Publicidad
Publicidad

Más contenido relacionado

Publicidad

Mayalar Aztekler.pptx

  1. AMERİKA UYGARLIKLARI: MAYALAR,AZTEKLER
  2. Amerika kıtasında pek çok farklı uygarlık kurulmuştur; Olmekler, Zapotekler, Mayalar, Aztekler, İnkalar... Orta Amerika’da en önemlileri M.S. 500’lerde Mayalar ile 15. ve 16. yüzyıllarda Aztekler olmuştur. Güney’de ise 12.-16. yüzyıllarda İnkalar en önemli uygarlıktır.
  3. Bunların uygarlık tarihi açısından ilginç bir boyutu Eski Dünya’dan (Avrasya ve Afrika’dan) farklı olarak kendi başlarına bir gelişme çizgisi izlemeleridir. Zira Eski Dünya ve Yeni Dünya arasındaki bağlantı Neolitik ( Yeni Taş/ Cilalı Taş)dönemden önce kopmuş ve buzullar erimeden önce Amerika’ya geçenler kendi başlarına farklı bir gelişim göstermişlerdir. Etkilenecekleri başka uygarlıklar olmamıştır. İşte bu nedenle mimari açıdan çok gelişmiş şehirler inşa etseler bile mesela tekerleği bulamamışlar ya da Amerika kıtasındakiler dışında başka uygarlıklardan ticaret ve savaş yoluyla öğrenememişlerdir.
  4. MAYALAR Mayalar, bugünkü Meksika topraklarında yaşamışlardır. Bölgenin tek halkı değildir ama bazılarınca Orta Amerika’daki ilk gerçek kent olarak nitelenen Teotihuacan (Tanrılar Kenti) Mayalar ile bağlantılı biçimde değerlendirilmeye başlanmıştır. Ancak yine de parlak bir kültüre sahip bu kentin yaratıcıları tam kesinlikle söylenemiyor. Buna karşılık bölgedeki diğer kentler ve kendisinden sonra gelen uygarlıklar üzerindeki etkisi iyi biliniyor. Tüylü Yılan (Kuetzalcoatl) kültü ve Yağmur tanrı (Tlaloc) inancı buradan Orta Amerika’ya yayılmıştır. Güneş tanrıya sistemli insan kurban etmek ve dünyanın sonunu bununla bağdaştırmak da bu kentten türemiş görünmektedir.
  5. Maya uygarlığıyla bağlantılı olabileceği için Teotihuacan ve Cuicuillo kentlerine bakmak gerekir. Cuicuillo kentinin yükselişi, M.S. 1’inci yüzyılda yanardağ patlamasıyla sona erer. Teotihuacan tek büyük güç olarak kalır. Teotihuacan’ın yükselişi ve devlete dönüşmesinde sulu tarımın büyük rolü vardır. Teotihuacan’ın ulaştığı büyüklüğü anlamak açısından kentteki yüksekliği 70 metreyi bulan Güneş Piramidi’ne bakılabilir. Örgütlenmenin ulaştığı seviyeyi ve toplumsal artı aktarımının çapını gösteren bir başka gösterge kent yöneticilerinin M.S. 300 civarında 300 yıl sürecek bir kent yenileme projesi başlatmaları ve M.S. 600’e gelindiğinde 20 kilometrelik kent alanının 18 kilometrekarelik bölümünün yenilenmesidir.
  6. Kentte bir tacirler sınıfının olduğunu, bunların devlete ait yapımevlerinde işlenen obsidyen araçları sattıkları sanılıyor. Teotihuacan’da çömlekçilik de çok gelişmiştir. Teotihuacan, M.S. 700’den sonra hızla çöker. Nüfusu 30-40 bine iner. Ancak izleri sürer. Öyle ki, Maya başkenti Tikal’deki hanedan, soyunu bu kente dayandırır.
  7. • Maya Uygarlığının Erken Dönemi Orta Amerika’da ortaya çıkartılan pek çok kent vardır ama bu kentleri belli halklarla ilişkilendirmek güçtür. Mayalar kadar Zapotekler ve Tolteklerin de bu bölgede yaşadığı biliniyor. Mayalar Nahua dili konuşuyorlardı ki, bu aynı zamanda Teotihuacan kentinde konuşulan dildi. Ancak Mayalarla aynı dili konuşan halkların M.Ö. 1500’den itibaren Orta Amerika’da yaşadıkları bilinse de, Mayaların atalarına dair bilgiler sınırlıdır.
  8. Bilinen, Maya kabilelerinin M.Ö. 1000-800 gibi toprağa yerleşerek tarım yapılan köyler kurduklarıdır. Bunlar ilk olarak orman açarak tarım yaparlar, mısır üretirler. Mısır tarımı yapılan tarlaların verimi düşünce, bu kabileler yeni bir yere giderler ve yeni bir yeri tarıma açarlar, oranın verimi düşünce de başka bir yere... Dolayısıyla yarı göçebe tarım yaparlar. Nasıl ki, buğdayın ya da pirincin nitelikleri Eski Dünya’da kurulan uygarlıklar üzerinde etkide bulunmuşsa, Yeni Dünya’da tarımı yapılan mısırın etkisi olmuştur.
  9. Mısır üretimiyle Mayalar yerleşik hayata M.Ö. 1000- 800 civarında geçmişlerdir. Kentleşme, devletleşme ve yazı kullanmaysa (toplumsal katmanlaşma ve örgütlenme, toplumsal artının aktarımı, yani uygarlık) bazı kaynaklara göre M.Ö. 300’da, bazılarına göreyse M.Ö. 100’de başlamıştır. Uzun avlulu kent mimarisi Maya kenti Tikal’de M.Ö. 100’de kullanılır. Bu aynı zamanda yazının geniş kapsamlı ve sistemli olarak kullanıldığı dönemdir. Ayrıca anıtsal yapılar da inşa edilir. Bu dönemde yoğun tarım için bataklıklar kurutulur, ormanlar tarıma açılır. Bunların sonucunda üretilen toplumsal artının katlandığını, köylerin kentlere, şefliğin devlete dönüştüğünü ve katmanlı bir toplumun ortaya çıktığını varsayabiliriz.
  10. • Erken dönem Maya kentleri Mayaların uygarlığa geçişiyle birlikte M.Ö. 300’den itibaren çeşitli kentler ortaya çıkmıştır ki, bunların önde gelenleri Cerros, Nohmul, El Mirador ve başkent Tikal’dir. Bu kentler erken dönem Maya uygarlığını yansıtırlar. Ülkelerinin fiziksel özellikleri nedeniyle, Mayalar kentlerine su sağlamak için özel yöntemler geliştirmek zorunda kalırlar. Bunlardan en yaygını olan sarnıçlara Tikal’de bolca rastlanır. Tikal’de akarsu yoktur, ama yağmur mevsimi uzun olduğu için su sarnıçlarda toplanıp dağıtılır.
  11. Cerros ve Nohmul kentleri, M.S. 3’üncü yüzyıldan sonra terk edilmeye başlanırken, aynı bölgede Tikal kenti yükselmeye başlamıştır ki, bu kent sonradan Mayaların başkenti olacaktır. Tikal’in erken dönem uygarlığı M.S. 6. ve 7. yüzyıllarda gerilemeye başlar. Bunda Caracol kentine yenilmenin payı olduğu sanılmaktadır. Ancak Tikal 8’inci yüzyıl başında toparlanır ve klasik dönem Maya kültürünün büyük sarayları ve tapınakları inşa edilir.
  12. • Erken dönem Maya uygarlığının özellikleri Bu döneme ait kentlere bakarak üç özelliği belirtmek gerekir. Bunlar kentlerin dinsel niteliği, top oyunu ve insan kurban etmedir. Maya uygarlığında din adamlarının yönetimi ağır basmaktadır. Bununla ilişkili olarak da kentler daha çok dini işlevleriyle ve yapılarıyla öne çıkarlar. Ancak son dönemlerde Maya uygarlığının askeri yönlerine de değinenler çıkmaktadır. Mayalar dâhil olmak üzere Orta Amerika’nın erken dönemine, klasik ve daha sonraki dönemlerine ölümüne oynanan bir top oyunu damga vurur. Oyunun en önemli özelliğiyse kaybeden takımın oyuncularının tanrılara kurban edilmesidir. Takımlardan biri soylulardan, ötekiyse oyuna zorlanan savaş tutsaklarından oluştuğundan kazanan aslında baştan bellidir. Halk da bu oyunları teraslardan izler. Bu oyun kozmolojik hareketlerin bir yansımasıdır. Doğru oynanırsa tanrıların öfkelerinin yatıştırıldığı düşünülür. Top oyunu Orta Amerika’daki insan kurban etme geleneğinin bir yan ürünüdür çünkü sadece oyundan sonra değil, başka törenlerde de insan kurban edilir ve bunların sayısı daha çoktur.
  13. Klasik dönem Maya uygarlığı 6. ve 7. yüzyıllarda gerileyen Tikal’in 8. ve 9. yüzyıllarda yeniden canlanması, daha ihtişamlı tapınak ve sarayların yapılması Klasik Maya uygarlığının başlangıcı sayılır. Bunun 10. ve 15. yüzyıllar arasındaki Klasik Sonrası Dönem izler. Klasik dönemin başlıca kalıntıları Tikal’dedir. Klasik döneme giriş mimari yapılara bakılarak temellendirilir. Maya klasik kültürünün bir başka önemli merkezi Copan kentidir. Burada güneş ve ayın hareketleri gözlenerek, oyma sayı karakterleriyle yılın ve ayların kaydı 632’den itibaren tutulmaya başlanır. Mayalar, bu yöndeki bilgilerini biriktirerek, ileride dünyanın en gelişmiş güneş takvimini geliştirirler.
  14. Gelişmiş bir güneş takvimi bulan Mayalar ayrıca sayılara da oldukça hâkimdirler. Eski Dünya’nın birçok uygarlığında sıfır değeri bilinmezken Mayalar sıfırı kullanmaktadır. Mayaların, sayılara ve yazıya olan ilgisini, astronomik bilgi birikimini dinsel inançlarla ilişkilendirmek mümkündür. Yazı ve resim: Yeni Dünya uygarlıklarının ‘geri’ olarak değerlendirilmesinde yazıyı kullanmamaları önemlidir. Hatta bazıları yazıyı uygarlığın olmazsa olmazı saydıklarından, onlara göre Yeni Dünya uygarlıklarından bile bahsedemeyiz. Mayalar bir yazı sistemine sahip tek Yeni Dünya toplumudur.
  15. Piramitler: Maya kentlerinde basamaklı piramitler vardır. Bunlar klasik öncesi dönemden itibaren dikiliyorlardı. Bunlar önceleri küçük ve süssüz yapılardı. Sonraları taş kabartmalarla ve sıva kabartmalarla donatıldılar. Boyutları da büyüdü. Zamanımıza kalan en büyük piramitler klasik öncesi dönemdendir. Mayaların resim sanatı da gelişmiştir. Tapınak duvarları resimlerle kaplıdır. Piramit duvarlarını geometrik desenlerle süslemişlerdir. Mayalar dünyanın dev bir kaplumbağanın sırtında durduğuna inanırlar.
  16. • Toplum yapısı Mayalar, uygarlık seviyesine ulaşmıştır. Yani toplumsal planda bir eşitsizlik söz konusudur; çalışan-çalıştıran, yöneten-yönetilen ayrımı vardır. Katmanlar arasındaki ayrım keskindir. Seçkin olmayanların arasında da önemli eşitsizlikler vardır. Kent halkı ile çevredeki köylerde yaşayanlar farklı statüdedir. Seçkinlerse egemen hanedan üyelerinin yanı sıra yüksek kamu yöneticiliği yapan (ahau denen) soylulardan oluşur. Bunun yanında yerel yöneticiliğe atanan (sahal denen) soylular ve kır seçkinleri de vardır. Emekçiler söz konusu olduğundaysa üç kesim öne çıkar: 1) Zanaatçılar ve tacirler, 2) Nitelikli (kalifiye) işçiler, 3) Niteliksiz emekçiler
  17. • Maya düşüncesi Ekonomisi tarıma dayanan Mayaların dinsel ideolojisi güçlüdür. Tarımla ilgili doğal güçler insanbiçimli aşkın öznelere dönüşmüşlerdir; yağmur tanrısı buna örnek verilebilir. Bunun yanında tüylü yılan gibi hayvan ya da kartal-insan gibi hayvan-insan karışımı tanrılar da vardı. Ayrıca Güneş, Ay ve Venüs, Mayaların en önem verdikleri tanrıları oldular. Maya tanrıları arasında “intihar tanrısı” gibi (bize göre) ‘garip’ olanları da vardır. Mayalara göre baştanrı Itzamna, yiyecek veren, tıbbın koruyucusu olan, yazıyı bulan tanrıdır. Maya mitosu: Popol Vuh (Öğütler Kitabı) Mayalarda bir kimsenin kendi kanını akıtması, tanrıları besleyerek hoşnut etmenin en etkili yolu olarak görülmektedir.
  18. • Mayaların Sonu Başkent Tikal, Klasik Dönem sonunda (yani dokuzuncu yüzyılda) 50 bin nüfusuyla çok büyük bir kenttir. Ancak bu dönemden sonra nüfusu azalır. Ancak çöküşün bir bütün halinde olduğunu söylemek mümkün değildir çünkü kentlerin çoğu gerilerken, El Tajin gibi bazıları da bu dönemde yükselmişlerdir. Bunların düşüşü daha geç bir tarihtedir. Çöküşe ilişkin olarak veba gibi salgın hastalıkları vurgulayanlar olduğu gibi kuraklığa, istilaya ve devrime de vurgu yapanlar vardır. Ancak tüm bunlar doyurucu değildir.
  19. AZTEKLER Amerika’da uygarlığa en son geçen halk Azteklerdir. 13 yüzyıl başlarında, Aztekler güneyden gelerek Orta Amerika’daki Meksika Vadisi’ne girerler. Texcoco Gölü kıyılarına yerleşmeye çalışırlar. Bir-iki yüzyıl içinde Olmeklerden, Teotihuacan’dan, Mayalardan gelen uygarlığı özümseyerek daha ileri taşırlar. Ancak yazıyı dışarıda bırakırlar. Ayrıca Amerika kıtasının en büyük imparatorluğunu kursalar bile geçmişlerinden gelen savaşçı ve yağmacı yaşamdan vazgeçmezler.
  20. Verimsiz topraklara (Texcoco Gölü çevresi ) yerleşen Aztekler çevredeki topluluklarla savaşırlar. Aynı zamanda alışveriş ilişkisine de girerler. Gölde balıkçılık yaparlar, bataklıklarda bahçıvanlığa soyunurlar. Tarım yapmak için de yüzer tarlalar kurarlar. Bataklık kıyısından kamışları kestikten sonra bunları hasır şeklinde örerler. Herbiri bir metrekare olan onbinlerce hasırı suyun yüzeyine dizerler. Kıyılara taş çapa bağlarlar. Sonrada gölden çıkardıkları batağı hasırların yüzeyine sürerler ve ekin ekerler. Yani Aztekler karşılaştıkları meydan okumaya çözüm üretirler. Bu büyük çaplı bir iştir ve karmaşık örgütlenme gerektirdiği açıktır.
  21. Başta yüzer tarlalardan aldıkları ürünü ve tuttukları balıkları satarak taş, kereste ve dokuma alan Aztekler zamanla güçlenirler. Göl ortasındaki adaları dolgu yollarla kıyıya bağlarlar. Tatlı suyu yine kanallarla getirirler. Gölde ulaşımı kanolarla sağlarlar. Aztekler çevre halkları haraca bağlamışlar ve bu haracı da kendilerine göre meşrulaştırmışlardır. (Güneş Tanrı’yı insan kurbanların yüreğiyle ve kanıyla besleyerek solmasını önlemek gerekmektedir. ) Aztekler ele geçirdikleri yerlerde haraç toplayan kışlalar kurarlar. Buralara alışveriş noktaları kurup, tacir kolonileri de yerleştirirler. Son Aztek İmparatoru 2. Montezuma (1503-1520) döneminde imparatorluk 371 haraç bölgesine ayrılmıştır. Tenochtitlan’daki pazar yerlerinde alışverişler para yerine kullanılan kakao taneleriyle yapılır.
  22. Aztekler, Yeni Dünya’nın en karmaşık uygar toplumu olsalar da, metal üretimi, savaş araçlarına, tekerleğe ve yazıya sahip değillerdir. Diğer kentleri savaş baltaları kullanarak haraca bağlamışlardır. Azteklerden kalan yazısız ve resimli, kodeks formatlı kitaplardan Azteklerin bir imparatoru olduğunu, bunun dört kabilenin şeflerinden oluşan dört kişilik bir seçiciler kurulu tarafından seçildiğini anlıyoruz. İmparatorlukta egemen halk Tenochualar’dır. Tenochua kökenli din adamları ve savaşçılar egemen kesimi oluşturur. Egemen katmanın altında yönetilen köylüler vardır. Bunların arasında zanaatçılar ve tacirler vardır ama bunlar bir katman oluşturacak nitelikte ve nicelikte değildir.
  23. Azteklerde savaş başarıları sayesinde toplumsal statü yükselebilir. Büyük araziler hanedan kökenli soylu sınıfa aittir; ama başarılı savaşçılara da küçük araziler ödül olarak verilir. Uyruk halklar doğrudan Azteklerce yönetilmezler. Uyruklar haraca (vergiye) bağlandıktan ve kurban olarak alındıktan sonra kendi başlarına bırakılırlar. Aztekler, farklı etniklerin ve kültürlerin birarada yaşadığı imparatorlukta disiplini katı bir hukuk sistemi sayesinde sağlamışlardır.
  24. SON
Publicidad