3. Gestalt, İngilizce'de "birleşik bütün" anlamına gelir ve genellikle bütünün, parçaların toplamından daha büyük
olduğu fikriyle ilişkilendirilir. Gestalt ilkeleri, insan beyninin görsel bilgiyi nasıl algıladığını tanımlayan birkaç
ilkeden oluşur. Bu teori şekil-zemin ilişkisi, yakınlık, benzerlik, tamamlama, devamlılık ve basitlik olmak üzere beş
temel ilke üzerinde şekillenmektedir. İnsanlar, özellikle de bu ilkeleri anlayan tasarımcılar, bilgiyi en etkili şekilde
ileten görselleştirmeler geliştirebilirler.
Bazı görseller aslında zihninizin algıladığından farklı görünüyordur. Gestalt ilkeleri, görsel algı için geçerlidir ve
beynin varsayılan olarak nasıl yapı oluşturduğunu detaylandırır. Örneklemek gerekirse, beyniniz bir cümlede
kullanılan her kelimenin yapısına zaten aşina olduğundan, bir makalede harfler yanlış yerleştirilmiş olsa da
bunları doğru okuyabilirsiniz.
Gestalt teorisi, görsel sanatçılar tarafından bilgiyi en etkili şekilde ileten görüntüler geliştirmek için kullanılır.
Aynı zamanda insan davranışının doğal örüntü arayışını bilimsel doğrulama ile de açıklayabilir. Tasarımcılar
yalnızca sezgi ve hayal gücüne dayalı grafikler ve kullanıcı deneyimleri oluşturmazlar. Çoğu tasarımcı içgüdüsel
şekilde Gestalt ilkelerine bağlı çalışır.
4. Gestalt okulu, psikolojik araştırmalara yaklaşımı yeniden
tanımlamak içim girişimlerde bulunan bir dizi teorik
(kuramsal) ve metodolojik (yöntem-bilimsel) ilkeler
üzerinde çalıştı. Bu, 20. Yüzyılın başında geliştirilen,
geleneksel bilimsel metodolojiye dayalı olan ve çalışma
konusunu, onun karışıklığını azaltma amacıyla ayrı ayrı
analiz edilebilecek bir dizi parçalara ayıran araştırmalara
terstir.
Gestalt kuramının ana bileşenleri olan Gestalt İlkeleri,
tasarımda görsel algıyı açıklamak amacıyla kullanılır. Bu
ilkeler şunlardır:
6. Ş İ İ İ İ
Bir nesneyi algılarken, sadece nesneyi değil, nesnenin üzerinde
durduğu zemini de algılama sürecine dâhil etmekteyiz. Örneğin
cam masanın üzerinde duran bir bardağı almak istediğimizde,
beynimiz bardağın cam bir zeminde durduğunu da görür ve
bardağı almak istediğimizde, bardağa uygulayacağımız
kuvveti, cam masanın üstünde durduğunu da hesap ederek
uygular. Bilincimiz her ne kadar bu olayı hesapladığımızı fark
etmese de beynimiz bunun hesabını refleks olarak yapar.
Tasarımda ise şekil zemin ilkesini uygularken bazen hem nesne
hem de zemin ayrı anlamlar ifade edebilir. Bu yüzden tasarımı
şekil-zemin ilkesi üzerinden gerçekleştirerek daha etkili
tasarımlar elde edebiliriz.
Şekil-zemin ilişkisini açıklamak için hazırladığımız görselde,
zemin olan kırmızı bölge şekil olan yaprak ile birleşmiş ve bu
birleşmenin sonucu olarak kırmızı bölge kendi başına ‘A’
harfini ifade etmeyi başarmıştır.
7. İ İ
Algılama sürecinde beyin, bir devamlılık, ritim, süreklilik gösteren
hareketleri ve şekilleri algılamaya meyillidir. Tasarımda ise ardı
ardına düzen halinde yerleştirilmiş nesneler, göz tarafından
algılanma olasılığı oldukça yüksektir.
Devamlılık ilkesini anlatmak için hazırlamış olduğumuz görselde,
elips şekildeki nesnenin 30 derecelik açı ile belirlenen merkez
noktasından 360 derecelik bir tekrarı bulunmaktadır. Ortaya çıkan
şekil işe algılama sürecinde oldukça etkileyici bir şekildir.
8. İ İ İ
Beyin algılama sürecini gerçekleştirirken, birbirine biçimsel olarak
benzer veya aynısı olan nesneleri, birbiriyle beraber algılamaktadır.
Örneğin portakalların arasındaki elmaları, bir bütün olarak görür ve
algılar. Ya da elma olmasına rağmen, kırmızı ve yeşil elmaları renk
farklılıklarından bir küme haline getirerek diğer farklı renklerden
ayırır ve böyle algılar. Bu ilkede asıl önemli olan algılama yapacakken
ortamda olan nesnelerin birbirleri arasındaki farklıkları oldukça
önemlidir. Tasarımda ise, büyüklük, renk, form, şekil, uzaklık, gibi
ayrıştırıcı özellikler tasarımı algılayan kişiler tarafından
gruplandırılırlar.
Benzerlik ilkesini açıklamak için yapmış olduğumuz görselde, şekiller
aynı olmasına rağmen renk olarak farklıdırlar. Bu da tasarımın
algılama sürecinin renk konusunda ayrıldığı ve aynı renkte olan
nesnelerin bir küme olarak algılandığını söyleyebiliriz.
9. İ İ İ İ
Simetri, nesnelerin birbirlerinin bir düzlem üzerinde birebir aynı
şekilde yansımasına denmektedir. Simetri algılama sürecinde ise
oldukça dikkat çeken bir özelliktir. Gestalt ilkesine göre simetri
algılama sürecinde bir bütünlük temsil etmektedir. Tasarım yaparken
simetri özelliğinden yararlanılması, tasarımın daha düzgün ve bir
bütün algılanmasına sebep olmaktadır.
Simetri konusunu açıklamak için tasarladığımız görselde, üç kenarlı
yıldız formunun yatay eksende birbirinin yansıması olan iki şekli,
birleştirerek gerçekleştirdik. Ortaya çıkan estetik şekil ise simetrinin
gücünü kanıtlar nitelikte.
10. İ İ
Tamamlama ilkesi, beynin boşlukları doldurma, boşluklara anlam yükleme
özelliğinden kaynaklanan algı ilkesidir. Beyin, arada kalmayı, anlamlandıramamayı
çok sevmez ve yapmaz. Beyin için boşluk kavramı çok sevilmez. Bunun temel sebebi
beynin, bir bilinmeze/boşluğa anlam yüklemesinin, bu eylemi yapmamasından çok
daha fazla avantaj sağlamasıdır. Bu konuyla ilgili bir diğer örnek ise pareidolia
kavramıdır. Pareidolia nesnelere hatalı anlam yükleme anlamına gelmektedir.
Örneğin bir bulutu insan şeklinde görmek, ya da karanlıkta sandalyemizin üzerinde
duran kıyafetimizi canavar sanmamız gibi algılama davranışlılarıdır. Beyin bu
davranışımızı aslında ilkel dürtülerle gerçekleştirmektedir. İlkel dönemdeki insanın,
dış çevreler sebebiyle ölüm oranı çok yüksekti. Bu sebepten kaynaklı insanın sürekli
tetikte olması gerekmekteydi. Bir çalılıkta kendini avlamak isteyen avcıyı fark etmesi,
savaş veya kaç davranışını gerçekleştirmesi hayati önemi bulunmaktaydı. Bu yüzden
çevredeki çoğu nesneye hatalı anlam yükleyerek, bilinmezleri kendince
anlamlandırarak, tetikte kalma oranını arttırmış ve bu özelliği hala günümüzdeki
insanlara aktarabilmiştir. Tasarımda ise insan beynin boşluklara anlam yüklemesi
özelliğinden yararlanarak boşlukları en etkili bir biçimde kullanmamız mümkündür.
Hazırladığımız görselde Tamamlama ilkesini beşgen şekillerle anlatmaya çalıştık.
Beşgen şekillerin kesim noktaları, bir boşluk oluşturmaktadır. Bu boşluk tam
anlamıyla bir kalp olmasa da beynimiz diğer birleşmeyen noktaları otomatik olarak
birleştirerek bir kalp şekli anlamı ortaya çıkarmıştır.
11. İ İ
Yakınlık ilkesine göre beynimiz, bir nesneyi algılarken diğer
nesnelerle olan yakınlığını gruplar ve birbirine yakın olan nesneleri
algılar. Örneğin pazar yerindeki tezgâhlardan, az kalmış dağınık
olanı değil, birbirine yakın toplu şekilde duran meyvelerin
bulunduğu tezgâhı öncelikli algılarız.
Yakınlık ilkesini açıklamak için hazırladığımız görselde, aynı
biçimde ama farklı konumlandırılmış şekiller arasından, birbirlerine
yakın olan şekillerin daha öncelikli algılandığından bahsetmek
doğru olacaktır.