İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29 Anlatılan Konu Başlıkları Baca Gazı Analizi İnşaat’ın Kimyası Mutlak Sıfıra Ulaşıldı Neye Göre Yüksek Lisans Pearlitol® Flash’ın Dağılması/Çözünmesi ile İlgili Vaka Çalışması Ayın Web Sitesi, Kimya Sektöründen Haberler, Kimya Sözlüğü, Kimya Bulmacası ile Klor Elementi İyi okumalar dileriz.

Kimya
Dergisi İNOVATİFKimya Dergisi
YIL:3	 SAYI:29	 ARALIK 2015
BACA
GAZI
ANALİZİ
YRD. DOÇ. DR. MEHMET ALTUĞ VE
ARKADAŞLARININ BULUŞU
PATENT ALDI
MARS ATMOSFERİNDEKİ BÜYÜK
DEĞİŞİMİN NEDENİ ANLAŞILDI
KİMYA SEKTÖRÜNÜN 10 AYLIK
İHRACATI 12,9 MİLYAR DOLAR
HAYVANSAL ATIKLARDAN
SENTETİK PETROL ÜRETECEKLER
İNŞAAT’IN KİMYASI
DÜNYANIN İLK ELEKTRONİK
BİTKİSİNİ YAPTILAR
KİMYA SEKTÖR
SANAYİCİLERİ HAMMADDEDE
FİYAT VE KALİTE İSTİKRARI
İSTİYOR
NEYE GÖRE YÜKSEK LİSANS?
PEARLITOL® FLASH’IN
DAĞILMASI ÇÖZÜNMESİYLE
İLGİLİ VAKA ÇALIŞMASI
BİR DAKİKADA KANI DURDURAN
JEL GELİŞTİRİLDİ
MUTLAK SIFIRA ULAŞILDI
KENDİNİ İYİLEŞTİREN YAPAY
DOKU
BOR’UN ATIĞI DA PARA EDİYOR
İLAÇ HARCAMALARI 1.4 TRİLYON
DOLAR OLACAK
KURALLARIMIZ1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi bir
makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını
aldığınız kişiye mail atarak haber vermek, kullanmış
olduğunuz yazıların kaynağını ise dergi olarak
belirtmek durumundasınız.
2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci
derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun
yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız.
3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza
gelebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi
sorumlu değildir.
4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde,
yazılarda kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır.
Aksi durum olduğu zaman bunu yazarın kendisine
ulaşarak sormalısınız. Çünkü bize yazı gönderen
yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet
ederek fotoğrafları dökümanlarına eklemeleri.
Buradan çıkacak problemlerden doğrudan yazarlar
sorumludur. Dergi sorumlu değildir.
5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız
var ise yazılarınız için Yavuz Selim KART ile
konuşabilirsiniz. Dergi ile iletişim kurmak için ise
iletisim@inovatifkimyadergisi.com adresine
mail atabilirsiniz.
6. Dergimizde yayınlanmasını istediğiniz yazıları
info@inovatifkimyadergisi.com mail adresine
göndermelisiniz. Bu mail adresine gönderdiğiniz
yazılarda bir eksiklik var ise editör tarafından
incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri
dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde
bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu
kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç
daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi.
7. Tarafımıza çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı
yayımlamaya gayret edeceğiz lakin başkalarının
yazılarını kendi yazmış gibi gönderenler, kaynaksız
yazı gönderenler, çok kısa yazı göndenlerin
yazılarını maalesef yayımlamayacağız.
8. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayımlanmaz.
Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da herhangi
bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelimeler
yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz
konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi
yayımlamama hakkını ya da yazının o kısmını
değiştirme hakkını elinde tutar. Bu konuda son söz
dergi yöneticisine aittir.
9. Bu dergide kimya ilmi üzerine okuyan, kimya
ilmine meraklı, kimya ilmi ile ilgili araştırma
yapmayı seven herkes yazabilir.
10. Dergi ekibimiz gönüllü kişilerden oluşmuştur.
Bu dergi ilk kurulduğu zamandan beri böyledir.
Dergi ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş
sayılır. Gelen kişilere en başta bu kural söylenir.
Görevini yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran,
huzur bozan, dergi yöneticisini dinlemeyen kişiler
ekipten çıkarılır.
11. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu kişi
buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine
sahiptir.
12. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları
kabul etmiş sayılırlar.
http://www.inovatifkimyadergisi.com
https://www.facebook.com/InovatifKimyaDergisi
https://twitter.com/InovatifKimya
https://instagram.com/inovatifkimyadergisi
http://inovatifkimyadergisi-blog.blogspot.com.tr
https://www.youtube.com/channel/UCmIkYbQtd8LtCP6GVL0tVGQ
https://plus.google.com/+Inovatifkimyadergisi
https://www.linkedin.com/profile/view?id=AAIAABHWzAYBk8n_O2X-
p0LJgn9bB-aLM6w0-3pw
SOSYALMEDYA
Ekibimiz
YAVUZ SELİM KART HATİLE MOUMİNTSA
PELİN TANTOĞLU TUBA ÜNÜGÜL
KİMYA MÜHENDİSİ KİMYA
KURUCU-YÖNETİCİ
KİMYAGER KİMYA MÜHENDİSİ
FACEBOOK EDİTÖRÜ
FACEBOOK EDİTÖRÜ
FACEBOOK EDİTÖRÜ
ELİF KOÇ
KİMYAGER
FACEBOOK EDİTÖRÜ
UTKU ARSLAN
KİMYAGER
FACEBOOK EDİTÖRÜ
MAHMUT ATASEVER ALPEREN KEMAL TOPAL
BİYOKİMYAGER BİYOKİMYAGER
FACEBOOK EDİTÖRÜ FACEBOOK EDİTÖRÜ
SİZ DE EKİBİMİZE KATILIN
EDİTÖRDEN
Merhabalar
Öncelikle bize olan ilginiz için çok teşekkür ediyoruz.
28 sayıdır yayın hayatına devam ettik. Bizlere okuyan, çalışan
herkes yazı göndermeye devam ediyor.
Aslında yazı yazması ve göndermesi bir miktar zaman alan bir
süreç ama o kadar da zor değil.
E-dergimizin sürekliliği elbette sizlerin gönderdiği değerli
yazılarla oluyor. Yazılarınız ile kişisel bilgilerinizi birleştirerek
kendi sosyal medya kanallarında tanıtan tek elektronik kimya
dergisiyiz. Her ay yazmanın zorunlu olmaması da herkesin
yazmasına imkan sağlıyor ki akademik kariyer sahibi, okuyan,
mezun, kimyaya ilgili herkesten yazılar bekliyoruz.
Bu ay birçok konuda yazı geldi. Birçok haber de ekledik.
Keyifle okumanız dileğimizle
İÇİNDEKİLER MUTLAK SIFIRA ULAŞILDI 7
10
14
16
21
25
27
31
9
11
15
20
22
26
30
32
HAYVANSAL ATIKLARDAN
SENTETİK PETROL ÜRETECEKLER
MARS ATMOSFERİNDEKİ BÜYÜK
DEĞİŞİMİN NEDENİ ANLAŞILDI
NEYE GÖRE YÜKSEK LİSANS?
YRD. DOÇ. DR. MEHMET ALTUĞ
VE ARKADAŞLARININ
BULUŞU PATENT ALDI
KENDİNİ İYİLEŞTİREN YAPAY DOKU
BACA GAZI ANALİZİ
BOR’UN ATIĞI DA PARA EDİYOR
BİR DAKİKADA KANI
DURDURAN JEL GELİŞTİRİLDİ
İNŞAAT’IN KİMYASI
KİMYA SEKTÖRÜNÜN 10 AYLIK
İHRACATI 12,9 MİLYAR DOLAR
İLAÇ HARCAMALARI 1.4
TRİLYON DOLAR OLACAK
PEARLITOL®
FLASH’IN DAĞILMASI
ÇÖZÜNMESİYLE İLGİLİ VAKA ÇALIŞMASI
KİMYA SEKTÖR SANAYİCİLERİ
HAMMADDEDE FİYAT VE KALİTE
İSTİKRARI İSTİYOR
DÜNYANIN İLK ELEKTRONİK
BİTKİSİNİ YAPTILAR
KLOR
İÇİNDEKİLER AYIN WEB SİTESİ 33
35
37
34
36KİMYA SÖZLÜĞÜ
KİMYA BULMACA
YAZARIMIZ OLUN
KİMYA BULMACA ÇÖZÜMÜ
KİMYA TEKNİKERİ
ANIL YASİN AKDOĞAN
MEZUN
BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ
anil_yasin_akdogan@hotmail.com
7
Mutlak Sıfır’a
Ulaşıldı !
M
utlak sıfır, bir maddenin moleküllerinin
entropisinin minimum değerine ulaştığı
teorik sıcaklıktır.
Teorik olarak mutlak sıfır sıcaklığına ulaşan (inen) bir
maddenin iç enerjisi 0 (sıfır) olacağından daha fazla
soğutmak mümkün değildir.
Mutlak sıfır moleküllerin durduğu (hareketlerinin çok
küçük titreşimlere indirgendiği) noktadır.
Termodinamik kanunları mutlak sıfır sıcaklığına
ulaşılamayacağını belirtir çünkü soğutulan maddenin
sıcaklığı, soğutan maddenin sıcaklığına yakınsayarak
yaklaşır. İki sıcaklık sonsuza kadar yaklaşmaya devam
ederler fakat aynı değere ulaşamazlar.
Mutlak sıfır değeri −273.15°C veya
0 K olarak tanımlanır.
Mutlak sıfır sıcaklığın kesin yokluğudur. Bütün
maddelerin bu seviyede reaksiyon verme özellikleri
bozulur ve değişirler.
8
“Mutlak sıfır” artık ulaşılmaz değil.
“Alman bilim adamları, “olası en soğuk ısı
derecesi” kabul edilen “mutlak sıfır”ın altına
inmeyi başardıklarını açıkladı. “Science” dergisinde
yayımlanan araştırmaya göre bilim adamları, ilk
kez mutlak sıfırın altında bir atomik gaz üretti.
Almanya’nın Münih kentindeki Ludwig Maximilian
Üniversitesi’nden Ulrich Schneider, önce yaklaşık
100 bin atomu kazara ısılarını yükseltebilecek olası
her tür çevresel etkenden uzaklaştırarak bir vakum
odasında soğuttuklarını söyledi.
Atomların hareketlerini gözlemlemek için lazer
ışınları ve manyetik alanlardan oluşan bir ağ
kullandıklarını belirten Schneider, “Isı, atomların ne
kadar hareket ettiklerine ve sahip oldukları kinetik
enerji miktarına bağlıdır. Lazer ışınlarından
gelen milyonlarca parlak ışık noktasından
oluşan optik kafes, atomların hareket etmesine
yardımcı oldu. Kafes, aynı zamanda atomlardaki
potansiyel enerjiyi sınırlamamazı da sağladı.
Atomlar arasındaki etkileşimi kontrol etmek
için ise manyetik alanı kullandık. Isı, basınçla
da bağlantılıdır. Bir şey ne kadar sıcaksa dışa
doğru o kadar genişler ve ne kadar soğuksa o
kadar büzüşür. Negatif basınç kullanarak atomlar
arasındaki etkileşimi kontrol altına aldık. Böylece
ilk kez hareket eden moleküller için negatif mutlak
ısı derecesine ulaştık” dedi.
Buluşun, teknik olarak yüzde 100 daha etkili
çalışacak motorlar ile yeni kuantum cihazlarının
geliştirilmesine yol açması ve evreni parçaladığı
sanılan “karanlık enerji” gibi bilinmezlere ışık
tutması bekleniyor.
“Mutlak sıfır, şimdiye kadar moleküllerin hiçbir enerjiye sahip
olmadığı, ulaşılması imkansız teorik bir durum olarak biliniyordu.”
Kaynaklar :
• Kimyaca.com
• Vikipedia
• Fizikokimya ders notları
9
HaberYabancı
BİR DAKİKADA KANI DURDURAN JEL
GELİŞTİRİLDİ
Rusya’nın Nijniy Novgorod şehrinden bilim insanları, kan akışını bir dakikada
durdurabilen jel geliştirdi. Jel, kabukluların kabuğundan elde edilen doğal polimer
kitosan maddesinden yapıldı.
Proje yöneticisi, Tektum şirketinin direktörü Mihail Gorşenin, halihazırda jelin
test aşamasında bulunduğunu belirterek, “Jel, kan hücrelerine bağlanarak
hızlı bir şekilde pıhtıyı oluşturuyor, ek bileşenler ise bu süreci önemli ölçüde
hızlandırıyor. Örneğin laboratuvar hayvanlarda kan akışını 30 saniyeden kısa
bir sürede durdurmayı başardık” dedi.
Yaradan Silinmesine Gerek Kalmıyor
Benzer ilaçların çoğu, kan akışını 5-7 dakikada durduruyor. Bunun dışında diğer
ilaçlardan farklı olarak Rus bilim insanlarının geliştirdiği jel, yaradan silinmesine
ihtiyaç kalmadan belli bir süre içinde çözülüyor.
Bilim adamları, ilacın sadece dış kesiklerde değil, iç organ ameliyatlarında da
kullanılması olasılığı üzerinde çalışıyor. Gorşenin, “İlacın silinmesine gerek yok,
içeride kalabilir, belli bir süre içinde çözülüyor ancak kistlerin oluşumuna yol
açan sertleşmelere neden olmuyor” diye konuştu.
Bir Yıl İçinde Piyasada Olacak
Kabukluların kabuğundan elde edilen doğal polimer
kitosan temelinde yapılan jel, sağlık uzmanlarından
olumlu eleştiriler aldı.
“Bir yıl içinde, ilacı üretip satmaya izin veren tescil
belgelerini almayı planlıyoruz” diyen Gorşenin, seri
üretim için her şeyin hazır olduğunu da sözlerine
ekledi.
10
Yerli
Haber YRD. DOÇ. DR. MEHMET ALTUĞ VE
ARKADAŞLARININ BULUŞU PATENT
ALDI
İnönü
Üniversitesi
Öğretim Üyesi
Yrd. Doç.
Dr. Mehmet
Altuğ ve
arkadaşlarının
“Kayısı
Çekirdeği
Kabuğu
Parçacıkları
Katkılı
Polipropilen
ve Üretim
Yöntemi” adlı buluşu Türk Patent Enstitüsü’nden
patent aldı.
Alınan bilgiye göre;İnönü Üniversitesi Malatya
Meslek Yüksekokulu Makine ve Metal Teknolojileri
Programı Öğretim Üyesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç.
Dr. Mehmet Altuğ, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Abdülmecit Güldaş ve Karabük Üniversitesi
Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Metin Zeyveli
tarafından geliştirilen ve çalışılan “Kayısı Çekirdeği
Kabuğu Parçacıkları Katkılı Polipropilen ve
Üretim Yöntemi” adlı buluş, Türk Patent Enstitüsü
tarafından patent almaya uygun görüldü.
Polipropilen Nedir?
Bu arada, Polipropilen, otomotiv sanayinde
kullanılan parçalardan, tekstil ve yiyecek
paketlemesine kadar çok geniş kullanım alanı olan
termoplastik bir polimer oalark biliniyor. Ayrıca
Polipropilen dünyadaki en yaygın ikinci plastik
hammaddedir. Maliyet avantajı, sağlamlığı, kolay
kalıba girmesi nedeniyle tercih ediliyor. Polipropilen
kimyasal yağ ve çözücülere karşı dayanıklılık, yüksek
mukavemet, düşük sürtünme katsayısı, neme ve
ısıya karşı dayanıklılığı gibi özellikleri ise avantajları
olarak biliniyor.
SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER
ECE BAHAR KARAÇ
MEZUN
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ
ecebahar.karac@roquette.com
11
PEARLITOL®
Flash’ın
dağılması/çözünmesiyle
ilgili vaka çalışması
S
on yıllarda, piyasada ağızda dağılan tabletlerin
(ODT) sayısındaki hızlı artışı gözemlemek
mümkün. ROQUETTE, tablet formülasyonları
için mannitol içerikli yardımcı maddeyi geliştirerek,
bu pazar büyümesinde önemli rol oynamıştır:
Mannitol ve nişasta karışımı olan PEARLITOL®
Flash, özellikle süper dağıtıcı eklemeden
pürüzsüz bir yapı sağlayan hızlı dağılım amacıyla
tasarlanmıştır.
Birçok farklı çalışma olmasına rağmen,
halen dağılım/çözünme süreci tam olarak
teorileştirilememiştir. Su penetrasyonu, kaçınılmaz
bir ön süreçtir. Tabletin gözenekleri, tabletlerin sıvı
girişleri için yol sağlamaktadır. Fakat bu süreçin,
tek bir mekanizma sonucu olmasının aksine, birçok
farklı mekanizmanın birbiriyle etkileşimi sonucu
gerçekleştiği düşünülmektedir( ).
Bu çalışmada, PEARLITOL® Flash’ın dağılma
profilleri ve mekanizmaları incelenmiştir.
Ağızda dağılan tabletlerin hazırlanışı
Bu çalışmada kullanılan hammaddeler, Roquette
ürünleri olan PEARLITOL® Flash ve PEARLITOL®
200 SD mannitolleridir. Magnezyum stearat,
Bärlocher firmasından satın alınmıştır.
Numune ODT’ler, PEARLITOL® Flash ya da
PEARTOL® 200 SD’nin lubrikant ile 5 dakika
süresince Turbula T2C mikserinde karıştırılmasıyla
hazırlanmıştır.
Tabletler, direk baskı yöntemiyle Korsch XP1
makinasında, 13mm düz pahlı kenar baskı kalıbı ile,
basım kuvveti artırılarak (5-25kN) şekil verilmiştir.
Baskı makinası, her tablet ağırlığının 500 mg olacak
şekilde ayarlanmıştır.
Metotlar
12
Islanabilirlik
Dozaj formlarının ıslanma süresi değme açısı ile orantılıdır. Değme açısı, Digidrop GBX açıölçeri
kullanılarak ölçülmüştür. Tabletin yüzeyine, 2 µl’lik su (20°C) döküldüğünde, değme açısı 0 ile 3.5 saniye
arasında yüksek hızlı kamera ile kaydedilmiştir. Ölçümlemeler, 3 kere tekrarlanmış ve hassasiyet 5°’dir.
Islanma profilleri, zamana karşı değme açılarının ölçümlenmesiyle belirlenmiştir.
Su Emme Kinetiği
Arşimet prensibini sınırlandırmak amacıyla, gereç, iyonsuzlaştırılmış su (20°C) içeren büyük bir kabın
yüzeyinde sinterlenmiş cam kaptan oluşur. Elektronik terazi sayesinde askıda kalır. Tablet dikkatlice cam
kabın içine koyulur. Kazanılan ağırlık teraziden okunur ve otomatik olarak bilgisayar tarafından kaydedilir.
Doygunluk noktasına kadar ya da 15 dakika boyunca, veri her saniye kaydedilir. Bu metod sayesinde su
emilimi için iki değişken ortaya çıkar: emilim hızı ve azami emilim oranı. Deneyler iki kez tekrarlanır ve
ortalama sonuçlar raporlanır.
Veriler ve Tartışma
Bir tabletin hızlı dağılması, genellikle tabletin
içine hızlı su girişi ile ilişkilendirilir( ). Şekil 1,
PEARLITOL® Flash tabletlerin, mannitol tabletlere
oranla daha iyi bir ıslanabilirliği olduğunu
göstermektedir. Çalışma sonucunda da görüleceği
gibi, PEARLITOL® Flash ile değme açısı daha düşük
ve 1 saniyeden sonra 0° olurken, PEARLITOL®
200 SD ile 3.5 saniye sonrasında 51°’dir. Islanma
süresi azaldıkça, tabletlerin dağılması hızlanır.
Islanma süresi, yardımcı maddenin hidrofil profili
ile yakından ilişkilidir. Nişastanın hidrofil yapısı,
PEARLITOL® Flash’ın iyi ıslanma profilini açıklayan
temel nedenlerden biridir.
Ayrıca, PEARLITOL® Flash tabletler, hızlı su emilim
oranına sahiptir (Şekil 2). 60 saniyede, PEARLITOL®
Flash tabletler sertliklerinden bağımsız olarak, ilk
ağırlıklarının %50’si kadar suyu absorbe ederler.
Dağılma süresi in vivo olarak öngörüldüğünde( ) sertliğe ve basım kuvvetine bağlı değildir, bunun yerine,
birleşimin iyi ıslanma profili ve PEARLITOL® Flash tabletlerdeki hızlı su penetrasyonu ile açıklanabilir
(Tablo 2).
13
Sonuç
•	 Süper dağıtıcı ve mannitolle hazırlanan ODT’lerin, zayıf ıslanma profilleri nedeniyle yüksek
gözenekliliğe sahip olmalıdır
•	 Bu nedenle, hızlı dağılan ODT’ler için, dar bir basım kuvveti yelpazesi bulunmaktadır
•	 Süper dağıtıcıları nişasta ile ikame etmek, PEARLITOL® Flash’e yüksek ıslanma profili sağlar
•	 PEARLITOL® Flash ile, ODT’ler geniş bir basım kuvveti yelpazesine sahip olurlar
Daha detaylı bilgi için :
ROQUETTE TARIM VE GIDA SAN. LTD. STI.
Tel : 0212 2348373
www.roquette.com.tr
i
Bhowmik D., Krishnakanth C.B., Chandira P.R.M. J. Chem. Pharm. Res., 1(1):163-177 (2009)
ii
Zhao N., Augsburger L.L. AAPS PharmSciTech 6(1): Article 19 (2005).
iii
Popescu, C., Zhou, L., Joshi, A., Liu, H., Francois, A., Damour, D., Lefevre, P. Tablets & Capsules, 8(5): 14-
20 (2010)
14
HaberYabancı
MARS ATMOSFERİNDEKİ BÜYÜK
DEĞİŞİMİN NEDENİ ANLAŞILDI
NASA’nın MAVEN uzay
aracı tarafından toplanan
veriler ışığında yapılan
çalışmalara göre, Mars
atmosferinin yavaş yavaş
uzaya doğru akmakta
olduğu anlaşıldı. Kızıl
Gezegen’in atmosferinin
bu büyük firarının altında
yatan neden ise Güneşimiz.
Zira sürekli bir biçimde
yıldızdan gelen güneş
rüzgarları Mars yüzeyine
çarparak atmosferin dış
katmanlarının soyulmasına neden oluyor.
NASA’daki bilim insanları böyle
bir sonuca, bu yılın başlarında
Mars yüzeyini etkisine
alan bir güneş fırtınası
üzerinde yaptıkları
çalışmalardan
sonra vardıklarını
açıkladılar. Buna
göre, güneş
fırtınasından
gelen parçacıklar
atmosferin üst
tabakalarında
bulunan gazları
harekete geçirerek
onların hızlıca
uzaya doğru
yönelmelerini sağlıyor.
Araştırmacılar,
bu doğrultuda Kızıl
Gezegenin atmosferinden;
aralarında hidrojen, oksijen ve
karbondioksitin de yer aldığı çeşitli
atom ve moleküllerin kaybolmakta olduğunu
tespit ettiler. Bütün bir yıl boyunca MAVEN’in elde
ettiği verilere dayanan bütün bulgular, geçtiğimiz
hafta Science and Geophysical Research Letters‘da
yayınlandı.
Söz konusu güneş etkileşimi aynı zamanda
Mars‘ın bir zamanlar olduğundan nasıl bu kadar
farklı olduğunu da açıklayabilecek nitelikte.
Araştırmacılara göre, bundan 4 milyar yılı aşkın bir
zaman dilimi öncesinde kalın bir atmosfere sahip
olan Mars’ta gezegenin ısınması ve yüzeyde geniş ve
sıvı halde okyanuslar bulunması için yeterli düzeyde
gaz bulunuyordu. Fakat, artık gezegen soğuk ve
okyanus barındırmayan, Dünya’daki atmosferin
yüzde biri oranında bir basınca sahip bir atmsoferi
olan bir yer.
Bu atmosfer kaybının ilginç yan
etkilerinden biri de Kızıl
Gezegenin, Dünya’nın
kutuplarının
yakınlarındakilere
benzeyen küresel
auroralara sahip
olması. Gezegenin
yüzeyine doğru
gelmekte olan
parçacıkları
durduracak
büyük manyetik
alanlar olmadığı
için, atmosfere
ve yüzeye doğru
çarpan güneş
rüzgarları göz alıcı
bir biçimde parlıyor.
The Verge‘de yer alan
haber göre, MAVEN
ekibinde yer alan bilim
insanlarından Nick Schneider, bu
durumu şöyle yorumluyor: “Mars’ın
bahçelerindeki bir koltuğa oturup bu auroraları
izleyebilen hiçbir astronotun olmaması çok yazık.”
15
Haber
Yerli
KİMYA SEKTÖRÜNÜN 10 AYLIK
İHRACATI 12,9 MİLYAR DOLAR
Kimya sektörünün ihracatının, 2015 Ocak-Ekim
döneminde 12,9 milyar dolar olduğu bildirildi.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri
İhracatçıları Birliğinden (İKMİB) yapılan açıklamaya
göre, kimya sektörünün ihracatı ekimde değer
bazında geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 12,4
azalarak 1 milyar 310 milyon 655 bin dolara indi.
Böylece sektörün ihracatı, 2015 Ocak-Ekim
döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde
13,6 gerileyerek 12 milyar 900 milyon dolara düştü.
Kimya sektörünün ekim ayında en fazla ihracat
yaptığı ilk üç ülke Irak, Almanya ve Mısır şeklinde
sıralandı. Bu dönemde Birleşik Arap Emirlikleri,
Yunanistan, İtalya, Hollanda, Rusya, İngiltere ve İran
da en fazla ihracat yapılan diğer ülkeler arasında
öne çıktı. Ocak-ekim döneminde de Irak, Mısır ve
Almanya sektörün en fazla ihracat yaptığı ülkeler
oldu.
Açıklamada görüşlerine yer verilen İKMİB Yönetim
Kurulu Başkanı Murat Akyüz, kurulacak yeni
hükümetin ekonominin gelişimine yön vereceğini
belirterek, ekonomik büyümenin ve ihracat artışının
sürdürülmesinde istikrarın önemine dikkati çekti.
Akyüz, kimya sektörünün, pek çok sektöre ara malı
ve hammadde girdisi sağlayarak sanayinin nabzını
tuttuğunu dile getirerek, “Ancak maalesef gerek
ekonomik gerekse siyasi belirsizlikten en fazla
etkilenen sektörlerin başında geliyoruz. Diğer
yandan ülkemizin üretime döndürülebilir, kalıcı
yatırımlara çok ihtiyacı var. Bu da ancak güven
duyulan bir ortamla mümkün olabilir. Kurulacak
yeni hükümetin ekonomimizin istikrarlı gelişime
katkı sağlamasını temenni ediyor ve yüksek katma
değerli ürüne daha fazla destek bekliyoruz”
ifadelerini kullandı.
Akyüz, bu yıl 5’incisi düzenlenecek Kimya Ar-Ge
Proje Pazarı’nı 14 Kasım’da gerçekleştirileceğini
aktararak, plastik, ilaç ve eczacılık, kozmetik,
boya gibi alt sektörlere seslenen ve 30 projenin
değerlendirileceği etkinliğe sanayicilerin ilgisini
beklediklerini de vurguladı.
KİMYA MÜHENDİSİ
YAVUZ SELİM KART
MEZUN
CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ
kim_muhselim@hotmail.com
16
Baca Gazı Analizi
B
aca gazı; CO2
, oksit ya da is içeren maddelerden oluşur. Bu maddeler çevreyi kirletir, aynı
zamanda iklim ve insan sağlığı üzerine de negatif etkileri vardır. Termal prosesleri optimize
etmek ve tüm bu emisyon miktarlarını düşürmek için, yanma süreçleri daha verimli bir
şekilde tasarlanmalıdır. Bu açından bakıldığında baca gazı analizleri çok önemlidir.
Baca gazı analiz cihazları emisyon, proses ve verim ölçümü amaçlı kullanılmaktadır. Özellikle son
dönemde elektronikteki gelişmeler baca gazı analizörlerini daha kolay kullanılabilir hale getirmiştir.
Baca gazı analiz cihazları, yeterli verileri kullanıcıya daha küçük cihaz boyutu ve daha uzun sensör
ömürleri ile verebilecek duruma gelmişlerdir.
Portatif baca gazı analiz cihazları elektrokimyasal sensörler kullanmaktadırlar. Bu sensörlerde
sonsuza kadar kullanılabilecek malzemeler değildirler. Ölçüm esnasında bacadan çekilen
gazla elektrokimyasal sensörün içerisinde kimyasal bir reaksiyon sonucu olarak tükenme olur.
Elektrokimyasal sensörlerin sarf malzemesi olması nedeniyle baca gazı analiz cihazı seçimi
esnasında elektrokimyasal sensörlerin kullanım ömrü oldukça önemlidir.
Portatif baca gazı analiz cihazları, yakma sistemine bağlanarak otomatik
ayar yapabilen cihazlar değildirler. Portatif baca gazı analiz cihazları yakma
sisteminin bacasından çıkan gazı analiz ederek sistemin yanma karakteristiği
hakkında kullanıcıya bilgi veren cihazlardır. Ölçülen ve hesaplanan
değerlere göre yakma sistemini ayarlamak bu değerlerin doğru bir şekilde
yorumlanmasına bağlıdır.
17
Baca gazı analizlerinde şu değerler kaydedilir:
•	O2
, CO, CO2
, SO2
, NO, NO2
, NOx Yanma Gazları Emisyonlarının Ölçümü,
•	 Partikül Madde (Toz) Ölçümü,
•	 Gaz ve Tozların Kütlesel Debi Tayini,
•	 Hız-Debi Ölçümü,
•	 İslilik Ölçümü,
•	 Yanma Verimliliğinin Tespiti,
•	 Uçucu Organik Gaz (VOC) Emisyonlarının Ölçümü,
•	 Baca gazı Sıcaklık Ölçümleri,
•	 Yoğuşma Noktasının (Dew Point) Belirlenmesi,
•	 Bacagazında Nem Değerinin Belirlenmesi,
18
Bu değerlerin ölçümlerinin ve hesaplanmasının
•	 TS ISO 7935 SO2
,
•	 TS ISO 12039 CO,O2
,CO2
,
•	 EPA CTM 22 NOx
(NO+NO2
),
•	 TS ISO 9096, EPA 17,EPA 5,TS ISO 13524,VDI 2066 TOZ,
•	 TS ISO 10396 HIZ,
•	 TS 9503 İSLİLİK,
•	 TS EN 1911-1,2,3 KLOR,
•	 TS EN 13649 UÇUCU ORGANİK BİLEŞİK VE BUHARLARLAR
gibi standartlarına uygun yapılması gerekir.
19
Baca Gazı ve Emisyon Ölçümleri
Emisyon, yakıt ve benzerlerinin yakılmasıyla;
sentez, ayrışma, buharlaşma ve benzeri işlemlerle;
maddelerin yığılması, ayrılması, taşınması ve diğer
mekanik işlemler sonucu bir tesisten atmosfere
yayılan hava kirleticileri olarak tanımlanır.
Emisyon İzni nasıl alınır?
Çevre Kanunun ve ilgili yönetmelik hükümlerine
göre, emisyon yayan tesisler için emisyon
ölçümlerinin yaptırılıp değerlerinin yönetmelikteki
kıstaslara uygun olduğunu gösteren izindir.
Kuruluşun büyüklüğüne göre Çevre ve Orman
Bakanlığı tarafından verilir.
Emisyon ve hava kalitesi (İmisyon) ölçümleri, kalibre
edilmiş ölçüm cihazları ile akredite olmuş ve/veya
Çevre ve Orman Bakanlığı'ndan Yeterlilik Belgesi'ne
sahip kuruluşlara yaptırılır.
Ölçüm sonuçları değerlendirilerek raporlandırılır.
Sonuçlar yönetmelik sınır değerlerin üzerinde çıkarsa
emisyonların azaltılması için gerekli yöntemler ve
faaliyetler tanımlanır.
Emisyon izni başvuru dosyasında Bakanlıkça
istenilen her türlü tesis bilgileri, kullanılan yakıt
bilgileri, kullanım sahası bilgileri, emisyon ölçüm
raporları, kapasite raporu ve diğer gerekli evraklar
hazırlanır.
Kuruluş adına Valiliğe müracat yapılır ve yerinde
incelemenin yapılması sağlanır.
Dosyanın İl Mahalli Çevre Kurulunda görüşülmesi
ve takibi yapılarak Emisyon İzni alınır.
Emisyon ölçüm parametreleri
nelerdir?
Bacagazında SO2
Tayini
Parametre:SO2
Standartlar:TS ISO 7935 "Nokta Kaynak Emisyonları:
Kükürtdioksitin Kütle Derişiminin Tayini- Otomatik
Ölçme Metotlarının Performans Karakteristikleri"
Ölçüm Metodu: Elektrokimyasal Hücre Metodu
Bacagazında CO, O2
, CO2
Tayini
Parametre: CO, O2
, CO2
Standartlar:TS ISO 12039 "Sabit Kaynak Emisyonları
Karbonmonoksit, Karbondioksit ve Oksijen Tayini
- Otomatik Ölçme Sistemlerinin Performans
Özellikleri ve Kalibrasyonu"
Ölçüm Metodu: Elektrokimyasal Hücre Metodu
Bacagazında NOx
, NO, NO2
Tayini
Parametre: NOX
(NO,NO2
)
Standartlar:EPA CTM 022 "Determınatıon Of Nitric
Oxide, Nitrogen Dioxide And NOx Emissions From
Stationary Combustion Sources By Electrochemical
Analyzer"
Ölçüm Metodu: Elektrokimyasal Hücre Metodu
Kaynaklar :
http://www.testo.com.tr/urunler/baca-gazi-analizi/
http://www.dogalgaz.com.tr/yayin/161/testo-baca-gazi-analizinde-olcum-parametreleri_4951.html#.
VleSUb9oN_k
http://personel.klu.edu.tr/dosyalar/kullanicilar/ahmet.ipekci/dosyalar/dosya_ve_belgeler/bacalar_ve_
yanma_havasi.pdf
http://www.onurenerji.com.tr/olcumler/baca-gazi-analizi/
http://www.stmcevre.com/hizmetler.php?s=9
http://docplayer.biz.tr/1017595-Laboratuvari-hakkimizda.html
https://cevre.files.wordpress.com/2008/11/hava_kirliligi_olcumu.pdf
20
HaberYabancı
DÜNYANIN İLK ELEKTRONİK
BİTKİSİNİ YAPTILAR
İsveç’li bir grup bilim
adamı, dünyanın ilk
“cyborg bitki”sini
ürettiklerini açıkladı.
Çalışmanın üzerinde
yürütüldüğü canlı bir
gül, artık elektrik enerjisi
üretebiliyor.
“Yeşil Enerji” kavramı
bu hafta İsveç’li bilim
adamlarının duyurdukları
keşifleriyle tam anlamıyla
hayat buldu. İsveç’te
bulunan Linköping Üniversitesi’nde bir grup bilim
adamı, canlı bir gülü bir fotosentetik enerji üreten
bir elektrik devresine dönüştürmeyi başardıklarını
ilan etti. Kısacası artık “cyborg çiçek” diye bir şey
gerçekten var.
Her ne kadar kulağa öyle gelse de amaç, bir gün
ayaklanıp insan köleliğinden kurtulacak bir
yeşil robot ırkı değil. Amaç, çevre değişimlerini
algılayıp görüntüleyebilen, ya da ürettiği
mısırların büyüklüklerinin bir düğmeye basılarak
düzenlenebildiği akıllı bitkiler yaratmaktı. Ya da bitki
temelli yakıt hücrelerinin fotosenteziyle şekerden
elektrik üretmek…
Araştırma ekibinin lideri Magnus Berggen,
“Bildiğimiz kadarıyla daha önce bitkilerden enerji
üretmekle ilgili herhangi bir araştırma sonucu
açıklanmadı. Bunu daha önce kimse yapmadı.”
diyor.
Peki sistem nasıl çalışıyor?
Araştırmacılar ilk olarak, bitki köküne PEDOT-S
isimli bir sentetik polimer yerleştiriyor. Bitki, suyun
emilmesini sağlayan ksilem sistemi yoluyla aynı
şekilde sentetik polimeri de emiyor. Polimerler
öncelikle su ve mineraller ksilem sistem içinde
hala dolaşırken elektrik üretebileceği bir “ kablo”
oluşturuyor. Araştırmacılar, bitkinin dokusunda
doğal yolla oluşan elektrolitlerle bu “kablolar”ın
bağlantı kurması sağlayarak elektorkimyasal bir
transistör yaratabiliyorlar, ayrıca digital bir mantık
kapısı ayrıca temel bir bilgisayar bileşenini de elde
edebiliyorlar.
Araştırmacılar, PEDOT-S’i ayrıca elektrokimyasal
hücrelerin ayrıştığı ve “piksel” oluşturduğu
yapraklara da yerleştiriyor. Ve bir voltaj tatbik
edidiğinde bu pikseller tıpkı bir ekran gibi renk
değiştiriyor.
İlk cyborg bitki bu güne kadar yapıla iki çalışmanın
doruk noktası, ( 90’lı yıllarda araştırmacılar ilk olarak
ağaçlarla benzer bir çalışma yürütmüş ancak yeterli
fon elde edememişti.) ancak bu buluş, teknolojiyle
yapabileceklerimizin görünen çok ufak bir parçası.
Araştırma lideri Berggen, “Artık gerçekten “güç
üreten bitkiler”den bahsedebiliyoruz. Bitkilerin
içine sensör yerleştirebilir ve klorofilden elde
edilen enerjiyi kullanabilir, “yeşil antenler”
üretebilir ve ya başka materyeller elde edebiliriz.”
diyor ve ekliyor, “Her şey ‘doğal olarak’ meydana
gelir ve biz bitkilerin kendiliğinden gelişmiş eşsiz
sistemlerini kullanabiliriz.”
21
Yerli
Haber HAYVANSAL ATIKLARDAN
SENTETİK PETROL ÜRETECEKLER
Balıkesir’in Gönen
ilçesinde günde 400 ton
hayvansal ve bitkisel atığın işlendiği tesiste yıllık 10
bin ton sentetik petrol üretilmesi hedefleniyor.
Balıkesir’in Gönen ilçesinde Temmuz ayında 25
milyon dolarlık yatırımla Altaca Grubu tarafından
hayata geçirilen , hayvansal ve bitkisel atıklar ile
bazı fabrikaların atıklarının işlenerek enerjiye
dönüştürüldüğü tesiste, yılda 10 bin ton sentetik
petrol üretilmesi hedefleniyor.
Tesisin Genel Müdürü Çağrı Özkök, işletmelerinin,
2015 sonu itibarıyla diğer etapları tamamlandığında,
atıklardan biyogaz, elektrik, organik sıvı, katı gübre,
hümik asit ve sentetik petrol üreten, dünyaya örnek
bir entegre tesis olacağını söyledi.
Üretim proseslerinin tamamen Türk mühendis ve
bilim adamlarınca geliştirildiğine dikkati çeken
Özkök, “Tesiste, bölgede ortaya çıkan günlük 400
ton hayvansal ve bitkisel atığı işleyip biyogaza
dönüştürüyoruz. Üretilen biyogaz ise türbinlerde
yakılarak elektrik enerjisine çevriliyor. Biyogaz
tesisinin kapasite faktörü yüzde 95. Bu oran,
11 MW’lık rüzgar türbininin toplam üretim
kapasitesine karşılık geliyor” dedi.
“Yılda 20 Bin Ton Kapasiteli
Organik Gübre”
Biyogaz tesisinden çıkan posanın, katı ve sıvı olarak
ikiye ayrıldığını anlatan Özkök, katı kısımın 300
derecelik döner fırında kurutulduğunu, elde edilen
gübrenin tamamen patojenlerden arındırıldığını
söyledi.
Yılda 20 bin ton kapasiteli organik gübre tesisinden
çıkan ürünün, çiftçilerin kullanımına sunulduğunu
vurgulayan Özkök, şöyle devam etti: “Patent süreci
devam eden yeni teknolojisi ile sıvı kısım özel bir
prosesten geçirilerek konsantre ediliyor. Hijyenize
edildikten sonra paketlenerek, suda çözünür,
damlama sulama sistemine uygun, yüksek besleme
değerlerine sahip özel bir sıvı gübre olarak
piyasaya ulaştırılıyor. Tesiste yılda 10 bin ton
sıvı gübre üretilmesi planlanıyor. Sırada sentetik
petrol var. Projeye TÜBİTAK da destek verdi.
Fabrikadan çıkan posayı, teknolojisi kendilerine
ait katalitik sıvılaştırma teknolojisi ile sentetik
petrole dönüştüreceğiz. Tesislerde, büyükbaş ve
tavuk atıkları, mezbaha atıkları, pirinç sapı, park
ve bahçe atıkları gibi bitkisel atıklar, süt fabrikası
ve maya fabrikası atıkları ile yetiştirilmiş enerji
bitkileri işlenecek. Tesis için yıllık sentetik petrol
üretim miktarı, ham maddeye bağlı olmakla
beraber, yaptığımız deneysel hesaplara göre
yaklaşık 10 bin tondur.”
Sentetik petrol üretim teknolojisinin patentinin
bağlı bulundukları gruba ait olduğunu belirten
Özkök, şunları kaydetti: “Altaca Enerji, patentleri
kendisine ait katalitik sıvılaştırma teknolojisini
geliştirdi. Atıkları sıvılaştırıp sentetik petrol
üreten teknoloji dünyada bir ilk. Memleketimiz
açısından çok büyük kazanım ve prestij meselesi
olacak. İnşallah Türkiye’de yüzlerce fabrika
kurulup bu fabrikalarla petrol ihtiyacımızın bir
kısmının sağlanması mümkün olacak. Binlerce
kişiye istihdam sağlanacak. Türkiye artık yüksek
teknoloji ile işlem yapan aynı zamanda da çevreyi
koruyan bir ülke konumuna gelecek. Bugüne kadar
20 milyon dolarlık harcama gerçekleştirildi. Ar-Ge
harcamaları da eklendiğinde toplam yatırım tutarı
25 milyon dolara ulaşıyor.”
İNŞAAT MÜHENDİSİ
MUHAMMET ŞAHİN
ÖĞRENCİ
BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ
pasatsa@hotmail.com
22
İnşaat’ın Kimyası
H
erkesin bildiği üzere kimya hayatin her
yerinde ve çoğu bilim dalıyla iletişim
halindedir. Bu yazıda, inşaatın kimyası
adli başlık altında, kimyanın inşa edilen yapıların
çoğundaki fizik ve matematikle olan is birliğinden
bahsedeceğim. Bir inşaatı oluşturan temel
malzemeler ve onların özelliklerinin varlığındaki
kimya , fizik, matematik ortaklığındaki kimyanın
etkisini konu edineceğim.
Kimya tam anlamıyla uygulamalı bir bilimdir ve
inşaatın temel bilimlerindendir. Öyleki yapılan diğer
fizik ve matematik hesaplarının uygulanmasının
temelini yapının kimyasal özellikleri ve içeriği
belirler. Evvela yapılması gereken bir yapı inşa
edilmeden önce ,yapının inşa edileceği zeminin
analiz edilmesi , kullanılan betonun içeriği ve içeriği
oluşturan maddelerin yüzdeleri, kullanılan çeliğin
farklı koşullarda gösterdiği farklı davranışlarının
saptanmış ve bunlarla ilgili teknik ve statik
hesapların da biliniyor olması gerekmektedir.
Bunların temelinde ve özünden kimyasal yapı,
karakteristik özellikler yatar. Yani sunu söyleyebiliriz
ki kimya hem zeminde hem de üst yapıda oluşumun
öz parçasıdır. Fizik ve matematik hesaplamaları
kimya temeliyle ayaktadır diyebiliriz. Ülkemizde ve
dünyada bir çok yapıda bu durumun ihmal edilmesi
can ve mal kaybına neden olabiliyor.
23
Zemin analizlerinin dikkate alınmaması veya
yapılan analizi okuyabilecek bilgi birikimine sahip
olunmaması bu tur olayların sayısını arttırabiliyor.
Bu ve benzer olayların gerçekleşmemesi için temel
bilimlere ülkemizde daha fazla önem verilmesi
gerektiğinin altını çizmekte fayda var.
Teknik bilginin deneklerinden olan kimyanın inşaat
yapılarında oldukça önemli olduğundan bahsettik.
Simdi bu konuda bir inceleme yapacak olursak
inşaatın temel yapısında olan beton ve çeliği ele
alalım. Beton agrega, su ve kimyasal bir bağlayıcı
maddenin karışımından oluşmaktadır. Agrega denen
şey kum ve çakıl karışımıdır. Bu maddelerin beton
içerisindeki hacimsel yüzdeleri oldukça önemlidir.
Betonda yaklaşık olarak %10 çimento, %20 su
ve hava ,%30 kum, %40 çakıl bulunmalıdır. Bu
yüzdelerdeki yüksek oynamalar betonun yapısal ve
dayanım özelliklerini olumsuz etkilemekte ve bunun
sonucunda da yıkımlara sebep olmaktadır.
Beton oluşumundaki kimyasal reaksiyon
gerçekleşirken agreganın boyutu , bicimi ,
granülometrisi, içeriği ve nemi; suyun içeriği,
karışımın karıştırılma hızı, eğer karışım
zeminden uzak ise taşınması, yerleştirilmesi ,
sıkıştırılması oldukça önemlidir. Reaksiyonlar
bitip beton sertleştiğinde de betona kür yapılması
unutulmamalıdır. Tüm bunların yanında betonun
içeriğindeki bağlayıcı maddeler de büyük öneme
sahiptir. Bunların başında ise bir hidrolik bağlayıcı
olan çimento gelir. Çimento havada ve suda priz
yapma özelliği olan ve suda erimeyen bir bağlayıcıdır.
Çimentonun oluşum tepkimesi su şekildedir:
İlk cağlarda da inşa islerinde birçok farklı bağlayıcı
madde kullanılmıştır. Bunlardan bazıları alçı, kireç,
killi toprak harçlarıdır.
Konumuzu fazla dağıtmadan son olarak çeliğin
varlığının yapılardaki uyumundan bahsedip yazıma
son vermek istiyorum.
Çeliğin bulunuşu inşaatın donum noktasıdır.
Çelik, günümüzde bu denli kompleks ve yüksek
binaların varlığında beton ile olan yüksek uyumuyla
başroldedir. Bu çelik beton uyumu oldukça büyük
bir şanstır. Sertleşmiş haldeki beton ve çelik sanki
tek bir malzemeymiş gibi davranırlar ve bu uyumun
yanında sıcaklığa karşı gösterdikleri tepki de
hemen hemen aynıdır. Çelik ve betonun bu uyumlu
birleşimi günümüzde kullandığımız betonarme
kavramının temelini oluşturur.
24
Çelik + Beton = Betonarme
İlgilenenler İçin
Puzolanlar
Puzolanlar silis veya silis-alümin kökenli
malzemelerdir.
Nemli bir ortamda sönmüş kireçle reaksiyona girerek
bağlayıcılık özelliği olan C-S-H 'ı oluştururlar.
Bu özellikteki toprak ilk defa Napoli yakınlarındaki
Pozzuoli kasabasında elde edilmiştir. Vevuz
yanardağı yakınındaki bu toprak camlaşmış volkan
toprağı olup, günümüzde kullanılan "puzolan"
sözcüğü buradan gelmektedir.
Kaynaklar :
-Dr. Sinan t.erdogan,prof.dr.tuhan y.erdogan,baglayici malzemelerin ve betonun on bin yıllık tarihi, ODTÜ
yayıncılık ,2007
-Prof.dr.Bekir postacioglu,beton ,bağlayıcı maddeler,agregalar,beton,cilt-1-baglayici maddeler
,TKY,istanbul,1986 prof.dr.hayri yalçin,prof.dr.metin gürü, çimento ve beton ,palme yayıncılık ,ankara,2006
25
HaberYabancı
KENDİNİ İYİLEŞTİREN YAPAY DOKU
Kendini iyileştiren yapay
dokular alanında kayda
değer bir ilerleme var.
Esnek elektroniklerin
heyecan verici oldukları
rahatlıkla söylenebilir.
Ancak giyilebilir
teknolojiden robotik
alanına, sağlıktan
uzay uçuşlarına her
yerde kullanılabilen bu
ürünlerin ufak bir sorunu
var: Bileşenler kolay bir
şekilde hasar alabiliyorlar ve bu da niteliklerini
ortadan kaldırıyor.
Bu sorunu çözmek isteyen Israel Institute of
Technology’deki kimya mühendisleri, hasarı
“iyileştirebilen” esnek elektronik algılayıcılar
geliştiriyorlar. Bu sistemin protez uzuvlar için yapay
bir deri oluşturmak için kullanılması planlanıyor.
Böylece kullanıcının çevresini hissetmesini
sağlayacağı ümit ediliyor.
Buradaki en önemli şey, yüksek iletken elektrotlara
ve altın nano parçalara sahip yeni bir sentetik
polimer tipi. Bu polimer, hasar aldığı zaman
genişleyerek normal durumda elektrotlar arasındaki
elektrik akımını engelleyecek olan çatlakları
“iyileştiriyor.”
Advanced Materials’ da yayınlanan ve buluşu
açıklayan makalede araştırmacılar, bu maddenin
iyileştirme etkisinin rastgele noktalarda birkaç
kesime dayanabilecek kadar yüksek olduğunu
söylüyorlar. Algılayıcının geliştiricilerinden biri olan
Tan-Phat Huynh, kendini iyileştiren algılayıcıların
bir gün insan sağlığını takip eden elektronik
derilere imkan tanıyacak bir platform olabileceğini
düşünüyor.
26
Haber
Yerli
KİMYA SEKTÖR SANAYİCİLERİ
HAMMADDEDE FİYAT VE KALİTE
İSTİKRARI İSTİYOR
Sektörel sorunlara çözüm bulmak için Konya Sanayi
Odası tarafından düzenlenen sektör toplantılarının
16.’sı kimya sektörü temsilcileri ile gerçekleştirildi.
Toplantıda konuşan kimya sektörü temsilcileri,
kullandıkları hammaddenin fiyat ve kalitesinde
istikrar sorunu yaşadıklarını, bunun da
rekabeti olumsuz etkilediğini iletirken, özellikle
belgelendirme konusunda bürokrasinin azaltılmasını
talep etti.
Boya, gübre gibi sektörlerde çok çeşitli TSE belgesi
olduğunu, bu bürokrasinin sanayiciler üzerinde yük
oluşturduğunu ifade eden sanayiciler, bazı analiz
raporları işlemlerinin de geç yapılması nedeni ile
hammaddelerin gümrük kapılarında beklemek
zorunda kaldığını vurguladı.
Sanayiciyi üretime teşvik eden
yeni bir başarı hikayesi yazılmalı
Toplantıda konuşan Konya Sanayi Odası Başkanı,
TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Memiş Kütükcü,
sanayicilerle buluşmaya ve sorunlarını dinleyip,
çözüm yolları bulmaya önem verdiklerini
söyleyerek, meslek komitesi toplantılarından
16.’sını gerçekleştirdiklerini iletti. Gündeme ilişkin
değerlendirmelerde bulunan ve Türkiye’nin kritik
günlerden geçtiğini aktaran Kütükcü, ülkenin
önünde 4 yıl seçimsiz bir dönem olduğunu hatırlatıp,
“İş dünyası olarak bizler, ekonomik istikrarın
siyasi istikrardan bağımsız olmadığını biliyoruz.
4 yıllık süreçte ülkeyi, sanayiciyi, üretimi teşvik
eden, cesaretlendiren, yatırım şartlarını iyileştiren
yeni bir başarı hikâyesi yazılmasını ümit ediyoruz”
dedi.
Küresel adımlar atılmalı
Geçtiğimiz günlerde Antalya’da gerçekleştirilen ve
dünyanın en güçlü ekonomilerini temsil eden G20
ve B20 zirvelerine de değinen Kütükcü, bu zirvelerde
iş dünyasını ilgilendiren çok önemli gelişmeler
olduğunu, bunlardan birisinin dünya ticaretinin
önündeki engelleri kaldırmak için 51 ülke tarafından
imzalanan Dünya Ticaretinin Kolaylaştırılması
Anlaşması olduğunu aktardı. Bu anlaşmanın yeterli
ülke sayısına hızla ulaşarak, hayata geçmesinin iş
dünyası için önemli olduğunu aktaran Kütükcü,
“Küresel krizin etkisiyle daralan dünya ticaretinin
yeniden canlandırılması için küresel adımlar
atılmalı” dedi.
Fiyat ve kalite istikrarı olmaması,
rekabeti olumsuz etkiliyor
Sektörlerine ilişkin sorunları dile getiren kimya
sektör temsilcileri ise, kanun ve yönetmeliklerin
hızlı bir şekilde değiştiğini, bu değişikliklerin ilgili
bakanlıklar ve kurumlar tarafından iş dünyasına
daha iyi duyurulması gerektiğini aktardı.
Başta galenik ilaç olmak üzere kimya sektöründe
kullanılan hammaddelerin fiyat ve kalite istikrarında
sorunlar yaşandığına dikkat çeken sektör temsilcileri,
bu durumun rekabeti de olumsuz etkilediğini dile
getirdi. Gübre sektöründe kullanılan hammaddelerin
ithal edildiğine işaret eden bazı gübre sektörü
sanayicileri ise, TSE’nin istediği analiz belgeleri
nedeni ile konteynırların gümrüklerde beklediğini,
bunun da maliyet oluşturduğunu ifade ederek, analiz
işlemlerinin daha hızlı şekilde yapılmasını talep
etti. Aynı ürün için TSE’den 10-15 tane ayrı belge
almak zorunda kaldıklarını, bunun özellikle boya
sektöründe ciddi bir maliyet oluşturduğunu anlatan
sanayiciler, siyasilerden kıdem tazminatı konusunda
yaşanan sorunlara da çözüm üretmesini talep etti.
Toplantıda ayrıca, KOSGEB destekleri, merdiven altı
üretim, nitelikli eleman, yerli malı belgesi, sanayi
tüplerinin hurdaya ayrılması, plastik ve kauçuk
sektörünün analiz laboratuarı ihtiyacı gibi pek çok
konuda yaşanan sorunlar ve yapılması gerekenler
istişare edildi.
27
KİMYAGER
FIRAT ÖZTÜRK
MEZUN
AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ
firatozturk008@gmail.com
27
Neye Göre Yüksek
Lisans?
Yüksek Lisans Nedir?
Y
üksek lisans, akademik alanda kariyer yapmak
için veya mesleki alanda uzmanlaşmak
için yapılan lisans üstü eğitim programıdır.
Diğer bir adı ise ‘’Master’’dır. Tezli yüksek lisans ve
tezsiz yüksek lisans olmak üzere iki farklı şekilde
yapılabilir. Aralarında tez yazmak dışında fazla bir
fark yoktur.
Yüksek lisans yapmak için bazı şartlar aranmaktadır.
Bu yapılacak yüksek lisans programına ve
yükseköğretim kurumuna göre farklılıklar
gösterebilir. Bütün bu bilgilere yükseköğretim
kurumlarının internet sayfasından ulaşılabilir.
Asıl önemli olan konu ise seçilecek yüksek lisans
programıdır. Hedefe uygun bir yüksek lisans
programı seçmek, hem ülkeye hem de kişinin
kendisine büyük faydalar sağlayacaktır. Aksi halde
halk tabiriyle yüksek lisans yapmak için yüksek lisans
yapmış olunur.
28
Ne Yapılmaktadır?
Yüksek lisans yapılırken algılara göre hareket
edilmektedir. Bu sebeple çok da faydası olmayacak
bir eğitim programında zaman harcanmış olunur.
Bu algılar; popüler olan bölümlerde yüksek lisans
yapmak, kolay alanları tercih etmek veya daha
anlayışlı-hoşgörülü bir öğretim görevlisine göre
hareket etmek…
Kimya alanında en çok yüksek lisans yapılan bölüm
Analitik Kimya’dır. Çünkü algılar, ülkemizdeki kimya
sektöründe en çok analitik yöntemlerin kullanıldığını
söylemektedirler. O yüzden çoğu yükseköğretim
kurumunun yüksek lisans eğitim programlarında
analitik kimya kontenjanları doludur. Bu bölümde
kontenjan dışında kalan öğrenciler gerekçesiz olarak
başka bir bölümde yüksek lisans yaparlar. Bu yüksek
lisans, iş hayatında sadece ‘’Yüksek’’ unvanından ve
özgeçmişteki iki satırlık pozitif fazlalıktan başka bir
şey değildir. Fakat yüksek lisansın tanımı yukarıda
belirtildiği gibi akademik alanda kariyer veya
mesleki alanda uzmanlaşmak için yapılan eğitim
programıdır. Bu sebeple yapılan yüksek lisans,
bilinen yüksek lisanstan farklılık göstermektedir. Bu
farklılığı ortadan kaldırmak için kişi kendisine en
uygun bölümü ve öğretim görevlisini seçmelidir. Bu
seçim popülizme ve algılara göre değil; tamamen
bilimsel kaynaklara göre olmalıdır.
Ne Yapmak Gerekir?
Yüksek lisans yapmadan önce kişi, kendi ilgi
alanlarını ve çalışmak istediği konuları en ince
detayına kadar belirlemelidir. Yani alandan sektöre;
sektörden alt konulara… İlaç tasarımı, biyosidal,
beyaz çimento, nano teknolojili kumaşlar, rodyum
ayrıştırma, kırılmaz cam, organik kozmetik vs. akla
gelebilecek; merak edilen, ilgi duyulan tüm bu alt
konular belirlenmelidir. Belirlenen bu konulara
ait yayınlanan makaleler bulunur. Bu makalelerin
içeriğinde, hangi öğretim kurumu, hangi bölüm
ve hangi öğretim görevlisi tarafından yayınlandığı
yazılıdır. Böylelikle çalışma yapmak ve uzmanlaşmak
istenilen bir alt konuda çalışma yapan öğretim
görevlisinin öğrencisi olunabilir.
İlgi duyulan alandaki makaleler ‘’sciencedirect’’
ten bulunabilir. Sciencedirect, bütün bilimsel
makalelerin yayınlandığı bir platformdur. İnternet
sayfasından da rahatça erişim yapılabilir. Erişimi
daha kolay hale getirmek isteyenler, yüksek öğretim
kurumlarının kütüphanelerindeki bilgisayarlardan
da ulaşabilir. Sciencedirect veritabanının açık
olmadığı kütüphanelerde ise öğrenciler, bir öğretim
görevlisinin bilgisayarından ilgili makaleleri bulmak
için istekte bulunabilir.
29
Anorganik Kimya alanında yüksek lisans yapmayı
düşünmeyen biri, nano teknolojili kumaşlar
hakkında ilgili ve bu konuya ait makaleleri
araştırabilir. Araştırma sonucunda en çok dikkatini
çeken makalenin bir yüksek öğretim kurumundaki
anorganik kimya öğretim görevlisine ait olduğuna
ulaşabilir. Bu alanda çalışmak ve uzmanlaşmak için
bu bölüme Analitik Kimya’ya göre daha kolaylıkla
girebilir. Hem istediği alanda hem istediği öğretim
görevlisi ile kolayca yüksek lisans programına kayıt
yaptırabilir. İşte o zaman unvanın ötesinde bilgi
birikimine sahip olarak çok daha iyi şartlarda iş
hayatında çalışabilir. Bilimi sanayiye götürerek hem
kendisine hem de ülkesine büyük katkı sağlayabilir.
Bir başka örnek de ilaç tasarımıdır. Organik kimya
alanında yüksek lisans yapmak isteniliyor ve tercih
ediliyor. Fakat öğretim görevlisinin uzmanlık alanı
polimer konusunda; polimer alanında çalışmalar
yapılıyor. Bu öğrenci, ilaç hakkındaki tüm ilgisini
polimere çevirmek zorunda kalabilir. Bu yüzden
bölümde de seçilecek öğretim görevlisi, alan ve
alt konu seçmek kadar önemlidir. İlaç tasarımı
hakkında çalışmalar yapan bir öğretim görevlisi
belirlenir. Belirlenen öğretim kurumunun ve
öğretim görevlisinin bölümü ile ilgili şartlar
sağlanarak tercih edilir. Böylece ilgi duyulan alanda
uzmanlaşma çalışması daha profesyonel koşula
ulaşmış olur.
Sonuç olarak, yüksek lisans yapmak isteyenlerin
önce neye göre yüksek lisans yapacaklarına karar
vermeleri gerekmektedir. Karar verilen konuların
ilgili başlığı bahsedilen platformdan aranılır. Burada
bulunan makaleler incelenir, bu makalelerdeki
öğretim kurumları ve öğretim görevlileri belirlenir.
Belirlenen durumlara göre uygun şartlar sağlanır.
Mesleki alanda uzmanlaşmak veya akademik alanda
kariyer yapmak isteyenler gerçek anlamda yüksek
lisans yapmış olur.
30
HaberYabancı
İLAÇ HARCAMALARI 1.4 TRİLYON
DOLAR OLACAK
IMS Health tarafından yapılan tahminlere göre global ilaç harcamaları 2020
yılında, gelişmekte olan piyasalarda sağlık hizmetlerine ulaşımın artması,
yüksek fiyatı yeni kanser ilaçlarının etkisiyle 2020 yılında 1,4 trilyon dolar
seviyesine ulaşacak.
IMS bu yıl global ilaç harcamalarının 1,07 trilyon dolar olacağını öngörüyor.
IMS’nin 2020 tahmini gelecek 5 yılda harcamaların yıllık yüzde 4-7 aralığında
artacağı anlamına geliyor.
2020 yılında global harcamalar 1,4 trilyon dolar olurken, Çin’in harcamaları
ise 165 milyar dolara ulaşacak.
IMS raporunda ayrıca gelecek 5 yılda üçte biri kanser tedavisi için olmak
üzere 225 yeni ilacın piyasaya sürüleceği de öngörüldü.
31
Yerli
Haber BOR’UN ATIĞI DA PARA EDİYOR
Yalova’da düzenlenen
konferansta, bor
kaynaklarının ekonomi
açısından önemi anlatıldı.
Yalova Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Uygulama
ve Araştırma Merkezi (YÜBİTAM) ve Yenilenebilir
Enerji Kulübü (YÜYEK) tarafından düzenlenen
“Türkiye’nin Bor Kaynakları ve Önemi“ konulu
konferans Yalova Meslek Yüksekokulu Konferans
Salonu’nda yapıldı. Konferansa bor madenlerinin
Türkiye’nin geleceği açışından ne kadar değerli
olduğunu anlatmak ve girişimcileri yatırıma teşvik
etmek maksadıyla çeşitli üniversitelerde konferanslar
veren Dumlupınar Üniversitesi Fen-Edebiyat
Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Yunus Erdoğan konuşmacı olarak katıldı. Türkiye’nin
dünyadaki bor rezervinin yüzde 73’lük bölümüne
sahip olduğunu belirten Prof. Erdoğan, “Bu maden
Türkiye için muazzam bir kaynaktır” dedi.
Bor atıkları üzerinde yaptıkları incelemelerden elde
ettikleri sonuçları paylaşan Erdoğan bor atıkları
üzerinde rubidyum elementinin varlığını tespit eden
çalışmaları dünyada ilk defa kendilerinin yaptığını
belirtti. Bor atıklarından rubidyum üretilmesinin
çok mühim olduğunu kaydeden Erdoğan, “1 gram
rubidyum 72 dolar. Uluslararası veriler de bunu
göstermektedir” diye konuştu.
Rubidyum elementinin gece görüş, tıbbi görüntüleme
cihazları ile fiber optik telekomünikasyon, radyasyon
algılama sistemleri ve tıp alanında kullanıldığını dile
getiren Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bor madeninin türevlerinden olan bir ton
borik asitin uluslararası fiyatı 500 ile 700 dolar
arasındadır. Yani bir kilogram borik asit 0,5
ile 0,7 dolar arasında değişiyor. Bir kilogram
rubidyum ise uluslararası piyasalarda 72 bin
dolar. Dolayısıyla bizim bor atıklarında lityum,
rubidyum ve rubidyumun özelliklerini taşıyan
sezyum konusunda çalışmalarımız var. Lityum
ve rubidyum konusu uygulamaya gelmiş, sezyum
ile ilgili çalışmalarımız ise devam etmektedir.
Bunlar, kardeş element olduklarından bor
atıklarında ortalama 1000 ’ppm’e yakın rubidyum
bulunmaktadır. Yani bir ton atıkta 1000 gram
rubidyum vardır. Bu az gibi görünmekle beraber,
bu oran altın yataklarında ise 20 ppm. Dolayısıyla
rubidyumun bu atıklarda ne kadar zengin
olduğunu tasavvur edebiliriz. Emet ve Hisarcık
ilçelerindeki bor işletmelerinde bir yılda 3,5
milyon ton endüstriyel atık çıktığı göz önünde
bulundurulduğunda bu fevkalade bir değerdir”.
32
Simgesi: Cl
Grubu: 7A (Halojen)
Atom numarası: 17
Bağıl atom kütlesi: 35,4527
Oda sıcaklığında: Gaz
Erime noktası: -100,84°C
Kaynama noktası: -33,9°C
Yoğunluğu: 3,214 g/L
Keşfi: 1774 - Carl Wilhelm
Scheele
Atom çapı: 0,97 Å
Elektronegatifliği: 3,16
Elektron dizilimi: 1s2
2s2
p6
3s2
p5
KLOR
Klor, VIIA grubunda bulunan hafif, keskin kokulu, yeşilimsi sarı renkli, tahriş edici ve zehirleyici bir gaz.
Havadan 2,5 kat ağır olan klor ilk zamanlar bir bileşik olarak kabul ediliyordu. Klor ilk olarak 1774 yılında
Carl Wilhelm Scheele tarafından keşfedildi. 1810 yılında ise bugünkü ismi Humphry Davy tarafından verildi.
Boğucu kokulu, yeşilimsi sarı renkli gazdır. Periyodik çizelgenin 17. grubunda öbür halojenlerle birlikte yer
alan klorun simgesi Cl, atom numarası 17, atom ağırlığı 35,453’tür. Havadan yaklaşık 2,5 kat ağırdır; suda
az çözünür (bir litre suda 2-3 litre klor); “Klor suyu” adı verilen bu çözelti, altını bile etkileyecek güçte bir
yükseltgeyicidir.
-34 °C sıcaklığa kadar soğutulduğu ya da sıkıştırıldığı zaman kolayca sıvılaşan klor, flor, brom, iyot ve
astatinle halojenler grubunu oluşturur; halojenlerin son yörüngelerinde yedi elektron vardır ve öbür
maddelerden sekizinci bir elektron alma eğilimi gösterirler.
Mangandioksit, sodyum klorür ve sülfürik asitin tepkimeye girmesi sonucu klor açığa çıkar ve bu tepkime
laboratuvarda klor elde etmek için kullanılabilir. Sanayi de ise klor, mutfak tuzunun (sodyum klorür)
elektrolizi yoluyla üretilir ve yan ürün olarak hidrojen gazı ve sodyum hidroksit açığa çıkar.
Klor’un Elde Edilmesi
Klor sanayide çoğunlukla doymuş tuz çözeltisinin elektrolizi yoluyla üretilir. Kimi zaman da erimiş sodyum
klorürden elde edilir. Klor ve bileşikleri kâğıt ve dokuma sanayinde ağartma işlemlerinde ve kent içme
sularının dezenfekte edilmesinde kullanılır. Ayrıca evlerde kullanılan ağartıcıların, mikrop öldürücülerin, çok
sayıda organik ve inorganik maddelerin üretilmesinde yararlanılır. Klorlu eriticilerden, plastik maddelerin,
eiastomerlerin (yapay kauçuk) üretiminde yararlanılır.
Dünyanın her yerinde, içme sularının dezenfekte edilmesinde kullanılır. Ayrıca, kağıt yan ürünlerinin, boya
maddelerinin, tekstil ürünlerinin, petrol ürünlerinin, çeşitli ilaçların, antiseptiklerin, böcek öldürücülerin
(insektisitlerin), çözücülerin, plastik ürünlerin ve çok çeşitli tüketim malzemelerinin eldesinde kullanılır.
Kloroflorokarbonlar (CFC), kloratlar ve kloroform gibi çok çeşitli bileşiklerin yapısında yer alması nedeniyle,
kimya endüstrisinde önemli yer tutmaktadır.
Kullanım Alanları
33
Ayın
Web
Sitesi
http://www.ptable.com
Periyodik tablodaki elementler ile ilgili
bilgi arıyorsanız bu site tam size göre.
Sitenin hazırlanmış içeriğinin görsel kalitesi
ile aradığınızı kolayca bulacaksınız. Siteyi
incelemenizi ve ayrıntılı olarak bakmanızı
öneriyoruz.
34
KİMYA BULMACA
1
2
3
4
5 6
7
8
9
10
Soldan Saga
3. Enzimin üzerinde islerlik kazandigi molekül. Tepkimeye
giren madde.
4. Iki ya da daha fazla maddenin kimyasal tepkimeye
girmeden, gelisigüzel oranlarda, kimyasal özelliklerini
yitirmeden olusturduklari madde.
7. Nötr bir yapi olan atomdan elektron uzaklastirarak ya
da elektron ilave ederek olusturulan elektrik miktari.
8. Içinde belirli bir sicaklik elde edilerek kurutma, mikrop
üretme ve dezenfekte veya sterilizasyon gibi gâyelerle
kullanilan alete denir
9. Kristal yapisinda belirli miktarlarda su molekülü içeren
bilesiklerdir.
10. Çiplak gözle incelenebilen.
Yukaridan Asagiya
1. Redoks reaksiyonlarinda ayni elementin hem
yükseltgenip hem de indirgenmesi
2. Karbon atomunun üzerinde pozitif yükün oldugu yapilar.
5. Bir cismin bir baska cisim içine bütünüyle alinmasi veya o
cismin içinde tamamen dagilmasi.
6. Asiri doymus çözeltilerde kati fazin ayrilmasi.
35
KİMYA BULMACA
(GEÇEN AYIN ÇÖZÜMÜ)
S
1
A
2
P
3
O Y
R L i
E
4
N O L V R
T E M
D
5
E K A N T A S
6
Y O N
R
7
I T O
Ç
8
Ö K T Ü R M E N Y
D I
9
N D I R G E N
O A
K
10
R I S T A L I Z U A R
S
Soldan Saga
4. Alkinlere civa (II) sülfat esliginde su katilarak olusan
kararsiz ara ürün. [ENOL]
5. Çöktürme isleminde tamamen çöken kismin üstünde
kalan sivinin bulandirilmadan baska bir kaba tasinmasi.
[DEKANTASYON]
8. Iki çözelti karistirildiginda çözeltideki iyonlarin
etkileserek suda çözünmeyen kati olusturma yöntemi.
[ÇÖKTÜRME]
9. Kimyasal reaksiyonlarda kendisi yükseltgenerek
karsisindakini indirgeyen bilesik ya da iyon.
[INDIRGEN]
10. Kristallendirme deneylerinde kristallendirme kabi olarak
kullanilan cam malzeme. [KRISTALIZUAR]
Yukaridan Asagiya
1. Çözücü. [SOLVENT]
2. Bir karisimdan bilesenlerini elde etme. [AYiRMA]
3. Aminoasitlerin zincir hâlinde birbirlerine baglanmasindan
olusan büyük moleküllü organik bilesik. [PROTEIN]
6. Inert veya asal gaz olarakta bilinirler. [SOYGAZ]
7. Indirgenme - Yükseltgenme tepkimeleri. [REDOKS]
36
İNGİLİZCE-TÜRÇE
KİMYA SÖZLÜĞÜ
Cumulate
Unit
Biochemistry
Bath Vat
Decay Rate
Dimension
Dyeing
Interface
Acetate Silk
Waste
Slime
Boiler
Pure
Corrosive
Separator
Sign
Burner
Refining
Acid Dye
Bypass
Coppering
Base
Unique
Birikmek
Biyokimya
Banyo Teknesi
Bozunma Hızı
Boyut
Boyama
Buhar Kazanı
Arıtma
Arayüzey
Arı
Asitli Boya
Asetat İpeği
Aşındırıcı
Atlama
Atık
Ayırıcı
Bakır Kaplama
Balçık
Belirti
Baz
Bek
Benzersiz
Birim
YAZARIMIZ
OLUN
KOŞULLAR
1-) KİMYA VEYA KİMYA SEKTÖRÜ İLE İLGİLİ BİR KONUDA KAYNAKLARINIZI BELİRTEREK
YAZIN
2-) HER AYIN 20. GÜNÜNE KADAR info@inovatifkimyadergisi.com adresine
AD-SOYAD
SIK KULLANDIĞINIZ MAİL ADRESİ
BİTİRDİĞİNİZ/OKUDUĞUNUZ OKUL İSMİ
PROFİL FOTOĞRAFI
YAZINIZIN WORD FORMATI
İLE GÖNDERİN.
BİR SONRAKİ AY BİLGİLERİNİZ İLE YAZINIZI YAYIMLAYALIM
REKLAM
İÇİN
iletisim@inovatifkimyadergisi.com
BİNLERCE KİŞİNİN OKUDUĞU DERGİMİZE
ONBİNLERCE KİŞİNİN ZİYARET ETTİĞİ WEB SİTEMİZE
REKLAM VERİN
BİNLERCE KİŞİYE ULAŞIN

Recomendados

inovatif kimya dergisi sayi 29 por
inovatif kimya dergisi sayi 29inovatif kimya dergisi sayi 29
inovatif kimya dergisi sayi 29İnovatif Kimya Dergisi
1K vistas38 diapositivas
inovatif kimya dergisi sayi 28 por
inovatif kimya dergisi sayi 28inovatif kimya dergisi sayi 28
inovatif kimya dergisi sayi 28İnovatif Kimya Dergisi
1.3K vistas58 diapositivas
inovatif kimya dergisi sayi 31 por
inovatif kimya dergisi sayi 31inovatif kimya dergisi sayi 31
inovatif kimya dergisi sayi 31İnovatif Kimya Dergisi
1.3K vistas60 diapositivas
inovatif kimya dergisi sayi 30 por
inovatif kimya dergisi sayi 30inovatif kimya dergisi sayi 30
inovatif kimya dergisi sayi 30İnovatif Kimya Dergisi
1.6K vistas44 diapositivas
A.T.A.A.-2014/15 por
A.T.A.A.-2014/15A.T.A.A.-2014/15
A.T.A.A.-2014/15nikifelena
500 vistas78 diapositivas
Lr4 kramarenko%201 por
Lr4 kramarenko%201Lr4 kramarenko%201
Lr4 kramarenko%201Станислав Шваюк
257 vistas19 diapositivas

Más contenido relacionado

Destacado

Sabiranje por
SabiranjeSabiranje
Sabiranjeanalukich
430 vistas4 diapositivas
Bxd 681 qd-bxd-12072016 por
Bxd 681 qd-bxd-12072016Bxd 681 qd-bxd-12072016
Bxd 681 qd-bxd-12072016Tuấn Vinh Huỳnh
89 vistas48 diapositivas
Wedding Photographer Dallas por
Wedding Photographer DallasWedding Photographer Dallas
Wedding Photographer DallasDallas Wedding Photographer .
230 vistas11 diapositivas
Need help with academic writing por
Need help with academic writingNeed help with academic writing
Need help with academic writinghaleyhansens
263 vistas20 diapositivas
作業系統作業莊英基 por
作業系統作業莊英基作業系統作業莊英基
作業系統作業莊英基英基 莊
258 vistas7 diapositivas

Destacado(19)

Sabiranje por analukich
SabiranjeSabiranje
Sabiranje
analukich430 vistas
Need help with academic writing por haleyhansens
Need help with academic writingNeed help with academic writing
Need help with academic writing
haleyhansens263 vistas
作業系統作業莊英基 por 英基 莊
作業系統作業莊英基作業系統作業莊英基
作業系統作業莊英基
英基 莊258 vistas
CV (1) (3) por Anu Amer
CV (1) (3)CV (1) (3)
CV (1) (3)
Anu Amer373 vistas
Global Automotive Scanner Market: Trends, Opportunities and Forecasts (2016-2... por Azoth Analytics
Global Automotive Scanner Market: Trends, Opportunities and Forecasts (2016-2...Global Automotive Scanner Market: Trends, Opportunities and Forecasts (2016-2...
Global Automotive Scanner Market: Trends, Opportunities and Forecasts (2016-2...
Azoth Analytics507 vistas
Context introduction to contextual analysis.revision version por Kim Hutton-Brown
Context  introduction to contextual analysis.revision versionContext  introduction to contextual analysis.revision version
Context introduction to contextual analysis.revision version
Kim Hutton-Brown516 vistas
Marine companies in Qatar por qatpedia
Marine companies in QatarMarine companies in Qatar
Marine companies in Qatar
qatpedia240 vistas
Landscaping companies qatar por qatpedia
Landscaping companies qatarLandscaping companies qatar
Landscaping companies qatar
qatpedia154 vistas
Mu0011 management and organisational development por consult4solutions
Mu0011 management and organisational developmentMu0011 management and organisational development
Mu0011 management and organisational development
consult4solutions184 vistas
Standardized visualisation of differences between model versions por Vasundra Touré
Standardized visualisation of differences between model versionsStandardized visualisation of differences between model versions
Standardized visualisation of differences between model versions
Vasundra Touré286 vistas

Similar a İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28 por
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-28İnovatif Kimya Dergisi
577 vistas58 diapositivas
Nanoteknoloji por
NanoteknolojiNanoteknoloji
Nanoteknolojilorenzo8080
1.7K vistas24 diapositivas
Nanotıp por
NanotıpNanotıp
NanotıpMéhmét Yozgat
5.6K vistas48 diapositivas
Nanoenerji̇ por
Nanoenerji̇Nanoenerji̇
Nanoenerji̇Alper GÜNEREN
2.6K vistas28 diapositivas
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30 por
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-30İnovatif Kimya Dergisi
956 vistas44 diapositivas
Bilim ve teknoloji haberleri 2 por
Bilim ve teknoloji haberleri 2 Bilim ve teknoloji haberleri 2
Bilim ve teknoloji haberleri 2 osman keskin
1.9K vistas20 diapositivas

Similar a İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29(14)

Más de İnovatif Kimya Dergisi

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-37 por
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-37İnovatif Kimya Dergisi Sayı-37
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-37İnovatif Kimya Dergisi
722 vistas50 diapositivas
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-36 por
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-36İnovatif Kimya Dergisi Sayı-36
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-36İnovatif Kimya Dergisi
461 vistas40 diapositivas
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35 por
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-35İnovatif Kimya Dergisi
1K vistas72 diapositivas
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34 por
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-34İnovatif Kimya Dergisi
1.2K vistas64 diapositivas
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32 por
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-32İnovatif Kimya Dergisi
733 vistas42 diapositivas
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31 por
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31
İnovatif Kimya Dergisi Sayı-31İnovatif Kimya Dergisi
1K vistas60 diapositivas

Más de İnovatif Kimya Dergisi(20)

İnovatif Kimya Dergisi Sayı-29

  • 1. Kimya Dergisi İNOVATİFKimya Dergisi YIL:3 SAYI:29 ARALIK 2015 BACA GAZI ANALİZİ YRD. DOÇ. DR. MEHMET ALTUĞ VE ARKADAŞLARININ BULUŞU PATENT ALDI MARS ATMOSFERİNDEKİ BÜYÜK DEĞİŞİMİN NEDENİ ANLAŞILDI KİMYA SEKTÖRÜNÜN 10 AYLIK İHRACATI 12,9 MİLYAR DOLAR HAYVANSAL ATIKLARDAN SENTETİK PETROL ÜRETECEKLER İNŞAAT’IN KİMYASI DÜNYANIN İLK ELEKTRONİK BİTKİSİNİ YAPTILAR KİMYA SEKTÖR SANAYİCİLERİ HAMMADDEDE FİYAT VE KALİTE İSTİKRARI İSTİYOR NEYE GÖRE YÜKSEK LİSANS? PEARLITOL® FLASH’IN DAĞILMASI ÇÖZÜNMESİYLE İLGİLİ VAKA ÇALIŞMASI BİR DAKİKADA KANI DURDURAN JEL GELİŞTİRİLDİ MUTLAK SIFIRA ULAŞILDI KENDİNİ İYİLEŞTİREN YAPAY DOKU BOR’UN ATIĞI DA PARA EDİYOR İLAÇ HARCAMALARI 1.4 TRİLYON DOLAR OLACAK
  • 2. KURALLARIMIZ1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi bir makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını aldığınız kişiye mail atarak haber vermek, kullanmış olduğunuz yazıların kaynağını ise dergi olarak belirtmek durumundasınız. 2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız. 3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gelebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu değildir. 4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde, yazılarda kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır. Aksi durum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak sormalısınız. Çünkü bize yazı gönderen yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet ederek fotoğrafları dökümanlarına eklemeleri. Buradan çıkacak problemlerden doğrudan yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu değildir. 5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız var ise yazılarınız için Yavuz Selim KART ile konuşabilirsiniz. Dergi ile iletişim kurmak için ise iletisim@inovatifkimyadergisi.com adresine mail atabilirsiniz. 6. Dergimizde yayınlanmasını istediğiniz yazıları info@inovatifkimyadergisi.com mail adresine göndermelisiniz. Bu mail adresine gönderdiğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editör tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi. 7. Tarafımıza çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı yayımlamaya gayret edeceğiz lakin başkalarının yazılarını kendi yazmış gibi gönderenler, kaynaksız yazı gönderenler, çok kısa yazı göndenlerin yazılarını maalesef yayımlamayacağız. 8. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayımlanmaz. Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da herhangi bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelimeler yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi yayımlamama hakkını ya da yazının o kısmını değiştirme hakkını elinde tutar. Bu konuda son söz dergi yöneticisine aittir. 9. Bu dergide kimya ilmi üzerine okuyan, kimya ilmine meraklı, kimya ilmi ile ilgili araştırma yapmayı seven herkes yazabilir. 10. Dergi ekibimiz gönüllü kişilerden oluşmuştur. Bu dergi ilk kurulduğu zamandan beri böyledir. Dergi ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır. Gelen kişilere en başta bu kural söylenir. Görevini yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bozan, dergi yöneticisini dinlemeyen kişiler ekipten çıkarılır. 11. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu kişi buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine sahiptir. 12. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları kabul etmiş sayılırlar. http://www.inovatifkimyadergisi.com https://www.facebook.com/InovatifKimyaDergisi https://twitter.com/InovatifKimya https://instagram.com/inovatifkimyadergisi http://inovatifkimyadergisi-blog.blogspot.com.tr https://www.youtube.com/channel/UCmIkYbQtd8LtCP6GVL0tVGQ https://plus.google.com/+Inovatifkimyadergisi https://www.linkedin.com/profile/view?id=AAIAABHWzAYBk8n_O2X- p0LJgn9bB-aLM6w0-3pw SOSYALMEDYA
  • 3. Ekibimiz YAVUZ SELİM KART HATİLE MOUMİNTSA PELİN TANTOĞLU TUBA ÜNÜGÜL KİMYA MÜHENDİSİ KİMYA KURUCU-YÖNETİCİ KİMYAGER KİMYA MÜHENDİSİ FACEBOOK EDİTÖRÜ FACEBOOK EDİTÖRÜ FACEBOOK EDİTÖRÜ ELİF KOÇ KİMYAGER FACEBOOK EDİTÖRÜ UTKU ARSLAN KİMYAGER FACEBOOK EDİTÖRÜ MAHMUT ATASEVER ALPEREN KEMAL TOPAL BİYOKİMYAGER BİYOKİMYAGER FACEBOOK EDİTÖRÜ FACEBOOK EDİTÖRÜ SİZ DE EKİBİMİZE KATILIN
  • 4. EDİTÖRDEN Merhabalar Öncelikle bize olan ilginiz için çok teşekkür ediyoruz. 28 sayıdır yayın hayatına devam ettik. Bizlere okuyan, çalışan herkes yazı göndermeye devam ediyor. Aslında yazı yazması ve göndermesi bir miktar zaman alan bir süreç ama o kadar da zor değil. E-dergimizin sürekliliği elbette sizlerin gönderdiği değerli yazılarla oluyor. Yazılarınız ile kişisel bilgilerinizi birleştirerek kendi sosyal medya kanallarında tanıtan tek elektronik kimya dergisiyiz. Her ay yazmanın zorunlu olmaması da herkesin yazmasına imkan sağlıyor ki akademik kariyer sahibi, okuyan, mezun, kimyaya ilgili herkesten yazılar bekliyoruz. Bu ay birçok konuda yazı geldi. Birçok haber de ekledik. Keyifle okumanız dileğimizle
  • 5. İÇİNDEKİLER MUTLAK SIFIRA ULAŞILDI 7 10 14 16 21 25 27 31 9 11 15 20 22 26 30 32 HAYVANSAL ATIKLARDAN SENTETİK PETROL ÜRETECEKLER MARS ATMOSFERİNDEKİ BÜYÜK DEĞİŞİMİN NEDENİ ANLAŞILDI NEYE GÖRE YÜKSEK LİSANS? YRD. DOÇ. DR. MEHMET ALTUĞ VE ARKADAŞLARININ BULUŞU PATENT ALDI KENDİNİ İYİLEŞTİREN YAPAY DOKU BACA GAZI ANALİZİ BOR’UN ATIĞI DA PARA EDİYOR BİR DAKİKADA KANI DURDURAN JEL GELİŞTİRİLDİ İNŞAAT’IN KİMYASI KİMYA SEKTÖRÜNÜN 10 AYLIK İHRACATI 12,9 MİLYAR DOLAR İLAÇ HARCAMALARI 1.4 TRİLYON DOLAR OLACAK PEARLITOL® FLASH’IN DAĞILMASI ÇÖZÜNMESİYLE İLGİLİ VAKA ÇALIŞMASI KİMYA SEKTÖR SANAYİCİLERİ HAMMADDEDE FİYAT VE KALİTE İSTİKRARI İSTİYOR DÜNYANIN İLK ELEKTRONİK BİTKİSİNİ YAPTILAR KLOR
  • 6. İÇİNDEKİLER AYIN WEB SİTESİ 33 35 37 34 36KİMYA SÖZLÜĞÜ KİMYA BULMACA YAZARIMIZ OLUN KİMYA BULMACA ÇÖZÜMÜ
  • 7. KİMYA TEKNİKERİ ANIL YASİN AKDOĞAN MEZUN BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ anil_yasin_akdogan@hotmail.com 7 Mutlak Sıfır’a Ulaşıldı ! M utlak sıfır, bir maddenin moleküllerinin entropisinin minimum değerine ulaştığı teorik sıcaklıktır. Teorik olarak mutlak sıfır sıcaklığına ulaşan (inen) bir maddenin iç enerjisi 0 (sıfır) olacağından daha fazla soğutmak mümkün değildir. Mutlak sıfır moleküllerin durduğu (hareketlerinin çok küçük titreşimlere indirgendiği) noktadır. Termodinamik kanunları mutlak sıfır sıcaklığına ulaşılamayacağını belirtir çünkü soğutulan maddenin sıcaklığı, soğutan maddenin sıcaklığına yakınsayarak yaklaşır. İki sıcaklık sonsuza kadar yaklaşmaya devam ederler fakat aynı değere ulaşamazlar. Mutlak sıfır değeri −273.15°C veya 0 K olarak tanımlanır. Mutlak sıfır sıcaklığın kesin yokluğudur. Bütün maddelerin bu seviyede reaksiyon verme özellikleri bozulur ve değişirler.
  • 8. 8 “Mutlak sıfır” artık ulaşılmaz değil. “Alman bilim adamları, “olası en soğuk ısı derecesi” kabul edilen “mutlak sıfır”ın altına inmeyi başardıklarını açıkladı. “Science” dergisinde yayımlanan araştırmaya göre bilim adamları, ilk kez mutlak sıfırın altında bir atomik gaz üretti. Almanya’nın Münih kentindeki Ludwig Maximilian Üniversitesi’nden Ulrich Schneider, önce yaklaşık 100 bin atomu kazara ısılarını yükseltebilecek olası her tür çevresel etkenden uzaklaştırarak bir vakum odasında soğuttuklarını söyledi. Atomların hareketlerini gözlemlemek için lazer ışınları ve manyetik alanlardan oluşan bir ağ kullandıklarını belirten Schneider, “Isı, atomların ne kadar hareket ettiklerine ve sahip oldukları kinetik enerji miktarına bağlıdır. Lazer ışınlarından gelen milyonlarca parlak ışık noktasından oluşan optik kafes, atomların hareket etmesine yardımcı oldu. Kafes, aynı zamanda atomlardaki potansiyel enerjiyi sınırlamamazı da sağladı. Atomlar arasındaki etkileşimi kontrol etmek için ise manyetik alanı kullandık. Isı, basınçla da bağlantılıdır. Bir şey ne kadar sıcaksa dışa doğru o kadar genişler ve ne kadar soğuksa o kadar büzüşür. Negatif basınç kullanarak atomlar arasındaki etkileşimi kontrol altına aldık. Böylece ilk kez hareket eden moleküller için negatif mutlak ısı derecesine ulaştık” dedi. Buluşun, teknik olarak yüzde 100 daha etkili çalışacak motorlar ile yeni kuantum cihazlarının geliştirilmesine yol açması ve evreni parçaladığı sanılan “karanlık enerji” gibi bilinmezlere ışık tutması bekleniyor. “Mutlak sıfır, şimdiye kadar moleküllerin hiçbir enerjiye sahip olmadığı, ulaşılması imkansız teorik bir durum olarak biliniyordu.” Kaynaklar : • Kimyaca.com • Vikipedia • Fizikokimya ders notları
  • 9. 9 HaberYabancı BİR DAKİKADA KANI DURDURAN JEL GELİŞTİRİLDİ Rusya’nın Nijniy Novgorod şehrinden bilim insanları, kan akışını bir dakikada durdurabilen jel geliştirdi. Jel, kabukluların kabuğundan elde edilen doğal polimer kitosan maddesinden yapıldı. Proje yöneticisi, Tektum şirketinin direktörü Mihail Gorşenin, halihazırda jelin test aşamasında bulunduğunu belirterek, “Jel, kan hücrelerine bağlanarak hızlı bir şekilde pıhtıyı oluşturuyor, ek bileşenler ise bu süreci önemli ölçüde hızlandırıyor. Örneğin laboratuvar hayvanlarda kan akışını 30 saniyeden kısa bir sürede durdurmayı başardık” dedi. Yaradan Silinmesine Gerek Kalmıyor Benzer ilaçların çoğu, kan akışını 5-7 dakikada durduruyor. Bunun dışında diğer ilaçlardan farklı olarak Rus bilim insanlarının geliştirdiği jel, yaradan silinmesine ihtiyaç kalmadan belli bir süre içinde çözülüyor. Bilim adamları, ilacın sadece dış kesiklerde değil, iç organ ameliyatlarında da kullanılması olasılığı üzerinde çalışıyor. Gorşenin, “İlacın silinmesine gerek yok, içeride kalabilir, belli bir süre içinde çözülüyor ancak kistlerin oluşumuna yol açan sertleşmelere neden olmuyor” diye konuştu. Bir Yıl İçinde Piyasada Olacak Kabukluların kabuğundan elde edilen doğal polimer kitosan temelinde yapılan jel, sağlık uzmanlarından olumlu eleştiriler aldı. “Bir yıl içinde, ilacı üretip satmaya izin veren tescil belgelerini almayı planlıyoruz” diyen Gorşenin, seri üretim için her şeyin hazır olduğunu da sözlerine ekledi.
  • 10. 10 Yerli Haber YRD. DOÇ. DR. MEHMET ALTUĞ VE ARKADAŞLARININ BULUŞU PATENT ALDI İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Altuğ ve arkadaşlarının “Kayısı Çekirdeği Kabuğu Parçacıkları Katkılı Polipropilen ve Üretim Yöntemi” adlı buluşu Türk Patent Enstitüsü’nden patent aldı. Alınan bilgiye göre;İnönü Üniversitesi Malatya Meslek Yüksekokulu Makine ve Metal Teknolojileri Programı Öğretim Üyesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Altuğ, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdülmecit Güldaş ve Karabük Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Metin Zeyveli tarafından geliştirilen ve çalışılan “Kayısı Çekirdeği Kabuğu Parçacıkları Katkılı Polipropilen ve Üretim Yöntemi” adlı buluş, Türk Patent Enstitüsü tarafından patent almaya uygun görüldü. Polipropilen Nedir? Bu arada, Polipropilen, otomotiv sanayinde kullanılan parçalardan, tekstil ve yiyecek paketlemesine kadar çok geniş kullanım alanı olan termoplastik bir polimer oalark biliniyor. Ayrıca Polipropilen dünyadaki en yaygın ikinci plastik hammaddedir. Maliyet avantajı, sağlamlığı, kolay kalıba girmesi nedeniyle tercih ediliyor. Polipropilen kimyasal yağ ve çözücülere karşı dayanıklılık, yüksek mukavemet, düşük sürtünme katsayısı, neme ve ısıya karşı dayanıklılığı gibi özellikleri ise avantajları olarak biliniyor.
  • 11. SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER ECE BAHAR KARAÇ MEZUN BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ ecebahar.karac@roquette.com 11 PEARLITOL® Flash’ın dağılması/çözünmesiyle ilgili vaka çalışması S on yıllarda, piyasada ağızda dağılan tabletlerin (ODT) sayısındaki hızlı artışı gözemlemek mümkün. ROQUETTE, tablet formülasyonları için mannitol içerikli yardımcı maddeyi geliştirerek, bu pazar büyümesinde önemli rol oynamıştır: Mannitol ve nişasta karışımı olan PEARLITOL® Flash, özellikle süper dağıtıcı eklemeden pürüzsüz bir yapı sağlayan hızlı dağılım amacıyla tasarlanmıştır. Birçok farklı çalışma olmasına rağmen, halen dağılım/çözünme süreci tam olarak teorileştirilememiştir. Su penetrasyonu, kaçınılmaz bir ön süreçtir. Tabletin gözenekleri, tabletlerin sıvı girişleri için yol sağlamaktadır. Fakat bu süreçin, tek bir mekanizma sonucu olmasının aksine, birçok farklı mekanizmanın birbiriyle etkileşimi sonucu gerçekleştiği düşünülmektedir( ). Bu çalışmada, PEARLITOL® Flash’ın dağılma profilleri ve mekanizmaları incelenmiştir. Ağızda dağılan tabletlerin hazırlanışı Bu çalışmada kullanılan hammaddeler, Roquette ürünleri olan PEARLITOL® Flash ve PEARLITOL® 200 SD mannitolleridir. Magnezyum stearat, Bärlocher firmasından satın alınmıştır. Numune ODT’ler, PEARLITOL® Flash ya da PEARTOL® 200 SD’nin lubrikant ile 5 dakika süresince Turbula T2C mikserinde karıştırılmasıyla hazırlanmıştır. Tabletler, direk baskı yöntemiyle Korsch XP1 makinasında, 13mm düz pahlı kenar baskı kalıbı ile, basım kuvveti artırılarak (5-25kN) şekil verilmiştir. Baskı makinası, her tablet ağırlığının 500 mg olacak şekilde ayarlanmıştır. Metotlar
  • 12. 12 Islanabilirlik Dozaj formlarının ıslanma süresi değme açısı ile orantılıdır. Değme açısı, Digidrop GBX açıölçeri kullanılarak ölçülmüştür. Tabletin yüzeyine, 2 µl’lik su (20°C) döküldüğünde, değme açısı 0 ile 3.5 saniye arasında yüksek hızlı kamera ile kaydedilmiştir. Ölçümlemeler, 3 kere tekrarlanmış ve hassasiyet 5°’dir. Islanma profilleri, zamana karşı değme açılarının ölçümlenmesiyle belirlenmiştir. Su Emme Kinetiği Arşimet prensibini sınırlandırmak amacıyla, gereç, iyonsuzlaştırılmış su (20°C) içeren büyük bir kabın yüzeyinde sinterlenmiş cam kaptan oluşur. Elektronik terazi sayesinde askıda kalır. Tablet dikkatlice cam kabın içine koyulur. Kazanılan ağırlık teraziden okunur ve otomatik olarak bilgisayar tarafından kaydedilir. Doygunluk noktasına kadar ya da 15 dakika boyunca, veri her saniye kaydedilir. Bu metod sayesinde su emilimi için iki değişken ortaya çıkar: emilim hızı ve azami emilim oranı. Deneyler iki kez tekrarlanır ve ortalama sonuçlar raporlanır. Veriler ve Tartışma Bir tabletin hızlı dağılması, genellikle tabletin içine hızlı su girişi ile ilişkilendirilir( ). Şekil 1, PEARLITOL® Flash tabletlerin, mannitol tabletlere oranla daha iyi bir ıslanabilirliği olduğunu göstermektedir. Çalışma sonucunda da görüleceği gibi, PEARLITOL® Flash ile değme açısı daha düşük ve 1 saniyeden sonra 0° olurken, PEARLITOL® 200 SD ile 3.5 saniye sonrasında 51°’dir. Islanma süresi azaldıkça, tabletlerin dağılması hızlanır. Islanma süresi, yardımcı maddenin hidrofil profili ile yakından ilişkilidir. Nişastanın hidrofil yapısı, PEARLITOL® Flash’ın iyi ıslanma profilini açıklayan temel nedenlerden biridir. Ayrıca, PEARLITOL® Flash tabletler, hızlı su emilim oranına sahiptir (Şekil 2). 60 saniyede, PEARLITOL® Flash tabletler sertliklerinden bağımsız olarak, ilk ağırlıklarının %50’si kadar suyu absorbe ederler. Dağılma süresi in vivo olarak öngörüldüğünde( ) sertliğe ve basım kuvvetine bağlı değildir, bunun yerine, birleşimin iyi ıslanma profili ve PEARLITOL® Flash tabletlerdeki hızlı su penetrasyonu ile açıklanabilir (Tablo 2).
  • 13. 13 Sonuç • Süper dağıtıcı ve mannitolle hazırlanan ODT’lerin, zayıf ıslanma profilleri nedeniyle yüksek gözenekliliğe sahip olmalıdır • Bu nedenle, hızlı dağılan ODT’ler için, dar bir basım kuvveti yelpazesi bulunmaktadır • Süper dağıtıcıları nişasta ile ikame etmek, PEARLITOL® Flash’e yüksek ıslanma profili sağlar • PEARLITOL® Flash ile, ODT’ler geniş bir basım kuvveti yelpazesine sahip olurlar Daha detaylı bilgi için : ROQUETTE TARIM VE GIDA SAN. LTD. STI. Tel : 0212 2348373 www.roquette.com.tr i Bhowmik D., Krishnakanth C.B., Chandira P.R.M. J. Chem. Pharm. Res., 1(1):163-177 (2009) ii Zhao N., Augsburger L.L. AAPS PharmSciTech 6(1): Article 19 (2005). iii Popescu, C., Zhou, L., Joshi, A., Liu, H., Francois, A., Damour, D., Lefevre, P. Tablets & Capsules, 8(5): 14- 20 (2010)
  • 14. 14 HaberYabancı MARS ATMOSFERİNDEKİ BÜYÜK DEĞİŞİMİN NEDENİ ANLAŞILDI NASA’nın MAVEN uzay aracı tarafından toplanan veriler ışığında yapılan çalışmalara göre, Mars atmosferinin yavaş yavaş uzaya doğru akmakta olduğu anlaşıldı. Kızıl Gezegen’in atmosferinin bu büyük firarının altında yatan neden ise Güneşimiz. Zira sürekli bir biçimde yıldızdan gelen güneş rüzgarları Mars yüzeyine çarparak atmosferin dış katmanlarının soyulmasına neden oluyor. NASA’daki bilim insanları böyle bir sonuca, bu yılın başlarında Mars yüzeyini etkisine alan bir güneş fırtınası üzerinde yaptıkları çalışmalardan sonra vardıklarını açıkladılar. Buna göre, güneş fırtınasından gelen parçacıklar atmosferin üst tabakalarında bulunan gazları harekete geçirerek onların hızlıca uzaya doğru yönelmelerini sağlıyor. Araştırmacılar, bu doğrultuda Kızıl Gezegenin atmosferinden; aralarında hidrojen, oksijen ve karbondioksitin de yer aldığı çeşitli atom ve moleküllerin kaybolmakta olduğunu tespit ettiler. Bütün bir yıl boyunca MAVEN’in elde ettiği verilere dayanan bütün bulgular, geçtiğimiz hafta Science and Geophysical Research Letters‘da yayınlandı. Söz konusu güneş etkileşimi aynı zamanda Mars‘ın bir zamanlar olduğundan nasıl bu kadar farklı olduğunu da açıklayabilecek nitelikte. Araştırmacılara göre, bundan 4 milyar yılı aşkın bir zaman dilimi öncesinde kalın bir atmosfere sahip olan Mars’ta gezegenin ısınması ve yüzeyde geniş ve sıvı halde okyanuslar bulunması için yeterli düzeyde gaz bulunuyordu. Fakat, artık gezegen soğuk ve okyanus barındırmayan, Dünya’daki atmosferin yüzde biri oranında bir basınca sahip bir atmsoferi olan bir yer. Bu atmosfer kaybının ilginç yan etkilerinden biri de Kızıl Gezegenin, Dünya’nın kutuplarının yakınlarındakilere benzeyen küresel auroralara sahip olması. Gezegenin yüzeyine doğru gelmekte olan parçacıkları durduracak büyük manyetik alanlar olmadığı için, atmosfere ve yüzeye doğru çarpan güneş rüzgarları göz alıcı bir biçimde parlıyor. The Verge‘de yer alan haber göre, MAVEN ekibinde yer alan bilim insanlarından Nick Schneider, bu durumu şöyle yorumluyor: “Mars’ın bahçelerindeki bir koltuğa oturup bu auroraları izleyebilen hiçbir astronotun olmaması çok yazık.”
  • 15. 15 Haber Yerli KİMYA SEKTÖRÜNÜN 10 AYLIK İHRACATI 12,9 MİLYAR DOLAR Kimya sektörünün ihracatının, 2015 Ocak-Ekim döneminde 12,9 milyar dolar olduğu bildirildi. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliğinden (İKMİB) yapılan açıklamaya göre, kimya sektörünün ihracatı ekimde değer bazında geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 12,4 azalarak 1 milyar 310 milyon 655 bin dolara indi. Böylece sektörün ihracatı, 2015 Ocak-Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 13,6 gerileyerek 12 milyar 900 milyon dolara düştü. Kimya sektörünün ekim ayında en fazla ihracat yaptığı ilk üç ülke Irak, Almanya ve Mısır şeklinde sıralandı. Bu dönemde Birleşik Arap Emirlikleri, Yunanistan, İtalya, Hollanda, Rusya, İngiltere ve İran da en fazla ihracat yapılan diğer ülkeler arasında öne çıktı. Ocak-ekim döneminde de Irak, Mısır ve Almanya sektörün en fazla ihracat yaptığı ülkeler oldu. Açıklamada görüşlerine yer verilen İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, kurulacak yeni hükümetin ekonominin gelişimine yön vereceğini belirterek, ekonomik büyümenin ve ihracat artışının sürdürülmesinde istikrarın önemine dikkati çekti. Akyüz, kimya sektörünün, pek çok sektöre ara malı ve hammadde girdisi sağlayarak sanayinin nabzını tuttuğunu dile getirerek, “Ancak maalesef gerek ekonomik gerekse siyasi belirsizlikten en fazla etkilenen sektörlerin başında geliyoruz. Diğer yandan ülkemizin üretime döndürülebilir, kalıcı yatırımlara çok ihtiyacı var. Bu da ancak güven duyulan bir ortamla mümkün olabilir. Kurulacak yeni hükümetin ekonomimizin istikrarlı gelişime katkı sağlamasını temenni ediyor ve yüksek katma değerli ürüne daha fazla destek bekliyoruz” ifadelerini kullandı. Akyüz, bu yıl 5’incisi düzenlenecek Kimya Ar-Ge Proje Pazarı’nı 14 Kasım’da gerçekleştirileceğini aktararak, plastik, ilaç ve eczacılık, kozmetik, boya gibi alt sektörlere seslenen ve 30 projenin değerlendirileceği etkinliğe sanayicilerin ilgisini beklediklerini de vurguladı.
  • 16. KİMYA MÜHENDİSİ YAVUZ SELİM KART MEZUN CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ kim_muhselim@hotmail.com 16 Baca Gazı Analizi B aca gazı; CO2 , oksit ya da is içeren maddelerden oluşur. Bu maddeler çevreyi kirletir, aynı zamanda iklim ve insan sağlığı üzerine de negatif etkileri vardır. Termal prosesleri optimize etmek ve tüm bu emisyon miktarlarını düşürmek için, yanma süreçleri daha verimli bir şekilde tasarlanmalıdır. Bu açından bakıldığında baca gazı analizleri çok önemlidir. Baca gazı analiz cihazları emisyon, proses ve verim ölçümü amaçlı kullanılmaktadır. Özellikle son dönemde elektronikteki gelişmeler baca gazı analizörlerini daha kolay kullanılabilir hale getirmiştir. Baca gazı analiz cihazları, yeterli verileri kullanıcıya daha küçük cihaz boyutu ve daha uzun sensör ömürleri ile verebilecek duruma gelmişlerdir. Portatif baca gazı analiz cihazları elektrokimyasal sensörler kullanmaktadırlar. Bu sensörlerde sonsuza kadar kullanılabilecek malzemeler değildirler. Ölçüm esnasında bacadan çekilen gazla elektrokimyasal sensörün içerisinde kimyasal bir reaksiyon sonucu olarak tükenme olur. Elektrokimyasal sensörlerin sarf malzemesi olması nedeniyle baca gazı analiz cihazı seçimi esnasında elektrokimyasal sensörlerin kullanım ömrü oldukça önemlidir. Portatif baca gazı analiz cihazları, yakma sistemine bağlanarak otomatik ayar yapabilen cihazlar değildirler. Portatif baca gazı analiz cihazları yakma sisteminin bacasından çıkan gazı analiz ederek sistemin yanma karakteristiği hakkında kullanıcıya bilgi veren cihazlardır. Ölçülen ve hesaplanan değerlere göre yakma sistemini ayarlamak bu değerlerin doğru bir şekilde yorumlanmasına bağlıdır.
  • 17. 17 Baca gazı analizlerinde şu değerler kaydedilir: • O2 , CO, CO2 , SO2 , NO, NO2 , NOx Yanma Gazları Emisyonlarının Ölçümü, • Partikül Madde (Toz) Ölçümü, • Gaz ve Tozların Kütlesel Debi Tayini, • Hız-Debi Ölçümü, • İslilik Ölçümü, • Yanma Verimliliğinin Tespiti, • Uçucu Organik Gaz (VOC) Emisyonlarının Ölçümü, • Baca gazı Sıcaklık Ölçümleri, • Yoğuşma Noktasının (Dew Point) Belirlenmesi, • Bacagazında Nem Değerinin Belirlenmesi,
  • 18. 18 Bu değerlerin ölçümlerinin ve hesaplanmasının • TS ISO 7935 SO2 , • TS ISO 12039 CO,O2 ,CO2 , • EPA CTM 22 NOx (NO+NO2 ), • TS ISO 9096, EPA 17,EPA 5,TS ISO 13524,VDI 2066 TOZ, • TS ISO 10396 HIZ, • TS 9503 İSLİLİK, • TS EN 1911-1,2,3 KLOR, • TS EN 13649 UÇUCU ORGANİK BİLEŞİK VE BUHARLARLAR gibi standartlarına uygun yapılması gerekir.
  • 19. 19 Baca Gazı ve Emisyon Ölçümleri Emisyon, yakıt ve benzerlerinin yakılmasıyla; sentez, ayrışma, buharlaşma ve benzeri işlemlerle; maddelerin yığılması, ayrılması, taşınması ve diğer mekanik işlemler sonucu bir tesisten atmosfere yayılan hava kirleticileri olarak tanımlanır. Emisyon İzni nasıl alınır? Çevre Kanunun ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre, emisyon yayan tesisler için emisyon ölçümlerinin yaptırılıp değerlerinin yönetmelikteki kıstaslara uygun olduğunu gösteren izindir. Kuruluşun büyüklüğüne göre Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilir. Emisyon ve hava kalitesi (İmisyon) ölçümleri, kalibre edilmiş ölçüm cihazları ile akredite olmuş ve/veya Çevre ve Orman Bakanlığı'ndan Yeterlilik Belgesi'ne sahip kuruluşlara yaptırılır. Ölçüm sonuçları değerlendirilerek raporlandırılır. Sonuçlar yönetmelik sınır değerlerin üzerinde çıkarsa emisyonların azaltılması için gerekli yöntemler ve faaliyetler tanımlanır. Emisyon izni başvuru dosyasında Bakanlıkça istenilen her türlü tesis bilgileri, kullanılan yakıt bilgileri, kullanım sahası bilgileri, emisyon ölçüm raporları, kapasite raporu ve diğer gerekli evraklar hazırlanır. Kuruluş adına Valiliğe müracat yapılır ve yerinde incelemenin yapılması sağlanır. Dosyanın İl Mahalli Çevre Kurulunda görüşülmesi ve takibi yapılarak Emisyon İzni alınır. Emisyon ölçüm parametreleri nelerdir? Bacagazında SO2 Tayini Parametre:SO2 Standartlar:TS ISO 7935 "Nokta Kaynak Emisyonları: Kükürtdioksitin Kütle Derişiminin Tayini- Otomatik Ölçme Metotlarının Performans Karakteristikleri" Ölçüm Metodu: Elektrokimyasal Hücre Metodu Bacagazında CO, O2 , CO2 Tayini Parametre: CO, O2 , CO2 Standartlar:TS ISO 12039 "Sabit Kaynak Emisyonları Karbonmonoksit, Karbondioksit ve Oksijen Tayini - Otomatik Ölçme Sistemlerinin Performans Özellikleri ve Kalibrasyonu" Ölçüm Metodu: Elektrokimyasal Hücre Metodu Bacagazında NOx , NO, NO2 Tayini Parametre: NOX (NO,NO2 ) Standartlar:EPA CTM 022 "Determınatıon Of Nitric Oxide, Nitrogen Dioxide And NOx Emissions From Stationary Combustion Sources By Electrochemical Analyzer" Ölçüm Metodu: Elektrokimyasal Hücre Metodu Kaynaklar : http://www.testo.com.tr/urunler/baca-gazi-analizi/ http://www.dogalgaz.com.tr/yayin/161/testo-baca-gazi-analizinde-olcum-parametreleri_4951.html#. VleSUb9oN_k http://personel.klu.edu.tr/dosyalar/kullanicilar/ahmet.ipekci/dosyalar/dosya_ve_belgeler/bacalar_ve_ yanma_havasi.pdf http://www.onurenerji.com.tr/olcumler/baca-gazi-analizi/ http://www.stmcevre.com/hizmetler.php?s=9 http://docplayer.biz.tr/1017595-Laboratuvari-hakkimizda.html https://cevre.files.wordpress.com/2008/11/hava_kirliligi_olcumu.pdf
  • 20. 20 HaberYabancı DÜNYANIN İLK ELEKTRONİK BİTKİSİNİ YAPTILAR İsveç’li bir grup bilim adamı, dünyanın ilk “cyborg bitki”sini ürettiklerini açıkladı. Çalışmanın üzerinde yürütüldüğü canlı bir gül, artık elektrik enerjisi üretebiliyor. “Yeşil Enerji” kavramı bu hafta İsveç’li bilim adamlarının duyurdukları keşifleriyle tam anlamıyla hayat buldu. İsveç’te bulunan Linköping Üniversitesi’nde bir grup bilim adamı, canlı bir gülü bir fotosentetik enerji üreten bir elektrik devresine dönüştürmeyi başardıklarını ilan etti. Kısacası artık “cyborg çiçek” diye bir şey gerçekten var. Her ne kadar kulağa öyle gelse de amaç, bir gün ayaklanıp insan köleliğinden kurtulacak bir yeşil robot ırkı değil. Amaç, çevre değişimlerini algılayıp görüntüleyebilen, ya da ürettiği mısırların büyüklüklerinin bir düğmeye basılarak düzenlenebildiği akıllı bitkiler yaratmaktı. Ya da bitki temelli yakıt hücrelerinin fotosenteziyle şekerden elektrik üretmek… Araştırma ekibinin lideri Magnus Berggen, “Bildiğimiz kadarıyla daha önce bitkilerden enerji üretmekle ilgili herhangi bir araştırma sonucu açıklanmadı. Bunu daha önce kimse yapmadı.” diyor. Peki sistem nasıl çalışıyor? Araştırmacılar ilk olarak, bitki köküne PEDOT-S isimli bir sentetik polimer yerleştiriyor. Bitki, suyun emilmesini sağlayan ksilem sistemi yoluyla aynı şekilde sentetik polimeri de emiyor. Polimerler öncelikle su ve mineraller ksilem sistem içinde hala dolaşırken elektrik üretebileceği bir “ kablo” oluşturuyor. Araştırmacılar, bitkinin dokusunda doğal yolla oluşan elektrolitlerle bu “kablolar”ın bağlantı kurması sağlayarak elektorkimyasal bir transistör yaratabiliyorlar, ayrıca digital bir mantık kapısı ayrıca temel bir bilgisayar bileşenini de elde edebiliyorlar. Araştırmacılar, PEDOT-S’i ayrıca elektrokimyasal hücrelerin ayrıştığı ve “piksel” oluşturduğu yapraklara da yerleştiriyor. Ve bir voltaj tatbik edidiğinde bu pikseller tıpkı bir ekran gibi renk değiştiriyor. İlk cyborg bitki bu güne kadar yapıla iki çalışmanın doruk noktası, ( 90’lı yıllarda araştırmacılar ilk olarak ağaçlarla benzer bir çalışma yürütmüş ancak yeterli fon elde edememişti.) ancak bu buluş, teknolojiyle yapabileceklerimizin görünen çok ufak bir parçası. Araştırma lideri Berggen, “Artık gerçekten “güç üreten bitkiler”den bahsedebiliyoruz. Bitkilerin içine sensör yerleştirebilir ve klorofilden elde edilen enerjiyi kullanabilir, “yeşil antenler” üretebilir ve ya başka materyeller elde edebiliriz.” diyor ve ekliyor, “Her şey ‘doğal olarak’ meydana gelir ve biz bitkilerin kendiliğinden gelişmiş eşsiz sistemlerini kullanabiliriz.”
  • 21. 21 Yerli Haber HAYVANSAL ATIKLARDAN SENTETİK PETROL ÜRETECEKLER Balıkesir’in Gönen ilçesinde günde 400 ton hayvansal ve bitkisel atığın işlendiği tesiste yıllık 10 bin ton sentetik petrol üretilmesi hedefleniyor. Balıkesir’in Gönen ilçesinde Temmuz ayında 25 milyon dolarlık yatırımla Altaca Grubu tarafından hayata geçirilen , hayvansal ve bitkisel atıklar ile bazı fabrikaların atıklarının işlenerek enerjiye dönüştürüldüğü tesiste, yılda 10 bin ton sentetik petrol üretilmesi hedefleniyor. Tesisin Genel Müdürü Çağrı Özkök, işletmelerinin, 2015 sonu itibarıyla diğer etapları tamamlandığında, atıklardan biyogaz, elektrik, organik sıvı, katı gübre, hümik asit ve sentetik petrol üreten, dünyaya örnek bir entegre tesis olacağını söyledi. Üretim proseslerinin tamamen Türk mühendis ve bilim adamlarınca geliştirildiğine dikkati çeken Özkök, “Tesiste, bölgede ortaya çıkan günlük 400 ton hayvansal ve bitkisel atığı işleyip biyogaza dönüştürüyoruz. Üretilen biyogaz ise türbinlerde yakılarak elektrik enerjisine çevriliyor. Biyogaz tesisinin kapasite faktörü yüzde 95. Bu oran, 11 MW’lık rüzgar türbininin toplam üretim kapasitesine karşılık geliyor” dedi. “Yılda 20 Bin Ton Kapasiteli Organik Gübre” Biyogaz tesisinden çıkan posanın, katı ve sıvı olarak ikiye ayrıldığını anlatan Özkök, katı kısımın 300 derecelik döner fırında kurutulduğunu, elde edilen gübrenin tamamen patojenlerden arındırıldığını söyledi. Yılda 20 bin ton kapasiteli organik gübre tesisinden çıkan ürünün, çiftçilerin kullanımına sunulduğunu vurgulayan Özkök, şöyle devam etti: “Patent süreci devam eden yeni teknolojisi ile sıvı kısım özel bir prosesten geçirilerek konsantre ediliyor. Hijyenize edildikten sonra paketlenerek, suda çözünür, damlama sulama sistemine uygun, yüksek besleme değerlerine sahip özel bir sıvı gübre olarak piyasaya ulaştırılıyor. Tesiste yılda 10 bin ton sıvı gübre üretilmesi planlanıyor. Sırada sentetik petrol var. Projeye TÜBİTAK da destek verdi. Fabrikadan çıkan posayı, teknolojisi kendilerine ait katalitik sıvılaştırma teknolojisi ile sentetik petrole dönüştüreceğiz. Tesislerde, büyükbaş ve tavuk atıkları, mezbaha atıkları, pirinç sapı, park ve bahçe atıkları gibi bitkisel atıklar, süt fabrikası ve maya fabrikası atıkları ile yetiştirilmiş enerji bitkileri işlenecek. Tesis için yıllık sentetik petrol üretim miktarı, ham maddeye bağlı olmakla beraber, yaptığımız deneysel hesaplara göre yaklaşık 10 bin tondur.” Sentetik petrol üretim teknolojisinin patentinin bağlı bulundukları gruba ait olduğunu belirten Özkök, şunları kaydetti: “Altaca Enerji, patentleri kendisine ait katalitik sıvılaştırma teknolojisini geliştirdi. Atıkları sıvılaştırıp sentetik petrol üreten teknoloji dünyada bir ilk. Memleketimiz açısından çok büyük kazanım ve prestij meselesi olacak. İnşallah Türkiye’de yüzlerce fabrika kurulup bu fabrikalarla petrol ihtiyacımızın bir kısmının sağlanması mümkün olacak. Binlerce kişiye istihdam sağlanacak. Türkiye artık yüksek teknoloji ile işlem yapan aynı zamanda da çevreyi koruyan bir ülke konumuna gelecek. Bugüne kadar 20 milyon dolarlık harcama gerçekleştirildi. Ar-Ge harcamaları da eklendiğinde toplam yatırım tutarı 25 milyon dolara ulaşıyor.”
  • 22. İNŞAAT MÜHENDİSİ MUHAMMET ŞAHİN ÖĞRENCİ BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ pasatsa@hotmail.com 22 İnşaat’ın Kimyası H erkesin bildiği üzere kimya hayatin her yerinde ve çoğu bilim dalıyla iletişim halindedir. Bu yazıda, inşaatın kimyası adli başlık altında, kimyanın inşa edilen yapıların çoğundaki fizik ve matematikle olan is birliğinden bahsedeceğim. Bir inşaatı oluşturan temel malzemeler ve onların özelliklerinin varlığındaki kimya , fizik, matematik ortaklığındaki kimyanın etkisini konu edineceğim. Kimya tam anlamıyla uygulamalı bir bilimdir ve inşaatın temel bilimlerindendir. Öyleki yapılan diğer fizik ve matematik hesaplarının uygulanmasının temelini yapının kimyasal özellikleri ve içeriği belirler. Evvela yapılması gereken bir yapı inşa edilmeden önce ,yapının inşa edileceği zeminin analiz edilmesi , kullanılan betonun içeriği ve içeriği oluşturan maddelerin yüzdeleri, kullanılan çeliğin farklı koşullarda gösterdiği farklı davranışlarının saptanmış ve bunlarla ilgili teknik ve statik hesapların da biliniyor olması gerekmektedir. Bunların temelinde ve özünden kimyasal yapı, karakteristik özellikler yatar. Yani sunu söyleyebiliriz ki kimya hem zeminde hem de üst yapıda oluşumun öz parçasıdır. Fizik ve matematik hesaplamaları kimya temeliyle ayaktadır diyebiliriz. Ülkemizde ve dünyada bir çok yapıda bu durumun ihmal edilmesi can ve mal kaybına neden olabiliyor.
  • 23. 23 Zemin analizlerinin dikkate alınmaması veya yapılan analizi okuyabilecek bilgi birikimine sahip olunmaması bu tur olayların sayısını arttırabiliyor. Bu ve benzer olayların gerçekleşmemesi için temel bilimlere ülkemizde daha fazla önem verilmesi gerektiğinin altını çizmekte fayda var. Teknik bilginin deneklerinden olan kimyanın inşaat yapılarında oldukça önemli olduğundan bahsettik. Simdi bu konuda bir inceleme yapacak olursak inşaatın temel yapısında olan beton ve çeliği ele alalım. Beton agrega, su ve kimyasal bir bağlayıcı maddenin karışımından oluşmaktadır. Agrega denen şey kum ve çakıl karışımıdır. Bu maddelerin beton içerisindeki hacimsel yüzdeleri oldukça önemlidir. Betonda yaklaşık olarak %10 çimento, %20 su ve hava ,%30 kum, %40 çakıl bulunmalıdır. Bu yüzdelerdeki yüksek oynamalar betonun yapısal ve dayanım özelliklerini olumsuz etkilemekte ve bunun sonucunda da yıkımlara sebep olmaktadır. Beton oluşumundaki kimyasal reaksiyon gerçekleşirken agreganın boyutu , bicimi , granülometrisi, içeriği ve nemi; suyun içeriği, karışımın karıştırılma hızı, eğer karışım zeminden uzak ise taşınması, yerleştirilmesi , sıkıştırılması oldukça önemlidir. Reaksiyonlar bitip beton sertleştiğinde de betona kür yapılması unutulmamalıdır. Tüm bunların yanında betonun içeriğindeki bağlayıcı maddeler de büyük öneme sahiptir. Bunların başında ise bir hidrolik bağlayıcı olan çimento gelir. Çimento havada ve suda priz yapma özelliği olan ve suda erimeyen bir bağlayıcıdır. Çimentonun oluşum tepkimesi su şekildedir: İlk cağlarda da inşa islerinde birçok farklı bağlayıcı madde kullanılmıştır. Bunlardan bazıları alçı, kireç, killi toprak harçlarıdır. Konumuzu fazla dağıtmadan son olarak çeliğin varlığının yapılardaki uyumundan bahsedip yazıma son vermek istiyorum. Çeliğin bulunuşu inşaatın donum noktasıdır. Çelik, günümüzde bu denli kompleks ve yüksek binaların varlığında beton ile olan yüksek uyumuyla başroldedir. Bu çelik beton uyumu oldukça büyük bir şanstır. Sertleşmiş haldeki beton ve çelik sanki tek bir malzemeymiş gibi davranırlar ve bu uyumun yanında sıcaklığa karşı gösterdikleri tepki de hemen hemen aynıdır. Çelik ve betonun bu uyumlu birleşimi günümüzde kullandığımız betonarme kavramının temelini oluşturur.
  • 24. 24 Çelik + Beton = Betonarme İlgilenenler İçin Puzolanlar Puzolanlar silis veya silis-alümin kökenli malzemelerdir. Nemli bir ortamda sönmüş kireçle reaksiyona girerek bağlayıcılık özelliği olan C-S-H 'ı oluştururlar. Bu özellikteki toprak ilk defa Napoli yakınlarındaki Pozzuoli kasabasında elde edilmiştir. Vevuz yanardağı yakınındaki bu toprak camlaşmış volkan toprağı olup, günümüzde kullanılan "puzolan" sözcüğü buradan gelmektedir. Kaynaklar : -Dr. Sinan t.erdogan,prof.dr.tuhan y.erdogan,baglayici malzemelerin ve betonun on bin yıllık tarihi, ODTÜ yayıncılık ,2007 -Prof.dr.Bekir postacioglu,beton ,bağlayıcı maddeler,agregalar,beton,cilt-1-baglayici maddeler ,TKY,istanbul,1986 prof.dr.hayri yalçin,prof.dr.metin gürü, çimento ve beton ,palme yayıncılık ,ankara,2006
  • 25. 25 HaberYabancı KENDİNİ İYİLEŞTİREN YAPAY DOKU Kendini iyileştiren yapay dokular alanında kayda değer bir ilerleme var. Esnek elektroniklerin heyecan verici oldukları rahatlıkla söylenebilir. Ancak giyilebilir teknolojiden robotik alanına, sağlıktan uzay uçuşlarına her yerde kullanılabilen bu ürünlerin ufak bir sorunu var: Bileşenler kolay bir şekilde hasar alabiliyorlar ve bu da niteliklerini ortadan kaldırıyor. Bu sorunu çözmek isteyen Israel Institute of Technology’deki kimya mühendisleri, hasarı “iyileştirebilen” esnek elektronik algılayıcılar geliştiriyorlar. Bu sistemin protez uzuvlar için yapay bir deri oluşturmak için kullanılması planlanıyor. Böylece kullanıcının çevresini hissetmesini sağlayacağı ümit ediliyor. Buradaki en önemli şey, yüksek iletken elektrotlara ve altın nano parçalara sahip yeni bir sentetik polimer tipi. Bu polimer, hasar aldığı zaman genişleyerek normal durumda elektrotlar arasındaki elektrik akımını engelleyecek olan çatlakları “iyileştiriyor.” Advanced Materials’ da yayınlanan ve buluşu açıklayan makalede araştırmacılar, bu maddenin iyileştirme etkisinin rastgele noktalarda birkaç kesime dayanabilecek kadar yüksek olduğunu söylüyorlar. Algılayıcının geliştiricilerinden biri olan Tan-Phat Huynh, kendini iyileştiren algılayıcıların bir gün insan sağlığını takip eden elektronik derilere imkan tanıyacak bir platform olabileceğini düşünüyor.
  • 26. 26 Haber Yerli KİMYA SEKTÖR SANAYİCİLERİ HAMMADDEDE FİYAT VE KALİTE İSTİKRARI İSTİYOR Sektörel sorunlara çözüm bulmak için Konya Sanayi Odası tarafından düzenlenen sektör toplantılarının 16.’sı kimya sektörü temsilcileri ile gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan kimya sektörü temsilcileri, kullandıkları hammaddenin fiyat ve kalitesinde istikrar sorunu yaşadıklarını, bunun da rekabeti olumsuz etkilediğini iletirken, özellikle belgelendirme konusunda bürokrasinin azaltılmasını talep etti. Boya, gübre gibi sektörlerde çok çeşitli TSE belgesi olduğunu, bu bürokrasinin sanayiciler üzerinde yük oluşturduğunu ifade eden sanayiciler, bazı analiz raporları işlemlerinin de geç yapılması nedeni ile hammaddelerin gümrük kapılarında beklemek zorunda kaldığını vurguladı. Sanayiciyi üretime teşvik eden yeni bir başarı hikayesi yazılmalı Toplantıda konuşan Konya Sanayi Odası Başkanı, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Memiş Kütükcü, sanayicilerle buluşmaya ve sorunlarını dinleyip, çözüm yolları bulmaya önem verdiklerini söyleyerek, meslek komitesi toplantılarından 16.’sını gerçekleştirdiklerini iletti. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan ve Türkiye’nin kritik günlerden geçtiğini aktaran Kütükcü, ülkenin önünde 4 yıl seçimsiz bir dönem olduğunu hatırlatıp, “İş dünyası olarak bizler, ekonomik istikrarın siyasi istikrardan bağımsız olmadığını biliyoruz. 4 yıllık süreçte ülkeyi, sanayiciyi, üretimi teşvik eden, cesaretlendiren, yatırım şartlarını iyileştiren yeni bir başarı hikâyesi yazılmasını ümit ediyoruz” dedi. Küresel adımlar atılmalı Geçtiğimiz günlerde Antalya’da gerçekleştirilen ve dünyanın en güçlü ekonomilerini temsil eden G20 ve B20 zirvelerine de değinen Kütükcü, bu zirvelerde iş dünyasını ilgilendiren çok önemli gelişmeler olduğunu, bunlardan birisinin dünya ticaretinin önündeki engelleri kaldırmak için 51 ülke tarafından imzalanan Dünya Ticaretinin Kolaylaştırılması Anlaşması olduğunu aktardı. Bu anlaşmanın yeterli ülke sayısına hızla ulaşarak, hayata geçmesinin iş dünyası için önemli olduğunu aktaran Kütükcü, “Küresel krizin etkisiyle daralan dünya ticaretinin yeniden canlandırılması için küresel adımlar atılmalı” dedi. Fiyat ve kalite istikrarı olmaması, rekabeti olumsuz etkiliyor Sektörlerine ilişkin sorunları dile getiren kimya sektör temsilcileri ise, kanun ve yönetmeliklerin hızlı bir şekilde değiştiğini, bu değişikliklerin ilgili bakanlıklar ve kurumlar tarafından iş dünyasına daha iyi duyurulması gerektiğini aktardı. Başta galenik ilaç olmak üzere kimya sektöründe kullanılan hammaddelerin fiyat ve kalite istikrarında sorunlar yaşandığına dikkat çeken sektör temsilcileri, bu durumun rekabeti de olumsuz etkilediğini dile getirdi. Gübre sektöründe kullanılan hammaddelerin ithal edildiğine işaret eden bazı gübre sektörü sanayicileri ise, TSE’nin istediği analiz belgeleri nedeni ile konteynırların gümrüklerde beklediğini, bunun da maliyet oluşturduğunu ifade ederek, analiz işlemlerinin daha hızlı şekilde yapılmasını talep etti. Aynı ürün için TSE’den 10-15 tane ayrı belge almak zorunda kaldıklarını, bunun özellikle boya sektöründe ciddi bir maliyet oluşturduğunu anlatan sanayiciler, siyasilerden kıdem tazminatı konusunda yaşanan sorunlara da çözüm üretmesini talep etti. Toplantıda ayrıca, KOSGEB destekleri, merdiven altı üretim, nitelikli eleman, yerli malı belgesi, sanayi tüplerinin hurdaya ayrılması, plastik ve kauçuk sektörünün analiz laboratuarı ihtiyacı gibi pek çok konuda yaşanan sorunlar ve yapılması gerekenler istişare edildi.
  • 27. 27 KİMYAGER FIRAT ÖZTÜRK MEZUN AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ firatozturk008@gmail.com 27 Neye Göre Yüksek Lisans? Yüksek Lisans Nedir? Y üksek lisans, akademik alanda kariyer yapmak için veya mesleki alanda uzmanlaşmak için yapılan lisans üstü eğitim programıdır. Diğer bir adı ise ‘’Master’’dır. Tezli yüksek lisans ve tezsiz yüksek lisans olmak üzere iki farklı şekilde yapılabilir. Aralarında tez yazmak dışında fazla bir fark yoktur. Yüksek lisans yapmak için bazı şartlar aranmaktadır. Bu yapılacak yüksek lisans programına ve yükseköğretim kurumuna göre farklılıklar gösterebilir. Bütün bu bilgilere yükseköğretim kurumlarının internet sayfasından ulaşılabilir. Asıl önemli olan konu ise seçilecek yüksek lisans programıdır. Hedefe uygun bir yüksek lisans programı seçmek, hem ülkeye hem de kişinin kendisine büyük faydalar sağlayacaktır. Aksi halde halk tabiriyle yüksek lisans yapmak için yüksek lisans yapmış olunur.
  • 28. 28 Ne Yapılmaktadır? Yüksek lisans yapılırken algılara göre hareket edilmektedir. Bu sebeple çok da faydası olmayacak bir eğitim programında zaman harcanmış olunur. Bu algılar; popüler olan bölümlerde yüksek lisans yapmak, kolay alanları tercih etmek veya daha anlayışlı-hoşgörülü bir öğretim görevlisine göre hareket etmek… Kimya alanında en çok yüksek lisans yapılan bölüm Analitik Kimya’dır. Çünkü algılar, ülkemizdeki kimya sektöründe en çok analitik yöntemlerin kullanıldığını söylemektedirler. O yüzden çoğu yükseköğretim kurumunun yüksek lisans eğitim programlarında analitik kimya kontenjanları doludur. Bu bölümde kontenjan dışında kalan öğrenciler gerekçesiz olarak başka bir bölümde yüksek lisans yaparlar. Bu yüksek lisans, iş hayatında sadece ‘’Yüksek’’ unvanından ve özgeçmişteki iki satırlık pozitif fazlalıktan başka bir şey değildir. Fakat yüksek lisansın tanımı yukarıda belirtildiği gibi akademik alanda kariyer veya mesleki alanda uzmanlaşmak için yapılan eğitim programıdır. Bu sebeple yapılan yüksek lisans, bilinen yüksek lisanstan farklılık göstermektedir. Bu farklılığı ortadan kaldırmak için kişi kendisine en uygun bölümü ve öğretim görevlisini seçmelidir. Bu seçim popülizme ve algılara göre değil; tamamen bilimsel kaynaklara göre olmalıdır. Ne Yapmak Gerekir? Yüksek lisans yapmadan önce kişi, kendi ilgi alanlarını ve çalışmak istediği konuları en ince detayına kadar belirlemelidir. Yani alandan sektöre; sektörden alt konulara… İlaç tasarımı, biyosidal, beyaz çimento, nano teknolojili kumaşlar, rodyum ayrıştırma, kırılmaz cam, organik kozmetik vs. akla gelebilecek; merak edilen, ilgi duyulan tüm bu alt konular belirlenmelidir. Belirlenen bu konulara ait yayınlanan makaleler bulunur. Bu makalelerin içeriğinde, hangi öğretim kurumu, hangi bölüm ve hangi öğretim görevlisi tarafından yayınlandığı yazılıdır. Böylelikle çalışma yapmak ve uzmanlaşmak istenilen bir alt konuda çalışma yapan öğretim görevlisinin öğrencisi olunabilir. İlgi duyulan alandaki makaleler ‘’sciencedirect’’ ten bulunabilir. Sciencedirect, bütün bilimsel makalelerin yayınlandığı bir platformdur. İnternet sayfasından da rahatça erişim yapılabilir. Erişimi daha kolay hale getirmek isteyenler, yüksek öğretim kurumlarının kütüphanelerindeki bilgisayarlardan da ulaşabilir. Sciencedirect veritabanının açık olmadığı kütüphanelerde ise öğrenciler, bir öğretim görevlisinin bilgisayarından ilgili makaleleri bulmak için istekte bulunabilir.
  • 29. 29 Anorganik Kimya alanında yüksek lisans yapmayı düşünmeyen biri, nano teknolojili kumaşlar hakkında ilgili ve bu konuya ait makaleleri araştırabilir. Araştırma sonucunda en çok dikkatini çeken makalenin bir yüksek öğretim kurumundaki anorganik kimya öğretim görevlisine ait olduğuna ulaşabilir. Bu alanda çalışmak ve uzmanlaşmak için bu bölüme Analitik Kimya’ya göre daha kolaylıkla girebilir. Hem istediği alanda hem istediği öğretim görevlisi ile kolayca yüksek lisans programına kayıt yaptırabilir. İşte o zaman unvanın ötesinde bilgi birikimine sahip olarak çok daha iyi şartlarda iş hayatında çalışabilir. Bilimi sanayiye götürerek hem kendisine hem de ülkesine büyük katkı sağlayabilir. Bir başka örnek de ilaç tasarımıdır. Organik kimya alanında yüksek lisans yapmak isteniliyor ve tercih ediliyor. Fakat öğretim görevlisinin uzmanlık alanı polimer konusunda; polimer alanında çalışmalar yapılıyor. Bu öğrenci, ilaç hakkındaki tüm ilgisini polimere çevirmek zorunda kalabilir. Bu yüzden bölümde de seçilecek öğretim görevlisi, alan ve alt konu seçmek kadar önemlidir. İlaç tasarımı hakkında çalışmalar yapan bir öğretim görevlisi belirlenir. Belirlenen öğretim kurumunun ve öğretim görevlisinin bölümü ile ilgili şartlar sağlanarak tercih edilir. Böylece ilgi duyulan alanda uzmanlaşma çalışması daha profesyonel koşula ulaşmış olur. Sonuç olarak, yüksek lisans yapmak isteyenlerin önce neye göre yüksek lisans yapacaklarına karar vermeleri gerekmektedir. Karar verilen konuların ilgili başlığı bahsedilen platformdan aranılır. Burada bulunan makaleler incelenir, bu makalelerdeki öğretim kurumları ve öğretim görevlileri belirlenir. Belirlenen durumlara göre uygun şartlar sağlanır. Mesleki alanda uzmanlaşmak veya akademik alanda kariyer yapmak isteyenler gerçek anlamda yüksek lisans yapmış olur.
  • 30. 30 HaberYabancı İLAÇ HARCAMALARI 1.4 TRİLYON DOLAR OLACAK IMS Health tarafından yapılan tahminlere göre global ilaç harcamaları 2020 yılında, gelişmekte olan piyasalarda sağlık hizmetlerine ulaşımın artması, yüksek fiyatı yeni kanser ilaçlarının etkisiyle 2020 yılında 1,4 trilyon dolar seviyesine ulaşacak. IMS bu yıl global ilaç harcamalarının 1,07 trilyon dolar olacağını öngörüyor. IMS’nin 2020 tahmini gelecek 5 yılda harcamaların yıllık yüzde 4-7 aralığında artacağı anlamına geliyor. 2020 yılında global harcamalar 1,4 trilyon dolar olurken, Çin’in harcamaları ise 165 milyar dolara ulaşacak. IMS raporunda ayrıca gelecek 5 yılda üçte biri kanser tedavisi için olmak üzere 225 yeni ilacın piyasaya sürüleceği de öngörüldü.
  • 31. 31 Yerli Haber BOR’UN ATIĞI DA PARA EDİYOR Yalova’da düzenlenen konferansta, bor kaynaklarının ekonomi açısından önemi anlatıldı. Yalova Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (YÜBİTAM) ve Yenilenebilir Enerji Kulübü (YÜYEK) tarafından düzenlenen “Türkiye’nin Bor Kaynakları ve Önemi“ konulu konferans Yalova Meslek Yüksekokulu Konferans Salonu’nda yapıldı. Konferansa bor madenlerinin Türkiye’nin geleceği açışından ne kadar değerli olduğunu anlatmak ve girişimcileri yatırıma teşvik etmek maksadıyla çeşitli üniversitelerde konferanslar veren Dumlupınar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yunus Erdoğan konuşmacı olarak katıldı. Türkiye’nin dünyadaki bor rezervinin yüzde 73’lük bölümüne sahip olduğunu belirten Prof. Erdoğan, “Bu maden Türkiye için muazzam bir kaynaktır” dedi. Bor atıkları üzerinde yaptıkları incelemelerden elde ettikleri sonuçları paylaşan Erdoğan bor atıkları üzerinde rubidyum elementinin varlığını tespit eden çalışmaları dünyada ilk defa kendilerinin yaptığını belirtti. Bor atıklarından rubidyum üretilmesinin çok mühim olduğunu kaydeden Erdoğan, “1 gram rubidyum 72 dolar. Uluslararası veriler de bunu göstermektedir” diye konuştu. Rubidyum elementinin gece görüş, tıbbi görüntüleme cihazları ile fiber optik telekomünikasyon, radyasyon algılama sistemleri ve tıp alanında kullanıldığını dile getiren Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bor madeninin türevlerinden olan bir ton borik asitin uluslararası fiyatı 500 ile 700 dolar arasındadır. Yani bir kilogram borik asit 0,5 ile 0,7 dolar arasında değişiyor. Bir kilogram rubidyum ise uluslararası piyasalarda 72 bin dolar. Dolayısıyla bizim bor atıklarında lityum, rubidyum ve rubidyumun özelliklerini taşıyan sezyum konusunda çalışmalarımız var. Lityum ve rubidyum konusu uygulamaya gelmiş, sezyum ile ilgili çalışmalarımız ise devam etmektedir. Bunlar, kardeş element olduklarından bor atıklarında ortalama 1000 ’ppm’e yakın rubidyum bulunmaktadır. Yani bir ton atıkta 1000 gram rubidyum vardır. Bu az gibi görünmekle beraber, bu oran altın yataklarında ise 20 ppm. Dolayısıyla rubidyumun bu atıklarda ne kadar zengin olduğunu tasavvur edebiliriz. Emet ve Hisarcık ilçelerindeki bor işletmelerinde bir yılda 3,5 milyon ton endüstriyel atık çıktığı göz önünde bulundurulduğunda bu fevkalade bir değerdir”.
  • 32. 32 Simgesi: Cl Grubu: 7A (Halojen) Atom numarası: 17 Bağıl atom kütlesi: 35,4527 Oda sıcaklığında: Gaz Erime noktası: -100,84°C Kaynama noktası: -33,9°C Yoğunluğu: 3,214 g/L Keşfi: 1774 - Carl Wilhelm Scheele Atom çapı: 0,97 Å Elektronegatifliği: 3,16 Elektron dizilimi: 1s2 2s2 p6 3s2 p5 KLOR Klor, VIIA grubunda bulunan hafif, keskin kokulu, yeşilimsi sarı renkli, tahriş edici ve zehirleyici bir gaz. Havadan 2,5 kat ağır olan klor ilk zamanlar bir bileşik olarak kabul ediliyordu. Klor ilk olarak 1774 yılında Carl Wilhelm Scheele tarafından keşfedildi. 1810 yılında ise bugünkü ismi Humphry Davy tarafından verildi. Boğucu kokulu, yeşilimsi sarı renkli gazdır. Periyodik çizelgenin 17. grubunda öbür halojenlerle birlikte yer alan klorun simgesi Cl, atom numarası 17, atom ağırlığı 35,453’tür. Havadan yaklaşık 2,5 kat ağırdır; suda az çözünür (bir litre suda 2-3 litre klor); “Klor suyu” adı verilen bu çözelti, altını bile etkileyecek güçte bir yükseltgeyicidir. -34 °C sıcaklığa kadar soğutulduğu ya da sıkıştırıldığı zaman kolayca sıvılaşan klor, flor, brom, iyot ve astatinle halojenler grubunu oluşturur; halojenlerin son yörüngelerinde yedi elektron vardır ve öbür maddelerden sekizinci bir elektron alma eğilimi gösterirler. Mangandioksit, sodyum klorür ve sülfürik asitin tepkimeye girmesi sonucu klor açığa çıkar ve bu tepkime laboratuvarda klor elde etmek için kullanılabilir. Sanayi de ise klor, mutfak tuzunun (sodyum klorür) elektrolizi yoluyla üretilir ve yan ürün olarak hidrojen gazı ve sodyum hidroksit açığa çıkar. Klor’un Elde Edilmesi Klor sanayide çoğunlukla doymuş tuz çözeltisinin elektrolizi yoluyla üretilir. Kimi zaman da erimiş sodyum klorürden elde edilir. Klor ve bileşikleri kâğıt ve dokuma sanayinde ağartma işlemlerinde ve kent içme sularının dezenfekte edilmesinde kullanılır. Ayrıca evlerde kullanılan ağartıcıların, mikrop öldürücülerin, çok sayıda organik ve inorganik maddelerin üretilmesinde yararlanılır. Klorlu eriticilerden, plastik maddelerin, eiastomerlerin (yapay kauçuk) üretiminde yararlanılır. Dünyanın her yerinde, içme sularının dezenfekte edilmesinde kullanılır. Ayrıca, kağıt yan ürünlerinin, boya maddelerinin, tekstil ürünlerinin, petrol ürünlerinin, çeşitli ilaçların, antiseptiklerin, böcek öldürücülerin (insektisitlerin), çözücülerin, plastik ürünlerin ve çok çeşitli tüketim malzemelerinin eldesinde kullanılır. Kloroflorokarbonlar (CFC), kloratlar ve kloroform gibi çok çeşitli bileşiklerin yapısında yer alması nedeniyle, kimya endüstrisinde önemli yer tutmaktadır. Kullanım Alanları
  • 33. 33 Ayın Web Sitesi http://www.ptable.com Periyodik tablodaki elementler ile ilgili bilgi arıyorsanız bu site tam size göre. Sitenin hazırlanmış içeriğinin görsel kalitesi ile aradığınızı kolayca bulacaksınız. Siteyi incelemenizi ve ayrıntılı olarak bakmanızı öneriyoruz.
  • 34. 34 KİMYA BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Soldan Saga 3. Enzimin üzerinde islerlik kazandigi molekül. Tepkimeye giren madde. 4. Iki ya da daha fazla maddenin kimyasal tepkimeye girmeden, gelisigüzel oranlarda, kimyasal özelliklerini yitirmeden olusturduklari madde. 7. Nötr bir yapi olan atomdan elektron uzaklastirarak ya da elektron ilave ederek olusturulan elektrik miktari. 8. Içinde belirli bir sicaklik elde edilerek kurutma, mikrop üretme ve dezenfekte veya sterilizasyon gibi gâyelerle kullanilan alete denir 9. Kristal yapisinda belirli miktarlarda su molekülü içeren bilesiklerdir. 10. Çiplak gözle incelenebilen. Yukaridan Asagiya 1. Redoks reaksiyonlarinda ayni elementin hem yükseltgenip hem de indirgenmesi 2. Karbon atomunun üzerinde pozitif yükün oldugu yapilar. 5. Bir cismin bir baska cisim içine bütünüyle alinmasi veya o cismin içinde tamamen dagilmasi. 6. Asiri doymus çözeltilerde kati fazin ayrilmasi.
  • 35. 35 KİMYA BULMACA (GEÇEN AYIN ÇÖZÜMÜ) S 1 A 2 P 3 O Y R L i E 4 N O L V R T E M D 5 E K A N T A S 6 Y O N R 7 I T O Ç 8 Ö K T Ü R M E N Y D I 9 N D I R G E N O A K 10 R I S T A L I Z U A R S Soldan Saga 4. Alkinlere civa (II) sülfat esliginde su katilarak olusan kararsiz ara ürün. [ENOL] 5. Çöktürme isleminde tamamen çöken kismin üstünde kalan sivinin bulandirilmadan baska bir kaba tasinmasi. [DEKANTASYON] 8. Iki çözelti karistirildiginda çözeltideki iyonlarin etkileserek suda çözünmeyen kati olusturma yöntemi. [ÇÖKTÜRME] 9. Kimyasal reaksiyonlarda kendisi yükseltgenerek karsisindakini indirgeyen bilesik ya da iyon. [INDIRGEN] 10. Kristallendirme deneylerinde kristallendirme kabi olarak kullanilan cam malzeme. [KRISTALIZUAR] Yukaridan Asagiya 1. Çözücü. [SOLVENT] 2. Bir karisimdan bilesenlerini elde etme. [AYiRMA] 3. Aminoasitlerin zincir hâlinde birbirlerine baglanmasindan olusan büyük moleküllü organik bilesik. [PROTEIN] 6. Inert veya asal gaz olarakta bilinirler. [SOYGAZ] 7. Indirgenme - Yükseltgenme tepkimeleri. [REDOKS]
  • 36. 36 İNGİLİZCE-TÜRÇE KİMYA SÖZLÜĞÜ Cumulate Unit Biochemistry Bath Vat Decay Rate Dimension Dyeing Interface Acetate Silk Waste Slime Boiler Pure Corrosive Separator Sign Burner Refining Acid Dye Bypass Coppering Base Unique Birikmek Biyokimya Banyo Teknesi Bozunma Hızı Boyut Boyama Buhar Kazanı Arıtma Arayüzey Arı Asitli Boya Asetat İpeği Aşındırıcı Atlama Atık Ayırıcı Bakır Kaplama Balçık Belirti Baz Bek Benzersiz Birim
  • 37. YAZARIMIZ OLUN KOŞULLAR 1-) KİMYA VEYA KİMYA SEKTÖRÜ İLE İLGİLİ BİR KONUDA KAYNAKLARINIZI BELİRTEREK YAZIN 2-) HER AYIN 20. GÜNÜNE KADAR info@inovatifkimyadergisi.com adresine AD-SOYAD SIK KULLANDIĞINIZ MAİL ADRESİ BİTİRDİĞİNİZ/OKUDUĞUNUZ OKUL İSMİ PROFİL FOTOĞRAFI YAZINIZIN WORD FORMATI İLE GÖNDERİN. BİR SONRAKİ AY BİLGİLERİNİZ İLE YAZINIZI YAYIMLAYALIM
  • 38. REKLAM İÇİN iletisim@inovatifkimyadergisi.com BİNLERCE KİŞİNİN OKUDUĞU DERGİMİZE ONBİNLERCE KİŞİNİN ZİYARET ETTİĞİ WEB SİTEMİZE REKLAM VERİN BİNLERCE KİŞİYE ULAŞIN