SlideShare una empresa de Scribd logo
1 de 3
AYNALAR;

Dinle:
Söyleyen bildiğini söyler,
Dinleyen bilmediğini öğrenir
İki kulak bir ağız bunun içindir
Söz gümüş ise sükût altındır,
Uzlet bir yerde sessizliğin içinde kendi sesini dinlemek demektir.

Bu nedenle önce avama hitap edilir
Havassa hitap avama hitabın satırlarına mündemiçtir.
Misal avama,
İzah havassa hitap tarzıdır.

Fıtrat: Eldeki kaynaklara göre bu kelimenin Kuran’dan başka önce bir geçmişi yok. İlk kez
Kuranda geçmekte. Fıtrat: Yaratmak ama bir geçmişi olmaksızın yaratmak demektir. Bir
ayette Din Fıtratullah’dır şeklinde geçer. (RUM/30)

İnsana ait özel bir yaradılış şekli vardır.
İnsanın fıtratı demek, insanın yaradılışındaki özellikler demektir (İbnül Esir. s. 14). Bir buluş,
yeni bir şey icat etmek, orijinalite demektir. İbnül Esir El Nihaye kitabında ilk yaratılış olarak
bahseder. Bundan maksatla takliti ve benzeri yok demektir. Yani örneksizdir. Bundan her
fert ve oluşun orijinal olduğuna, eşi ve benzerinin olmadığı hükmüne varırız.

Aynalar: Âlemler, Allahu tealanın isimlerinin ve sıfatlarının bir görünüşü olduğu, bunların
Allahın zatı ile doğrudan bir münasebeti bulunmadığı, yalnız onun mahluku olduklarının
unutulmamalıdır. O halde; bütün Alem, Allahu Tealanın isimlerinin ve sıfatlarının
AYNALARIDIR. Bütün alemler kapalı bir hazine, örtülü bulunan bir SIR dır. Mesnevi
başlangıcında buna “Sırrı bu aklın bilinmez akl ile tek müşteri kulaktır ancak dile“ diyerek 5
duyu ile algılanmayacak kadar muhteşem olduğunu vurgular.

AYNALARDA TAM VARLIK: Tam yokluğun karşılığıdır. Vacibul Vücudun hakikatidir.
Her iyiliğin ve üstünlüğün tam kendisidir. Bu nedenle; bu vücudun karşılığı olan Âdemde
hiçbir şeye bağlılık ve benzerlik yoktur.

Bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunamayacağı aşikardır. Kısaca İLAHİ HAKİKAT
ZANLA BİLİNMEZ.
O halde. Önce; İmanı billah-→ Marifetullah→ Muhabbetullah→ ve Lezzeti Nurani olarak
tanımlarsak, TANIMAK, BİLMEK, SEVMEK ve LEZZET ALMAK olarakda
sıralayabiliriz.

Evet, İnsan Hakikatini iki şeyle göremeyebilir:

1-Ya göz alıcı bir aydınlıkta olur öyle göremez
2- Yâda Karanlıkta bırakan çokluk (kesret) âleminde kaldığı için gerçeği fark edemez.
Bu âlem bizlere perde olur. Eğer bizler bu perdeleri bilir isek, seversek sesimiz bu perdeleri
yırtar. Buda Aşkın mahremi ve SIRDAŞI olmak demektir.

O halde gelelim AKLA:
Sezgi, anlayış, buluş ve biliş kabiliyeti demektir.
Ama AŞKI asla ne anlar, ne sezer, ne bulur. Çünkü Akıl; Çevreye, bilgiye, görgüye bağlıdır.
Aşkı bunlar bağlar. Hareketine engel olur. Akla dayanan, akla güvenen insanda benlik,
bencillik oluşur.
Aşk ise bütün bunları çözer. Söze müşteri nasıl kulak ise aşk asla bu tip organlara ihtiyaç
duymaz. ( bazen anlamamak dahi anlamanın kapısında olmak demektir) şimdi Atasözümüzü
diyebiliriz: En büyük İDRAK, İDRAKİN İDRAKSİZLİĞİDİR.

Aklın malzemesi maddedir. Maddeyi mananın içine götüremez, Ancak sezebilir.
Kamil İnsan sesinden anlaşılır, sözünden bilinir.(Hz. ALİ)

Sözler iç manayı dışa verir, tıpkı küpün içindekini dışına vurması sızdırdığı gibi.
“ Ya konuş İstifade Etsinler, bilmiyorsan sus sana İNSAN desinler”.atasözümüz bu nedenle
önemlidir.

Mevlana ömrünün bir kısmını, ilim öğrenmek ve öğretmeye (NASILA cevap bulmaya
Zahire), bir kısmını da irfan tahsiline ve ehli irfan yetiştirmeye (NİÇİNE—BATINI) adamış
ve İslama hizmet etmiştir.

Çünkü:
Nasıl İnsanı Âlim, Niçin insanı ARİF eder
Nasılla madde(bilgi- hadise), niçinle Mana (hikmet) anlaşılır
Nasılla dışa, Niçinle içe
Nasılla suret, Niçin le Siret süslenir.
Nasılla maddi makam ve mevkiler, Niçin le manevi makam ve mevkiler
Nasılla vücudumuzu , Niçinle ruhumuzu koruruz
Nasıl basara cevap verir, Niçin Basirete

Madde mananın kesafeti nispetinde yoğunlaşmış şeklidir. Madde inceldikçe karşımıza mana
çıkar. Zaten madde mananın görünür hal almasından ibarettir. Şundan emin olmak gerekir ki
suret olmadan manalar ebdiyyen bilinmez. ve her zahir oluş, dış ifade,pırıltı,şekil,istif
sezginin aynı olan sezilen mananın sezgisidir.bütün insanların anlaşması mümkündür. Bunun
için ortak “sembole” ihtiyaç vardır. O sembol ise İslam dır. Aynı şekilde üzerinde durulmayan
kavram “sembol şahıstır” yani fikirden dolayı sembolleşen şahıs.

Mevlana Mesnevide ne demişti? İlmi eğer akla ,maddeye vurursan YILAN olur, kalbe
vurursan YAR olur demiştir.( Yani nasıldan niçine geçemezsen kabuktan öze inemezsen
maddede manayı bulamazsın). “ Ey kardeş sen manadan ibaretsin, üstünlüğün ancak
tefekkürden ibarettir. Üst tarafın kemik ve sinir onlar hayvanlarda da var” diyerek vurgu
yapmıştır.

Allah, sizin görünüşünüze hareketlerinize değil önce niyetlerinize bakar. Hükmünü tekrarlar
Hz. Mevlana.Bu nedenle ilim çeşitlerine göz atmamız gerekecek: 2. Çeşit ilim vardır.

Kesbi ilimler                       Vehbi ilimler

Malumat                              Düstur
İdealist                             Realist
Temenni eder (irade edemez)          İrade edebileceğini temenni eder
Hâdi’dir                             Hem Hâdi hem de Mehdidir
Nakil dini olan İslamı akıl idrak eder, çünkü nakil akla muhalif değildir.
Akıl denen şey, seziş, anlayış, biliş ve buluş kabiliyetidir.
Kısaca; bil---------tanı---------sev--------ol
İmanı billâh—marifetullah---muhabbetullah—lezzeti nurani’yi tekrar ediyoruz.

Mesnevi bu nedenle lezzetler sunan gül yağıdır.
Kuran ise gül bahçesidir. hem gül, hemde ona şekil hem de ruhu vardır
Gül yağı yalnızca ruhtur.

 Varlığımızın temelinde mutlu olmak vardır. Mutlu olmak ise erdemlilikte yatar. Erdemli
olmanın kaynaklarını ilimde ve edep de ararız. Edebi olmayanın ne ilmi ne tefeekürü ne
hikemiyatı vardır. O halde EDEB her şeyden üstündür.

İlim bahsine gelince tefekkürü esas alıyoruz. Tefekkür; elde edilmek istenen için, ilim için,
iki şey (ilim)arasında birleştirmek demektir.

Batı tefekkürünün zirve isimlerinden biri olan Hegel; - zamanın akışı içinde son felsefe,
kendinden önceki tüm felsefi akımların bir sonucu olup hepsinin ilkelerini kendinde
toplamaktır.” Demektedir.

Kendinden önceki tüm düşüncelerin ilkelerini kendinde toplamak mümkün değildir. Çünkü
ayrı ayrı uygunluk noktaları vardır. Yani, hiçbiri topyekün zaman mekâna şamil değildir.
Kısaca “mutlak” değildir. Öyle ise olması gereken “ Mutlak fikir” sahibi olmak gerekir.
Buna mecbur ve mahkûmuz.

Göthe;”insanlar buluğ çağında ıstırap çekerler, dehalar ise yeniden yeniden çekerler.”demiştir.
Erdem sahibi olan insan ise, her dem çekmelidir. Üstad NFK. Bunu fikirden fikre girdim
böylece, gördüm ki yokmuş tabiat da fikirden büyük işkence… diyerek bunu özetlemiştir.

Konumuzu zaman bendedir ve mekân bana emanettir şuurunda bir gençlik ve anlayışa
ihtiyacımız olduğuna işaretle bu sohbetimizi tamamlamak istiyorum

Sevgi ve saygılarımla…
Prof. Dr. İsmail Hakkı NUR

Más contenido relacionado

Destacado (6)

Renal Sistem Embryolojisi (Prof. Dr. İsmail Hakkı NUR)
Renal Sistem Embryolojisi (Prof. Dr. İsmail Hakkı NUR)Renal Sistem Embryolojisi (Prof. Dr. İsmail Hakkı NUR)
Renal Sistem Embryolojisi (Prof. Dr. İsmail Hakkı NUR)
 
Genital Sistem Embryolojisi (Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)
Genital Sistem Embryolojisi (Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)Genital Sistem Embryolojisi (Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)
Genital Sistem Embryolojisi (Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)
 
Anatomi̇ye Gi̇ri̇ş (Prof. Dr. İsmail HakkıNUR)
Anatomi̇ye Gi̇ri̇ş (Prof. Dr. İsmail HakkıNUR)Anatomi̇ye Gi̇ri̇ş (Prof. Dr. İsmail HakkıNUR)
Anatomi̇ye Gi̇ri̇ş (Prof. Dr. İsmail HakkıNUR)
 
KALP, GENEL DOLAŞIM ve LENF ( Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)
KALP, GENEL DOLAŞIM ve LENF  ( Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)KALP, GENEL DOLAŞIM ve LENF  ( Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)
KALP, GENEL DOLAŞIM ve LENF ( Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR)
 
Kasların Yapısı-Tipleri-Fonksiyonu-Anatomisi
Kasların Yapısı-Tipleri-Fonksiyonu-AnatomisiKasların Yapısı-Tipleri-Fonksiyonu-Anatomisi
Kasların Yapısı-Tipleri-Fonksiyonu-Anatomisi
 
Anatomiye giris
Anatomiye girisAnatomiye giris
Anatomiye giris
 

Más de Veteriner Fakültesi.Anatomi Anabilim Dalı

Veterinary Anatomy, Extramitas cranialis and caudalis (Prof. Dr. Ismail Hakki...
Veterinary Anatomy, Extramitas cranialis and caudalis (Prof. Dr. Ismail Hakki...Veterinary Anatomy, Extramitas cranialis and caudalis (Prof. Dr. Ismail Hakki...
Veterinary Anatomy, Extramitas cranialis and caudalis (Prof. Dr. Ismail Hakki...Veteriner Fakültesi.Anatomi Anabilim Dalı
 

Más de Veteriner Fakültesi.Anatomi Anabilim Dalı (12)

Beş duyu (Aesthesiologia)
Beş duyu (Aesthesiologia)Beş duyu (Aesthesiologia)
Beş duyu (Aesthesiologia)
 
Hormonlar hakkında genel bilgiler bulunur
Hormonlar hakkında  genel  bilgiler bulunurHormonlar hakkında  genel  bilgiler bulunur
Hormonlar hakkında genel bilgiler bulunur
 
TOPOGRAPHİC ANATOMY (Baş-Boyun-Göğüs- epidural anestezi dahil).pdf
TOPOGRAPHİC ANATOMY  (Baş-Boyun-Göğüs- epidural anestezi dahil).pdfTOPOGRAPHİC ANATOMY  (Baş-Boyun-Göğüs- epidural anestezi dahil).pdf
TOPOGRAPHİC ANATOMY (Baş-Boyun-Göğüs- epidural anestezi dahil).pdf
 
Topografik regio capitis -ders sunuları.pdf
Topografik regio capitis -ders sunuları.pdfTopografik regio capitis -ders sunuları.pdf
Topografik regio capitis -ders sunuları.pdf
 
Uriner sistem
Uriner sistemUriner sistem
Uriner sistem
 
Solunum ve sindirim
Solunum ve sindirim Solunum ve sindirim
Solunum ve sindirim
 
Osteoloji kemiğin yapısı
Osteoloji kemiğin yapısıOsteoloji kemiğin yapısı
Osteoloji kemiğin yapısı
 
SANATSAL(ARTİSTİK) ANATOMİ
SANATSAL(ARTİSTİK)  ANATOMİSANATSAL(ARTİSTİK)  ANATOMİ
SANATSAL(ARTİSTİK) ANATOMİ
 
Columna Vertebralis (Prof. Dr. İsmail Hakkı NUR)
Columna Vertebralis (Prof. Dr. İsmail Hakkı NUR)Columna Vertebralis (Prof. Dr. İsmail Hakkı NUR)
Columna Vertebralis (Prof. Dr. İsmail Hakkı NUR)
 
GENİTAL ORGANLAR (Prof. Dr. İsmail Hakkı NUR)
GENİTAL ORGANLAR   (Prof. Dr. İsmail Hakkı NUR)GENİTAL ORGANLAR   (Prof. Dr. İsmail Hakkı NUR)
GENİTAL ORGANLAR (Prof. Dr. İsmail Hakkı NUR)
 
Arthrologia and General Myologia (Prof. Dr. Ismail Hakki NUR)
 Arthrologia and General Myologia (Prof. Dr. Ismail Hakki NUR) Arthrologia and General Myologia (Prof. Dr. Ismail Hakki NUR)
Arthrologia and General Myologia (Prof. Dr. Ismail Hakki NUR)
 
Veterinary Anatomy, Extramitas cranialis and caudalis (Prof. Dr. Ismail Hakki...
Veterinary Anatomy, Extramitas cranialis and caudalis (Prof. Dr. Ismail Hakki...Veterinary Anatomy, Extramitas cranialis and caudalis (Prof. Dr. Ismail Hakki...
Veterinary Anatomy, Extramitas cranialis and caudalis (Prof. Dr. Ismail Hakki...
 

MESNEVİ'DEN DAMLALAR... (Prof. Dr. Ismail Hakkı NUR)

  • 1. AYNALAR; Dinle: Söyleyen bildiğini söyler, Dinleyen bilmediğini öğrenir İki kulak bir ağız bunun içindir Söz gümüş ise sükût altındır, Uzlet bir yerde sessizliğin içinde kendi sesini dinlemek demektir. Bu nedenle önce avama hitap edilir Havassa hitap avama hitabın satırlarına mündemiçtir. Misal avama, İzah havassa hitap tarzıdır. Fıtrat: Eldeki kaynaklara göre bu kelimenin Kuran’dan başka önce bir geçmişi yok. İlk kez Kuranda geçmekte. Fıtrat: Yaratmak ama bir geçmişi olmaksızın yaratmak demektir. Bir ayette Din Fıtratullah’dır şeklinde geçer. (RUM/30) İnsana ait özel bir yaradılış şekli vardır. İnsanın fıtratı demek, insanın yaradılışındaki özellikler demektir (İbnül Esir. s. 14). Bir buluş, yeni bir şey icat etmek, orijinalite demektir. İbnül Esir El Nihaye kitabında ilk yaratılış olarak bahseder. Bundan maksatla takliti ve benzeri yok demektir. Yani örneksizdir. Bundan her fert ve oluşun orijinal olduğuna, eşi ve benzerinin olmadığı hükmüne varırız. Aynalar: Âlemler, Allahu tealanın isimlerinin ve sıfatlarının bir görünüşü olduğu, bunların Allahın zatı ile doğrudan bir münasebeti bulunmadığı, yalnız onun mahluku olduklarının unutulmamalıdır. O halde; bütün Alem, Allahu Tealanın isimlerinin ve sıfatlarının AYNALARIDIR. Bütün alemler kapalı bir hazine, örtülü bulunan bir SIR dır. Mesnevi başlangıcında buna “Sırrı bu aklın bilinmez akl ile tek müşteri kulaktır ancak dile“ diyerek 5 duyu ile algılanmayacak kadar muhteşem olduğunu vurgular. AYNALARDA TAM VARLIK: Tam yokluğun karşılığıdır. Vacibul Vücudun hakikatidir. Her iyiliğin ve üstünlüğün tam kendisidir. Bu nedenle; bu vücudun karşılığı olan Âdemde hiçbir şeye bağlılık ve benzerlik yoktur. Bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunamayacağı aşikardır. Kısaca İLAHİ HAKİKAT ZANLA BİLİNMEZ. O halde. Önce; İmanı billah-→ Marifetullah→ Muhabbetullah→ ve Lezzeti Nurani olarak tanımlarsak, TANIMAK, BİLMEK, SEVMEK ve LEZZET ALMAK olarakda sıralayabiliriz. Evet, İnsan Hakikatini iki şeyle göremeyebilir: 1-Ya göz alıcı bir aydınlıkta olur öyle göremez 2- Yâda Karanlıkta bırakan çokluk (kesret) âleminde kaldığı için gerçeği fark edemez. Bu âlem bizlere perde olur. Eğer bizler bu perdeleri bilir isek, seversek sesimiz bu perdeleri yırtar. Buda Aşkın mahremi ve SIRDAŞI olmak demektir. O halde gelelim AKLA: Sezgi, anlayış, buluş ve biliş kabiliyeti demektir.
  • 2. Ama AŞKI asla ne anlar, ne sezer, ne bulur. Çünkü Akıl; Çevreye, bilgiye, görgüye bağlıdır. Aşkı bunlar bağlar. Hareketine engel olur. Akla dayanan, akla güvenen insanda benlik, bencillik oluşur. Aşk ise bütün bunları çözer. Söze müşteri nasıl kulak ise aşk asla bu tip organlara ihtiyaç duymaz. ( bazen anlamamak dahi anlamanın kapısında olmak demektir) şimdi Atasözümüzü diyebiliriz: En büyük İDRAK, İDRAKİN İDRAKSİZLİĞİDİR. Aklın malzemesi maddedir. Maddeyi mananın içine götüremez, Ancak sezebilir. Kamil İnsan sesinden anlaşılır, sözünden bilinir.(Hz. ALİ) Sözler iç manayı dışa verir, tıpkı küpün içindekini dışına vurması sızdırdığı gibi. “ Ya konuş İstifade Etsinler, bilmiyorsan sus sana İNSAN desinler”.atasözümüz bu nedenle önemlidir. Mevlana ömrünün bir kısmını, ilim öğrenmek ve öğretmeye (NASILA cevap bulmaya Zahire), bir kısmını da irfan tahsiline ve ehli irfan yetiştirmeye (NİÇİNE—BATINI) adamış ve İslama hizmet etmiştir. Çünkü: Nasıl İnsanı Âlim, Niçin insanı ARİF eder Nasılla madde(bilgi- hadise), niçinle Mana (hikmet) anlaşılır Nasılla dışa, Niçinle içe Nasılla suret, Niçin le Siret süslenir. Nasılla maddi makam ve mevkiler, Niçin le manevi makam ve mevkiler Nasılla vücudumuzu , Niçinle ruhumuzu koruruz Nasıl basara cevap verir, Niçin Basirete Madde mananın kesafeti nispetinde yoğunlaşmış şeklidir. Madde inceldikçe karşımıza mana çıkar. Zaten madde mananın görünür hal almasından ibarettir. Şundan emin olmak gerekir ki suret olmadan manalar ebdiyyen bilinmez. ve her zahir oluş, dış ifade,pırıltı,şekil,istif sezginin aynı olan sezilen mananın sezgisidir.bütün insanların anlaşması mümkündür. Bunun için ortak “sembole” ihtiyaç vardır. O sembol ise İslam dır. Aynı şekilde üzerinde durulmayan kavram “sembol şahıstır” yani fikirden dolayı sembolleşen şahıs. Mevlana Mesnevide ne demişti? İlmi eğer akla ,maddeye vurursan YILAN olur, kalbe vurursan YAR olur demiştir.( Yani nasıldan niçine geçemezsen kabuktan öze inemezsen maddede manayı bulamazsın). “ Ey kardeş sen manadan ibaretsin, üstünlüğün ancak tefekkürden ibarettir. Üst tarafın kemik ve sinir onlar hayvanlarda da var” diyerek vurgu yapmıştır. Allah, sizin görünüşünüze hareketlerinize değil önce niyetlerinize bakar. Hükmünü tekrarlar Hz. Mevlana.Bu nedenle ilim çeşitlerine göz atmamız gerekecek: 2. Çeşit ilim vardır. Kesbi ilimler Vehbi ilimler Malumat Düstur İdealist Realist Temenni eder (irade edemez) İrade edebileceğini temenni eder Hâdi’dir Hem Hâdi hem de Mehdidir
  • 3. Nakil dini olan İslamı akıl idrak eder, çünkü nakil akla muhalif değildir. Akıl denen şey, seziş, anlayış, biliş ve buluş kabiliyetidir. Kısaca; bil---------tanı---------sev--------ol İmanı billâh—marifetullah---muhabbetullah—lezzeti nurani’yi tekrar ediyoruz. Mesnevi bu nedenle lezzetler sunan gül yağıdır. Kuran ise gül bahçesidir. hem gül, hemde ona şekil hem de ruhu vardır Gül yağı yalnızca ruhtur. Varlığımızın temelinde mutlu olmak vardır. Mutlu olmak ise erdemlilikte yatar. Erdemli olmanın kaynaklarını ilimde ve edep de ararız. Edebi olmayanın ne ilmi ne tefeekürü ne hikemiyatı vardır. O halde EDEB her şeyden üstündür. İlim bahsine gelince tefekkürü esas alıyoruz. Tefekkür; elde edilmek istenen için, ilim için, iki şey (ilim)arasında birleştirmek demektir. Batı tefekkürünün zirve isimlerinden biri olan Hegel; - zamanın akışı içinde son felsefe, kendinden önceki tüm felsefi akımların bir sonucu olup hepsinin ilkelerini kendinde toplamaktır.” Demektedir. Kendinden önceki tüm düşüncelerin ilkelerini kendinde toplamak mümkün değildir. Çünkü ayrı ayrı uygunluk noktaları vardır. Yani, hiçbiri topyekün zaman mekâna şamil değildir. Kısaca “mutlak” değildir. Öyle ise olması gereken “ Mutlak fikir” sahibi olmak gerekir. Buna mecbur ve mahkûmuz. Göthe;”insanlar buluğ çağında ıstırap çekerler, dehalar ise yeniden yeniden çekerler.”demiştir. Erdem sahibi olan insan ise, her dem çekmelidir. Üstad NFK. Bunu fikirden fikre girdim böylece, gördüm ki yokmuş tabiat da fikirden büyük işkence… diyerek bunu özetlemiştir. Konumuzu zaman bendedir ve mekân bana emanettir şuurunda bir gençlik ve anlayışa ihtiyacımız olduğuna işaretle bu sohbetimizi tamamlamak istiyorum Sevgi ve saygılarımla… Prof. Dr. İsmail Hakkı NUR