi Yardım
             2. Ücretsiz Kreş
             3. Ebeveyne iş bulma

        B. Çocuk bakma ve yetiştirme konusunda uygunluğu daha önceden tespit edilmiş başka
ailelerin yanında çocuğun bakımının sağlanması

             1. Koruyucu aile
             2. Evlat Edinme


        2. Kuruluş Bakımı; çocuğun, yaş grubuna ve cinsiyetine uygun olarak, Devlet
tarafından açılmış yatılı Kuruluşlarda bakılmasıdır. Halen ülkemizde, üç tür yatılı Kuruluş
bulunmaktadır. Bunlar:

             1. 0-12 yaş Çocuk Yuvaları

             2. 12-18 yaş Yetiştirme Yurtları

             3. Yatılı Çocuk ve Gençlik Merkezleri’dir.



                                                                                            12
Yukarıda kısaca özetlenen, SHÇEK’in, çocuklara yönelik bu hizmetlerinden yaklaşık
20 bin civarında çocuk ve genç yararlanmaktadır.

       Öte yandan, ihmal ve/veya istismar edilen çocuklar, her zaman psikososyal desteğe
gereksinim duysalar da, her zaman devlet müdahalesini gerektirmezler. Bu nedenle bu tür
çocuklar için, koruyucu önleyici hizmetlerin üstlenilmesini de içeren, yeni bir hizmet
uygulamasına geçilmesi uygun görülmüştür.




3.2. Yeni Bir Model: Alo Çocuk Merkezi


       Son yıllarda artan istismar olaylarıyla birlikte, sorunun, gerek toplumsal yaygınlığı
gerekse ciddi fiziksel, duygusal ve sosyal hasarlara ve bir ömür boyu geçmeyecek sıkıntılara
neden olmasından ötürü; ihmal ve/veya istismara uğrayan çocukların, yine Sosyal Hizmetler
Müdürlüklerine bağlı ama bu konuda ihtisaslaşmış birimler tarafından ele alınmasının yararlı
olacağı düşünülmüştür.

       Bu gerekçeyle 1999 yılında, Ankara İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bağlı Fatma
Üçer Çocuk ve Gençlik Merkezi bünyesinde, ihmal ve istismar olgularıyla ilgilenecek bir Alo
Çocuk Merkezi kurulmuştur.

       Kuşkusuz, tüm İl Sosyal Hizmetler Müdürlüklerinde, bu tarz olgularla karşılaşılmakta
ve çocuğu korumaya yönelik mesleki müdahale yapılmaktadır. Ancak, İl Sosyal Hizmetler
Müdürlükleri aracılığıyla sürdürülen hizmetler, akut durumdaki olgularla sınırlı kalmakta ve
sunulan hizmet    de yukarıda sıralanan,      “korunmaya muhtaç çocuk” kategorisinde
şekillenmektedir. Oysa, her korunmaya muhtaç çocuk ihmal ve/veya istismar edilmişse de her
ihmal ve/veya istismar edilen çocuk “korunmaya muhtaç” değildir. Bununla birlikte, bu tür
çocukların da, sosyal hizmetlerce yapılacak mesleki müdahaleye gereksinimi bulunmakta, aile
ve çocuk yararına hizmet sunulması gerekmektedir. Çocuğun ihmal edilerek tüm tehlikelere
açık bırakılması, istismar edilerek gelişiminin engellenmesi ya da gelişimi için gerekli
eylemlerden kaçınılması, doğrudan çocukların korunmasını gerektiren durumlardır.

       Bu nedenle 1999 yılında, bir pilot proje kapsamında, Ankara İl Sosyal Hizmetler
Müdürlüğüne bağlı Fatma Üçer Çocuk ve Gençlik Merkezi bünyesinde ihmal ya da istismara
uğrayan çocukları hedef alan Alo Çocuk Merkezi açılmıştır.




                                                                                         13
3.2.1. Alo Çocuk Merkezinin Amacı


        Alo Çocuk Merkezinde, yapısı gereği disiplinler arası bir yaklaşım ve çok yönlü bir
çalışmayı gerektiren ihmal ve istismar olaylarında, olgunun, spesifik bir bakış açısıyla ele
alınması düşüncesinden hareket edilmektedir.

        Bilindiği gibi ihmal ve istismara uğrayan çocuklara yönelik mesleki müdahale birçok
örgüt ve kurumun birlikte ve koordine bir biçimde hareket etmesini gerektirmektedir. Bu
nedenle, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüklerince de, olgunun, ihmal ve/veya istismara uğrayan
çocuklar konusunda ihtisaslaşmış bir birim tarafından ele alınması ve hizmetin tüm
aşamalarında diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliği ve koordinasyonun sağlanması hizmetin
kalitesini ve verimliliği artıracaktır.

        Böylelikle ihmal ve/veya istismara uğrayan çocuklar sorununun gerek tedavi
aşamasında gerekse toplumsal düzeyde koruyucu ve önleyici çalışmalarda, daha bütüncül bir
yaklaşımla ele alınması ve sorunun çözümüne daha derinlemesine bir müdahale yapılması
sağlanmış olmaktadır. Bu yöntemle, çocuk istismarı ve ihmalinin, psikolojik, sosyal ve
ekonomik boyutlarının önlenmesi ve koruyucu çalışmaların sürdürülmesi hedeflenmiştir. Tüm
bu alanlarda çocuk ve ailelere sunulan böyle bir hizmet, sorunun tedavisini de
kolaylaştıracaktır.

        Kısaca Alo Çocuk Merkezin amacı; çocuk istismarı ve ihmali ile ilgili yapılan
çalışmaların yeniden yapılandırılması, bu konuda bir model oluşturulması ve öncelikle
gereksinim duyulan büyük İller olmak üzere, hizmetin tüm Sosyal Hizmetler
Müdürlüklerinde yaygınlaştırılmasıdır.




3.2.2. Kurumun Tarihçesi


        Halen Fatma Üçer Çocuk ve Gençlik Merkezi bünyesinde, ihmal ve istismara uğrayan
çocuklara yönelik hizmetlerini sürdüren Alo Çocuk Merkezi projesinin tarihçesi, SHÇEK’e
bağlı olarak 1994 yılında Türk Kadınlar Konseyi Derneği işbirliğiyle açılan Ergen Danışma


                                                                                         14
Merkezi ve 1998 yılında Avrupa Konseyi tarafından desteklenerek Çocuk İstismar ve
İhmalinin Önlenmesi Derneği tarafından açılan Alo Çocuk Merkezi uygulamalarına
dayanmaktadır.

        1994 yılında SHÇEK tarafından açılan Gençlik Danışma Merkezinin amacı; ergenlik
döneminde olup sorun yaşayan gençlerin, içinde bulundukları dönemin etkisi veya aile ya da
sosyal çevre koşulları nedeniyle madde bağımlılığı gibi kötü alışkanlıklara yönelmelerini
önleyici, psikososyal bir hizmet sunmaktır. Söz konusu amaç çerçevesinde 1994 yılından bu
yana 3000 civarında çocuk ve gence hizmet sunulmuş, okul, aile ve öğretmenlere yönelik
eğitim çalışmaları yapılmıştır. Ancak, hizmetin sürdürülmesi aşamasında, Merkeze başvuran
gençlerin büyük bir çoğunluğunda ihmal ve istismar bulgularına rastlanmış, bu nedenle tüm
olgular bu içerikte de ele alınmıştır.

        1998 yılında Avrupa Konseyi desteğiyle Çocuk İstismarı ve İhmalinin Önlenmesi
Derneği tarafından açılan Alo Çocuk Merkezinin amacı ise, doğrudan ihmal ve/veya istismara
uğrayan çocuklara yönelik hizmet sunmak olup, Merkez çalışmalarını 1 yıl boyunca, sözü
edilen sivil toplum kuruluşu aracılığıyla sürdürmüştür. Bu süre içerisinde yaklaşık 50 civarında
olgu ile tıbbi, psikiyatrik ve hukuksal düzeyde .ve SHÇEK ile işbirliği halinde, çalışma
yapılmıştır.

        1999 yılında, projenin tanımı gereği, bu çalışmanın konuyla ilgili bir kamu kurumuna
devri gereği gündeme gelmiş ve bu aşamada, Dernek tarafından kurulan Alo Çocuk Merkezi,
SHÇEK ile Dernek arasında yapılan 09.11.1999 tarihli protokol ile; Kurum bünyesinde daha
önceki çalışmalarında da, doğrudan ihmal ve/veya         istismara uğramış çocuk ve gençlerle
mesleki çalışmalar yürüten Fatma Üçer Gençlik Danışma Merkezine devredilmiştir.

        1994 yılından beridir psikososyal odaklı Gençlik Danışma hizmetini ve 2000 yılından
itibaren, ihmal ve/veya istismara uğrayan çocuklara yönelik Alo Çocuk Merkezi hizmetini
sürdüren Fatma Üçer Gençlik Danışma Merkezi; 23.11.2000 tarih ve 2000/66 sayılı Genel
Müdürlük Onayıyla “Çocuk ve Gençlik Merkezi” statüsü almıştır. Böylelikle Kuruluş
hizmetleri, sokak çocuklarını da kapsayacak şekilde genişletilmiştir.

        Halen adı geçen Merkezde;

        1.         Ergenlere ve ergenlik döneminde çocuğu bulunan ailelere yönelik
                   psikososyal danışmanlık hizmetleri,

        2.         Sokakta yaşayan ve/veya çalışan çocuklara yönelik hizmetler ve

        3.         Alo Çocuk Merkezi hizmetleri sürdürülmektedir.


                                                                                             15
Fatma Üçer Çocuk ve Gençlik Merkezinin, işbirliği içinde kamu ve gönüllü örgütler ile
hizmet alanlara ilişkin, halkla ilişkiler şeması aşağıda sunulmuştur.



3.3.3. Alo Çocuk Merkezi; Uygulama ve İstatistiksel Veriler:1999-2005


       Yukarıda da değinildiği gibi Alo Çocuk Merkezi, ihmal ve/veya istismara uğrayan
çocukların gerektiğinde kendi başvuruları ile de harekete geçen ve koruyucu/önleyici, tedavi
ve rehabilite edici ve sorun çözücü hizmetleri sürdüren, ihmal ve/veya istismara uğramış
çocuklar konusunda ihtisaslaşmış bir oluşumdur.

       Merkezde bu çerçevede sürdürülen hizmetler şunlardır:



       1. Koruyucu ve Önleyici Çalışmalar

       Bilindiği gibi çocuklara yönelik ihmal ve istismar, anne-babaların ebeveynlik rol ve

görevlerini çeşitli nedenlerle yerine getirememeleri neticesinde ortaya çıkmaktadır. Bunlar bir
çok sosyoekonomik sorundan kaynaklanabileceği gibi, anne-babaların çocuk yetiştirme, çocuk
eğitimi ve disiplin yöntemleri konusunda eğitimsiz olmaları, çocuklarına karşı nasıl
davranacaklarını bilmemeleri ve ihmal ve istismarın çocuk üzerinde yarattığı tahribattan
haberdar olmamaları gibi gerekçelerden de kaynaklanmaktadır.

       Bu nedenle Merkezde, ana-baba ve çocuklarla çalışan diğer meslek gruplarını
bilgilendirmek, eğitmek ve çocuk istismarı konusunda toplumsal duyarlılığı ve bilinci artırmak
amaçlı eğitim çalışmaları, en önemli hizmet türlerinden biri olarak kullanılmaktadır.

       1999-2005 yılları arasında, gerek ana-baba ve öğretmenlerle gerekse alanda çalışan
sosyal hizmet uzmanı, psikolog, doktor, hukukçu vd. meslek gruplarını hedef alan bir dizi
eğitim çalışması yapılmıştır.

       Bu çalışmalardan, örneğin, Ankara’daki okullarda çalışan 1000’e yakın rehber
öğretmen, Ankara Barosuna bağlı 40 civarında konuya duyarlı ve istismar olgularında gönüllü
yer almak isteyen avukat ve çok sayıda anne-baba yararlanmıştır.



       2. Tedavi edici ve Sorun Çözücü Çalışmalar




                                                                                              16
Merkezin, en yoğun çalışma biçimlerinden biri olan bu grupta, ihmal ve/veya istismara
uğrayan çocuklara, acil ve anında yapılan mesleki müdahaleler yer almaktadır. Bu şekliyle Alo
Çocuk Merkezi, bir acil bildirim birimi olup, başta sorun yaşayan çocukların kendileri olmak
üzere, tüm vatandaşların bu tür bildirimlerini değerlendirmekte ve ihmal ve/veya istismara
uğradığına dair kuşku ya da bulgu olan çocuklara ilişkin mesleki çalışmalar sürdürmektedir.

       İhmal ve/veya istismara uğradığı bildirilen çocuklara ilişkin yapılan ilk görüşme
ve/veya gerekiyorsa sosyal inceleme sonucu; çocuğun ihmal ya da istismara uğrayıp
uğramadığı tespit edilmekte ve buna göre mesleki müdahale yapılmaktadır. Merkezde ihmal
ve/veya istismara uğramış çocuklara ilişkin sosyal hizmet müdahalesinin aşamaları şunlardır:

       2.1. Öncelikle, “çocuk”, güvenli bir ortama alınır; İhmal ve/veya istismara uğrayan
olgularda, öncelikli olarak çocuğun hayati tehlike altında olup olmadığı araştırılmakta ve ihmal
ve istismarın durdurulması hedeflenmektedir. Bu nedenle çocuk, tekrar istismar edilmesinin
önlenebileceği güvenli bir ortama alınmaktadır. Bu ortam, çocuğun öz aile ve yakınlarının
bakımı şeklinde oluşturulabileceği gibi, gerektiğinde sağlık kuruluşları ya da yatılı sosyal
hizmet kuruluşları da, bu içerikte kullanılabilmektedir.

       2.2. Uygun hizmet ve tedavi modeli belirlenir; İhmal ve/veya istismara uğrayan çocuk
ve ailesine ilişkin görüşme ve sosyal inceleme yoluyla, ihmal ve istismarın tekrarının
önlenmesi ile ihmal ve/veya istismar sonucu oluşmuş olabilecek sorunların çözülmesi
amaçlanmaktadır. Bu aşamada, öncelikle ihmal ve/ veya istismara neden olan psikososyal
koşullar belirlenmekte ve bunların çözümü için çaba harcanmaktadır. Bunlar, ailenin ve
çocuğun ekonomik yönden desteklenmesi vb. hizmetler olabileceği gibi tıbbi ve psikososyal
sağaltım, sosyal ve yasal müdahale vs. olabilmektedir. Tüm bu işlemler için SHÇEK’in tüm
hizmet modellerinden yararlanılmakta ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliğine
gidilerek gerekli hizmet ve tedavi modelleri uygulamaya konmaktadır.

       2.3. Uygulama; hizmetin ve uygun tedavinin sürdürüldüğü aşamadır. Bu aşamada
çocuk ve aileye ilişkin psikososyal tedavi öncelikli olarak Merkezde sürdürülmekte, gerek
görüldüğü durumlarda diğer kamu ve sivil toplum örgütleri ile işbirliğine gidilmektedir.
Merkezde sıklıkla uygulanan hizmet ve tedaviler şunlardır: Aileye ve çocuğun sosyal ve
ekonomik koşullarının düzeltilmesine yönelik hizmetler, aile eğitim çalışmaları, aileye ve
çocuğa psikososyal danışmanlık vb.

       2.4. İzleme çalışmaları; ihmal ve/veya istismar nedeniyle Merkezimizden hizmet alan




                                                                                              17
ve tedavisi tamamlanan aile ve çocuklar, istismarın tekrarının önlenmesi          ve hizmetin
sürekliliğinin sağlanması amacıyla bir süre izlenmektedir. İzleme süresinin ne kadar olacağına,
olgunun içeriğine göre karar verilmektedir.

       Yukarıda açıklanan içerikte çalışmalarını sürdüren Fatma Üçer Çocuk ve gençlik
Merkezi, Alo Çocuk Birimine, 2000- 2005 tarihleri arasında gelen vakalara ilişkin istatistik
veriler, yapılacak çalışmalara ışık tutması amacıyla aşağıda sunulmuştur.




Tablo 1: Başvuruların Yıllara Göre Dağılımı
Yıllar                                                          Sayı            Yüzde
1998                                                            2                0.86
1999                                                            15               6.38
2000                                                            7                2.98
2001                                                            66               28.08
2002                                                            51               21.70
2003                                                            23                9.78
2004                                                            71               30.22
Genel Toplam                                                    235             100.00


       Yukarıda da değinildiği gibi, kurulduğu 1994 yılından beridir çeşitli ihmal ve
istismar olgularıyla çalışılan Fatma Üçer Çocuk ve Gençlik Merkezinde, 1999 yılında Alo
Çocuk Merkezinin devrinden sonra, bu tür olgular, daha spesifik bir bakış açısıyla ele
alınmaya başlanmış ve bu tarihten sonra Merkeze yapılan başvurular, “ihmal ve istismar”
olguları ayrı tutularak kayıt altına alınmıştır.
       Buna göre, spesifik bakış açısıyla ele alınan ilk olgular 1998 tarihlidir
(%0.86).1999 yılında başvuran %6.38, 2000 yılında başvuran %2.98, 2001 yılında
başvuran %28.08, 2002 yılında başvuran %21.70, 2003 yılında başvuran %9.78 ve 2004
yılında başvuran %30.22’dir.




                                                                                            18
Başvuruları n Yı llara Göre Dağı lı mı




                                                 2               15
                                                                             7

               71

                                                                                                  1998
                                                                                                  1999
                                                                                        66
                                                                                                  2000
                                                                                                  2001
                                                                                                  2002
                                                                                                  2003
                                                                                                  2004
                                                                                                  (boş)

                23


                                                     51




Tablo 2: Başvuruların Cinsiyete Göre Dağılımı
Cinsiyet                                                                         Sayı        Yüzde
E                                                                                116           49.37
K                                                                                119           50.63
Genel Toplam                                                                     235          100.00


Başvuruların cinsiyete göre dağılımları incelendiğinde, kız ve erkek oranlarının birbirine
yakın oldukları görülmektedir. İhmal ve/veya istismar başvurularının % 50.63’ü kız, geri
kalanlar erkek çocuklardır.




                                                                                                       19
Cinsiyete Göre Dağılım




                                                                      116
                                                                               E

                                                                               K

                                                                               (boş)
       119




Tablo 3: Başvuruların Türüne Göre Dağılım
Tür                                                                     Sayı      Yüzde
Cinsel İstismar                                                           26     11.06
Cinsel Taciz                                                              52     22.12
Davranış Bozukluğu                                                        9       3.83
Duygusal                                                                  24     10.22
İhmal                                                                     18      7.66
İhmal ve Fiziksel İstismar                                                22      9.36
İntihar Girişimi                                                          5       2.13
Maunchausen                                                               1       0.42
Öldürme Girişimi                                                          3       1.28
Fiziksel İstismar                                                         75     31.92
Genel Toplam                                                             235    100.00


Başvuruların türlerine göre dağılımları incelendiğinde, en yoğun olarak fiziksel istismar,
(%31.92) başvurularıyla karşılaşıldığı görülmektedir. Bunu cinsel taciz (%22.12) ve cinsel
istismar (%11.06) takip etmekte, sadece duygusal istismar olan olgu oranı % 10.22
olmaktadır. İhmal % 7.66, ihmal ve fiziksel istismarın birlikte görüldüğü olgular ise
%9.36’dır. Evden kaçma, sokakta yaşama vb. davranış bozuklukları gösteren ve sorunun
temelinde ihmal ve/veya istismar bulgusu olup olmadığı araştırılması istenen olgu oranı
%3.83’tür. Yine, çocuğun intihar girişimi sonucunda, ihmal ve/veya istismar bulgusu
araştırılan % 2.13 oranında olguya rastlanmıştır. %1.38 oranındaki olguda ise, ebeveynin




                                                                                       20
çocuğu öldürme girişimi ve 1 olguda ise çocukta hayati tehlike yaratan Maunchausen by
Proxy Sendromu ile karşılaşılmıştır.



                                          İstism ar Türü




                                5   1 3            26
                     22
                                                                             Cinsel İstismar
                                                                             Cinsel Taciz
          18
                                                                             Davranı ş Bozukluğu
                                                                    52
                                                                             Duygusal
                                                                             Fiziksel İstismar
                                                                             İhmal
                                                                             İhmal ve Fiziksel İstismar
                                                                             İntihar Girişimi
                                                                             Maunchausen
                                                                9            Öldürme Girişimi
               75
                                                           23                (boş)




       Bilindiği gibi, olgular Merkezimize her vatandaş tarafından bildirilmekte, medyada
çıkan haberler de bildirim olarak değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, çocuklarla çalışan
okul, hastane, kolluk kuvvetleri, Baro vb. kamu ve sivil toplum örgütleri ile Merkezin
kuruluşundan beridir işbirliği yapılmış ve koordineli bir çalışma yürütülmüştür. Bu
nedenle, özellikle bu tür kurumların kendilerine ulaşan olguları Merkezimize bildirmesi,
çalışılan olguların büyük bir çoğunluğunda karşılaşılan bir durumdur. Olguların %26.38’i
hastaneler aracılığıyla Merkezimize ulaşmıştır. Bunu %17.45 oranında okullardan bildirilen
olgular takip etmektedir. Kolluk güçlerinin bildirimde bulunduğu % 11.49 oranında olgu
vardır. Aile üyelerinden herhangi birinin ya da sadece annenin bildirimde bulunduğu olgu
oranıyla, İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün gönderdiği olgu oranı % 5.11 olup, eşittir.
Vatandaş bildirimi ise %5.53’tür. Baro tarafından bildirilen % 4.25, babanın bildirimde
bulunduğu %2.12, akraba bildirimi % 1.27’dir. Tüm olgular içinde %15.74 oranındaki olgu
ise Fatma Üçer Çocuk ve Gençlik Merkezine çeşitli gerekçelerle başvurduktan sonra,
içeriğinde ihmal ve/veya istismar tespit edilenlerdendir.




                                                                                                      21
Tablo 4: Bildirimde Bulunan Kişilere Göre Dağılım
Bildirim                                                 Sayı            Yüzde
Aile                                                     12                5.11
Anne                                                     12                5.11
Baba                                                     5                2.12
Baro                                                     10                4.25
Başvuru                                                  37               15.74
Hastane                                                  62               26.39
İl Müdürlüğü                                             12                 5.11
Kendisi                                                  1                  0.43
Okul                                                     41                17.45
Polis                                                    27                11.49
Vatandaş                                                 13                 5.53
Akraba                                                   3                  1.27
Genel Toplam                                             235              100.00



                                Bildirim de Bulunan Kişiler




                                                                         Aile
                                                                         Akraba
                                                                         Anne
                           13          12     3
                27                                  12                   Baba
                                                          5
                                                              9
                                                                         Baro
                                                                         Başvuru
                                                                         Çocuk Mahkemesi
                                                                         Hastane
      41                                                            37
                                                                         İl Müdürlüğü
           1                                                    1        Kendisi
               12
                                         62                              Okul
                                                                         Polis
                                                                         Vatandaş
                                                                         (boş)




                                                                                        22
Tablo 5: İhmal ya da İstismar Eden Kişilere Göre Dağılım
İstismar Eden Kişiler                                                              Sayı         Yüzde
Abi                                                                                7             3.18
Akraba                                                                             11            5.00
Akran                                                                              8             3.65
Anne                                                                               41          18.64
Anne/Baba                                                                          37          16.82
Baba                                                                               64          29.10
Ergen                                                                              5            2.27
Erkek arkadaş                                                                      2            0.90
Kendisi                                                                            6            2.72
Komşu                                                                              2            0.90
Öğretmen                                                                           9            4.09
Üvey anne                                                                          7            3.18
Üvey baba                                                                          7            3.18
Yabancı                                                                            11           5.00
Kuzen                                                                              3            1.37
Genel Toplam                                                                       220         100.00

                                                  İstismar Eden Kişiler




                                                                                                    Abi

                                              3        7                                            Akraba
                                         11                               11
                                     7
                                 7                                             8                    Akran
                        9                                                                           Anne
                    2
                6                                                                                   Anne/Baba
            2                                                                             41
        5                                                                                           Baba
                                                                                                    Ergen
                                                                                                    Erkek arkadaş
                                                                                                    Kendisi
                                                                                                    Komşu
                                                                                                    Öğretmen
                                                                                                    Üvey anne
                                                                                                    Üvey baba
                            64                                                     37
                                                                                                    Yabancı
                                                                                                    (boş)
                                                                                                    Kuzen




       Kuruluşta ele alınan olguların, kimler tarafından ihmal ve/veya istismar edildiği
araştırıldığında, en yüksek oranda (%29.10) babaları tarafından ihmal ve/veya istismar
edildikleri görülmüştür. Bunu annesi tarafından ihmal ve/veya istismar edilenler (%18.64) ve
her iki ebeveyni tarafından da istismar edilenler (%16.82) izlemektedir. Akrabası ya da
yabancı biri tarafından istismar edilen %5, üvey ebeveynlerinden biri ya da abisi tarafından
istismar edilen %3.18’dir. İstismarcının, mağdurla eş yaşlarda/akran olduğu durumlar %3.65,
ergenlik çağındaki biri tarafından istismar edilen %2.27’dir. Kuzeni tarafından istismar edilen




                                                                                                                23
%1.37, erkek arkadaşı tarafından istismar edilen %0.90 oranında olguya rastlanmıştır. Tüm
olgular içinde kendisi istismar eden konumunda olan % 2.72 oranında çocuk bulunmaktadır.

Tablo 6: Yapılan Mesleki Uygulamaya Göre Dağılım
Uygulama                                                                      Sayı      Yüzde
Aile çevresinde yeni bir yere yerleştirildi                                   12       5.10
Aile kayıp                                                                    5        2.12
Anne desteklendi                                                              9        3.83
Ayni-Nakdi yardımla aile desteklendi                                          6        2.55
Gençlikevine yerleştirildi                                                    1        0.43
İstismar bulgusuna rastlanmadı                                                20        8.52
Korunma altına alındı                                                         24        10.22
Kadın Sığınmaevine yerleştirildi                                              1         0.43
Mesleki çalışmaya devam etmedi                                                18        7.66
Mesleki çalışmaya katılmadı                                                   17        7.23
Mesleki çalışma yapıldı                                                       111      47.23
Psikiyatriye sevk edildi                                                      9          3.83
Yatılı okula yerleştirildi                                                    2          0.85
Genel Toplam                                                                  235      100.00


        Yapılan başvurularla ilgili olarak sürdürülen mesleki çalışma, yukarıda da değinildiği
gibi öncelikle ihmal ve/veya istismarın içeriğinin anlaşılması ve uygun hizmet ya da tedavi
modelinin belirlenmesini gerektirmektedir. Buna göre, yapılan başvurulara uygulanan mesleki
çalışma içeriğinin aşağıdaki gibi geliştiği görülmektedir.

        Tüm başvurular içinde, bulunduğu aile ortamından daha güvenli bir ortama
yerleştirilmesi gereken olgu sayısı, toplam 30’dur. Bunların % 5.10’u kendi öz aile çevresinde
bir yakınlarının yanına, birer tanesi (%0.43) Gençlikevine ya da Kadın Konukevine, %0.85’i
ise yatılı okula yerleştirilmiştir. Korunma altına alınarak yaş grubuna uygun bir yatılı kuruluşa
yerleştirilen çocukların oranı %10.22’dir.

        Diğer başvuruların % 3.83’ünde, babanın istismarının önlenmesi ve gerekli yasal,
ekonomik ve psikososyal tedavi için anne desteklenmiş, % 2.55 oranındaki aile ise, Ayni-
Nakdi yardımla desteklenmiştir.

        Olguların 146’sı, Merkezimizde psikososyal danışmanlık hizmetlerine davet edilmiştir.
Bunlardan %7.23’ü, mesleki çalışmaya katılmamış, %7.66’sı ise başlanan mesleki çalışmayı
yarım bırakmıştır. Geri kalan %47.23 oranındaki olgu ise Merkezden psikososyal danışmanlık
almıştır.




                                                                                                24
Tüm olgular içinde, yaşanan psikopatoloji nedeniyle psikiyatri kliniklerine sevk edilen
olgu oranı %3.83’tür. Hakkında bildirim olan ailelerin %2.12’sine ulaşılamamış, %8.52’sine
ise herhangi bir istismar bulgusuna rastlanmamıştır.




                                           Uygulam a




                                                                    AÇYerleştirildi
                                                                    Aile kayıp
                                                                    Anne desteklendi

                            9   2   12                              ANY
                                           5   9   61
                                                                    Gençlikevi
                                                        20
                                                                    İstismar bulgusuna rastlanmadı
                                                                    KAA
                                                                    Kadın Sığınmaevi
       111                                                  24
                                                                    MÇDEtmedi
                                                        1
                                                   18               MÇKatılmadı
                                          17
                                                                    Mesleki Çalışma
                                                                    Psikiyatriye sevk
                                                                    Yatılı Okula Yerleştirildi
                                                                    (boş)




4. Sonuç ve Değerlendirme

       Fatma Üçer Çocuk ve Gençlik Merkezi bünyesinde 1999 yılından itibaren, spesifik bir
yaklaşımla ihmal ve istismar olgularına ilişkin mesleki çalışmaların sürdürüldüğü Alo Çocuk
Merkezi uygulaması, başka çalışmalara ışık tutması amacıyla değerlendirilmiştir.

       . Yukarıda özellikleri incelenen ihmal ve/veya istismar olguları, 2000-2005 yılları
arasında Fatma Üçer Çocuk ve Gençlik Merkezine başvuran tüm olguların ( toplam 1907), %
12.32’sini oluşturmaktadır. Buna göre, Merkeze ulaşan olgular, ülkemizdeki ihmal ve/veya
istismar olgularına ilişkin genel bir bakış açısı oluşturabilecek niteliktedir. Hizmetin
sürdürülmesi aşamasında dikkati çeken hususlar ise şu şekildedir:


                                                                                                 25
1.   Her şeyden önce, toplumsal yaygınlığı ve sonuçları itibariyle yarattığı
     tahribat bu kadar fazla olan, ihmal ve/veya istismara uğramış çocuklara
     ilişkin böyle bir yapılanma, sorunun tek elden ele alınarak hem tanı hem de
     çocuğun korunması ve tedavi aşamasında, daha verimli bir sonuca
     ulaşılmasını sağlamıştır.

2.   Merkezin bir acil bildirim birimi olması ve krize müdahale edilebilmesi,
     olgulara ilişkin olası bekleme süresini yok etmiş, anında müdahale, sorunun
     erken teşhisini kolaylaştırmıştır.

3.   Merkezin, alanda çalışan diğer kamu ve gönüllü örgütlerle kurduğu işbirliği
     ve iletişim, olguların gereksinimi olan diğer hizmetlerin de, daha kolay ve
     sağlıklı bir biçimde elde edilmesini sağlamıştır.

4.   Merkezde yaklaşık 5 yıldır sürdürülen çalışmalar, ihmal ve/veya istismara
     uğramış çocuklar ile yapılacak mesleki çalışmalar konusunda önemli bir
     bilgi birikimi ve meslek elemanlarında da uzmanlaşma sağlamıştır. İhmal ve/
     veya istismara uğramış çocuklara ilişkin mesleki çalışmaların uzmanlaşma
     gerektirdiği bilinen bir gerçektir. Kuşkusuz, tanı ve tedaviye ilişkin mesleki
     çalışmalar çeşitli hizmetiçi eğitim programlarıyla desteklenmiştir. Bu, alanda
     bundan sonra çalışacak meslek elemanları açısından da önemli bir birikim
     sağlamaktadır.

5.   Öte yandan, Merkezin fiziksel koşulları (mekanın küçüklüğü, araç-gereç ve
     malzeme sıkıntısı) hizmetin sürdürülmesini güçleştirmektedir. Bu nedenle
     ivedilikle   gereksinim     duyulan   fiziksel   donanım   ve   yapılanmanın
     tamamlanması gerekmektedir.

6.   Ayrıca, Merkeze ulaşan olgular açısından, diğer kamu ve gönüllü örgütlerle
     iyi bir işbirliği kurulmuşsa da, bunun yaygınlaştırılması ve toplumsal açıdan
     ihmal ve istismarın önlenmesi konusunda, tüm toplum kesimlerine
     ulaşabilecek daha geniş bir ağ kurulması gerekmektedir.

7.   Merkezde sürdürülen çalışmalar sırasında, yasal mevzuat açısından çok
     önemli bir sorunla karşılaşılmamışsa da, bu alandaki mevzuatın çağın
     gereklerine ve ülkemizin de imzalamış olduğu uluslar arası normlara göre
     sürekli güncellenmesi gerekmektedir.




                                                                                26
Kısaca, yukarıda tüm yönleri ile ele alınan Alo Çocuk Merkezi uygulamalarının,
kuruluşundan bugüne yapılan çalışmalar ve ulaşılan olgular açısından yararlı olduğu
düşünülmektedir.




                                                                                  27
KAYNAKLAR
AKYÜZ, Emine, (2000), Ulusal ve Uluslararası Hukukta Çocuğun Haklarının ve
Güvenliğinin Korunması, MEB Yayınları, No:3395, Ankara.

BAYMUR, Feriha, (1978), Genel Psikoloji, Bilim ve Kültür Eserleri Dizisi, 4. Baskı,
İnkilap ve Aka Kitapevleri, İstanbul.

BİLİR, Şule, Meziyet Arı, Necate, Baykoç, Dönmez ve Sibel Güneysu, (1989), “4-12
Yaşları Arasında 16.100 Çocukta, Örselenme Durumları İle İlgili Bir İnceleme”, (Der.),
Esin Konanç, İpek Gürkaynak ve Ayten Egemen, Çocukların Kötü Muameleden
Korunması I. Ulusal Kongresi, Gözde Ofset, Ankara.

BULUT, Işıl, (1996), Genç Anne ve Çocuk İstismarı, Bizim Büro Yayınevi, Ankara.


KARS, Özcan, (1996), Çocuk İstismarı: Nedenleri ve Sonuçları, Bizim Büro Basımevi,
Ankara.

KERİMOĞLU, Efser ve Ayşe Yalın, (1999) “Çocuk İstismarı ve İhmali”, Yayınlanmamış
Bilgi Dökümanı, Ankara.

ORAL, Resmiye, Çocuk Örselemesi ve İhmali
http://www.hipokrat.org/hnet/genel/ckm/ckmozetbilgi.html, 2001

POLAT, Oğuz, (2001), Çocuk ve Şiddet, Der yayınları:312. İstanbul.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu, RG:27.5.1983;18059

TOPÇU, Sedat, (1997), Çocukların ve Gençlerin Cinsel İstismarı, Ensest ve Pedofili,
Doruk Yayıncılık, Ankara.




                                                                                         28
ARGOS EĞİTİM ARAŞTIRMA VE
 DANIŞMANLIK HİZMETLERİ

 www.argosdanismanlik.com




                            29

Más contenido relacionado

La actualidad más candente

Manual cineclubismo FEPEC
Manual cineclubismo FEPECManual cineclubismo FEPEC
Manual cineclubismo FEPECMemória FEPEC
 
Não-Localidade Quântica
Não-Localidade QuânticaNão-Localidade Quântica
Não-Localidade QuânticaBIF UFF
 
Historia de monsenhor tabosa
Historia de monsenhor tabosaHistoria de monsenhor tabosa
Historia de monsenhor tabosaMauricio Santos
 
Experimento Microscópio Caseiro
Experimento Microscópio CaseiroExperimento Microscópio Caseiro
Experimento Microscópio CaseiroSam Adam
 
James web telescope 20021508-002.pptx
James web telescope 20021508-002.pptxJames web telescope 20021508-002.pptx
James web telescope 20021508-002.pptxshahidusman3
 
Posição dos elementos na tabela periódica
Posição dos elementos na tabela periódicaPosição dos elementos na tabela periódica
Posição dos elementos na tabela periódicaAmadeu Afonso Afonso
 
Combustíveis fósseis
Combustíveis fósseisCombustíveis fósseis
Combustíveis fósseisLucaswillianb
 
Uma breve história da astronomia telescópios
Uma breve história da astronomia   telescópiosUma breve história da astronomia   telescópios
Uma breve história da astronomia telescópiosLuiz Carlos Dias
 
O sistema solar origem
O sistema solar   origemO sistema solar   origem
O sistema solar origemIsabel Lopes
 
Ilhas de Calor nas Áreas Urbanas
Ilhas de Calor nas Áreas UrbanasIlhas de Calor nas Áreas Urbanas
Ilhas de Calor nas Áreas UrbanasArturKP
 

La actualidad más candente (16)

Manual cineclubismo FEPEC
Manual cineclubismo FEPECManual cineclubismo FEPEC
Manual cineclubismo FEPEC
 
"Somos Físicos" Marie Curie
"Somos Físicos" Marie Curie"Somos Físicos" Marie Curie
"Somos Físicos" Marie Curie
 
The hubble space telescope
The hubble space telescopeThe hubble space telescope
The hubble space telescope
 
Pilhas
PilhasPilhas
Pilhas
 
Não-Localidade Quântica
Não-Localidade QuânticaNão-Localidade Quântica
Não-Localidade Quântica
 
Microscópio com laser
Microscópio com laserMicroscópio com laser
Microscópio com laser
 
Historia de monsenhor tabosa
Historia de monsenhor tabosaHistoria de monsenhor tabosa
Historia de monsenhor tabosa
 
Experimento Microscópio Caseiro
Experimento Microscópio CaseiroExperimento Microscópio Caseiro
Experimento Microscópio Caseiro
 
James web telescope 20021508-002.pptx
James web telescope 20021508-002.pptxJames web telescope 20021508-002.pptx
James web telescope 20021508-002.pptx
 
Posição dos elementos na tabela periódica
Posição dos elementos na tabela periódicaPosição dos elementos na tabela periódica
Posição dos elementos na tabela periódica
 
Combustíveis fósseis
Combustíveis fósseisCombustíveis fósseis
Combustíveis fósseis
 
Madame C.J. Walker
Madame C.J. WalkerMadame C.J. Walker
Madame C.J. Walker
 
Uma breve história da astronomia telescópios
Uma breve história da astronomia   telescópiosUma breve história da astronomia   telescópios
Uma breve história da astronomia telescópios
 
O sistema solar origem
O sistema solar   origemO sistema solar   origem
O sistema solar origem
 
Ilhas de Calor nas Áreas Urbanas
Ilhas de Calor nas Áreas UrbanasIlhas de Calor nas Áreas Urbanas
Ilhas de Calor nas Áreas Urbanas
 
The higgs boson
The higgs bosonThe higgs boson
The higgs boson
 

Destacado

Çocuk İhmal Ve İstismarı
Çocuk İhmal Ve İstismarıÇocuk İhmal Ve İstismarı
Çocuk İhmal Ve İstismarısadık sun
 
İhmal ve istismar açısından sokak çocukları
İhmal ve istismar açısından sokak çocuklarıİhmal ve istismar açısından sokak çocukları
İhmal ve istismar açısından sokak çocuklarıTülin KUŞGÖZOĞLU
 
Gençlerin psikososyal özellikleri ve gençlerin sorunları
Gençlerin psikososyal özellikleri ve gençlerin sorunlarıGençlerin psikososyal özellikleri ve gençlerin sorunları
Gençlerin psikososyal özellikleri ve gençlerin sorunlarıTülin KUŞGÖZOĞLU
 
İhmal ve istismar edilen çocuklar (alo çocuk merkezi)
İhmal ve istismar edilen çocuklar (alo çocuk merkezi)İhmal ve istismar edilen çocuklar (alo çocuk merkezi)
İhmal ve istismar edilen çocuklar (alo çocuk merkezi)Tülin KUŞGÖZOĞLU
 
Vak’ a incelemesi sunu
Vak’ a incelemesi sunuVak’ a incelemesi sunu
Vak’ a incelemesi sunuEbru İSKENDER
 
Ihmal ve istismara uğrayan çocuklar açisindan koruyucu aile
Ihmal ve istismara uğrayan çocuklar açisindan koruyucu aileIhmal ve istismara uğrayan çocuklar açisindan koruyucu aile
Ihmal ve istismara uğrayan çocuklar açisindan koruyucu aileTülin KUŞGÖZOĞLU
 
Eş Seçimi ve Evliliğe Hazırlık
Eş Seçimi ve Evliliğe HazırlıkEş Seçimi ve Evliliğe Hazırlık
Eş Seçimi ve Evliliğe HazırlıkTülin KUŞGÖZOĞLU
 
Türkiye'de sosyal hizmetlerin gelişimi
Türkiye'de sosyal hizmetlerin gelişimiTürkiye'de sosyal hizmetlerin gelişimi
Türkiye'de sosyal hizmetlerin gelişimiTülin KUŞGÖZOĞLU
 
İhmal ve istismar olgularında sosyal hizmet yaklaşımı
İhmal ve istismar olgularında sosyal hizmet yaklaşımıİhmal ve istismar olgularında sosyal hizmet yaklaşımı
İhmal ve istismar olgularında sosyal hizmet yaklaşımıTülin KUŞGÖZOĞLU
 

Destacado (11)

Çocuk İhmal Ve İstismarı
Çocuk İhmal Ve İstismarıÇocuk İhmal Ve İstismarı
Çocuk İhmal Ve İstismarı
 
Psikiyatrik sosyal hizmet
Psikiyatrik sosyal hizmetPsikiyatrik sosyal hizmet
Psikiyatrik sosyal hizmet
 
İhmal ve istismar açısından sokak çocukları
İhmal ve istismar açısından sokak çocuklarıİhmal ve istismar açısından sokak çocukları
İhmal ve istismar açısından sokak çocukları
 
Gençlerin psikososyal özellikleri ve gençlerin sorunları
Gençlerin psikososyal özellikleri ve gençlerin sorunlarıGençlerin psikososyal özellikleri ve gençlerin sorunları
Gençlerin psikososyal özellikleri ve gençlerin sorunları
 
İhmal ve istismar edilen çocuklar (alo çocuk merkezi)
İhmal ve istismar edilen çocuklar (alo çocuk merkezi)İhmal ve istismar edilen çocuklar (alo çocuk merkezi)
İhmal ve istismar edilen çocuklar (alo çocuk merkezi)
 
Vak’ a incelemesi sunu
Vak’ a incelemesi sunuVak’ a incelemesi sunu
Vak’ a incelemesi sunu
 
Ihmal ve istismara uğrayan çocuklar açisindan koruyucu aile
Ihmal ve istismara uğrayan çocuklar açisindan koruyucu aileIhmal ve istismara uğrayan çocuklar açisindan koruyucu aile
Ihmal ve istismara uğrayan çocuklar açisindan koruyucu aile
 
Eş Seçimi ve Evliliğe Hazırlık
Eş Seçimi ve Evliliğe HazırlıkEş Seçimi ve Evliliğe Hazırlık
Eş Seçimi ve Evliliğe Hazırlık
 
Türkiye'de sosyal hizmetlerin gelişimi
Türkiye'de sosyal hizmetlerin gelişimiTürkiye'de sosyal hizmetlerin gelişimi
Türkiye'de sosyal hizmetlerin gelişimi
 
Çocuk fuhuşu ve çocuk gelinler
Çocuk fuhuşu ve çocuk gelinlerÇocuk fuhuşu ve çocuk gelinler
Çocuk fuhuşu ve çocuk gelinler
 
İhmal ve istismar olgularında sosyal hizmet yaklaşımı
İhmal ve istismar olgularında sosyal hizmet yaklaşımıİhmal ve istismar olgularında sosyal hizmet yaklaşımı
İhmal ve istismar olgularında sosyal hizmet yaklaşımı
 

Similar a İhmal ve istismara uğrayan çocuklara yönelik model uygulanması “alo çocuk merkezi” projesinin değerlendirilmesi

İstismar nedir.pptx
İstismar nedir.pptxİstismar nedir.pptx
İstismar nedir.pptxAytlTrer
 
2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.net
2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.net2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.net
2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.netAdnan Dan
 
E learning temel bilgiler sunumu
E learning temel bilgiler sunumuE learning temel bilgiler sunumu
E learning temel bilgiler sunumuHalil Türkoğlu
 
çOcukların gelişen kapasiteleri unicef
çOcukların gelişen kapasiteleri  unicefçOcukların gelişen kapasiteleri  unicef
çOcukların gelişen kapasiteleri unicefNeslihan Dedeoglu
 
Fatmanak cocuk hakları
Fatmanak cocuk haklarıFatmanak cocuk hakları
Fatmanak cocuk haklarıFatmanak
 
Çocuk İstismarı
Çocuk İstismarıÇocuk İstismarı
Çocuk İstismarıMurat Yamac
 
Aile Yanında Destek Uygulamaları
Aile Yanında Destek UygulamalarıAile Yanında Destek Uygulamaları
Aile Yanında Destek UygulamalarıMehmet Can Aktan
 
Sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu
Sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumuSosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu
Sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumuadalbert123
 
Çocuk İstismarı Nedir.pptx
Çocuk İstismarı Nedir.pptxÇocuk İstismarı Nedir.pptx
Çocuk İstismarı Nedir.pptxAytlTrer
 
0 36 ay çocuğunda toplumsal kurallar
0 36 ay çocuğunda toplumsal kurallar0 36 ay çocuğunda toplumsal kurallar
0 36 ay çocuğunda toplumsal kurallarsonsuzluk
 
Okulda şiddetin önlenmesi ve mücadelede ebeveynlerin rolü Yayımcı:
Okulda şiddetin önlenmesi ve mücadelede ebeveynlerin  rolü  Yayımcı:Okulda şiddetin önlenmesi ve mücadelede ebeveynlerin  rolü  Yayımcı:
Okulda şiddetin önlenmesi ve mücadelede ebeveynlerin rolü Yayımcı:First Children's Embassy in the World
 
TEGV - Community Service Practices
TEGV - Community Service PracticesTEGV - Community Service Practices
TEGV - Community Service PracticesSenem Öz
 
çOcuk hakları ve eğitimi
çOcuk hakları ve eğitimiçOcuk hakları ve eğitimi
çOcuk hakları ve eğitimilaughingull
 

Similar a İhmal ve istismara uğrayan çocuklara yönelik model uygulanması “alo çocuk merkezi” projesinin değerlendirilmesi (20)

İstismar nedir.pptx
İstismar nedir.pptxİstismar nedir.pptx
İstismar nedir.pptx
 
2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.net
2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.net2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.net
2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.net
 
E learning temel bilgiler sunumu
E learning temel bilgiler sunumuE learning temel bilgiler sunumu
E learning temel bilgiler sunumu
 
çOcukların gelişen kapasiteleri unicef
çOcukların gelişen kapasiteleri  unicefçOcukların gelişen kapasiteleri  unicef
çOcukların gelişen kapasiteleri unicef
 
çOcuk hakları
çOcuk haklarıçOcuk hakları
çOcuk hakları
 
çOcuk hakları
çOcuk haklarıçOcuk hakları
çOcuk hakları
 
Chakları
ChaklarıChakları
Chakları
 
Fatmanak cocuk hakları
Fatmanak cocuk haklarıFatmanak cocuk hakları
Fatmanak cocuk hakları
 
Çocuk İstismarı
Çocuk İstismarıÇocuk İstismarı
Çocuk İstismarı
 
Aile Yanında Destek Uygulamaları
Aile Yanında Destek UygulamalarıAile Yanında Destek Uygulamaları
Aile Yanında Destek Uygulamaları
 
Birinci (1)
Birinci (1)Birinci (1)
Birinci (1)
 
Sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu
Sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumuSosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu
Sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu
 
Çocuk İstismarı Nedir.pptx
Çocuk İstismarı Nedir.pptxÇocuk İstismarı Nedir.pptx
Çocuk İstismarı Nedir.pptx
 
0 36 ay çocuğunda toplumsal kurallar
0 36 ay çocuğunda toplumsal kurallar0 36 ay çocuğunda toplumsal kurallar
0 36 ay çocuğunda toplumsal kurallar
 
Gelişimi tehlikede olan çocuklar
Gelişimi tehlikede olan çocuklarGelişimi tehlikede olan çocuklar
Gelişimi tehlikede olan çocuklar
 
Küresel İlkeler Sözleşmesi 3. İlerleme Bildirimi
Küresel İlkeler Sözleşmesi 3. İlerleme BildirimiKüresel İlkeler Sözleşmesi 3. İlerleme Bildirimi
Küresel İlkeler Sözleşmesi 3. İlerleme Bildirimi
 
Okulda şiddetin önlenmesi ve mücadelede ebeveynlerin rolü Yayımcı:
Okulda şiddetin önlenmesi ve mücadelede ebeveynlerin  rolü  Yayımcı:Okulda şiddetin önlenmesi ve mücadelede ebeveynlerin  rolü  Yayımcı:
Okulda şiddetin önlenmesi ve mücadelede ebeveynlerin rolü Yayımcı:
 
Nalan özcan
Nalan özcanNalan özcan
Nalan özcan
 
TEGV - Community Service Practices
TEGV - Community Service PracticesTEGV - Community Service Practices
TEGV - Community Service Practices
 
çOcuk hakları ve eğitimi
çOcuk hakları ve eğitimiçOcuk hakları ve eğitimi
çOcuk hakları ve eğitimi
 

İhmal ve istismara uğrayan çocuklara yönelik model uygulanması “alo çocuk merkezi” projesinin değerlendirilmesi

  • 1. SOSYAL HİZMETLER VE ÇOCUK ESİRGEME KURUMU FATMA ÜÇER ÇOCUK VE GENÇLİK MERKEZİ İHMAL VE İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUKLARA YÖNELİK MODEL UYGULAMASI; “ALO ÇOCUK MERKEZİ” PROJESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: 1999-2005 SHU: Tülin KUŞGÖZOĞLU ANKARA- 2005 1
  • 2. İHMAL VE İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUKLARA YÖNELİK MODEL UYGULAMASI; “ALO ÇOCUK MERKEZİ” PROJESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: 1999-2005............................................................2 1. Giriş..............................................................................................................3 2. Çocuk İhmal ve İstismarı ............................................................................5 2.1. Tanım..........................................................................................................................6 2. 2. İstismarın Nedenleri...................................................................................................7 2.3. İstismarın Sonuçları.....................................................................................................8 2. 4. İhmal ve İstismara İlişkin Hizmetler..........................................................................9 Adalet/Hukuk Sistemi; ihmal ve/veya istismara uğrayan çocuklarla ilgili yasal yaptırımları yerine getirirler. Bunlar aile içinde şiddete uğrayan çocuklarla ilgili tedbir almaktan başlayarak, mağdurun haklarının korunması ve suçun cezai yaptırımını da içermektedir. ................................................................................................................10 3. Sosyal Hizmetler Açısından Çocuk İhmal ve İstismarı............................11 3.1. SHÇEK Tarafından Sunulan Hizmetler ...................................................................12 3.2. Yeni Bir Model: Alo Çocuk Merkezi........................................................................13 3.2.1. Alo Çocuk Merkezinin Amacı...........................................................................14 3.2.2. Kurumun Tarihçesi.............................................................................................14 3.3.3. Alo Çocuk Merkezi; Uygulama ve İstatistiksel Veriler:1999-2005...................16 4. Sonuç ve Değerlendirme............................................................................25 KAYNAKLAR.................................................................................................28 İHMAL VE İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUKLARA YÖNELİK MODEL UYGULAMASI; “ALO ÇOCUK MERKEZİ” PROJESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: 1999-2005 2
  • 3. 1. Giriş Bugün birçok ülkede, “toplumun geleceğini belirleyen en önemli insan kaynağı”1 olarak tanımlanan çocuk ve çocukluk dönemine duyulan ilgi, son birkaç yüzyılda gelişmiş olup, özünde süreç içinde değişen bazı düşünce ve uygulamaların ürünüdür. Günümüzde, anne babalar ile toplumun çocuğa yönelik tutumları, çeşitli kurallar ile düzenlenmeye çalışılmakta, böylelikle çocukların, toplumdaki olası olumsuz koşulların etkisinden korunması amaçlanmaktadır. Yaşamın özel bir dönemi olarak kabul edilen çocukluk, “insanın doğumuyla birlikte başlayan ve onun, yetişkin yaşamın gereklerine uyum sağlayabilecek büyüme ve olgunlaşmaya erişmesi ile son bulan bir dönemi” ifade eder. Çocuklar, bu özel dönemde olmaları nedeniyle özel olarak bakılıp gözetilmeleri gereken bireylerdir. Bununla beraber, çocuk ve çocukluğun, 17. yüzyıldan başlayarak incelenmeye başlandığı ve ancak 19 yüzyılda bilimsel bir ilgiyle ele alındığı görülmektedir. Bu süreçte, çocuklar üzerinde yapılan tüm araştırmalarda; bebeklik ve ilk çocukluktaki olumlu/ olumsuz yaşantıların, onların yetişkin olduklarında gösterecekleri davranışlar üzerindeki etkileri ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Bugün, çocuğun içinde bulunduğu kalıtım ve çevreden oluşan etkilerin, yetişkin yaşamda izlerinin devam ettiği bilinmektedir.2 Özünde, çocuğun korunması ve yetiştirilmesi, her dönemde toplumların gündeminde yer almıştır. Ancak tarihin ilk devirlerinde, “çocuğun korunması esas olarak aileye ait”3 olup, çocuğun yetiştirilmesi, ana-babanın ahlaki görevi sayılmıştır. Bu nedenle ilkel toplumlardan başlayarak, Devletin ortaya çıktığı gelişmiş toplumlara kadar uzanan dönemde; anne-babaların çocukları üzerinde onları öldürmeye kadar varan hakları olduğu, 4 çocukların özellikle babanın malı sayıldıkları ve çocuklara ekonomik yarar sağlayan bir unsur olarak bakıldığı görülmektedir. Oysa devletlerin ortaya çıkması ve aileler ile devlet arasında işlevleri açısından bir işbölümü yapılmasıyla gelişen dönemde, anne babaların çocukları üzerindeki hak ve ödevlerinde bazı yeni düzenlemeler yoluna gidilmiştir. Artık çocuklar, anne babalarının sınırsız hakimiyeti ve üzerlerinde sonsuz hakları olan bireyler değil, insan gelişiminin özel bir 1 Emine, Akyüz, (2000), Ulusal ve Uluslararası Hukukta Çocuğun Haklarının ve Güvenliğinin Korunması, MEB Yayınları, No:3395, Ankara,s. 61 2 Feriha, Baymur, (1978), Genel Psikoloji, Bilim ve Kültür Eserleri Dizisi, 4. Baskı, İnkilap ve Aka Kitapevleri, İstanbul, s. 54 3 E. Akyüz, 2000, s.11 4 E. Akyüz, 2000, s. 31 3
  • 4. döneminde olan ve bu nedenle özel olarak bakılıp korunması gereken bireyler olarak algılanmaktadır. Böylelikle anne/babaların çocuklarına karşı hak ve sorumlulukları yeniden düzenlendiği gibi devletin bu aşamadaki görevleri de yeniden düzenlenmiştir. Buna göre, çocuğun bakımı ve yetiştirilmesinden birinci derecede aile sorumludur. Devlet ise, çocuğun ana babasından yardım talep etmesi aşamasında, bireyin bu haklarını uygun bir biçimde kullanabilmesini sağlamak için devreye girer. Burada, devletin görevi, birinci olarak, çocuğun korunması ile ilgili bir sorundan haberdar olduğunda, çocuğun güvenliğine özen göstermek bakımından ana-babayı desteklemek ve denetlemek; ikinci görevi ise çocukların yetenekleri doğrultusunda gelişmelerini güvence altına almak, onların ekonomik ve sosyal refahını sağlamaktır. Yani çocuğun hem ana-babasına karşı haklarının korunması hem de topluma karşı haklarını düzenleyen kuralların işlemesinin sağlanması devletin görevidir. Ayrıca, Aydınlanma çağından sonra toplumların entelektüel yapısı ve devlet anlayışının değişmesi ile birlikte yaşanan gelişmeler, çocuklar ve çocukların korunması konusunda bir dizi çalışma yapılmasına neden olmuştur. Bunlar, başlangıçta iş yaşamı içindeki çocukları korumayı amaçlamaktayken, 19. yüzyılın başında yaşanan iki dünya savaşı ve bunların sonucunda çok fazla sayıda çocuğun ölmesi, yaralanması, yetim ya da kimsesiz kalarak zarar görmesi, toplumların dikkatinin çocukların korunması konusuna çekilmesini sağlamıştır. Günümüzde çocukları korumayı amaçlayan ulusal ve uluslar arası tüm kurallar bu çabaların ürünüdür. Bunun en somut örneği Çocuk Hakları Sözleşmesinde görülmekte olup, dünyada iki ülke hariç tüm ülkelerde uygulanan bu Sözleşme aracılığıyla, çocukların bakım, yetiştirme ve korunması açısından evrensel bir standarda ulaşılmaya çalışılmaktadır. Ancak birçok ülkede, çocukların bakım, korunma ve yetiştirilmesi sırasında, onların fiziksel, duygusal, cinsel ve psikososyal sağlıklarına zarar veren/verebilecek farklı anababa tutum ve davranışları ya da farklı terbiye/yetiştirme yöntemleriyle karşılaşılmaktadır. Çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi sırasında yaşanan bu aksaklıklar çocuk ihmal ve istismarı olarak değerlendirilmektedir. Gerek toplumsal yaygınlığı gerekse ciddi fiziksel, duygusal ve sosyal hasarlara ve bir ömür boyu geçmeyecek sorunlara neden olmasından ötürü; çocuk istismarı ve ihmali, özellikle son yıllarda, toplumların gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. 4
  • 5. 2. Çocuk İhmal ve İstismarı Çocuk istismarı ve ihmali, toplumlarda sık görülen ve fiziksel ve ruh sağlığı bozuk yeni bir neslin yetişmesine yol açması nedeniyle, toplum sağlığını bozan bir hastalıktır. Ancak, sorunun içeriği nedeniyle toplumlarda yaygınlığını tespit etmek oldukça güç olmakta, ancak akut durumda hastane ya da polise ulaşan olgular, konuya ilişkin istatistiksel verileri oluşturmaktadır. Bununla birlikte, “Amerika’da, her 1000 çocuktan 10’unun ihmal ve istismara uğradığı tahmin edilmektedir”.5 Toplumların tarihsel gelişimi içinde çocuk yetiştirme yöntemleri incelendiğinde, çocuğa yönelik şiddetin, tarihin başlangıcından beridir varolduğu görülmektedir. Başlangıçta çocukların örneğin dayak içeren fiziksel cezalarla eğitilmesinin normal kabul edildiği ancak bunun süreç içinde değiştiği, daha önceki devirlerde normal kabul edilen bir davranışın bugün artık normal kabul edilmediği görülmektedir. Kısaca, çocuk istismar ve ihmali özellikle son 100 yılda gündeme gelmiştir. 6 Sorunu dünya gündeminde görünür hale getiren, 1962 yılında Kemple tarafından yapılan çalışmadır. Fiziksel şiddete uğrayan çocuklarda yaptığı araştırmalarda, fiziksel istismara uğrayan bir grup çocukla karşılaşan ve bunu “Dövülmüş Çocuk Sendromu” olarak adlandıran Kemple, bilim çevrelerinin dikkatinin bu konuya çekilmesini sağlamıştır.7 Türkiye’de çocuk istismarı ve ihmali konusunda son yıllarda yapılmaya başlanan bilimsel araştırmalar konuya dikkat çekmekle birlikte, araştırma sayısının sınırlılığı ve bu konudaki yayınların azlığı, konunun ülkemizdeki boyutlarının ortaya konmasını güçleştirmektedir. Aile içi ilişkilerin bir tabu olarak görüldüğü toplumumuzda, aile içi şiddet, ihmal ve istismar gibi konuların ortaya çıkarılmasında büyük güçlüklerle karşılaşılmakta, konuya ilişkin bilgiler, polise, adliyeye, hastaneye, sosyal hizmetler müdürlüklerine ya da basına yansıyan olaylarla sınırlı kalmaktadır. Türkiye’de yapılan az sayıdaki araştırmada, alanda % 33.5-%41 fiziksel istismar olgusu ile karşılaşıldığı; hastaneye başvuranlarda % 36 fiziksel ve duygusal istismar, 5 Şule Bilir, Meziyet Arı, Necate, Baykoç, Dönmez, Sibel Güneysu, (1989), “4-12 Yaşları Arasında 16.100 Çocukta, Örselenme Durumları İle İlgili Bir İnceleme”, (Der.), Esin Konanç, İpek Gürkaynak ve Ayten Egemen, Çocukların Kötü Muameleden Korunması I. Ulusal Kongresi, Gözde Ofset, Ankara, s.51 6 Oğuz Polat, (2001), Çocuk ve Şiddet, Der yayınları:312. İstanbul, s. 545 7 Özcan Kars, (1996), Çocuk İstismarı: Nedenleri ve Sonuçları, Bizim Büro Basımevi, Ankara, s. 4 5
  • 6. ıslahevinde % 33, cezaevinde %63, lise öğrencileri arasında % 6 fiziksel istismar ve % 9-18 oranında cinsel istismar olduğu bildirilmektedir.8 Yine Bilir ve arkadaşları tarafından Türkiye’de , 1981’den sonra 16 ilde, yaklaşık 55.000 çocuk üzerinde yapılan araştırmada, “4-6 yaş grubu çocuklarda örselenme oranı % 40.7,…7-10 yaş grubunda % 33.5, 11-12 yaş grubunda ise %25.8”9 bulunmuştur Görüldüğü üzere bu oranlar, toplumumuzdaki çocukların neredeyse üçte birinin fiziksel istismara, beşte birinin ise cinsel istismara uğradığını ortaya koymaktadır. Bu şekliyle ne denli yaygın olduğu ortaya çıkan çocuk ihmal ve istismarı sorunu, gerek bilimsel gerekse kurumsal anlamda, özel olarak ele alınıp incelenmesi ve önlenmesi gereken bir sosyal sorun olma niteliğini korumaktadır. 2.1. Tanım En genel anlamıyla çocuk istismarı; “çocukların ana babaları, onları bakıp gözetmek ve eğitmekle görevli kişiler (öğretmen, usta, koruyucu aile vb.) veya yabancılar tarafından; bedensel ve/veya psikolojik sağlıklarına zarar veren ya da fiziksel, duygusal, zihinsel ve/veya sosyal gelişimlerini engelleyen tutum ve davranışlara maruz bırakılmalarıdır.” İhmal ise, Çocukların fiziksel ve psikolojik sağlıkları ve gelişmeleri için temel olan beslenme, korunma, sevgi, gözetim, eğitim ve yol gösterme gibi gereksinimlerinin kendilerine kanunen bakıp gözetmekle yükümlü kişilerce yeterince karşılanmamasıdır.10 Bu şekliyle çocuk ihmali, anababanın görevlerini yerine getirme konusundaki bir yetersizliği ifade etmekte iken, çocuk istismarı aktif olarak çocuğa zarar veren bir eylemi tanımlamaktadır. Çocuk istismarının, çocuğa zarar verme içeriği dikkate alınarak birkaç biçimde sınıflandırıldığı görülmektedir. Bunlar fiziksel, duygusal ve cinsel istismardır. Ancak genellikle bu istismar türleri bir arada olup, örneğin cinsel istismara uğrayan bir çocuğun aynı zamanda fiziksel ve duygusal olarak da örselendiği görülmektedir. Bununla birlikte, sadece duygusal şiddete maruz kalan çocuklar olabildiği gibi duygusal ya da fiziksel şiddet mağdurları arasında cinsel şiddet boyutuna rastlanmadığı da görülebilmektedir. 8 Resmiye, Oral, Çocuk Örselemesi ve İhmali http://www.hipokrat.org/hnet/genel/ckm/ckmozetbilgi.html 9 Bilir ve arkadaşları, 1989, s. 54 10 Efser Kerimoğlu ve Ayşe Yalın, (1999), “Çocuk İstismarı ve İhmali”, Yayınlanmamış Bilgi Dokümanı, Ankara. 6
  • 7. İstismar türleri içinde en yaygın görülen fiziksel istismar, en genel anlamıyla kaza gereği olmayan yaralanmalardır. Bunların, çocuğun bedeninde iz bırakıp bırakmaması eylemin şiddetine bağlıdır. Dayak yeme, yakma, ısırma, haşlama, kaza sonucu olmayan her türlü yaralanma veya ölüm vb. ile itme, sarsma, sallama vs. eylemler bu kategoriye girmektedir. Cinsel İstismar; çocuğun kendinden en az 4 yaş büyük biri tarafından, yetişkinin cinsel arzu ve ihtiyaçlarını gidermek amacıyla kullanılmasını ifade etmektedir.11 Çocuğun rızası olsun olmasın ırzına geçilmesi, cinsel organlarının ellenmesi, müstehcen sözlere maruz bırakılma, yetişkinin cinsel organlarını okşamaya yöneltilmesi veya zorlanması, pornografide veya fuhuşta kullanılması, çocuğa pornografik materyal izlettirilmesi, cinsel ilişkiye tanık olması/edilmesi vb. içerikli eylemler, cinsel istismar olarak nitelendirilmektedir. Duygusal İstismar; çocuğun psikososyal gelişimine zarar veren tutum ve davranışlara maruz bırakılmasıdır. Reddetme, yalnız bırakma, aşırı koruma, aşırı hoşgörü, baskı, sevgiden ve uyarandan mahrum bırakma,sürekli eleştiri, aşağılama, tehdit, suçlama, yok sayma, çocuğun yaşına ve özelliklerine uygun olmayan beklentiler içinde olma, çocuğu aile içi uyuşmazlıklarda, boşanma ve ayrılıklarda taraf olmaya zorlama, aile içi şiddete tanık etme gibi davranışlar bunlardan bazılarıdır. İhmalin somut sonuçları ise; çocuğu yeterli beslememe, sağlık kontrollerini yaptırmama, hastalandığı zaman doktora götürmeme, uygun ve temiz giydirmeme, duygusal, sosyal ve eğitsel gereksinimlerini karşılamada ihmal gösterme gibi davranışlarla ortaya çıkmaktadır. 2. 2. İstismarın Nedenleri Çocuğun yetiştirilmesi sırasında bu tür sorunlar yaşanmasının birçok nedeni vardır. Bunlar, mikro düzeyde anababaların sahip oldukları ebeveynlik rol ve görevlerini yerine getirememelerinden başlayarak toplumsal düzeyde birçok değişken ile bağlantılıdır. Özellikle, ülkemizin de içinde bulunduğu bazı ülkelerde sosyo ekonomik ve kültürel koşullar ile göç, kentleşme, yoksulluk vb. sosyal olaylar ile ebeveynlerin, anababa rolleri ile ilgili bazı özellikleri (istismar eden aile), onların çocuklarına karşı görevlerini yerine getirmelerini zorlaştırmaktadır. Ailelerin yaşamlarında yaşanan sıkıntılar, çoğunlukla anne babalarda yaşam stresi olarak ortaya çıkmakta ve çocukların ihmal ve istismar edilmesine yol açmaktadır.12 11 Sedat, Topçu, (1997), Çocukların ve Gençlerin Cinsel İstismarı, Ensest ve Pedofili, Doruk Yayıncılık, Ankara, s.23 12 Işıl Bulut, (1996), Genç Anne ve Çocuk İstismarı, Bizim Büro Yayınevi, Ankara, s.39 7
  • 8. Çocuklarını ihmal ve istismar etme konusunda risk oluşturan aile özellikleri şunlardır; 1. Bilgisizlik 2. Anababa rol ve sorumluluklarını yerine getiremeyecek kadar genç olmak 3. Eğitim düzeyi 4. Anababanın psikolojik açıdan hasta olması 5. Çocukluğunda ihmal ve istismar edilen anababalar 6. Ailenin ekonomik ve sosyal olarak stresli bir ortamda olması 7. Evlilik sorunları 8. Alkol ya da madde bağımlılığı 9. Çocuktan kaynaklanan nedenler 10. Çok çocukluluk Bu koşullar, çocuğun bakım ve yetiştirilmesinden başlayarak, beslenme ve barınması dahil olmak üzere bazı temel ihtiyaçlarının karşılanamaması ya da bu aşamada ciddi eksikliklerle karşılaşılmasına yol açmaktadır. 2.3. İstismarın Sonuçları Çocuk ihmal ve istismarının çocuk üzerinde de birçok olumsuz sonucu vardır. Bunlar; 1. Nörolojik sorunlar 2. Konuşma ve dil geriliği 3. Aşırı itaatkar, boyun eğen davranışlar 4. Uyumsuzluk 5. Aşırı kaygı, utanç 6. Başarısızlık korkusu 7. Geleceğe güvenememe, beklenti düşüklüğü 8. Benlik saygısındaki düşüklük 9. Yetişkinlerin dokunmasından ya da yaklaşmasından korkma 8
  • 9. 10. Yalan söyleme 11. Duygusal küntlük 12. Aşırı saldırgan ya da içedönük olma 13. Okulla ilgili sorunlar 14. Parmak emme, ısırma, enürezis, yeme bozuklukları, hiperaktivite gibi davranış sorunları 15. Uyku bozuklukları 16. Anti-sosyal davranışlardır. Yukarıda da değinildiği gibi, çocuk ihmal ve istismarının sadece çocuk üzerinde değil toplumun geleceği ve toplum sağlığını ilgilendiren birçok olumsuz sonucu da vardır. Bunların en önemlileri, istismara uğrayan çocukların, kendileri büyüdükçe istismar eden kişiler haline gelebilmeleri ve ailelerinde öğrendikleri şiddet içeren davranışları diğer toplumsal ilişkilerde de kullanmalarıdır. Ayrıca, çocuğun yetiştirilmesi sırasında gerekli bakım, ilgi ve sevgi gibi gereksinimlerinin karşılanamamış olması, onun yetişkin yaşamda da, birçok beceriyi yerine getirme konusunda zorlanması ve yetişkin yaşama uyum sağlamasını güçleştirmektedir. 2. 4. İhmal ve İstismara İlişkin Hizmetler Çocuk ihmal ve istismarı, gerek çocuğun fiziksel, duygusal, cinsel ve sosyal sağlığı üzerinde yarattığı tahribat, gerekse toplumsal bir sorun olması nedeniyle, çok yönlü ve farklı meslek gruplarınca ele alınıp çözümlenmesi gereken bir sorundur. Böylesi yaygın ve ciddi ölümcül sonuçlara neden olabilecek bir sorunun çözümünde, kuşkusuz, konuyla ilgili birçok toplumsal örgütün aktif rol alması, hem koruyucu-önleyici çalışmalarda hem de istismara uğrayan çocuk ve ailelerin tedavisinde önemli yer tutmaktadır. Bir çocuğun ihmal ya da istismar edilmesi durumunda konu, hem bir fiziksel sağlık sorunu olarak tıp ve ruh sağlığı sorunu olarak da psikolojiyi ilgilendirmektedir. Öte yandan, şiddet kime yönelik olursa olsun, emniyet güçlerini ilgilendirmekte ve bu tür sorunlar 9
  • 10. toplumlarda hukuk kurallarıyla düzenlendiği ve gerek suçun cezası, gerekse mağdurun haklarını koruma açısından adalet sistemini ilgilendirmektedir. 19.yüzyılda Devletin, çocukların korunması konusunda gerektiğinde aileye de müdahale eder konuma gelmesi, sorunun ayrıca sosyal hizmetlerce de, çok yönlü bir biçimde ele alınıp incelenmesi sonucunu doğurmuştur. İhmal ve/veya istismara uğrayan çocuklar, doğrudan sosyal hizmet mesleğinin çocuk ve aile refahı alanı ile ve çocuğun korunması görevi ile ilgilidir. Türkiye’de, devlet adına, çocukları gerektiğinde aileye karşı bile korumaktan sorumlu tek Kurum, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumudur. Bu nedenle SHÇEK, toplumsal konumu ve görevi gereği, risk altındaki çocuklarla ilgilenmekte ve bu tür çocuklara ilişkin yasalarca belirlenmiş tedbirler almakta, hizmet ve tedavi programları düzenlemektedir. Görüldüğü gibi, herhangi bir çocuğun ihmal ya da istismara uğraması, toplumda birçok örgütü ilgilendiren bir sorundur ve farklı sektörlerin müdahalesini gerektirmektedir. Öte yandan bu tür müdahalelerin birbirinden bağımsız olmayıp, birbiriyle koordineli bir biçimde sürdürülmesi, sadece ihmal ya da istismara uğrayan çocuk açısından değil, travma yaşayan ailenin hizmetlere ulaşımını kolaylaştırmak ve toplumsal düzeyde uygun hizmet ve tedbirleri üretmek açısından da önemlidir. İlgili sektörlerin, soruna ilişkin rol ve işlevleri şunlardır: Sağlık Kuruluşları; genellikle çocukta yaşanan fiziksel ya da ruhsal bulgular nedeniyle, ihmal ve/veya istismar olgularının ilk tespit edildikleri yerlerdir. Sağlık kuruluşlarında çalışanlar, muayene ya da tedavi için gelen çocuklarda herhangi bir ihmal ve/veya istismar bulgusunun olup olmadığının tespitinden başlayarak, bu tür çocukların tedavisinde yer almaktadırlar. Kolluk Güçleri; ihmal ve/veya istismara uğrayan ya da böyle bir olaya mazruz kalma kuşkusu bulunan çocuklar ve çocuklara karşı suç işleyen bireylere ilişkin adli soruşturmayı sürdürmekle görevlidirler. Adalet/Hukuk Sistemi; ihmal ve/veya istismara uğrayan çocuklarla ilgili yasal yaptırımları yerine getirirler. Bunlar aile içinde şiddete uğrayan çocuklarla ilgili tedbir almaktan başlayarak, mağdurun haklarının korunması ve suçun cezai yaptırımını da içermektedir. 10
  • 11. 3. Sosyal Hizmetler Açısından Çocuk İhmal ve İstismarı Yukarıda da değinildiği gibi ülkemizde, devlet, çocukları gerektiğinde aileye karşı bile koruma görevini SHÇEK aracılığıyla yerine getirmekte olup, Kurumun 81 il düzeyinde taşra teşkilatlanması bulunmakta ve toplum genelinde yardıma muhtaç tüm nüfus gruplarına yönelik hizmetlerini sürdürmektedir. İhmal ve/veya istismara uğrayan çocuklar da, Kurumun hizmetlerinden yararlanan bir grubu oluşturmaktadır. SHÇEK yasasında bu tür çocuklar, “korunmaya muhtaç çocuk” olarak tanımlanmaktadır. Sözü edilen yasada ele alındığı biçimiyle Korunmaya Muhtaç Çocuk “Beden, ruh ve ahlaki gelişimleri veya şahsi güvenlikleri tehlikede olup; 1.Ana veya babasız, ana ve babasız, 2. Ana veya babası veya her ikisi de belli olmayan, 3.Ana veya babası tarafından ihmal edilip, fuhuş, dilencilik, alkollü içkileri veya uyuşturucu maddeleri kullanma gibi her türlü sosyal tehlikelere ve kötü alışkanlıklara karşı savunmasız bırakılan ve başıboşluğa sürüklenen çocuk”13 dur. Yine aynı yasayla, SHÇEK, bu tür çocuklara ilişkin tüm tedbirleri alma, koruyucu- önleyici hizmetlerden başlayarak tedavi ve rehabilite edici hizmetleri sürdürme ve bu tür çocukları koruma sorumluluğunu üstlenmiştir. SHÇEK, bu görevini, İllerde, Sosyal Hizmetler Müdürlükleri aracılığıyla yerine getirmektedir. Sosyal sorunlarla ilgili olan bu Müdürlüklere, tüm vatandaşlar kendileri veya koşullarının olumsuz olduğundan haberdar oldukları çocuklar adına bildirimde bulunabilmektedirler. Özellikle çocuklarla çalışan kamu görevlileri, bu konuda, yasayla da görevlendirilmiştir ve vatandaşlara bildirim yükümlülüğü getirilmiştir. Ayrıca, medyada yer alan haberler de bildirim olarak kabul edilmektedir. Sosyal Hizmetler Müdürlüklerine, başvuran ya da getirilen hemen her çocuk, doğası gereği, ihmal ya da istismara uğramış çocuktur. Ancak ihmal ve/veya istismar edilen her çocuk aynı zamanda devlet koruması gerektiren çocuk değildir. Bu nedenle, tüm çocuklar için öncelikle, çocuğun ev ve aile koşullarını anlamayı sağlayan sosyal inceleme yapılarak, “korunmaya muhtaçlığın tespiti” yapılmaktadır. Sosyal İnceleme Raporları; 1. Aile ve yakınlarla görüşmeler 13 Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu, RG:27.5.1983;18059 11
  • 12. 2. Ev ziyaretleri 3. Resmi belge taramaları ( Nüfus, Tapu vb.) sonucu elde edilen bilgiler ışığında hazırlanmakta ve bu inceleme sonucunda çocuğa sunulacak hizmetin içeriği belirlenmektedir. 3.1. SHÇEK Tarafından Sunulan Hizmetler SHÇEK, bu tür çocuklara yönelik hizmetlerini birkaç yöntemle sürdürmektedir. Bunlar öncelikli olarak aile yanında bakım ve/ veya çocuğun devlet tarafından oluşturulan yaş ve cinsiyet durumuna uygun bir Kuruluşta kalarak bakımının sağlanmasıdır. 1. Aile Yanında Bakım; çocuğun öz ailesi ya da uygunluğu tespit edilmiş bir başka aile yanında bakımını içeren hizmetlerdir. Bu tür hizmetler, birkaç başlıkta ele alınmaktadır. A. Öz aile ya da akrabaların ekonomik olarak desteklenmesi yoluyla, çocuğun kendi aile çevresi içinde bakımının sağlanmasıdır. Aileye maddi/manevi yardım içeren hizmetler şunlardır: 1. Ayni/Nakdi Yardım 2. Ücretsiz Kreş 3. Ebeveyne iş bulma B. Çocuk bakma ve yetiştirme konusunda uygunluğu daha önceden tespit edilmiş başka ailelerin yanında çocuğun bakımının sağlanması 1. Koruyucu aile 2. Evlat Edinme 2. Kuruluş Bakımı; çocuğun, yaş grubuna ve cinsiyetine uygun olarak, Devlet tarafından açılmış yatılı Kuruluşlarda bakılmasıdır. Halen ülkemizde, üç tür yatılı Kuruluş bulunmaktadır. Bunlar: 1. 0-12 yaş Çocuk Yuvaları 2. 12-18 yaş Yetiştirme Yurtları 3. Yatılı Çocuk ve Gençlik Merkezleri’dir. 12
  • 13. Yukarıda kısaca özetlenen, SHÇEK’in, çocuklara yönelik bu hizmetlerinden yaklaşık 20 bin civarında çocuk ve genç yararlanmaktadır. Öte yandan, ihmal ve/veya istismar edilen çocuklar, her zaman psikososyal desteğe gereksinim duysalar da, her zaman devlet müdahalesini gerektirmezler. Bu nedenle bu tür çocuklar için, koruyucu önleyici hizmetlerin üstlenilmesini de içeren, yeni bir hizmet uygulamasına geçilmesi uygun görülmüştür. 3.2. Yeni Bir Model: Alo Çocuk Merkezi Son yıllarda artan istismar olaylarıyla birlikte, sorunun, gerek toplumsal yaygınlığı gerekse ciddi fiziksel, duygusal ve sosyal hasarlara ve bir ömür boyu geçmeyecek sıkıntılara neden olmasından ötürü; ihmal ve/veya istismara uğrayan çocukların, yine Sosyal Hizmetler Müdürlüklerine bağlı ama bu konuda ihtisaslaşmış birimler tarafından ele alınmasının yararlı olacağı düşünülmüştür. Bu gerekçeyle 1999 yılında, Ankara İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bağlı Fatma Üçer Çocuk ve Gençlik Merkezi bünyesinde, ihmal ve istismar olgularıyla ilgilenecek bir Alo Çocuk Merkezi kurulmuştur. Kuşkusuz, tüm İl Sosyal Hizmetler Müdürlüklerinde, bu tarz olgularla karşılaşılmakta ve çocuğu korumaya yönelik mesleki müdahale yapılmaktadır. Ancak, İl Sosyal Hizmetler Müdürlükleri aracılığıyla sürdürülen hizmetler, akut durumdaki olgularla sınırlı kalmakta ve sunulan hizmet de yukarıda sıralanan, “korunmaya muhtaç çocuk” kategorisinde şekillenmektedir. Oysa, her korunmaya muhtaç çocuk ihmal ve/veya istismar edilmişse de her ihmal ve/veya istismar edilen çocuk “korunmaya muhtaç” değildir. Bununla birlikte, bu tür çocukların da, sosyal hizmetlerce yapılacak mesleki müdahaleye gereksinimi bulunmakta, aile ve çocuk yararına hizmet sunulması gerekmektedir. Çocuğun ihmal edilerek tüm tehlikelere açık bırakılması, istismar edilerek gelişiminin engellenmesi ya da gelişimi için gerekli eylemlerden kaçınılması, doğrudan çocukların korunmasını gerektiren durumlardır. Bu nedenle 1999 yılında, bir pilot proje kapsamında, Ankara İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bağlı Fatma Üçer Çocuk ve Gençlik Merkezi bünyesinde ihmal ya da istismara uğrayan çocukları hedef alan Alo Çocuk Merkezi açılmıştır. 13
  • 14. 3.2.1. Alo Çocuk Merkezinin Amacı Alo Çocuk Merkezinde, yapısı gereği disiplinler arası bir yaklaşım ve çok yönlü bir çalışmayı gerektiren ihmal ve istismar olaylarında, olgunun, spesifik bir bakış açısıyla ele alınması düşüncesinden hareket edilmektedir. Bilindiği gibi ihmal ve istismara uğrayan çocuklara yönelik mesleki müdahale birçok örgüt ve kurumun birlikte ve koordine bir biçimde hareket etmesini gerektirmektedir. Bu nedenle, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüklerince de, olgunun, ihmal ve/veya istismara uğrayan çocuklar konusunda ihtisaslaşmış bir birim tarafından ele alınması ve hizmetin tüm aşamalarında diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliği ve koordinasyonun sağlanması hizmetin kalitesini ve verimliliği artıracaktır. Böylelikle ihmal ve/veya istismara uğrayan çocuklar sorununun gerek tedavi aşamasında gerekse toplumsal düzeyde koruyucu ve önleyici çalışmalarda, daha bütüncül bir yaklaşımla ele alınması ve sorunun çözümüne daha derinlemesine bir müdahale yapılması sağlanmış olmaktadır. Bu yöntemle, çocuk istismarı ve ihmalinin, psikolojik, sosyal ve ekonomik boyutlarının önlenmesi ve koruyucu çalışmaların sürdürülmesi hedeflenmiştir. Tüm bu alanlarda çocuk ve ailelere sunulan böyle bir hizmet, sorunun tedavisini de kolaylaştıracaktır. Kısaca Alo Çocuk Merkezin amacı; çocuk istismarı ve ihmali ile ilgili yapılan çalışmaların yeniden yapılandırılması, bu konuda bir model oluşturulması ve öncelikle gereksinim duyulan büyük İller olmak üzere, hizmetin tüm Sosyal Hizmetler Müdürlüklerinde yaygınlaştırılmasıdır. 3.2.2. Kurumun Tarihçesi Halen Fatma Üçer Çocuk ve Gençlik Merkezi bünyesinde, ihmal ve istismara uğrayan çocuklara yönelik hizmetlerini sürdüren Alo Çocuk Merkezi projesinin tarihçesi, SHÇEK’e bağlı olarak 1994 yılında Türk Kadınlar Konseyi Derneği işbirliğiyle açılan Ergen Danışma 14
  • 15. Merkezi ve 1998 yılında Avrupa Konseyi tarafından desteklenerek Çocuk İstismar ve İhmalinin Önlenmesi Derneği tarafından açılan Alo Çocuk Merkezi uygulamalarına dayanmaktadır. 1994 yılında SHÇEK tarafından açılan Gençlik Danışma Merkezinin amacı; ergenlik döneminde olup sorun yaşayan gençlerin, içinde bulundukları dönemin etkisi veya aile ya da sosyal çevre koşulları nedeniyle madde bağımlılığı gibi kötü alışkanlıklara yönelmelerini önleyici, psikososyal bir hizmet sunmaktır. Söz konusu amaç çerçevesinde 1994 yılından bu yana 3000 civarında çocuk ve gence hizmet sunulmuş, okul, aile ve öğretmenlere yönelik eğitim çalışmaları yapılmıştır. Ancak, hizmetin sürdürülmesi aşamasında, Merkeze başvuran gençlerin büyük bir çoğunluğunda ihmal ve istismar bulgularına rastlanmış, bu nedenle tüm olgular bu içerikte de ele alınmıştır. 1998 yılında Avrupa Konseyi desteğiyle Çocuk İstismarı ve İhmalinin Önlenmesi Derneği tarafından açılan Alo Çocuk Merkezinin amacı ise, doğrudan ihmal ve/veya istismara uğrayan çocuklara yönelik hizmet sunmak olup, Merkez çalışmalarını 1 yıl boyunca, sözü edilen sivil toplum kuruluşu aracılığıyla sürdürmüştür. Bu süre içerisinde yaklaşık 50 civarında olgu ile tıbbi, psikiyatrik ve hukuksal düzeyde .ve SHÇEK ile işbirliği halinde, çalışma yapılmıştır. 1999 yılında, projenin tanımı gereği, bu çalışmanın konuyla ilgili bir kamu kurumuna devri gereği gündeme gelmiş ve bu aşamada, Dernek tarafından kurulan Alo Çocuk Merkezi, SHÇEK ile Dernek arasında yapılan 09.11.1999 tarihli protokol ile; Kurum bünyesinde daha önceki çalışmalarında da, doğrudan ihmal ve/veya istismara uğramış çocuk ve gençlerle mesleki çalışmalar yürüten Fatma Üçer Gençlik Danışma Merkezine devredilmiştir. 1994 yılından beridir psikososyal odaklı Gençlik Danışma hizmetini ve 2000 yılından itibaren, ihmal ve/veya istismara uğrayan çocuklara yönelik Alo Çocuk Merkezi hizmetini sürdüren Fatma Üçer Gençlik Danışma Merkezi; 23.11.2000 tarih ve 2000/66 sayılı Genel Müdürlük Onayıyla “Çocuk ve Gençlik Merkezi” statüsü almıştır. Böylelikle Kuruluş hizmetleri, sokak çocuklarını da kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Halen adı geçen Merkezde; 1. Ergenlere ve ergenlik döneminde çocuğu bulunan ailelere yönelik psikososyal danışmanlık hizmetleri, 2. Sokakta yaşayan ve/veya çalışan çocuklara yönelik hizmetler ve 3. Alo Çocuk Merkezi hizmetleri sürdürülmektedir. 15
  • 16. Fatma Üçer Çocuk ve Gençlik Merkezinin, işbirliği içinde kamu ve gönüllü örgütler ile hizmet alanlara ilişkin, halkla ilişkiler şeması aşağıda sunulmuştur. 3.3.3. Alo Çocuk Merkezi; Uygulama ve İstatistiksel Veriler:1999-2005 Yukarıda da değinildiği gibi Alo Çocuk Merkezi, ihmal ve/veya istismara uğrayan çocukların gerektiğinde kendi başvuruları ile de harekete geçen ve koruyucu/önleyici, tedavi ve rehabilite edici ve sorun çözücü hizmetleri sürdüren, ihmal ve/veya istismara uğramış çocuklar konusunda ihtisaslaşmış bir oluşumdur. Merkezde bu çerçevede sürdürülen hizmetler şunlardır: 1. Koruyucu ve Önleyici Çalışmalar Bilindiği gibi çocuklara yönelik ihmal ve istismar, anne-babaların ebeveynlik rol ve görevlerini çeşitli nedenlerle yerine getirememeleri neticesinde ortaya çıkmaktadır. Bunlar bir çok sosyoekonomik sorundan kaynaklanabileceği gibi, anne-babaların çocuk yetiştirme, çocuk eğitimi ve disiplin yöntemleri konusunda eğitimsiz olmaları, çocuklarına karşı nasıl davranacaklarını bilmemeleri ve ihmal ve istismarın çocuk üzerinde yarattığı tahribattan haberdar olmamaları gibi gerekçelerden de kaynaklanmaktadır. Bu nedenle Merkezde, ana-baba ve çocuklarla çalışan diğer meslek gruplarını bilgilendirmek, eğitmek ve çocuk istismarı konusunda toplumsal duyarlılığı ve bilinci artırmak amaçlı eğitim çalışmaları, en önemli hizmet türlerinden biri olarak kullanılmaktadır. 1999-2005 yılları arasında, gerek ana-baba ve öğretmenlerle gerekse alanda çalışan sosyal hizmet uzmanı, psikolog, doktor, hukukçu vd. meslek gruplarını hedef alan bir dizi eğitim çalışması yapılmıştır. Bu çalışmalardan, örneğin, Ankara’daki okullarda çalışan 1000’e yakın rehber öğretmen, Ankara Barosuna bağlı 40 civarında konuya duyarlı ve istismar olgularında gönüllü yer almak isteyen avukat ve çok sayıda anne-baba yararlanmıştır. 2. Tedavi edici ve Sorun Çözücü Çalışmalar 16
  • 17. Merkezin, en yoğun çalışma biçimlerinden biri olan bu grupta, ihmal ve/veya istismara uğrayan çocuklara, acil ve anında yapılan mesleki müdahaleler yer almaktadır. Bu şekliyle Alo Çocuk Merkezi, bir acil bildirim birimi olup, başta sorun yaşayan çocukların kendileri olmak üzere, tüm vatandaşların bu tür bildirimlerini değerlendirmekte ve ihmal ve/veya istismara uğradığına dair kuşku ya da bulgu olan çocuklara ilişkin mesleki çalışmalar sürdürmektedir. İhmal ve/veya istismara uğradığı bildirilen çocuklara ilişkin yapılan ilk görüşme ve/veya gerekiyorsa sosyal inceleme sonucu; çocuğun ihmal ya da istismara uğrayıp uğramadığı tespit edilmekte ve buna göre mesleki müdahale yapılmaktadır. Merkezde ihmal ve/veya istismara uğramış çocuklara ilişkin sosyal hizmet müdahalesinin aşamaları şunlardır: 2.1. Öncelikle, “çocuk”, güvenli bir ortama alınır; İhmal ve/veya istismara uğrayan olgularda, öncelikli olarak çocuğun hayati tehlike altında olup olmadığı araştırılmakta ve ihmal ve istismarın durdurulması hedeflenmektedir. Bu nedenle çocuk, tekrar istismar edilmesinin önlenebileceği güvenli bir ortama alınmaktadır. Bu ortam, çocuğun öz aile ve yakınlarının bakımı şeklinde oluşturulabileceği gibi, gerektiğinde sağlık kuruluşları ya da yatılı sosyal hizmet kuruluşları da, bu içerikte kullanılabilmektedir. 2.2. Uygun hizmet ve tedavi modeli belirlenir; İhmal ve/veya istismara uğrayan çocuk ve ailesine ilişkin görüşme ve sosyal inceleme yoluyla, ihmal ve istismarın tekrarının önlenmesi ile ihmal ve/veya istismar sonucu oluşmuş olabilecek sorunların çözülmesi amaçlanmaktadır. Bu aşamada, öncelikle ihmal ve/ veya istismara neden olan psikososyal koşullar belirlenmekte ve bunların çözümü için çaba harcanmaktadır. Bunlar, ailenin ve çocuğun ekonomik yönden desteklenmesi vb. hizmetler olabileceği gibi tıbbi ve psikososyal sağaltım, sosyal ve yasal müdahale vs. olabilmektedir. Tüm bu işlemler için SHÇEK’in tüm hizmet modellerinden yararlanılmakta ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliğine gidilerek gerekli hizmet ve tedavi modelleri uygulamaya konmaktadır. 2.3. Uygulama; hizmetin ve uygun tedavinin sürdürüldüğü aşamadır. Bu aşamada çocuk ve aileye ilişkin psikososyal tedavi öncelikli olarak Merkezde sürdürülmekte, gerek görüldüğü durumlarda diğer kamu ve sivil toplum örgütleri ile işbirliğine gidilmektedir. Merkezde sıklıkla uygulanan hizmet ve tedaviler şunlardır: Aileye ve çocuğun sosyal ve ekonomik koşullarının düzeltilmesine yönelik hizmetler, aile eğitim çalışmaları, aileye ve çocuğa psikososyal danışmanlık vb. 2.4. İzleme çalışmaları; ihmal ve/veya istismar nedeniyle Merkezimizden hizmet alan 17
  • 18. ve tedavisi tamamlanan aile ve çocuklar, istismarın tekrarının önlenmesi ve hizmetin sürekliliğinin sağlanması amacıyla bir süre izlenmektedir. İzleme süresinin ne kadar olacağına, olgunun içeriğine göre karar verilmektedir. Yukarıda açıklanan içerikte çalışmalarını sürdüren Fatma Üçer Çocuk ve gençlik Merkezi, Alo Çocuk Birimine, 2000- 2005 tarihleri arasında gelen vakalara ilişkin istatistik veriler, yapılacak çalışmalara ışık tutması amacıyla aşağıda sunulmuştur. Tablo 1: Başvuruların Yıllara Göre Dağılımı Yıllar Sayı Yüzde 1998 2 0.86 1999 15 6.38 2000 7 2.98 2001 66 28.08 2002 51 21.70 2003 23 9.78 2004 71 30.22 Genel Toplam 235 100.00 Yukarıda da değinildiği gibi, kurulduğu 1994 yılından beridir çeşitli ihmal ve istismar olgularıyla çalışılan Fatma Üçer Çocuk ve Gençlik Merkezinde, 1999 yılında Alo Çocuk Merkezinin devrinden sonra, bu tür olgular, daha spesifik bir bakış açısıyla ele alınmaya başlanmış ve bu tarihten sonra Merkeze yapılan başvurular, “ihmal ve istismar” olguları ayrı tutularak kayıt altına alınmıştır. Buna göre, spesifik bakış açısıyla ele alınan ilk olgular 1998 tarihlidir (%0.86).1999 yılında başvuran %6.38, 2000 yılında başvuran %2.98, 2001 yılında başvuran %28.08, 2002 yılında başvuran %21.70, 2003 yılında başvuran %9.78 ve 2004 yılında başvuran %30.22’dir. 18
  • 19. Başvuruları n Yı llara Göre Dağı lı mı 2 15 7 71 1998 1999 66 2000 2001 2002 2003 2004 (boş) 23 51 Tablo 2: Başvuruların Cinsiyete Göre Dağılımı Cinsiyet Sayı Yüzde E 116 49.37 K 119 50.63 Genel Toplam 235 100.00 Başvuruların cinsiyete göre dağılımları incelendiğinde, kız ve erkek oranlarının birbirine yakın oldukları görülmektedir. İhmal ve/veya istismar başvurularının % 50.63’ü kız, geri kalanlar erkek çocuklardır. 19
  • 20. Cinsiyete Göre Dağılım 116 E K (boş) 119 Tablo 3: Başvuruların Türüne Göre Dağılım Tür Sayı Yüzde Cinsel İstismar 26 11.06 Cinsel Taciz 52 22.12 Davranış Bozukluğu 9 3.83 Duygusal 24 10.22 İhmal 18 7.66 İhmal ve Fiziksel İstismar 22 9.36 İntihar Girişimi 5 2.13 Maunchausen 1 0.42 Öldürme Girişimi 3 1.28 Fiziksel İstismar 75 31.92 Genel Toplam 235 100.00 Başvuruların türlerine göre dağılımları incelendiğinde, en yoğun olarak fiziksel istismar, (%31.92) başvurularıyla karşılaşıldığı görülmektedir. Bunu cinsel taciz (%22.12) ve cinsel istismar (%11.06) takip etmekte, sadece duygusal istismar olan olgu oranı % 10.22 olmaktadır. İhmal % 7.66, ihmal ve fiziksel istismarın birlikte görüldüğü olgular ise %9.36’dır. Evden kaçma, sokakta yaşama vb. davranış bozuklukları gösteren ve sorunun temelinde ihmal ve/veya istismar bulgusu olup olmadığı araştırılması istenen olgu oranı %3.83’tür. Yine, çocuğun intihar girişimi sonucunda, ihmal ve/veya istismar bulgusu araştırılan % 2.13 oranında olguya rastlanmıştır. %1.38 oranındaki olguda ise, ebeveynin 20
  • 21. çocuğu öldürme girişimi ve 1 olguda ise çocukta hayati tehlike yaratan Maunchausen by Proxy Sendromu ile karşılaşılmıştır. İstism ar Türü 5 1 3 26 22 Cinsel İstismar Cinsel Taciz 18 Davranı ş Bozukluğu 52 Duygusal Fiziksel İstismar İhmal İhmal ve Fiziksel İstismar İntihar Girişimi Maunchausen 9 Öldürme Girişimi 75 23 (boş) Bilindiği gibi, olgular Merkezimize her vatandaş tarafından bildirilmekte, medyada çıkan haberler de bildirim olarak değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, çocuklarla çalışan okul, hastane, kolluk kuvvetleri, Baro vb. kamu ve sivil toplum örgütleri ile Merkezin kuruluşundan beridir işbirliği yapılmış ve koordineli bir çalışma yürütülmüştür. Bu nedenle, özellikle bu tür kurumların kendilerine ulaşan olguları Merkezimize bildirmesi, çalışılan olguların büyük bir çoğunluğunda karşılaşılan bir durumdur. Olguların %26.38’i hastaneler aracılığıyla Merkezimize ulaşmıştır. Bunu %17.45 oranında okullardan bildirilen olgular takip etmektedir. Kolluk güçlerinin bildirimde bulunduğu % 11.49 oranında olgu vardır. Aile üyelerinden herhangi birinin ya da sadece annenin bildirimde bulunduğu olgu oranıyla, İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün gönderdiği olgu oranı % 5.11 olup, eşittir. Vatandaş bildirimi ise %5.53’tür. Baro tarafından bildirilen % 4.25, babanın bildirimde bulunduğu %2.12, akraba bildirimi % 1.27’dir. Tüm olgular içinde %15.74 oranındaki olgu ise Fatma Üçer Çocuk ve Gençlik Merkezine çeşitli gerekçelerle başvurduktan sonra, içeriğinde ihmal ve/veya istismar tespit edilenlerdendir. 21
  • 22. Tablo 4: Bildirimde Bulunan Kişilere Göre Dağılım Bildirim Sayı Yüzde Aile 12 5.11 Anne 12 5.11 Baba 5 2.12 Baro 10 4.25 Başvuru 37 15.74 Hastane 62 26.39 İl Müdürlüğü 12 5.11 Kendisi 1 0.43 Okul 41 17.45 Polis 27 11.49 Vatandaş 13 5.53 Akraba 3 1.27 Genel Toplam 235 100.00 Bildirim de Bulunan Kişiler Aile Akraba Anne 13 12 3 27 12 Baba 5 9 Baro Başvuru Çocuk Mahkemesi Hastane 41 37 İl Müdürlüğü 1 1 Kendisi 12 62 Okul Polis Vatandaş (boş) 22
  • 23. Tablo 5: İhmal ya da İstismar Eden Kişilere Göre Dağılım İstismar Eden Kişiler Sayı Yüzde Abi 7 3.18 Akraba 11 5.00 Akran 8 3.65 Anne 41 18.64 Anne/Baba 37 16.82 Baba 64 29.10 Ergen 5 2.27 Erkek arkadaş 2 0.90 Kendisi 6 2.72 Komşu 2 0.90 Öğretmen 9 4.09 Üvey anne 7 3.18 Üvey baba 7 3.18 Yabancı 11 5.00 Kuzen 3 1.37 Genel Toplam 220 100.00 İstismar Eden Kişiler Abi 3 7 Akraba 11 11 7 7 8 Akran 9 Anne 2 6 Anne/Baba 2 41 5 Baba Ergen Erkek arkadaş Kendisi Komşu Öğretmen Üvey anne Üvey baba 64 37 Yabancı (boş) Kuzen Kuruluşta ele alınan olguların, kimler tarafından ihmal ve/veya istismar edildiği araştırıldığında, en yüksek oranda (%29.10) babaları tarafından ihmal ve/veya istismar edildikleri görülmüştür. Bunu annesi tarafından ihmal ve/veya istismar edilenler (%18.64) ve her iki ebeveyni tarafından da istismar edilenler (%16.82) izlemektedir. Akrabası ya da yabancı biri tarafından istismar edilen %5, üvey ebeveynlerinden biri ya da abisi tarafından istismar edilen %3.18’dir. İstismarcının, mağdurla eş yaşlarda/akran olduğu durumlar %3.65, ergenlik çağındaki biri tarafından istismar edilen %2.27’dir. Kuzeni tarafından istismar edilen 23
  • 24. %1.37, erkek arkadaşı tarafından istismar edilen %0.90 oranında olguya rastlanmıştır. Tüm olgular içinde kendisi istismar eden konumunda olan % 2.72 oranında çocuk bulunmaktadır. Tablo 6: Yapılan Mesleki Uygulamaya Göre Dağılım Uygulama Sayı Yüzde Aile çevresinde yeni bir yere yerleştirildi 12 5.10 Aile kayıp 5 2.12 Anne desteklendi 9 3.83 Ayni-Nakdi yardımla aile desteklendi 6 2.55 Gençlikevine yerleştirildi 1 0.43 İstismar bulgusuna rastlanmadı 20 8.52 Korunma altına alındı 24 10.22 Kadın Sığınmaevine yerleştirildi 1 0.43 Mesleki çalışmaya devam etmedi 18 7.66 Mesleki çalışmaya katılmadı 17 7.23 Mesleki çalışma yapıldı 111 47.23 Psikiyatriye sevk edildi 9 3.83 Yatılı okula yerleştirildi 2 0.85 Genel Toplam 235 100.00 Yapılan başvurularla ilgili olarak sürdürülen mesleki çalışma, yukarıda da değinildiği gibi öncelikle ihmal ve/veya istismarın içeriğinin anlaşılması ve uygun hizmet ya da tedavi modelinin belirlenmesini gerektirmektedir. Buna göre, yapılan başvurulara uygulanan mesleki çalışma içeriğinin aşağıdaki gibi geliştiği görülmektedir. Tüm başvurular içinde, bulunduğu aile ortamından daha güvenli bir ortama yerleştirilmesi gereken olgu sayısı, toplam 30’dur. Bunların % 5.10’u kendi öz aile çevresinde bir yakınlarının yanına, birer tanesi (%0.43) Gençlikevine ya da Kadın Konukevine, %0.85’i ise yatılı okula yerleştirilmiştir. Korunma altına alınarak yaş grubuna uygun bir yatılı kuruluşa yerleştirilen çocukların oranı %10.22’dir. Diğer başvuruların % 3.83’ünde, babanın istismarının önlenmesi ve gerekli yasal, ekonomik ve psikososyal tedavi için anne desteklenmiş, % 2.55 oranındaki aile ise, Ayni- Nakdi yardımla desteklenmiştir. Olguların 146’sı, Merkezimizde psikososyal danışmanlık hizmetlerine davet edilmiştir. Bunlardan %7.23’ü, mesleki çalışmaya katılmamış, %7.66’sı ise başlanan mesleki çalışmayı yarım bırakmıştır. Geri kalan %47.23 oranındaki olgu ise Merkezden psikososyal danışmanlık almıştır. 24
  • 25. Tüm olgular içinde, yaşanan psikopatoloji nedeniyle psikiyatri kliniklerine sevk edilen olgu oranı %3.83’tür. Hakkında bildirim olan ailelerin %2.12’sine ulaşılamamış, %8.52’sine ise herhangi bir istismar bulgusuna rastlanmamıştır. Uygulam a AÇYerleştirildi Aile kayıp Anne desteklendi 9 2 12 ANY 5 9 61 Gençlikevi 20 İstismar bulgusuna rastlanmadı KAA Kadın Sığınmaevi 111 24 MÇDEtmedi 1 18 MÇKatılmadı 17 Mesleki Çalışma Psikiyatriye sevk Yatılı Okula Yerleştirildi (boş) 4. Sonuç ve Değerlendirme Fatma Üçer Çocuk ve Gençlik Merkezi bünyesinde 1999 yılından itibaren, spesifik bir yaklaşımla ihmal ve istismar olgularına ilişkin mesleki çalışmaların sürdürüldüğü Alo Çocuk Merkezi uygulaması, başka çalışmalara ışık tutması amacıyla değerlendirilmiştir. . Yukarıda özellikleri incelenen ihmal ve/veya istismar olguları, 2000-2005 yılları arasında Fatma Üçer Çocuk ve Gençlik Merkezine başvuran tüm olguların ( toplam 1907), % 12.32’sini oluşturmaktadır. Buna göre, Merkeze ulaşan olgular, ülkemizdeki ihmal ve/veya istismar olgularına ilişkin genel bir bakış açısı oluşturabilecek niteliktedir. Hizmetin sürdürülmesi aşamasında dikkati çeken hususlar ise şu şekildedir: 25
  • 26. 1. Her şeyden önce, toplumsal yaygınlığı ve sonuçları itibariyle yarattığı tahribat bu kadar fazla olan, ihmal ve/veya istismara uğramış çocuklara ilişkin böyle bir yapılanma, sorunun tek elden ele alınarak hem tanı hem de çocuğun korunması ve tedavi aşamasında, daha verimli bir sonuca ulaşılmasını sağlamıştır. 2. Merkezin bir acil bildirim birimi olması ve krize müdahale edilebilmesi, olgulara ilişkin olası bekleme süresini yok etmiş, anında müdahale, sorunun erken teşhisini kolaylaştırmıştır. 3. Merkezin, alanda çalışan diğer kamu ve gönüllü örgütlerle kurduğu işbirliği ve iletişim, olguların gereksinimi olan diğer hizmetlerin de, daha kolay ve sağlıklı bir biçimde elde edilmesini sağlamıştır. 4. Merkezde yaklaşık 5 yıldır sürdürülen çalışmalar, ihmal ve/veya istismara uğramış çocuklar ile yapılacak mesleki çalışmalar konusunda önemli bir bilgi birikimi ve meslek elemanlarında da uzmanlaşma sağlamıştır. İhmal ve/ veya istismara uğramış çocuklara ilişkin mesleki çalışmaların uzmanlaşma gerektirdiği bilinen bir gerçektir. Kuşkusuz, tanı ve tedaviye ilişkin mesleki çalışmalar çeşitli hizmetiçi eğitim programlarıyla desteklenmiştir. Bu, alanda bundan sonra çalışacak meslek elemanları açısından da önemli bir birikim sağlamaktadır. 5. Öte yandan, Merkezin fiziksel koşulları (mekanın küçüklüğü, araç-gereç ve malzeme sıkıntısı) hizmetin sürdürülmesini güçleştirmektedir. Bu nedenle ivedilikle gereksinim duyulan fiziksel donanım ve yapılanmanın tamamlanması gerekmektedir. 6. Ayrıca, Merkeze ulaşan olgular açısından, diğer kamu ve gönüllü örgütlerle iyi bir işbirliği kurulmuşsa da, bunun yaygınlaştırılması ve toplumsal açıdan ihmal ve istismarın önlenmesi konusunda, tüm toplum kesimlerine ulaşabilecek daha geniş bir ağ kurulması gerekmektedir. 7. Merkezde sürdürülen çalışmalar sırasında, yasal mevzuat açısından çok önemli bir sorunla karşılaşılmamışsa da, bu alandaki mevzuatın çağın gereklerine ve ülkemizin de imzalamış olduğu uluslar arası normlara göre sürekli güncellenmesi gerekmektedir. 26
  • 27. Kısaca, yukarıda tüm yönleri ile ele alınan Alo Çocuk Merkezi uygulamalarının, kuruluşundan bugüne yapılan çalışmalar ve ulaşılan olgular açısından yararlı olduğu düşünülmektedir. 27
  • 28. KAYNAKLAR AKYÜZ, Emine, (2000), Ulusal ve Uluslararası Hukukta Çocuğun Haklarının ve Güvenliğinin Korunması, MEB Yayınları, No:3395, Ankara. BAYMUR, Feriha, (1978), Genel Psikoloji, Bilim ve Kültür Eserleri Dizisi, 4. Baskı, İnkilap ve Aka Kitapevleri, İstanbul. BİLİR, Şule, Meziyet Arı, Necate, Baykoç, Dönmez ve Sibel Güneysu, (1989), “4-12 Yaşları Arasında 16.100 Çocukta, Örselenme Durumları İle İlgili Bir İnceleme”, (Der.), Esin Konanç, İpek Gürkaynak ve Ayten Egemen, Çocukların Kötü Muameleden Korunması I. Ulusal Kongresi, Gözde Ofset, Ankara. BULUT, Işıl, (1996), Genç Anne ve Çocuk İstismarı, Bizim Büro Yayınevi, Ankara. KARS, Özcan, (1996), Çocuk İstismarı: Nedenleri ve Sonuçları, Bizim Büro Basımevi, Ankara. KERİMOĞLU, Efser ve Ayşe Yalın, (1999) “Çocuk İstismarı ve İhmali”, Yayınlanmamış Bilgi Dökümanı, Ankara. ORAL, Resmiye, Çocuk Örselemesi ve İhmali http://www.hipokrat.org/hnet/genel/ckm/ckmozetbilgi.html, 2001 POLAT, Oğuz, (2001), Çocuk ve Şiddet, Der yayınları:312. İstanbul. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu, RG:27.5.1983;18059 TOPÇU, Sedat, (1997), Çocukların ve Gençlerin Cinsel İstismarı, Ensest ve Pedofili, Doruk Yayıncılık, Ankara. 28
  • 29. ARGOS EĞİTİM ARAŞTIRMA VE DANIŞMANLIK HİZMETLERİ www.argosdanismanlik.com 29