2. univerist.com
• Davranışçı terapilerden bahsedildiğinde ilk akla gelen isimler meşhur
Rus Fizyoloğu Ivan Pavlov ve ABD’li psikolog Edward Thorndike’dir.
• Her iki araştırıcı da öğrenme fizyolojisi ve psikolojisi üzerine çalışmışlar;
Pavlov’un klasik şartlandırması ile Thorndike’nin operant şartlandırması
bizlere çok şey öğretmiştir.
• Temel amaçları öğrenme yolu ile bir takım olumsuz davranışları
düzeltmeye çalışmışlardır.
3. univerist.com
• Öğrenme ile ilgili bir çok konuyu açıklığa kavuşturmalarına rağmen,
sadece etki tepki prensibi çerçevesinde insan davranışlarını anlamak
mümkün değildir.
• İnsan daha karmaşık, kompleks ve holistik bir ruh dünyasına sahiptir.
• Davranışçılara göre kişi bir takım olumsuz davranışlar elde etmişse,
bunların tamamını öğrenme yoluyla elde etmiştir.
4. univerist.com
Davranışçı tedaviler, bireyin kendisinin far
kında olduğu ve başkaları tarafından
gözlenebilir davranışlarıyla ilgilenir.
Davranışçı tedavilerde bilimsel bir yaklaşım
izlenir. Tedavinin amaçları ve yöntemi
önceden belirlenmiştir. Tedavinin etkinliği ve
sonuçları objektif olarak değerlendirilebilir.
Tedavi alan kişinin güncel sorunları ve
bunları etkileyen faktörler üzerinde durulur.
Bu yönüyle diğer tedavilerden oldukça
farklıdır.
Tedavi sırasında, davranışı sürdüren
faktörlerle ilgili sürekli bir ölçmeye
değerlendirme yer alır. Böylelikle tedavi süreci
içinde ve sonucunda ortaya çıkan davranışsal
değişimler değerlendirilebilir.
5. univerist.com
Davranışçı tedavilerin eğitici bir yönü vardır. Tedavi alan kişi, tedavi boyunca
davranış değişikliklerinin ne şekilde ortaya çıktığının farkındadır. Bir öğrenme
süreci yaşar ve yeni beceriler kazanır.
Davranışçı tedaviler, çoğunlukla tedavi alan kişimim günlük yaşamında ve
özellikle sorunun yer aldığı ortamda uygulanır.
Bu özelliği nedeniyle, tedavi alan kişi öğrendiklerini günlük yaşam
ortamlarında çoğu zaman kendi başına uygulamak zorundadır.Dolayısıyla
tedavi sorumluluğunun büyük bir bölümünü tedaviyi alan kişi üstlenir.
6. univerist.com
Davranışçılara göre davranış değişmesine neden olan üç temel öğrenme süreci
vardır.
1. “Klasik Koşullanma”
2. ”Edimsel Koşullanma”
3. “Gözlem Yoluyla Öğrenme”
7. univerist.com
Klasik koşullanma kuramına göre birey
doğal olarak bir uyarıcı karsısında gösterdiği
tepkiyi, tepkiye neden olan uyarıcıdan
hemen önce gelen bir uyarıcıya da
göstermeyi öğrenebilir.
Ancak bu tip öğrenmeler genellikle
rastlantısal olarak meydana gelmektedir. Bu
nedenle eğitim programında uygulamak
oldukça güçtür.
8. univerist.com
Edimsel koşullanma kuramına göre ise, hayvan ve
insan davranışlarını, davranışın sonucu belirler.
• Davranış olumlu sonuç verirse (pekiştirilirse),
davranışın tekrar ortaya çıkma olasılığı artar.
Sonuç olumsuzsa davranış tekrarlanmaz
• Bir davranışı hoşa giden bir uyarıcı takip ederse
bu duruma olumlu pekiştirme, hoşa gitmeyen bir
uyarıcı takip ederse olumsuz pekiştirme denir.
• Örneğin sınıfta genellikle ayakta dolasan bir ilk
okul birinci sınıf öğrencisine, oturup ders
dinlediği zamanlar aferin denilir, yıldız verilirse
öğrencinin zamanla oturarak ders dinleme
süresi arttırılabilir.
9. univerist.com
• Davranışçı yaklaşıma göre birey bazı durumlarda çevresindeki kişilerin
davranışlarını ve sonuçlarını gözler.Buna model alarak öğrenme (gözlem
yoluyla öğrenme) denir.
• Örneğin sınıfta doğru cevap veren arkadaşının yüksek not aldığını gören
öğrenci sınıf içinde daha çok söz almaya çabalayabilir bu da derse katılımı
yükseltir.
10. univerist.com
1.Genelleme: Sobada bir kez eli yanan çocuk, ısı yayıcı ev aletlerinin
tümünde korkabilir.
2.Geçiş (Transfer): Bisiklet kullanmayı bilen bir kimsenin motosiklet
kullanmayı daha kolay öğrenmesi gibi (olumlu geçiş). İki parmak daktilo
yazmayı öğrenmiş bir kişi, on parmak daktilo yazmayı öğrenmede çok
büyük güçlükler çekebilir (olumsuz geçiş).
3.Ayırt etme: Elektriğe çarpılmış bir kişinin çarpılma nedenini araştırması
ve tellerin izolesiz olduğunu görmesi sonucunda izoleli tel dışındaki tellere
çıplak elle dokunmaması gibi.
4.Deneysel çözülme (Sönme): Deneysel çözülme olayı, öğrenmede
tekrarın baslı basına öğrenme şartı olmadığını, davranışların değişmesinde
temel ihtiyaçların doyurulmasının ve ödüllendirilmesinin önemli bir rol
oynadığını belirtmektedir.
11. univerist.com
1. Öğrenci öğrenme sürecinde aktif olmalıdır. Öğrenci öğrenme sürecinde
ancak yaparak öğrenebilir.
2. Öğrenmede pekiştirme önemli bir yer tutar. Öğrencilerin olumlu davranışları
öğretmen tarafından pekiştirilmelidir.
3. Öğrenmede tekrar, özellikle becerilerin kazanılmasında ve öğrenilenlerin
kalıcılığının sağlanmasında önemli rol oynar.
4. Öğrenmede güdülenmenin çok önemli bir yeri vardır. Öğrencinin bir
davranışı yapabilmesi için o davranışı yapmaya istekli olması gerekir.
12. univerist.com
• Bu terapi William Glasser adında bir
psikiyatrist tarafından ortaya atılmıştır.
• Glasser gerçeklik terapisini şöyle
tanımlar:Bireyin kendi davranışının
sorumluluğunu bireye yükleme. Bu da
ruh sağlığına eşittir.
• Terapi danışanların amaçlarına ulaşmada
başarılı olabilmeleri için onların daha
gerçekçi ve daha sorumlu olabilecekleri
şekilde eğitim vermektir.
13. univerist.com
• Kimlik kazanmaya çalışan insanlar,
• Duygusal problemleri olan insanlar,
• Davranışsal problemleri olan insanlar ile ilgilenir.
Glasser geleneksel yaklaşımlar ve gerçeklik terapisi arasındaki farkları şu
şekilde belirtmiştir:
• Gerçeklik Terapisinde danışana hasta gözüyle bakılmaz ve danışan
geçmişte olanlara rağmen o andaki davranış ve tutumlarını değiştiren kişi
olarak algılamaya güdülenir.
• Gerilimle baş edebilmek için danışanın kendi yeteneği güçlendirilmeye
çalışılır.
• Gerçeklik Terapisinde danışman danışanın hayatında önemli bir varlık
haline geldiği kişisel yakın ilişki üzerinde durur. Bu tip ilgi terapi için
gereklidir.
14. univerist.com
• Gerçeklik Terapisinde bilinçaltı güdülenmenin varlığı yadsınmaz ancak
davranışların nedeninin araştırılmasının değişme getirmeyeceği vurgulanır.
Gerçeklik Terapisinde terapi toplumun ahlak kurallarına dayanır.
• Danışan yaşamındaki önemli kişilerin uyarıları olmadan kendi davranışını
ahlak açısından değerlendiremez ve değişemez.
15. univerist.com
TEMEL KAVRAMLAR
Kimlik
• Bu terapiye göre tüm insanların tek bir temel gereksinimi vardır: kimlik
gereksinimi.
• Kimlik dünyadaki diğer varlıklardan farklı ve ayrı olduğumuzu hissetme
gereksinimidir.
• Başarılı kimlik gereksinimi sağlıklılık ve gelişme gücü olarak ele alınır ve
insanın
• doğasının sosyalliğe dayandığı üzerinde durulur.
16. univerist.com
Katılım
• Katılım gereksinimi insanın sinir sistemine yerleşmiştir.
• Sinir sisteminde insanın başkalarına katılması için onu cesaretlendiren bir
acı söz konusudur.
• Bu acı insanları katılmaya yöneltir. İlkel toplumlardaki atalarımızdan bize
gelen katılım gereksinimi günümüzde dostlarıyla birlikte olma gereksinimine
dönüşmüştür.
17. univerist.com
Sevgi ve Değerli Olma
Glasser iki temel gereksinimden bahseder,
• Sevme ve sevilme gereksinimi ,kendimizin ve başkalarının değerli olduğunu
hissetme gereksinimidir.
• İnsanlar kendilerini değerli hissetmek için buna katkıda bulunacak bir iş
yapmak ve başkalarının da bunu yapmasına yardımcı olmak
durumundadırlar.
• Bu yolda başarısızlığa uğramanın sonucu yalnızlık, acı ve başarısız kimliktir.
18. univerist.com
Sorumluluk
• Sorumluluk, bir kimsenin kendi gereksinimlerini başkalarını da kendi
gereksinimlerini karşılama yeteneğinden mahrum bırakmayacak şekilde
karşılama yeteneğidir.
• Glasser, semptomların kişinin geçmişinden dolayı değil şu andaki yalnızlık
ve başarısızlığından dolayı ortaya çıktığına inanmaktadır.
19. univerist.com
Gerçeklik
Gerçeklik terapisinin amacı yalnızca insanları gerçeklerle yüz yüze getirmeye
çalışmak değil, aynı zamanda bu çerçeve içinde gereksinimlerini
karşılayabilecek hale gelmelerine yardım etmektir.
20. univerist.com
Kimliğin Kaynağı
Kişinin kim olduğunu aydınlığa kavuşturacak kaynaklar şunlardır:
• Kişi sevdiği kişilerle ilişki kurmaya ve onlarla bir arada olmaya eğilimlidir.
• Hoşlanmadığı insanları reddeder.
• Kişi zamanını ve enerjisini bazı konuları düşünmeye ve değerlendirmeye
çalışarak kimlik kazanmaya çalışır.
• Kriz durumlarındaki davranışlar kişi hakkında bilgi verir.
• Kişi kimliğine ilişkin geribildirimlerden ve yansıtmalardan bilgi edinir ve
öğrenir.
• İnançlar ve değerler, felsefe kimliğe katkıda bulunur.
• Başkalarına göre sosyo-ekonomik statü de belirleyicidir. Fiziksel yapı ve imaj
da kimlik oluşumuna yardımcı olur.
21. univerist.com
Ebeveynlerin Katılımı
• Glasser’e göre sorumluluğun öğretilmesi en
önemli görevdir.
• Burada önemli olan çocukların sevgi, destek,
sıcak ilişkiler kurma gereksinimlerinin
ebeveynlerce doğru şekilde karşılanması
gerekliliğidir.
• Ebeveyn çocuğa model olabilmeli ve tutarlı bir
disiplin anlayışıyla yaklaşmalıdır. Çocukla
konuşmak için zaman ayırmalı, tartışmalı ve
dinlemeli, sosyal katılımlara girebilmesi için
çocuğa destek vermelidir.
22. univerist.com
Okulun Katılımı
• Okula başlamış pek çok çocuk başarısız kimlik oluşturmaya başlamış
olabilir.
• Bazıları da başarılı kimliğini sürdürmek için çaba sarf ediyor olabilir. Burada
öğretmenin tutumu çok önemli bir konumdadır.
• 10 yaşına kadar olan dönemde okulda başarısızlık yaşayan bir çocuk
güvenini yitirecektir.
• Glasser ilkokullarda yapılacak bazı işlerin çocukların sorumluluk almalarına
yardımcı olacağını savunur.
23. univerist.com
Başarısız Kimliğin Sürdürülmesi
• Glasser, kimliklerinin başarılı ve başarısız oluşuna göre iki tip toplum
tanımlar.
• Bunlardan birincisi kendini başarısız olarak belirleyen, katılıma yönelik
olmayan yollarla acısını hafifletmeye çalışan toplumdur.
• Diğeri ise kendini başarılı olarak belirleyen ve katılmaktan zevk alan başarılı
toplumdur.
24. univerist.com
• Katılım,
• Şu andaki davranışa odaklanma,
• Davranışı değerlendirme,
• Sorumlu davranışı planlama,
• Kendini adama,
• Bahane bulmama,
• Cezalandırmama.
25. univerist.com
Başarılı Bir Kimliği Kazanmanın Unsurları
• Yaşadığı dünyanın gerçeğini inkar ya da göz ardı etmemek,
• Kendi davranışının sorumluluğunu kabul etmek,
• Plan yapmak ve gerçekleştirmede sorumlu davranmak,
• Başkalarını sevmek ve onlara katılmak, kendini başkalarına vermek ve
karşılığında sevilmek,
• Kendine ve başkalarına yararlı etkinliklere katılmak,
• Standartlara uygun etik davranışlar içeren bir şekilde yaşamak.
26. univerist.com
Hümanistik Psikolojinin nihai amacı insanın kendini gerçekleştirmesi,kendini
oluşturmasıdır.
• Bir danışma amacı olarak kendini gerçekleştirmek,kişinin bütün yeteneklerini
ve olanaklarını ortaya çıkarması, işler hale getirmesi ve bunları yaşamını
daha doyumlu hale getirmek için kullanması demektir.
• Kişinin kendini gerçekleştirebilmesi için, başkalarıyla uyum içinde olmaya,
onlarla karşılıklı sevgi alışverişinde bulunmaya gereksinimi vardır.
• Kişinin sevgi ve arkadaşlık ihtiyacı doyurulduğunda daha çok sosyalleşmiş
olacaktır.
27. univerist.com
Danışmanın Amaçları
• Bir insan olduğu için üstün bir değer verilen bir kişi olarak danışanın,
bulunduğu toplum yapısı içerisinde kendi hayat biçimine uygun bir şekilde
• kendi potansiyel ve olanaklarını işler hale getirmesine, bu varlığını devamlı
sürdürmesine, kendi varoluşundan sorumlu olmasına,kendini bilme ve kabul
etmesine, kendi varlığına yönelik bütün tehditlerin bilincinde olmasına ve
bunlarla mücadele etmesine yardım etmek.
28. univerist.com
Her danışma seansında, ele alınan problemin gereğine, danışanın o andaki
ihtiyacına,danışmanın anlayış ve görüşüne göre değişme gösterir.Bununla
beraber hemen her seansta ulaşmak istediğimiz bazı amaçlar vardır:
1-Rapport kurma ve sürdürme: Danışanla danışman arasında sıcak ve
dürüst bir ilişki kurma ve sürdürme.
2-Boşalma:Danışan; onda gerginlik yaratan problemi objektif bir şekilde
incelemesini engelleyen duygu ve düşünceleri anlatıp boşaltarak hafifler.
3-Semptomların kaybolması veya hafiflemesi:Danışanın kuvvet toplamasına
ve kendini danışmaya daha iyi verebilmesine yardım eder.
4-İfadelendirme:Danışanın problemini kelimeler halinde ifade etmesini
sağlamak ve ifade gücünü arttırmak.
29. univerist.com
5-İçgörü geliştirme: Danışanın kendini yeni bir ışık altında, daha önce
tanımadığı boyutlarda görmeye ve kabul etmeye başlamasıdır. İçgörü, kişinin
algı alanını yeni baştan organize etmesini gerektirir.
6-Anlayış, duygu ve saygının iletişimi: Danışman danışanının sadece
sorununu anlamakla yetinemez. Danışanına yardıma hazır olduğunu, değer
verdiğini, saygı duyduğunu aktarmak zorundadır.
30. univerist.com
Danışma’nın Başarısını Değerlendirme
Danışman’ın seansların ne oranda başarılı geçtiğini görebilmesi için bazı
kriterler vardır. Bu kriterler danışanın davranışları yoluyla ölçülür. Bu kriterler
şunlardır:
1-İçgörü ve planlara ait ifadeler: Eğer danışan seanslardan yararlanmaya
başlamışsa konuşmalarında içgörü kazanmaya başladığına dair ifadeler yer
almalıdır. Her seansta bu çeşit ifadelerin artmaya başlaması danışma
etkileşiminin olumlu bir yöne doğru ilerlediğini gösterir.
2-Duyguların ifadesi: Danışanın özellikle tanımlanamamış ve çelişkili
duygularının bilinç alanına getirilerek ifadesi ve tanınması danışmada büyük
önem taşır.
31. univerist.com
3-Çalışma ilişkileri: İyi bir çalışma ilişkisinde danışanın konuşma oranı ve
karşı koyma kavramından uzak olma çok önemlidir.Ancak konuşma oranındaki
artış,bazen dikkati üzerinde durulacak hassas noktadan uzağa çekmek amacı
da taşıyabilir.
4-Danışanın sorumluluk yüklenmesi: Danışma ilişkisinde danışanın gittikçe
kendiliğinden sorumluluk alması danışmanın olumlu gittiğine dair iyi bir ölçüttür.
33. univerist.com
• Day , V.D. (2001). Leadership Development: A Review In Context, Leadership
Quarterly, Vol 11, No 4, s. 581-613.
• Evered, R.D., Selman, J.C.(1989). Coaching And The Art Of Management,
Organizations Dynamics, Autumn, s.21-32.
• Field, A. ( 2007). Coaching Your Team’s Performance To The Next Level,
• Harvard Management Uptade, Vol 12, No 11, s. 3-5.
• Gynnild, V. Vd.(2007). Teaching As Coaching: A Case Study Of Awareness
And Learning In Engineering Education, International Journal Of Science
Education, Vol 29, No 1, s.1-17.