1. Ölüleri gizli gizli gömüyorlar! - Bünyamin Aygün
yalinosgb.com /haber/oluleri-gizli-gizli-gomuyorlar
Madenin yakınlarına kurulan çadırda bir araya gelerek örgütlenmeye çalışan ocak işletmecileri ve
işçiler, sağlıksız, ilkel çalışma şartlarının düzeltilmesi, sosyal güvence ve sendikal haklar gibi koşulların
yerine getirilmesini sağlamak yerine bu ocakları kapatmanın devletin büyüklüğüne yakışmadığını
savunuyor. Madenleri kapatmanın çözüm olmadığını savunan taraflar, bu durumun kendilerini büyük
şehre göçe zorlayacağını belirtiyor. Çadırdaki sözcülerden olan maden işletmecisi Burhan Kavlak,
“Buradan ölümüz çıkar, ocaklar yine kapatılamaz. Kömür, Şırnak’ın tek geçim kaynağıdır” diyor.
Kömürün Şırnak için tek geçim kaynağı olduğunu savunan Burhan Kavlak, Milliyet’e şunları anlattı:
“Şırnak’ta nereyi kazarsanız kazın maden çıkar. Madenlerde dönüşümlü olarak 3-4 bin işçi çalışıyor.
Çalışanların resmi kaydı olmadığı için bizim de gerçek sayıyı bilmemiz zor. Ancak kömürün eleme ve
ayıklaması, torbalanması, pazarlama ve nakliyesinden binlerce insan yararlanıyor. Şırnak’ta nakliyecilik
diye bir meslek var ve bu nakliyeciler yılın 365 günü kömürden başka bir şey taşımıyor. İlimizin arazi
yapısı tarım ve hayvancılığa uygun değil, ya kömür çıkaracağız ya da açlık çekeceğiz.“
Yerin metrelerce altında zor şartlarda çalışan işçiler sigara içme alışkanlıklarına devam ettikleri gibi
yemek ihtiyaçları için piknik tüpü kullanarak ölüme meydan okuyorlar.
‘Kooperatif kuracağız’
Bölgedeki kömür ocaklarının gelirinin birkaç zengin arasında paylaşıldığını belirten Kavlak, kurulması
planlanan termik santralin işletmesini devletin büyük şirketlere devredeceğini iddia ederek şöyle devam
etti:
“Soma olayının ardından kuyularda meydana gelen göçüklerde beş işçi hayatını kaybedince Vali,
ocakların kapatılması talimatını verdi. İki hafta öncesine kadar faturasını düzenli bir şekilde ödediğimiz
elektriklerimiz kesildi. Bunun üzerine valiliğe müracaat ettik ve elektriklerimizin açılmasını istedik ancak
malzemelerimizi toplamamız için bize üç gün müsaade edildi. Kömür işletmecileri ve çalışanları olarak
bir araya gelerek valimizle görüştük ve bize kooperatifleşmemizi söyledi. Ayrıca çalışan işçilerin
sigortalı olması gerektiğini ve ocakların çalışma şartlarının iyileştirilmesini tavsiye etti. Biz de bunun
üzerine işletmeciler ve işçilerin önde gelenleri bir araya gelerek karar alıyoruz. Madem Türkiye’nin en
kaliteli ve en ucuz kömürü bölgeden çıkıyor o zaman öncelikli amacımız ruhsatlarımızı alarak
kooperatifleşmek olmalı. Ocaktaki çalışma şartlarını iyileştirip çalışanları sigortalı yapmak da
hedeflerimiz arasında. Bunları yaptıktan sonra, ülke genelinde kömürümüzün pazarlanması konusunda
2. da devletin bize gerekli kolaylığı sağlanmasını istiyoruz.”
‘Kalite ve denetimsizlik’
Hayat pahalılığı ve kömürün kalitesi nedeniyle Şırnak kömürünün tercih nedeni olduğunu belirten
Evrensel Madencilik’in sahibi Şivan İzzet Ebret de bu durumun kuyu sayısını artırdığı ve denetimsizliğin
de Kaçak kuyuların çoğalmasının önünü açtığını savundu. Selçuk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler
Bölümü mezunu olan Ebret, şöyle devam etti:
‘Babadan kalma usuller’
“Kömüre gelen talep kuyu sayısının artmasını sağlarken diğer taraftan fazla kar hırsı teknolojiye bu
işletmeleri kapattı. Ne kadar az yatırım yapılırsa kar marjları o kadar artıyordu. Devlet bu konuda
zaman zaman teşvik verdi ancak şartları ağırdı. Teşvik almaya şartları uyan birkaç firma sahibi
Şırnak’ın en zenginleri arasına girdi. Alamayanlarsa teknolojiye yenik düştü ve babadan kalma usüllerle
kömür çıkarmaya mecbur kaldı. bugün gelinen nokta içler acısı. Kuyulara inenler canlarını hiçe sayarak
neredeyse her gün ölüme gidip geliyor.”
Astım, akciğer kanseri
Madende çalışanların yaş ortalamasının 55 olduğunu da ekleyen Ebret, “İnsaların madene inerken,
çalışırken ve çıkarken hiçbir güvenlik önlemi olmaması her an faciaya davetiye çıkarıyor bu artık bilinen
bir şey. Diğer bir gerçek daha var ki maden işçileri astım, akciğer kanseri ve diğer solunum yolu
hastalıklarına yakalanıyor. Bu gerçeği bugüne kadar hiç bir devlet görevlisi ne dile getirdi ne de
kabullendi” dedi.
Bölgede kaçak işçi çalıştırıldığı için resmen kaç kişinin hayatını kaybettiğinin bilinemeyeceğini söyleyen
Enerji Sanayi ve Maden Kömür Emekçileri Sendikası (ESM) Genel Başkanı Mustafa Şenoğlu da ilginç
bir ayrıntıya dikkat çekti. Şenoğlu, “Kuyularda hayatını kaybedenleri çıkarıp defnediyorlar. Kimse bu
konuda bilgilendirilmiyor. Eğer basına yansırsa biz de oradan takip edebiliyoruz. Bölgede büyük bir
işsizlik sorunu olduğu için tek çareleri bu maden. Ölülerini gizlemeseler madenin kapatılacağını
düşünüyorlar” iddiasında bulundu. Şenoğlu, şöyle devam etti:
Ölüm her an kapıda
“70-80 cm çapındaki borulardan 150-200 metre aşağı iniyorlar. Maskesiz, baretsiz çalışıyorlar. Hergün
ölebilirler. Galerilerde 12-30 arasında işçi çalışabiliyor. Aynı anda çok sayıda kişinin ölmeyişi galerilerin
küçük olması ve buralarda çalışan işçi sayısının az olması. Yoksa Soma faciası buranın yanında hafif
kalabilir. Ayrıca bölgede çalıştırılan çocuk işçi sayısı her geçen gün artıyor. Madenler acilen kapatılmalı
ya da devlet işletmeli. Farklı bir sisteme geçilmeli. Almanya’da 1998’den bu yana bir kaza bile olmamış.
Orada varolan teknolojiyi devlet alıp buraya getirecek. Bu iş bu kadar kolayken zoru seçip her gün
kurban veriyoruz.”
Milliyet ‘Kara Köleler’ ile gündemi belirledi
Milliyet, dün birinci sayfasının tamamını ayırdığı Şırnak’taki maden ocakları ilgili yazı dizisinin ilk
bölümü ile yine gündemi belirledi. Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul da bir
açıklama yaparak Şırnak’ta madenlerin devlet tarafından işletilmesi gerektiğini söyledi. Şırnak Belediye
Başkanı Serhat Kadırhan da madenlerde sorunların OHAL (Olağanüstü Hal) Valiliği döneminde
başladığını belirtti.
Aynı haber pek çok internet sitesi tarafından alıntılanırken, televizyon kanalları ve radyolar da yazı
dizisine büyük ilgi gösterdi. “Ölüm kuyu”larına inen bünyamin aygün, maden ocaklarını Milliyet’in
ardından televizyon kanalları ve radyolarda katılacağı programlarda da anlatacak. Haber gün boyu
sosyal medyada “Günün manşeti Milliyet’ten”, “Bu Sabah en etkili haberi Milliyet yapmış” gibi
yorumlarla paylaşıldı.
3. Günlük 5 TL’ye çalışıyor
Çocuk işçilerden 16 yaşındaki S.D.’nin durumu da içler acısı. Günlük 5 TL yevmiyeyle kamyonlara
yüklenen kömürü tesviye (düz duruma getirme, düzleme) eden S.D., okula devam edemediği için bu yıl
lise 1. sınıfta kaldı. Babası hasta, diğer kardeşleri de çalışamayacak kadar küçük olan S.D., “Çalışmak
zorundayım. Her gün buraya geliyorum ve kömür yüklenen kamyonların üzerini düzeltiyorum. Kamyon
başına 500 kuruş ile 1 TL kazanıyorum. İşler çok iyi giderse 20 TL’ye kadar çıkıyor. Ancak çoğu zaman
5 TL ile günü bitiriyorum” dedi. Kapkara yüzünden bir an olsun tebessümü eksiltmeyen S.D.’nin tek
isteği okumak.
Açlık ile ölüm arasında bir yerde yaşıyorlar!
Şırnak Belediye Başkanı Serhat Kadırhan “Şırnak kömür ocaklarının mazisi eskilere dayanıyor. Ancak
sorunlar, ocaklar devlet tarafından özelleştirildiği tarihte başlamış, OHAL Valiliği demiş ki, ‘Siz
kömürünüzü çıkarın biz size karışmayız’. Ama insanların ne can güvenliğiyle ne de sosyal güvenliğiyle
ilgilenilmiş” dedi.
Kadırhan şunları söyledi: “Şırnak Valisi ise ‘O kuyuları boşaltın yoksa dinamit koyar patlatırız’ diyor.
Ama işçiler de diyor ki, ‘Kuyulara ineriz bizi de kuyularla patlatırsınız’ burada bizim arabuluculuk
yapmamız gerek. Şırnak Valiliği bu ocakları kapatıyor fakat daha sonra kontrolünü yapmadığı için
yeniden işçiler ve işletmeciler çalışmaya başlıyor. Soma faciasından hemen sonra 5 işçi burada
hayatını kaybedince valilik elektriği kesti. İşletmeciler ve işçilerle birlikte Vali ile bir görüşme yaptık.
Bize, ‘Burayı standartlara uygun hale getirirseniz ruhsatlarınızı yeniden veririz’ dedi. Şimdi bu konuda
çalışma başlattık ve kooperatifleşme yönünde ilerliyoruz.”
İşçilerin açlık ya da ölüm ikileminde olduğunu da ifade eden Kadırhan, tüm şartların düzeltilmesi için
mücadele ettiklerini belirtti. Birkaç hafta önce ocakta zehirlenerek 3 kişinin öldüğü olayda yaşadığı
duyguları paylaşan Kadırhan, “Kuyuya kurtarmak için inen baygın çıkıyordu. Biz bir şey yapamıyorduk,
dayanılmaz bir acı yaşıyorduk ama ne bir kurtarma ekibi ne de bilinçli yardım ekibi vardı” dedi.
Kaynak: Milliyet