SlideShare a Scribd company logo
1 of 32
Doç. Dr. Burcu İlkay KARAMAN
 Grafoloji, modern bilim dünyasındaki yerini
almıştır.
 Bilimselliği gerektiren birçok alana girmiştir.
 İşçi seçimiyle endüstride, hastalıkların
teşhisiyle tıpta, suçluların belirlenmesiyle
adli alanda, mesleğe yönlendirmeyle
eğitimde, rehberlik ve diğer benzeri
uygulamalarla sosyal yapının her düzeyinde
grafolojiden yararlanılmaktadır.
 Grafoloji üstüne ilk sistemli ve titiz inceleme,
ömrümü bu konuya adayan J. B. Delestre
tarafından yapılmıştır.
 Tüm yazı türlerini üç grupta toplayan Delestre,
düzenli-gevşek-çarpıtılmış adlarını verdiği bu
grupların ayrıntılı tanımlamalarını yapmış,
örnekler vermiş, belirlediği kişilik özelliklerini
göstermiştir.
 Buna rağmen grafolojinin gerçek kurucusu olarak
I’bbe Michon gösterilmektedir. Michon, 1982’de
yayınladığı “Yazının Gizleri” adlı yapıtında
ortaya koyduğu yöntemlerle, grafolojiye bilimsel
bir yön kazandırmıştır.
 Sürekli olarak tam kırk yılını bu konuya veren Jean Crepieux
Jamin, grafolojiyi bir bilim düzeyine çıkarmaya çalışmıştır.
 Crepieux Jamin, yapıtının başında şöyle der: “Düzenli kişi
kendini, yazısındaki başlıkların ve marjların düzgünlüğü,
noktalamalardaki özen ve dikkatiyle belli eder.
 Buna karşın, noktalamasız, satırların bir diğerine karıştığı bir
mektup bizde, düzen yokluğu, zihni karışıklık izlemini uyandırır.
 Yukarı doğru çıkan yazılar istekli, tutku sahibi kişileri, aşağıya
doğru inen yazılar silik, karamsar, cesaretsiz kişileri belirtirler.
 Cimrilerin yazıları çok sıkışıktır.
 Eli açıklar, savruklar ise aksine her satıra az sayıda sözcük
yazarlar.
 Sözcük sonlarındaki harflerin uzunluğu, veren, vermeye çalışan
bir eli anımsatır.”
 Yazara göre grafoloji bir sanat değildir.
 Sağlam bir temeli, kuralları, yöntemleri, kanunları olan bir
gözlem bilimidir.
 Mahkemelerde yazı uzmanı adıyla anılan grafologlar,
yazının geçerliliğini saptar, sahibini belirlerler.
 Yazı uzmanı:
1. Yazının kime ait olduğunu,
2. Gerçek veya sahte olduğunu,
3. Yazı sahibinin yazısını gizlemeye çalışıp
çalışmadığını,
4. Yazı sahibinin yazısını hangi koşullar altında
yazdığını; telaşlı, tedirgin, korkulu, dehşet içinde,
hasta veya doğal hali içinde olup olmadığını
açıklayabilmektedir.
 Uzmanın vardığı sonuçlar birer kanıt sayılır ve bu
bilgilerle suçlu hüküm giyebilir(Altınköprü, 2003:
159-160).
 EL YAZISI İNCELEMELERİ
 Birey, yaşam sürecinin her anında ve her yerde
kişiliğinden izler bırakır.
 Davranışlarımızda, kişiliğimizden bir ipucu
bırakmayan ne bir söz, ne de bir hareket düşülemez.
 Sinirli bir insanın davranışlarıyla, sakin yaradılışlı
birinin davranışlarının birbirine benzediğini
düşünebilmek mümkün müdür hiç?
 Hiddetli, neşeli, sakin kişilerin tepkileri arasında
belirgin ayrılıklar olması herkese son derece doğal
gelmektedir.
 Şairlerin şiirlerinde, ressamların, bestecilerin
eserlerinde kişiliklerinden yansımalar görülür.
 Daha da ileri giderek bu paralellik beklenir ve aranır.
 Bu açıdan bakarak YAZI NEDİR? diye sorarsak yanıt:
 Yazı, bireyden yansıyan biçimdir. Öğrenilmiş bir
teknik de olsa, uygulanış biçimiyle kendinden bir
izdir.
 Bireyin kendidir.
 Ona özgüdür.
 Onun damgasını taşır.
 Onu vurgular.
 Parmak izi gibi kesindir, kişiyi belirler.
 Şahsiyet gibi tektir, bireyden bireye değişir.
 İnsan kendini söz ve davranışlarıyla ortaya koyar.
 Yazı, sözlerin sembollere dökülmüş biçimidir.
 Yazı; bir hareketin ve bir davranışın sonunda ortaya
çıktığına göre, bizden bir şeyler getirmesi doğaldır.
 Birey günlük yaşamında sinirlilik gösteriyorsa,
yazısında da bu sinirli yapının izlerini doğal
olarak buluruz.
 İşte kuramsal olarak bu yazıdan, yazan kişinin
karakterini çözümlemek mümkün olabilir.
 Yalnız tek bir koşulla: Yazı, bir uyarı ve
zorlama sonucu değil, kendiliğinden ve akıcı
olarak yazılmış olmalıdır (Altınköprü, 2003:
13-14).
 Klasik okulun ustası Crepieux Jamin’e göre
her yazıyı belirleyen 8 temel öğe vardır:
1. biçim,
2. yön,
3. eğim,
4. bastırma,
5. hız,
6. düzen,
7. akıcılık,
8. uyum ve ayrıntılar.
 Bir yazının çözümlenmesini yaparken
bilmemiz ve uygulamamız gereken bazı
kurallar bulunmaktadır.
 Unutmamalıyız ki, çözümlemesini
yapacağımız yazı sahibinin gizlerine, sırlarına
elimizi uzatmaktayız.
 Bu yüzden hangi yetki ve koşulla olursa olsun
yaptığımız işi büyük titizlik, engin bir hoşgörü
ve tam bir iyi niyetle yapmak zorundayız.
 Çözümleyeceğimiz yazı, kesinlikle kurşun
kalemle yazılmış olmamalıdır. Dolmakalemle
yazılan yazı tercih edilmelidir.
 Yazı; bir uyarı veya zorlamayla değil, doğal
şartlar altında, çizgisiz bir kağıda, imzalı ve
tarihli olarak yazılmış olmalı, mümkünse
zarfıyla birlikte incelenmelidir.
 Yazı sahibinin özgeçmişi hakkında gerekli ve
doğru bilgileri edinmeli; cinsiyetini, yaşını,
sosyal durumunu ve öğrenim derecesini
öğrenmeliyiz.
 Bizden analiz isteyen kişilerin verdiği
bilgilerden, doğruluğundan emin olmadığımız
bilgilerden kaçınmalıyız.Bu tür bilgilerden
etkilenmemeye, doğru ve emin bilgilerle
çözümlememizi kuvvetlendirmeye
çalışmalıyız.
 Yazıyı, edindiğimiz ilk izlenimle
değerlendirmemeliyiz. Derin ve detaylı bir
inceleme sonucu ilk yargımızı değiştirmek
zorunda kalabiliriz.
 Bir tek ipucuyla yetinmemeliyiz. İncelemelerimiz
sırasında daima aynı belirtiyi doğrulayan ipuçları
aramalıyız. Derin bir incelemeyi gerekli
buluyorsak, tek bir belgeyle yetinmeyip aynı
kişiye ait iki yazı örneğini karşılaştırarak
değerlendirmeliyiz.
 Kararımızı en sağlıklı biçimde vermeye
çalışmalıyız. Her an yanılma olasılığımızın
olabileceğini düşünerek abartılı yargı ve
tanımlamalardan kaçınmalıyız. Özellikle sonucu
kişinin kendisine bildirmek gerektiğinde çok
dikkatli ve nazik olmalıyız (Altınköprü, 2003: 68-
69).
 Şüpheli daktilo yazılarının incelenmesi, inceleme
konusu yazının yazıldığı şüphesini taşıyan daktilo
veya daktilolardan elde edilen mukayese
yazıların karşılaştırmalı incelemesi ile
yapılmaktadır.
 Bu inceleme daktilonun üretim sürecinde
geliştirilen ya da sonradan kullanımla ortaya
çıkan karakteristik özelliklerin incelemesiyle
yapılır.
 Daktilo yazıları incelemeleri esas olarak şüpheli
ve incelemeye esas olan daktilodan elde edilerek
gönderilen belgeler üzerinden yapılmaktadır.
 Söz konusu daktiloların laboratuara gönderilmesi
istisnai durumlarda istenmektedir
(http://kriminal.izmirpolis.gov.tr/bls.html).
 İmza; üstündeki metnin o kişi tarafından bilinip
kabul edilmesi, onaylanması sonuçlarını doğuran
ve sahibini alacak, borç ya da taahhüt altına
sokan ayırt edici bir işarettir.
 Bu niteliği ile de imza hukuki alanda büyük önem
ve değer taşır.
 İnkarı ve kime ait olduğunun belirlenememesi
veya hatalı belirlenmesi durumunda maddi
manevi telafisi imkansız zararlara yol açar.
 Uzmanlar imza incelemelerinde çoğu zaman
tereddütlere düşmekte, birbirine zıt raporlar
verilmekte ve imzanın ne olduğu, ne şekilde
atılması gerektiği konusunda mevcut hukuki
düzenlemelere rağmen, yerleşmiş bir tatbikat
olmadığı için sağlıklı sonuçlar alınamamaktadır.
 İmza bir el yazısı formudur ve ayırıcı olma amacını
taşır. İki çeşit imza vardır.
 Kişinin normal el yazısı ile yazdığı (yazı) imzalar ve
kısmen okunabilen ya da hiç okunamayan ayırt edici
bir işaretten oluşan(şekilsel) imzalar.
 Yazı imzalar tüm isim ve soyadı, ilk isim ve diğer
isimlerin baş harfleri veya baş harfler ve soy isimden
oluşabilir.
 Baş harfler birbirine veya soy isme bağlanmış veya
bağlanmamış ya da hepsi çeşitli karışımlardan
meydana gelmiş olabilir.
 İsim ve soy isim yazılarak atılan yazı imzaların dahi
çoğu kez ayırıcı olmasına önem verilmekte ve imzaya
örneğin kuyruk ya da çizgi gibi karakteristik simgeler
ilave olunmaktadır.
 İmzanın en önemli özelliği tümüyle aynı şekilde
tekrarlanabilir olmayışıdır. En yetenekli kişiler
dahi hiçbir zaman aynı hareketi aynı şekilde
yapamazlar
 Buna doğal çeşitlilik (natural varyasyon)
denilmektedir.
 Bu nedenle de iki imzanın üst üste çakışacak
biçimde birbirinin aynı olması uzmanlarca taklit
belirtisi sayılmaktadır.
 Kaldı ki; imzanın yazıldığı yere, kullanılan yazı
vasıtalarına (kalem, kağıt vs.), atıldığı şartlara
ve hatta sahibinin ruhi ya da fiziki durumuna,
kullanılan ele göre değişmesi kaçınılmazdır.
 Bu özelliği nedeniyle ve bilhassa harf özelliği
göstermeyen şekilsel imzalarda karar vermek çok
zordur.
 Zira el yazısı ne kadar değişirse değişsin bir
takım harflerin şekil ve biçimlendirilişi
(konstruksüyon) , örneğin bir [A] harfinde
kullanılan çizgilerin boyut ve orantıları veya bir
[g] harfinin gövde oluşumu ya da aşağıya doğru
uzayan kuyruğunun yapılışı tamamen kişiye
özgüdür ve ayırt edicidir.
 Bu nedenle de el yazısı harflerinin
kullanılmasıyla atılan yazı imzalarda kişinin bu
harf karakteristiğinden yola çıkarak ve hatta
karşılaştırma için sadece imza örneği değil yazı
örnekleri de kullanılarak sonuca varılabilir.
 Bu da incelemecinin işini kolaylaştıran ve kararın
sıhhatini temin eden bir faktördür, çünkü bu
takdirde yapılan karşılaştırma ve incelemenin
bilimsel ve uluslararası standartlara
oturtulabilmesi mümkün olur.
 Ancak, Avrupa ve Amerika'nın aksine ülkemizde
şekilsel imza atmak yaygın bir alışkanlık haline
gelmiştir.
 Bu durumda sadece bir yuvarlak, bir takım yatay
veya dikey çizgiler, büklümler ya da zikzaklardan
oluşan şekillerin ait olduğu bireyin ya da
mahkemelerin çoğu kez sorduğu üzere hangi el
ürünü olduğunun belirlenmesi çok karakteristik
bir şekil olmadıkça imkansızdır.
 Çok karakteristik şekillerde dahi verilen kararın
isabeti tartışmalıdır ve bu artık incelemeyi
yapanın sezgilerine ya da benzetme yeteneğine
dayanan sübjektif bir hüküm olduğu için daima
şüphe ile karşılanmaya mahkumdur.
 Bilimde nesnellik (objektivite) yani her zaman,
herkes tarafından aynı kabul edilebilir olma
esastır.
 Ülkemizde aynı imza hakkında farklı kararlar
verilmesinin (bazen bir mahkeme dosyasında
birbirine zıt 3-4 bilirkişi raporu dahi
görülmektedir) en önemli sebebi de yazarak imza
atma alışkanlığının olmayışıdır
 (http://www.turkhukuksitesi.com/makale_706.h
tm).
 İmza kişinin belirlenmesi ve imza üstündeki
metnin o kişi tarafından bilinip kabul
edilmesi sonuçlarını doğurur.
 İmza kontrollerinin sağlıklı olabilmesi ve
sahteliklerinin önlenebilmesi için imzaların
mutlaka el yazısı niteliğinde atılmaları,
okuma yazma bilmeyenlerin ise mutlaka
parmak izi kullanmaları gerekmektedir.
 Ancak, ülkemizde birçok kişi imza atarken ad ve
soyadını birlikte veya tek olarak yazmak
suretiyle imza atmamakta, çoğunlukla bukle ve
kıvrımlardan oluşan el yazısı görünümünden
ziyade şekilsel karakter içeren imzalar
atmaktadır.
 Bazı kişiler ise imza ne kadar kısa olursa o kadar
az vaktimi alır mantığıyla hareket ederek tek bir
çizgi veya bukleden oluşan, imzadan çok paraf
niteliği taşıyan imzalar atmaktadır.
 Bu gibi durumlarda da belge inceleme uzmanları
imzaların karakteristik yapılarının analizlerini
yapmakta zaman zaman zorlanabilmektedir (Muş
ve Sertçe, 2009: 359-361).
 Okuma yazma bilen her birey, mutlak surette ya
adı ve soyadının tamamını, ya adının baş harfi ve
soyadının tamamını ya da adının tamamını ve
soyadının baş harfini içerecek şekilde, el yazısı
karakterlerinden oluşan ve taklidi zorlaştıran
kişiye has karakteristik unsurlar içeren bir imzayı
benimsemeli ve kullanmalıdır.
 Yalnızca basit çizgisel hareketlerden oluşan bir
imza kullanmak yerine ad ve soyadın yazılması
dahi çok daha güvenli olacaktır.
 İmzanın tüm özelliklerini havi ve gerçek anlamda
örnek teşkil edebilecek imza, Mustafa Kemal
Atatürk' ün imzasıdır.
 Atatürk, imzasında ön adının baş harfini ve
soyadının tamamını el yazısı karakterleriyle
oluşturmuş, [t] harflerinin üzerinden geçen
tek bir hat ve imzasının son bölümündeki [k]
harfinin karakteristik tersimi ile imzasının
kişiye has özelliklerini belirlemiştir.
 El yazısı karakterlerinden oluşmayan ve basit
çizgilerden oluşan imzanın taklidi kolaydır ve
kimin tarafından atıldığını belirlemek her
zaman mümkün olamamaktadır.
 Kurumlar ya da kişiler bu tarzda imza atan
kimselerin mutlaka ad ve soyadlarını da
imzanın yanına yazdırmalıdırlar.
 Böylece daha sonradan inkar edilmesi halinde
imzanın ve el yazısının kime ait olduğunun
belirlenmesi ve zararın tazmini çok daha
kolay olacaktır
(http://kriminal.iem.gov.tr/imza.htm).
 Diğer bir husus, imza her zaman aynı
biçimde atılmalıdır.
 Belgeden belgeye, zamandan zamana
değişmemelidir.
 Resmi belgeye bir şekilde özel belgeye başka
bir şekilde, neşeli olduğu zaman bir şekilde
üzüntülü olduğu zaman başka bir şekilde
atılmamalıdır.
 Ancak, kişinin yaşı ve kültür düzeyi arttıkça
imzasının yapısında da doğal gelişim ve
değişimler olabilir.
 Bu normaldir ve bu durum imza incelemelerinde
dikkate alınması gereken bir husustur.
 Şöyle ki, uzmanlarca yapılan imza
incelemelerinde, imzayı taşıyan belge hangi
tarihte düzenlenmiş ise kişinin o tarihe yakın
zamanlarda atılmış imzaları mukayeseye esas
alınmalıdır.
 Bu şekilde yapılan incelemeler, daha sağlıklı
sonuçların elde edilmesini sağlar.
 Usulüne uygun atılmamış basit yapıdaki imzalar,
imza sahteciliğine zemin hazırlamakta ve imza
sahteciliğini kolaylaştırmaktadır.
 Bu tür imzaların sahteliğinin veya kime ait
olduğunun tespitinde sorunlar yaşanmaktadır.
 Kötü niyetli kişiler, yasalarımızda imzanın nasıl
atılacağı hakkında bağlayıcı hükümler
olmamasından yararlanarak, istediği şekilde ve
sayıda imza üretebilmektedirler.
 Bu durum ise pek çok insanımızın mağduriyetine
neden olabilmektedir.
 (http://www.caginpolisi.com.tr/49/36-37.htm).
 Dünyada ve ülkemizde adli imza incelemesiyle ilgili lisans
veya ön lisans düzeyinde eğitim veren bir kurumun mevcut
olmaması, bu alanda hizmet veren personel kaynaklarının
çeşitli olmasını zorunlu kılmıştır.
 Bu sebeple hattat, grafiker, fizikçi, mühendis, hukukçu,
asker, polis, tıp doktoru, adli tıp uzmanı gibi meslek
mensupları resmi veya özel laboratuarın kendi
hazırladıkları eğitim programları çerçevesinde uygulamalı
ve nazari eğitim sonucunda inceleme yapabilecek düzeye
gelmektedirler.
 Ülkemizde bu alanda hizmet veren Adli Tıp Kurumu,
Emniyet ve Jandarma teşkilatları bünyesindeki
laboratuarlarda ve bunların dışında özel inceleme yapan
uzmanlar dikkate alındığında ülkenin genelindeki bütün
incelemecilerin standart bir eğitimden geçtikleri
söylenemez
 (http://www.jandarma.tsk.tr/kriminal/turkish_internet/
fizin/dokuman/tez_dosyalar/salih.htm
 Taklit Etmek Suretiyle Atılmış İmzalara Örnek
 (http://www.grafolojibilirkisi.com/taklit-
edilen-imza-ornekleri.html)
 Örnek imzalar sayıca ne kadar çok ise mukayese
o kadar başarılı ve sağlıklı olur.
 Zira kişiye ait karakteristik unsurların
belirlenebilmesi için o kişinin çok sayıda imza
örneğinin incelenmesi gerekir.
 Bir veya iki imza ile karara varmak hem zor hem
de doğru değildir.
 Bir kişinin ancak çok sayıda imzasında
tekrarlandığı görülen özelliklerin o kişiye ait
olduğu söylenebilir.
 Bunların dışında kalanların ise tesadüfi olma
olasılığı çok yüksektir.
 (http://www.turkhukuksitesi.com/makale_706.h
tm)

More Related Content

Featured

How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental HealthHow Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
ThinkNow
 
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie InsightsSocial Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Kurio // The Social Media Age(ncy)
 

Featured (20)

2024 State of Marketing Report – by Hubspot
2024 State of Marketing Report – by Hubspot2024 State of Marketing Report – by Hubspot
2024 State of Marketing Report – by Hubspot
 
Everything You Need To Know About ChatGPT
Everything You Need To Know About ChatGPTEverything You Need To Know About ChatGPT
Everything You Need To Know About ChatGPT
 
Product Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage EngineeringsProduct Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
Product Design Trends in 2024 | Teenage Engineerings
 
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental HealthHow Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
How Race, Age and Gender Shape Attitudes Towards Mental Health
 
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdfAI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
AI Trends in Creative Operations 2024 by Artwork Flow.pdf
 
Skeleton Culture Code
Skeleton Culture CodeSkeleton Culture Code
Skeleton Culture Code
 
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
PEPSICO Presentation to CAGNY Conference Feb 2024
 
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
 
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
 
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie InsightsSocial Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
 
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
 
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
 
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
 
Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next
 
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search IntentGoogle's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
 
How to have difficult conversations
How to have difficult conversations How to have difficult conversations
How to have difficult conversations
 
Introduction to Data Science
Introduction to Data ScienceIntroduction to Data Science
Introduction to Data Science
 
Time Management & Productivity - Best Practices
Time Management & Productivity -  Best PracticesTime Management & Productivity -  Best Practices
Time Management & Productivity - Best Practices
 
The six step guide to practical project management
The six step guide to practical project managementThe six step guide to practical project management
The six step guide to practical project management
 
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
 

Dil4034 adlidilbilimi06

  • 1. Doç. Dr. Burcu İlkay KARAMAN
  • 2.
  • 3.  Grafoloji, modern bilim dünyasındaki yerini almıştır.  Bilimselliği gerektiren birçok alana girmiştir.  İşçi seçimiyle endüstride, hastalıkların teşhisiyle tıpta, suçluların belirlenmesiyle adli alanda, mesleğe yönlendirmeyle eğitimde, rehberlik ve diğer benzeri uygulamalarla sosyal yapının her düzeyinde grafolojiden yararlanılmaktadır.
  • 4.  Grafoloji üstüne ilk sistemli ve titiz inceleme, ömrümü bu konuya adayan J. B. Delestre tarafından yapılmıştır.  Tüm yazı türlerini üç grupta toplayan Delestre, düzenli-gevşek-çarpıtılmış adlarını verdiği bu grupların ayrıntılı tanımlamalarını yapmış, örnekler vermiş, belirlediği kişilik özelliklerini göstermiştir.  Buna rağmen grafolojinin gerçek kurucusu olarak I’bbe Michon gösterilmektedir. Michon, 1982’de yayınladığı “Yazının Gizleri” adlı yapıtında ortaya koyduğu yöntemlerle, grafolojiye bilimsel bir yön kazandırmıştır.
  • 5.  Sürekli olarak tam kırk yılını bu konuya veren Jean Crepieux Jamin, grafolojiyi bir bilim düzeyine çıkarmaya çalışmıştır.  Crepieux Jamin, yapıtının başında şöyle der: “Düzenli kişi kendini, yazısındaki başlıkların ve marjların düzgünlüğü, noktalamalardaki özen ve dikkatiyle belli eder.  Buna karşın, noktalamasız, satırların bir diğerine karıştığı bir mektup bizde, düzen yokluğu, zihni karışıklık izlemini uyandırır.  Yukarı doğru çıkan yazılar istekli, tutku sahibi kişileri, aşağıya doğru inen yazılar silik, karamsar, cesaretsiz kişileri belirtirler.  Cimrilerin yazıları çok sıkışıktır.  Eli açıklar, savruklar ise aksine her satıra az sayıda sözcük yazarlar.  Sözcük sonlarındaki harflerin uzunluğu, veren, vermeye çalışan bir eli anımsatır.”  Yazara göre grafoloji bir sanat değildir.  Sağlam bir temeli, kuralları, yöntemleri, kanunları olan bir gözlem bilimidir.
  • 6.  Mahkemelerde yazı uzmanı adıyla anılan grafologlar, yazının geçerliliğini saptar, sahibini belirlerler.  Yazı uzmanı: 1. Yazının kime ait olduğunu, 2. Gerçek veya sahte olduğunu, 3. Yazı sahibinin yazısını gizlemeye çalışıp çalışmadığını, 4. Yazı sahibinin yazısını hangi koşullar altında yazdığını; telaşlı, tedirgin, korkulu, dehşet içinde, hasta veya doğal hali içinde olup olmadığını açıklayabilmektedir.  Uzmanın vardığı sonuçlar birer kanıt sayılır ve bu bilgilerle suçlu hüküm giyebilir(Altınköprü, 2003: 159-160).
  • 7.  EL YAZISI İNCELEMELERİ  Birey, yaşam sürecinin her anında ve her yerde kişiliğinden izler bırakır.  Davranışlarımızda, kişiliğimizden bir ipucu bırakmayan ne bir söz, ne de bir hareket düşülemez.  Sinirli bir insanın davranışlarıyla, sakin yaradılışlı birinin davranışlarının birbirine benzediğini düşünebilmek mümkün müdür hiç?  Hiddetli, neşeli, sakin kişilerin tepkileri arasında belirgin ayrılıklar olması herkese son derece doğal gelmektedir.  Şairlerin şiirlerinde, ressamların, bestecilerin eserlerinde kişiliklerinden yansımalar görülür.  Daha da ileri giderek bu paralellik beklenir ve aranır.
  • 8.  Bu açıdan bakarak YAZI NEDİR? diye sorarsak yanıt:  Yazı, bireyden yansıyan biçimdir. Öğrenilmiş bir teknik de olsa, uygulanış biçimiyle kendinden bir izdir.  Bireyin kendidir.  Ona özgüdür.  Onun damgasını taşır.  Onu vurgular.  Parmak izi gibi kesindir, kişiyi belirler.  Şahsiyet gibi tektir, bireyden bireye değişir.  İnsan kendini söz ve davranışlarıyla ortaya koyar.  Yazı, sözlerin sembollere dökülmüş biçimidir.  Yazı; bir hareketin ve bir davranışın sonunda ortaya çıktığına göre, bizden bir şeyler getirmesi doğaldır.
  • 9.  Birey günlük yaşamında sinirlilik gösteriyorsa, yazısında da bu sinirli yapının izlerini doğal olarak buluruz.  İşte kuramsal olarak bu yazıdan, yazan kişinin karakterini çözümlemek mümkün olabilir.  Yalnız tek bir koşulla: Yazı, bir uyarı ve zorlama sonucu değil, kendiliğinden ve akıcı olarak yazılmış olmalıdır (Altınköprü, 2003: 13-14).
  • 10.  Klasik okulun ustası Crepieux Jamin’e göre her yazıyı belirleyen 8 temel öğe vardır: 1. biçim, 2. yön, 3. eğim, 4. bastırma, 5. hız, 6. düzen, 7. akıcılık, 8. uyum ve ayrıntılar.
  • 11.  Bir yazının çözümlenmesini yaparken bilmemiz ve uygulamamız gereken bazı kurallar bulunmaktadır.  Unutmamalıyız ki, çözümlemesini yapacağımız yazı sahibinin gizlerine, sırlarına elimizi uzatmaktayız.  Bu yüzden hangi yetki ve koşulla olursa olsun yaptığımız işi büyük titizlik, engin bir hoşgörü ve tam bir iyi niyetle yapmak zorundayız.
  • 12.  Çözümleyeceğimiz yazı, kesinlikle kurşun kalemle yazılmış olmamalıdır. Dolmakalemle yazılan yazı tercih edilmelidir.  Yazı; bir uyarı veya zorlamayla değil, doğal şartlar altında, çizgisiz bir kağıda, imzalı ve tarihli olarak yazılmış olmalı, mümkünse zarfıyla birlikte incelenmelidir.  Yazı sahibinin özgeçmişi hakkında gerekli ve doğru bilgileri edinmeli; cinsiyetini, yaşını, sosyal durumunu ve öğrenim derecesini öğrenmeliyiz.
  • 13.  Bizden analiz isteyen kişilerin verdiği bilgilerden, doğruluğundan emin olmadığımız bilgilerden kaçınmalıyız.Bu tür bilgilerden etkilenmemeye, doğru ve emin bilgilerle çözümlememizi kuvvetlendirmeye çalışmalıyız.  Yazıyı, edindiğimiz ilk izlenimle değerlendirmemeliyiz. Derin ve detaylı bir inceleme sonucu ilk yargımızı değiştirmek zorunda kalabiliriz.
  • 14.  Bir tek ipucuyla yetinmemeliyiz. İncelemelerimiz sırasında daima aynı belirtiyi doğrulayan ipuçları aramalıyız. Derin bir incelemeyi gerekli buluyorsak, tek bir belgeyle yetinmeyip aynı kişiye ait iki yazı örneğini karşılaştırarak değerlendirmeliyiz.  Kararımızı en sağlıklı biçimde vermeye çalışmalıyız. Her an yanılma olasılığımızın olabileceğini düşünerek abartılı yargı ve tanımlamalardan kaçınmalıyız. Özellikle sonucu kişinin kendisine bildirmek gerektiğinde çok dikkatli ve nazik olmalıyız (Altınköprü, 2003: 68- 69).
  • 15.  Şüpheli daktilo yazılarının incelenmesi, inceleme konusu yazının yazıldığı şüphesini taşıyan daktilo veya daktilolardan elde edilen mukayese yazıların karşılaştırmalı incelemesi ile yapılmaktadır.  Bu inceleme daktilonun üretim sürecinde geliştirilen ya da sonradan kullanımla ortaya çıkan karakteristik özelliklerin incelemesiyle yapılır.  Daktilo yazıları incelemeleri esas olarak şüpheli ve incelemeye esas olan daktilodan elde edilerek gönderilen belgeler üzerinden yapılmaktadır.  Söz konusu daktiloların laboratuara gönderilmesi istisnai durumlarda istenmektedir (http://kriminal.izmirpolis.gov.tr/bls.html).
  • 16.  İmza; üstündeki metnin o kişi tarafından bilinip kabul edilmesi, onaylanması sonuçlarını doğuran ve sahibini alacak, borç ya da taahhüt altına sokan ayırt edici bir işarettir.  Bu niteliği ile de imza hukuki alanda büyük önem ve değer taşır.  İnkarı ve kime ait olduğunun belirlenememesi veya hatalı belirlenmesi durumunda maddi manevi telafisi imkansız zararlara yol açar.  Uzmanlar imza incelemelerinde çoğu zaman tereddütlere düşmekte, birbirine zıt raporlar verilmekte ve imzanın ne olduğu, ne şekilde atılması gerektiği konusunda mevcut hukuki düzenlemelere rağmen, yerleşmiş bir tatbikat olmadığı için sağlıklı sonuçlar alınamamaktadır.
  • 17.  İmza bir el yazısı formudur ve ayırıcı olma amacını taşır. İki çeşit imza vardır.  Kişinin normal el yazısı ile yazdığı (yazı) imzalar ve kısmen okunabilen ya da hiç okunamayan ayırt edici bir işaretten oluşan(şekilsel) imzalar.  Yazı imzalar tüm isim ve soyadı, ilk isim ve diğer isimlerin baş harfleri veya baş harfler ve soy isimden oluşabilir.  Baş harfler birbirine veya soy isme bağlanmış veya bağlanmamış ya da hepsi çeşitli karışımlardan meydana gelmiş olabilir.  İsim ve soy isim yazılarak atılan yazı imzaların dahi çoğu kez ayırıcı olmasına önem verilmekte ve imzaya örneğin kuyruk ya da çizgi gibi karakteristik simgeler ilave olunmaktadır.
  • 18.  İmzanın en önemli özelliği tümüyle aynı şekilde tekrarlanabilir olmayışıdır. En yetenekli kişiler dahi hiçbir zaman aynı hareketi aynı şekilde yapamazlar  Buna doğal çeşitlilik (natural varyasyon) denilmektedir.  Bu nedenle de iki imzanın üst üste çakışacak biçimde birbirinin aynı olması uzmanlarca taklit belirtisi sayılmaktadır.  Kaldı ki; imzanın yazıldığı yere, kullanılan yazı vasıtalarına (kalem, kağıt vs.), atıldığı şartlara ve hatta sahibinin ruhi ya da fiziki durumuna, kullanılan ele göre değişmesi kaçınılmazdır.
  • 19.  Bu özelliği nedeniyle ve bilhassa harf özelliği göstermeyen şekilsel imzalarda karar vermek çok zordur.  Zira el yazısı ne kadar değişirse değişsin bir takım harflerin şekil ve biçimlendirilişi (konstruksüyon) , örneğin bir [A] harfinde kullanılan çizgilerin boyut ve orantıları veya bir [g] harfinin gövde oluşumu ya da aşağıya doğru uzayan kuyruğunun yapılışı tamamen kişiye özgüdür ve ayırt edicidir.  Bu nedenle de el yazısı harflerinin kullanılmasıyla atılan yazı imzalarda kişinin bu harf karakteristiğinden yola çıkarak ve hatta karşılaştırma için sadece imza örneği değil yazı örnekleri de kullanılarak sonuca varılabilir.
  • 20.  Bu da incelemecinin işini kolaylaştıran ve kararın sıhhatini temin eden bir faktördür, çünkü bu takdirde yapılan karşılaştırma ve incelemenin bilimsel ve uluslararası standartlara oturtulabilmesi mümkün olur.  Ancak, Avrupa ve Amerika'nın aksine ülkemizde şekilsel imza atmak yaygın bir alışkanlık haline gelmiştir.  Bu durumda sadece bir yuvarlak, bir takım yatay veya dikey çizgiler, büklümler ya da zikzaklardan oluşan şekillerin ait olduğu bireyin ya da mahkemelerin çoğu kez sorduğu üzere hangi el ürünü olduğunun belirlenmesi çok karakteristik bir şekil olmadıkça imkansızdır.
  • 21.  Çok karakteristik şekillerde dahi verilen kararın isabeti tartışmalıdır ve bu artık incelemeyi yapanın sezgilerine ya da benzetme yeteneğine dayanan sübjektif bir hüküm olduğu için daima şüphe ile karşılanmaya mahkumdur.  Bilimde nesnellik (objektivite) yani her zaman, herkes tarafından aynı kabul edilebilir olma esastır.  Ülkemizde aynı imza hakkında farklı kararlar verilmesinin (bazen bir mahkeme dosyasında birbirine zıt 3-4 bilirkişi raporu dahi görülmektedir) en önemli sebebi de yazarak imza atma alışkanlığının olmayışıdır  (http://www.turkhukuksitesi.com/makale_706.h tm).
  • 22.  İmza kişinin belirlenmesi ve imza üstündeki metnin o kişi tarafından bilinip kabul edilmesi sonuçlarını doğurur.  İmza kontrollerinin sağlıklı olabilmesi ve sahteliklerinin önlenebilmesi için imzaların mutlaka el yazısı niteliğinde atılmaları, okuma yazma bilmeyenlerin ise mutlaka parmak izi kullanmaları gerekmektedir.
  • 23.  Ancak, ülkemizde birçok kişi imza atarken ad ve soyadını birlikte veya tek olarak yazmak suretiyle imza atmamakta, çoğunlukla bukle ve kıvrımlardan oluşan el yazısı görünümünden ziyade şekilsel karakter içeren imzalar atmaktadır.  Bazı kişiler ise imza ne kadar kısa olursa o kadar az vaktimi alır mantığıyla hareket ederek tek bir çizgi veya bukleden oluşan, imzadan çok paraf niteliği taşıyan imzalar atmaktadır.  Bu gibi durumlarda da belge inceleme uzmanları imzaların karakteristik yapılarının analizlerini yapmakta zaman zaman zorlanabilmektedir (Muş ve Sertçe, 2009: 359-361).
  • 24.  Okuma yazma bilen her birey, mutlak surette ya adı ve soyadının tamamını, ya adının baş harfi ve soyadının tamamını ya da adının tamamını ve soyadının baş harfini içerecek şekilde, el yazısı karakterlerinden oluşan ve taklidi zorlaştıran kişiye has karakteristik unsurlar içeren bir imzayı benimsemeli ve kullanmalıdır.  Yalnızca basit çizgisel hareketlerden oluşan bir imza kullanmak yerine ad ve soyadın yazılması dahi çok daha güvenli olacaktır.  İmzanın tüm özelliklerini havi ve gerçek anlamda örnek teşkil edebilecek imza, Mustafa Kemal Atatürk' ün imzasıdır.
  • 25.  Atatürk, imzasında ön adının baş harfini ve soyadının tamamını el yazısı karakterleriyle oluşturmuş, [t] harflerinin üzerinden geçen tek bir hat ve imzasının son bölümündeki [k] harfinin karakteristik tersimi ile imzasının kişiye has özelliklerini belirlemiştir.
  • 26.  El yazısı karakterlerinden oluşmayan ve basit çizgilerden oluşan imzanın taklidi kolaydır ve kimin tarafından atıldığını belirlemek her zaman mümkün olamamaktadır.  Kurumlar ya da kişiler bu tarzda imza atan kimselerin mutlaka ad ve soyadlarını da imzanın yanına yazdırmalıdırlar.  Böylece daha sonradan inkar edilmesi halinde imzanın ve el yazısının kime ait olduğunun belirlenmesi ve zararın tazmini çok daha kolay olacaktır (http://kriminal.iem.gov.tr/imza.htm).
  • 27.  Diğer bir husus, imza her zaman aynı biçimde atılmalıdır.  Belgeden belgeye, zamandan zamana değişmemelidir.  Resmi belgeye bir şekilde özel belgeye başka bir şekilde, neşeli olduğu zaman bir şekilde üzüntülü olduğu zaman başka bir şekilde atılmamalıdır.
  • 28.  Ancak, kişinin yaşı ve kültür düzeyi arttıkça imzasının yapısında da doğal gelişim ve değişimler olabilir.  Bu normaldir ve bu durum imza incelemelerinde dikkate alınması gereken bir husustur.  Şöyle ki, uzmanlarca yapılan imza incelemelerinde, imzayı taşıyan belge hangi tarihte düzenlenmiş ise kişinin o tarihe yakın zamanlarda atılmış imzaları mukayeseye esas alınmalıdır.  Bu şekilde yapılan incelemeler, daha sağlıklı sonuçların elde edilmesini sağlar.
  • 29.  Usulüne uygun atılmamış basit yapıdaki imzalar, imza sahteciliğine zemin hazırlamakta ve imza sahteciliğini kolaylaştırmaktadır.  Bu tür imzaların sahteliğinin veya kime ait olduğunun tespitinde sorunlar yaşanmaktadır.  Kötü niyetli kişiler, yasalarımızda imzanın nasıl atılacağı hakkında bağlayıcı hükümler olmamasından yararlanarak, istediği şekilde ve sayıda imza üretebilmektedirler.  Bu durum ise pek çok insanımızın mağduriyetine neden olabilmektedir.  (http://www.caginpolisi.com.tr/49/36-37.htm).
  • 30.  Dünyada ve ülkemizde adli imza incelemesiyle ilgili lisans veya ön lisans düzeyinde eğitim veren bir kurumun mevcut olmaması, bu alanda hizmet veren personel kaynaklarının çeşitli olmasını zorunlu kılmıştır.  Bu sebeple hattat, grafiker, fizikçi, mühendis, hukukçu, asker, polis, tıp doktoru, adli tıp uzmanı gibi meslek mensupları resmi veya özel laboratuarın kendi hazırladıkları eğitim programları çerçevesinde uygulamalı ve nazari eğitim sonucunda inceleme yapabilecek düzeye gelmektedirler.  Ülkemizde bu alanda hizmet veren Adli Tıp Kurumu, Emniyet ve Jandarma teşkilatları bünyesindeki laboratuarlarda ve bunların dışında özel inceleme yapan uzmanlar dikkate alındığında ülkenin genelindeki bütün incelemecilerin standart bir eğitimden geçtikleri söylenemez  (http://www.jandarma.tsk.tr/kriminal/turkish_internet/ fizin/dokuman/tez_dosyalar/salih.htm
  • 31.  Taklit Etmek Suretiyle Atılmış İmzalara Örnek  (http://www.grafolojibilirkisi.com/taklit- edilen-imza-ornekleri.html)
  • 32.  Örnek imzalar sayıca ne kadar çok ise mukayese o kadar başarılı ve sağlıklı olur.  Zira kişiye ait karakteristik unsurların belirlenebilmesi için o kişinin çok sayıda imza örneğinin incelenmesi gerekir.  Bir veya iki imza ile karara varmak hem zor hem de doğru değildir.  Bir kişinin ancak çok sayıda imzasında tekrarlandığı görülen özelliklerin o kişiye ait olduğu söylenebilir.  Bunların dışında kalanların ise tesadüfi olma olasılığı çok yüksektir.  (http://www.turkhukuksitesi.com/makale_706.h tm)