1. Rainbow bridge-TOKYO<br />JAPONYA'DAN ÖĞRENİLMESİ GEREKEN 10 ŞEY<br />(Sonuna kadar okuyunuz lutfen…)<br /> Çeviren: Erkan Altinsoy (Afette Rehber Çevirmenlik) <br />İnternette yaygın biçimde dolaşan aşağıdaki metin Japonya deneyimine ilişkin dikkate değer noktaları dile getirdiği için, Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun önerisiyle İngilizceden çevrilmiştir.<br />1. AĞIRBAŞLILIK Hiçbir dövünme ya da aşırı hareketlerle ızdırap ifade etme görüntüsü yok. Üzüntünün kendisi yüceltildi. 2. ONUR Su ve yiyecek kuyruklarındaki disiplin. Hiçbir kaba söz ya da sert el kol hareketi yok. Sakinlikleri takdire ve övgüye değer. 3. YETENEK Örneğin, inanılmaz mimarlar. Binalar sallandı ama yıkılmadı. 4. ERDEM (Bencil olmama) İnsanlar sadece o anda ihtiyaçları olan şeyleri satın aldılar, herkes bir şeyler alabilsin diye. 5. DÜZEN Hiçbir dükkan yağmalama yok. Yollarda korna çalmak, sollamak yok. Sadece anlayışlı tavırlar. 6. FEDAKARLIK Elli çalışan deniz suyu pompalamak için nükleer reaktörlerin içinde kaldı. Bunların yaptıklarının karşılığı nasıl ödenebilir? 7. DUYARLILIK Lokantalar fiyatlarında indirim yaptı. Korunmayan bir bankamatiğe hiç kimse saldırmadı. Güçlüler zayıflara baktı. 8. EĞİTİM Yaşlılar ve çocuklar dahil herkes ne yapacağını tam olarak biliyordu. Aynen de yaptılar. 9. MEDYA Bültenlerde kendilerini mükemmel bir şekilde dizginlediler. Aptalca konuşan muhabirler/spikerler yoktu. Sadece sakin bir şekilde yapılan habercilik<br />10. VİCDAN Bir mağazada elektrikler kesildiğinde, insanlar aldıkları şeyleri tekrar raflarına koydular ve sessiz bir şekilde çıktılar. Ülkeleri dev bir afete uğramış durumdaki Japon vatandaşlarından dünyanın alacağı çok dersler var.<br />Anlayacağınız Japonlar yine yaptılar yapacaklarını...<br />Bizde gündeme getirip tartışan yok ama, Batı dünyası, hele de Katrina kasırgasının ardından yaşadıklarını unutmayan Amerikalılar başta olmak üzere bütün dünya şaşkınlıkla izliyor Japonları.<br />Aslında en çok bizim üzerinde düşünüp tartışmamız lâzım.<br />O kadar büyük bir felâket yaşadılar, görüntülerde başı kesik tavuk gibi sağa sola saldırırcasına koşuşan yok. <br />Salya sümük ağlaşıp “Nerede devlet ? Yardım isteriz, şunu isteriz, bunu isteriz” diye cazgırlık eden yok.<br /> <br />Yardım dağıtım noktalarına saldıran yok. Raflarında çok sınırlı miktarda mal kalmış olduğunu bilmelerine karşın dükkânlar önündeki kuyrukları bozup da cam çerçeve kırarcasına kapılara saldıran da yok.<br /> <br />… ve Batı dünyasını en çok şaşırtıp tartıştıran durum, henüz yağmalamanın görülmemesi.<br />Aşağıdaki kaynakların en altında yer alanı, belki de en ilginç tepkiyi içeriyor. Katoliklere ait bu web sitesinde “Japonlar Hristiyan olmamasına karşın nasıl bu kadar ahlâklı olabiliyor ?” sorusu ortaya atılmış.<br />Abes bir soru. O soruyu sormak Hristiyanlara mı düşer ? Sorsak biz sorarız.<br />Gerçekten, bu “ehli kitap” kâfirler kategorisine bile giremeyen Japon toplumu nasıl bu kadar üst düzey insanî nitelikler gösterebiliyor?<br /> <br />Bir uzmanın açıklaması şöyle; “Japon ahlâkı, günah ve günah anlayışından kaynaklanan korkuya değil, “çevreden utanma” temeline dayanır”.<br /> <br />İlginç bir açıklama. Eğer öyleyse, Japonlar yine yaptı yapacağını demektir. “Ahlâklı olmak için” sadece kendi inançlarının gerekli olduğunu düşünen dünya çoğunluğunun önüne uygulamalı olarak yeni bir ‘icat’ koymuş bulunuyorlar. <br />Japonların bu yaptığı insanlığa reva mıydı ?<br />Ama n’apacaksın, ‘kâfir’ işte…<br />