1. Kırmızı Süveterli
Adam
Hayrettin Karaca
1922 - 2020
Bu sunu, TEMA Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca’nın
kitap önsözü, söyleşi, röportajlarından 2009’da derlenmiştir.
Engin ÖZDEMİR
Foto : Zeki AKAKÇA
2. Toprağın bu vatanın en değerli unsuru olduğunu bilerek; ormanların, meraların,
tarım alanlarının, doğanın korunması ve erozyonun önlenmesi hedeflerinin
milli savunma gibi saptırılmaz ve dokunulmaz bir devlet politikası haline getirilmesi,
teknik yönden yeterli kadro ve teşkilatın gerekli maddi imkanlar sağlanarak
oluşturulması olmalıdır.
Toprak erozyonu nedeniyle hızla yok olan tarım arazi ve meraları, kırdan kente göçü
önleyecek süreklilikte verimli kılınmalı ve bu nedenle oluşacak ekonomik kayıplar
önlenmelidir.
Bu gerçekleştirilmesi zor ve zaman isteyen bir davadır. Milletçe büyük fedakarlıklar
ve tükenmez bir çaba ister. Yürekli, mücadeleci, toprağını, doğayı, vatanını seven
yurttaşların sürdüreceği bir savaştır.
Biz; vatanı uğruna canını veren bir milletiz. Bu savaşa gerekli maddi ve manevi
desteği vererek tüm vatandaşlarımızla hep birlikte başarıya ulaşacağımıza inanıyoruz
ve diyoruz ki; Türkiye Çöl Olmasın.!
3. Ulu önder, ulusunu toprağa emanet
ederek bize yol gösteriyor;
«Başlıca güç ve varlık dayanağımız
topraktır. Yurt toprağı kutlu olan
sensin, hepimiz senin için fedaiyiz.
Sen, Türk Ulusunu sonsuza kadar
yaşatmak için verimli kalacaksın.»
4. Atatürk bir kişiydi. Nesi vardı? İnancı.
19 Mayıs tarihinde çıkıyor Samsun’a,
Amasya’da başlıyor toplantılar.
Ve orada, ilk kez ulusal egemenlikten
bahsetmiş tek kişidir. Para yok diyorlar.
Bulunur diyor. Ordu yok diyorlar. Kurulur
diyor. Bu nasıl olacak diyorlar?
Milletin azim kararı ile diyor.
Hayatında bir defa « ben» demiş » Benim
naçiz vücudum elbet bir gün toprak
olacaktır, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet
payidar kalacaktır»
5. 1956’da Erozyonla Mücadele Derneği
kurulmuş. ( Türkiye Tabiatını Koruma Derneği )
esas faaliyetleri erozyon.
Sene 1956.
Daha TEMA falan yok.
Hayrettin falan yok.
Başarılı olamamışlar.
Başarılı olamamalarının sebebi,
kendi görevimizi iyi yapamayışımızdır.
6. TEMA Vakfı olarak amacımız,
Türkiye’nin erozyon
sorununu çözmek değil,
siyasi güçleri ülkenin erozyon
davasına hizmet etmeden ,
çare bulmadan
iktidar olamayacaklarına
inandıracak kadar bilinçli
bir kamuoyu yaratmaktır.
7. Yaşamak için yaşat.
Yaşamak istiyorsan evvela
ahlak sahibi olman lazım.
Ahlak sahibi olmadan gelecek
bir dünyayı yaratmak mümkün
değil. Tüketerek değil,
paylaşarak yaşayacağımız bir
dünyayı oluşturmalıyız.
9. Bir canavarla karşı karşıyayız.
Küresel ekonomi, kapitalizm, emperyalizm..
Adına ne derseniz deyin. Bize hayat veren doğal
sistemi bitirinceye kadar büyümek zorunda.
Sürdürülebilir kalkınma!?
Biz onu maddi kalkınma olarak aldık,
sosyal yönünü unuttuk.
Bir ülke diyor ki, «Benim ekonomim
yüzde3 daha büyüyerek GSMH 44 bin
dolara gelmiştir»
Aaa! Sen kendine diyorsun ki,
«Ben herkesle ortak olduğum bu servet
içinden en çok çalanım»
10. Dünya’da silaha 1 trilyon
347 milyar dolar harcanıyor.
İşte şikayet ettiğim ekonomi
bu.!
İsraf, beni çukura götürüyor.
11. Dünya, doğal servetinin sonuna
geliyor. Artık sermayeden yemeğe
başladı. 2050’ye kadar eğer
karbondioksit emisyonunu
%80 azaltırsak, bu tarihten sonra
yaşayacaklara belki bir hayat
bırakabileceğiz. Ama bugün
yaşayanların bir kısmı var ki,
onlar bu geleceği yaşayacaklar.
12. Ben ekonomiyi büyütmeye,
birilerini zengin etmeye ve
bana hakim sınıf yaratmaya
gelmedim.
Ben yaşamaya geldim.
İhtiyacımız kadar tüketirsek
yaşanabilir dünyayı oluştururuz.
13. En acıklısı; çılgın tüketim
ekonomilerinin insanları
mutlu edemediği, komşuluk
ilişkilerini ve aile içi ilişkileri
sildiğini, sosyal dayanışmayı
erozyona uğratıp insanları
topluma ve doğaya karşı
yabancılaştırdığını
öğrenmemiz.
14. Tövbekar olmak çare değil,
evvela günah işleme.!
Türkiye’nin sorunlarının başkası
tarafından çözülmesini
beklemek doğru olmaz.
Tarım, toprak ve su
meselelerimi ben çözmeliyim.
15. Toprak erozyonunun ilgili ve yetkili
kişilerce Türkiye’nin en önemli davası
olarak bilinmesine rağmen toplumun
büyük kesiminde erozyonun
getireceği sorunlar karşısında
yeterince bilinç oluşturulamamıştır.
Kaybedilen varlık sadece
toprak, bitki örtüsü ve su değildir,
Türkiye geleceğini kaybetmektedir.
16. Toprağımıza sahip çıkalım.
Amaç dışı arazi kullanımı,
hatalı tarım teknikleri, kent,
sanayi, ulaşım ve benzeri
yatırımların yanlış
konumlanması erozyonun
hızını arttırdı.
Bunlar yetmezmiş gibi özellikle
verimli tarım arazileri açık bir
saldırı ve talanla karşı karşıya.
17. Toplumsal barış topraktan gelir.
Toprağın yerine bir şey
koyamazsınız.
Açlığın, yoksulluğun gelir
dağılımındaki adaletsizliğin
temelinde toprak var.
Aç insanlarla barış kurulabilir mi?
18. Kuşkusuz çözümü bir Orta çağ düzenine
dönüşte aramayacağız. Günümüz
teknolojisinden yararlanarak ve nüfus
artış hızını düşürerek bir miktar düzelme
sağlayabiliriz. Ama hepimize düşen asıl
büyük görev, ihtiyacımızdan fazla
tüketmek, yakmak, eskitmek, yenilemek
ya da atmak üzere kurulmuş olan
çağdaş yaşam (!) biçimine sırt çeviren ve
paylaşmayı öne çıkaran bir düzene
doğru yönelmektir.
Suçlu sensin, benim, bizleriz.
19. Tarımla ilgili dernek ve odalar
var. Tarımla ilgili sorunları
gündeme getirmeye çalışıyorlar.
Basın sorunlara ilgi duyuyor.
Ancak, bir tek kişiden torak
sorunu diye bir şey duymuyoruz.
Dikkatle izliyorum bir Allahın
kulunun « toprak» dediği yok.
Tarım denen şey toprakla olur.
20. Havayı kirletirsin temizleyebilirsin.
Sular kirlenir, zordur ama temizlersin.
Fakat, giden toprak geri gelmez.!
Bir gram toprakta 600 milyon bakteri,
400 bin mikro organizma var. Toprak
akıp gidiyor. Geri gelmemek üzere akıp
gidiyor.. 1cm toprağın oluşması için
coğrafi/iklim koşullarına bağlı olmak
üzere 300-1000 arasında yıla ihtiyaç var.
Türkiye’nin en verimli tarım alanlarına
sanayi kurmaya devam ediliyor.
Bu bir ihanettir.
21. Devlet toprak satar mı?
Hem de yabancılara..
Biz TEMA olarak 1 milyon küsur
imza topladık 2/B ye karşı.
Ama hiç faydası yok, hiç..hiç..!
Suçluyuz, suçlusun, suçluyum,
suçlular!
Çünkü ben ülkenin varlığına ortak
olmuşum, sorunlarına değil.
22. Siyasi otoriterlere sesleniyorum;
Anayasa’nın 35. maddesi:
«Mülkiyet hakkının kullanılması
toplum yararına aykırı olamaz»
Topraklar hepimizindir.
Toprakların verimli kılınmasını
sağlamayanlar, bu durumu
siyasi çıkar amaçları uğruna göz
yumanlar artık uyanınız.!
23. Siyasi otoriterlere sesleniyorum;
Anayasa’nın 44. maddesi « Devlet,
toprağın verimli olarak işletilmesini
korumak ve geliştirmek, erozyonla
kaybedilmesini önlemek…»
Bu tavsiye kararı değildir.
Amir hükümdür. Bunu sağlamak
zorundasınız, yapmadığınız takdirde
kamu vicdanında yargılanıyorsunuz
ve suçlanıyorsunuz.
24. İzmir İktisat Kongresi. Yıl 1923.
Bakın Atatürk ne diyor
« Bugün çektiğimiz sıkıntıların,
mahrumiyetlerin, yoksulluğun temelinde
ekonomik bağımsızlıktan yoksun
oluşumuz yatıyor.
Dilimizde bağımlıyız, kültürümüzde
bağımlıyız. Dil ve kültür giderse, ulus
gider. Toprak giderse, vatan gider.
Ülkelerin sahip olacağı tek miras;
dil ve kültürdür»
25. 1972’den sonra neredeyse her yıl
Çevre Konferansları veya aktiviteleri
düzenleniyor.
Dünya ayağımızın altından gitmiyor.
İnsanoğlu niçin telaş ediyor? Dünya,
insanın yaşam koşullarını
sürdüremeyeceği bir hale geliyor.
Doğayla barışmadıktan sonra,
toplumlar ve insanlar arasındaki
barışın hiçbir değer yoktur.
26. Eğer uluslararası düzeyde ne olup bittiğini
bilmez isek hiç yararı yok. Küresel ekonomi,
1950’den beri « tüketimi «yaşam tarzı haline
getirmemizi istemektedir. Çözüm.. Çözümün
anahtarı, yine toplumun tehdidin ne kadar
ciddi olduğu konusunda bilinçlenmesinde
yatmaktadır. Günümüz ekonomisinden çıkar
sağlayanlar, anlamlı bütün değişiklikleri
bastırmaya çalışacaklardır.
Taa ki ekosistem kaygısı duyan yeterince
vatandaş sesini yükseltip, liderini dünyanın
dengesini kurtarmaya zorlayıncaya kadar.
27. Bugün insanların yarısının karnı aç,
yarısının da gözü aç. Karnı aç olanı
doyurabilirsiniz ama gözü aç olan
doymuyor. Bu canavardan çıkar
sağlayanlar, vicdan ve sağduyu sahibi
insanların hiçbir çabasına kulak
vermemekte ısrar ediyor. Peki, bu
canavarla kim mücadele edecek?
Başa geçirdiğimiz o insanlara
meramımızı anlatıncaya kadar
mücadeleyi sürdüreceğiz.
Bunun başka yolu yok.!
28. Dünya sorunlar yumağı içinde.
Küreselleşme süreci içinde
yaşam ve çevre koşulları
karşılıklı bağımlı bir Dünya’da
hiçbir ülkenin kaderi Dünya’nın
kaderinden ayrı tutulamaz.
Türkiye olarak küresel ısınmayla
ben tek başıma mücadele
edemem ama çözüme katkıda
bulunabilirim.
29. Kuzey Akdeniz ülkeleri kurak ve çöl
iklimine giriyor. Bugün yaşananlar
daha bir şey değil. Göller kurumuş,
dereler denize varamıyor. Bunlar yarın
gelinecek noktalar için önemli
işaretler. Kuraklığın panzehiri makilik
alanlardır. Makilik olarak dikilmiş bir
karış yer yoktur. Makilikler, biyolojik
çeşitliliğin ve tür zenginliğinin
sigortasıdır. Böyle bir sistem hakir
görülebilir mi?
30. En iyi çevrecilik tutumlu
olmaktır. Bir yerden
başlamak lazımdır.
Kişi iddialı olup kimseye
bağlı olmada karar verirse
mücadelenin sonu gelir.
İşte benim felsefem bu.!
31. Okumak ibadettir, okumamak
Cumhuriyete ihanettir.
Sen kendini adamışsın,
şahsi menfaatin yok, daha senin
gibiler varken Türkiye ne ister?
Evvela yapacağına inanacaksın.
Çok bir şey yapmayacaksın, oku.!
Bu davaya nasıl hizmet edebilirim?
Diyenlere şu cevabı veriyorum
» Bilgilenirsen, ilgilenirsin, ilgilenirsen
de tepki gösterirsin »
32. Ben, bu ülkenin imkanlarını
kullanarak buraya kadar
geldim. Borçluyum.
İnanıyorum ki, bu ülkede
olanın olmayana, bilenin
bilmeyene borcu vardır.
33. Ben yaşadığım sürece,
TEMA’nın iyi yerlerde olmasını
istiyorum. «TEMA’yı ben
kurdum, buraya kadar ben
getirdim, bırakmam..» gibi bir
iddiam yok. Şimdi halka inin,
bir halk hareketi olun, gücünüzü
bilin ve lider aramayın.
Lider sizsiniz.!
34. Bir tepki toplumu istiyorum.
Kim olursan ol. Başın açık ya da
kapalı olsun, iktidarda yada
muhalefette ol, zengin ya da
fakir ol, bilim adamı ol,
öğrenci ol, kim olursan ol.
Ülkenin sorunlarına sahip çık ve
tepki göster. Benim kurmak
istediğim kurtuluş hareketi
kıran döken değil, bilinçli bir
halk hareketidir.
36. PROVOKATÖR DEĞİLİZ
« TEMA Gönüllüleri, gelecek nesillere daha sağlıklı
bir doğa bırakmak adına, bilgi donanımlı bilinçli
insanlar olarak var güçleriyle gerçekleri göstermeye
çabalıyorlar ve bu insani çalışmayı da yaşam boyu
sürdürecekler. Bilime saygımız sonsuz. Bilimi
menfaatlerine paravan kullananlara, doğaya saygı
duymayanlara insaf diyoruz.
Zerre kadar iyiliğin ve zerre kadar kötülüğün dahi
karşılığının görüleceğine inananlar olarak,
etrafı dağıtan yaramaz çocuklar gibi değil,
sorumluluk sahibi birer halife gibi davranmak
zorundayız artık.
Böylelikle, günü geldiğinde her bir bitkinin, her bir
böceğin, her hava zerresinin karşımıza dikilip hesap
soracağı gün, belki biraz daha rahat oluruz »
37. Tüketim çılgınlığına karşı
çıkmak amacıyla kırmızı
süveterimle insanlara örnek
olmaya çalışıyorum.
Ömrüm yettikçe bu kutsal
görevi sürdürmeye devam
edeceğim.
Bir kişi anlasa kar sayarım.
38. «Unutmayacağız»
O’nun adına başka ve kalıcı bir şey yapmalı. O şey, rahmetlinin dilinden düşürmediği “toprak “ ile
ilgili olmalı. Araştırdım; Avrupa’da verilen «Toprak ve Arazi Yönetimi Ödülü »nü buldum.
https://www.europeanlandowners.org/awards/soil-land-award
Ödül, toprak tehditlerini hafifleten arazi kullanımı ve toprak yönetimi uygulamalarını ödüllendiriyor.
Yeni arazi ve toprak koruma kavramlarını ve bunların arazi yönetiminde uygulanmasını teşvik ediyor,
arazi ve toprak işlevlerinin önemi hakkında farkındalığı artırıyor.
Hayalini kurdum. Türkiye’ye uyarlanmış bu projenin adı;
« HAYRETTİN KARACA, TOPRAK VE ARAZİ YÖNETİMİ ÖDÜLÜ «
Çiftçilerimizi, kooperatiflerimizi, üniversitelerimizi, belediyelerimizi vb. sürdürülebilir tarımsal
üretim için teşvik edebilir, özendirebiliriz.
Ulusal ve uluslar arası bir çok ödül –hatta alternatif Nobel Ödülü- alan Hayrettin Karaca adına verilecek
ödül kurucusu olduğu TEMA Vakfı tarafından organize edilebilir.
Hayalim hayata geçer veya geçmez; Toprak ve insani değerler erozyonu ile mücadelemizde
en büyük gönüllü olarak daima kalbimizde kalacaktır.
39. Hayrettin Karaca.
Dünya fâni, ölüm hak,
ahiret baki.
Şahidim ki;
fani ömründe bıkmadan,
usanmadan, yılmadan,
korkmadan, çekinmeden
«toprak erozyonunu»
anlattı.
Şahidim ki;
karşılıksız ve çıkarsız
memleketi, milleti ve
Cumhuriyeti için samimiydi,
dürüsttü, bilgiliydi,
çalışkandı, paylaşımcıydı,
saygılıydı, özveriliydi,
fedakardı, inançlıydı,
cesurdu, çelebiydi, pirdi.
Engin ÖZDEMİR