Se ha denunciado esta presentación.
Se está descargando tu SlideShare. ×
Anuncio
Anuncio
Anuncio
Anuncio
Anuncio
Anuncio
Anuncio
Anuncio
Anuncio
Anuncio
Anuncio
Anuncio
Próximo SlideShare
Motivasyon
Motivasyon
Cargando en…3
×

Eche un vistazo a continuación

1 de 27 Anuncio

Más Contenido Relacionado

Similares a Degisim (20)

Anuncio
Anuncio

Degisim

  1. 1. EYLEM 1
  2. 2.  Günümüzün hızlı değişen kompleks ortamında  Geçmişin kuram ve kavramları ile değil, geleceğin kuram ve kavramları ile düşünmeye çalışmalıyız.  Bu tür düşünce sistematiği değişime dönük, dinamik ve esnek bir yaklaşım gerektirir. EYLEM 2
  3. 3.  Düşünce sistematiğini oluşturan inançlar genelde değiştirilmesi zor parametrelerdir.  Bunların çoğu bilinçli değildir.  Bir yere yazılmamış, sözcüklerle açıklanmamıştır.  Genelde bunları savunma durumunda kalmayız ve sorgulama eğiliminde hiç olmayız.  Genel olarak inançlarımızın nereden çıktığını ve neye dayandığını dahi bilmeyiz.  İnançlar zamanla edinilen deneyimlerin bir karışımı veya insan ilişkilerini algılayış ve uygulayış tarzlarımızıdır.  Gerçekte bu deneyimler ve ilişkiler daima geçmişte yaşanır ve geçmişin koşullarına bağlıdır.  Gelecek bize yeni ortamlar ve koşullar getirecektir. EYLEM 3
  4. 4.  Oldukça karmaşık ve direniş gücü olan bir yapıyı dönüştürebilmek için, düşünce sistematiğini sürekli olarak sınamak bir gelişme sistematiğinin temeli olmalıdır.  Varsayımların ve yorumların ifade edilmesi, paylaşılması ve sorgulanması başarılı bir performans örgütü için gerekli olan koşulları ortaya çıkartacaktır.  Bu başlıklar geniş bir düşünce yelpazesine sahip gruplar arasında tartışılmalıdır.  Bu tartışmaların son uçları performansı arttıracak şekilde kullanılmalıdır.  Bu süreç çalışmaz ise insanların performansı geliştirme şevkleri kırılacak, ayrıca güveni de baltalayacak bir alaycı grup oluşacaktır. EYLEM 4
  5. 5.  Bir düşünce sistemi geliştirdiğimizde buna meydan okuyan gelişmeler karşısında direnç gösteririz.  Dün işe yarayan, bu gün de yaradı ise, yarın da yaramalıdır.  Görünüşte doğru, gerçekte ise hatalı bir varsayım.  Hızla değişen rekabetçi bir ortamda bu varsayım ciddi tehlikeler yaratabilir.  Bunun yerine düşünce sistematiğimizi esnek ve değişebilir (Kompleks) yapıya oturtmalıyız. EYLEM 5
  6. 6.  Son olarak ne öğrendim  Son dönemde hangi konularda fikrimi değiştirdim  En son ne zaman varsayımlarım tamamen yanlış çıktı  Düşünce şeklimde bir farklılık hissediyormuyum?  Son zamanlarda kafa yapımla ilgili bir sorgulama yaşadım mı?  Son dönemde geçmiş dönemdeki performansımı yetersiz gösteren ne öğrendim?  Benden çok farklı düşünen kimler var? Onlardan bir şey öğreniyormuyum?  Deneyimlerim düşünce tarzımı değiştirmemi gerektiriyorsa bu doğrultuda çaba harcıyormuyum? EYLEM 6
  7. 7.  Düşünce tarzı son derecede önemlidir. Algılama, yorumlama ve hareket etme olanağı sağlar. Bundan yoksun olunduğunda, dünün olaylarını ve sorunlarını bugüne bağlayacak; › Tahminler için bir temel › Organize etmek için bir iskelet yapı › Harekete geçmek için bir kılavuz bulunmaz. Kılavuzluk edecek bir temel inanç sisteminden yoksunluk her karar için yeni bir analiz gerektirir. EYLEM 7
  8. 8.  Güvenilir bir inanç sistemi ile, › Neden ve sonuca ilişkin tahminler yürütebilir, › Sistemin nasıl çalıştığını açıklayan modeller geliştirebilir, › Örgütsel yapının özünde bulunan karmaşıklıklara düzen getirilebilir. EYLEM 8
  9. 9.  İnançlarımızdan kolay vazgeçmemizi sağlayan şey bunlara tutunmanın daha az riskli olduğu şeklindeki diğer bir inancımızdır.  Bu nedenle başlangıçta karlı olan ve büyüyen şirketler bu koşulların daima geçerli olacağı şeklinde bir inanç beslerler.  Gerçekte ise karlı ve büyüyen bir şirketin koşulları artık farklıdır ve büyümeyi sağlayan teknikler artık geçerli değildir. EYLEM 9
  10. 10.  Mevcut düşünce ve eylem tarzlarını sorgulayan becerileri ve inisiyatifleri engellemek.  Bilgiyi geçmişteki deneyimlerle tutarlı bir şekilde yorumlamak  Çelişkili bilgiyi tutarlı hale getirmek ve tutarsız verilerin geçerliliğini dikkate almamak  Etkin şekilde inançları destekleyici bilgi ve deneyime yönelmek  Benzer kafa yapılı insanlar ile birlikte olmak ve çalışma ortamı yaratmak  Karşı düşünceleri irade dışı olarak tehdit olarak algılamak  İfade edildiklerinde karşıt düşüncelere saldırgan bir tutum takınmak  Doğru olmanın öğrenmekten daha önemli olduğu yapılar yaratmak  Süreç içinde öğrenen bir katılımcı olmak yerine statükoyu savunan bir rol benimsemek  Hataları cezalandırarak, farklı düşünme ve davranma mekanizmalarını kilitlemek. EYLEM 10
  11. 11.  Şirketler başarılı oldukça yöneticiler düşünce sistematiklerine daha fazla güven duymaya başlarlar.  Giderek bu düşünce sistematiğinin temel olduğu bir yapı oluşur.  Düşünce ve şirket yapısının birbirine desteklemesi giderek bu yapının gerçekçi değerlendirilmesi olanağını ortadan kaldırır. EYLEM 11
  12. 12.  Bu sendromu Roma, Bizans, Abbasi ve Osmanlı İmparatorlukları, FORD, GM, IBM şirketleri yaşadılar. Kendilerine başarı getiren düşünce ve eylem sistemlerinden vazgeçmediler ve dramatik sonuçlar yaşadılar. › “Eğer gerçeklerden bu kadar uzak isek nasıl bu kadar başarılı olabiliyoruz?” › “Teoriler kitap üzerinde güzel de pratiğin gerçekleri farklı” › “Sonuç almak önemli ve biz iyi sonuçlar alıyoruz. Kuramsal tartışmalara zaman ayıramayız.”  Böylece düşünce sistematiği ile uygulama sistematiği birbirini pekiştirdiğinde varsayımların sorgulanması olanağı azalır ve sistem kendini korur. EYLEM 12
  13. 13.  Hiçbir şey başarı kadar başarısızlığa neden olamaz.  Başarı bir pekiştiricidir ve aynı yöntemlerin daha yoğun kullanılmasına yöneltir.  Bir zamanlar en büyük gücümüz olan faktörler artık başarısızlığımıza çalışır fakat bunu algılamakta daima geç kalırız.  Böylece bir değişim gereği ciddi başarısızlıkların yaşanmasından sonra ortaya çıkar.  Gerçekte olayın böyle yaşanması gerekmez.  Olaylara stratejik bir düşünce tarzı ile proaktif olarak geleceğe dönük olarak yaklaşırsak, bu günün başarıları bizi fazla etkilemeyecektir.  Bu düşünce tarzı kararların güncel gelişmelere göre verilmesine engel olur. EYLEM 13
  14. 14.  Hataların yüzde sekseni ciddi bir sorun ve maliyet getirmeyecek marjinal hatalardır  Bunların tolere edilmesi organizasyon için önemli öğrenme olanakları yaratır.  Öngörülebilir hatalar daima kontrol altındadırlar ve tolere edilebilirler.  Ciddi sonuçlar yaratan hatalar ise zaten kontrol edilemeyecek sıra dışı hatalardır ve öngörülemezler.  Ciddi sonuçlar doğuracak stratejik hatalar da daima üst yönetim kademesi tarafından yapılır. Bunu engellemek yönetimin de takım çalışmasını gerektirir.  Çelişkiyi yaşamak ve çelişkiye katlanmak vizyonu geliştirir  Stratejik düşünce sisli bir deniz üzerinde bir kaptanın sürekli olarak önünü izleyerek bir yol bulabilme çabasıdır. EYLEM 14
  15. 15.  Bu da sürekli olarak izlemeyi, anlamayı, yorumlamayı, öğrenmeyi ve uygulamayı gerektirir.  Proaktif liderlik sürekli sorgulama ve yeniden yorumlama ile gerçekleşir.  Mevcut çevrenin kör edişinden kaçınmamın en etkili yolu, karşıt bir çerçeveyi benimsemektir.  Çelişki ile yaşayan, çelişkiye katlanabilen, çelişkili modeller kullanabilen daha fazlasını görür ve düşünür.  Düşünce tarzını sorgulamak ve güncelleştirmek cesaret ve samimiyet gerektirir.  İnançlara bağlanmak sağlıklı bir tutumdur. Hepimiz insan olduğumuzdan inançlarımızı samimi bir şekilde irdelemek yerine korumaya eğilim gösteririz.  Düşünce sistematiğini korumak var oluşun temel olgularından birisidir.  Kimse inançlarını değiştirmiyor diye suçlanmamalıdır. Var oluşunun gereğini yapmaktadır. EYLEM 15
  16. 16. DEĞİŞİMİ YENİ BİR DÜŞÜNCE SİSTEMATİĞİ İLE TASARLAMAK EYLEM 16
  17. 17.  Değişime neden direnilir? › Organizmalar genel olarak dengelerini korumaya çalışır ve değişime direnir. › Örgütler de insan-makine sistemlerinde oluşan organizmalardır ve onlar da değişime direneceklerdir. › Değişim önderleri örgütlerin değişime direneceklerini esas alarak değişimi tasarlamalıdır. › En tepeden en alt düzeye kadar bütün organizasyon birimleri geçmişteki deneyimlerini kapitalize etmişlerdir ve bunu açık veya gizli koruma eğilimindedirler. › Bilinmeyenden kaçınılır ve herkes en iyi yaptığını yapmak eğilimindedir ve bunlar da geçmişte yaptıklarıdır. › Değişimin başarısı için insanları sahip oldukları bilgi ve becerileri yitirmeyeceklerine fakat bunların yanına yenilerini ekleyeceklerine ikna etmek gerekir. EYLEM 17
  18. 18.  Bir organizasyon, insanların ekonomik veya sosyal bir amaç uğruna sistemli bir düzen ve öngörülebilirlik yarattıkları bir yapıdır. Bu yapı bireysel davranışları standartlaştırır.  Çok farklı karakterdeki insanlar organizasyon içinde rolleri ile uyumlu ve benzer hareket etme eğilimi gösterirler.  Yapı, hangi davranışların kabul edilebilir hangilerinin ise kabul edilemez olduğunu tanımlar.  Buna ayak uyduramayanlar ya değişmek ya da organizasyonu terk etmek durumundadırlar.  Hemen her organizasyonda farklı davranmak isteyen fakat mevcut yapının kurallarına uymayı daha güvenli ve ödüllendirici bulanlar vardır.  Örgütsel değişim daima bu değişim bireysel çıkarları destekleyecek yönde olacağı konusunda ikna edici olursa başarıya ulaşabilir. EYLEM 18
  19. 19.  Birçok insan mevcut sisteme uymanın, işleri bu sistem içinde yapmanın ve işbirliği içinde takım oyuncusu olmanın, organizasyonun temel yapısını değiştirmek yolunda denemeler yapmaktan daha ödüllendirici olduğunu görecektir.  İnsanlar kendilerinden beklenen davranışları birtakım yollarla anlarlar.  Onlara doğrudan veya dolaylı olarak, kendilerinde ne beklendiği, nasıl para kazanacakları ve nasıl ilerleyecekleri öğretilir.  İşlerini tehlikeye atmadan üstleri ile açıkça konuşup konulamayacaklarını, en önemli kuralların neler olduğunu, kurallara uymada yetersiz kalmanın müeyyidesinin ne olduğunu çabucak öğrenirler. EYLEM 19
  20. 20.  İnsanlara, › Politikalar, › Prosedürler, › Liderlik tarzları, › Paylaşılan değerler, › Kurum alışkanlıkları, › Sorun çözme yöntemleri, ve benzer yollarla yoldan kendilerinden ne beklendiği öğretilir.  Bunlar uydukları ve uymadıkları durumlarda başlarına ne gelebileceği söylenir.  Bu öğretiler doğrudan veya dolaylı, yumuşak veya sert bir üslupta olabilir. EYLEM 20
  21. 21.  Örgüt performansını değiştirebilmek için, geçmişin başarılarını yaratan yapıların da değiştirilmesi gerekecektir.  Aynı veya benzer uygulamaları devam ettirip, farklı sonuçlar beklemek anlamsız olacaktır.  Stratejik başarı için, farklı yapı ve davranış şekillerinin yalnızca arzu edilir değil, gerekli ve kaçınılmaz olduğunu belirten ikna edici mesajlar oluşturulmalıdır.  Çalışanlar, yapıda köklü değişimlerin gerçekleştiğini algılamadıkça ve bunların başarısına inanmadıkça köklü değişimler gerçekleştirilemez ve sürdürülemez. EYLEM 21
  22. 22.  Tüm karmaşık girişimlerde olduğu gibi, öğrenme de bir örgüt yapısını değişiminde kilit yaklaşımdır.  “Doğru” veya “Eniyi” yaklaşım diye bir şey olmadığını kabul ederek değişecek örgütün temel özelliklerini ve davranış şekillerini öğrenerek başlamalıyız.  Örgütsel yapının hangi davranışları desteklediği, diğerlerini nasıl engellediği konusunda net bir bilgiye sahip olunmalıdır.  Anahtar altyapıların hedeflerimizle uygunluklarını test etmeliyiz.  Değiştirildiklerinde performansı doğrudan etkileyecek olan kilit yapıları tesbit ederek sistemin esnekliklerini belirlemeliyiz.  Mevcut uygulamaların istenmeyen etkileri kadar istenen etkilerini de anlamaya çalışmalıyız. EYLEM 22
  23. 23.  Buna karşılık bu değişim bir zorlama ile uygulanmamalıdır. Sistemler değişime zorlandıkça değişime direnirler  Genellikle bir organizasyonda değişimi kolaylaştırmak için insanların eski alışkanlıklarını sürdürmelerini zorlaştırmak,  Yeni performans ölçü ve tekniklerini gündeme getirmek yararlı olacaktır.  Sistemin değişime direnme iradesinin etkisi azaltılırsa, yeni örgütsel beceriler yaratma yeteneği de o ölçüde aratacaktır.  Pek çok durumda başlangıç noktasını fazla uzaklarda aramamız gerekmeyecektir.  Küresel sistemin dinamikleri bütün kuruluşlar için ciddi bir değişim ihtiyacının her geçen gün artarak gündeme geldiğini ortay koymaktadır. EYLEM 23
  24. 24.  İşbirliği ve takım çalışmasını vurgulayıp, rekabete dayalı insan kaynakları teknikleri uygulanmamalı,  İnsanları değişmeye ve risk almaya teşvik edip, başarısızlıkları cezalandıran performans değerlendirmeleri yapmamalı,  Değişimin gerekliliği üzerine söz edip, değişkenliğin nedenleri üzerinde bilgisiz ve bilinçsiz olmamalı,  Çalışanların risk ve inisiyatif almalarını savunup, çalıştıkları süreçlerin yönetimine önemli katkılar yapmaları engellenmemeli,  İletişim sorunları üzerinde ısrarla durulup, mali performans veya müşteri beklentileri konusunda duyarsız kalınmamalı,  İlgili, işine sadık ve kendini işine adamış çalışanların öneminde söz edip, onların inisiyatiflerini kısıtlayan ödül ve ceza sistemleri getirmemeli,  Performans değerlendirmeyi bir gelişim aracı olarak önerip, tehdit, korku ve iç rekabet yöntemlerini gündeme getirmemeli,  Örgüt ve performans geliştirme tekniklerini uygulayıp, temel kurumsal değerlerle çatışıp çatışmadığı gözden kaçırılmamalı. EYLEM 24
  25. 25.  Performansları dikkati çeken kuruluşlar bulunmaktadır ve bunlar başarıya kendi üsluplarınca ulaşmışlardır.  Başka şirketlerin başarılarını taklit etmeye çalışan şirketlerde sonuçlar beklenenden çok kötü olabilir.  Bazı girişimler pahalı ve etkin olmayan bürokrasiler ile sonuçlanabilir.  Büyük insanları taklit ederek büyük insan olunmayacağı gibi, başka kuruluşların en iyi uygulamaları da başarıyı garanti etmez.  İthal ilaçlar ile tedavi olmak yerine, stratejik durum değerlendirmesi yapmak, öğrenmeyi destekleyen araçları ısrarla kullanmak, örgüt içindeki her grubun katma değeri ve performansı arttıracak şekilde çalışmasını sağlamak değişimin sürekli bir gelişim hareketi olmasını sağlayacaktır. EYLEM 25
  26. 26.  Bir örgütteki kişilerin duygu ve düşünceleri büyük ölçüde organizasyon yeteneklerini etkiler.  Bu davranışlar bazı durumlarda olumlu veya olumsuz olarak değişim stratejilerini etkileyecektir.  Pek çok yönetici insanların duygularından bağımsız davranabileceğine inanır.  “gerçeklerle uğraşmak”, “Duyguları kapının dışında bırakmak” pek çok organizasyonda değer verilen fakat gerçekçi olmayan özelliklerdir.  Stratejik değeri olan davranışlar daima duygulardan etkilenecektir. Strateji geleceğe karşı sezgisel ve duygusal bir yaklaşımdır. Sanıldığı gibi analitik tekniklere bağlı değildir.  Bu nedenle değişim stratejilerinde insanların duygularından olumlu olarak yararlanabilmeyi becermek gerekecektir.  Duyguları ikinci plana bırakmak, bunlarla etkin bir şekilde başa çıkabilmek yeteneklerinin gelişmemiş olmasından kaynaklanır. EYLEM 26
  27. 27.  Örgütsel başarının arkasında çalışanların duygularını işlerine katması beklentisi bulunur.  Çalışanların kendilerini “şirket sahipleri” gibi hissetmeleri ve “işlerine şevkle koşmaları” onlardan duygusal davranmalarını beklemektir.  Liderlerin, başkalarının duygularını anlamaları ve sevecen olmaları da duygusal bir yaklaşımdır.  Gerçekte her grubun işine duygusal olarak yaklaşmasını bekleriz. Onaylanmayan, insanların duygularını ortaya dökmeleridir. Sadece işleri ile ilgili duygularını ifade etmeleri tercih edilir.  Gerçekte ise insanların duygularını ifade etmelerine olanak vermek örgütün performans ihtiyaçlarına hizmet edecektir. EYLEM 27

×