SlideShare una empresa de Scribd logo
1 de 23
 Anadolu Uygarlıkları içinde en
önemlilerinden olan Hititler'in kökeni hala
tartışmalıdır. Ancak Hititler'in Anadolu'nun
yerli halkı olmayıp dışarıdan geldikleri
kesindir. Hatta Hitit adı da daha sonra
Eski Ahit'e göre uydurulmuş bir isimdir. Hitit
diye andığımız bu halkın kendilerine Nesi
dili konuşan Nesili dediklerini biliyoruz.
 Batı dünyasındaki bilim adamlarının üzerinde anlaşmaya vardıkları
Hititler'in Hint-Avrupa kökenli bir kavim oldukları yolundadır. Konuştukları
dil ve ataerkil yapısı ve diğer kültür özellikleri bu görüşü destekler
nitelikledir.
 Kralın yanında Pankuş adı verilen asillerden oluşan bir de meclis
bulunmaktaydı.
 Hitit devlet idaresinin başında Büyük Kral denilen Hitti kralları vardı. Ancak
Hitti krallarının Mısır ve Mezopotamya krallarından ayıran bazı özelliklere
sahiptirler: Mesela Hitti kralları hiçbir zaman tanrı olma(Incernation)
temayülü göstermemişlerdir .Onların ancak Öldükten sonra tanrı
olduklarına inanılırdı. Diğer bir hususta Hitit krallarının Mezoptomya ve
Mısır kralları gibi sürek avı yapmamış olmalarıdır.
 Hitit krallarının başlıca görevleri baş rahiplik, baş yargıçlık ve baş
kumandanlık gibi görevleri de vardı.
 Öte yandan bir başka teori de Hititler'in
Çerkez kökenli olduğu yolundadır. Bu tez
de Hattiler söz konusu olduğunda dil ve
kültür öğeleri bakımından
desteklenmektedir ve olanaksız
gözükmemektedir. Ancak daha etraflı
araştırma yapılmalıdır. Örneğin Çurey
Hattiler ile Hititler'i yer yer karıştırdığından
ortaya anlaşılması güç ,hatalı teoriler
çıkmış.
 Hititler'in tarih sahnesinde görülmesi daha
öncelere de dayansa Krallığın MÖ 1660-
1630 yılları arasında hüküm sürmüş I. Hattuşili
tarafından kurulduğu söylenir. Bu konu
belgelere bakıldığında biraz karışıktır, çünkü
Hattuşili de kendinden önce gelen Labarna
ve başşehir Kussara'dan sözetmektedir. Bu
dönem ise oldukça karışıktır çünkü bu
dönemde Anadolu'da yerel krallar hüküm
sürmektedir.
 İ.Ö.17.yüzyıl sonuna doğru Kuşşaralı bir bey, İç
Anadolunun büyük kesimini egemenliği altına alarak
bir krallık kurdu ve Hattuşa’yı da kendine başkent
yaptı. Kendine de Hattuşlu anlamına gelen Hattuşuli
adını verdi.Ord. Prof.dr. Ekrem Akurgal bu durumu
şöyle özetlemektedir:
 " Yazılı kaynaklardan belli olduğuna göre sonuç
olarak diyebiliriz ki, Labarna adlı bir kral Kussara'da
hükümdar olduktan sonra yerine yeğeni Labarna ya
da Tabarna adı ile kral olur. Ancak bu ikinci Labarna,
bir süre sonra idare merkezini , başkent olmaya her
yönden elverişli Hattuşa'ya nakleder. "
 Hitit dini çok tanrılı bir dindir; panteonun
(tanrılar ailesi) içinde binlerce tanrı ve tanrıça
vardır ve bunların pek çoğu diğer kavimlerin
dinlerinden alınmıştır. Hititler ’de tanrılar, tıpkı
insanlar gibidir. Fiziksel şekilleri insan gibi olduğu
kadar ruhen de onlarla aynı olup insanlar gibi
yerler, içerler, kendilerine iyi bakıldığı sürece
insanlara iyilik ederler; ancak ihmâl edildikleri
zaman hemen intikam almaya, insanları en
acımasız yöntemlerle cezalandırmaya
hazırdırlar. Bir Hitit metni, insanlarla tanrıları
birbirleriyle kıyaslamakta ve tanrı-insan ilişkilerini
bey-hizmetçi ilişkilerine benzetmektedir.
 Hitit devletinin panteonu, Anadolu ve
Suriye şehirlerinin çeşitli yerel
panteonlarının zamanla bir araya getirilip
birleştirilmesinden oluşmuştur. Hitit
devletinin başlangıcından îtibâren baş
tanrı, fırtına tanrısı Teşup’tur. Kozmik
dönemi (kâinâtı) sağlayan, krallığı ve
ülkenin düzenini koruyan O'dur. Kral,
efendisi adına ülkeyi yönetir.
 MÖ 1274 tarihinde II. Ramses ile II.
Muvatalli arasında Kadeş önünde büyük
bir meydan savaşı yapılmış ve Kadeş
Antlaşması ile sonuçlanmıştır. Bu
antlaşmaya bağlı olarak II. Ramses
savaştan önce aldığı yerleri boşaltmış,
Kadeş Şehri Hititlere kalmıştır.
 Bu antlaşma dünya tarihinde eşitlik
ilkesine dayanan en eski antlaşmadır
 Anadolu'da ilk kez organize devlet kuran
Hititlerin başkenti olan Boğazköy (Hattuşaş),
dağlık-engebeli bir arazi kurulmuş olup Çorum'a
uzaklığı 82 km'dir. Boğazköy'ün gerçek tarihi
MÖ 1900'den az sonra başlar. Geç Hitit ve Asur
belgelerinden öğrendiğimize göre Boğazköy;
Hattuştu ve Pijusti adlı krallarla son bulan bir
hanedanlığın merkezi idi. MÖ 19. ve 18.
yüzyılda Hitit öncesi'deki dönemde
Boğazköy'de, Hattiler ve Asurlu tüccarlar da
konaklamaktaydılar. Şehirde Asurlu tüccarların
ticaret yaptıkları "karum" denilen bir pazar yeri
bulunmaktaydı.
BÜYÜKTAPINAK
 Hitit dini çok tanrılı bir dindi. Bundan
dolayı Hititler kendi ülkelerine “Bin Tanrılı
İl” derlerdi. Kendi tanrılarının yanında
Anadolu’daki diğer uygarlıkların
tanrılarına da taparlardı. Bunun sonucu
olarak Hitit mitolojisinde Sümer, Akad,
Hatti, Hurri, Mitanni, Luvi tanrıları da yer
almış, dolayısıyla Hitit mitolojisi, değişik
türde tanrılardan meydana gelen bir
nitelik kazanmıştır.
 Hititlerde özgün bir mitolojiden söz etmek
oldukça güçtür. Birçok kavme ait mitolojiler
mevcuttur. Bu mitolojiler başlıca şunlardır:
 Hatti kökenli mitolojiler: İlluyanka Hikâyesi,
Kaybolan Tanrı Mitolojisi, Gökten Düşen Ay
Mitolojisi, Kamruşepa Mitolojisi
 Hurri kökenli mitolojiler: Kumarbi Efsanesi,
Hedammu Mitosu, Ullikummi Şarkısı, Avcı
Kessi’nin Masalı ve Appu Masalı
 Mezopotamya kökenli mitolojiler:
Gılgameş Destanı
 Geçmiş yıllarda Alalu, gökyüzünde kral idi. Alalu,
tahtta oturuyordu. Ve tanrıların önde geleni, güçlü
Anu, onun hizmetindeydi. Anu, Alalu´nun hizmetinde
çalışıyor, içki servisi yapıyordu.
 Alalu gökte dokuz yıldır kraldır. Anu, Alalu´ya karşı
ayaklanır ve onu yenerek yer altına gönderir ve tahta
geçer. Bu kez Kumarbi ona hizmet etmeye başlar.
Anu da dokuz yıl boyunca tahtta kalır. Dokuzuncu
yılda bu kez Kumarbi Anu´ya karşı ayaklanır ve onunla
savaşmaya başlar. Anu, Kumarbi´ye karşı koyamaz,
kaçarBu efsane, Hesiodos’un Theogonia’sını
andıracak biçimde tanrı soylarından bahsetmektedir..
 Anu, gökyüzüne çıkar, Kumarbi onun arkasından
koşar ve erkeklik organını ısırır. Kumarbi, Anu’nun
erkekliğini yutunca, o sevinir ve yüksek sesle gülmeye
başlar. “Erkekliğimi yuttuğun için kendi kendine
sevinme! Ben sana yük (tohum) yükledim.” der.”İlkini
olarak soylu Fırtına Tanrısı Teşup’a, ikincisini
dayanılmaz Aranzah nehrine ve üçüncüsünü soylu
Tašmišu’ya bıraktım.” der. “Üç dehşet tanrıyı ben sana
bir yük olarak yerleştirdim. Ayrıca iki korkunç tanrıya
daha gebe bıraktım. Öyle olacaksın ki gelip başını
kayalıklara vuracaksın!” Daha sonra Kumarbi saklanıp
ağzındakileri tükürse de, yine de bedeninin çeşitli
yerlerinden çocukların doğmasına engel olamaz.
 Hitit Mitolojisinde Önemli Tanrılar
 Teşup: Fırtına Tanrısı ve Gök tanrısıdır. Sembollerinden biri
boğadır.
 Hepat: Hititlerde Arinna'nın güneş tanrıçası’dır. Hititlerde
Kupaba olarak da geçmiştir.
 Telipinu: Tarımla uğraşan, tahılların büyümesini sağlayan
ve bereketliliği temsil eden tanrıdır.
 Hatepinu: Nerik kentinin Fırtına tanrısı ve Zippalanda
kentinin Fırtına tanrısıdır.
 Işık tanrısı: Siu
 Tahıl ve hububat tanrısı: Halki
 At üzerindeki tanrı: Pirwa
 Tanrılaştırılmış gün: Siwat
 Tanrılaştırılmış gece: İspant
 Hititler birçok doğa olayını tanrılara
bağlamakta ancak onları, insan şekilli
olarak düşünmekteydiler. Buna göre bir
tanrı canı isterse çekip gidebiliyordu.
Ancak tanrının gitmesiyle ona bağlı olan
doğa olayları da etkileniyordu.
 Efsanenin kahramanı Telipinu bir tarım tanrısıdır.
Tohum ekmek, tarla sürmek, sulamak, ürünü
yetiştirmek ve toplamak gibi tarım işleri ile
ilgilidir. Tanrı bir gün o kadar sinirlenir ki fırlar ve
gider. Tanrının gitmesiyle beraber ülkede her
şey değişir. Sıkıntılar başlar:“ Pencereleri sis
doldurdu, evi duman doldurdu. Ocakta
odunlar boğuldu, ağılda koyunlar boğuldu.
Koyun kuzusunu istemedi, inek buzağısını
istemedi.[…] Arpa ve buğday yetişmez oldu,
sığırlar koyunlar ve insanlar gebe kalmadılar,
gebe kalanlar ise doğurmadılar. Dağlar kurudu,
ağaçlar kurudu ve çiçek açmaz oldu; otlaklar
kurudu, kaynaklar kurudu.”
 Tanrının gidişi o kadar etkili olmuştur ki diğer tanrılar da
bundan etkilenmiş hatta bütün tanrıların katıldıkları bir
ziyafette yiyip içmelerine rağmen açlık ve susuzlukları
geçmemiştir. En sonunda Fırtına tanrısının aklına oğlu
Telipinu gelir ve iyi olan her şeyi alıp götüren Telipinu’yu
yüksek dağlarda araması için kartalı gönderir. Ancak kartal
Telipinu’yu bulamaz. O zaman bütün tanrıların annesi
tanrıça Hannahanna Fırtına tanrısına T elipinu’yu bizzat
aramasını söyler. Ancak fırtına tanrısı da başarılı olamaz.
Hannahanna en sonunda bir arı gönderir. Arı sonunda
tanrıyı bulur ve onu sokarak uyandırır, Telipinu daha da
öfkelenir. En sonunda bir ayin yaparak öfkesini
dindirilmesine karar verilir. Bu işi büyü tanrıçası Kamrusepa
yapar. Sonuçta bu büyü etkili olur. Telipinu’nun öfkesi diner
ve evine döner. Böylece ortaklık yatışır ve eski haline
döner.
 Bazı yorumcular bu efsanede sözü geçen yılanın
öldürülmesi motifinin, baharın kışı yenmesi şeklinde
yorumlanması gerektiğini belirtmişlerdir. Bütün
kültürlerde hemen hemen tanrının yılanı öldürmesi
motifi bulunmaktadır. Bu mitosun izleri daha sonra
kendini Apollon ya da Saint George mitoslarında da
gösterir. Dev yılan İlluyanka ile Fırtına tanrısının savaşı
ile başlar ve Fırtına tanrısı yenilir. Bunun üzerine Fırtına
tanrısı bütün tanrıları toplar ve yardım ister. Tanrıça
İnara buna bir çözüm düşünür ve bir festival düzenler.
Daha sonra tanrıça Ziggarata şehrine giderek burada
Hupašiia adında bir ölümlü ile anlaşır ve planını
anlatır. Hupasiia, bunu kabul eder.
 İnara daha sonra süslenerek yılan
İlluianka’nın deliğine gider ve onu
festivale çağırır. Deliğinden çocukları ile
çıkan İlluianka oradaki içkilerin çoğunu
içer ve sarhoş olur, geri dönmek istemez.
Hupasiia yılanı bir ip ile bağlar. Fırtına
tanrısı da İlluianka’yı öldürür. Böylece
Fırtına tanrısının sorunu çözüme bağlanır.
ASLANLI KAPI

Más contenido relacionado

Más de Önder Alkan

Anadolu Uygarlıkları Göbeklitepe
Anadolu Uygarlıkları GöbeklitepeAnadolu Uygarlıkları Göbeklitepe
Anadolu Uygarlıkları GöbeklitepeÖnder Alkan
 
Anadolu Uygarlıkları Didim
Anadolu Uygarlıkları DidimAnadolu Uygarlıkları Didim
Anadolu Uygarlıkları DidimÖnder Alkan
 
Türk Mitolojisi çerçevesinde Urartular
Türk Mitolojisi çerçevesinde UrartularTürk Mitolojisi çerçevesinde Urartular
Türk Mitolojisi çerçevesinde UrartularÖnder Alkan
 
Türk Mitolojisi çerçevesinde Lidya
Türk Mitolojisi çerçevesinde LidyaTürk Mitolojisi çerçevesinde Lidya
Türk Mitolojisi çerçevesinde LidyaÖnder Alkan
 
Türk Mitolojisi çerçevesinde Karya
Türk Mitolojisi çerçevesinde KaryaTürk Mitolojisi çerçevesinde Karya
Türk Mitolojisi çerçevesinde KaryaÖnder Alkan
 
Türk Mitolojisi çerçevesinde Frigler
Türk Mitolojisi çerçevesinde FriglerTürk Mitolojisi çerçevesinde Frigler
Türk Mitolojisi çerçevesinde FriglerÖnder Alkan
 
üLkemizi sembolize eden mekanlar
üLkemizi sembolize eden mekanlarüLkemizi sembolize eden mekanlar
üLkemizi sembolize eden mekanlarÖnder Alkan
 
Türkiye'nin turizm değerleri
Türkiye'nin turizm değerleriTürkiye'nin turizm değerleri
Türkiye'nin turizm değerleriÖnder Alkan
 
Milli parklar ve dünyanın 7 harikası
Milli parklar ve dünyanın 7 harikasıMilli parklar ve dünyanın 7 harikası
Milli parklar ve dünyanın 7 harikasıÖnder Alkan
 
Dünya turizminde türkiyenin yeri
Dünya turizminde türkiyenin yeriDünya turizminde türkiyenin yeri
Dünya turizminde türkiyenin yeriÖnder Alkan
 
Akdeni̇z bölgesi̇ genel
Akdeni̇z bölgesi̇ genel Akdeni̇z bölgesi̇ genel
Akdeni̇z bölgesi̇ genel Önder Alkan
 
Marmara bölgesi̇ genel
Marmara bölgesi̇ genelMarmara bölgesi̇ genel
Marmara bölgesi̇ genelÖnder Alkan
 

Más de Önder Alkan (12)

Anadolu Uygarlıkları Göbeklitepe
Anadolu Uygarlıkları GöbeklitepeAnadolu Uygarlıkları Göbeklitepe
Anadolu Uygarlıkları Göbeklitepe
 
Anadolu Uygarlıkları Didim
Anadolu Uygarlıkları DidimAnadolu Uygarlıkları Didim
Anadolu Uygarlıkları Didim
 
Türk Mitolojisi çerçevesinde Urartular
Türk Mitolojisi çerçevesinde UrartularTürk Mitolojisi çerçevesinde Urartular
Türk Mitolojisi çerçevesinde Urartular
 
Türk Mitolojisi çerçevesinde Lidya
Türk Mitolojisi çerçevesinde LidyaTürk Mitolojisi çerçevesinde Lidya
Türk Mitolojisi çerçevesinde Lidya
 
Türk Mitolojisi çerçevesinde Karya
Türk Mitolojisi çerçevesinde KaryaTürk Mitolojisi çerçevesinde Karya
Türk Mitolojisi çerçevesinde Karya
 
Türk Mitolojisi çerçevesinde Frigler
Türk Mitolojisi çerçevesinde FriglerTürk Mitolojisi çerçevesinde Frigler
Türk Mitolojisi çerçevesinde Frigler
 
üLkemizi sembolize eden mekanlar
üLkemizi sembolize eden mekanlarüLkemizi sembolize eden mekanlar
üLkemizi sembolize eden mekanlar
 
Türkiye'nin turizm değerleri
Türkiye'nin turizm değerleriTürkiye'nin turizm değerleri
Türkiye'nin turizm değerleri
 
Milli parklar ve dünyanın 7 harikası
Milli parklar ve dünyanın 7 harikasıMilli parklar ve dünyanın 7 harikası
Milli parklar ve dünyanın 7 harikası
 
Dünya turizminde türkiyenin yeri
Dünya turizminde türkiyenin yeriDünya turizminde türkiyenin yeri
Dünya turizminde türkiyenin yeri
 
Akdeni̇z bölgesi̇ genel
Akdeni̇z bölgesi̇ genel Akdeni̇z bölgesi̇ genel
Akdeni̇z bölgesi̇ genel
 
Marmara bölgesi̇ genel
Marmara bölgesi̇ genelMarmara bölgesi̇ genel
Marmara bölgesi̇ genel
 

Türk Mitolojisi çerçevesinde Hititler

  • 1.
  • 2.  Anadolu Uygarlıkları içinde en önemlilerinden olan Hititler'in kökeni hala tartışmalıdır. Ancak Hititler'in Anadolu'nun yerli halkı olmayıp dışarıdan geldikleri kesindir. Hatta Hitit adı da daha sonra Eski Ahit'e göre uydurulmuş bir isimdir. Hitit diye andığımız bu halkın kendilerine Nesi dili konuşan Nesili dediklerini biliyoruz.
  • 3.  Batı dünyasındaki bilim adamlarının üzerinde anlaşmaya vardıkları Hititler'in Hint-Avrupa kökenli bir kavim oldukları yolundadır. Konuştukları dil ve ataerkil yapısı ve diğer kültür özellikleri bu görüşü destekler nitelikledir.  Kralın yanında Pankuş adı verilen asillerden oluşan bir de meclis bulunmaktaydı.  Hitit devlet idaresinin başında Büyük Kral denilen Hitti kralları vardı. Ancak Hitti krallarının Mısır ve Mezopotamya krallarından ayıran bazı özelliklere sahiptirler: Mesela Hitti kralları hiçbir zaman tanrı olma(Incernation) temayülü göstermemişlerdir .Onların ancak Öldükten sonra tanrı olduklarına inanılırdı. Diğer bir hususta Hitit krallarının Mezoptomya ve Mısır kralları gibi sürek avı yapmamış olmalarıdır.  Hitit krallarının başlıca görevleri baş rahiplik, baş yargıçlık ve baş kumandanlık gibi görevleri de vardı.
  • 4.  Öte yandan bir başka teori de Hititler'in Çerkez kökenli olduğu yolundadır. Bu tez de Hattiler söz konusu olduğunda dil ve kültür öğeleri bakımından desteklenmektedir ve olanaksız gözükmemektedir. Ancak daha etraflı araştırma yapılmalıdır. Örneğin Çurey Hattiler ile Hititler'i yer yer karıştırdığından ortaya anlaşılması güç ,hatalı teoriler çıkmış.
  • 5.  Hititler'in tarih sahnesinde görülmesi daha öncelere de dayansa Krallığın MÖ 1660- 1630 yılları arasında hüküm sürmüş I. Hattuşili tarafından kurulduğu söylenir. Bu konu belgelere bakıldığında biraz karışıktır, çünkü Hattuşili de kendinden önce gelen Labarna ve başşehir Kussara'dan sözetmektedir. Bu dönem ise oldukça karışıktır çünkü bu dönemde Anadolu'da yerel krallar hüküm sürmektedir.
  • 6.  İ.Ö.17.yüzyıl sonuna doğru Kuşşaralı bir bey, İç Anadolunun büyük kesimini egemenliği altına alarak bir krallık kurdu ve Hattuşa’yı da kendine başkent yaptı. Kendine de Hattuşlu anlamına gelen Hattuşuli adını verdi.Ord. Prof.dr. Ekrem Akurgal bu durumu şöyle özetlemektedir:  " Yazılı kaynaklardan belli olduğuna göre sonuç olarak diyebiliriz ki, Labarna adlı bir kral Kussara'da hükümdar olduktan sonra yerine yeğeni Labarna ya da Tabarna adı ile kral olur. Ancak bu ikinci Labarna, bir süre sonra idare merkezini , başkent olmaya her yönden elverişli Hattuşa'ya nakleder. "
  • 7.  Hitit dini çok tanrılı bir dindir; panteonun (tanrılar ailesi) içinde binlerce tanrı ve tanrıça vardır ve bunların pek çoğu diğer kavimlerin dinlerinden alınmıştır. Hititler ’de tanrılar, tıpkı insanlar gibidir. Fiziksel şekilleri insan gibi olduğu kadar ruhen de onlarla aynı olup insanlar gibi yerler, içerler, kendilerine iyi bakıldığı sürece insanlara iyilik ederler; ancak ihmâl edildikleri zaman hemen intikam almaya, insanları en acımasız yöntemlerle cezalandırmaya hazırdırlar. Bir Hitit metni, insanlarla tanrıları birbirleriyle kıyaslamakta ve tanrı-insan ilişkilerini bey-hizmetçi ilişkilerine benzetmektedir.
  • 8.
  • 9.  Hitit devletinin panteonu, Anadolu ve Suriye şehirlerinin çeşitli yerel panteonlarının zamanla bir araya getirilip birleştirilmesinden oluşmuştur. Hitit devletinin başlangıcından îtibâren baş tanrı, fırtına tanrısı Teşup’tur. Kozmik dönemi (kâinâtı) sağlayan, krallığı ve ülkenin düzenini koruyan O'dur. Kral, efendisi adına ülkeyi yönetir.
  • 10.  MÖ 1274 tarihinde II. Ramses ile II. Muvatalli arasında Kadeş önünde büyük bir meydan savaşı yapılmış ve Kadeş Antlaşması ile sonuçlanmıştır. Bu antlaşmaya bağlı olarak II. Ramses savaştan önce aldığı yerleri boşaltmış, Kadeş Şehri Hititlere kalmıştır.  Bu antlaşma dünya tarihinde eşitlik ilkesine dayanan en eski antlaşmadır
  • 11.  Anadolu'da ilk kez organize devlet kuran Hititlerin başkenti olan Boğazköy (Hattuşaş), dağlık-engebeli bir arazi kurulmuş olup Çorum'a uzaklığı 82 km'dir. Boğazköy'ün gerçek tarihi MÖ 1900'den az sonra başlar. Geç Hitit ve Asur belgelerinden öğrendiğimize göre Boğazköy; Hattuştu ve Pijusti adlı krallarla son bulan bir hanedanlığın merkezi idi. MÖ 19. ve 18. yüzyılda Hitit öncesi'deki dönemde Boğazköy'de, Hattiler ve Asurlu tüccarlar da konaklamaktaydılar. Şehirde Asurlu tüccarların ticaret yaptıkları "karum" denilen bir pazar yeri bulunmaktaydı.
  • 13.  Hitit dini çok tanrılı bir dindi. Bundan dolayı Hititler kendi ülkelerine “Bin Tanrılı İl” derlerdi. Kendi tanrılarının yanında Anadolu’daki diğer uygarlıkların tanrılarına da taparlardı. Bunun sonucu olarak Hitit mitolojisinde Sümer, Akad, Hatti, Hurri, Mitanni, Luvi tanrıları da yer almış, dolayısıyla Hitit mitolojisi, değişik türde tanrılardan meydana gelen bir nitelik kazanmıştır.
  • 14.  Hititlerde özgün bir mitolojiden söz etmek oldukça güçtür. Birçok kavme ait mitolojiler mevcuttur. Bu mitolojiler başlıca şunlardır:  Hatti kökenli mitolojiler: İlluyanka Hikâyesi, Kaybolan Tanrı Mitolojisi, Gökten Düşen Ay Mitolojisi, Kamruşepa Mitolojisi  Hurri kökenli mitolojiler: Kumarbi Efsanesi, Hedammu Mitosu, Ullikummi Şarkısı, Avcı Kessi’nin Masalı ve Appu Masalı  Mezopotamya kökenli mitolojiler: Gılgameş Destanı
  • 15.  Geçmiş yıllarda Alalu, gökyüzünde kral idi. Alalu, tahtta oturuyordu. Ve tanrıların önde geleni, güçlü Anu, onun hizmetindeydi. Anu, Alalu´nun hizmetinde çalışıyor, içki servisi yapıyordu.  Alalu gökte dokuz yıldır kraldır. Anu, Alalu´ya karşı ayaklanır ve onu yenerek yer altına gönderir ve tahta geçer. Bu kez Kumarbi ona hizmet etmeye başlar. Anu da dokuz yıl boyunca tahtta kalır. Dokuzuncu yılda bu kez Kumarbi Anu´ya karşı ayaklanır ve onunla savaşmaya başlar. Anu, Kumarbi´ye karşı koyamaz, kaçarBu efsane, Hesiodos’un Theogonia’sını andıracak biçimde tanrı soylarından bahsetmektedir..
  • 16.  Anu, gökyüzüne çıkar, Kumarbi onun arkasından koşar ve erkeklik organını ısırır. Kumarbi, Anu’nun erkekliğini yutunca, o sevinir ve yüksek sesle gülmeye başlar. “Erkekliğimi yuttuğun için kendi kendine sevinme! Ben sana yük (tohum) yükledim.” der.”İlkini olarak soylu Fırtına Tanrısı Teşup’a, ikincisini dayanılmaz Aranzah nehrine ve üçüncüsünü soylu Tašmišu’ya bıraktım.” der. “Üç dehşet tanrıyı ben sana bir yük olarak yerleştirdim. Ayrıca iki korkunç tanrıya daha gebe bıraktım. Öyle olacaksın ki gelip başını kayalıklara vuracaksın!” Daha sonra Kumarbi saklanıp ağzındakileri tükürse de, yine de bedeninin çeşitli yerlerinden çocukların doğmasına engel olamaz.
  • 17.  Hitit Mitolojisinde Önemli Tanrılar  Teşup: Fırtına Tanrısı ve Gök tanrısıdır. Sembollerinden biri boğadır.  Hepat: Hititlerde Arinna'nın güneş tanrıçası’dır. Hititlerde Kupaba olarak da geçmiştir.  Telipinu: Tarımla uğraşan, tahılların büyümesini sağlayan ve bereketliliği temsil eden tanrıdır.  Hatepinu: Nerik kentinin Fırtına tanrısı ve Zippalanda kentinin Fırtına tanrısıdır.  Işık tanrısı: Siu  Tahıl ve hububat tanrısı: Halki  At üzerindeki tanrı: Pirwa  Tanrılaştırılmış gün: Siwat  Tanrılaştırılmış gece: İspant
  • 18.  Hititler birçok doğa olayını tanrılara bağlamakta ancak onları, insan şekilli olarak düşünmekteydiler. Buna göre bir tanrı canı isterse çekip gidebiliyordu. Ancak tanrının gitmesiyle ona bağlı olan doğa olayları da etkileniyordu.
  • 19.  Efsanenin kahramanı Telipinu bir tarım tanrısıdır. Tohum ekmek, tarla sürmek, sulamak, ürünü yetiştirmek ve toplamak gibi tarım işleri ile ilgilidir. Tanrı bir gün o kadar sinirlenir ki fırlar ve gider. Tanrının gitmesiyle beraber ülkede her şey değişir. Sıkıntılar başlar:“ Pencereleri sis doldurdu, evi duman doldurdu. Ocakta odunlar boğuldu, ağılda koyunlar boğuldu. Koyun kuzusunu istemedi, inek buzağısını istemedi.[…] Arpa ve buğday yetişmez oldu, sığırlar koyunlar ve insanlar gebe kalmadılar, gebe kalanlar ise doğurmadılar. Dağlar kurudu, ağaçlar kurudu ve çiçek açmaz oldu; otlaklar kurudu, kaynaklar kurudu.”
  • 20.  Tanrının gidişi o kadar etkili olmuştur ki diğer tanrılar da bundan etkilenmiş hatta bütün tanrıların katıldıkları bir ziyafette yiyip içmelerine rağmen açlık ve susuzlukları geçmemiştir. En sonunda Fırtına tanrısının aklına oğlu Telipinu gelir ve iyi olan her şeyi alıp götüren Telipinu’yu yüksek dağlarda araması için kartalı gönderir. Ancak kartal Telipinu’yu bulamaz. O zaman bütün tanrıların annesi tanrıça Hannahanna Fırtına tanrısına T elipinu’yu bizzat aramasını söyler. Ancak fırtına tanrısı da başarılı olamaz. Hannahanna en sonunda bir arı gönderir. Arı sonunda tanrıyı bulur ve onu sokarak uyandırır, Telipinu daha da öfkelenir. En sonunda bir ayin yaparak öfkesini dindirilmesine karar verilir. Bu işi büyü tanrıçası Kamrusepa yapar. Sonuçta bu büyü etkili olur. Telipinu’nun öfkesi diner ve evine döner. Böylece ortaklık yatışır ve eski haline döner.
  • 21.  Bazı yorumcular bu efsanede sözü geçen yılanın öldürülmesi motifinin, baharın kışı yenmesi şeklinde yorumlanması gerektiğini belirtmişlerdir. Bütün kültürlerde hemen hemen tanrının yılanı öldürmesi motifi bulunmaktadır. Bu mitosun izleri daha sonra kendini Apollon ya da Saint George mitoslarında da gösterir. Dev yılan İlluyanka ile Fırtına tanrısının savaşı ile başlar ve Fırtına tanrısı yenilir. Bunun üzerine Fırtına tanrısı bütün tanrıları toplar ve yardım ister. Tanrıça İnara buna bir çözüm düşünür ve bir festival düzenler. Daha sonra tanrıça Ziggarata şehrine giderek burada Hupašiia adında bir ölümlü ile anlaşır ve planını anlatır. Hupasiia, bunu kabul eder.
  • 22.  İnara daha sonra süslenerek yılan İlluianka’nın deliğine gider ve onu festivale çağırır. Deliğinden çocukları ile çıkan İlluianka oradaki içkilerin çoğunu içer ve sarhoş olur, geri dönmek istemez. Hupasiia yılanı bir ip ile bağlar. Fırtına tanrısı da İlluianka’yı öldürür. Böylece Fırtına tanrısının sorunu çözüme bağlanır.