1. Renklerin Satış ve Pazarlamaya
Etkisi - Renkler ve Anlamları
Satış ve pazarlama son derece zorlu bir
süreçtir. Bir ürünün tercih edilir
olmasında tanıtım ve pazarlama
stratejilerinin yanı sıra o ürünün
ambalajında tercih edilen renklere de
bağlıdır. Peki, hangi iş grubu satış-
pazarlama faaliyetlerine destek olarak
hangi renkleri tercih etmelidir?
2. En Çok Tercih Edilen Renkler ve
Özellikleri
• Kırmızı: Kırmızı, heyecan ve yüksek enerjiyi çağrıştırır. Kırmızı; en
uyarıcı, seksi, dinamik, tutkulu ve dikkat çekici renktir. Bu
nedenle, özellikle dikkat çekmesi istenen satış noktalarında ve
iştah uyandırdığı için gıda sektöründe tercih edilir.
• Mavi: Mavi güvenilir, sağlam ve kendinden emin izlenime sahiptir.
Banka ve finans sektörleri güven duygusunu desteklemek için bu
rengi tercih ederler. Mavi ayrıca su ile bağlantılı çağrışımı
dolayısıyla su gibi içeceklerin ambalaj ve logolarında da kullanımı
uygundur. Aynı zamanda huzurlu ve sakin bir renk olan mavi,
konsantrasyon ve rahatlama gerektiren ortamlarda ve
hastanelerde kullanılır.
Yeşil: Tazeliği ve şifayı çağrıştırır. Koyu yeşil, para ve prestij
rengidir. Prestij ve güvenliğin önemli olduğu sektörlerde yeşil
rengin kullanımı uygundur. Yeşilin diğer tonlarının gıda
sektöründe kullanımı idealdir.
3. • Turuncu: Turuncu kırmızı ve sarının bileşkesinden oluşur. Bu
nedenle de her iki rengin güçlü yanlarını taşır. Turuncu, parlak,
canlı, cana yakın, dışadönük, mutlu ve çocuksu bir karaktere
sahiptir. Turuncu, özellikle çocukların ve gençlerin hedeflendiği
iş kollarında tercih edilmelidir. Canlı turuncu renkler dikkat
çekici özelliklerinden dolayı satış noktalarında ve iştah açıcı
olduğu için fast-food mekanlarında kullanılması uygundur.
• Sarı: Sarı aydınlık ve sıcak bir renktir. Neşeli ve enerjik bir
izlenimi vardır. Bu nedenle satış noktalarında kullanımı
uygundur. Ayrıca sarı dikkat çekmek için ya da uyarı amaçlı da
kullanılan bir renktir. Otopark duvarlarında genellikle sarı siyah
kombinasyonu uyarıcı olarak kullanılır.
• Beyaz: Temizlik, parlaklık, sadelik ve masumiyet duyguları veren
beyaz, özellikle çocuk ve sağlık ürünlerinde kullanılır. Gözün en
parlak algıladığı renk beyazdır. Bu nedenle beyaz renk,
işaretlerde, paketlerde ve satış noktalarında zıtlık oluşturarak
dikkati çekmek kullanılır.
4. • Koyu mavi: En ciddi renktir. Koyu mavi, polis ve pilot üniformalarında
güvenilir, sağlam, emin izlenimini veren mavi, banka ve finans sektörlerinin
de tercihidir.
• Mavi-yeşil: Mavi ve yeşil renklerin birlikte kullanımı genel olarak kaplıcaları
çağrıştırır. Bu nedenle bu iki rengin hijyen ürünleri için tercih edilmesi
idealdir.
• Kahverengi: Kahverengi, tutarlılık, süreklilik ve zenginliği çağrıştıran bir
renktir. Toprakla bağlantısından dolayı güvenlik duygusu pekişir. Toprak
renkleri genelde olumlu etki doğurur. Ev ve yemek sektörü için önemli bir
renk olan kahverengi sağlıklı, doğal ve organik ürünleri çağrıştırır. Bu
alanlarda hizmet veren sektörlerce rahatlıkla tercih edilebilir.
• Siyah: Siyah çok güçlü bir renktir. Karanlık ve geceyi çağrıştırdığı için
esrarengiz, güçlü, klasik ve şık bir renk olarak algılanır. Siyah, fiyatı yüksek
ürünlerin rengidir. Ağır bir renk olduğu için düşme ya da batma izlenimi
doğurabilir. Bu sebeple uçaklarda ve gemilerde kullanılmaz.
• Mor: Kraliyet rengi olduğu için şıklığı ve zenginliği hatırlatır. Aynı zamanda
esrarengiz, ruhani ve duygusal bir renktir.
5. Ambalajın Önemi
• Ambalaj Ürününüzün Kartvizitidir!
• Ambalajın en önemli görevlerinden biri her türlü
evsel ve endüstriyel ürün için imalatçıdan
müşteriye kadar uzanan yolda çok yönlü sağladığı
korumadır.
• Çağdaş Üretimin ve Markalaşmanın Yolu: Ambalaj
• 1- Kaliteli ürün
• 2- Renk, dizayn ve uyum yönünden etkili ambalaj
• 3- Üretim sonrası destek
• 4- Doğru reklam kombinasyonlarının bütünüdür.
• Ambalaj Ürününüzün Kartvizitidir!
6. Ambalaj ve Faydaları
• Ambalaj, üreticiler için, üretim aşamasında gelişmiş ambalajlama teknikleri
sayesinde, otomatik ambalajlama veya otomatik dolum için tasarlanmış
bir ambalajlama zinciri, üretici için, işçilik maliyetlerinden, zamandan,
enerjiden, stok alanından, nakliyeden, üretim firelerinden, atıl ürün
oluşmasından tasarruf sağlayarak maliyetleri düşürür.
• Ambalaj, nakliye açısından taşımacılık yapan firmalara kolay stoklanma, az
yer tutma, hasardan koruma, hafif ambalaj malzemesi kullanımı sayesinde
düşük ağırlık sağlayarak, nakliyede yakıt, personel ve zaman tasarrufu
sağlar. Perakende satıcı için ambalaj, hasarsızlık oluşturduğu için bozulmayı
önler, atıkları azaltır. Perakendeci için taşınma, kullanım kolaylığı, kullanım
bilgileri, üretim tarihi ve bozulmayı önleyen ambalaj tasarruf demektir.
• Ambalaj koruyucudur, çevrecidir.
• Ambalaj maliyeti azaltır.
• Ambalaj üretici ile tüketici arasındaki bilgi kanalıdır.
• Dış ambalaj firmanızın en etkili imajıdır.
• Ambalaj en etkili reklamdır ve çok sağlıklıdır.
• Ambalaj markalaşmanın vazgeçilmez unsurudur.
7.
8. Coca-Cola Tarihi
• 8 Mayıs 1886’da Eczacı Dr. John S.Pemberton, Georgia Atlanta’da üç ayaklı
pirinç bir çaydanlıkta lezzetli ve serinletici bir şurup yaptı. Karbonatlı su ile
karıştırdığı şurubu dostlarına ikram etti. Bu yeni şurup öylesine beğenildi ki
Dr. John S.Pemberton Jacob’s eczanesinin bahçesinde bardağı 5 cent’ten
satışa sundu. Günlük satışı ortalama 5 bardaktı. Bu yeni içecek adeta
kapışılıyordu.
Dr. Pemberton’un ortağı Frank Robinson iki C harfinin mükemmel bir
estetik yaratacağını düşündü ve kendi el yazısıyla Coca-Cola’nın bugüne
kadar değişmeden gelen logosunu yarattı.
29 Mayıs 1886 tarihinde ilk Coca-Cola reklamı The Atlanta Journal’da
yayınlandı. İlanda kullanılan slogan anlamını günümüze kadar koruyan
“Nefis ve Serinletici” idi. 1886’da “Nefis ve Serinletici” sloganı ile yola çıkan
Coca-Cola reklamlarda her zaman yaşamın birlikte geçirilen eğlenceli
yanlarını ortaya çıkarıyordu. İlk nakliyatı, parlak kırmızı fıçılarla yapıldığı
için, günümüzün en sevilen içeceğinin simgesi de kırmızı oldu.
9. • Dr. Pemberton’un ölümünden sonra Coca-Cola’nın haklarını 2 bin 300 dolara
satın alan Asa Candler, 1892’de 100 bin dolar sermaye ile kurulan şirketinin
dünyanın 200 ülkesinde satılacak bir ürünü pazarlayacağını tahmin bile
edememişti. Sadece bir “ürün” mü… Elbette hayır. Çağa damgasını vuracak
bir kültürdü yaratılan. Damaklarda keyif ve eğlencenin adı olacak bu içeceğin
ambalajı da özel olmalıydı.
Coca-Cola’nın şişelenmesine 1894 yılında küçük bir şekerci dükkanında tek
makine ile başlandı. Geniş çaplı şişeleme yöntemine ise 5 yıl sonra geçildi.
Ancak taklitlerinden ayırt edebilmek için farklı bir ambalaja ihtiyaç vardı.
“Kırıldığında veya karanlıkta bile Coca-Cola şişesi olduğu anlaşılsın”
arzusundan yola çıkılarak Root Glass Şirketi’nden yeni bir tasarım çalışması
istendi. Dönemin ünlü tasarımcıları Alexander Samuelson ve Earl Dean
hemen çalışmalara başladı.
Coca-Cola 1920’ye gelindiğinde artık bütün ABD’de pazarlanıyordu. Ardından
uluslararası bir ürün olma yolunda ilk adım atıldı. Coca-Cola 20 yıl içinde
Küba ve Porto Rico’da üretilmeye başlandı. Ardından Panama, Filipinler ve
Guam, 1920’de de Fransa’ya ihraç edilmeye başlandı.
1950 yılında Coca-Cola ünlü Time dergisine kapak olan ilk ürün oluyordu.
Time,Coca-Cola’yı “Dünya ve Dostu” manşetiyle tanımlıyordu. 1965 yılında
da Türkiye’ye geldi. Aya ilk kez ayak basan Neil Amstrong, ay yolculuğu
dönüşü New York Times Square’de “Coca-Cola’nın Evine, Dünyaya
Hoşgeldiniz” pankartıyla karşılanıyordu.