2. PEST ANALİZİ
-Genellikle bir organizasyon ya da ürünün hangi noktada olduğunu ve nereye doğru
gittiğini içeride olan olayları bir süre sonra etkileyecek olan dış çevredeki gelişmeler
çerçevesinde -tespit etmek için kullanılan bir araçtır.
-Faaliyet gösterilen çevredeki büyük resmin görülmesine ve bu çevrede
organizasyon için fırsat ve tehdit olarak algılanabilecek olan faktörlerin tespit
edilmesine yardımcı olan çok kullanışlı bir analiz aracıdır. Organizasyonun ya da
departmanın dış çevresinin iyi analiz edilmesiyle fırsatlar avantaja çevirebilir,
tehditler en aza indirilebilir.
-Özellikle pazar büyümesi yada küçülmesi ile ortaya çıkan riskleri ve bu riskler
karşısında organizasyonun pozisyonunun ne olduğunun anlaşılması için çok kullanışlı bir
araçtır.
Organizasyonu bir şekilde etkileyen dış çevre faktörleri organizasyonun kontrolü ve
etkisi dışındadır, ancak ürün geliştirme, iş planları, stratejik planlar ortaya koyma
aşamasında bilinmesi ya da tahmin edilmesi çok önemlidir. Bu inceleme ve tahmin
işlemleri için de PEST analizi çok önemli bir analiz aracı olarak karşımıza çıkar.
PEST Analizi, stratejik planlama yaparken içinde yer aldığımız çevresel faktörleri
irdelememize yarayan, bunların bizim üzerimizdeki etkilerinin neler olduğunu ve
olacağını görmekte kullandığımız ve Politik, Ekonomik, Sosyal ve Teknolojik anlamda
çevrenin ne olduğunu ve nereye gitmekte olduğunu gösteren bir analizdir
3. PEST analizi “Politik, Ekonomik, Sosyal ve Teknolojik Analizler” ifadesinin kısaltmasıdır ve stratejik yönetim süreci
için yapılan dış çevre analizinde makro düzeydeki çevresel faktörlerin analizidir. Organizasyonun dikkate alması
gereken makro düzeydeki çevresel faktörler hakkında bir resim ortaya koyar.
1- Politik (Political): 2- Ekonomik (Economic):
Siyasi etkenler, bir ülkedeki
hükümetin belirli bir sanayi dalı
üzerinde ne ölçüde etki sahibi olduğunu
ifade etmektedir. Bir hükümetin, bir
ürün ya da ürün grubuna yönelik vergi
artışına gitmesinin bir sanayi dalındaki
kuruluşların gelir kalemlerinin yapısını
değiştirebilecek önemli bir unsur olması,
bu etkene örnektir. Vergi politikaları,
mali politikalar, gümrük tarifeleri gibi
hususlar iş çevresini ve ekonomik
çevreyi büyük oranda etkileyebilecek
yapıdadır.
Ekonomik etkenler, bir ekonominin, şirketleri
doğrudan etkileyen ve uzun vadeli yansımaları olan
performansının belirleyici faktörleridir. Örneğin
herhangi bir ekonomindeki enflasyon artışı, o ekonomi
içindeki şirketlerin ürün ve hizmetlerini fiyatlandırma
çalışmalarını etkilemektedir.
Ayrıca, bu artış ve fiyatlamadaki değişiklikler,
tüketicinin alım gücünü etkilemekte ve arz/talep
modellerini de değiştirmektedir. Ekonomik etkenler,
enflasyon oranını, faiz oranlarını, döviz kuru
seviyelerini ve ekonomik büyüme şablonlarını
içermektedir. Öte yandan, “doğrudan yabancı yatırım”
da bazı sanayi dalları için olmazsa olmaz bir tahlil
konusu olmaktadır.
4. 3- Sosyolojik (Sociological):
Sosyolojik etkenler, bir pazarın sosyal
çevresinden doğmaktadır ve kültürel
eğilimler, demografik yapı ve nüfus
istatistikleri gibi belirleyicileri
bulunmaktadır.
Tatil dönemlerinde, bilhassa ABD’de artış
gösteren yüksek talep ya da Müslüman
çoğunluğa sahip ülkelerde ABD ürünlerine
karşı oluşan refleksler örnek olarak
verilebilir
4- Teknolojik (Technological):
Teknolojik etkenler, teknolojide görülen,
ve bir sanayi dalındaki operasyonları
etkileyen yenilikleri (inovasyonları)
içermektedir.
Burada bir pazardaki otomasyon
seviyesi, araştırma-geliştirme faaliyetleri
ve teknolojik farkındalıktan söz
edilmektedir.
5. 5- Yasal (Legal):
Yasal etkenlerin hem iç hem dış boyutu
bulunmaktadır. Kuruluşların kendi
politikalarını gütme iradesi olsa da bu
kuruluşların içinde oldukları ülkelerde bir
dizi kanun iş çevresini etkilemektedir.
İşte yasal tahliller, her iki hususun da
hesaba katılmasıyla birlikte kanuni
düzenlemeler ışığında şirket stratejilerinin
belirlenmesine yönelik bir çabadır.
Örneğin tüketici kanunları, güvenlik
standartları, iş kanunları gibi kanuni
düzenlemeler şirketin stratejilerini
etkilemektedir.
6- Çevresel (Environmental):
Bu etkenler, doğal çevrenin etkilediği ya da
doğal çevre tarafından belirlenen hususları
içermektedir. Turizm, tarımcılık, çiftçilik gibi
branşlar için çevresel faktörler büyük öneme
sahiptir.
İklim, hava koşulları, coğrafi konum,
küresel iklim değişikliği, çevreye verilen
zararlar karşılıkları gibi unsurlar, tamamı
olmasa da çevresel tahlilin önemli parçalarıdır.
6. BİR PESTLE ANALİZİ ÖRNEĞİ
( COCA-COLA )
Coca Cola Company için bir PESTLE analizi girişiminde bulunulmaktadır. Girişimin adından da anlaşılacağı
üzere, bu çalışmada bir deneme söz konusudur; yani detaylı ve kapsamlı bir çalışmadan ziyade bir örnek veya
bir girizgâh yapılmaya çalışılmıştır.
1. Politik ve Yasal Analiz:
Coca-Cola şirketi, küresel anlamda çok sayıda kanuna uymak durumunda kalmaktadır. Dünyada 200
ülkede satılan bir ürüne sahip olan her şirketin maruz kaldığı ya da kalabileceği yasal zorunluluklar nedeniyle
önemli bir uyum faaliyeti içinde olması gerektiği aşikârdır. Çin Halk Cumhuriyeti gibi dünyanın en büyük
pazarlardan birine girebilmesi ve burada faaliyette kalabilmesi için söz konusu ülkenin devletinden resmi izin
alması gerekmektedir.
Ayrıca, çoğu Müslüman ülkede satış yapabilmesi için “helal” sertifikasına sahip olması gerekmektedir.
Kanunlardaki değişiklikler, uluslararası su sözleşmeleri, uluslararası ticaret anlaşmaları ve dünyadaki siyasi
gerginlikler Coca-Cola’nın satışlarına doğrudan ya da dolaylı olarak ciddi etkiler yaratabilmektedir.
7. 2-Ekonomik Analiz :
Ekonomik anlamda ise Coca-Cola şirketi için en büyük iki riskten biri gelişmiş ülkelerdeki ekonomik
durağanlık ve krizler ile üretim için temel bir girdi olan mısır şurubundaki fiyat artışıdır. Ayrıca
fiyatlar genel seviyesindeki artış, ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de Coca-Cola’nın genel durumuna
etki etmektedir
3. Sosyolojik Analiz:
Sosyokültürel anlamda ise genel olarak günümüz insanının özel olaraksa gelişmiş ülkelerdeki
insanların daha sağlıklı yaşama ile ilgili kaygıları artmaktadır.
Genel olarak sağlıklı yaşama bilincinin yükseldiği bir dönemde, toplumlar tarafından “zararlı”
olarak görülen mısır şurubunun ve içeriğindeki diğer bağımlılık yapıcı maddelerin sosyokültürel anlamda
Coca-Cola’yı fazlasıyla zorladığı düşünülmektedir. Yine Müslüman ülkelerdeki Batı karşıtlığı da
sosyokültürel bir engel olarak belirmektedir.
8. 4. Teknolojik Analiz
Teknolojik anlamda, Coca-Cola’nın hızlı bir şekilde hammadde tedarik etmesi ve ürünlerini hızlıca
dağıtması göz önünde bulundurulduğunda lojistik sorunların ve dünyadaki iletim ağının durumunun önemli bir
sorun teşkil ettiği görülmektedir. Üretim zincirinde sürecin doğru bir şekilde işletilmesi için yoğun bir
teknoloji kullanımı gerektiği söylenebilir.
Burada, yenilikçi bir yaklaşım getirilmesi gerektiği ve operasyonel maliyetlerin sürekli düşürülmesine
yönelik bir yaklaşımın benimsenmesinin lazım geldiği yadsınamaz.
Coca Cola’nın hammadde tedarik sistemi ve ürünlerini “soğuk” bir şekilde tutması, “soğuk” bir şekilde
dağıtması ve “soğuk” bir şekilde sunması için kullandığı soğutma sistemleri, önemli birer maliyet unsurudur.
Hammadde tedarik sistemi için yerel üreticiler ve yerel su kaynaklarının kullanımı yöntemi
benimsenmiştir. Burada, teknolojiden ziyade iş ortaklıkları kapsamında bir “fiyat” artışı riski her zaman için
bulunmaktadır. Öte yandan, ürünlerin soğukluk durumunun etkin ve etkili bir şekilde çözülmesi büyük bir
sorun olarak belirmektedir. Coca Cola’nın “Soğuk içiniz.” tavsiyesi de dikkate alındığında, tüm üretim
sürecinin soğukluk üzerinden yeniden kurgulanmasına kadar varacak bir üretim süreci iyileştirmesi yapması
gerektiği öne sürülebilir.
9. 5. Çevresel Analiz:
Coca Cola’nın temel içerik maddesi sudur. Nüfusun giderek arttığı bir dünyada temiz suya ulaşım
ise bir insan hakkı sorunu olarak ele alınmaktadır. Bu noktada, Coca Cola’nın temel bir insan hakkı olarak
görülen temiz suya kendi ürününü üretebilmek için hayati anlamda ihtiyaç duyduğu açıktır. Coca Cola’nın
Dünya genelindeki üretim tesislerinin, yerel su kaynaklarını “kuruttuğu, azalttığı ya da fazla kullandığı”
yönündeki iddialar önemli eleştiri noktaları olarak belirmektedir. İddia edildiği üzere 3 litre su
kullanılarak 1 litre Coca Cola üretildiği esas alınırsa temiz suya ulaşımın, Coca Cola için önemi ve Coca
Cola tarafından temiz su kullanımının boyutu ortaya çıkmaktadır. Hindistan’da bir Coca Cola
fabrikası açılana (1995-2000 yılları arası ölçüme göre) kadar yerel kaynaklardaki su seviyesinin düzenli
bir şekilde “durağan” seviyede kaldığı, ancak söz konusu fabrikanın faaliyete geçmesinden sonra (1999
sonrası) yerel kaynakların su seviyelerinde 10 metreye yakın düşüşler görüldüğü kayda geçirilmiştir.
Dünyanın değişik bölgelerinde Coca Cola bu doğrultuda suçlanmaktadır. Coca Cola’nın maruz kaldığı
risklerin en büyüğü, çevresel anlamda insanoğluna zarar vermesi ve su kaynaklarını tüketmesi noktasında
yer almaktadır. Hem bilimsel veriler hem de toplumsal algının Coca Cola’nın “şeytani(evil)” bir firma olduğu
yönünde oluşması durumunda Coca Cola’nın marka itibarında düşüş görülmesi de kaçınılmazdır.
Küresel ısınmanın etkilerinin görüldüğü, hemen tüm şirketlerin ve toplumların “enerji veriminden”
ve “etkin enerji” kullanımına yöneldiği, en az karbon salınımı ile ilgili uluslararası sözleşmelerin (Kyoto
Protokolü gibi) çok daha ön plana çıktığı bir dönemde, “soğutma” sistemlerinin harcadığı enerji ve
buzdolaplarının ya da derin dondurucuların karbon salınımı noktasında birer “canavar” olması da önemli
sorun teşkil etmektedir. Çevresel etkileri göz önünde bulundurulduğunda, Coca Cola’nın üretim bantlarının,
saklama yöntemlerinin ve dağıtma yöntemlerinin hem soğutma işlemi için enerjiye ihtiyacı vardır hem de
karbon salınımı önemli boyuttadır. Bu noktada, çevresel anlamda bir risk unsurunun daha tespit edildiği
öne sürülebilir.
10. 6. Ek-Sağlık Konuları İle İlgili Analiz:
PESTLE’nin sosyolojik analiz bölümüne ya da istenirse çevresel analiz bölümüne eklenebilecek olan
“sağlık ile ilgili analiz” de günümüzde olmazsa olmaz bir tahlil unsurudur. Burada da Coca Cola’nın sağlık konularıyla
ilgili durumu incelenmiştir.
Coca Cola’nın içerik maddelerinden bir diğeri de mısır şurubudur. Mısır şurubu, mısır nişastasının bir
dizi işleme tabi tutulmasının ardından elde edilmektedir. Bu işlemler sırasında nişasta parçalanarak önce glikoza,
ardından glikoz da fruktoza dönüştürülmektedir. Mısır şurubu, yüzde 80 oranında fruktoz, yüzde 20 oranında
glikozdan oluşmaktadır. Fruktoz, glikoza göre daha güçlü bir tatlandırıcı olduğu için az miktarda kullanılması
yeterli olmakta ve üretimde maliyeti düşürücü bir konuma gelmektedir. Bununla birlikte, fruktoz temelde en hızlı
yağa dönüşen şeker türü olduğu için yağlanmaya ve dolayısıyla fruktoz tüketen insanlarda yağa bağlı kilo almaya
yol açmaktadır.
İşte burada Coca Cola’nın, içeriğindeki mısır şurubundan dolayı, vücudu yağlandırıcı ve insanları
şişmanlatıcı etkisi ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, şeker hastalığına yol açtığı ile ilgili iddialar da bulunmaktadır. Coca
Cola Dünya çapında, çocuklarda obeziteye yol açtığı, şeker hastalığını tetiklediği ve asidik yapısından dolayı vücuda
zarar verdiği yönünde eleştirilmektedir. Burada da hem bilimsel veriler hem de toplumsal algının, Coca Cola’nın
sağlığı bozan bir ürün olduğu yönüne doğru kayması önemli bir risk unsurudur.
Öte yandan, 2000’li yıllarda Coca Cola içeriğinde DDT gibi zararlı pestisitlerin bulunduğu yönündeki iddialar da
sağlık açısından olumsuz yargılar oluşturmaktadır.
11. ADI: ASLI
SOYADI: ŞENGÜL
NUMARA : 1425.14034
DERS : HALKLA İLİŞKİLERİN TEMELLERİ
ÖĞRETMEN ADI : PROF.DR.CENGİZ ERDAL