1. ERP’NİN ABC’Sİ
ERP’ nin günümüzdeki tanımı nedir? Bugün artık ERP
konuşulurken sadece planlama fonksiyonundan bahsedilmiyor. ERP
artık bir kurumun yaptığı işin bütününü yansıtan bir kavram
olarak kullanılıyor. Diğer bir deyişle ERP bir kurumun tüm
bileşenlerinin bir bütün olarak görülmesine imkân veriyor.
ERP, bir kurumun kendi iç süreçlerini bütünleşik bir yapıda
gerçekleştirmeye imkân tanırken, işin kurum sınırları dışına
taşan kısmının da desteklenmesini sağlıyor. Bu iki süreci
birleştiren ERP çözümlerinin genel karakteristikleri şöyle
özetlenebilir:
• ERP uygulamaları, iş süreçlerini adresler.
• ERP uygulamaları modüler yapıdadır.
• ERP uygulamaları entegredir.
• ERP uygulamaları kurumların sınırlarını aşar, müşterilerine,
iş ortaklarına ve tedarikçilerine kadar uzanır.
• Uçtan uca bir ERP çözümü, kurumun tüm iş fonksiyonlarını
destekler.
ERP hakkında kafalarda soru işareti oluşturan bazı konulara
yanıt aramak gerekirse karşılaşacağımız sorular ve yanıtları
şunlar olacaktır:
1.“İş süreci” kavramı şirketin bir bölümü veya özel
bir fonksiyonu mudur?
İş süreçleri, kurum içerisinde birden fazla fonksiyona
dokunur. Bu nedenle fonksiyonlar ve bölümler üzeridir. Örneğin
bir şirkette muhasebe bölümü olabilir ya da satın alma işlemi
gerçekleştirilebilir. Bu bölümler işlerini süreçler
aracılığıyla yapar ama süreçler bölüm veya fonksiyon değildir.
Örneğin satış süreci, müşteriyi edinmekle başlayan ve ürün
veya hizmetin karşılığını müşteriden tahsil edene dek süren
bir dizi aşamayı içerir. Bu nedenle süreçler çok daha geniş
bir yapıya sahiptir.
2.Modüler bir ERP uygulaması, standart uygulamalardan
nasıl farklılaşır?
ERP uygulamasının güzel yanı, içerisindeki tüm fonksiyonların
entegre bir yapıda çalışmasıdır. Bu özelliğe sahip olmayan bir
çözüm, iş süreçlerinin bütününü kapsayamaz. Modüler yapının
önemi, ERP uygulamasını satın alma ve kurma sürecinde daha da
ön plana çıkar. Bir kurum, ERP uygulamasının sahip olduğu
fonksiyonların tümünü kullanmak istemeyebilir. Bu nedenle
2. modüler yapı istenilen fonksiyonları istenilen zamanlarda
kullanmayı mümkün kılar.
3.Kullandığım uygulamalar zaten entegre. Neden ERP
düşüneyim?
Farklı uygulamalar her zaman birbiri ile uyumlu çalışmaz ve
aslında bu zor bir süreçtir. Ayrıca bir araya gelmiş birçok
uygulama tek bir uygulamanın sağladığı özellikleri
sağlayamayabilir. Yani 2+2 her zaman 4 etmeyebilir.
Yapılan birçok araştırma göstermektedir ki özellikle orta ve
küçük ölçekli kurumlar bazı işlemleri birçok kez
tekrarlamaktadır. Bu mükerrer işlemler sırasında belli başlı
sorunlarla karşılaşmak mümkün. Örneğin sürekli veri girişi
yapmak aman kaybına neden olmakta. Ayrıca bu girişlerde hata
payı yükselmekte. Farklı uygulamalardan gelen veriler farklı
özellikte olacağı için bu verileri bütünleştirip analizler
yapmak elma ile armudu karşılaştırmak gibi kalacaktır.
Entegre bir ERP paketinde gerekli veriler bir kere girildikten
sonra ihtiyaç duyulan her noktada kullanılabilmektedir.
Uygulamayı kullanan tüm süreçler ve çalışanlar, karar verme
mekanizmasındaki yöneticiler bilgileri aynı biçimde, gerçek
zamanlı olarak görme şansına kavuşur.
4.Neden ERP uygulaması, kurumun sınırlarını aşmak
zorunda?
Günümüzde kurumların işleri zaten kendi sınırlarını aşıyor,
dahili uygulamalar harici uygulamalarla bütünleşiyor. Başarılı
olmak isteyen kurumlar, satın alma süreçlerini, iş ortakları
ve müşterileri ile olan ilişkilerini en doğru ve etkin biçimde
sürdürmek orunda. Bunların tümü harici operasyonlar
gerektiriyor.
5.Kurumun bütününü adresleyen bir ERP çözümüne sahip
olmanın avantajları nelerdir?
Komple bir çözüm sahibi olmanın, parça parça uygulamalara göre
birçok önemli avantajı söz konusudur.
• Ölçeklenebilirlik: ERP çözümleri, kurumun büyümesine
paralel olarak genişleyebilme özelliğine sahiptir.
• Fonksiyonalite: ERP çözümleri, uygun maliyetlerle farklı
fonksiyonlara gerektiği zaman erişmeyi mümkün kılar. Bugün
3. ihtiyaç duymadığınız bir özelliği yarın aktive ederek
kullanmanız mümkün.
• Destek ve hizmet: ERP çözümlerinde destek ve hizmet son
derece önemlidir. Entegre bir ERP ortamının destek ve hizmet
işlemleri çok daha basit ve etkili biçimde
gerçekleştirilebilir.
KOBİ’lerin Başlıca Sorunları
Dünyada birçok KOBİ, 1990’lı yıllardaki ERP fırtınasına
yakalanmış ve bu sürecin maliyetlerini ve zorluğunu
göğüslemekte zorlanmıştır. Bugün bu kurumların çoğu,
güncelliğini kaybetmiş veya gereğinden fazla büyük
uygulamalarla iş yapmaya çalışmakta ve rekabetçiliklerini
korumak için yeni teknolojilere yatırım yapmak zorunda
kalmaktadır. Bugün birçok KOBi ellerindeki sistemler için
güncellemelere, farklı uygulamalara ve yeni teknolojilere
gereksinim duymaktadır.
ERP’yi yeniden değerlendirmek için doğru zaman mı?
Günümüzde KOBİ’ler için maliyetlerin etkin biçimde yönetimi
son derece önemlidir. Ayrıca KOBİ’lerin finansman eksiliği de
önemli bir sorundur. Buna karşın günümüzün modern KOBİ’leri,
müşteri tabanını büyütmek ve eldeki müşterileri korumak çabası
içerisindedir. Her geçen gün farklılığı azalan ürün ve
hizmetlerin getirdiği rekabet, KOBİ’lerin bir diğer önemli
sıkıntısıdır. Bu sıkıntıların ERP ile kesiştiği noktalara bir
göz atalım:
• Kurumsal stratejilerin ve inisiyatiflerin hayata geçirilmesi
için finansman yetersizliği
• Kurumsal vizyonu ve hedefleri belirlemedeki sıkıntı
• Kurumsal stratejilerin ve inisiyatiflerin iletişiminde
yetersizlik
• Çalışanların daha verimli kılınması için gerekli olan
ölçütlerin eksikliği
• Kurumsal amaçları gerçekleştirecek kalifiye insan kaynağı
eksikliği
• Müşteri taleplerini planlamada yetersizlik
Kurumsal stratejilerin belirlenmesi ve etkin biçimde
duyurulmasının en iyi yolu, kurum içerisinde portal yapıları
üzerinden çalışanlar ile etkileşimin sağlanmasıdır. Amaçlara
yönelik girişimlerin hayata geçirilmesi için yine insan
kaynağı ile etkin iletişim, e-işe alma sistemleri önemli
avantajlar sağlayacaktır diğer yandan müşteri taleplerini
öngörmeye yönelik analiz ve raporlama sistemleri süreci
oldukça kolaylaştıracaktır. Her ne kadar orta ölçekli kurumlar
4. bu tür çözümleri hayata geçirmekte büyük ölçekli kurumlardan
biraz daha yavaş olsa da ERP tüm bu sorunlara çözüm
getirmektedir.
Sonuç olarak...
Günümüzde KOBİ’ler, teknolojiyi, stratejilerini hayata geçiren
bir araç olarak konumlandırmaktadır. Gelişmiş analiz araçları,
karar destek sistemleri, raporlama araçları ve süreçlere özel
uygulamaların özellikleri geliştikçe, bu hedef daha kolay
gerçekleşmektedir. ERP çözümleri, bu çabanın en önemli
destekçisidir.
KOBİ’lerin farklı iş yapma biçimleri ve kendilerine özgü
dinamiklerinin çeşitliliği hala son derece fazladır. Buna
karşın operasyonel maliyetlerin düşürülmesi ve yatırımların
daha etkin gerçekleştirilmesi sayesinde KOBİ2ler iş amaçlarına
daha etkin biçimde ulaşacaktır. Bunun yolu ERP’den
geçmektedir. Bu bağlamda KOBİ2ler şu 3 noktaya dikkat
etmelidir:
• İş amaçlarının ve gerekliliklerin bugünün şartlarına göre
belirlenmesi
• Potansiyel çözümlerin, üreticilerin ve katma değerli
satıcıların değerlendirilmesi
• Planların bugün için değil gelecek için yapılması.
ERP Çözümünü Nasıl Seçmeli?
ERP çözümlerinin orta ölçekli kurumlara sağlayacağı getirileri
en üst seviyede gerçekleştirmenin ilk adımı, doğru çözümü
seçmektir. Bugüne dek gerçekleştirilen ERP projelerinde
başarıyı yakalayan şirketlerin en önemli özelliği kendi
yapılarına, teknolojik sistemlerine ve kurumsal hedeflerine en
uygun çözümü seçmeleri ve hayata geçirmeleridir. Çözüm
seçiminde yapılacak bir hata, sadece önemli ölçüde zaman ve
maliyet kaybına neden olmakla kalmayacak, sistem kurulduktan
sonra etkin kullanımında da sıkıntılar yaşanmasına neden
olacaktır. Bu tür projelerde her aşamada yaşanan sıkıntılar,
operasyonel verimliliğin düşmesine ve maliyetlerin artmasına,
hatta operasyonun tamamen durma noktasına gelmesine zemin
hazırlamaktadır. Bu nedenle ERP çözümünün seçimi sırasında
sistematik bir yol izlenmeli, ihtiyaçlar çerçevesinde en uygun
çözüm belirlenmelidir.
İster ERP olsun ister başka bir kurumsal çözüm, belirli bir
metodoloji ve sistematik içerisinde karar verilmesi büyük önem
taşımaktadır. Kapsamlı bir metodoloji, kurumsal hedeflerin
5. belirlenmesi ile başlayan ve çözümün farklı parametrelerine
dek uzanan bir süreci içermektedir.
1) Aşama: Süreçlerin belirlenmesi
Günümüzde birçok kurum kendi yaptığı işin bütünün görmekte
zorlanır. Özellikle orta ölçekli kurumlarda günlük işlerin
yoğunluğu ve sürekli değişime ayak uydurma çabası, operasyonel
işlerin artmasına ve stratejik bakış açısının daralmasına
neden olmaktadır. Bu noktada kurumsal çözümü değerlendirmeden
önce orta ölçekli kurumlar aynayı kendilerine tutmalı ve
süreçlerini net olarak ortaya koymalıdır. Bu noktadan sonra
kurumun neden bir çözüme ihtiyaç duyduğunun cevabı net olarak
verilebilir. Kimi kurum iş fonksiyonlarının yetersizliği, kimi
kurum büyüme ve gelişme sonrası artan iş gücü ve işlem sayısı
kimi kurum da mevcut sistemlerinin performansının yetersizliği
nedeniyle yeni çözümlere gereksinim duyar.
Bu aşamada dikkate alınması gereken temel sorular şunlardır:
• Yeni üründen beklentilerimiz nelerdir?
• Bugün yapamadıklarımızı yapabiliyor olmak
• Yaptığımız işi daha ucuz, daha hızlı veya daha az kişiyle
yapabilmek
• Mevcut sistemlerden bilgi transferi yapmak gerekecek mi?
• Yeni çözüm mevcut ortamı nasıl etkileyecek?
2) Aşama: Hedeflerin değerlendirilmesi
Her kurum, belirli amaç ve hedeflere yönelik çalışır ve
bunlara ulaşmak için stratejiler ortaya koyar. Aslında işin
bütününün resmi bu amaçlarda gizlidir. Bu nedenle kurumlar,
bugün ve gelecekte nerede olmak istediklerini ve ne yapmayı
hedeflediklerini net biçimde ortaya koydukları taktirde
geleceğe yönelik ihtiyaçlarını özetlemiş olacaktır. Daha sonra
bu kurumsal hedefleri çerçevesinde ihtiyaç duyulan çözümün
hangi zaman içerisinde hayata geçirileceği, bütçe durumu ve
çözüm kurum içerisinde mi kurum dışında mı geliştirileceği
kararı daha kolay verilebilir.
3) Aşama: Üreticilerin değerlendirilmesi
Çözümün garantisi ve başarısı üreticinin kendisidir. Bugüne
dek ortaya koyulan ERP projelerinde başarısızlığın altında
yatan temel etkenlerin başında üreticilerin sürekliliğinin ve
desteğinin yetersizliği gelmektedir. Unutulmamalıdır ki ERP,
kurumun yapısal bir parçası haline gelecektir ve dolayısı ile
6. uzun vadeli bir strateji ile kurgulanmalıdır. Bu nedenle
çözümü oluşturan üretici de uzun vadeli ve çözüme olan
desteğini sürekli artıran bir yapıda olmalıdır.
Bu bilgiler ışığında çözümün seçiminde üretici firmanın
stratejileri, uzun vadeli hedefleri, odaklandığı sektörler ve
bu sektörlere yönelik bilgi birikimi ve coğrafi yaygınlık gibi
birçok parametre ışığında değerlendirme yapmak daha doğru bir
sonuç verecektir.
4) Aşama: Belirlenen Çözümlerin Değerlendirilmesi
İhtiyaçlar ortaya koyulduktan ve hedefler belirlendikten sonra
alternatif çözümlerin değerlendirilmesi aşaması gelir. Bu
aşamada kurumlar, pazarda bulunan çözümler içerisinde
kendilerine en uygun alternatifleri belirlemeyi amaçlar.
Dolayısı ile daha somut kriterler ve sorular ışığında
ilerlemek gerekecektir.
Çözüm alternatiflerini belirlerken öncelikle çözümün kurumun
kapasitesi ve büyümesi için yeterli olup olmadığına bakmak
gerekir. İşin yapısının gerektirdiği işlem hacmini, çalışan
sayısını kaldırabilen çözümler seçilmelidir. Ayrıca gerek
duyulan fonksiyonların tamamı çözüm tarafından sunabilmelidir.
Diğer yandan çözüm farklı uygulamalar ile entegre
çalışabilmelidir.
1) Aşama: Entegratörün Değerlendirilmesi
Çözümün üreticisi güçlü ve kendisi başarılı olsa dahi o çözümü
kurum içerisinde hayata geçirecek olan satıcı şirketin
/entegratörün yapısı da son derece önemlidir. Zira bu
entegratör, kurumun içerisinde kurumun bir departmanı gibi
çalışacak ve çözümü işbirliği içerisinde ayağa kaldıracak olan
yegane taraftır.
Yerel entegratörle daha önce çalışılıp çalışılmadığı,
entegratörün referansları, üretici ile olan işbirliği geçmişi,
bilgi seviyesi, sektörel deneyimi ve proje yönetimi ve
uygulaması tecrübesi gibi parametreler kullanılarak entegratör
firma değerlendirilebilir.
2) Aşama: Destek ve hizmetlerin değerlendirilmesi
ERP çözümünün uzun vadeli bir yatırım olduğu gerçeği asla
unutulmamalıdır. Dolayısıyla zaman içerisinde ihtiyaç
duyulacak destek ve hizmetlerin de önemi son derece fazladır.
Üretici firmanın ne tür destek programlarına sahip olduğu, bu
7. desteğin ve hizmetlerin hangi kanallardan verildiği ve hangi
metodoloji ile sunulduğu önemli konulardır.
3) Aşama: Geleceği Planlamak
Uzun vadeli çözümlerde sadece bugünün ihtiyaçlarını değil,
kurumsal stratejiler çerçevesinde yarının ihtiyaçlarını göz
önüne alarak seçim yapmak son derece önemlidir. Bu nedenle
çözümün, kurumun ihtiyaçlarını ne ölçüde ve ne adar zaman
boyunca karşılayabileceği, kullanıcı sayısı ve işlem
miktarının artması durumunda ne ölçüde genişleyebileceği, yeni
fonksiyonların sisteme ilave sürecinin ne şekilde
gerçekleştiği ve güncellemelerin nasıl hayata geçirileceği ve
en önemlisi üretici şirketin çözümüyle ilgili geleceğe yönelik
projeksiyonu ve vizyonu konularına dikkat etmek gerekmektedir.
ERP Çözümü Nasıl Hayata Geçirilir?
ERP çözümlerinin kurum içerisinde hayata geçirilmesi çoğu
zaman uzun, sıkıntılı ve maliyetli bir süreç olarak görülür.
Oysa ERP projelerinde bu sıkıntıların yaşanmasının en önemli
nedeni, çözümün planlanmasından hayata geçirilmesine dek
sürecin sistematik biçimde kurgulanmaması ve
gerçekleştirilmemesidir. Diğer tüm kurumsal uygulamalar gibi
ERP çözümler de kurumun bütüne yayılan, süreçleri ve iş yapma
sistemini etkileyen bir uygulamadır. Bu nedenle stratejik bir
zemin üzerine oturtulmuş ve kurumsal gerçekler ışığında
yürütülen ERP projeleri çok daha hızlı, güvenli ve başarılı
biçimde hayata geçirilebilir.
Üst Yönetimin kararlılığı ve inancı
ERP, kurumun iş süreçlerini barındıracak ve iş yapma biçimine
etkiyecek bir yapı oluşturur. Bu nedenle ERP’nin gerekliliğine
ve avantajlarının gerçekleştirilebilirliğine en üst düzey
yönetimden başlayarak inanmak ve bu süreç desteklemek
gerekmektedir. Birçok ERP projesi, üst yönetimin inanç
eksikliği veya ilgisizliği nedeniyle stratejik bakış açısından
kopmuş, zaman içerisinde başarısız sonuçlar ortaya koymuştur.
Bu nedenle üst düzey yönetimin bu süreci sahiplenmesi, her
noktada duyurması ve desteklemesi büyük önem kazanmaktadır.
İhtiyaçların ve hedeflerin belirlenmesi
ERP çözümünün kurumsal verimliliği artırması için en önemli
gereksinim, kurumsal işleyişine uygun bir çözümün
seçilmesidir. Bu nedenle kurumlar, ERP çözümlerini bir
teknoloji olarak değil, insan-süreç-teknoloji bütünü olarak
görmeli ve bu yönde hareket etmelidir. Bunun için öncelikle
8. amaçlar ve geleceğe yönelik hedefler net biçimde ortaya
koyulmalıdır. Ardından kurumun işleyişinin sistematiği
çözümlenmeli ve süreçlerin yapısı belirlenmelidir. Bu
süreçleri hedefler çerçevesinde değerlendirilmeli ve gerekli
noktalarda süreçleri üzerinde değişiklikler veya çözümün
değerlini maksimize edecek düzenlemeler yapılmalıdır.
Proje Yönetimi yaklaşımı
ERP çözümünün kurumsal yapıya entegre edilmesi önemli bir
süreçtir. Bu nedenle implementasyon sürecinin bir proje gibi
görülmesi, uygun kişilerin sürecin doğru noktalarında
sorumluluk almasının sağlanması, sürecin işleyişinin zaman ve
bütçe olarak sürekli izlenmesi ve üst yönetime raporlanması,
başarı şansını büyük ölçüde artırmaktadır.
Çözümlerin belirlenmesi
Hedeflerini ve beklentilerini ortaya koyan kurumlar, bu
parametrelere en uygun çözümleri tespit edecektir. Farklı
üreticilerin farklı bakış açılarına göre yapılandırılmış bu
çözümler içerisinden üreticinin ve çözümün özellikleri farklı
parametreler ışığında değerlendirilerek en doğru seçim
yapılmalıdır.
Çözümün hayata geçirilmesi
Bu aşama en sıkıntılı ve maliyetli aşamadır. Bu nedenle çözümü
kurum içerisinde uygulayacak olan entegratörün doğru
seçilmesi, kurum içerisinde bu entegratör ile işbirliği
yapacak olan ekibin doğru kurulması ve implementasyon
sürecindeki maliyet unsurlarının önceden tespit edilmesi büyük
önem taşır.
ERP’nin Propagandası
Üst yönetimin de desteği alınarak ERP çözümünü neden
gerektiği, neler getireceği ve nasıl kullanılacağı konusunda
pozitif bir iletişim ortaya koyulmalıdır. Her kurumda mevcut
düzenin değiştirilmesine bir direnç olacaktır. Bu dürenci en
aza indirmenin yolu sistemi kullanacak olan çalışanlara
sistemin gerekliliklerini ve yapısını net olarak anlatmak,
onların çözümün gerekliliğine inanmalarını sağlamak ve
çalışanları projenin bir parçası haline getirerek desteklerini
kazanmak gerekmektedir. Bunun içine etkili iletişim ve eğitim
faaliyetleri yürütmek gerekirse danışmanlık desteği almak
yararlı olacaktır.
Çözümün sürekli güncel kılınması
9. Gerek değişen iş yapısı, gerek teknolojik yenilikler gerekse
ihtiyaçların değişimi ERP çözümünün sürekli güncel ve yeni
tutulmasını gerektirmektedir. Çözümün bu ihtiyaçlar
çerçevesinde sürekli güncel kılınması yatırımın geri dönüşü
anlamında da önemli getiriler sağlayacak, çözümden elde edilen
değeri maksimize edecektir.
Kurumsal kaynak planlaması
Kurumsal kaynak planlaması ya da işletme kaynak planlaması
(Enterprise Resource Planning - ERP), işletmelerde mal ve
hizmet üretimi için gereken işgücü, makine, malzeme gibi
kaynakların verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayan
bütünleşik yönetim sistemlerine verilen genel addır. Kurumsal
kaynak planlaması (KKP) sistemleri, bir işletmenin tüm veri ve
işlemlerini bir araya getirmeye veya bir araya getirilmesine
yardımcı olmaya çalışan ve genelde kullanımı kolay olan
sistemlerdir. Klasik bir KKP yazılımı işlem yapabilmek için
bilgisayarın çeşitli yazılım ve donanımlarını kullanır. KKP
sistemleri temel olarak değişik verilerin saklanabildiği
bütünleşik bir veritabanı kullanırlar.
Kurumsal kaynak planlaması anlam olarak, işletmenin tüm
kaynaklarının birleştirilip, verimli olarak kullanılması için
tasarlanmış sistemlere denmektedir. KKP kavramı ilk olarak
üretim çevrelerinde kullanılmaya başlansa da; günümüzde KKP
sistemleri çok daha geniş bir alanda telâfuz edilmektedir. KKP
sistemleri, bir işletmenin iş alanına ya da ismine bakmadan,
işletmenin tüm temel işlemlerini kendi yapısı altında
toplayabilir. İşletmenler, kâr amacı olmayan kuruluşlar,
vakıflar, hükümetler veya diğer varlıklar KKP sistemlerini
kullanabilirler.
KKP sistemleri iki veya daha fazla yazılımı bir araya
getirerek bir yazılım paketi halinde de sunulabilir. Bu gibi
sistemlere KKP yazılım paketleri denir. Teknik olarak ise KKP
yazılım paketleri hem maaş bordro akışlarını hem de muhasebe
işlevlerini bünyesinde barındırır.
Buna rağmen, KKP yazılım paketi tanımı daha çok büyük ve geniş
uygulumalar için kullanılmaktadır. Bir KKP sistemi
kullanıcının, iki veya daha fazla bağımsız yazılımın arayüzü
ile karşılaşmasını engeller ve ek avantajlar sağlar.
Yazılımların standartlaşmasını, birçok yazılım kullanmak
yerine tek bir yazılım kullanılmasını, tüm veriler genellikler
tek bir veritabanında saklandığından kolay ve yüksek rapor
alma, durum değerlendirme gücünü sağlar.
10. Bir KKP yazılımı bünyesinde genelde bağımsız olarak çalışan
üretim, finans, müşteri ilişkileri yönetimi, insan kaynakları,
stok yönetimi gibi çeşitli uygulamalar bulunabilir.
Genel Bakış
KKP sistemlerine daha yakından bakacak olursak, en önemli
gerekliliğin bir işletmenin tüm bakış açılarındaki her
verinin, birleştirilmesi olduğunu görürüz. KKP sistemleri bunu
sağlamak için, işletmenin çeşitli iş faaliyetlerini ele alan
birçok yazılım modülünü tek bir veritabanı altında
çalıştırmaktadır.
Özellikle, bazı işletmeler bir KKP sisteminin yalnızca bazı
uygulamalarını seçip, bunları diğer KKP sistemleri veya
bağımsız başka yazılımlar ile destekler. Böylece işletme
ihtiyaç duyduğu KKP arayüzünü kendi oluşturmuş olur. Örnek
olarak; PeopleSoft firmasının "insan kaynakları yönetim
sistemleri" (Human Resource Management Systems - HRMS) ve mali
analiz sistemleri genellikle SAP'ın aynı alandaki
uygulamalarından daha başarılı bulunmaktadır. Ancak SAP'nin
üretim ve "müşteri ilişkileri yönetimi" (Customer Relationship
Management - CRM) uygulamaları ise PeopleSoft'un aynı alandaki
ürünlerinden daha başarılı bulunmaktadır. Benzer şekilde
özellikle bakım ve asset management kökenli IFS'in savunma,
enerji, telekom ve proje tabanlı endüstrilerdeki çözümleri
rakiplerine oranla daha başarılı ve uygulanabilir
bulunmaktadır.
Gerçekte komple bir KKP sisteminden bahsetmek çok zordur. KKP
sistemlerini satın alarak, bünyelerinde uygulamak isteyen
büyük işletmelerin özel ihtiyaçları vardır ve bazı özel
ihtiyaçlar şu an hiçbir KKP sistemi üreticisi tarafından
karşılanamamaktadır. Bu ihtiyaçları karşılamak için güçlü bir
kişiselleştirme işlemi oluşturma ve değişik üreticilerden
farklı modüller satın almanın yanı sıra, işletme bu modüller
üzerinde tekrar mühendislik çalışması yapmalıdır. Günümüzde
ideal olarak, üretim alanında faaliyet gösteren bir işletme,
alanıyla ilgili tüm konularda aynı KKP sistemini
kullanmaktadır.
Tek bir veritabanı, aşağıdaki alanlarında dahil olduğu çeşitli
yazılım modüllerini bünyesinde barındırabilir;
• Üretim:
• Mühendislik işlemleri
• Malzeme listeleme işlemleri
• Çizelgeleme
• Kapasite analizi
11. • İş Emri yönetimi
• Kalite Kontrol
• Maliyet yönetimi
• Üretim işlemleri
• Üretim projeleri
• Üretim akışları
• Tedarik Zinciri Yönetimi:
• Envanter yönetimi
• Sipariş girişi
• Satınalma
• Ürün yapılandırması
• Tedarik zinciri planlaması
• Tedarikçi çizelgeleri
• Mali Yönetim:
• Genel hesap defteri
• Nakit yönetimi
• Nakit çıkışları
• Nakit girişleri
• Durağan varlıklar
• Proje Yönetimi:
• Maliyet hesaplama
• Listeleme işlemleri
• Süre ve harcama analizleri
• Faaliyet yönetimi
• İnsan Kaynakları Yönetimi:
• İnsan kaynakları
• Maaş bordroları
• İşletme içi eğitim
• Çalışanların çalışma süresi ve devamlılığı
• Faydalar
• Müşteri İlişkileri Yönetimi:
• Satış ve pazarlama
• Komisyonlar
• Hizmetler
• Müşteri sözleşmeleri
• Yardım hattı desteği
İnsan kaynakları planlaması terimi, orijinal olarak "üretim
kaynakları planlaması" teriminden türetilmiştir (Manufacturing
Resource Planning - MRP). Üretim kaynakları planlaması tanımı
(ÜKP) ise, yazılım mimarisinin önem kazanması ve şirket
kapasite planlamasının yazılım faaliyetlerinin yer edinmesi
12. ile KKP sistemlerine dönüşmeye başlamıştır. KKP sistemleri
genellikle bir işletmenin, üretim, ulaştırma, dağıtım,
envanter durumu, liman ticareti, muhasebe ve faturalama gibi
işlemlerini kontrol eder. KKP yazılımları ayrıca bir
işletmenin, satış, pazarlama, ulaştırma, listeleme, üretim
planlaması, envanter yönetimi, kalite yönetimi ve insan
kaynakları yönetimi gibi birçok ticari faaliyetini kontrol
etmesine yardımcı olur.
KKP sistemleri tüm işletme işlevleri arasında geçiş yapabilen
sistemlerdir. Operasyonlarda veya üretimde görev alan tüm
işlevsel departmanlar tek bir sistemde birleştirilir. İmalat,
depolama, taşımacılık ve ulaştırma ve bilgi teknolojilerine ek
olarak, muhasebe, pazarlama, insan kaynakları ve strateji
yönetimi de KKP sistemlerinde bulunabilir.
Kurumsal Kaynak Planlaması Öncesi
KKP sistemlerinden önce, işletme departmanları kendi
bilgisayar sistemlerine sahip olmalıydı. Örnek olarak, bir
işletmedeki insan kaynakları departmanı, bordrolama departmanı
ve mali işler departmanını verelim. İnsan kaynakları
departmanı kendi bilgisayar sisteminde, tüm departman
bilgilerini ve bu departmanlarda çalışanların kişisel
bilgilerini tutmakla görevliydi. Bordrolama departmanı ise
maaş bordrosu bilgilerini hesaplar ve tutardı. Mali işler
bölümü de işletmedeki mali işlemlerin kayıtlarını tutardı. Her
sistem birbirine ortak veriler yollayarak iletişim içinde
olmalıydı. Örnek verecek olursak, insan kaynakları bölümünde
her çalışanın bir numarası olurdu, aynı numara bordrolama
bölümünde de mevcut olmalıydı. Bu sayede insan kaynakları
bölümünden, bordrolama bölümüne, çalışanın numarası ve maaş
bilgisini yollanır, bilgiler bordrolama sisteminde kontrol
edildikten sonra, maaş bordrosu kesilirdi. Mali işler
departmanı ise çalışanların verileri ile ilgilenmez, sadece
bordrolama departmanından yapılan, vergi, kesinti, işçi
ücretleri vb. ödemelerle uğraşırdı. Departmanlar arasındaki bu
sistem karışıklıklara yol açardı. Örneğin, ödeme sisteminde
çalışan numarası olmayan bir işçiye ödeme yapılmayabiliyordu.
Kurumsal Kaynak Planlaması Sonrası
KKP yazılımları, eskiden kullanılan ve birbirinden farklı
birçok uygulamanın verilerini birbirine bağladı. Bu işlem,
birden fazla sistemde kayıtlı tutulan çalışan/işçi
numaralarında sorun çıkma endişesini ortadan kaldırdı. Ayrıca
büyük işletmelerdeki yazılım uzmanı ihtiyacı azaldı ve
standart bir hale geldi. Raporlama işlemleri tek bir sistem
üzerinde yapıldığından, eskiye nazaran çok daha kolay bir hal
13. aldı. Ayrıca KKP sistemleri, işletme içindeki eğilimlerin
tespit edilip, uygun ayarlamaların daha çabuk yapılmasına
imkân sağlamasıyla, işletmelere yüksek seviyede analizleme
işlevi sağladı.
KKP Uygulamaları
İşletmelerdeki geniş uygulama kapsamı nedeniyle, KKP
sistemleri mevcut büyük yazılımlardan yararlanmaktadır. Böyle
büyük ve karmaşık bir yazılım sistemini işletme bünyesinde
kullanabilmek için bir analizci, programcı ve kullanıcı
ordusuna ihtiyaç duyulmaktaydı. İnternet gelişene kadar,
şirketler dışarıdan getirilen danışmanların, standart yamaları
yüklemesi için bilgisayarları kullanmasına izin verirdi. Uzman
yardımı olmadan bir KKP uygulaması, büyük şirketler ve
özellikle uluslararası şirketler için çok masraflı
olabilmektedir. KKP uygulamalarında uzmanlaşmış şirketler ise
bu işlemleri kolaylaştırabilir ve altı ay içinde pilot testler
ile sistemi tamamlayabilirler.
Kurumsal kaynak planlaması sistemleri genellikle "tedarik
zinciri yönetimi" ve "lojistik otomasyonu" sistemleri ile
yakından ilişkilidir. Tedarik zinciri yönetimi yazılımları,
KKP sistemlerini, tedarikçiler olan bağlantılar ile
genişletebilir.
İşletmeler, KKP sistemlerini bünyelerinde uygulamak için
genelde KKP satıcıları veya üçüncü şahıs danışmanlık
şirketlerinden yardım alırlar. KKP danışmanlığı ise, sistem
mimarisi, iş işlemleri danışmanlığı (yeniden mühendislik) ve
teknik danışmanlık (programlama, sistem yapılandırması vb.)
olmak üzere üç bölüm içermektedir. Bir sistem mimarı, bir
işletmenin gelecekteki veri akışı planları da dahil olmak
üzere bütün veri akışını tasarlar. İş danışmanı, işletmenin
mevcut ticari işlemlerini analiz eder ve bunları KKP
sisteminde karşılık gelen işlemlere eşler. Böylece KKP
sistemini işletme ihtiyaçlarına göre yapılandırılmış olur.
Teknik danışmanlık ise genelde programlama aşamasını içerir.
Çoğu KKP satıcısı, yazılımlarında değişiklik yapılmasına izin
vererek, müşterilerinin iş alanındaki ihtiyaçlarını
karşılanmasını ve sistemin bu ihtiyaçlara uymasını sağlar.
Bir KKP paketini şirkete göre kişiselleştirmek hem pahalı hem
de zahmetli bir iştir. Nedeni ise birçok KKP paketinin
kişiselleştirmeye destek verecek şekilde tasarlanmayışıdır. Bu
yüzden birçok işletme, mevcut KKP sistemi içerisindeki en iyi
uygulamaları kullanır. Bazı KKP paketleri raporlama ve
sorgulama işlemlerinde rahatça kişiselleştirebilir, öyle ki bu
gibi kişiselleştirmeler her uygulamada beklenir. Bu paketleri
14. öneminin farkına varılmalıdır. Üçüncü şahıslardan bu raporlama
paketlerini satın almak daha mantıklı olacaktır, çünkü bu
paketler KKP sisteminin geliştirilmesi gereken onlarca
arayüzünden daha kolay ve verimli bir şekilde arayüz imkânı
sağlayacaktır.
Günümüzde ayrıca internet tabanlı KKP sistemleri mevcuttur.
Bazı işletmeler, herhangi bir yazılım yüklemeye gerek
duymadan, birbirinden farklı birçok yazılımı, merkezden
kullanabildiği için, internet tabanlı KKP sistemlerini
kullanmaktadır. Internet bağlantısı olduğu sürece ya da LAN
üzerinde bir ağ bağlantısı olduğu sürece, isteyen kişi klasik
bir internet tarayıcısını kullanarak, internet tabanlı bir KKP
sistemine girip, işlem yapabilir.
Bilgisayar güvenliği, KKP sistemlerinin olmazsa
olmazlarındandır. Güvenlik sistemi, işletmeyi hem sanayi
casusluğu gibi dışarıdan gelecek hem de zimmete geçirme gibi
içeriden gelecek tehlikelere karşı korumalıdır. Başka bir
senaryo da ise, bir terörist bir gıda şirketinin, malzeme
listesinin içine bir zehir ekleyebilir ya da bir başka sabotaj
faaliyetinde bulunabilir. KKP güvenliği bu tür suistimalleri
de engellemeye yardımcı olur.
Artıları
KKP sistemlerinin yokluğunda, büyük üreticiler kendilerini,
birbiri ile etkileşimi ve bağlantısı olmayan birçok yazılım
uygulamasının içerisinde bulabilirdi.
Birbiriyle etkileşimi olması gereken konulardan bazıları
şunlardır:
• Tasarım mühendisliği (nasıl daha iyi ürün yapılabilir)
• Mevcut potansiyelden, en iyi potansiyele kadar sipariş
analizi
• Faturalardan, nakit makbuzlarına kadar gelir döngüsü
oluşturulması
• Satınalma, envanter yönetimi, maliyetleme arasında sistem
oluşturulması
• Gelir, maliyet, kar konularında çeşitli seviyelerde muhasebe
işlemlerinin yapılması
KKP sistemleri sayesinde yukarıdaki gibi değişik konular, tek
bir sistem altında toplanabilmektedir.
"Müşteri ilişkileri yönetimi" gibi müşterilerle birebir
ilişkili kavramlar, "kalite kontrol" gibi arka planda çalışan
ve müşteri ihtiyaçlarının karşılanmasına odaklı kavramlar ve
15. tedarikçilerle, taşıma işlemleri ile ilgilenen "tedarik
zinciri" ile ilgili kavramlar, bazı sistemlerde kapsam ve
etkinlik boşlukları olmasına rağmen, KKP sistemleri bünyesinde
rahatça birleştirilebilir. Bir KKP sistemi olmadan, üretici
için bu kavramları bir araya getirmek oldukça karmaşık ve zor
olabilir.
KKP sistemlerinin kusursuz en önemli artılarından biri modüler
yapı da olmasıdır. Modüler yapının önemi, KKP uygulamasını
satın alma ve kurma sürecinde daha da ön plana çıkar. Bir
kurum, KKP uygulamasının sahip olduğu fonksiyonların tümünü
kullanmak istemeyebilir.
Bu nedenle modüler yapı istenilen fonksiyonları istenilen
zamanlarda kullanmayı mümkün kılar. Farklı uygulamalar her
zaman birbiri ile uyumlu çalışmaz ve işletme için sorunlar
oluşturulabilir. KKP sistemlerinde ise tüm modüller ve
uygulamalar birbiri ile uyumlu olarak çalışmaktadır.
Komple bir çözüm sahibi olmanın, parça parça uygulamalara göre
birçok önemli avantajı söz konusudur.
• Ölçeklenebilirlik: KKP çözümleri, kurumun büyümesine paralel
olarak genişleyebilme özelliğine sahiptir.
• Fonksiyonalite: KKP çözümleri, uygun maliyetlerle farklı
fonksiyonlara gerektiği zaman erişmeyi mümkün kılar. Bugün
ihtiyaç duymadığınız bir özelliği yarın aktive ederek
kullanmanız mümkün.
• Destek ve hizmet: KKP çözümlerinde destek ve hizmet son
derece önemlidir. Entegre bir KKP ortamının destek ve hizmet
işlemleri çok daha basit ve etkili biçimde
gerçekleştirilebilir.
Eksileri
İşletmelerin KKP sistemlerinde karşılaştıkları birçok sorun,
işletmenin tüm çalışanları ilgilendiren ve sürekli yapılması
gereken eğitim-gelişim çalışmalarının yetersiz seviyede
olmasından kaynaklanmaktadır. Bu sorunlar, uygulama ve test
çalışmalarında sorunlar oluşturmasının yanı sıra, KKP
sistemindeki verilerin bütünlüğünü koruyan ve nasıl
kullanılması gerektiğini belirleyen, şirket prensipleri ve
kurarlarının bütünlüğünü de etkiler.
Değişik sistemlere göre farklılıklar içerse de, KKP
sistemlerindeki bazı sınırlamaları şöyle sayabiliriz;
• Başarı işgücünün niteliği ve tecrübesine bağlıdır. Buna
sistemin doğru bir şekilde nasıl çalışabileceği üzerine
16. verilen eğitimde dahildir. Birçok işletme maliyetlerini
düşürmek için eğitim bütçelerinde kısıntılar yapmaktadır.
Küçük özel işletmelerde genellikle KKP sistemleri, konu ile
ilgili yeterli bilgisi olmayan kişiler tarafından
kullanılmaktadır.
• Şirketler, kullanılan KKP sistemi ile ilgili yeterli eğitimi
olmayan yeni bir yönetici işe alabilir. İşe alınan çalışan
iş konusu ile mevcut KKP sistemi arasında bütünlük
sağlayamayabilir.
• Bir KKP sistemini mevcut şirkete göre kişiselleştirme imkânı
sınırlıdır. Bazı sistemlerdeki kişiselleştirmeler, KKP
sisteminin yapısını değiştirebilir, ancak çoğu sistem
genelde buna izin vermez.
• KKP sistemi tarafıdnan önerilen, sanayi standartındaki bir
yeniden mühendislik işlemi, şirketin rekabet gücü
avantajının kaybına yol açabilir.
• KKP sistemi oluşturmak çok pahalı olabilir.
• KKP sistemleri genellikle özel iş akışları ve iş alanlarına
adapte edilmesi zor sistemleridir, bu da şirketlerin çeşitli
kayıplarının ana kaynağıdır.
• Sistemlerin kullanımı zordur.
• Sistemi verimsiz ya da iyi kullanamayan bir departman ya da
kullanıcı, diğer departmanları veya kullanıcılarıda olumsuz
şekilde etkileyebilir.
• İşletme sınırlarındaki belirsizlik, muhasabe işlemleri,
güvenilirlik ve çalışan morali gibi konularda sorunlara
yolaçabilir.
• Departmanlar arasındaki hassas iç bilgilerin paylaşılması
zorluğu nedeniyle, yazılımın verimliliği azalabilir.
• Departmanlarda çeşitli eski sistemlerin yarattığı uyum
sorunları sıklıkla ortaya çıkmaktadır.
Bazı KKP Sistemleri Satıcıları ve Ürünleri
Ücretsiz veya Açık Kaynak Kodlu KKP Yazılımları
• Compiere
• Adempiere
• Enterprise Model ERP
• ERP5
• GNU Enterprise
• SQL Ledger
• OFBiz
• TinyERP
• Opentaps
17. Tescilli KKP Yazılımları ve Satıcıları
1. KKP satıcıları ve popüler yazılımları (Dünya çapındaki KKP
sistemi satış gelirlerine göre sıralanmıştır)
1. SAP - SAP R/3, mySAP
2. Oracle - PeopleSoft, Oracle e-Business Suite, JD
Edwards EnterpriseOne
3. INFOR - INFOR ERP LN (yeni versiyon Baan)
4. Microsoft - Microsoft Dynamics
5. ABAS - abas ERP
6. Strateji Grup - Stratreji Grup Bilgi Sistemleri
7. IFS - IFS Applications
8. The Sage Group - Sage MAS 500
9. Lawson Software - Lawson Financials
10. Visma
11. Exact Software - Macola ERP
12. QAD - MFG/PRO
13. IAS - IAS - Industrial Application Software, Canias
ERP
14. Model Business Solutions - Enterprise Model ERP
15. Epicor - Epicor Enterprise
16. NetSuite - NetERP
17. SIV.AG - kVASy4
18. 24SevenOffice - 24SevenOffice
2. KKP satıcıları ve yazılımları (KKP sistemi satış gelirleri
bilinmediğinden alfabetik olarak sıralanmıştır)
1. CGI Group - AMS Advantage
2. Intentia - Movex
3. Made2Manage Systems - Enterprise Business System
4. Ramco Systems - Ramco e.Applications
5. SunGard
6. SYSPRO - SYSPRO ERP software
7. [[UFIDA]
Türk KKP Yazılımı Üreticileri
1. EFESPRO
2. Model Business Solutions
3. Mekatronik Yazılım
4. NETSIS
5. AKINSOFT
6. ETA
7. VEGA
18. Netsis, işinize en uygun çözüm...
Netsis, işinize en uygun çözüm...Netsis, farklı işletmelerin
yapısına kolayca uyarlanabilecek Kurumsal Kaynak Planlaması
çözümleri ile Türk yazılım sektöründe farklılık yaratmak ve
öncü olmak için çalışmaktadır. Farklı sektörlerin
gereksinimleri çerçevesinde, özelleştirilmiş çözümler üreten
Netsis, 18 yıldır edindiği bilgi birikimi ve uzmanlık
çerçevesinde geliştirdiği ürünleri ile işletmelere yenilikçi
çözüm ve hizmetler sunmaktadır.
Vizyonunun temeline Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarını alan
Netsis, dünya standartlarında çözümler üretmektedir. Netsis’in
vizyonu Türk ekonomisi için katma değeri en yüksek alan olan
yazılım alanında ihracat hamlesini büyütmek ve bir dünya
markası olmaktır. Ürünlerinde geleceğin teknolojilerinin
desteklenmesi ile standart fonksiyonel getirilerinin yanı sıra
iş süreçlerine değer katan avantajları müşterilerine sunmayı,
ilke edinen Netsis, 2009 yılında kullanıma sunduğu RedCode
projesi ile hedeflerini gerçekleştiren önemli adımlar
atmıştır.
Netsis Hakkında
1991 yılında kurulan NETSİS, farklı sektör ve ölçekteki
firmalara çağdaş ve uluslararası kriterlere uygun kurumsal iş
yazılımları geliştirmektedir. Sektördeki yılların deneyimi
ile, 33.bin'e yakın kuruluşa uçtan uca iş otomasyonları
sağlamaktadır. Yüzde yüz müşteri memnuniyetine odaklı uzman
proje ekibi, çağrı merkezi, geleceğin teknolojilerini bugünden
ürünlerine entegre edip müşterilerinin işlerinde farklı ve
rekabetçi olabilmelerini sağlayan vizyonu, sektörüne ve
ölçeğine göre her işletmenin yapısına kolayca uyarlanabilenen
ürünleri ile Netsis, başarı grafiğini her gün yükseltmektedir.
NETSİS, kendi kulvarında sektörde ilkleri yaratan özgün
ürünleriyle farklılaşmaktadır.
Yüzde yüz Türk sermayeli bir kuruluş olan Netsis bugün
İstanbul, Ankara, İzmir'deki Türkiye bölge ofisleri, İzmir
Yüksek Teknoloji Enstitüsü Teknoparkı'ndaki ana yazılım üssü
ve Türkiye'ye dağılmış, sayısı 400'ü bulan iş ortağı kanalı
ile tüm ülke geneline hizmet sunmaktadır.
En önemli misyonu Türkiye'den dünyaya yazılım ihraç etmek olan
Netsis, son yıllardaki cesur atılımları ile güvenilir
19. ortaklıklarla tesis ettiği Mısır, İran, Ukrayna ve Azarbaycan
ofislerinde dünyaya açılmanın ilk adımlarını atmıştır.
Netsis'in iş çözümleri ve hizmet kalitesi
NETSİS, kulanıcılarına müşteri ilişkileri yönetiminden,
tedarik zincirine, planlamadan satın almaya, malzeme
yönetiminden üretime, finans yönetiminden insan kaynaklarına
uzanan uçtan uca bütünleşik çözümler sunmaktadır.
Netsis'in vizyonu kullanıcıları için dünyayı küçültürken işini
büyütebilecek çözümleri üretmektir. Bu kapsamda Netsis, alıcı
ve tedarikçiler için B2B (işten işe) portaller ve e-iş
uygulamaları ile gerçek zamanlı bilgi alışverişi sağlayan
çözümler, geliştirmiştir. Ayrıca ses teknolojileri, konumsal
teknolojiler, e-imza gibi farklılık yaratacak teknolojileri
ürünlerinde destekleyerek kendi kulvarında ilk'lerin
yaratıcısı olmuştur. Netsis'in sektöre ya da kuruma özel
hazırlanmış dış yazılımlarla kolaylıkla entegrasyon
sağlayabilen araçları sayesinde, birçok iş ortağının
geliştirdiği niş çözümleri bulunmakta ve özel yazılım ihtiyacı
olan kurumlara kolaylık sağlamaktadır.
Netsis'in, büyük, orta, küçük ölçekte konumlandırdığı Redcode
Enterprise, Redcode Standard, Entegre.NET ürünlerinin tamamı
hem bu vizyonu hem de yıllar içinde oluşmuş iş yapış tarz,
yöntem ve deneyimlerini yansıtmaktadır.
Netsis, internet ekonomisine uyumlu çözümleri ile e-iş
mimarisini inşa etmekte olan müşterilerinin ihtiyaçlarına
cevap verecek düzeydeki ürün ve hizmet kalitesini de her geçen
gün geliştirmektedir. Netsis son olarak 2009 yılında geleceğin
teknolojisi, küresel rekabetin destekçisi internet tabanlı
Redcode serisi çözümlerini kullanıcılarının hizmetine
sunmuştur.
Neden Netsis?
• Müşteri memnuniyeti ve mükemmeliyetçilik ilkesi
• Kurumsal müşteri ve uluslararası uygulama deneyimi
• Türkiye çapında, sertifikalandırılmış 1000'i aşkın ERP
danışmanı desteği
• Tüm Türkiye'de yaygın iş ortağı örgütlenmesi
• Kolay kullanım, hızlı uyarlama
• Diğer yazılımlar ile çevrimiçi ve gerçek zamanlı (on-line -
real-time) çalışma esnekliği
20. • Proje geliştirme ve yönetiminde uluslararası standartlarda
yöntem ve analizlere dayandırma
• Kullanıcı isteklerini değerlendirilme ve genelleştirilme
çalışmalarının sürekliliği
• Yerel çözüm, destek hızı ve mevzuat uygunluğu
Pazar Payları
Dünya Pazar Payları
• Uluslararası araştırma şirketi Gartner’in verilerine göre
2005 yılında dünya çapında ERP pazarının hacmi 16.7 milyar $
dır.
• Dünyada 2004-2005 yılları arasında ERP pazarı %5.4 olarak
büyümüştür.
• Gartner verilerine göre global ERP pazarında 2005 yılı
itibarı ile ilk 10 firma ve pazar payları;
1.SAP 28.21% 2.Oracle Corporation 9.99% 3.SAGE 7.29%
4.Microsoft (MBS) 3.68% 5.SSA Global (şimdi INFOR) 2.77% 6.IFS
2.21% 7.Infor (Agilisys) 2.13% 8.Kronos Incorporated 1.83%
9.Hyperion Solutions 1.64% 10.Lawson 1.25%
Türkiye Pazar Payları
• Kaynak belirtilmediğinden güvenilir olmayan bilgiler
• Dünya lideri konumunda olan firma % 25 pay ile SAP. Onu %
7.9 ile Oracle, % 7.6 ile PeopleSoft takip ediyor. MBS ise
ilk beş içerisinde olmakla birlikte pazar payı dünya
genelinde % 5’tir.
• Dünyada küçülme eğiliminde olan ERP pazarı Türkiye’de doyuma
ulaşmadığından büyük bir büyüme potansiyeline sahip.
• Türk pazarı 2000 yılında 20 milyon $, 2002 yılında ise 25
milyon $ hacme erişti. 2003 yılında bu rakam bakım
anlaşmalarıyla birlikte yaklaşık 30 milyon dolar oldu.
Türkiye’de ERP Uygulamaları
Geride bıraktığımız yüzyılın son yarısında ticari firmalar ve
kurumlar bilgi ve iletişim teknolojisinde yaşanan gelişmelere
paralel olarak yeni yönetim ve iş yapma yaklaşımları
geliştirmişler ve bilgisayar yazılımları giderek firmalarda
hakimiyet kurmuştur. Bu gelişmelerin vardığı son noktalardan
21. birisi de Kurumsal Kaynak Planlama, uluslar arası literatürde
bilinen kısaltmasıyla ERP'dir.
ERP, kısaca tanımlanacak olursa, kurumların tedarikten,
dağıtıma kadar tüm iş süreçlerini bütünleşik bir veri/bilgi
yönetim sistemi desteğiyle yönetmesini sağlayan geniş kapsamlı
ve modüler yapıya sahip bir yazılım paketidir.
Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de ERP sistemini kurmuş veya
kurmakta olan firmaların bu sistemi neden tercih ettikleri,
sistemin kurulumu esnasında yaşadıkları problemleri, bu
sistemin kendilerine kazandırdıklarını ve sistemin işletilmesi
ile ilgili zorlukları tespit etmektir. Bu amaca ulaşmak için
Türkiye'de bu sistemi kullanmakta olan kurumlardan bir anket
soru formu aracılığı ile bilgiler toplanmış ve istatistiksel
bazı analizler kullanılarak sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır.
Metodoloji
Türkiye'deki ERP uygulamalarını araştırmak için kullanılan
anket çalışmasının metodolojik adımları aşağıda sıralanmıştır:
1. Elde edilmesi amaçlanan bilgilerin belirlenmesi
2. Verilerin toplanacağı hedef kitlenin tespit edilmesi
3. Anket sorularının belirlenmesi
4. Anket uygulama metodunun belirlenmesi
5. Anket tasarımının yapılması
6. Anket uygunluğunun test edilmesi
7. Anketin uygulanması
8. Toplanan verilerin analiz edilmesi ve yorumlanması
Türkiye ERP pazarının henüz Avrupa ve Amerika’ya kıyasla çok
küçük olduğunun altını çizen sektör yetkilileri, diğer yandan
pazarın henüz doymadığı, doymamış pazara yatırımların artacağı
ve sektörün önemli potansiyel taşıdığı şeklinde yorumlayıp
iyimser bir gelecek tablosu çiziyorlar. Bu arada pazarın
büyüklüğü konusunda da 60-80 milyon dolar arası rakam
dillendiriliyor. Türkiye’ye bakıldığı zaman ERP sistemlerinin,
işletmeler açısından yeni bir yaklaşım olduğu
söylenilebileceğini belirten SAP Türkiye Satış Destek
Yöneticisi Uğur Candan, bu açıdan yaklaşıldığında Türkiye’deki
ERP pazarı ile ilgili henüz bir doygunluktan söz
22. edilemeyeceğini düşünenlerden. Candan, şunları söylüyor:
Ülkemizdeki pek çok orta ve büyük ölçekli işletmelerde, farklı
bölümlerde birbirinden bağımsız yazılımların kullanılması
sonucunda iş akışı süreçlerinde sıkıntılar yaşandığı da
görülmekte. Bu sıkıntıları görmeye başlayan şirketler, rekabet
avantajını da elde etmek amacıyla ERP sistemlerini uygulamaya
başladılar. ERP uygulamalarını talep eden farklı ölçekteki
şirketlerin sayısındaki artışa paralel olarak, ERP
tedarikçileri de pazarda önemli bir yer alıyor. Türkiye’de ERP
yazılımlarının en çok kullanıldığı sektörlerin başında üretim,
perakende, beyaz eşya, lojistik ve tekstil geliyor. Buna bağlı
olarak, otomotiv yan sanayisi ve hızlı tüketim ürünlerinde de
ERP gereksiniminin artacağını öngörüyoruz. ERP denildiğinde
akla üretim şirketleri gelmesine rağmen, Türkiye’de de kısa
zamanda kamu, banka, sigorta ve finans kurumlarının da ERP’nin
kullanım alanına gireceğine inanıyoruz. Arete Genel Müdürü
Hakan Özşan’a göre de, Türkiye’de ERP pazarı tam bir
doygunluğa ulaşmadı. Bu nedenle özellikle son beş yıl içinde
özellikle orta ölçekli şirketlerin ERP uygulamalarına
yöneldiklerini ve ERP arayışları içine girdiklerini
gözlemlediğini düşünen Özşan,Günümüzde değişen pazar
koşulları, kurumların kaynaklarını stratejileri doğrultusunda
verimli kullanması ve yönetimsel işlemlerini bütünleştirme
ihtiyaçlarını doğurdu. Kurumlar artık ERP uygulamaları ile
rekabetçi bir yön kazanabileceklerini ve ERP uygulamalarının
kendilerine stratejik avantaj sağlayacak bir araç olduğunu
görebiliyor. Önümüzdeki 10 yıl Türkiye’de ERP pazarının
büyüyerek gelişeceği öngörülebilir. Henüz ihracatın ve
rekabetin önemini kavrayamamış, dağınık organizasyonlarla
hayatlarına devam eden şirketler zorlu pazar şartlarında
mutlaka ERP ve ERP II kavramlarıyla tanışacak ve her geçen yıl
bu rakamlar artış gösterecek dedi. Bimsa SAP Danışmanlık ve
Destek Merkezi Birim Yöneticisi Kudret Soytürk, Türkiye’de
büyük ve orta büyüklükte işletmeler olarak ikiye ayırabilecek
önemli bir ERP pazarı olduğunu düşünüyor. Ekonomik gelişmelere
karşı çok hassas olmasına rağmen sürekli büyüyen bir pazar
olduğuna dikkat çeken Soytürk, Büyük işletmeler pazarı,
yabancı kaynaklı yerelleştirilmiş ürünler tarafından
paylaşılmakta ve bu ürünlerin tedarikçileri, kullanıcıları,
çözüm sunucuları gibi çeşitli oyuncuları içeren geniş
ekosistemleri oluştu. Bu durum, söz konusu sistemlerin
kullanımını güvenilir kılmakta, sistemlerden sağlanan
faydaları maksimize etmekte. Orta büyüklükteki işletmeler
pazarında ise çok sayıda alternatif bulunuyor ve bunların
önemli bir bölümünü yerli yazılımlar oluşturuyor. Sistem
normlarının orta ölçekli yazılımlarda da yaygınlaşması yarının
büyük şirketlerini en iyi şekilde hazırlamakta diyor. ERP’nin
Türkiye’de çok uluslu ve ulusal büyük işletmelerde yaygın bir
biçimde kullanılmaya başlandığına değinen Eczacıbaşı Bilişim
Satış ve Pazarlama Müdürü Ahmet Abdelaziz, önümüzdeki süreçte
23. bu tür işletmelerin ERP II çözümlerine doğru sürüm yükseltme
çalışmaları, küçük ve orta boy işletmelerin ise ERP’den
başlamak sureti ile bu kervana katılacaklarını öngördüklerini
ifade etti. Oytek ERP Projeleri Birim Müdürü Baran Şaşmaz,
Türkiye’de ERP kullanılan şirket sayısının dolayısıyla ERP
pazarının her geçen gün gelişme gösterdiğini belirtirken,
dünyada doygunluğa ulaşmış bir sektör olarak görülen ERP’nin
Türkiye’de henüz gelişmesini devam ettirdiğini ifade etti.
Şaşmaz, Gelişen rekabet koşulları, büyük ölçekli şirketlerin
yanında, özellikle KOBİ’lerde ERP ihtiyaçlarını vazgeçilmez
kılmakta. Önümüzdeki dönemde, tüm şirketlerin ERP
yatırımlarına ağırlık vereceğini tahmin ediyoruz. Maliyetleri
ve üretimleri kontrol altında tutmak, lojistik faaliyetlerini
verimli kılmak ihtiyacı, ERP taleplerindeki artışı
tetikleyecek. Önceki yıllarda, yalnızca büyük ölçekli
şirketlerde rastladığımız dev maliyetli, uzun yıllar süren ERP
proje kavramı, önümüzdeki dönemde yerini, tamamen ilgili
şirketlerin iş ihtiyaçlarını karşılayan, yazılım, donanım,
danışmanlık ve bakım hizmetleri bütününe bırakmıştı dedi.
Diyalog Genel Müdürü Cengiz Pak da ERP pazarının Türkiye’de
henüz doygunluğa ulaşmadığını düşünenlerden. Pazarda hem yerli
üreticiler hem de yabancı dağıtıcılar var ve yerli üreticiler
de yabancılarla başabaş rekabet ediyor. KOBİ’ler de,
aralarındaki rekabetin artmasıyla, maliyet ve faaliyetlerini
sürekli kontrol altında tutmak zorunda kalıyorlar. Bu da ERP
ihtiyacı duyan şirketlerden oluşan pazarı canlı tutuyor. Pak,
önümüzdeki dönem ERP taleplerinde artış yaşanmaya devam
edilecek ve özellikle üretim faaliyetlerini daha verimli hale
getirebilen ERP çözümlerine yöneleceklerini düşünüyor.
Türkiye’de ERP pazarının potansiyelini ağırlıklı olarak küçük
ve orta ölçekli şirketlerin oluşturduğuna değinen Mbis Çözüm
Yöneticisi Cenk Salihoğlu, ancak bu potansiyelin tam olarak
harekete geçtiğinin söyleneceğini de düşünüyor. Salihoğlu’na
göre, hala ERP konusunda bazı çekinceler var. Salihoğlu,
şunları söylüyor: Şirketlerin içinde ERP vizyonunu o şirketin
iş hayatını destekleyecek şekilde oluşturacak kişilerin ciddi
anlamda eksik olduğunu görüyoruz. Bu kişilerin olduğu
şirketlerde ERP ve ERP’yi bütünleyen yatırımlar önemli rekabet
avantajları sağlamakta. Bu tür şirketlerin zaman içinde diğer
şirketlere de örnek olacağını ve Türkiye pazarındaki
potansiyelin harekete geçebileceğini düşünüyoruz. Türkiye’de
büyük şirketlerde ERP’ye olan doygunluk belirli bir seviyeye
ulaşmakla birlikte değişimi yakalamakta gecikmiş bazı büyük
şirketler de hala potansiyel oluşturuyor. ERP yatırımlarını
büyük ölçüde tamamlamış büyük şirketlerin artık ERP’yi temel
alan çevresel çözümleri düşünmeleri için uygun zamanın
geldiğine inanıyoruz. Bu çevresel çözümlere üretimden veri
toplama sistemleri, çalışanların insan kaynakları süreçlerine
etkin katılımını sağlayan çalışan ve yönetici portalları,
tedarikçi takip sistemleri, müşteri ilişkileri yönetimi gibi
24. uygulamalar örnek olarak verilebilir. Anadolu Bilişim
Hizmetleri İş Sistemleri Müdürü Atakan Karaman’a göre ise,
Türkiye’nin ERP ile tanışmasını 10 yıl önceden alırsak aslında
çok yeni gibi görünmesine rağmen hizmeti almış şirket sayısına
bakılınca epey büyük bir yol katedilmiş. Karaman, Başlangıçta
ERP uygulayan şirketlerin doğal olarak belirli bir büyüklükte
olması, bugün uygulamayı devreye alacak şirketlerin KOBİ
ölçeğinde olacağını gösterdi. Gelecek 10 yıl boyunca
Türkiye’de ERP alan ve bunu şirketinde uygulayacak olan şirket
sayısı fazla olacak fakat kullanıcı sayıları ve kapsamları
daha dar olacaktır. Yasalarla birlikte, şirket faaliyetlerinin
elektronik ortamda kayıtlı olması zorunluluğu
oluşturulduğunda, erişilecek şirket sayısı fazlalaşacak dedi.
Microsoft Türkiye Dynamics Ürün Müdürü Berkhan Esmer,
Türkiye'de ERP pazarı büyüklüğünün 60 milyon doları aştığını
düşünüyor ve dünyadaki büyüme hızı yıllık yaklaşık yüzde 4-5
olan ERP pazarı, Türkiye'de yüzde 9 ile 15 arasında büyüme
gösteriyor. Esmer, bu yıl ise ekonomik ve politik nedenlerden
dolayı bu büyüme eğiliminin çok üstüne çıkılacağını
öngörmüyor. Esmer, şunları söylüyor: Ancak, yurt dışına
satışlarla büyüyen şirketler sayesinde ERP pazarında bir
durgunluk ya da küçülme beklemiyoruz. Türkiye'de şirketler
yeni yeni ERP ihtiyacını hissedip, ERP kurmaya çalışıyorlar.
Gelişmiş ekonomilerde ise, mevcut ERP çözümlerinin gelişen
teknolojiler nedeniyle değiştirilmesi, daha iyiye götürülmesi
söz konusu. Bu nedenle Türkiye'de ERP seçim kriterleri ile
dünyadaki kriterler biraz farklı. Türkiye pazarı ERP seçimi ve
proje yönetimi konusunda daha tecrübesiz. Bu nedenle ERP'ye
biraz daha çekinceli yaklaşıyor ve gelişmiş ülkelerde
KOBİ’lerde yüzde 40-60 arasında değişen ERP kurmuş şirket
oranı, Türkiye'de yüzde 4’lere düşüyor. Son yıllarda otomotiv
yan sanayi, tekstil, kimya, lojistik ve dağıtım şirketlerinde
ERP öne çıkıyordu. İnşaattaki hızlı büyüme son yıllarda büyük
inşaat şirketlerinin şantiyelerini kontrol edebilmek,
karlılıklarını yakından takip etmek için ERP’ye yönelmesini
sağladı. Aynı şekilde yurtdışında hızla büyüyen mağazacılık
şirketlerinde de ERP projeleri artıyor. Sadece Türkiye değil,
Rusya, Bulgaristan, Romanya, Ortadoğu ve Türk
Cumhuriyetleri’nde faaliyet gösteren bu şirketler küresel
desteğe sahip kurulumlara yöneliyorlar. Ve tabii ki gelişen
Türkiye ile birlikte giderek milli hasıladaki oranını artıran
hizmet sektöründe de ERP projelerinin artacağını düşünüyoruz.
Donanım ağırlıklı gelişen, 5 milyar dolar büyüklüğündeki BT
pazarımızda, toplam kurumsal yazılım oranımız yüzde 10’un
altında seyretmeye devam ediyor. Bu oran, yolun çok daha
başında olunduğuna işaret ederken, yazılım ve hizmet alanında
büyük bir potansiyele sahip olduğumuzu da gösteriyor diyen
Model Business Solutions Genel Müdürü Atila Zeybek, bu
potansiyeli canlandırabilmek için, üniversitelere, sektördeki
sivil toplum kuruluşlarına, odalara, devlet kurumlarına ve
25. ulusal yazılım sanayinin iddialı kuruluşlarına önemli görevler
düştüğünün altını çizdi.
Sürat Teknoloji Yazılım Satış Müdürü Zafer Koçak ise,
Türkiye’deki ERP pazarının 2000 yılında yükseldiğini, 2001 ve
2002 yıllarında düşüşünden sonra 2003 yılından bugüne
yükselmeye devam ettiğini anımsattı. Koçak, geçtiğimiz
haftalarda bildirilen üniversitelerde bu yıl ERP derslerinin
seçmeli olarak verilmesi ve önümüzdeki yıllarda belirli
bölümlerde zorunlu ders olarak okutulması kararının gelecek
yıllarda bu pazarın daha da büyüyeceğinin ve yüksek rakamlara
ulaşacağının garantisi olarak görülebileceğini ifade etti.
Koçak, Önümüzdeki yıllarda ERP Danışmanlığı önemli bir meslek
kolu olarak karşımıza çıkacak ve genç nüfusumuza önemli bir
istihdam oluşturacak. QAD Türkiye Elektronik/Endüstri Sektörü
Satış Müdürü Hakan Yurdakul’a göre, ERP teknik bir konu değil,
stratejik ve hayati bir konu. Türkiye’de ERP pazarı büyüyor
ancak bu büyümede 2 ciddi tehlike var. Yurdakul, bununla
ilgili şunları söylüyor: İsimleri çok büyük ERP’lerin
işletmenin ihtiyaçlarını karşılayabileceği gibi bir garanti
yok. İkinci husus ise fiziksel bir mal olmayan ve değişime
sürekli uyması gereken ERP yazılımlarının arkasında güçlü bir
finansal yapı ve kurumsallaşmış bir teknoloji şirketinin
olması gerekliliği. Patron şirketleri gibi tek bir kişiye ya
da aileye bağımlı teknoloji şirketlerinin ya da oldukça dar
kadrolar ve mali imkanlarla çalışmaya çalışan teknoloji
şirketlerinin sağladığı ERP sistemleri de doğal olarak ERP’nin
gerektirdiği sürekli geliştirilme ihtiyacını
karşılayamayabiliyor. IFS Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü
Ergin Öztürk, Türkiye’de ERP alanında yatırım yapma
potansiyeli olan 15 bin şirket olduğunu söylüyor. Ve bunların
çok az bir bölümü bu alanda yatırımını tamamlamış durumda.
Başta otomotiv olmak üzere üretim sektörü ERP yatırımlarında
başı çekiyor. Öztürk, makine imalatı, mobilya, plastik,
elektirik-elektronik gibi alanlarda üretim yapan şirketlerin
yanı sıra son dönemde daha önceleri muhasebe ve stok
yazılımlarıyla işlerini yürütmeye çalışan büyük ölçekli
bilişim şirketlerinin de ERP yazılımlarına doğru yöneldiğini
belirtiyor. ERP pazarında, geçmiş yıllarda, endüstriyel ve
ticari kategorilerdeki şirketlerin ağırlığı varken son
zamanlarda ise finans sektöründe önemli bir talep artışı
gözlemlediklerini söyleyen KoçSistem ERP Grup Yöneticisi Fatih
Özengin, çekirdek bankacılık operasyonlarından çok; satın
alma, iş akışı, finans, sözleşme ve gayri menkul yönetimi,
sabit kıymetler gibi operasyona yönelik taleplerin geldiğini,
ancak bankacılık operasyonu ile de ilgili gelişmeler
olabileceğini düşündüklerini belirtti. Özengin, pazarla ilgili
şunları söyledi: Bunun dışında; temel süreçlerindeki sorunları
çözmüş olan şirketler, artık yönetimsel bazda karar destek
süreçlerine önemli etkisi olduğuna inandıkları iş zekası
ürünleri ile önemli ölçüde ilgileniyorlar. Aynı şekilde mobil
26. iş çözümleri de farklı alanlarda işletmeleri, satış
temsilcilikleri ve bayileri olan şirketler de çok talep
görüyor. Özellikle mobil cihazlarla satış siparişi girmek,
siparişin son durumunu takip etmek, son stok seviyesi gibi
bilgiler, bu iş alanında çok kritik bilgiler olabiliyor. Büyük
ölçekli şirketler ERP yatırımlarını tamamladı. ERP platformu
olarak temel süreçlerini adreslemiş olan büyük ölçekli
şirketlerin artık; tedarikçileri ve müşterileriyle tek bir
platformdan veri paylaşımı yapabilmesini ve operasyonlarını
sürdürebilmesini sağlayacak ürünlere ihtiyacı var.
Türkiye’deki ERP şirketleri özellikle 3 büyük ilde faaliyet
gösteriyor. Yerel olarak çalışan büyük şirketlerle, yurtdışı
kaynaklı ERP şirketlerinin Türkiye’de ortak iş yapabileceğini
düşünüyoruz. KOBİ tarafında ERP pazarı hala bakir. Böyle
olmasının sebebi kısıtlı bütçeyle, projeye ayrılması gereken
nitelikli eleman olmadan ve kısıtlı zamanda sonuca varmanın
gerekliliği. KOBİ’lere ulaşmanın en etkili yolu, ERP
sürecinden geçmiş ana sanayi şirketlerinin yakın çalıştığı yan
sanayi şirketlerle kontak kurmak. ERP kavramı perakendede
farklı algılanmalı OBASE Yönetim Kurulu Üyesi Banu Dal’a göre,
ERP kavramı perakende sektöründe farklı algılanmalı. Yeni
satış kanalları, değişen müşteri ihtiyaçları ve küresel
rekabet ortamı perakendecileri iş kararlarında daha doğru ve
ellerindeki bilgileri gelire dönüştürmeye sevkediyor. ERP
çözümleri her sektöre uygulanabilmesi nedeni ile sektör
spesifik ihtiyaçlardan uzaklaşmakta, bu da çözümlerin uygulama
ve uyarlama süreleri uzamakta, dolayısıyla yatırımın geri
dönüşü sağlanamamakta. Dal, Perakende sektörüne
özelleştirilmiş ERP’nin aynı zamanda dikey perakende
segmentleri dikkate alındığında ürünün, müşteri ve mağaza
sayısına göre ölçeklenebilmesi gerekmekte. Perakende
yöneticileri, satış kanallarının da çoğalmasıyla giderek
çeşitlenen müşteri beklentilerine cevap üretmek ve
maliyetlerini düşürmek için, operasyonel sistemlerden daha
ileriye dönük tahmin ve yönetim becerisi bekliyor. Analitik
uygulamalarla, elde edilen scorecard,dashboard, uyarı
sistemleri ile karar destek sistemleri oluşturulup bilgiye
dayalı akıllı ERP sistemlerine geçilmeli. Farklı perakende
gereksinimlerine yönelik profesyonel çözüm sunabilmek için
yeni perakende teknolojileri ile bütünleşik ERP sisteminden
bahsedilmelidir. Bu teknolojiler; CPFR (Colloborative, P),VMI
(Vendor Manage Inventory), B2B, RFID gibi kendi alanında
uzmanlaşmış çözümlerdir, dedi. Tüm ERP yazılımları canlı
organizmalar halinde çalışan teknolojik yazılımlar olmalı Naz
Teknoloji Lojistik ERP Yazılım Sorumlusu Tankut Kocabaş,
yazılım geliştirdikleri lojistik sektörüne bakıldığında
şirketlerin yaşadıkları en büyük sorunlardan biri olarak,
birden çok yazılım desteğinde işlerini yürütmelerini ve
üstelikte destek almak istediklerinde karşılarında bir muhatap
bulamamalarını gösterdi. Kocabaş, şunları söyledi: Şirketlere
27. gittiğimizde sadece yazılım anlamında değil donanım anlamında
da neler yapmaları gerektiği konusunda bir nevi danışmanlık
hizmeti de verecek şekilde odaklanarak gidiyoruz. Neler
yapmaları ve yapmamaları gerektiği konusunda ikna etmeye
çalışıyoruz. Günümüzde öyle ya da böyle mutlaka bir yazılım
kullanmak, aslında bilgileri raporlanabilir bir hale getirerek
tek bir platformda toplamak zaruret haline geldi. Lojistik
sektörünün önde gelen isimleri ve çalışanlarının katkılarıyla
hazırlanan yazılımımız, ek başka yazılımlara ihtiyaç duymadan
işin yapıldığı noktada ve tek bir kere yapılması stratejisiyle
yazıldı. Sektörden örnek vermemiz gerekirse; hiç muhasebe
bilmeyen bir kişinin sürücü hesabı almasıyla birlikte aslında
girdiği bilgiyi bir taraftan da otomatik olarak
muhasebeleştirdiği bir sistemden bahsedebiliriz, üstelik
harcırah bilgisinin binde altı damga vergisiyle birlikte
ilgili muhasebe hesabına otomatik olarak atıldığı bir sistem.
Bunun yanında bir diğer can alıcı örnekte yapılan seferlerle
ilgili girilen bilgilerin tek bir tuşla fatura ekranına
alınabilmesi ve otomatik olarak muhasebeleştirilerek cari
hesaplarına atılması. İnternet tabanlı yazılımımız sayesinde
sabit noktalara bağlı kalmadan da bu yazılım
kullanılabilmekte.
Tüm ERP yazılımları da sabit noktalardan bağımsız canlı
organizmalar halinde çalışan teknolojik yazılımlar olması
gerekmekte. Bizim bu noktada en büyük amacımız Uluslararası
Nakliyeciler Derneği’mizin geliştirdiği bu yazılımla tüm
sektör şirketlerini aynı platformda, aynı dilde konuşturmak ve
Avrupa Birliği’ne yurtdışı şirketlerle rekabet avantajı
sağlatabilmek. Stratejik yönetim aracını da barındıran
standart ERP paketleri
Gittikçe artan rekabet ortamının değişik sektörlerde faaliyet
gösteren her türlü şirketi, kaynaklarını en doğru şekilde
kullandıracak ve verimliliklerini artıracak araçları
kullanmaya yönlendirdiğini söyleyen Nebim Genel Koordinatörü
Sedat Taşçı, bu anlamda da ERP çözümlerinin şirketlerin ilk
tercihleri olduğunu söyledi. ERP pazarının, 2000’li yıllardan
itibaren pek çok bölüme çok farklı hizmet seçeneklerinin
sunulduğu bir pazar haline geldiğini kaydeden Taşçı, şöyle
konuştu: Şirketler sert rekabetçi ortamlara uyum sağlayabilmek
adına ERP sistemleri ile bütünleşecek diğer müşteri ilişkileri
yönetimi, iş zekası gibi alt veya tamamlayıcı bileşenlere
doğru gelişmeleri takip etmekte. Böylelikle şirketleri
tedarikçilerini ve müşterilerini daha iyi yönetebilir konuma
getirebiliyorlar. Bugün baktığımız özellikle perakende
sektörüyle yoğun çalışmaları olan Nebim Yazılım gelişen ve
değişen ortamlara ayak uydurmak için sürekli sektörel çözümler
geliştirmektedir. Şirketlerin yalnızca iç dinamiklerini çözen
ERP modülleri, yerini gerçek anlamda bir stratejik yönetim
aracını da içinde barındıran standart ERP paketlerine
28. bırakacak. Nebim olarak geliştirdiğimiz projelerde şirketlerin
en çok faydayı bu tarz paketlerden sağladığını görüyoruz.
Gelen talepleri değerlendirdiğimizde görüyoruz ki büyük
çaptaki şirketler ERP uygulamasını daha etkin kullanabilmek
için karar destek sistemleri ve iş zekası çözümleri
yatırımlarına ağırlık vermekte. Ancak yeni ERP uygulaması
yapacak şirketler daha standardize edilmiş süreçlere
yönelebiliyor. ERP yatırımı esnasında şirketlerin iş
süreçlerini ve iş yapış şekillerini analiz edip
standardizasyonu sağlamaları açısından ERP önemli bir
başlangıç. Önümüzdeki dönemde müşteri ilişkileri yönetimi,
tedarik zinciri yönetimi ve iş zekası gibi kavramların ERP
sistemiyle bütünleşmesiyle, kullanıcılar tek bir platform
üzerinde e-ticaret, B2B ve B2C uygulamalarını ERP sistemlerine
dahil edip çok daha verimli çalışma olanağı elde edecekler.
Bunun sonucunda teklif verme, satın alma ve alacak yönetimi
gibi süreçler daha etkin olacak. Büyük ölçekli şirketlerde
eski teknoloji ve yetersiz ERP sistemleri yenilenecek
Türkiye’deki şirketleri ciro, personel büyüklükleri itibarıyla
segmentlere bölersek sektör ayrımı yapmaksızın büyük ölçekli
şirketlerin çoğunun ERP yatırımlarını tamamladığını veya
projelendirdiğini anlatan Oracle İş Uygulamaları İş Ortakları
Müdürü Öner Naçar, bu durum sadece yabancı veya yerli ERP
ürünlerini değil, aynı zamanda özel geliştirme (custom
development) şeklini de kapsadığını belirtti. Naçar, şöyle
konuştu: Küçük ölçekli şirketlerde ise henüz çok az bir
yatırım yapıldı. Ancak bu ölçek ERP yatırımı için hedef kitle
değil. Ancak, orta ölçekteki şirketler segmentinde (20-500
milyon dolar yıllık ciro aralığındaki şirketler diyebiliriz)
ERP henüz yeterince penetre olmamış ve hem yabancı hem de
yerli ERP üreticisi şirketlerin hedef odağını oluşturmakta.
Büyük ölçekli şirketlerde önümüzdeki dönemde eski teknoloji ve
yetersiz ERP sistemlerini yenilemeleri olacak. Konuya ERP II
olarak bakarsak, bu ölçekteki şirketlerin CRM, EPM, SCM, BI
alanlarında henüz yatırımlarını yapmamış veya tamamlamamış
oldukları söylenebilir. Yenileme yapacak şirketler, proje
değerlendirmelerinde bu ürünlerinde dahil edilmesine özen
gösterecekler. Ürünlerdeki sektörel değer yaratabilme,
şirketin sürekliliği ve vizyonu gibi özellikler, seçimler
konusunda projenin maliyetinden daha önemli olarak
değerlendirilecek. Orta ölçekli şirketler segmentinde ise
maliyet ve değer yaratma konuları büyük bir değerlendirme
dengesi olacak. ERP şirketleri de bu eksende hızlı implemente
etmek, yazılım parçalarını esnek bir şekilde birleştirmek gibi
unsurlar kullanarak müşterilerce kabul edebilir, erişilebilir
maliyetlerle sunacaklar. En büyük rekabet bu segmentte
yaşanmakta ve yaşanacak. 80 milyon dolarlık ERP pazarımız
henüz küçük Logo CEO’su Ali Güven’e göre, 2008 yılı yazılımda
bir kırılım noktası olarak öngörülüyor ve Türkiye olarak
yazılım sektöründe yeni paradigmaları yakalama şansımız
29. bulunuyor. Güven, 80 milyon dolarlık ERP pazarının dünya
yazılım sektörü ile karşılaştırılınca ne yazık ki çok düşük
kaldığını belirtti. Güven, Türkiye ERP pazarında gelişmekte
olan pazar görüntüsünü koruyor. Bu sonuca hem ERP pazarının
doygunluğu hem de kullanılan işlevlerin karmaşıklığı
değerlendirilerek ulaşılabilir. Ülkemizde üretim planlama ve
kontrol işlevlerini ERP anlamında işletebilen şirket sayısı
çok az. Ancak, giderek daha fazla şirketin ERP yatırımının
asıl geri dönüşünü sağlayacakları mal/hizmet üretimi
planlamalarıyla ilgili işlevleri kullanmaya gayret ettiklerini
görüyoruz. Bunun yanı sıra Stratejik İşletme Yönetimi, İş
Analitikleri gibi şirketin karar verme hızını ve doğru karar
verme yeteneğini artıran gereçler de hızlı gelişen alanlar.
Şirketlerin BT yatırımlarının verimliliğini en üst düzeye
çıkarabilmek için 90’larda olduğu gibi dev ve radikal
yatırımlar değişiklikler yerine eldeki çözümleri birbiriyle
bütünleştirme eğiliminde oldukları görülüyor. Bunun bir sonucu
olarak ERP yazılımlarının bütünleştirme teknolojileriyle
ilgili destekleri seçim kriterleri arasında giderek artan bir
öneme sahip olmakta. Daha alt segmentlerde ise teknolojik
anlamda güncelliğini kaybetmiş özel yazılımları kullanmakta
olan şirketlerin bunları internet ve mobil çalışmayı
destekleyen yeni yazılımlarla değiştirmek için hızlı bir
çalışma içinde olduğu dikkati çekmekte. Türkiye’nin yazılım
pazarındaki büyüme yüzde 30 seviyesini aşıyor. Türkiye ERP
pazarının henüz Avrupa ve Amerika’ya kıyasla çok küçük
olduğunun altını çizen Elsys Genel Müdürü Savaş Komban,
kendilerinin bunu yatırımların artacağı ve daha çok fırsat
vaat ettiği yönünde yorumladığını açıkladı. Komban, Yani
gelişim potansiyeli yüksek olan bir pazar. ERP’yi de dahil
ederek tüm yazılım pazarı açısından bakarsak, yine Avrupa ve
Amerika’daki büyüme ancak tek haneli yüzdelerde kalırken,
Türkiye’nin yazılım pazarındaki büyümesi yüzde 30 seviyesini
aşıyor. Pazarın KOBİ’lerin ve kamunun artan bilişim
yatırımlarına paralel olarak hızlı büyümesini önümüzdeki beş
yıl süresince koruyacağını öngörüyorum şeklinde görüşlerini
dile getirdi.
Pazarda önemli bir potansiyel var. Türkiye’de ERP uygulamaları
kullanımının yaygınlaştığına ve bunun da pazar açısından
önemli bir potansiyele işaret ettiğine dikkat çeken Netsis
Genel Müdür Yardımcısı Timur Turgutlu, Türkiye’de son yıllarda
büyük ölçekli şirketler ERP yatırımlarına gereken önemi
gösteriyor, KOBİ’lerde yazılım yatırımı yapma bilinci büyük
oranda oluştu. KOBİ’lerin büyüme hedefleri ile birlikte,
devletin Ar-Ge teşvik ve kredilerinin artmasıyla, oluşan
vizyon ile birlikte yatırımlara başlamasıyla ERP pazarı da
hareketlilik kazandı diyor.
30. Neden Erp
Türkiye’nin dünya ekonomisi ile entegrasyonunun son on yıla
kadar oldukça sınırlı kalması, ülkede dış kaynaklı sermaye
varlığının azlığı, kullanıcıların finansal imkanlarının az
olması Erp kavramının Türkiye’ye geç girmesine neden olmuştur.
Tarihsel olarak gelişimi geciktiren bu koşullara rağmen,
standardize edilmiş ERP çözümlerinin kullanıcıya sağladığı
katkılar ile , ERP son bir kaç yıl içinde oldukca yaygın bir
şekilde kullanılmaya başlanmıştır.
Peki Türk firmalarının neden Erp sorusuna verdikleri cevap
nedir. Çoğu imalat sektörü olmak üzere Erp kullanan firmalarda
yapılan bir ankete göre işletmelerimizi Erp ye iten başlıca
nedenler şunlardır:
• İş süreçlerinde iyileşme beklentisi. (stokların azalması
gibi)
• Birimler arasında koordinasyon sağlanması.
• Operasyonel kararlarda iyileşme ve veriye çabuk ulaşma
beklentisi.
• İşletme maliyetleri azaltma beklentisi.
• Sistemi basitleştirmek ve standartlaştırmak.
Erp Paketinin Seçimi
Yukarıdaki nedenlerden dolayı bir bir Erp çözüm paketi
kullanmaya karar verdik ancak hangi paketi kullanacağız. Yine
aynı anketten elde ettiğimiz verilere göre firmalarımız önce
maliyet demektedir. Ancak erp paketlerinin seçimindeki en
önemli konu sadece maliyet değil, bizi seçim yapmaya iten
(maliyet, satış sonrası destek, kurulum süresi gibi) tüm
kısıtların optimumunu sağlayan paketi bulmaktır.
Erp İmplementasyonu
Hangi Erp paketinin kurulacağına karar verdikten sonra
işletmeler, bu kurulumu yönetmek için bir proje grubu
oluşturmaya yöneltmektedir. İşletme içerisinde tüm birimlerden
katılımcıların olduğu bu grup fonksiyonel bir Erp nin
kurulumunda çok önemli bir görev üstlenmektedir. Bu grubun
çalışmaları Erp implementasyon süresini de doğrudan
etkilemektedir. Aşağıdaki sıralama ülkemizdeki implementasyon
gruplarının yapısını göstermektedir.
• Bilgi işlem ( %30 )
• Üst Yönetim ( %25 )
• Muhasebe/Finans ( %15 )
• Üretim/Planlama ( %9 )
• Danışman firma ( %5 )
31. Yine araştırma sonuçlarına göre, Erp kurmaya karar verdikten
ortalama 23 ay, kuruluma başladıktan sonra da ortalama 16 ay
içerisinde kurulumu tamamlamaktadırlar. Buradan çıkan bir
diğer sonuç da firmaların ERP kurmaya karar verdikten ortalama
7 ay sonra kuruluma başlamalarıdır.
Erp Kurulum Maliyetleri
Seçilen Erp çözüm paketlerinin yapılarına göre fiyatlar
değişmektedir. Ancak maliyet konusunda en önemli etken
firmanın hangi modülleri satın aldığıdır. Yani abir bir erp
yazılım maliyetinden söz etmek mümkün değildir. Satın alınan
modül sayısına göre fiyatlarda değişmektedir. Burada bilememiz
gereken şey Erp maliyetinde en önemli kalemler yazılım ve
donanımsal maliyetlerdir.
Kurulum Aşamasında Karşılaşılan Güçlükler
• Kurum çalışanlarının direnç göstermesi
• Alt yapı yetersizliği
• Danışmanlık hizmetinin yetersiz olması
• Son kullanıcıların yeterince kalifiye olmaması
Yatırımın Geri Dönüşü
Bir çok firma Erp yatırımının geri dönüşümüne ilişkin bir
değerlendirme yapamamaktadır yada bu değerlendirmeyi yapacak
alt yapıyı oluşturamamaktadır. Bu değerlendirmeyi yapan
verdikleri cevaplar ise Erp nin geri dönüş süresinin 1,8 yıl
ile 2,5 yıl arasında olduğunu ortaya çıkarmıştır.
En iyi erp yazılımları ?
En iyi erp yazılımı yoktur. Sadece size uygun olan sizin için
en iyisidir.
Erp ile crm arasındaki fark?
CRM “Müşteri İlişkileri Yönetim (MİY)” sistemi, Kurumsal
Kaynak Planlaması (ERP) yazılımı içinde bir bölüm olarak
bakabiliriz. ERP bir çatı ise onu taşıyan kolanlardan biri
CRM’dir. Bu konu ayrıca önemli bir makale başlığı.
Kriz yönetimi ve insan kaynakları ?
İnsan kaynaklarının doğru yönetimi krizlerle daha kolay
mücadele etmeyi sağlar. İnsan Kaynakları Yönetiminde; seçme,
yerleştirme, kişilerin potansiyellerini harekete geçirme
önemlidir. İnsana yatırım yapan her zaman kazanır. Seçme ile
doğru insan bulunur, yerleştirme ile kişiye doğru iş verilir ,
32. eğitimler ile gizli potansiyellerin gün yüzüne çıkarılması
sağlanır.
Kurumsal Kaynak Planlama
SAP ECC (ERP Central Component), bir hizmet veya üretim
işletmesinin tüm süreçlerinin bütünleşik bir biçimde
yönetimine imkan sağlayan bir sistemdir. Söz konusu,
işletmenin tüm süreçleri olunca, kapsam da oldukça
genişlemektedir ve günümüzde bu sistem olmadan rekabet
edebilmenin, dolayısıyla ayakta kalabilmenin imkanı yoktur.
SAP ECC (ERP Central Component), temel olarak, işletmelerin
farklı fonksiyonlarının ve departmanlarının kullandığı
enformasyonu entegre ederek tek bir kontrol
sistemine çevirmektedir. Bu da, farklı departmanların,
birbirlerinden habersiz bir şekilde bilgiyi yönetmeleri
yerine, herkesin aynı veritabanını kullanması anlamına
gelmektedir Bu şekilde, işletmede herkesin ortak bilgiye
ulaşması ve aynı dili konuşması sağlanmaktadır.Bu sayede,
işletmedeki her türlü kaynağın (insan, para, malzeme, ekipman)
verimliliğini en üst düzeye ulaştırmak amaçlanmaktadır.
Her seviyede işin tek bir küresel işletme düşüncesiyle
yürütüldüğü bu sistem sayesinde, sorunlar önceden görülerek,
gereken önlemler zamanında alınabilmektedir. Herhangi bir
noktada alınacak bir kararın işletmenin bütününe etkileri
görülebilmektedir. Bir yöntem değişikliğinin, işletmenin
küresel performansına etkisi değerlendirilebilmektedir. Her
çalışanın istediği veriye istediği zaman erişebilme olanağı,
yönetim yapısını da yalınlaştırmaktadır.
Birçok işletme, büyüyen organizasyonlarını daha etkin bir
şekilde kontrol edebilmek ve maliyetleri düşürmek için SAP
ECC çözümlerini tercih etmektedir.
SAP ECC çözümleri, Finansallar (mali muhasebe, nakit yönetimi
ve tahmini, yatırım yönetimi), İnsan Kaynakları (personel
gelişimi, personel yönetimi) , Operasyon (malzeme yönetimi,
satış dağıtım, üretim planlama, bakım ve onarım, kalite
yönetimi, depo yönetimi, müşteri hizmeti, proje sistemi)
modüllerinden oluşmaktadır.
Arete, SAP ECC çözümlerinin her modülünün uygulamasında
tecrübeli danışmanlık kadrosu ile hizmet vermektedir.
Genel Özellikler
33. Entegrasyon: SAP ECC fonksiyonlarının tümü, departmanlar
arası iş süreçlerinden oluşan bir iş akışında birleşmektedir.
SAP ECC uygulamaları aynı zamanda tedarikten teslimata kadar
uzayan lojistik bir zincir oluşturmak için, iş süreçlerini
müşteriler ve tedarikçilerle birleştirmektedir.
Fonksiyonellik: SAP ECC uygulamalarının, işletmelerdeki tüm
standart iş ihtiyaçları için anlaşılır fonksiyonellikleri
vardır. Sektörlere özgü iş süreçlerinin de eklenmesiyle, pek
çok sektörün özel ihtiyaçlarını da karşılayabilmektedir.
Esneklik: SAP ECC, esnek bir organizasyon yapısı
sağlamaktadır. Geniş bir fonksiyon ve alternatif iş süreçleri
yelpazesinden, işletmeler, ihtiyaçları olan modülleri
uygulayabilmektedirler.
Modülerlik: SAP ECC, modüler bir yapıya sahiptir. Modüller
tek başlarına kullanılabilme özelliği taşımaktadırlar.
İşletmeler ihtiyaçlarını karşılamak üzere sistemi
genişletebilmektedirler. Modülerlik özelliği işletmelere
aşamalı uygulama veya sistemin tamamının aynı anda uygulanması
olan "big bang" arasında seçim yapma olanağı tanımaktadır.
Çok yerden işletme olanağı: SAP ECC ile işletmeler, farklı
bölgelerde bulunan fabrika veya şubelerdeki iş süreçlerini
birleştirebilmektedir.
Çok sektörde işletme olanağı: SAP ECC'nin hizmet
sektöründen imalat sanayisine, özel sektörden kamu sektörüne,
oldukça geniş bir uygulama alanı vardır.
Farklı üretim tiplerini destekleme özelliği: SAP ECC,
seri üretim, kesikli üretim, montaj üretim ve proses üretim
gibi farklı üretim tiplerini desteklemektedir. Bir ürünün
hayat eğrisi boyunca bir üretim tipinden diğerine geçmesi
olasılığı, bu özelliğin önemini artırmaktadır.
Bilgiye hızlı erişim: Süreç yönelimli işlemlerde,
verimliliği artırmaktadır. SAP ECC'nin birbiriyle ilişkili
süreçleri bağlamasından dolayı, her bir çalışan gerekli
bilgiye hızlı bir şekilde ulaşmaktadır. Çalışanlar doğru
bilgiyi doğru zamanda alabilmektedirler.
Yeniden yapılanma: İşletme ihtiyaçlarını karşılamak üzere
sahip olduğu entegre süreçleriyle SAP ECC, geleneksel yapı ve
organizasyon metodlarını yeniden yapılandırma potansiyeline
sahiptir. İşletmenin temel iş süreçlerini yeniden
tasarlayarak, performansı artırmaktadır.
34. Evrensellik: SAP ECC uygulamalarının evrenselliği vardır ve
bu alanda uzman ve destek sağlamak daha kolaydır.
Arete erp danışmanlık hizmetlerinden yararlanan firmalaradan
farklı sektörlere bakıp.kazanımlar amaçalar uygulama alanları
arasındaki farkı gerebilriiz…burdan amlıyabiirizki. Tek ve iyi
bir erp yoktur. Herkesin amacaına ve işnbe uygun hale
gietirilen bir yazılım vardır.
BEYMEN (Tekstil)
Beymen Hakkında
Bugün yaratıcı düşüncenin gücünü üstün kaliteyle birleştiren
bir yaşam tarzı sunan ve modanın en yakından izlendiği
stratejik noktalarda konumlanan Beymen mağazaları yalnız
alışverişin değil, kusursuz kalitenin de çekim merkezi olan
yaşam alanları oluşturuyor. Türkiye’nin farklı noktalarında 12
Beymen Mağazası ve 22 Club mağazası ile hizmet vermektedir.
Proje Kapsamı
Her sezonda 30.000’i aşkın yeni ürünü “Beymen” kalitesi ile
müşteriye ulaştırmak, sıradan bir ERP ürünü ile mümkün
olamayacağı gibi, sıradan bir SAP kurulumu ile de olanaklı
değildir. Beymen, tüm ithalatını, yerli tedariğini ve onlarca
fason atölyedeki üretimini takip etmek, bu ürünleri tüketici
ile buluşturmak için SAP IS-AFS alt yapısını Malzeme Yönetimi
ve Üretim Planlama modülünde de SAP Türkiye ile birlikte
Arete’nin danışmanlık tecrübesini tercih etti.
Nisan 2007’de canlı kullanıma geçen proje ile tüm lojistik
süreçlerinin verimliliği, izlenebilirliği sağlanmış, güvenilir
doğru bilgi ile işletmenin hareket kabiliyeti arttırılmıştır.
Kazanımlar (Malzeme Yönetimi)
• Tüm ürün, yarımamul ve hammaddeler için IS-AFS çözümünün
getirdiği en önemli özelliklerden renk-beden, kategori ve yıl-
sezon takibi, bütün satış, planlama, tedarik ve depo
süreçlerinde kullanılmıştır.
• Beymen tüm depolama ve lojistik hizmetlerini Ekol Lojistik
üzerinden sağlamaktadır. Dolayısı ile her türlü hammadde ve
ürün için tüm depolama, sevk ve kabul işlemleri, geliştirilen
bir arayüz ile Ekol ve Beymen SAP sistemleri arasında
elektronik ortamda yürütülmektedir. Beymen tarafından
oluşturulan iş emirleri Ekol sistemlerine gönderilmekte, bu
emirlere karşılık oluşan fiili duruma ilişkin veriler (eksik-
35. fazla miktarlar, renk-beden farklılıkları, irsaliyede olmayan
malzeme vs) de yine aynı ortamda Beymen’e geri dönmekte ve
ilgili stok hareketleri de otomatik olarak yapılmaktadır.
İrsaliyeler ile fiili sayım sonucu oluşan farklar, depo içi
kalite kontrol işlemleri ve sonuçları, kodlar arası virman,
renk-beden virmanları, sayım sonuçlarının işlenmesi,
atölyelerden ürün girişleri, atölyelere hammadde sevkleri,
mağaza ve bayi sevkleri ve iadeleri, etiketleme gibi tüm
hareketler bu arayüz üzerinden otomatik olarak
gerçekleştirilmektedir. Mal kabullerinde “Put-Away” depolama
senaryolarının yanında “Flow-Through”, “Cross-Dock” gibi mal
kabul ve sevk sürecini kısaltan senaryolar da bu arayüz
kapsamındadır.
• Özellikle kumaş ve ipliklerde aynı rengin farklı tonlarını
ifade eden “Lot Takibi” yine Ekol arayüzü kapsamında ele
alınmıştır.
• Bayilerden gelen iadelerin kontrol altına alınması
sağlanmış, sevk ve iade miktarlarının tutarlı olması garanti
altına alınmıştır.
• Tüm fason üretim süreci SAP sistemi üzerinde etkin bir
şekilde takip edilebilmektedir. Üretim için atölyelere yapılan
için hammadde sevkiyatları ve atölyeler arası yarımamul
transferlerinin tümü SAP sistemi üzerinde izlenebilmektedir.
• Hammaddelerin üreticiye emanet olarak gönderildiği veya
satıldığı senaryoların gerektirdiği farklı takip ihtiyaçları,
SAP sistemi üzerinde kurgulanmış süreçler ile tam olarak
karşılanmıştır.
• Tüm üretim süreci boyunca yapılan Kalite Kontrol işlemleri
de SAP ortamında kayıt altına alınmaktadır. Hangi ürün için
hangi özelliklerin kontrolunun yapılacağı, yapılan
kontrollerin sonucu, defo nedenleri, birinci ve ikinci kalite
ürün ayrımları ve bunların fiili miktarları sistem üzerinde
takip edilmekte ve irsaliye miktarları ile
karşılaştırılmıştır.
• Beymen’in tedarikçileri ile kullandığı tüm fiyat anlaşma
türleri (döviz bazlı kur sabitleme vs.) SAP üzerinde
modellenmiştir.
• Tüm ürün ve hammadde ithalat süreci SAP sistemi üzerinde
yükleme belgesi, ithalat dosyası, beyanname bazında takip
edilebilmekte ve masrafların yüklemesi de yine bu belgeler
bazında gerçekleştirilmektedir. Geliştirilen arayüzler ile
yurtdışı tedarikçilerden elektronik ortamda alınan yükleme
36. belgesi ve fatura detayları otomatik olarak sisteme
aktarılmıştır.
• Fason üretimlere ilişkin hammadde tüketimleri, fiili
değerlere göre otomatik olarak belirlenmektedir. Bu sayede hem
hammadde stok takibinin, hem de ürün maliyetinin en güncel ve
doğru veriler ile yapılması sağlanmıştır.
• Tüm marka, fiyat, yıkama talimatı vs etiketleri ile ilgili
bilgiler SAP sistemi üzerinden takip edilmekte ve
basılmaktadır. İstendiğinde bu bilgiler elektronik olarak
başka sistemlere de aktarılabilmiştir.
• Tüm konsinye satınlama süreci SAP sisteminde takip
edilmektedir. Oluşan ve kabul edilen fiyat ve miktar
farklarının Karlılık Analizi’nde (CO-PA) de raporlanabilmesi
sağlanmıştır. Kabul edilmeyen fiyat ve miktar farkları
tedarikçiye otomatik olarak faturalanmıştır.
• Satış planlamasından hammadde satınalmasına, fason üretimden
bayi ve mağazalara sevk aşamasında kadar tüm süreçlerin her
aşamasında kullanıcı hatasını ortadan kaldıran kontroller ile
verimlilik arttırılmıştır.
• Tüm depo sevk ve iade süreçleri, Beymen’in bayi ve
mağazalarında kullandığı SAP IS-Retail sistemi ile
uyumlandırılmıştır.
Kazanımlar (Üretim Planlama)
•Satış dağıtım, malzeme yönetimi ( Stok yönetimi,
satınalma ) , ürün maliyetlendirme modülleri ile entegrasyon
sağlanmıştır
•Yıl, sezon, aşama bazında satış planlama ve üretim planlama
yapılmıştır.
•Tüm fason üretim sürecinin SAP sistemi üzerinde takibi
yapılmıştır.
•Satılacak ve emanet verilecek bileşenlerin planlanması
yapılmıştır.
•Kesim raporu ile fasonda sarf edilen malzemelerin teyit
edilmesi ve ürün ağacı güncellemeleri yapılmıştır.
•Bom kokpit ile tüm ürün ağacı kontrolleri, ürün ağaçlarının
oluşturulması, yarımamullerin oluşturulması, fiyat bakımı,
kontrolü, tedarik sürelerinin bakımı, sözleşmelerin
37. yaratılması...vb. gibi fonksiyonların tek bir yerden
yönetilmişir.
•Satıcı kapasitelerinin bakımı yapılmıştır.
•Üretim planları için kapasite yüklerinin hesaplanması ve
kapasite değerlendirmesi yapılmıştır.
YAYSAT
Yaysat Hakkında
Türkiye'de yayın dağıtımının lider kuruluşu Yaysat, 24 Eylül
1992 'de Milliyet ve Türkiye gazetelerinin ortaklığında Yayın
Satış Pazarlama ve Dağıtım A.Ş. adıyla kuruldu.
Yaysat A.Ş. dağıtım, pazarlama ve planlama işlevlerini bir
arada yürütmektedir. Yaysat AŞ'nin dağıtımını yaptığı
ürünlerin temelini, yayın olarak adlandırdığımız gazete ve
dergiler oluşturmaktadır. Bunun yanında kitap, telefon
kartları, internet paketleri gibi çeşitli ürünlerin de yurt
çapında dağıtımını yapmaktadır.
Türkiye genelinde 23 ulusal gazetenin, yerel ve bölgesel
olarak da 21 gazetenin Satış, Satış Planlaması ve Dağıtımından
sorumlu olarak çalışmaktadır. Ayrıca Resmi Gazete'nin de
ulusal dağıtımı Yaysat sorumluluğundadır.
Proje Kapsamı
Yaysat'ın karmaşık planlama ve dağıtım süreçlerinde
bütünleşmiş çalışabilecek, büyük hacimde veri ile çalışmada
performans sorunlarına yol açmayacak ERP paketi olarak SAP
seçilmiştir. Proje, Ağustos 2005'de başlamış ve Nisan 2006
itibari ile canlı kullanıma geçilmiştir. SAP Türkiye'nin çözüm
ortağı olan Arete proje kapsamında SD, MM, FI, CO, PA, TP/VS
modülleri canlı kulanıma geçirilmiştir.
Yaysat'ın satış ve dağıtım uygulaması kapsamında, tirajların
planlandığı ve bayilerin işlemlerini yürüttüğü B2B sistemi ile
entegrasyon sağlanması, satış siparişlerinin B2B sisteminden
otomatik alınması, APO (İleri Planlama ve Optimizasyon)
sisteminin entegre bir şekilde sevkıyat işlemleri, faturalama,
satıcı komisyonlarının hesaplanması gibi süreçler modellenerek
diğer işletme süreçleriyle entegre bir şekilde çalışabilir
hale getirilmiştir.
Kazanımlar
38. • B2B sistem ile entegrasyonu ile siparişlerin ve iadelerin bu
sistemden alınması müşteri, malzeme, fiyat ana verileri ile
irsaliye, fatura bilgilerinin aktarımı sağlanmıştır.
• Nakliye maliyetlerinin hesaplaması ve yayınevlerine
bildirimi sağlanmıştır.
• Karmaşık ihtiyaçlara cevap veren, hem satınalma hem de satış
süreçlerini kapsayan fiyatlandırma modeli oluşturulmuş,
birim fiyatı düşük, işlem hacmi yüksek alım/satım
işlemlerindeki yuvarlama problemi çözülmüştür.
• Yayınevi komisyon hesaplaması ve otomatik faturalaşma
işlemleri sistem üzerinde gerçekleştirilmiştir.
• Alış ve satış fiyat ve komisyon farklılıklarından oluşan
değerlerin hesaplanıp yayınevine tahakkuku ile ilgili süreç,
tüm raporlama, elektronik ortamda bildirim ve faturalaşma
işlemleri ile R/3 üzerine taşınmıştır.
• Saha temsilcisi komisyonları hesaplanmıştır.
• Yayın etiketlerinin basımı sağlanmıştır.
• Tedarikçiler ile faturalaşmada R/3 entegrasyonu kurulmuştur.
• APO TP/VS (Nakliye Planlama ve Araç Çizelgeleme) ile
entegrasyon sağlanarak Türkiye'deki bütün gazete, dergi ve
medya dışı ürün dağıtımı gerçekleştirilmiştir.
ARKAS
Firma bilgileri
Arkas Holding, uluslaararası konteyner taşımacılığından hava
ve kara taşımacılığına, liman işletmeciliğinden demiryolu
taşımacılığına kadar geniş bir iş alanında hizmet sunan,
bünyesinde 37 şirket barındıran 3500 çalışanı ile sektöründe
lider bir kuruluştur.
Uygulama
Karlılık Analizi
Uygulama Rolü
Arete danışmanları, Arkas projesindeki Karlılık Analizi (PA)
modülünün kurulumunu yapmışlardır.
Kazanımlar
Gemi taşımacılığı ve liman işletmelerine özel bir çok kavram
bulunmaktadır. Sektördeki ölçme-değerlendirme, analiz
yapılması gereken karmaşık süreçler etkin bir karlılık
analizini önemli kılmaktadır.Karlılık analizi ile elde edilen
39. verilerin güvenilirliği, muhasebe ile mutabakatı, çok boyutlu
analizlere imkan vermesi beklenmektedir.
• Yönetim raporları için gerekli kriterlerin belirlenmesi ile
farklı yazılımlardan beklenen bilgilerin ne olduğu açıkça
ortaya konmuş, şirket içi veri üretimnde eksiklerin
çıkarılması mümkün olmuştur. Bu sayede, etkin ve eksiksiz
raporlama için gerekli kontrol mantıkları sisteme
eklenebilmiştir.
• Sektöre özel 34 boyut bazında rapor alınması için gerekli
altyapı hazırlanmış, veri her nereden geliyor olursa olsun,
tutarlılık kontrollerine tabi tutulabilmiştir. Tüm bu işlemler
bütçe fiili karşılaştırmalarında daha sağlıklı bir yapı
oluşmasını sağlamıştır.
• Masraf takiplerinde etkin kontrolü sağlamak için bütçe
yönetimi devreye sokulmuş, bütçe fiili karşılaştırmaları
yapılabilmiştir.
• Masraf yeri raporlaması ile bölge masrafları
karşılaştırılması, bölüm bazlı harcamalar raporu çıkarmak
mümkün olmuştur.
• İç sipariş kullanımı ile detay bazlı özel harcamalar
incelenebilmiş, duran varlık işlemleri için analiz edilmesi
mümkün masraf takibi yapılabilmiştir.
ERP’nin Geldiği Son Nokta: MICROSOFT DYNAMICS AX
Günümüzde rekabetçi şirketler iş süreçlerini optimize etmek,
maliyetlerini kontrol altında tutmak ve çevik bir yapıya
kavuşmak için teknolojiyi etkin kullanmak zorunda. Kurumsal
sistemlerin heterojenleştiği büyük ölçekli yapılarda sistemin
tamamını kontrol edebilmek için Kurumsal Kaynak Planlaması
(Enterprise resource planning-ERP) çözümleri en önemli araçlar
haline geliyor. Her ne kadar tanımlamanın içerisinde planlama
kelimesi mevcut olsa da ERP sistemleri sadece genel planlama
fonksiyonlarını içermekle kalmıyor, iş süreçlerinin en doğru
biçimde yönetilmesine imkan veriyor.
Microsoft Dynamics çözüm ailesi içerisinde yer alan Microsoft
Dynamics AX, büyük ölçekli kurumların her türlü ihtiyacına
cevap veren, son derece etkili bir ERP çözümü. Sahip olduğu
birçok gelişmiş özelliği, güçlü yapısı ve sağladığı avantajlar
ile Microsoft Dynamics AX, teknolojiyi bir rekabet silahı
olarak gören tüm şirketlerin işlerine değer katıyor.
40. Microsoft Dynamics AX’ ın en önemli avantajlarından bir
tanesi, çevik ve rekabetçi bir kurumun gereksinim duyacağı tüm
fonksiyonları ve özellikleri bir “paket” içerisinde sunması.
Bu yaklaşım sayesinde kurumlar sadece verimli ve rekabetçi bir
yapı kazanmakla kalmıyor, bu yapıyı en uygun maliyetlerle ve
en kısa sürede oluşturma imkânına kavuşuyor. Modüler yapısı
sayesinde değişen koşullara ve ihtiyaçlara göre ölçeklenebilen
Microsoft Dynamics AX, yatırımın geri dönüşü açısından en
başarılı sonuçları ortaya koyuyor.
Microsoft Dynamics AX Size Neler Kazandıracak?
Microsoft Dynamics AX, bir ERP yazılımının kurumlara katacağı
genel avantajların yanı sıra kendi yapısal özelliklerinden
kaynaklanan birçok ilave avantaja da sahip. Özellikle kapsamlı
süreçlerle çalışan büyük ölçekli kurumlarda önemli kazanımlar
sağlayan bu avantajlar Microsoft Dynamics AX’ ı benzer
çözümlerden ayırıyor. Bu özellikler sayesinde kurumlar, klasik
bir ERP çözümünün çok daha ötesinde bir çözüme sahip olmanın
avantajlarını doyasıya yaşıyor.
Microsoft’un Uzun Vadeli Desteği Güven Veriyor
Kurumsal altyapı çözümlerinde çözümün özellikleri kadar bu
çözümü hayata geçiren üretici de son derece önemlidir. Kritik
iş süreçlerinin üzerinden aktığı bu yapının uzun vadeli
olmasının güvencesi, üretici firmanın çözüme olan inancı ve
çözüme sürekli değer katma yaklaşımıdır. Bilişim dünyasının
lider şirketi olan Microsoft, Business Solutions ürün gamına
verdiği destekle bu güveni her noktada sağlıyor. Microsoft
Dynamics AX da Microsoft’un finansal ve stratejik gücünden
aldığı destek ile pazarda her geçen gün daha güçlü bir yer
ediniyor, çözümün uzun vadeli olması garanti altına alınıyor.
Microsoft Dynamics AX kullanan şirketler, yatırımın geri
dönüşü anlamında önemli ölçüde avantaj sağlarken,
yatırımlarının uzun vadeli olmasını da garantiliyor.
Sizin Yapınıza Özel Çözüm
Microsoft Dynamics AX’ ın en önemli değerlerinden biri de çok
kolay uyarlanabilme özelliği. Yani Microsoft Dynamics AX,
sizin ihtiyaçlarınıza ve süreçlerinize en esnek biçimde yanıt
verebiliyor, size uyum sağlıyor. Klasik ERP çözümlerindeki
gibi kurumların çözüme ayak uydurması zorunluluğu Microsoft
Dynamics AX ile ortadan kalkıyor. Böylece Microsoft Dynamics
AX’ nın size sunduğu standart süreçler ile size piyasada
rekabet avantajı sağlayan ve vazgeçemediğiniz iş süreçleri bir
41. arada konfigüre edilebiliyor. Hem global bir bakış açısı hem
tamamen kendinize özgü bir yapı gerçekleştirebiliyorsunuz..
Diyelim ki şirketinizin yapısı büyüdü ve geliştiniz. Finans ve
ticaret modülünün kullanım alanını genişletmek ve
özelliklerini artırmak istiyorsunuz. Bunun için kapsamlı ve
maliyetli bir güncelleme yapmaya gerek kalmıyor. Çünkü
istediğiniz özellik yapının içerisinde ve tek yapmanız gereken
bu özelliği aktive etmek. Rekabetin son derece yoğun olduğu,
müşteri beklentilerinin ve taleplerinin sürekli değiştiği
günümüz iş dünyasında Microsoft Dynamics AX, kurumlara en üst
seviyede çeviklik ve esneklik sağlıyor.
Maliyetlerden Korkmayın
Özellikle büyük ölçekli kurumlarda ERP sistemlerinin
maliyetleri önemli boyutlara ulaşabiliyor. Maliyet denilince
akla gelen ilk kalem ilk satın alma maliyeti olsa da aslında
tüm kurumsal sistemlerde olduğu gibi ERP’de de bu maliyet
toplam maliyetin çok az bir kısmını oluşturuyor. Zaman
içerisinde yapılacak güncellemelerin, eğitim ve destek
hizmetlerinin, yeni versiyonların ve daha birçok faktörün
bileşeni olan toplam sahip olma maliyeti, asıl maliyet
değişkeni olarak görülmeli.
Microsoft Dynamics Microsoft Dynamics AX, uyumlu ve esnek
yapısı sayesinde kurulum ve canlı kullanıma geçme
maliyetlerini benzer çözümlerden çok daha uygun bir seviyede
tutuyor. İş süreçlerinizi yazılıma uydurmak için geçen süreden
çok daha kısa bir sürede, iş süreçleriniz Microsoft Dynamics
AX’ a taşınabiliyor. Diğer yandan, son derece kolay
kullanılabilen bir yapıya sahip olmasıyla birlikte eğitim
süreçlerini minimize eden Microsoft Dynamics AX, Microsoft’un
diğer uygulamaları ile entegre çalışarak verimliliği de
artırıyor. Bunların sonucunda önemli ölçüde zaman ve maliyet
tasarrufu sağlanıyor. Kullanıcıların alışık oldukları iş
süreçlerine uygun yazılım ve ekranlarla çalışmaları sayesinde,
kabullenme ve kullanım alanı maksimize ediliyor.
Her Noktada Etkileşim
Bilgi çağında yaşayan ve iş yapan şirketler için bilginin
etkin kullanımı ve paylaşımı son derece önemli. Sadece kurum
içerisinde çalışanlarla değil, kurum dışındaki müşteriler,
tedarikçiler iş ortakları gibi ilgililerle de etkin biçimde
bilgi paylaşımı gerçekleştirmek büyük avantajlara zemin
hazırlıyor. Microsoft Dynamics AX, iş süreçlerini internet
ortamına taşıyarak iletişimin hızını ve kalitesini en üst
seviyeye çıkarıyor. Ayrıca kişiselleştirilmiş, rol temelli
portal yapıları üzerinden etkileşimi mümkün kılan Microsoft