Publicidad
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Publicidad
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Publicidad
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Publicidad
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Publicidad
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı
Próximo SlideShare
KRİZ YÖNETİMİNDE İNTERNETİN KULLANIMI VE ÖNEMİKRİZ YÖNETİMİNDE İNTERNETİN KULLANIMI VE ÖNEMİ
Cargando en ... 3
1 de 22
Publicidad

Más contenido relacionado

Publicidad

Kurumlarda Sosyal Medya Kullanımı

  1. KKKUUURRRUUUMMMLLLAAARRRDDDAAA SSSOOOSSSYYYAAALLL MMMEEEDDDYYYAAA KKKUUULLLLLLAAANNNIIIMMMIII Yapı Kredi Bankacılık Akademisi için hazırlanmıştır.
  2. Sosyal Medya Artık Hayatımızın Bir Parçası Sosyal medyanın hayatımızdaki yeri ve etkisi gün geçtikçe artıyor. Jan Kietzmann tarafından kimlik, diyalog, paylaşım, erişebilirlik, ilişkiler, topluluklar olmak üzere altı başlıkta sıralanan ve sosyal medya deneyiminin farklı yönlerini kapsayan özellikleri, bir bakıma onun neden bu denli ilgimizi çektiğini de açıklıyor: Kimlik: Sosyal medya, kimlik kavramının ilk anlamının değişmesine neden oldu. Gerçek kimliklerin yanı sıra, artık kişilerin sanal ortamlarda yansıttıkları kimliklerini ifade eden sanal kimlikler de ortaya çıktı. Sosyal medya sayesinde, insanlar istediği ulusu, istediği etnik kimliği destekleyebiliyor ve fiziksel sınırların kalkmasıyla da kişiler kimliğini seçme şansını yakalıyor. Ancak gerçek kimliklerin sanal kimliklerle çatışması durumunda yasal problemlere karşı kimlik paylaşımı ve mahremiyetin korunması konularına hassasiyetle yaklaşmak, sosyal medya seçimi ve kullanımı sırasında bu konuları dikkatle ele almak gerekiyor. Diyalog: Sosyal medya, ortamlarında kullanıcıların enformasyonu sadece alabildikleri bir ortamdan enformasyonu sağlayabildikleri, hatta sohbet, konuşma ve tartışma yaratabildikleri bir ortama geçişi sağlar. Sosyal medyada diyalog, sosyal medya kullanıcılarının diğer kullanıcılarla karşılıklı iletişime geçmesi anlamına gelir ve sosyal medyanın kullanıcıları arasında iletişim sağlaması, bu ortamın önceliği olarak görülmektedir. Paylaşım: İnsanlar daha çok arkadaş edinmek, daha çok gruba ait olmak için diğerleriyle sosyal medya kanalları aracılığıyla paylaşımda bulunur. Sosyal medya sayesinde bilgi paylaşımı tüm dünyada artmıştır. Erişebilirlik: Sosyal medya, gerçek dünya ve sanal dünya arasında köprü vazifesi görmektedir. Kullanıcılar sosyal medya aracılığıyla diğer kullanıcılarla etkileşim içine girebilir, ticaret yapmak için bağlantıya geçebilir ve gerçek dünyaya ait birçok bilgiye ulaşabilir. İlişkiler: İlişkiler sosyal medyayı sosyal yapan öğedir. Sosyal medyayı geleneksel medyadan ayıran en önemli özelliği insanların diğer insanlarla çift yönlü ilişki kurmasına izin vermesidir. İlişkiler, sosyal medya yelpazesinin en önemli taraflarından birini oluşturmaktadır. Topluluklar: Sosyal medya ortamında toplulukları oluşturan kişiler etkili bir şekilde birbirleri ile ilişki kurar. Topluluk üyeleri, ilgilerini çeken ortak fotoğrafları, siyasi konuları veya favori televizyon şovlarını bu topluluklarda birbirleri ile paylaşır ve fikir alır.
  3. Kurumlar Açısından Sosyal Medya Kullanımı Geniş kitlelerin ağlarla buluşmasını mümkün kılan sosyal medya, sosyalliği ön plana çıkaran nitelikleriyle kurumlara da bireyler gibi sanal ortamda var olma, bilgi alma-verme, paylaşımda bulunma fırsatı sunar. Kurumların ilgili kitleleriyle etkili iletişim kurabilmeleri için reklam ve halkla ilişkiler uygulamaları için birçok iletişim kanalını kullanmaları, sosyal medya ortamı için ayrı stratejiler geliştirmeleri, günümüzde zorunluluk haline gelmiştir. Sosyal medya araçlarında demografik bilgiler, davranışsal özellikler, kullanım saatleri gibi kategorilere ayrılmış hedef kitleler oluşturulabilmesi nedeniyle bu ortam, farklı sektörlerden ve uzmanlık alanlarından kişiler için ideal bir ortam olarak görülmektedir. Ancak Murat Kahraman’ın Sosyal Medya 101 (MediaCat Yayınları, 2010) kitabında belirttiği şekliyle, sosyal medyayı kullanacak kurumların birtakım yöntemlere dikkat etmesi gerekir: İzle: Kurumların markaları, ürünleri, rakipleri hatta kendileri hakkında diğer insanların neler konuştuğunu, hangi konularda tartıştıklarını bilmesi için geleneksel medyanın takibi konusunda çok fazla emek ve para harcarken, en az onun kadar etkili olan ve müdahale edebilecek bir mecrayı önemsememesi büyük bir eksikliktir. Kurumlar, izleme işlemini detaylı ve düzenli yapabilmek için bir kısmı ücretli olan bazı servisler kullanabilir. Dinle: Sosyal medyayı izlemeye başladıktan sonra kurum hakkında konuşulanlar öğrenilebilir. Sosyal medyada kurumların hangi noktada sohbete dahil olacağı, nereye kadar dinlemekle yetineceği ise sohbetin ilerleyişi ve kurumun genel iletişim stratejisine bağlıdır. Katıl: Kurumların, sosyal medyanın bir parçası olmak ve bu şekilde kabul görmek için kendileriyle ilgili konuşulanlara katılmaları gerekir. Bunu yapmak için farklı yöntemler mevcuttur. Bunlar; kurumsal katılım ve kişisel katılım olarak düşünülebilir. Kurumsal katılım, sosyal medyada kurum ya da marka olarak bulunmakla ilgilidir. Kurumsal bir dil ve kurumsal görüşler dile getirileceği zaman kurum veya marka adıyla istenilen sitelerde bulunmak faydalı olacaktır. İkinci yol ise sosyal medyada kurumsal bir kimlik yerine kurumu temsil eden yetkili bir kişi üzerinden iletişim kurmak olacaktır. Her iki yolla da kurumlar pazarlama iletişimi taktiklerini kullanarak bu mecralar aracılığıyla pazar paylarını artırabilir. Sosyal medya doğru bir şekilde yönetildiği takdirde kurumlar açısından faydalı sonuçlara ulaşılır. Kurumlar, sosyal medya aracılığıyla en kısa sürede, düşük maliyetlerle, hedef kitleleriyle aynı anda etkileşime girme avantajına sahip olabilmekte, böylelikle hedef kitlelerin beklentileri, kurum hakkındaki olumlu ya da olumsuz düşünceleri öğrenilerek pazarlama iletişimi çalışmaları gerçekleştirilmektedir. Bunun yanı sıra kurumlar, ürünlerinin marka bilinirliğini sağlama ve artırmaya yönelik faaliyetlerde de bulunur. Sosyal medya uygulamaları aracılığıyla kurumlar, internet teknolojisinin sunduğu iletişim imkanlarını kullanarak marka bağlılığını ve satış gelirlerini artırma yoluna gidebilirler. Kurumlar, daha etkili iletişim kurmak amacıyla sosyal medya araçlarından yararlanır. İletişime ek olarak diğer amaçlar ise:  Müşteri değeri oluşturmak,  Ürün ve/veya marka bilinirliğini artırmak,  Rakipleri ve trendleri görmek için takip edebilme imkanı bulmak,  Ürünlerin teşhiri için yararlanmak,  Pazarlama çalışmalarında verimliliği artırmak şeklinde sıralanabilir.
  4. Sosyal medya, kurumlara hedef kitlelerini takip edebilme imkanı sağlayarak, aynı anda milyonlarca müşteriyi yönetme, onlara bilgi verme ve diyalog kurma fırsatı sunar. İçerik paylaşan birçok kişi satın alınan marka veya ürünle ilgili deneyimlerini sosyal platformlarda farklı kişilerle paylaşmakta, bunun sonucunda ürün ya da marka ile ilgili olumlu veya olumsuz söylentiler çok hızlı bir şekilde sayısız kişiye ulaşmaktadır. Bu nedenle sosyal medya platformlarının, tüketicilerin satın alma karar süreçlerini dikkate alarak çalışmalar yapması gerekir. Sosyal medya kampanyaları, satın alma öncesi çabalar da dahil olmak üzere satın alma kararını etkileyen, tüm pazarlama süreçlerini kapsayan bir geri dönüşüm mekanizmasına sahiptir. Sosyal medya bağlantıları, sosyal medya geri dönüşümü çemberinde tekrar satın alma sürecine geri götürmekte veya müşteri sadakatini doğrudan desteklemektedir. Sosyal medya kampanyaları ürün ya da markaya yönelik pazarlama faaliyetlerinin hedef kitleye erişimi bakımından oldukça etkilidir. Sosyal Medyanın Zaman İçinde Gelişimi Son 10-15 yıl içerisinde sosyal medyada olanlara baktığımızda hızlı gelişim daha net anlaşılabilir. Peki, mevcut durumda rakamlar nasıl? 2014 yılında We are Social adlı sosyal medya ajansının yürüttüğü araştırma tüm dünyada ve Türkiye’de internet ve sosyal medya kullanım istatistikleri hakkında fikir sahibi olmamızı sağlıyor:  Dünya üzerinde 2,5 milyar insan internet kullanıyor. Bu kullanıcıların 1,8 milyarının sosyal medya ağlarında hesabı var.  Kıtalar arası bazda internet kullanımında Kuzey Amerika % 81’lik bir oranla başı çekiyor. İnternet kullanımının en az yaygın olduğu bölge ise Güney Asya (% 12).  Yalnızca 2013’te, 135 milyon insan daha sosyal ağlarda hesap oluşturdu.  Sosyal medya aktif kullanıcı sayıları her geçen yıl artıyor. Facebook, 1,184 milyarlık güncel aktif kullanıcı sayısı ile sosyal ağlar arasındaki liderliğini koruyor.  Aktif kullanıcı istatistiklerine göre en popüler ilk 10 sosyal medya platformları ise şöyle: 1. Facebook (1,184 milyar) 2. QQ (Tencent) (816 milyon) 3. Qzone (632 milyon) 4. Whatsapp (400 milyon) 5. Google+ (300 milyon) 6. Wechat (272 milyon) 7. LinkedIn (259 milyon) 8. Twitter (232 milyon) 9. Tumblr (230 milyon) 10. Tencent Weibo (220 milyon)  Mobil penetrasyonun en güçlü olduğu bölgeler, Avrupa, Güney Amerika ve Ortadoğu.
  5.  İngiltere, %87’lik bir oranla, internetin en yaygın kullanıldığı ülke olarak lider konumda. İngiltere’yi Kanada (%86), Almanya (%84), Güney Kore (%84) ve Fransa (%83) izliyor. Kalabalık nüfusu ile Çin, internet kullanımında %42’lik bir oranla gelişmiş ülkelerin gerisinde kalıyor.  Kişisel bilgisayarlar üzerinden internette en çok vakit geçiren ülke, günlük ortalama 6,1 saat ile Brezilya.  Mobil cihazlar aracılığıyla internete bağlantı kurmayı en çok seven ülkeler Güney Amerika ve Arap ülkeleri.  Amerika, Fransa, Almanya, Kanada, Brezilya, İtalya ve Japonya gibi gelişmiş ülkelerde en çok tercih edilen iki sosyal ağ, Facebook ve twitter.  Amerika’da internet kullanıcılarının %85’inin Facebook’ta, %46’sının ise Twitterda hesabı bulunuyor. Amerikalıların sosyal ağlar arasında en çok tercih ettikleri diğer siteler ise LinkedIn ve Google+.  Araştırma sonuçlarındaki en ilginç noktalardan biri, lokal sosyal ağların yükselişe geçmiş olması. Facebook, Twitter, Google+ ve Youtube gibi global sosyal ağlar dışında; Rusya, Çin ve Hindistan gibi büyük nüfuslu ülkelerde tercih edilen lokal/bölgesel sosyal ağlar da dünya çapında sosyal ağ kullanım oranlarında hatırı sayılır bir değer değişikliği yaratıyor.  Rusya’da 2006’da kurulan Vkontakte Rusya, Belarus ve Ukrayna’da kısa zamanda en popüler sosyal ağ konumuna geldi. Rusya’da internet kullanıcılarının %75’inin Vkontakte hesabı var. Vkontakte’yi %69’luk kullanım oranıyla Odnoklassniki izliyor. Rusya’da Facebook hesabı olan internet kullanıcılarının oranı ise %68.  Benzer bir durum Çin’de de geçerli. 2009’da kurulan mikroblog ve sosyal paylaşım sitesi Sina Weibo Çinliler tarafından en çok kullanılan sosyal ağ (%83)  2013’ün son çeyrek verilerine göre 623,3 milyon aktif kullanıcı sayısı ile Çin’in en büyük sosyal ağlarından Qzone ve Çin’de Youtube’dan daha fazla tercih edilen video arama motoru Youku (%56) da yerel sosyal ağların gücünün azımsanmayacak boyutlara ulaştığını gösteriyor.  Yine Çin merkezli bir sosyal ağ olan Tencent –yaygın kullanılan adıyla QQ- dünyanın en çok kullanılan sosyal ağları listesinde ikinci sırada.  Hindistan’da Facebook (%94) ve Twitter’ın (%67) popülaritesine ek olarak, en sık kullanılan sosyal ağlardan biri, 2004 yılında Google bünyesinde kurulan Orkut (%51). Dünya olağanüstü olmayı sizin için bu kadar kolay hale getirmişken, nasıl daha azına razı olabilirsiniz? Seth Godin
  6. Peki, Türkiye’de internet ve sosyal medya kullanıcı sayıları hangi boyutta?  Türkiye’de internet kullanım oranı, tüm nüfusa oranla %45.  Türkiye’de 35 milyonun üzerinde internet kullanıcısı, 36 milyon aktif Facebook hesabı var. (Sahte hesaplar dahil)  Günde ortalama 4,9 saatimizi kişisel bilgisayarlar üzerinden, 1,9 saatimizi mobil cihazlar aracılığıyla internette harcıyoruz.  Günde ortalama 2 saat 32 dakikamızı sosyal medyada geçiriyoruz.  Türkiye’de en çok kullanılan sosyal medya platformu olan Facebook’u (%93), sırayla Twitter (%72), Google+ (%70) ve LinkedIn (%33) takip ediyor. İnternet ve sosyal medya kullanım istatistiklerine genel olarak bakıldığında, Ocak 2014 verileri mobil internet erişimindeki büyük artışlara dikkat çekerken; sosyal ağ kullanımında bölgesel parametrelerin de aynı zamanda önemli bir belirleyici olduğunun altını çiziyor. Lokasyon, Lokasyon, Lokasyon! Lokasyon, Lokasyon, Lokasyon. Bunu duyduğunuzda aklınıza ne geliyor? Art arda üç defa tekrar edilen bu kelime, bir işletmenin bulunduğu konuma bağlı olarak başarılı ya da başarısız olacağını söylüyor. Fiziksel bir mağaza ya da ofis seçerken:  En öncelikli husus görünürlüktür. Eğer arabayla sokaktan geçen insanlar işletmemizi göremezlerse, bizi ziyaret etme eğilimleri de olmaz. Yüksek görünürlük seviyesine sahip bir konum, bizim gelecekte başarılı olma olasılığımızın bir göstergesidir. Aynı şekilde sosyal mecralarda olmak da görünürlüğümüzü artırır.  Verimli bir konum seçerken, erişilebilirlik bir diğer önemli unsurdur. Bir işletmeye erişim, yoğun trafik, dönüş imkanı olmayan şeritler, kısıtlı park imkanları veya loş ışıklı bir ortamda bulunması sebebiyle zorsa, potansiyel müşteriler yolun ilerisindeki daha kolay erişilebilir bir şirkete doğru arabalarını sürmeye devam edecektir. Aynı şekilde, bize müşterilerimiz, paydaşlarımız ve iş arkadaşlarımızın rahat erişmelerini sağlayacağımız bir sosyal medya hakimiyeti, işlerimizi hızlandıracak, kontaklarımızı artıracaktır.  Bir şirket için konum belirlerken uygunluk da göz önüne alınması gereken etkenlerden biridir. Sunduğumuz ürünlerin, o bölgenin sakinlerine uygun olduğuna ve seçtiğimiz mekanın vakit geçirmekten keyif alacağımız bir yer olmasına dikkat etmek isteriz. Aynı şekilde sosyal medyada da aynı düşünen insanlarla bir arada olmak ve bilgi alışverişi yapmayı isteriz.
  7. Sosyal Medya Kanalları Facebook Kâğıt mendile “Selpak” dediğimiz gibi sosyal medya dünyasından bir örnek verecek olsaydık, bu Facebook olurdu. Facebook, günde milyarlarca ziyaretçi ile en popüler sosyal ağ olma özelliğini taşıyor. Aynı zamanda, kullanımı en kolay öğrenilen ve çok çeşitli insanları hızlıca bulmanızı sağlayan bir ortam sunuyor. Bu da, hangi sektörden veya hangi pozisyonda bir profesyonel olursanız olun, parmaklarınızın ucunda yığınla ideal potansiyel müşteri, çalışan adayı veya tedarikçi bulmanızı sağlıyor! Facebook’u sevmemizin sebebi, emeğinizin karşılığını en çok veren sosyal ağ olması. Hem kullanıcı dostu hem de oldukça sezgisel bir arayüzü var. Kişisel profilinizi ve iş sayfanızı oluşturup, kişi listenizi kullanarak ağınızı kurmaya koyulduğunuzda, yeni “hayran”larınızı görmeye başlayabilirsiniz. Facebook’ta insanların katılımını sağlamanın iki temel yolu var: 1)Değerli içerik yaratmak ve bu içeriğin ürettiği yorumlara cevap vermek ve 2) arkadaşlarınızın açtığı tartışmalara iştirak etmek. Facebook’ta günde sadece bir veya iki kez yeni içerik paylaşmak iyi olacaktır. Facebook’ta önemli olan (aslında tüm mecralar için geçerli), içeriğin niceliği değil niteliğidir. Örneğin, Facebook’u kontrol etmek ve paylaşımda bulunmak sabah yaptığınız ilk iş ve öğleden sonra her işgününün sonunda yaptığınız son iş olabilir. Her sabah ve öğleden sonra çevrimiçi olduğunuzda, Facebook Haber Kaynağı’nı katkı sağlayabileceğiniz ilginç tartışmalar için gözden geçirebilirsiniz. Arkadaşlarınızın paylaştığı durum bildirimlerine, yorumlara, fotoğraflara, videolara ve linklere desteğinizi vermek veya hemfikir olduğunuzu göstermek için “Beğen” butonunu kullanabilirsiniz. Başkalarının yaptığı tartışmalara yorumlarınızı eklemek de etkili sosyalleşme için faydalıdır. Aynı çevrimdışı ortamda (gerçek hayatta) yaptığınız gibi, tartışmalara katılın ve yeni tartışmalar yaratın. Başkalarının paylaşımlarını ve yorumlarını okuyup iştirak etmemek, bir doğum günü partisine gidip bütün gece bir köşede oturmaktan farksızdır. Facebook’ta vakit geçirirken köşenizden çıkıp SOSYALleştiğinizden emin olmalısınız. General Motors bunu zor yoldan, yılda 10 milyon dolar harcayarak öğrenmek zorunda kalmıştı. Onların aldığı ders şu oldu: Facebook alenen reklam yapılacak bir yer değil. Mayıs 2012’de, General Motors’un Facebook reklam kampanyasından, reklamların işe yaramadığını belirterek çekileceğini açıkladığını haberlerden hatırlıyor olabilirsiniz. Bu çok fazla tartışmaya sebep olan bir hamle olmuştu, özellikle de Facebook’un beklenen halka arzından önceki gece yapıldığı için. General Motors’un o zaman yaptığı açıklamanın bir kısmını yandaki QR kod linkinde bulabilirsiniz. Bir açıklamasında General Motors, “Facebook özelinde, şu an için reklam vermeye devam etmeyi düşünmesek de, tüm ürün ve markalarımızda agresif bir içerik stratejisine bağlılığımızı sürdüreceğiz, çünkü Facebook müşterilerimizle bağ kurmak için çok etkili bir araç olmaya devam ediyor,” dedi. Son kısım dikkatinizi çekti mi? General Motors, Facebook’ta eğlenmek için bulunan insanların kendilerine göstere göstere satış yapılmasını istemediğini fark etmiş. Ancak, aynı insanlar kendileriyle bağ kurulmasını istiyorlarmış. İşte bu nedenle açıklamasında General Motors,
  8. “müşterilerimizle bağ kurmak için çok etkili bir araç olmaya devam ediyor.” İfadesini özellikle ekliyor. İnsanlar eğlenmek ve arkadaşları, sevdikleri, ilgilerini çeken markalarla bağlantıya geçmek için Facebook’ta bulunuyor. Facebook onlarla samimi bir bağ kurma yeri, onlara agresif satış yapma yeri değil. Yalnız, bu Facebook’ta satış yapılmadığı anlamına gelmesin; sadece doğal bir şekilde yapılıyor, ısrarcı bir satış konuşması ile değil. Bir de asla, ama asla, kişisel bir olayı, ister mutlu ister trajik bir olay olsun, birilerine ürününüzün önemini hatırlatmak için kullanmamak gerekiyor. Ne paylaşırsanız paylaşın, insanlarla bağ kurarken her zaman samimi ve olumlu olmayı aklınızda bulundurun. Facebook, potansiyel yeni müşterilerle etkileşim kurmak için çok etkili bir yöntem ve müşterileri elde tutmamıza ve referans için akıllarında kalmamıza da yardımcı olabilir. Eğer Facebook takipçilerinizle gerçekten iletişim kurmaya zaman ayırırsanız, doğrudan Facebook platformu üzerinden de iş yapacağınıza şüpheniz olmasın. Uygulama Örneği: Isuzu’dan Şoförler İçin “Yolların Filozofları” Projesi Facebook’ta keyifli ve bağ kurmayı sağlayacak kurumsal uygulamalara güncel bir örnek Isuzu’dan verilebilir. Yollarda uzun süre vakit geçiren ve evlerinden uzak kalan şoförlerin paylaşacağı duyguların, tecrübelerin, gerçek birer aforizma olduğuna inanan Isuzu, onlara “Yolların Filozoflarısınız” diyor ve araç kullanıcılarını Isuzu Facebook sayfasındaki “Yolların Filozofları” uygulamasında hayat felsefelerini paylaşmaya davet ediyor. 16 Nisan 2015’te yayına alınan uygulama bir ay boyunca yayında kalacak ve projenin sonunda jüri en yaratıcı üç aforizmayı seçecek; sürpriz ödüller sahiplerini bulacak. Ayrıca bir ay boyunca Isuzu Facebook sayfasındaki uygulama içerisinde paylaşılan tüm hayat felsefelerini okumak da mümkün olacak.
  9. Uygulama Örneği: Onur Air’ın Kriz Yönetimi Onur Air Ekim 2011 tarihinde, Van Depremi’nden birkaç saat sonra kurumsal Facebook ve Twitter Sayfası’nda “Van’da yaşanan felaketten dolayı tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyor ve hayatlarını kaybedenlere rahmet, yakınlarına sabır diliyoruz” şeklinde bir mesaj yayınlamıştı. Bu mesaj Facebook’ta 389 kişi tarafından beğenilmiş ve “Bu yetmez, yardım etmelisiniz” şeklinde talepler gelmeye başlamıştı. Ardından Onur Air, Van’daki depremzedelere gönderilmek amacıyla Facebook’taki her bir takipçi için 0,5 TL bağış yapacağını ve her yeni takipçi için de aynı miktarda bağışta bulunacağını, amacın 250.000 TL bağış toplamak olduğunu (500. 000 hayran sayısına ulaşmak amaçlanmıştır) açıkladığı bir kampanya başlattı. Kampanya duyurusunun Facebook sayfasından yapılmasıyla birlikte sert ve hızla artan tepki yorumları almaya başlayan Onur Air, sayfasındaki durumu öncelikle bazı yorumları silerek durdurmaya çalışınca tepkinin miktarı ve derecesi artmıştı. Marka’yı kampanyadan ötürü samimiyetsizlik ve fırsatçılıkla suçlayanlara yönelik kurum tarafından aşağıdaki ileti yazılmıştı: Kampanyanın iptalini açıklayan ileti, Onur Air’in üslubunun sertliği nedeniyle yeniden tepki alınca bu ileti biraz dönüştürülerek yapılan yardımın makbuzu sayfaya eklendi. Tepkiler devam edince durumun ciddiyetini fark eden Onur Air temsilcileri, Facebook’tan üçüncü bir açıklama yaptı ve bu defa yanlış anlaşılmalar için doğrudan özür diledi. Onur Air’in yaptığı açıklamalara tepki, kurumun sosyal ağının sınırlarını aşarak çok daha önce farklı ağlarda hızlı bir şekilde büyümeye başladı. 5 saatte kendi sayfasında 300’ü aşkın olumsuz yorum, Twitter’da binlerce olumsuz tweet yazıldı. Kriz, Kurumsal Facebook sayfasında başladı, ancak twitter ve Ekşisözlük gibi diğer ağlarda sürdü. Ayrıca twitter ve Ekşisözlük’te hakkında en çok bahsedilen konu olarak “trending topic” olarak o dönemde sosyal medya kullanan neredeyse herkesin bu olumsuz diyalogdan haberdar olmasına sebep oldu.
  10. http://sosyalmedya.co sitesindeki analizde, bu kampanya süreciyle ilgili yapılan hatalar incelenmiştir:  Takipçilerinin taleplerine yanıtsız kalınması: Onur Air, takipçilerinin “bu yetmez, yardım etmelisiniz” şeklindeki taleplerine doğrudan yanıt verememiş ve yardım yapmak için “üye kazanmayı” bir yol olarak görmüştür.  Hızlı aksiyon alınamaması: Depremin olduğu gün Onur Air’den beklenen çalışma için kurumun Facebook sayfasına herhangi bir ileti yazılmamıştır. Ayrıca sayfa takipçilerinde kuruma karşı yazılan tepkiler de zamanında yanıtlanamamış ve sonrasında artan tepkiler engellenememiştir.  Facebook’taki olumsuz yorumların silinmesi: Gösterilen tepkileri uygun bir üslupla yatıştırmak yerine bu tepkilerin silinmesi, kullanıcıları sinirlendirmiş ve konu Onur Air’in müdahale edemeyeceği başka ağlara taşınmıştır.  Açıklamanın tepkiye yönelik, saldırgan olması: Tepkilerin hızlı bir şekilde artmasından sonra, kampanyanın durdurulduğu açıklaması yapılmıştır. Ancak açıklama metninin son cümlesinde “Yanlış anlamalar için, yanlış anlamayan takipçilerimizden özür dileriz”, cümlesiyle bazı takipçilerin suçlanması kullanıcıları daha çok kızdırmış, bu cümle yarım saat sonra “Yanlış anlaşılmalar için özür dileriz” şeklinde değiştirilse de yeni tepkiler önlenememiştir.  Yaptıkları diğer yardımların zamanında açıklanamaması: Onur Air daha önceden yaptığı “Sosyal medya dışında nakdi bağış yapılmasını, bölgeye ücretsiz uçak tahsis edilmesini ve çalışanlarının toplu yardımları gibi diğer katkılarının sürdüğünü ve sürmeye devam edeceğini” kendilerini suçlayan kullanıcıların tepkilerinden önce açıklasaydı tepkilerin oranı
  11. azalabilirdi. Ancak kurum, kendilerini suçlayan kullanıcılara bu yardımları bir açıklama gibi aktardığı için, kullanıcılar bu yardımların söylenmesini de doğru bulmamıştır.  İnsanların hassasiyetinin analizinde yaşanan sorun: Onur Air, acil yardım gerektiren bir konuda yani olay anında yardımlarını açıklaması nedeniyle tepkilere maruz kalmıştır. Onur Air bu yardımları sıkıntı devam ederken “hassas bir dönemde” açıkladığı için kullanıcılar bu konudan “kâr amaçladığını” düşünmüş ve büyük tepki göstermiştir. Twitter Yaklaşık 7 yıl önce ünlü konuşmacı, yazar Guy Kawasaki’nin Türkiye’ye bir konferans için geleceğini haber veren arkadaşım twitterda yazarın bunu duyurduğunu söylemiş ve “twitter nedir ki?” diye sorduğumda da “cemaat gibi bir şey galiba” diye yanıt vermişti! Bugün hatırladıkça güldüğümüz o diyalog tarihte kaldı ve twitterın sohbet dışında işinizi geliştirmemizde yardımcı olabilecek ve pek çok kişiyle bağlantıya geçmemize yardımcı olacak bir mecra olduğu çoktan ispatlandı. Halihazırda twittera adım atmadıysanız belirtmek gerek, seçtiğiniz twitter ismi çok önemlidir. Twitter, mesaj başına sadece 140 karaktere izin verdiğinden, uzun bir kullanıcı adı, insanların size cevap vermesini veya paylaşımlarınızı retweet etmesini zorlaştıracaktır. Kullanıcı adınız, mesajlarınıza daha fazla karakter yazmanıza imkan sağlayacak şekilde kısa ve tanımlayıcı olmalıdır. Mesela, isminizin yanında soyadınızın ilk harfinin yer alması harika bir seçenek olabilir. Nedim’in twitter ismi @nedimd olabilir. Soyadını da alıyor, kolay ve kısa. Veya örneğin, Joe Smith isimli bir kişi de özgün ama hatırlaması kolay bir twitter ismi seçmekte zorlanıyor. Twitter ‘JoeSmit44937886’ ismini öneriyor ona. Bu çok kötü bir tercih olurdu, çünkü çok uzun ve fazla karmaşık. Sık rastlanan isimlere sahip insanların ise acınızı anlıyorum! Başkalarının kolay hatırlayabileceği ve yazabileceği bir kombinasyon bulana kadar denemeye devam etmelisiniz. Ayrıca aynı Facebook’ta olduğu gibi, twitter da profil fotoğrafı yüklemenize izin veriyor. Bu fotoğraf, Facebook profilinizde kullandığınız fotoğrafın aynısı olabilir. Twitter’da bir de, Facebook’taki kapak fotoğrafına benzeyen bir başlık fotoğrafı vardır. Bu, sizin kendinizi twitter takipçilerinize görsel olarak tanıtmanız için bir yöntemdir. Twitter profilinizi eksiksiz doldurduğunuzdan emin olun ki takipçileriniz sizinle twitter dışında da iletişime geçebilsin. Bu arada Canva.com üzerinden sosyal medya hesaplarınızın görsellerini kolay şekilde ve ücretsiz tasarlayabilirsiniz. Twitter’ı yönetmekteki en etkin strateji, gelen içerik akışını insanları mantıklı bir şekilde gruplayarak bölümlere ayırmaktır. Bu sizin twitterdan akan bilgilere parça parça bakmanızı sağlar. Diğer bir deyişle, bütün tweetlerinizden gelen içeriklere bakmak yerine, genel akışın, seçilmiş kısıtlı sayıdaki insanla bağlantı kurmanıza yardım edecek küçük bir kısmına bakarsınız. Bir profesyonel olarak sizi takip eden ve sizin takip ettiğiniz binlerce insan olabilir. Ancak, sadece birkaç yüz tanesi yakından takip etmek isteyeceğiniz üstün nitelikli potansiyel müşteri veya referans kaynağı olacaktır. Bağlantılarınızı ve gelen içeriği bölümlere ayırmak için kullanabileceğiniz bazı strateji ve araçlardan bahsedelim.
  12. Bunu yapmanın birinci yolu, twitterın kendi içerisindeki “Liste” özelliğini kullanmak. Twitter Listeleri gelen bilgiyi nasıl görmek istediğinizi ayrıştırmak için harika bir yöntemdir. Twitter, liste özelliğini şöyle tanımlıyor: “Bir liste, twitter kullanıcılarından oluşan bir gruptur. Kendi listelerinizi oluşturabilir veya başkaları tarafından oluşturulan listelere abone olabilirsiniz. Bir listenin zaman akışını görüntülediğinizde, yalnızca o listedeki kullanıcılardan gelen tweetleri görürsünüz.” Listeler, mevcut müşteriler, yeni potansiyel müşteriler, emlakçılar, mortgage komisyoncuları vs. gibi belirli insan gruplarını takip etmek için kullanılabilir. İnsanları istediğiniz zaman listelerinize ekleyebilir veya çıkarabilirsiniz. Twitter içeriklerini düzenlemek için bir diğer faydalı yöntem de, Hootsuite gibi bağımsız bir şirket uygulaması kullanmaktır. Hootsuite ücretsiz bir sosyal medya yönetim sistemidir ve tek bir ekran üzerinde beş farklı sosyal medya platformunun içerik akışlarını kolaylıkla görmenizi sağlar. Hootsuite’de, twitterda halihazırda oluşturmuş olduğunuz listeler temel alınarak veri akışlarınız farklı sütunlara bölünebilir. Bu aracı kullanmanın bir başka avantajı da doğrudan Hootsuite üzerinden içerik paylaşabilmektir. Yani örneğin, aynı anda Facebook, Twitter ve LinkedIn gibi birden fazla sosyal ağ üzerinde paylaşımda bulunmak istiyorsanız, bunu Hootsuite gibi bir program kullanarak tek bir yerden eşzamanlı olarak yapabilirsiniz. Şimdi twitterda kullanılacak bazı bağ kurma ve katılım sağlama yöntemlerine bakalım. Takip Edeni Takip Et – Twitterda sizi takip etmeye başlayan insanları sizin de takip etmeniz genel bir nezaket göstergesidir; merhaba demek, takip ettikleri için teşekkür etmek ve bir sohbet başlatma potansiyeli olup olmadığını görmek için de iyi bir fırsat sunar. Oprah veya Obama gibi tanınan bir kişi değilseniz, takip edeni takip etmediğinizde, o da sizi takip etmeyi bırakacaktır. Eğer ağınızı genişletmek istiyorsanız bu durum sizin aleyhinize işler. Ayrıca, iki bin takipçiniz olduğunda twitter sizin sadece bu sayının 1,2 katı kadar kişiyi takip etmenize izin veriyor. Takipçi sayınızı artırmak için, sizi takip etmeyen insanları takip etmeyi bırakmanız sizin yararınıza olur; böylelikle yeni kişileri takip etmeye ve onlarla bağlantı kurmaya devam edebilirsiniz. Retweet – Bir başkasının tweetini tekrar paylaşmak. Bu, ilginç veya önemli bulduğunuz bir e- postayı arkadaşlarınıza göndermenize benziyor. Bunu yapmak karşı tarafta bir memnuniyet duygusu uyandırıyor ve diyalog kurma fırsatı oluşturabiliyor. Herkese Açık Listeler – Twitterda listeler oluşturun ve önemli bağlantılarınızı bu listelere ekleyin. Bu insanlara iltifat etmek gibi, çünkü artık onların içeriklerini takip ettiğiniz diğer kişilere göre daha yakından takip edeceğinizi ve onlarla daha düzenli bir bağlantıda olacağınızı anlıyorlar. Birçok insan listelerinize dahil olmaktan memnuniyet ve onur duyar. Etiketler (Hashtags) – Etiketler, belirli bir konu başlığına özgü tartışmalar açmak için kullanılabilir ve # sembolü ile başlayan kelimelerden oluşur. Onları, mesela #otosigortası veya diğer iş ile ilgili başlıkların konu olduğu birer televizyon kanalı gibi düşünebilirsiniz. Belirli bir konuya ilgi duyan kişiler ilgili etiketi takip edebilir ve sohbetinize katılma ihtimalleri daha yüksektir. Bizim sosyal medya yöneticimiz müşterilerimizdir. Mc Donalds
  13. Fakat etiketleri gereğinden fazla kullanmayın. Etiketler markaları tanıtmak veya belirli sohbetler için idealdir ama #şuandacanımkurabiyeçekti gibi o an ne yaptığınızı tanımlamak için kullanılmamalıdır. Twitterın en faydalı olduğunu gördüğümüz yanlarından biri de, takipçilerinizi Facebook’a yönlendirmek için mükemmel bir platform olmasıdır. Twitter kısa bir tanıtım için iyi bir yer; Facebook ise takipçilerinizin size ve müşteriniz olduklarında onlara sunacağınız değere olan ilgisinin artmasını sağlıyor; ondan sonra da bu kişileri internet ortamının dışına taşıyıp, doğrudan iletişim kurmak ve onları müşteriye çevirmek doğal bir adım haline geliyor. Periscope ile Tanışın Twitterın 100 milyon dolar karşılığında satın aldığı ve sosyal ağ üzerinden canlı yayın yapmaya yarayan video akış uygulaması olan Periscope’un kullanımı gittikçe yaygınlaşıyor. Kullanmak için ilk olarak uygulamayı (iPhone için) telefona indiriyorsunuz ve sonra bir Periscope hesabı oluşturuyorsunuz. Ardından “Sign in with Twitter” kısmına tıklayarak twitter hesabıyla giriş yapabiliyorsunuz. Twitter hesabınız otomatik olarak eş zamanlanıyor. Ortadaki yuvarlak ikona tıkladığınızda canlı yayın sekmesi açılıyor. Çıkan ekranda “Start Broadcast”e (Yayını başlat) tıkladığınızda canlı yayına başlıyorsunuz. Ekranda çıkan “Live” (Canlı) yazısı yayına başladığınızı belirtiyor. Eğer ekrana iki kez tıklarsanız telefonun ön kamerasına geçiş yapabiliyorsunuz. Yayını bitirmek için ekranın üst kısmındaki “Stop Broadcast” (Yayını durdur) sekmesine tıklamalısınız. Twitter gibi anlık ve kendine özgü bir video programı olan Periscope, her anınızı takipçileriniz ya da videonuza ekleyeceğiniz başlık sayesinde arama sonuçları üzerinden diğer kullanıcılar ile paylaşılmasını sağlıyor. Bu sayede anlık çekimler yaparak diğer kullanıcıların olaylara şahit olmasını sağlayabilir, bunu toplu şekilde takipçilerinize ve diğer herkese duyurabilirsiniz. Farklı bir ülkede ilginç bir yeri gezerken, bir toplantıya tanıklık ederken veya ilginç kişilerle sohbetinizi diğerlerine açmak için Periscope’u kullanabilirsiniz. Ancak sadece bağlanmış olmak için bağlanmak, çok ünlü ve merak edilen biri değilseniz ilgi çekmeyecek ve zaman kaybı olarak algılanacaktır. Huffington Post’ta Nisan 2015’te yayımlanan bir makalede Periscope uygulamasının nasıl kullanılabileceği konusunda önerilerde bulunulmuş: - Canlı yarışmalar - Şirketin içinden görüntüyle markanın mutfağında çalışan, müşterinin görmediği kişileri ve yerleri tanıtmak - Anlık soru-cevap sohbetleri ve geribildirim alınabilecek bağlantılar - İlk kez satışa çıkan bir ürünün duyurulması, lansmanlar - Bir ürünün hazırlık aşamasından paylaşımlar ve sohbetler. LinkedIn LinkedIn, bir profesyonel olarak dijital markanızı inşa etmenin temel unsurlarından biridir ve kendini “Dünyanın en büyük profesyonel ağı” olarak tanımlar. Eğer Facebook evinizde bir parti vermek, twitter da küresel bir alışveriş merkezinde alışveriş yapmak gibi ise, LinkedIn de dev bir Ticaret Odası toplantısına katılmaya benziyor.
  14. Linkedin üyelerinin büyük bir kısmının amacı iş yapmak, kendilerini profesyonel anlamda geliştirmek, meslektaşlarıyla bağlantı kurmak, kariyer fırsatlarından haberdar olmak ve iş dünyasındaki yenilikleri takip etmek hatta bu yeniliklerin bir parçası olmak. 'İş yapmak' amacı doğrultusunda geçmiş, bugün ve geleceğe dönük bağlantılar geliştirmek fiziksel çevreyi sanala taşımak veya sanal ortamdaki tanışıklıkları projelere dönüştürmek şeklinde gerçekleşiyor. Bazen fiziksel çevremizi yani okul, geçmiş ve mevcut işlerden tanıdıklarımız, iş yaptığımız müşteriler ve tedarikçilerin de içinde olduğu geniş ağı sosyal medyaya taşıyarak kurduğumuz ilişkilerin sürekliliğini sağlayabilir, bazense dünyanın uzak köşelerinden profesyonellerle bir araya gelip ortak çalışmalara imza atabiliriz. Üstelik artık birçok şirket kendi web sayfasındaki işe alım sayfasını Linkedin sayfasındaki ilana doğrudan entegre edebiliyor. Böylece, şirketin işe alım sürecine adaylar direkt dahil edilmiş oluyor. Çoğu şirket gazete ilanı, web bazlı kariyer portalları, şirket web siteleri gibi birçok farklı mecrada açık pozisyonlarını duyuruyor. Linkedin'in masaya getirdiği farklılık işveren, insan kaynakları profesyoneli ve aday arasında doğal bir etkileşim sağlamak. Bu etkileşime açık ortam sayesinde insan kaynakları profesyonelleri aradıkları profili aktif olarak iş aramayan adayların içinden de bulma olanağına sahip oluyor. Yani, işinden memnun ancak kendini geliştirmek veya daha iyi şartlarla çalışmak için yeni iş imkanlarına açık olan başarılı profesyonelleri bulmak Linkedin sayesinde kolaylaşıyor. Özellikle Amerika'da ve Avrupa'da birçok İK profesyoneli Linkedin'i değerli bir eleman havuzu olarak görüyor. En parlak elemanları belirlemek, konusunda uzman kişilerle temasa geçmek, kişilerin çevrelerinde nasıl tanındığını saygı ve beğeni görüp görmediğini anlamak için Linkedin somut veriler oluşturuyor. Linkedin'i kendi mesleklerinde edindikleri know-how'ı paylaşmak, meslektaşlarıyla görüş alış verişi yapmak, tartışmalara katılmak, alanlarında yapılan güncel çalışmaları paylaşmak hatta Linkedin bağlantılarının katılımıyla yürüttükleri anketleri yayınlamak birçok profesyonelin keyif alarak gerçekleştirdiği aktiviteler arasında. Uygulama Örneği: DoubleTree Hotel DoubleTree Hotel, yarattığı lokasyon bazlı web sitesinde, Linkedin profili üzerinden bağlanan kişilerin kendilerine en yakın DoubleTree Hotel çalışanına ulaşmasına imkan veriyor. Müşterilerinin Linkedin bilgilerini kaydetmediği bilgisini veren web sitesi güvenilir bir imaj çiziyor. Sitenin bağlantısına yandaki QR Kod üzerinden ulaşılabilir. Youtube Uzun yıllardır dijital dünyanın video pazarlama çalışmalarını yürüttüğü en geniş ve tanınmış video ağı olan Youtube; sektördeki ajanslara ve markalara video içeriklerini hedef kitle ile buluşturabilecekleri bir platform olarak öne çıkıyor. Tüketiciler de merak ettikleri her konuda bilgiye youtube üzerinden ulaşabiliyor, kendi kanallarını yaratıp abonelere ulaşabiliyorlar. Birçok marka Youtube üzerinden yayınladığı viral (bir virüs gibi yayılarak) başarıya ulaşan içerik ya da reklamlarıyla başarı sağlıyor. Her geçen gün daha nitelikli ve kaliteli bağlantı imkanı ile desteklenen videolarla Youtube’un içerik standardı giderek yükseliyor. İçerik pazarlamasının gittikçe daha fazla stratejik temellere dayandırılmaya başlaması, dijital dünyanın hızlı değişen doğası ve her geçen gün artan içerik yoğunluğu gibi sebeplerle
  15. pazarlamacılar da artık video içeriklerini yayınlamadan önce daha detaylı düşünüyor, başarı sağlamak için farklı yöntemler arıyor. Youtube pazarlamasında kalite ve bağlam üzerinde düşünüldüğünde, bir videonun başarısı için kamera seçiminin ya da profesyonel düzenlemelerin sanıldığı kadar önemli olmadığı görülüyor. Asıl olması gereken ise doğru stratejilerin uygulanması. Platformun geçmişi de başarılı bir Youtube pazarlaması için neler yapılması gerektiği ile ilgili fikirler veriyor. Youtube ile pazarlama yapmanın beş önemli kuralını aşağıda inceleyebilirsiniz: 1. Sekiz saniye kuralına dikkat edin. 8 saniye, bir video açıldıktan sonra videonun izlenip izlenmeyeceğine karar verilen ortalama süredir. Bir Youtube videosunun başlangıç saniyelerinin ilgi çekici olması izleyicileri tutmak için çok önemlidir. Video öncekilere oranla ortalamanın altında bir kitleyi tutabiliyorsa, kalitesi ya da optimizasyon stratejisinin bir önemi olmayacak ve aramalarda alt sıralara düşecektir. 2. Özneye öncelik verin. Youtube pazarlaması için ikinci önemli kural; 8 saniye kuralına bağlı kalıp özneyi öne ve merkeze yerleştirerek ilk saniyelerde izleyicilere göstermektir. Özne bir insanın yüzü, seslendirme, bir ürün ya da bunların kombinasyonu olabilir. Böylelikle izleyici ilk saniyede video içeriğinin ne ile ilgili olduğunu görebilir. İçeriğin ne hakkında olduğunu öğrenmek için beklemek zorunda olmak; ya da uzun bir başlık, abartılı grafikler, müzikler ve logo ile başlayan bir video izleyicileri kaçırabilir. 3. İzleyicilere sadık müşterileriniz gibi davranın. İnsanlar merak ettikleri ve yeni şeyler öğrenmek istedikleri için bir videoyu izlemeye devam ediyorlar. İzleyicilere sizi tanıyorlarmış ve sürekli izliyorlarmış gibi davranırsanız sizin kim olduğunuz, ne yaptığınız ya da sizi takip etme seçeneklerinin neler olduğunu araştırma olasılıkları yüksektir. Bunun için videonun tanıtım kısmını sona alabilirsiniz ya da videoyu açtıkları anda insanlara 15 saniye boyunca markanın kim olduğunu anlatmak yerine, marka ismini çağrıştıracak bir çizim ya da renk kullanımı tercih edebilirsiniz. 4. Kameranın bir insan olduğunu düşünün. Kamerayı bir insan olarak düşünüp; içeriğinizi potansiyel bir müşteriye anlatır gibi paylaşmaya başladığınızda, izleyici ile iyi bir etkileşim kurabilirsiniz. Kamerayı mesajı iletecek bir araç olarak değil de insan olarak düşünmek içeriğe doğallık ve gerçeklik kazandıracaktır. 5. Zamanlamanın önemini unutmayın. Video süresini ve tempoyu iyi ayarlamak Youtube pazarlaması için çok önemli bir faktördür. Hazırlayacağınız videoyu, sonuna tanıtımınızı ekleyebileceğiniz şekilde düzenleyebilirsiniz. Videonun sonunda kim olduğunuzu ve izleyicilerden ne talep ettiğinizi, sizi nasıl takip edebileceklerini açıklamanız; tanıtımı grafiklerle ve marka ile ilgili bilgilerle doldurmanızdan daha etkili olacaktır. Videonuzda mutlaka eylem çağrısı bulunmalıdır.
  16. Uygulama Örneği: Hyundai’nin Viral Videosu Hyundai’nin 2015 yılında hayata geçirdiği “A Message to Space” adlı kampanyada, 13 yaşındaki Stephanie astronot olan ve uzun süredir özlediği babasına Hyundai ile özel bir mesaj iletti. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda astronot olan babasına iletilecek mesaj için 11 adet Hyundai Genesis Sedan kullanıldı. ABD’nin Houston eyaletinde yaşayan küçük kızın mesajı kendi el yazısı ile Nevada’da bulunan kurumuş bir göl yatağına yazıldı. Babasına onu sevdiğini yazan Stephanie’nin mesajı “Dünyanın lastik iziyle yapılmış en büyük görseli” olarak Hyundai’nin adını Guinness Rekorlar Kitabı’na yazdırdı. Innocean Worldwide Güney Kore tarafından hayata geçirilen projenin videosu ise internette izlenme rekorları kırıyor. Kampanya videolarının da olduğu web sayfasına yandaki QR Kod ile giriş yapabilirsiniz. Hyundai ayrıca proje kapsamında hazırlanmış bu web sitesi üzerinden kullanıcıları #AMessagetoSpace hashtagiyle kendi mesajlarını yazmaya davet ediyor. Kampanya, 2012 yılında Galaxy Note ve Erdil Yaşaroğlu işbirliği ile hazırlanan “Galaksiye Notumuz Var!” kampanyasını anımsatıyor. Dünyanın en büyük karikatürü ile Erdil Yaşaroğlu’nun adını Guinness Rekorlar kitabına yazdıran kampanyanın videosu da yine youtube’dan izlenebilir. Instagram Instagram ilk başta sadece ünlü bir marka telefon için yapılmış ücretsiz fotoğraf paylaşma ve düzenleme uygulaması iken son dönemde o denli sevildi ki dünya genelinde 27 milyon kullanıcıya ulaştı. İnsanlar kendi günlük yaşamlarının fotoğraflarını instagramda paylaşarak instagramdaki takipçi sayılarında (ve tabii diğer ağlarda da) büyük bir artış sağladılar. Instagram için telefonunuz ile önce bir fotoğraf çekmeniz, daha sonra bu çektiğiniz fotoğrafı ister instagram uygulaması ile düzenleyerek isterseniz olduğu gibi instagramda paylaşmanız gerekiyor. Bu uygulama ile çekilen en kötü resim dahi birkaç düzenleme yaptıktan sonra adeta ünlü bir fotoğraf sanatçısının elinden veya photoshop programının elinden çıkmış gibi kaliteli duruyor. Öncelikle çektiğiniz her fotoğrafı paylaşmamak gerek çünkü seçki fotoğrafların yer alması takip edenlerin ilgisini ayakta tutacaktır. Fotoğraflarınız size ait olsun ama çok beğenilmiş fotoğraflardan ilham alın. Ve fotoğraflarınızı biriktirerek atmayın çünkü takip edenlerin Uygulama Örneği: Hyundai’nin Viral Videosu Hyundai’nin 2015 yılında hayata geçirdiği “A Message to Space” adlı kampanyada, 13 yaşındaki Stephanie astronot olan ve uzun süredir özlediği babasına Hyundai ile özel bir mesaj iletti. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda astronot olan babasına iletilecek mesaj için 11 adet Hyundai Genesis Sedan kullanıldı. ABD’nin Houston eyaletinde yaşayan küçük kızın mesajı kendi el yazısı ile Nevada’da bulunan kurumuş bir göl yatağına yazıldı. Babasına onu sevdiğini yazan Stephanie’nin mesajı “Dünyanın lastik iziyle yapılmış en büyük görseli” olarak Hyundai’nin adını Guinness Rekorlar Kitabı’na yazdırdı. Innocean Worldwide Güney Kore tarafından hayata geçirilen projenin videosu ise internette izlenme rekorları kırıyor. Kampanya videolarının da olduğu web sayfasına yandaki QR Kod ile giriş yapabilirsiniz. Hyundai ayrıca proje kapsamında hazırlanmış bu web sitesi üzerinden kullanıcıları #AMessagetoSpace hashtagiyle kendi mesajlarını yazmaya davet ediyor. Kampanya, 2012 yılında Galaxy Note ve Erdil Yaşaroğlu işbirliği ile hazırlanan “Galaksiye Notumuz Var!” kampanyasını anımsatıyor. Dünyanın en büyük karikatürü ile Erdil Yaşaroğlu’nun adını Guinness Rekorlar kitabına yazdıran kampanyanın videosu da yine youtube’dan izlenebilir. Instagram Instagram ilk başta sadece ünlü bir marka telefon için yapılmış ücretsiz fotoğraf paylaşma ve düzenleme uygulaması iken son dönemde o denli sevildi ki dünya genelinde 27 milyon kullanıcıya ulaştı. İnsanlar kendi günlük yaşamlarının fotoğraflarını instagramda paylaşarak instagramdaki takipçi sayılarında (ve tabii diğer ağlarda da) büyük bir artış sağladılar. Instagram için telefonunuz ile önce bir fotoğraf çekmeniz, daha sonra bu çektiğiniz fotoğrafı ister instagram uygulaması ile düzenleyerek isterseniz olduğu gibi instagramda paylaşmanız gerekiyor. Bu uygulama ile çekilen en kötü resim dahi birkaç düzenleme yaptıktan sonra adeta ünlü bir fotoğraf sanatçısının elinden veya photoshop programının elinden çıkmış gibi kaliteli duruyor. Öncelikle çektiğiniz her fotoğrafı paylaşmamak gerek çünkü seçki fotoğrafların yer alması takip edenlerin ilgisini ayakta tutacaktır. Fotoğraflarınız size ait olsun ama çok beğenilmiş fotoğraflardan ilham alın. Ve fotoğraflarınızı biriktirerek atmayın çünkü takip edenlerin Uygulama Örneği: Hyundai’nin Viral Videosu Hyundai’nin 2015 yılında hayata geçirdiği “A Message to Space” adlı kampanyada, 13 yaşındaki Stephanie astronot olan ve uzun süredir özlediği babasına Hyundai ile özel bir mesaj iletti. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda astronot olan babasına iletilecek mesaj için 11 adet Hyundai Genesis Sedan kullanıldı. ABD’nin Houston eyaletinde yaşayan küçük kızın mesajı kendi el yazısı ile Nevada’da bulunan kurumuş bir göl yatağına yazıldı. Babasına onu sevdiğini yazan Stephanie’nin mesajı “Dünyanın lastik iziyle yapılmış en büyük görseli” olarak Hyundai’nin adını Guinness Rekorlar Kitabı’na yazdırdı. Innocean Worldwide Güney Kore tarafından hayata geçirilen projenin videosu ise internette izlenme rekorları kırıyor. Kampanya videolarının da olduğu web sayfasına yandaki QR Kod ile giriş yapabilirsiniz. Hyundai ayrıca proje kapsamında hazırlanmış bu web sitesi üzerinden kullanıcıları #AMessagetoSpace hashtagiyle kendi mesajlarını yazmaya davet ediyor. Kampanya, 2012 yılında Galaxy Note ve Erdil Yaşaroğlu işbirliği ile hazırlanan “Galaksiye Notumuz Var!” kampanyasını anımsatıyor. Dünyanın en büyük karikatürü ile Erdil Yaşaroğlu’nun adını Guinness Rekorlar kitabına yazdıran kampanyanın videosu da yine youtube’dan izlenebilir. Instagram Instagram ilk başta sadece ünlü bir marka telefon için yapılmış ücretsiz fotoğraf paylaşma ve düzenleme uygulaması iken son dönemde o denli sevildi ki dünya genelinde 27 milyon kullanıcıya ulaştı. İnsanlar kendi günlük yaşamlarının fotoğraflarını instagramda paylaşarak instagramdaki takipçi sayılarında (ve tabii diğer ağlarda da) büyük bir artış sağladılar. Instagram için telefonunuz ile önce bir fotoğraf çekmeniz, daha sonra bu çektiğiniz fotoğrafı ister instagram uygulaması ile düzenleyerek isterseniz olduğu gibi instagramda paylaşmanız gerekiyor. Bu uygulama ile çekilen en kötü resim dahi birkaç düzenleme yaptıktan sonra adeta ünlü bir fotoğraf sanatçısının elinden veya photoshop programının elinden çıkmış gibi kaliteli duruyor. Öncelikle çektiğiniz her fotoğrafı paylaşmamak gerek çünkü seçki fotoğrafların yer alması takip edenlerin ilgisini ayakta tutacaktır. Fotoğraflarınız size ait olsun ama çok beğenilmiş fotoğraflardan ilham alın. Ve fotoğraflarınızı biriktirerek atmayın çünkü takip edenlerin
  17. dikkatinden kaçacak, negatif bir izlenim yaratacaktır. Belirli bir zaman zarfına bölerek paylaşabilirsiniz. Fotoğraflar paylaşılırken popüler hashtagler’den faydalanmak işe yarayacaktır; ayrıca maksimum 30 etiketleme yapılabildiğini hatırlamak önemli. Fotoğrafları paylaşırken unutulmaması gereken bir diğer özellik de lokasyon girmektir. Instagram’ın lokasyon bazlı etiketlemesinden faydalanabilirsiniz. Daha önce etiketlenmiş bir yerde yeni bir resim çekildiği zaman o yerde etiketlenen diğer resimleri görmek mümkün olduğu için siz de bulunduğunuz noktayı etiketleyebilirsiniz. Uygulama Örneği: Starbucks – White Cup Challenge Starbucks, 2014 Nisan ayında duyurmuş olduğu #WhiteCupContest yarışması ile en başarılı bardak üzeri desen çizimini intagramdan duyurdu. Yukarıda gördüğünüz Brita Lynn Thompson’a ait tasarım, birinci oldu. Kazanan tasarımın, sınırlı üretim olarak tekrar kullanılabilen bardaklarda kullanılarak satışa çıkarılacağı duyurulurken kampanyanın devam ettiği üç ay boyunca dört binden fazla üyelik kazanıldı. Genel Prensipler Büyük Resme Bakış Sosyal medya başarısı öncelikle, bilgilendirici bir profil oluşturmaya dayanıyor. Yukarıdaki bilgiler size tam da bunu yapmanın en temel adımlarını gösterdi. İlk intibalar çok önemlidir bildiğiniz gibi. Aynı zamanda, markanızın kullandığınız bütün platformlarda tutarlı olması hayati önem taşır. İdeal olarak, insanlar sizi birden fazla sitede takip eder, o nedenle tutarlılık markanızın bir parçası haline gelir. Burada, markanızı standart hale getirmeniz için bazı öneriler bulacaksınız. Bunların bazıları kendiliğinden olacaktır (özellikle sosyal medyada gerçekten kendiniz olmanın bir şart olduğunu tam olarak anladığınızda) ve bazıları da sizin için iyi birer hatırlatma görevi görecek.  Facebook iş sayfanız için, bütün sosyal ağlarda kullanacağınız bir profil fotoğrafı seçin. O fotoğraf, insanlara sizi anımsatmaya başlayacak.  Facebook kapak fotoğrafları eğlencelidir. Mevsimlere, aldığınız ödüllere, takdirlere, sunduğu promosyonlara veya öne çıkarmak istediğiniz ürünlere göre değiştirebilirsiniz.
  18.  Facebook’ta, kişisel profil ve iş profili fotoğraflarınız farklı olmalı ki, insanlar yorumlarınızı kendi adınıza mı yoksa işinizi temsilen mi yaptığınızı anlayabilsin. Bize güvenin; her iki hesap için de aynı fotoğraf kullanıldığında, kafalar karışabiliyor.  Twitter başlıkları eğlenceli olmayı amaçlar. Mevsimlere, aldığınız ödüllere, takdirlere, sunduğu promosyonlara veya öne çıkarmak istediğiniz ürünlere göre değiştirebilirsiniz.  Kişiselleştirmeye olanak tanıyan sosyal medya ağları için tek bir renk şeması belirleyin ve bütün sosyal medya platformlarında, web sitenizde ve blogunuzda bu şemaya sadık kalın.  Paylaşımlarınızda ve internet ortamındaki arkadaşlarınızla olan etkileşimlerinizde tutarlı bir mesaj ve üslup sergileyin.  Standart bir tanım oluşturun ve bunu bilgisayarınıza bir dosya olarak kaydedin. Çoğu sosyal medya platformu, iş tanımı için bir alan sunar. Her platforma göre bu mesajı biraz değiştirebilirsiniz ama okuyucularınız nerede görürlerse görsünler, sizinle ilgili aynı temel mesajı almalı.  Her bir sosyal medya platformunuzun, kullanıcıları bir başka platformunuza yönlendirmesi ve her seferinde onları satış tünelinin daha ilerisine taşıyarak satışa yaklaştırması için biraz zaman ayırın. “Sonunu Düşünerek İşe Başlayın” Bir sosyal medya markası oluşturmaya (veya yeniden yapılandırmaya) başlarken, Stephen Covey’in bu ünlü sözü üzerine düşünmekte fayda var. Sosyal medya hedefleriniz ne olursa olsun, “sonu” her zaman insanlarla samimi bir bağlantı kurma vizyonu içermelidir. Şu anda, ister sıfır, ister iki, isterseniz on farklı sosyal medya türünü kullanıyor olun, en önemlisi, paylaşımlarda, tweetlerde ve mesajlarda insani bir bağ kurmak. İnternet arkadaşlıklarının gerçek ilişkiler olmadığına dair sık rastlanan bir yanlış algı var. Böyle hissedenleri hızlı bir şekilde belirlemek çok kolay oluyor. Onların facebook sayfasına baktığınızda, sattıkları ürün veya hizmetle ilgili hiçbir kullanıcının katılımda bulunmadığı uzun paylaşım serileri görüyorsunuz. Hiçbir hayranları veya arkadaşları onların durum güncellemelerini “paylaşmıyor”. Kimse paylaşımlarına yorum yapmıyor. Uzun lafın kısası, işletmeleri hayranlarını ekranının diğer tarafındaki gerçek kişiler olarak gördüğünü ifade edecek hiçbir şey yapmadığı için, kimse onların ne dediğine önem vermiyor. Bunu aklınızda bulundurarak, sosyal medya kullanarak yaptığınız her şeydeki öncelikli amacınız, bağlantılarınızla samimi bir arkadaşlık kurmak olmalı. Ancak bu olduğu zaman, sosyal medyanın gerçek değeri kendini göstermeye başlayacak. Eğer ne paylaşacağınız konusunda kararsız kaldıysanız veya paylaştığınız içerikler arzu ettiğiniz sonuçları doğurmadıysa, endişelenmeyin. Değişim için asla geç değildir! Bu küçücük detayı değiştirmek sayfalarınızın gördüğü ilgiyi çarpıcı bir şekilde artıracak; işte başarılı sosyal medya kullanımının sırrı da burada yatıyor. Bağlılık ve Tutarlılık Başarılı bir şekilde sosyal medya kullanmak için gereken iki şey var: bağlılık ve tutarlılık. Sosyal medyayı pazarlama araç çantanıza eklemek bağlılık gerektiriyor. Bu pazarlama yöntemi çok kişisel olduğundan, birisi internet üzerinden bağlantı kurma girişimlerinde özgün olmadığında veya
  19. sabırsız olduğunda, bu fark edilir. İnsanlar samimiyetsizliği hisseder ve bu etkin bir pazarlama platformu olmaktan çıkar. Bir şeyi satın almamız için yalvaran paylaşımcılar gibi olmamak için, hepimiz bilinçli bir çaba sarf etmeliyiz. Bir diğer alternatif, katılımı teşvik eden fotoğraflar, videolar ve paylaşımlarda bulunarak, hayranlarımıza başkalarına nasıl yardım ettiğimizi ve onlar için neler yapabileceğimizi göstermek. Kitlenizi bulana kadar ve doğal olduğunu hissettiğiniz şekilde ağınızla bağlantıya geçmek için kullanacağınız mesajı keşfedene kadar bir deneme yanılma sürecinden geçeceksiniz. Bu son derece normal, devam edin! İşte tutarlılık bu noktada devreye giriyor. Tutarlı olmaktan bahsettiğimizde, sosyal medyayı “çalıştırmak” için günlük bazı adımlar atılması gerektiğini kastediyoruz. Sadece bir Facebook sayfası veya twitter hesabı oluşturmak yeterli değil. Kaliteli içerik aramak veya oluşturmak, bunu paylaşmak ve mesajınızla etkileşim kuran kişilerle bağlantıya geçmek biraz zaman alacak, belki her sabah ve öğlen yarımşar saat ayırmanız gerekecek. Tüm diğer pazarlama yöntemlerinde olduğu gibi, sosyal medya başladıktan sonra bırakılıp, yine de sonuç vermesi beklenecek bir şey değil. Çevrimiçi olmanız, içerik yaratmanız ve paylaşmanız ve insanlarla günlük olarak etkileşim kurmanız çok önemli, yoksa hiçbir şey olmaz. Sosyal medya ile ilgili bütün bu “yapılması ve yapılmaması gerekenler” gözünüzü korkutabilir, o yüzden size şunu söyleyelim, iş yerinde en çok eğlendiğimiz zamanlar, pazarlama için sosyal medya kullandığımız zamanlar oldu; çünkü yaratıcı olmamıza, kişiliğimizin tüm ışıltısıyla ortaya çıkmasına ve yeni arkadaşlıklar kurmamıza olanak tanıyor. Ama yine de sizi uyarıyoruz, bu eğlence için sadece çalışma gününüzün sosyal medya için ayırdığınız kısmındaki zamanı kullanın. Çalışın. Arzu ettiğiniz sonuçlara ulaşmak için profesyonel bir şekilde sosyal medya kullanırken, hedeflerinizi, stratejilerinizi ve markanızı aklınızdan çıkarmayın! Sosyal Medyada Zaman Yönetimi Hiçbirimizin, bütün gün internette oyalanacak vakti yok. Hepimiz, işletme giderlerimizi karşılamak ve hayatımızı kazanmak için para kazanması gereken iş sahipleriyiz. Sosyal medya platformlarında gezinip dursaydık, hiçbir şey satamazdık ve şirketlerin büyümesini sağlayan da satış elbette. Sosyal medyanın, şirketimizin büyümesine ve gelişmesine destek yerine köstek olmasına izin vermeyin. Disiplinli bir strateji ile kullanıldığında (eğlenceli kedi videoları izlemek yerine, mesela), harika bir pazarlama ve ilişki geliştirme aracı olabilir. Asıl olan stratejik kullanımdır. En azından çalışma saatleri içerisinde, sosyal medyanın zaman kaybına sebep olan cazibesine kapılmayın. Her otuz saniyede bir ekranınızı yenilemek ve arkadaşlarınızın her yeni paylaşımının altına yorum yazmak, size yeni iş olanakları sağlamaz. Çalışma saatleri içerisinde sosyal medya ağlarında zaman geçirirken, stratejik bir şekilde çalışmak önemli. Bir plan oluşturmanıza ve bu plana sadık kalmanıza yardımcı olacak bazı fikirler paylaşıyoruz: Sosyal medya sizi gençleştirmez; ama dünyanın gerisinde kalmak sizi yaşlandırır. Michelle Shih, Editör, Oprah Magazine
  20. 1. Belirli günlük, haftalık ve aylık sosyal medya hedefleriniz ve kendi kendini gözleyen mekanizmalarınız olsun. Bizim işe yaradığını gördüğümüz bazı hedefler şöyle: a. Her gün, var olan bir “etki merkezi” ile bağlantıya geçin. b. Her hafta, iki küçük işletme sahibine LinkedIn tavsiyesi yazın. c. Her gün, bir yeni kontak ile temas kurun. Bu tip aktivitelerde bulunmak, sosyal medya zamanınızı stratejik bir şekilde kullanmanıza yardımcı olur. Ayrıca her ağ için zaman ayırın. Facebook ve twitter gibi bazı ağlarda, her gün taze içerik paylaşımında bulunmanız gerekir. LinkedIn gibi diğerlerinde ise daha nadiren, belki haftada bir kere iyi olacaktır. Facebook ve twitter için, içerik paylaştıktan sonra günde en az iki kere kontrol edip, yorum yapan veya size işinizle ilgili soru yönelten kişiler ile iletişim kurmak iyi bir fikir olacaktır. LinkedIn daha ziyade, bir müşteri toplantısının öncesi gibi, ihtiyaç duyduğunuz durumlarda kullanacağınız bir kaynak. Sosyal Medya’da Şikayet Yönetimi Tüketicilerin beğenilerini ve şikayetlerini serbestçe yazabildiği ve diğer tüketicilerin satın alma kararlarını ve algılarını etkileyebildiği elektronik kanallar, ilgili şikayetleri fark edebilme ve çözebilme amacıyla değerlendirilmelidir. Mitroff (2000), sosyal medya ortamında yer alan bu şikayetlere karşı oluşturduğu rehberi aşağıdaki maddelerle anlatmıştır:  Olumsuz haberler hızlı bir biçimde dolaşabileceği için çok hızlı bir şekilde cevap verilerek yanlış anlamalar düzeltilmelidir.  Birçok kişi tarafından okunabilecek cevaplar oldukça kibar bir tarzla yazılmalıdır.  Meslek jargonlarından kaçınılmalıdır.  Kriz dönemlerinde faydalı olacağından haber gruplarının moderatörleri tanınmalıdır.  Diğer insanların şikayetlerine haber gruplarında cevap verecek müttefik müşteriler bulunmalıdır.  Müşteri haklı ve bilgi gerçek ise problem kabul edilerek çözülmeye çalışılmalıdır.  Olumsuz yorumlardan kaçınmanın en açık yolu, ürün ve hizmetlerle ilgili tüketici yorumlarını geri dönüşüm olarak kabul etmektir. Böylece, şikayetler haber gruplarında yer almadan önce bertaraf edilebilecektir.  Haber gruplarıyla kurulan bağlantılar devam ettirilmelidir. Bütün Mesele İletişim Şimdilik yapmanız gereken sadece başlamak! Eğer hâlâ bir sosyal medya mevcudiyetiniz yoksa, sizi şu anda bunu oluşturmaya davet ediyoruz. Facebook iş sayfanızı veya LinkedIn profilinizi yarattıktan sonra hemen paylaşmaya başlayın! Eğer bir hata yaparsanız kafanıza takmayın. Karakterinize ve ideal müşteri profilinize dayanarak, hangi platformun işinize daha çok yarayacağı hakkında bir fikriniz vardır. Her birinin diğerlerinden daha iyi olduğu işlevler var ve her platformun size fayda sağlaması için biraz çaba göstermek gerekiyor. Kendinize fazla yüklenmeyin. Tek bir platform ile başlayın, ona alışın, ardından bir sonraki platformda profilinizi ve mevcudiyetinizi oluşturmaya ve geliştirmeye başlayın. Hepsinin temelindeki tek şey iletişim; bunu unutmayın. İyi iletişim, iyi bağlantılar doğurur. Önce siz ilgili olun
  21. ki başkaları da sizinle ilgilensin. İlgili olmak için, bağlantılarınızın paylaşımlarına katılım gösterin, tartışmalar başlatın, mevcut tartışmalara katılın ve tartışmaları yönetin. İlgi çekmek için değişik ve bilgilendirici içerikler paylaşmalısınız. Farklı Mecraları Bir Araya Getirmek için İlham Veren Bir Uygulama Örneği: Eceninmasasi.com Can Yayınları, hayata geçirdiği EceninMasasi.com projesi ile Türkiye’de ilk kez bir kitabın yaratım sürecini, interaktif bir kurgu ile paylaşıyor. Ece Temelkuran’ın son kitabı Devir için hayata geçirilen projede; okurlar bir web sitesi üzerinden yazarın çalışma masasını keşfe çıkıyor. EceninMasasi.com web sitesi üzerinden ulaşılan uygulamada kullanıcılar ilk önce Ece Temelkuran’ın açılış konuşması ile karşılaşıyor. Ardından siteye devam eden ziyaretçilerin karşısına, Ece Temelkuran’ın Devir’i yazarken çalıştığı notların orijinalleri çıkıyor. Yazarın kitabı yazma sürecinde hazırladığı haritanın birebir kullanıldığı uygulamada masadaki her doküman rahatlıkla incelenebiliyor. Hatta bazı dokümanlarda videolar ve yazarın kendi sesinden açıklamalar da yer alıyor. Kullanıcılar bu masadaki dokümanları inceleyebildikleri gibi masaya yazar için not da bırakabiliyor. Bu notları sadece Ece Temelkuran görüyor. En sonunda yazarın seçeceği 10 notun sahibi ise Ece Temelkuran’la gerçekleşecek buluşmaya katılmaya hak kazanıyor. Bu aşamadan İstanbul dışından kazanan kişilerin ulaşım giderlerinin ise Can Yayınları tarafından karşılanacağı belirtilmiş. ki başkaları da sizinle ilgilensin. İlgili olmak için, bağlantılarınızın paylaşımlarına katılım gösterin, tartışmalar başlatın, mevcut tartışmalara katılın ve tartışmaları yönetin. İlgi çekmek için değişik ve bilgilendirici içerikler paylaşmalısınız. Farklı Mecraları Bir Araya Getirmek için İlham Veren Bir Uygulama Örneği: Eceninmasasi.com Can Yayınları, hayata geçirdiği EceninMasasi.com projesi ile Türkiye’de ilk kez bir kitabın yaratım sürecini, interaktif bir kurgu ile paylaşıyor. Ece Temelkuran’ın son kitabı Devir için hayata geçirilen projede; okurlar bir web sitesi üzerinden yazarın çalışma masasını keşfe çıkıyor. EceninMasasi.com web sitesi üzerinden ulaşılan uygulamada kullanıcılar ilk önce Ece Temelkuran’ın açılış konuşması ile karşılaşıyor. Ardından siteye devam eden ziyaretçilerin karşısına, Ece Temelkuran’ın Devir’i yazarken çalıştığı notların orijinalleri çıkıyor. Yazarın kitabı yazma sürecinde hazırladığı haritanın birebir kullanıldığı uygulamada masadaki her doküman rahatlıkla incelenebiliyor. Hatta bazı dokümanlarda videolar ve yazarın kendi sesinden açıklamalar da yer alıyor. Kullanıcılar bu masadaki dokümanları inceleyebildikleri gibi masaya yazar için not da bırakabiliyor. Bu notları sadece Ece Temelkuran görüyor. En sonunda yazarın seçeceği 10 notun sahibi ise Ece Temelkuran’la gerçekleşecek buluşmaya katılmaya hak kazanıyor. Bu aşamadan İstanbul dışından kazanan kişilerin ulaşım giderlerinin ise Can Yayınları tarafından karşılanacağı belirtilmiş. ki başkaları da sizinle ilgilensin. İlgili olmak için, bağlantılarınızın paylaşımlarına katılım gösterin, tartışmalar başlatın, mevcut tartışmalara katılın ve tartışmaları yönetin. İlgi çekmek için değişik ve bilgilendirici içerikler paylaşmalısınız. Farklı Mecraları Bir Araya Getirmek için İlham Veren Bir Uygulama Örneği: Eceninmasasi.com Can Yayınları, hayata geçirdiği EceninMasasi.com projesi ile Türkiye’de ilk kez bir kitabın yaratım sürecini, interaktif bir kurgu ile paylaşıyor. Ece Temelkuran’ın son kitabı Devir için hayata geçirilen projede; okurlar bir web sitesi üzerinden yazarın çalışma masasını keşfe çıkıyor. EceninMasasi.com web sitesi üzerinden ulaşılan uygulamada kullanıcılar ilk önce Ece Temelkuran’ın açılış konuşması ile karşılaşıyor. Ardından siteye devam eden ziyaretçilerin karşısına, Ece Temelkuran’ın Devir’i yazarken çalıştığı notların orijinalleri çıkıyor. Yazarın kitabı yazma sürecinde hazırladığı haritanın birebir kullanıldığı uygulamada masadaki her doküman rahatlıkla incelenebiliyor. Hatta bazı dokümanlarda videolar ve yazarın kendi sesinden açıklamalar da yer alıyor. Kullanıcılar bu masadaki dokümanları inceleyebildikleri gibi masaya yazar için not da bırakabiliyor. Bu notları sadece Ece Temelkuran görüyor. En sonunda yazarın seçeceği 10 notun sahibi ise Ece Temelkuran’la gerçekleşecek buluşmaya katılmaya hak kazanıyor. Bu aşamadan İstanbul dışından kazanan kişilerin ulaşım giderlerinin ise Can Yayınları tarafından karşılanacağı belirtilmiş.
  22. Kaynakça Nadeem Damani, Angela Johnson, Gelenekseli Koruyan Dijital Sigortacılık, Hümanist Kitap Yayıncılık, 2014. http://www.dijitalajanslar.com/ Mahmut Sami İşlek, Sosyal Medyanın Tüketici Davranışlarına Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2012. Çağla Turan Yurtseven, Sosyal Medyada Kurumsal Kriz Yönetimi: Onur Air Örneği, Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, Sayı 3, Mart 2014. http://www.mashable.com
Publicidad