SlideShare una empresa de Scribd logo
1 de 25
Descargar para leer sin conexión
ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ
İKTİSAT ANABİLİM DALI
İKTİSAT BİLİM DALI
TÜKETİCİ TERCİHLERİ
MİKRO İKTİSAT YÜKSEK LİSANS ÖDEV ÇALIŞMASI
Öğretim Üyesi: Yrd.Doç. Dr. Fuat LEBE
Hazırlayan: Abdurrahman BUĞDAYCI
Aralık-2015
ADIYAMAN
2
İçindekiler
Tüketici Tercihleri ................................................................................................................................... 3
1. Fayda Analizi.................................................................................................................................... 3
1.1. Tüketici Tercihlerinin Niteliği....................................................................................................... 3
1.2. Toplam Ve Marjinal Fayda........................................................................................................... 4
1.3. Kardilal ve Ordinal Fayda............................................................................................................. 8
A. Faydanın Ölçülebileceğinin Savunanlar: Kardinal Faydacılar ve Azalan Marjinal Fayda Kanunu.... 9
a) Malların Faydaları Arasındaki İlişkiler.............................................................................................. 9
b) Toplam Fayda Ve Azalan Marjinal Fayda Kanunu ......................................................................... 10
c) Değer Paradoksu ........................................................................................................................... 12
B. Faydanın Ölçülebileceğinin Savunanlar: Ordinal Faydacılar.......................................................... 13
2. Kayıtsızlık Eğrileri........................................................................................................................... 14
2.1. Kayıtsızlık Eğrilerinin Özellikleri................................................................................................. 16
2.2. Marjinal İkame Oranı................................................................................................................. 21
2.3. Marjinal İkame Oranı İle Mallarının Marjinal Faydaları Arasındaki İlişki................................... 23
KAYNAKÇA............................................................................................................................................. 25
3
Tüketici Tercihleri
Bu bölümde tüketicilerin zevklerini ortaya koyacak ve tüketicilerin çeşitli mallardan satın
alabileceği malların belirlenmesinde yardımcı olacak basit bir modeli açıklamaya çalışacağız. Bu
model piyasa talep eğrisini belirleyen güleri analiz etmeye yönelik ilk aşama olacaktır. Fayda,
kayıtsızlık eğrileri, marjinal ikame oranı ve bütçe doğrusu bu modelde açılanacak başlıca
kavramlardır. (Yaylalı, 2004: 67)
Tüketici, ihtiyaçlarını gidermek veya tatmin sağlamak amacı ile mal ve hizmetleri kullanan kişi
veya topluluktur. İktisat teorisinin tüketici birimi genellikle ailedir. Ancak, aile içinde tüketimle
ilgili kararların nasıl alındığı hiç hesaba katılmadan bu kararlar bir tek kişinin kararları olarak
ifade edilir. (Yaylalı, 2004: 67)
Rasyonel hareket eden tüketicinin, kendine daha fazla fayda sağlayan mal ve hizmetleri ötekilere
tercih etmesi doğaldır. Bu noktadan hareket eden ekonomistler, faydanın ölçülüp
ölçülemeyeceğini tartıştıklarını görüyoruz. (Dinler, 2004: 110)
1. Fayda Analizi
Bu kısımda önce tüketici tercihlerinin niteliğini ele alacağız. Daha sonrada toplam ve marjinal
fayda kavramlarını inceleyip, tüketim teorisinin temel hipotezi olan azalan marjinal fayda
kanununu açıklayacağız. Bu bölümün son kısmında ise kardinal ve ordinal fayda teorileri
açıklayacağız. (Yaylalı, 2004: 67)
1.1. Tüketici Tercihlerinin Niteliği
Bir tüketicinin rasyonel bir seçim yapabilmesi için, önce karşılaştığı alternatifleri tutarlı bir
biçimde sıralaması gerekir. Bu sıralama tüketicinin tercihlerini veya zevklerini gösterir. Tüketici
davranışının önemli belirleyicilerinden biri tüketicinin zevk ve tercihleridir. Tüketici tercihlerini
hangi ilkeler yönlendirir? İktisatçılar, tüketici tercihlerinin niteliğine ilişkin üç temel varsayım
ortaya koymaktadır. (Yaylalı, 2004: 67)
a. Tercihlerin Tam Olması
Bir tüketicinin farklı mal bileşimlerinden oluşan iki alternatifle karşı karşıya olduğunu var
sayalım. Örneğin, mal sepetlerinin birinde 2 portakal ve 1 elma, diğerinde ise 1 portakal ve 2
elma olduğunu varsayalım. Tüketici birinci alternatifi ikinci alternatife veya ikinci alternatifi
birinci alternatife tercih edebilir yahut da alternatifler arasında kayıtsız kalabilir. Her üç
durumda da tüketici tercihleri tamdır. (Yaylalı, 2004: 67)
b. Tercihlerin Geçişli Ve Tutarlı Olması
Tüketicinin farklı mal sepetlerinden oluşan üç mal sepetine sahip olduğunu var sayalım. Birinci
sepette 3 elma 1 portakal, ikinci sepette 1 elma 3 portakal ve üçüncü sepette 2 elma 2 portakal
olsun. Tüketici birinci sepetteki malları ikinci sepetteki mallara, ikinci sepette malları da üçüncü
sepetteki mallara tercih etmiş ise, tercihlerin geçişli ve tutarlı olabilmesi için birinci sepetteki
malları da üçüncü sepetteki mallara tercih etmesi gerekir. Eğer tüketici birinci sepetteki malları
4
ikinci sepetteki mallara tercih etmiyorsa ve ikinci sepetteki malları da üçüncü sepetteki mallara
tercih etmiyorsa, bunun doğal sonucu olarak, yine tercihlerin geçişli ve tutarlı olabilmesi için
tüketicinin birinci sepetteki malları üçüncü sepetteki mallara tercih etmemesi gerekir, yani
kayıtsız kalması gerekir. (Yaylalı, 2004: 67)
c. Bir Malın Çoğunun Azına Tercih Edilmesi
Bir tüketicinin iki mal sepetinin olduğunu düşünelim. Birinci sepette 3 elma ve 1 portakal ikinci
sepette 2 elma 1 portakal bulunsun. Tüketici birinci sepetteki malları birinci sepetteki mallara
tercih edecektir. Çünkü birinci sepetteki mallar ikinci sepetteki mallardan daha fazladır. Bu
nedenle mallardan çok olan az olana tercih edilmelidir.1(Yaylalı, 2004: 68)
1.2. Toplam Ve Marjinal Fayda
Mal ve hizmetler insanların ihtiyaçlarını karşılama özelliğine sahip oldukları için, tüketiciler
tarafından talep edilmektedir. Acıkan bir kimse açlığını gidermek için bir şeyler mesela sandviç
yemek isteyebilir. Susuzluğunu gidermek isteyen biri mesela kola içmek isteyebilir. İşte insanlar
açlık ve susuzluk gibi ihtiyaçlarını gidermek için iktisadi mal ve hizmet kullanırlar. İktisadi mal
ve hizmetlerin insan ihtiyaçlarını tatmin etme özelliğine fayda denilmektedir2. (Yaylalı, 2004: 68)
Faydanın ölçülebileceğini savunan ekonomistler (ki bunlara kardinal faydacılar denilmektedir)
her mal ya da mal grubunun belirli bir fayda birimiyle (bu fayda birimine util ya da utilion
denilmektedir.) ölçülebileceğini kabul ederler. Şu halde faydanın ölçülmesinde (ağırlıkta kg ya
da uzunlukta metrenin kullanılmasına benzer şekilde), fayda birimi kullanılmaktadır. Örneğin
herhangi bir tüketici için:” 1 çatalın faydası = 100 fayda birimi (util)” ve “ 1 tabağın faydası =200
fayda birimi (util)” ise, bu tüketici için 2 çatalın faydası 1 tabağın faydasına kadardır. (Dinler,
2004: 110)
Fayda, bir fonksiyonla ifade edilir. Fayda fonksiyonu tüketilen mal ve hizmetler ile elde edilen
toplam fayda arsındaki matematiksel ilişkidir. Fayda fonksiyonu tüketici zevk ve tercihleri ile
kullanılabilir. Malların niteliği ve miktarı ile şekillenir. (Yaylalı, 2004: 68)
Fayda fonksiyonu kavramı basitçe iki mal kullanılarak belirtilebilir. Bu mallar nohut ve fasulye
gibi ikame mallar olabileceği gibi, giyecek ve içecek gibi ilgisiz mallar da olabilir. Ancak gerekli
olan şart kullanılan her malın tüketici ihtiyaçlarını karşılayabilmesi, yani fayda
sağlayabilmesidir. Bu tür bir fayda fonksiyonu için aşağıdaki genel kalıbı ile yazabilir: (Yaylalı,
2004: 68)
Fayda=f(mallar, hizmetler) veya
U=f(qa, qb) (1.1)
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
1Bir malın çoğunun azına tercih edilmesi, malların iyi mal olması halinde geçerlidir. Mallar kötü mal ise, kötü malın azı çoğuna tercih
edilir. Çevredeki artıklar kötü mala örnek verilebilir
2Analizimizde fayda, toplam fayda ve marjinal fayda kavramlarını bu kavramların İngilizce karşılıkları olan kelimelerin baş harfleri
ile ifade edeceğiz. Faydayı (Utility) U, toplam faydayı (Total Utility) TU ve marjinal faydayı (Marginal Utility ) MU harfleri ile
göstereceğiz.
5
Şeklinde sembollerle ifade edilir. Burada U, faydayı; qa, A malından tüketilen miktarı; qb, B
malından tüketilen miktarı göstermektedir.
Tüketici iki-mal yerine çok sayıda mal, mesela n tane mal tüketmiş olsaydı o zaman fayda
fonksiyonu:
U=f(qa, qb,…………..qn-1,qn) şeklinde olurdu. (1.2)
Bir mal veya hizmetin belli bir süre içerisinde kullanılan miktarı artırsa, o mal veya hizmetten
elde edilecek toplam fayda (TU) veya tatmin düzeyi artmaktadır. Mesela açlık hisseden bir kimse
bu açlığını gidermek için daha fazla sandviç tüketirse, bu sandviçlerden elde edeceği toplam
fayda artacaktır. Toplam fayda, bir tüketicinin herhangi bir maldan elde ettiği toplam tatmini
ifade etmektedir. Herhangi bir tüketicinin belli bir maldan tükettiği miktarın artması ile
genellikle o malın toplam faydası artarken, marjinal faydası azalmaktadır. Marjinal fayda (MU),
bir tüketicinin herhangi bir maldan, bir birim daha fazla veya bir birim daha az tüketmesi
sonucu elde edeceği toplam fayda düzeyindeki değişmedir. . (Yaylalı, 2004: 69)
Qa TUa MUa
0 0
10
1 10
8
2 18
6
3 24
4
4 28
2
5 30
1
5,5 31
0
6 30
-2
7 28
Tablo 1.1 herhangi bir tüketicinin tükettiği sandviç miktarında elde ettiği toplam ve marjinal
fayda düzeylerini göstermektedir. Tablodaki değerlerin incelenmesi ile, tüketicinin başlangıçtan
itibaren 5.5 birimlik sandviç tüketimine kadar toplam faydasının arttığı, 5.5 birimden sonra ise,
toplam fayda düzeyinin azaldığı görülecektir.
Bir tüketicinin belli bir malın tüketiminden elde edeceği maksimum fayda düzeyine doyma
noktası denilmektedir. Doyma noktasından sonra tüketime devam edildiğinde, elde edilecek
toplam fayda azalmaktadır. Tablo 1.1’de, tüketici 5.5 birim sandviç tüketiminden sonra doyma
noktasına ulaşmakta ve tüketim miktarı 5.5 sandviçten 6’ya çıktığında ise elde edeceği toplam
fayda düzeyi 31 birimden 30 birime düşmektedir.
Tablo 1.1’in son sütunda tüketilen her sandviçten sağlanan marjinal fayda değerleri yer
almaktadır. Başlangıçtan itibaren tüketilen sandviç miktarının artması ile toplam fayda artarken
6
marjinal fayda azalmakta, toplam faydanın maksimum olduğu tüketim miktarında marjinal fayda
sıfır olmakta ve toplam faydanın azalmaya başladığı tüketim miktarında ise, marjinal faydalar
negatif değerler almaktadır. Mesela, 1 birim sandviç tüketilmesi ile sağlanan toplam fayda
sıfırdan 10 birime çıkarken tüketilen ilave birim sandviçten elde edilen marjinal fayda 10 birim
olmakta, 2 birim sandviç tüketildiğinde toplam fayda 18 birime çıkarken, ikinci birimde sağlanan
marjinal fayda 8 birim olmaktadır. 5.5 birim sandviç tüketiminde 31 birimlik toplam fayda elde
edilmesine karşılık marjinal fayda sıfır olmaktadır. Böylece tüketici 5.5 birimden sonra doyma
noktasına ulaşmaktadır. Tüketicinin daha fazla sandviç tüketmesi halinde hem toplam fayda
düzeyi azalmakta (tüketici 5.5 birim yerine 6 birim sandviç tükettiğinde toplam faydası 31
birimden 30 birime düşmektedir) hem de marjinal faydası sıfır olmaktadır. . (Yaylalı, 2004: 70)
Üsteki panelde A malının tüketilen miktarının artması ile toplam fayda azalan oranlarda
artmaktadır. Toplam faydanın artması ile birlikte A malının marjinal faydası da azalmaktadır
(alttaki panelde). A malının 5.5 birimlik tüketim düzeyinde toplam fayda maksimum düzeye
çıkarken, marjinal fayda da sıfıra ulaşmaktadır. A malının 5.5 birimlik tüketim düzeyinden sonra
toplam faydası azalırken marjinal faydası negatif değerler almaktadır. (Yaylalı, 2004: 71)
Marjinal fayda eğrisinin negatif eğim göstermesi azalan marjinal fayda kanununu yansıtır. Yani,
herhangi bir tüketicinin (veya hane halkının)belli bir malın birbirini izleyen birimlerden elde ettiği
10
24
18
28
30
31
1 2 3 4 5 6 7
A
B
C
D
E
F
-2
1 2 3 4 5 6 7
TUa
Qa
Qa
10
6
10
8
2
1
0
A
’
B
’
C
’
D
’
E
’
F
’
4
9
5
7
3
TUa
MUa
MUa
7
fayda, diğer bütün malların tüketimi sabit tutulduğunda, malın tüketimi arttıkça azalacaktır.
Tüketim teorisinin temel hipotezi olan bu kural azalan marjinal fayda kanunu olarak
bilinmektedir.
Tablo 1.1 deki verilere dayanarak Şekil 1.1 elde edilmektedir. Şekildeki üsteki kısım toplam
fayda eğrisini alttaki kısım ise marjinal fayda eğrisini göstermektedir. Sütün grafiklerle
gösterilebilen toplam ve marjinal fayda eğrilerini orta noktalarının birleştirilmesi ile de toplam
ve marjinal fayda eğrileri çizilebilir. (Yaylalı, 2004:72)
Toplam fayda eğrisi, üç temel varsayıma dayanılarak çizilmektedir. Birincisi tüketim miktarı
artarken, toplam faydada artmakta, ancak toplam fayda azalan bir oranda artmaktadır (Şekil 1.1
de F noktasına kadar tüketimle birlikte toplam fayda da artmakta, ancak artış hızı azalan bir
seyir izlemektedir). İkincisi, tüketim miktarı doyma noktasına ulaştığında, tüketicinin elde ettiği
fayda düzeyi de maksimum düzeye ulaşmaktadır (Şekil 1.1 de F noktası). Üçüncüsü, doyma
noktasından sonraki bir tüketim artışı (Şekil 1.1 de 6 birimlik tüketim artışı), toplam tüketim
üzerinde olumsuz etki yapmakta. Yani, toplam fayda düzeyini azaltmaktadır. (Yaylalı, 2004: 72)
Fayda eğrileri incelenirken bazı noktalar dikkate alınır. Fayda eğrileri tüketicilerin sübjektif
tercihlerini yansıttıkları için, farklı tüketicilerin farklı fayda eğrileri olur. Bireylerin tercihleri,
değişmediği sürece de fayda eğrileri değişmezler. (Yaylalı, 2004: 73)
Fayda eğrileri ortaya konulurken belirli bir süre dikkate alınmaktadır. Farklı sürelerde kişilerin
bir maldan sağladıkları fayda düzeyleri de değişmektedir. Mesela, bir tüketicinin 5 sandviç
(tükettiği diğer mallar veri iken) bir günde tüketmesi zorunlu ise 5 sandviçten sonra toplam
faydası azalabilir. Ancak, sandviçlerin tüketim süresi 1 gün yerine 1 hafta olursa, 5 sandviçten
sonra toplam faydada azalma olmayabilir. (Yaylalı, 2004: 73)
Marjinal faydanın azalmaya başlamadan önce bir süre artacağı ihtimali de vardır. Mesela, birden
çok TV kanalının bulunduğu ve hangi kanalın izleneceği hususunda bir fikir birliğinin olmadığı
bir evde, ikinci televizyonun satın alınması, daha fazla tercihe yer vereceği için (mesela
yetişkinler 1. TV’yi, çocuklarda 2. TV’yi izleyebilirler), ikinci televizyon setinin marjinal faydası
birinciden daha fazla olacaktır. Bu durum şekil 1.2’de gösterilebilir. TV sayısı ikiden fazla olunca,
toplam fayda artmış olmasına karşılık, marjinal fayda tedricen azalacaktır. (Yaylalı, 2004: 73)
Qa
MU
MUa
B
A
10
15
1 2
0
3
8
1.3. Kardilal ve Ordinal Fayda
Fayda kavramı 19. yüzyılın başlarında bazı iktisatçılar tarafında gündeme getirilmiştir3. Bu
düşünürler, herhangi bir malın belirli bir miktarının veya mal demetinin tüketiminde elde edilen
faydanın ağırlık, boy veya sıcaklık gibi sayısal olarak ölçüleceğini öne sürmüşlerdir. (Yaylalı,
2004: 73)
Kardinal faydanın ölçümünde kardinal sayı sistemi kullanılır. 1,2,3,4,5 ve 6 gibi rakamlar
kardinal sayılardır. Kardinal sayılarda daima bir önceki sayı ile bir sonra ki sayı arasında eşit
sayı aralığı vardır. Mesela 2, 1’in 2 katı; 3, 1’in 3 katı; 5, 1’in 5 katıdır. Kardinal sayılar “tabi
sayılar olup”, değer ifade eden sayılardır. İşte faydanın ölçülmesinde kardinal sayı sistemi
kullanıldığında, herhangi bir malın her birinin tüketiminde sağlanan faydaya da bir değer
verilmektedir. Mesela, 1 birim peynirli sandviçten sağlanan fayda 10 birimdir denildiğinde,
peynirli sandviçten elde edilen fayda sayısal olarak ölçülmektedir. Yahut 1 birim peynirli
sandviçten sağlana fayda 1 birim sucuklu sandviçten elde edilen faydaya eşittir şeklindeki bir
ifade ile de, yine fayda kardinal olarak ölçülmektedir. (Yaylalı, 2004: 73)
Tablo 1.1’e göre, tüketicinin 1 birim sandviç tükettiğinde 10 birimlik fayda sağlarken, 2 birimlik
sandviç tüketiminden 18 birim fayda sağlamakta, yani 2 birim sandviçten 8 birimlik ek bir fayda
sağlamaktadır. Bu nedenle, tablo 1.1 ve şekil 1.1 faydanın kardinal olarak ölçülmesini
yansıtmaktadır. (Yaylalı, 2004: 73)
20. Yüzyıldaki bazı iktisatçılar ise faydanın ordinal olarak ölçülebileceğini, yani bir malın değişik
miktarlarından veya çeşitli mal demetlerinden elde edilecek faydanın sadece sıralamaya tabi
tutulabileceğini öne sürmüşlerdir4. (Yaylalı, 2004: 73)
Ordinal faydanın ölçülmesinde de ordinal sayı sistemi kullanılır. 1., 2., 3., 4., v.b. sayılar ordinal
sayılardır. Ordinal sayılarda bir sıra söz konusu olup, sıralar arsındaki aralık her zaman eşit
değildir. Bu nedenle ordinal sayılara “sıralanmış sayılar” veya “derecelendirilmiş sayılar” da
denilmektedir. Fayda ölçülürken ordinal sayı sistemi kullanıldığında, bir malın değişik
miktarlarından veya çeşitli mal demetlerinden elde edilebilecek faydaya bir değer verilmemekte,
ancak fayda düzeyleri arasında bir sıralama söz konusu olmaktadır. Mesela 1 adet peynirli
sandviçin faydası, sucuklu sandviçten daha fazladır veya daha azdır yahut sandviçlerin faydaları
birbirine eşittir denildiğinde, fayda ordinal olarak ölçülmektedir. (Yaylalı, 2004: 74)
Ordinal fayda, bir tüketicinin sadece tercih sırasına göre mal demetlerini sıralamasında ötürü,
kardinal faydaya göre daha zayıf bir kavramdır. Yani, iki mal demeti arsında bir tercih söz
konusu olduğunda, ordinal fayda tüketiciden alternatiflerden birini diğerine tercih etmesini veya
alternatifler arsında kayıtsız kalmasını istemektedir. Tercih ettiği alternatiften sağladığı faydayı
sayısal olarak belirtmez. Kısaca, ordinal fayda çeşitli tüketim alternatiflerini sadece sıralamaya
tabi tutarken, kardinal fayda alternatif tüketimlerden elde edilen tatmin düzeyinin bir ölçümünü
ortay koyar.(Yaylalı, 2004: 74)
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
3 Kardinal fayda modeli iktisattaki şöhretini 1870’lerde yakaladı. Bu model İngiliz iktisatçı William Stanley Jevons (1835-1882), Avusturyalı Carl
Menger (1870-1921) ve Fransız Leon Walras’a (1834-1910) bağlanmaktadır. Bununla birlikte, modelin temeli (kökü) daha da eskilere, Jeremy
Benthan’ın (1748-1832, Nassan William Senjor’ın (1790-1864), Jules Dupit’in (1804-1866), Henrich Gossen’in (1810-1854) ve diğerlerinin çalışmasına
dayanmaktadır.
4 Liderliğini Evgeny Slutsky’nin (1880-1948) yaptığı kardinal fayda teorisini savunan diğer iktisatçılar arasında Francis Y.
Edgeworth (1845-1947), İrvin Fsher (1867-1947), Vilfredo Pareto (1848-1923) ve John R. Hicks (1904-1989) sayılabilir
9
Günümüz iktisatçıları faydanın genelde ordinal olarak ölçüldüğünü varsaymaktadırlar. Faydanın
ordinal olarak ölçülmesi, kardinal fayda varsayımına dayanan sonuçların yanlış olduğu anlamına
gelmez. Bir tüketici bir mal demetinden sağladığı faydayı kardinal terimlerle tanımlayabiliyorsa,
elde ettiği sonuçlar doğrudur. Fakat tüketici tercihlerini kardinal terimlerle tanımlayamıyorsa, o
zaman tüketici davranışının farklı bir modeli gerekli görür. (Yaylalı, 2004: 74)
Bu model, faydanın ordinal olarak ölçülebildiği varsayımına dayanan, günümüzde başlıca
modeldir. Bu iki model arasında çelişki de yoktur. Faydanın kardinal olarak ölçüldüğü model,
faydanın ordinal olarak ölçüldüğü modelin özel bir durumudur. Fayda kardinal olarak
ölçülebilirse, her iki model de aynı sonuçları verir. (Yaylalı, 2004: 74)
A. Faydanın Ölçülebileceğinin Savunanlar: Kardinal Faydacılar
ve Azalan Marjinal Fayda Kanunu
Faydanın ölçülebileceğini savunan ekonomistler (ki bunlara kardinal faydacılar denilmektedir)
her mal ya da mal grubunun belirli bir fayda birimiyle (bu fayda birimine util ya da utilion
denilmektedir.) ölçülebileceğini kabul ederler. Şu halde faydanın ölçülmesinde (ağırlıkta kg ya
da uzunlukta metrenin kullanılmasına benzer şekilde), fayda birimi kullanılmaktadır. Örneğin
herhangi bir tüketici için:” 1 çatalın faydası = 100 fayda birimi (util)” ve “ 1 tabağın faydası =200
fayda birimi (util)” ise, bu tüketici için 2 çatalın faydası 1 tabağın faydasına kadardır. (Dinler,
2004: 110)
Mal ve hizmetlerin tüketicilere sağladığı faydanın bu şekilde ölçüldüğü kabul edilince, ortaya
yeni bir sorun çıkmaktadır. Çeşitli malların faydaları arasındaki ilişki nedir? Bir malın faydası,
başka bir malın faydasından bağımsız mıdır, yoksa aralarında ilişki varmıdır? (Dinler, 2004:
110)
a) Malların Faydaları Arasındaki İlişkiler
Çeşitli malların faydalarının birbirinden bağımsız olduğu görüşünü savunanlara göre her malın
faydası sadece o malın tüketilen miktarına bağlıdır.
Örneğin, bir tüketiciye, pinpon topunun (A malı) faydası, ondan kullandığı miktara bağlıdır. Bu
görüşe göre, A malının faydası, onunla birlikte gereksinme duyulan raket, pinpon masası, vb.
’den bağımsızdır. Oysa pinpon topunun raketi olmayan bir kişiye sağladığı fayda ile raketi olan
bir kişiye sağladığı fayda farklıdır. Bu nedenle, çeşitli mallarının faydalarının birbirinden
bağımsız olduğu görüşü yeterli derecede tutarlı olmadığından, terkedilmiştir. (Dinler, 2004:
111)
Çeşitli malların faydalarının birbirine bağlı olduğu (veri bir tüketici için) görüşünü
savunanlara göre, her maldan elde edilen fayda ile tüketicinin sahip olduğu öteki mal miktarı
arasında bir ilişki vardır.
10
b) Toplam Fayda Ve Azalan Marjinal Fayda Kanunu
Faydanın ölçüle bilirliği hipotezi, marjinal fayda diye bir kavramın tanımlanmasına olanak
sağlamaktadır. (Dinler, 2004: 111)
Belirli bir malın, onu tüketen belirli bir kişiye marjinal faydası, tüketilen son birimin toplam
faydaya yaptığı ilave faydadır. Burada çeşitli malların faydalarının birbirine bağlı olduğu kabul
edilse dahi, öteki mallardan tüketilen miktarın değişmediği kabul edilmektedir. (Dinler, 2004:
111)
Bir gereksinme ne kadar şiddetliyse, o gereksinmeyi karşılamaya yarayan mal ya da hizmetin
sağladığı fayda o kadar büyük olacaktır. Nasıl bir gereksinme karşılandıkça şiddeti azalıyorsa,
bir kimsenin sahip olduğu mal miktarı da artıkça o malın kişiye sağladığı fayda azalmaktadır. Şu
halde, bir kişiye sahip olduğu herhangi bir malın ilk biriminin sağladığı fayda, aynı malın ikinci
biriminkinden daha büyüktür. Hiç saati olmayan bir kişiye, satın aldığı bir saatin faydası oldukça
yüksek olacaktır. Aynı kişi, bir ikinci saat aldığında, bu saatte onun için faydalıdır. Ama ikinci
saatin sağladığı fayda, birincininkinden daha az olacaktır. (Dinler, 2004: 111)
Görüldüğü gibi, bir kişinin belirli bir maldan sahip olduğu miktar artıkça, her ilave birimin o
kişiye sağladığı fayda – ki buna marjinal faya diyoruz – azalmaktadır.
Herhangi bir mala sahip olmaktan (ya da tüketmekten) elde edilen tatmin toplamı olan toplam
fayda ile o malın sahip olunan (ya da tüketilen) son biriminin toplam faydaya ilavesi olan
marjinal faydayı ve bu ikisi arasındaki ilişkiyi bir örnek yardımıyla açıklamaya çalışalım. (Dinler,
2004: 111)
Kahvaltıda
Yenilen
Yumurta
Miktarı
Toplam
Fayda
Marjinal
Fayda
0
1
2
3
4
5
6
7
0
10
18
24
28
30
30
28
10
8
6
4
2
0
-2
Kahvaltıda yumurta yiyen bir kişinin, yediği yumurtalardan elde ettiği faydayı bildiğini (faydanın
ölçüle bilirliği varsayımına göre) ve sağladığı toplam ve marjinal faydanın Tablo 1.2 deki gibi
olduğunu belirttiğini varsayalım. (Dinler, 2004: 111)
Söz konusu kişi, kahvaltıda yediği ilk yumurtadan 10 birimlik bir fayda elde ettiğini belirtmiştir.
Yenen ilk yumurta aynı zamanda, yenen son yumurta olduğundan, hem toplam hem de marjinal
11
fayda 10 fayda birimidir. Aynı kişi ikinci yumurtayı yediğinde, toplam faydası -ki bu söz konusu
kişinin yediği iki yumurtadan elde ettiği fayda toplamıdır- 18 fayda birimine yükselirken,
marjinal fayda 8 fayda birimine düşmektedir. Üçüncü yumurtada ise, toplam fayda 24 fayda
birimine yükselirken, marjinal fayda 6 fayda birimine düşmektedir. Aynı kahvaltıda, dördüncü
yumurtayı yiyen bu kişinin sağladığı toplam fayda 28 fayda birimine yükselirken, marjinal fayda
4 fayda birimine düşmektedir. Bu şekilde yumurta yemeye devam eden kişinin elde ettiği toplam
fayda azalarak artarken, marjinal fayda azalmaktadır. (Dinler, 2004: 112)
Sabah kahvaltısında yumurta yiyen bu kişi beşinci yumurtayı yediğinde, yumurtadan sağladığı
tatmin en yüksek düzeye çıkmaktadır. Eğer bu kişi, altıncı yumurtayı yemek isterse, toplam
fayda da bir artış olmayacak ve dolayısıyla altıncı yumurtadan hiç fayda elde edemeyecektir
(marjinal fayda sıfır olacaktır). Eğer yedinci yumurtayı yemeyi denerse, artık rahatsız olacaktır.
Dolayısıyla altıncı yumurtadan sonra yediği yumurtalar bu kişiye zarar vereceğinden, marjinal
fayda eksi değerde olacaktır, bunun sonucu olarak da toplam fayda azalacaktır. Toplam faydanın
maksimum –ve dolayısıyla marjinal faydanın sıfır- olduğu tüketim miktarında, tüketici en yüksek
doyum (işba) noktasına erişmektedir. Örneğimizde tüketici altıncı yumurtayı yediğinde işba
noktasına erişmektedir. (Dinler, 2004: 112)
Dikkat edilirse, ilk yumurtadan itibaren toplam fayda azalan bir hızla artarken, marjinal fayda, ilk
yumurtadan itibaren azalmaktadır.
Tablo 1.3’deki bilgiler bir diyagrama aktarıldığında, Şekil 1.3’deki toplam ve marjinal fayda
eğrileri elde edilmektedir. İki eğri karşılaştırıldığında, marjinal fayda sıfırken, toplam faydanın
maksimuma erişmiş olduğu görülmektedir. Unutmamak gerekir ki, toplam faydaya marjinal
fayda yön vermektedir. Toplam fayda, daima marjinal faydaların toplamına eşittir. Bu
nedenle marjinal fayda sıfırken, toplam fayda en yüksek değere erişmiş olmaktadır.
Marjinal fayda negatif olunca, toplam fayda da azalmaktadır. (Dinler, 2004: 113)
Marjinal birimin faydasının bir önce tüketilen birimin faydasından az olması, ilave (marjinal)
birimin niteliği hakkında yanlış bir yargıya varılmasına neden olmalıdır. Gerçekte marjinal
olarak kabul edilen birim ile öteki birimle arasında hiç bir fark yoktur. Başka bir deyişle, bir
kişinin sahip olduğu (ya da tükettiği) tüm birimler birbirinin aynı, yani homojendir. Örneğimizde
tüketiciye en yüksek fayda sağlayan birinci yumurta ile zarar veren altıncı yumurta arasında
6 71 2 3 4 5
10
20
30
Yumurta
Miktarı
Toplam
Fayda
1 2 3
6 7
4 51 2 3
Yumurta
Miktarı
Marjinal
Fayda
Marjinal
Fayda
-2
4
6
2
8
10
0
12
hiçbir fiziki fark yoktur. Eğer aynı kişi, altıncı yumurtayı ilk defa yerse, yine aynı faydayı elde
edecektir. (Dinler, 2004: 113)
Marjinal faydanın azalışı kuralı tüketilen bir mal ve her tüketici için, her mekanda geçerlidir. Bu
yönsemeye , evrensel olduğunu belirtmek için “azalan marjinal fayda kanunu” adı verilir.
Marjinal faydanın azalışının nedenini insanoğlunun psikolojik ve fizyolojik yapısıyla açıklamak
mümkündür ama ekonomistleri bu yasanın sonuçları ilgilendirir. Tüketici dengesi ve talep
eğrisinin şeklini, biraz sonra bu yasaya dayanarak açıklayacağız. (Dinler, 2004: 113)
c) Değer Paradoksu
İnsan yaşamında hiç de önemli olmamasına rağmen çok yüksek fiyatlardan alıcı bulabilen bazı
malların varlığı, hep dikkatimizi çekmiş ve aklımızı kurcalamıştır.
Acaba insanoğlunun yaşamı için hiç de önemli olmayan bir pırlanta kolye ya da ressamı ölmüş
bir tablo, neden çok yüksek fiyatlardan alınıp-satılırken, yaşam için son derece önemli olan su ya
da birçok gıda maddesi çok ucuzdur.
Bazı ekonomistlerce öne sürülen herhangi bir malın değerini, o malım maliyetinin belirleyeceği
görüşü konuyu açıklığa kavuşturmamıştır. Öte yandan A. Smith, malın değerinin belirtilmesinde
“kullanım değeri” ile “mübadele değeri” arasında bir ayırım yapılması lazım geldiğini, malların
değerini ancak “mübadele değeri” nin belirleyeceğini öne sürmüştür.
Ne var ki, arz ve talep analizinin henüz bilinmediği bu dönemlerde malların değerini açıklamaya
yönelik görüşler, ziynet eşyaları başta olmak üzere, miktarı kıt olan malların yüksek fiyatını
açıklamadan uzak kalmıştır. Bu kanunun mantıklı bir şekilde açıklanabilmesi için, marjinal fayda
görüşünün ortaya atıldığı döneme (1870’lere) kadar beklemek gerekmiştir.(Dinler, 2004: 113)
Bu görüşü savunanlara göre, herhangi bir mal ya da hizmetin değerini, o malın faydası değil de, o
maldan kullanılan son birimden sağlanan fayda, daha bir öz deyişle, o malın marjinal faydası
belirlemektedir. Tüketicinin herhangi bir maldan sahip olduğu miktar arttıkça, o malın marjinal
faydası azalmaktadır. Böylece, miktarı son derece az olan ziynet eşyanın, yaşamın devamı için
gerekli olan temel gıda maddelerine göre neden çok daha değerli olduğunu açıklamak mümkün
olmaktadır. Ziynet eşyalarına örnek olarak elması, fizyolojik gereksinmelere örnek olarak suyu
alarak, bu ikisinin değerleri arasındaki farkı açıklamaya çalışalım. Suyun ve elmasın marjinal
fayda eğrilerinin Şekil 1.4’deki gibi olduğunu kabul edelim. Suyun bol olarak bulunduğu
yörelerde, marjinal faydası ve dolayısıyla değeri düşük olacaktır. Örneğimizde Ms miktarı su
olan bir yörede suyun marjinal faydası MFs kadardır. Aynı yörede, su az olan elmasın (Me kadar)
Marjinal Fayda
Miktar
B
MF’s
Su
S
A
0 MsMe
MFe
MFs
Elmas
13
marjinal faydası (MFe) suyunkinden yüksek (MFe>MFs) olduğundan, suyun değeri ve
dolayısıyla fiyatı elmasınkinden düşük olmaktadır. Bu arada dikkati çeken bir nokta, elmasın
değerinin suyunkinden yüksek olmasına karşın, sudan sağlanan toplam faydanın (OASMs
şeklinin alanı kadar), elmasınkinden (OBEMe şeklinin alanı kadar) daha büyük olmasıdır.
(Dinler, 2004: 113-114)
Görüldüğü gibi, insanlara çok daha yaralı olan su, yaşamın devamı için hiç de önemli olmadığı
halde, çok az miktarda bulunan elmastan daha az kıymetli olmaktadır. Ne var ki, su miktarı az
olan bir yörede, suyun elmastan daha kıymetli olabileceği görülecektir. Hiç su bulunmayan bir
yerde- örneğin çöldeki bir yolculukta- tüm suları bitmiş bir kişi için yaşamın devamı için gerekli
olan bir yudum su, dünyanın tüm elmaslarından daha kıymetli olabilecektir. Bu durumu, yine
Şekil 1.4’deki diyagram yardımıyla açıklamaya çalışalım. Ms olan su miktarı azalarak, elmasın
miktarına yani Me’ye indiği taktirde suyum marjinal faydası MFs ’den MFs ’ne çıkacaktır. Böyle
bir durumda suyun marjinal faydası elmasınkinden yüksek olacağından (MF’s>MFe) su elmastan
daha değerli ve dolayısıyla pahalı olacaktır. (Dinler, 2004: 114)
B. Faydanın Ölçülebileceğinin Savunanlar: Ordinal Faydacılar
Faydanın, belirli bir fayda birimi ile ölçülerek, malların fayda yönünden birbiriyle mukayesesi,
gerçekleri yansıtmaktan oldukça uzaktır. Faydanın ölçülebilir olduğunu savunanların karşısına,
faydanın ölçülebileceğini, ancak malların fayda yönünden birbiri ile mukayese edilerek tercih
sırasının saptanabileceğini savunan ekonomistler çıkmışlardır. Ordinal faydacılar dediğimiz bu
ekonomistlerin görüşleri, tercih ya da farksızlık hipotezi üzerine oturtmaktır. (Dinler, 2004: 114)
İki malın (A ve B) tüketimi ile karşı karşıya olan bir tüketici, ya da bu mallardan birini ötekine
tercih edecek, ya da ikisi arasında kayıtsız (farksız) kalacaktır.
Yani :
-A malını B’ye tercih edebilir (A’nın faydası B’ninkinden büyüktür);
-B malını A’ya tercih edebilir (B’nin faydası A’nınkinden büyüktür);
-A ile B arasında hiç fark gözetmez (A’nın faydası ile B’nin faydası birbirine eşittir).
Son durumda ikisinin birini görmekte hiçbir fark görmez. Burada ordinal sıralama söz
konusudur ve iki ilişki vardır: tercih ya da farksızlık.
Görüldüğü gibi ordinal faydacılara göre, tüketiciler mal ve hizmetleri, ancak kendilerine
sağladıkları faydalara göre sıralayabilmektedirler. Dolayısıyla herhangi bir malın faydasını,
fayda birimi ile ölçmek mümkün olamadığından, marjinal faydanın tanımı da mümkün değildir.
1970’lerde ortaya atılan kardinalist yaklaşıma göre, 1930’larda ortaya atılan ordinalist yaklaşım
daha fazla kabul görmektir. (Dinler, 2004: 114)
14
2. Kayıtsızlık Eğrileri
Bu bölümde kayıtsızlık eğrilerinin tanımını verip, özelliklerini inceleyeceğiz5. Kayıtsızlık eğrileri,
tüketicilerin zevk ve tercihlerinin ordinal olarak ölçümünü ve tüketicilerin gelirleri ile
faydalarını nasıl maksimum düzeye çıkarabileceklerini göstermek için kullanılır. Bu nedenle
kayıtsızlık eğrileri önemli bir analiz aracıdır. (Yaylalı, 2004: 74)
Tüketiciye aynı fayda düzeyini veren tüm mal bileşimlerinin oluşturduğu eğriye kayıtsızlık
(farksızlık) eğrisi denir.
Tüketicilerin zevk veya tercihleri ordinal olarak ölçülebilir. Faydanın sadece ordinal olarak
ölçülebileceği düşünülürse, tüketici zevk veya tercihleri kayıtsızlık eğrileri ile gösterilebilir.
Kayıtsızlık eğrisi aynı tatmini sağlayan farklı mal bileşimlerinin geometrik yeridir6. Farksızlık
veya eş fayda eğrisi de denilen kayıtsızlık eğrisi üzerindeki her mal bileşiminden tüketicinin elde
ettiği fayda aynıdır. Bu nedenle kayıtsızlık eğrileri mallar arsındaki tercihleri gösterir. Daha
üstteki bir kayıtsızlık eğrisinden sağlanan fayda, daha alttaki kayıtsızlık eğrisinden elde edilen
faydadan daha fazladır. Ancak, tüketicin üstteki kayıtsızlık eğrisinden alttaki eğriye göre ne
kadar fazla fayda sağladığını söyleyemiyoruz. Yani, farklı kayıtsızlık eğrileri tüketici tercihlerinin
sadece sıralamasını vermektedir. Mesela tablo 1.3 tüketiciye eşit fayda sağlayan değişik sandviç
(Qa) ve meşrubat (Qb) bileşimlerini gösteren bir kayıtsızlık tablosu olsun. Tablodaki değerler
kullanılarak Şekil 1.5’teki kayıtsızlık eğrisi elde edilir. (Yaylalı, 2004: 74)
U1 kayıtsızlık eğrisi tüketiciye belirli bir süre içerisinde (mesela 1 günde) farklı mal
bileşimlerinde aynı faydayı sağlamaktadır. Tüketici, 1 birim sandviç ve 16 birim meşrubat ile (A
bileşimi), 2birim sandviç ve 11 birim meşrubat ile (B bileşimi), 3 birim sandviç ve 7 birim
meşrubat ile (C bileşimi), 4 birim sandviç ve 4 birim meşrubat ile (D bileşimi),5 birim sandviç ve
2 birim meşrubat ile (e bileşimi), 6 birim sandviç ve 1 birim meşrubat ile (F bileşimi) aynı
faydayı elde etmektedir. (Yaylalı, 2004: 75)
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
5 Kayıtsızlık eğrileri ilk kez İngiliz İktisatçı F. Y. Edgeworth tarafından 1880’lerde gündeme gelmiştir. 1990’ların
başında bu kavram İtalyan iktisatçı V. Pareto tarafından geliştirilerek yoğun olarak kullanılmıştır. Uygulamada
Kayıtsızlık eğrisi büyük ölçüde 1930’larda İngiliz İktisatçılar Allen Roy George Douglas (1906-1983) ve J. R. Hicks
tarafından yaygınlaştırılmıştır.
6 Fayda fonksiyonu kullanılarak kayıtsızlık eğrisi çok basit bir şekilde tanımlanabilir. Kayıtsızlık eğrisi aşağıdaki
fonksiyonla verilebilir
U(qa, qb, qc…………………….qn)=k , Burada k, sabit bir sayıdır (1.3)
15
U1 kayıtsızlık eğrisi gibi, her biri farklı fayda düzeyini gösteren çok sayıda kayıtsızlık eğrisi
vardır. Mesela, Şekil 1.5’teki U2 kayıtsızlık eğrisi U1 kayıtsızlık eğrisine göre daha fazla fayda
sağlamaktadır. Çünkü U2 kayıtsızlık eğrisi ya aynı sandviç miktarı karşısında daha çok meşrubat
içmekte veya aynı meşrubat miktarına karşılık daha fazla sandviç ihtiva etmekte yahut da hem
daha çok sandviç ve hem de daha çok meşrubat sağalmaktadır. U0 kayıtsızlık eğrisinde de, U1
kayıtsızlık eğrisine göre daha az fayda elde edilmektedir. Bu eğrilerin tümüne kayıtsızlık haritası
veya kayıtsızlık paftası denilmektedir. (Yaylalı, 2004: 75)
Tüketici U0 kayıtsızlık eğrisi üzerindeki L ve K noktaları arasında, her iki bileşimden de aynı
faydayı elde edeceği için, kayıtsızdır. Ancak, tüketici U1 kayıtsızlık eğrisini U0 kayıtsızlık eğrisine
ve U2 kayıtsızlık eğrisini de, daha fazla fayda elde edeceği için, U1 kayıtsızlık eğrisine tercih
etmektedir.
Kayıtsızlık haritası tüketici tercihlerini gösterdiği için, tüketici davranışı açısından çok
önemlidir. Kayıtsızlık haritasının tüketici tercihlerini nasıl yansıttığını görebilmek için çeşitli
A
B
C
D
E
F
G
H
L
K
0
2
4
6
8
10
12
14
16
18
20
22
0 1 2 3 4 5 6 7
Qbmeşrubat
Qa (Sandiviç)
U2
U1U0
Sandviç (Qa) Meşrubat (Qb) Bileşimler Fayda Düzeyi
1
2
3
4
5
6
16
11
7
4
2
1
A
B
C
D
E
F
U1
U1
U1
U1
U1
U1
16
kayıtsızlık haritalarını inceleyelim. Şekil 1.6’te farklı tüketicilerin tercihlerini gösteren kayıtsızlık
haritaları yer almaktadır. (Yaylalı, 2004: 76)
Birinci tüketicinin kayıtsızlık eğrileri, nispi olarak ikinci tüketiciye göre daha diktir. Bunun
anlamı, birinci tüketici aynı faydayı elde edebilmek için A malından 1 birim vazgeçme karşılığı
daha fazla B malı kullanacaktır. Bu nedenle, B malı (nispi olarak A malına göre ) birinci
tüketici açısından ikinci tüketiciye göre daha az önemlidir. (Yaylalı, 2004: 76)
Üçüncü tüketici, A malı baş belası mal olarak değerlendirilmektedir. Çünkü bir miktar A
malından kurtulmak için tüketici B malının da tüketilen miktarını azaltmaya istekli olacaktır.
(Yaylalı, 2004: 76)
Birinci tüketicinin kayıtsızlık eğrisinin ikinci tüketicininkine göre nispi olarak daha dik olması, B
malının A malına göre, birinci tüketici açısından ikinci tüketiciye göre daha az önemli olduğunu
göstermektedir. Pozitif eğilimli olan kayıtsızlık eğrileri, A malının baş belası mal olarak
değerlendirilmesi yol açmaktadır. Bir miktar A malından kurtulmak için, tüketicinin B malını
tüketimi miktarının da azaltılmasına istekli olması gerekmektedir.
2.1. Kayıtsızlık Eğrilerinin Özellikleri
1. Kayıtsızlık eğrileri negatif eğimlidir: Tüketici aynı fayda düzeyinde kalabilmesi için, bir
maldan tükettiği miktarı arttırdığı zaman diğer maldan tükettiği miktarı azalması
gerekir. Mesela şekil 1.7 ‘te tüketicinin K noktasından L noktasına geçerken aynı fayda
düzeyini ( U1 ) koruyabilmesi için A malından tükettiği miktarı qa1 qa2 kadar artırırken
B malından tükettiği miktarı da qb1 qb2 kadar azaltması gerekir. Aksi takdirde A
malından daha fazla tüketmesine karşılık, B malından tükettiği miktarı azaltmaz ise,
tüketicinin fayda düzeyi artacaktır. Bu durumda tüketici daha üst kayıtsızlık eğrisine
geçmiş olacaktır. (Yaylalı, 2004: 77)
U2
Qa
Qb
U1
U0
U2
Qa
Qb
U1
U0
U2
Qa
Qb U1
U0
I. Tüketici II.Tüketici III.Tüketici
17
Kayıtsız eğrilerinin negatif eğimli olmaları, tüketicinin aynı fayda düzeyinde kalabilmesi için, bir maldan
tükettiği miktarı artırdığında diğer maldan tükettiği miktarı azalması anlamına gelmektedir.
2. Kayıtsızlık eğrileri kesişmezler: Kayıtsızlık eğrilerinin kesişmesi kayıtsızlık eğrilerinin
tanımına aykırıdır. Şekil 1.8’deki D ve C mal demetleri U1 fayda eğrisi üzerinde oldukları
için eş değerdir. E ve C mal demetleri de U2 fayda eğrisi üzerinde oldukları için yine
eşdeğerdir. Fayda eğrilerinin geçişli olma özelliğinden ötürü, E mal demeti D mal
demetine denk olmaktadır. Ancak, bu da mümkün değildir. Çünkü E mal demeti D mal
demetine göre her iki maldan da (hem A malı ve hem de B malı ) daha fazla içermektedir.
Bu sebepten, kayıtsızlık eğrileri kesişmezler. (Yaylalı, 2004: 77)
C noktası hem U1 hem de U2 kayıtsızlık eğrileri üzerinde olduğu için D ve E noktaların da aynı
tatmin sağlanmalıdır. D ve E noktalarındaki bileşimler aynı faydayı sağlayamaz. Çünkü E bileşimi
B bileşimine göre, hem daha fazla A malı ve hem de daha fazla B malı içermektedir.
3. Kayıtsızlık eğrileri genellikle orijine dış bükeydirler Ancak iki durumda kayıtsızlık
eğrileri merkeze dış bükey olmazlar. Bunlardan birincisi, kayıtsızlık eğrilerinin doğru şekilde
olmasıdır. Mallar arasında ikame tam olduğunda, kayıtsızlık eğrileri doğru şeklini alırlar.
İkinci durum ise kayıtsızlık eğrilerinin dik açı yapar konumda olmasıdır. Tüketilen mallar
tamamlayıcı nitelikte iseler, kayıtsızlık eğrileri dik açı yapacak bir konumda olurlar.
Kayıtsızlık eğrilerinin genellikle merkeze dış bükey olmasının sebebi azalana son birim
yararı kanunudur. Azalan son birim yararı kanuna göre, belli bir malın birbirini izleyen
birimlerinden elde edilen fayda, malın tüketimi arttıkça azalacaktır. İkame mallarından
Qb
Qa
K
Lqb2
qb1
qa1 qa2
U1
Qb
U2
Qa
U1
C
E
D
18
birinin tüketimi giderek artırılırken, aynı fayda düzeyinde kalabilmek için, diğer ikame
malından tüketilen miktar her seferinde daha az olacaktır. Çünkü giderek daha fazla
tüketilen malın marjinal faydası azalırken, aynı fayda düzeyini korumak için daha az
kullanılan malın marjinal faydası artacaktır. (Yaylalı, 2004: 79)
Kayıtsızlık eğrilerinin orijine dış bükey olmaları, kayıtsız eğrileri boyunca yukarından aşağıya
doğru A malından bir birim daha fazla tercih etme karşılığı her seferinde B malından daha az
vazgeçilmesi anlamına gelmektedir.
Şekil 1.9’deki kayıtsızlık eğrisinde başlangıçta B malından daha fazla buna karşılık A malından
daha az kullanmakta (tüketicinin B malından tükettiği qb1 miktar ve A malında kullandığı qa1
miktarı ile elde ettiği C bileşimi ) dolasıyla B malının marjinal faydası düşük ve A malının
marjinal faydası yüksektir. Eğri boyunca C bileşimden İ bileşimine doğru hareket edildiğinde, bir
yandan tüketilen A malı artarken bu malın marjinal faydası giderek azalmakta, diğer yandan, B
malının tüketilen miktarı azalırken B malının marjinal faydası da artmaktadır. İşte bu nedenle,
kayıtsızlık eğrileri genellikle merkeze dış bükeydirler. (Yaylalı, 2004: 79)
Eğer iki mal bir ihtiyacı karşılamak üzere birbirleri yerine tama olarak ikame edilebiliyorsa,
tüketici bunlardan birini diğerine tercih edemiyorsa, bu tür mallar için çizilecek kayıtsızlık eğrisi
doğru şeklinde olacaktır. Mallar arasında, tam ikame söz konusu olduğunda, her mal bileşimi için
ikame oranı sabit kalacaktır. Yani, bir maldan alınan her ilave birimi için, diğer maldan sabit
birim vazgeçilecektir. Billur tuz ile kristal tuz: 500 TL ile 1000 TL; 1000TL ‘ lik pul ile 1500TL’lik
pul tam ikame mallarına örnek verilebilir. (Yaylalı, 2004: 79)
Qb
qb2
qb3
qb5
qb4
IH
qa1
Qa
qb1
G
E
F
D
C
qa4qa3qa2 qa5 qa7qa6
qb7
U1qb6
19
6.0 4
4.5 3
3.0 2
1.5 1
0 2 4 6 8 0 1 2 3 4
Kayıtsızlık eğrilerinin doğru şekilde olmaları, soldaki panelde olduğu gibi marjinal ikame
oranlarının sabit olduğunu ve tüketici açısından da bu iki malın tam ikame malı olduğunu
göstermektedir. Sağdaki panelde olduğu gibi, kayıtsızlık eğrilerinin L şeklinde (90 derece yapar
konumda) olmaları, bu iki malın tamamlayıcı mallar oldukları göstermektedir.(Yaylalı, 2004: 80)
Şekil 1.10 ‘ da soldaki panel, mallar arasında ikamenin tam olduğu durumu göstermektedir. Aynı
fayda düzeyini (mesela, U4 fayda düzeyini ) muhafaza etmek kaydıyla, A malından 2 birim daha
fazla karşılığı B malından her seferinden 1.5 birim vazgeçilmektedir. Bu durumda mallar
arasında ikame tamdır. (Yaylalı, 2004:80)
Şayet mallar tamamlayıcı nitelikte iseler yani belirli bir fayda düzenin elde edilebilmesi için, her
iki maldan belirli bir miktarın kullanılması söz konusu ise, kayıtsızlık eğrileri dik açı yapan
durumdadır. Tamamlayıcı mallara sağ ve sol ayak kabı örnek verilebilir. Tüketiciler 1 sağ ve 1
sol ayakkabı ile belirli bir fayda elde etmektedir. Fayda düzeylerini artması için, kullanılan
mallar aynı anda ve aynı oranda artmalıdır. 2 sağ ve 2 sol ayakkabı bir tüketicinin fayda
düzeyini artırırken, 1 sağ ve 2 sol ayakkabı veya 2 sağ ve 1 sol ayakkabı tüketicinin fayda
düzeyinin artırmaz. Bu nedenle tamamlayıcı malları kayıtsızlık eğrileri dik açı yapalar (Şekil 1.10
sağdaki panel) (Yaylalı, 2004: 80)
4. Kayıtsızlık eğrilerinde, üsteki kayıtsızlık eğrisi alttaki kayıtsızlık eğrisine göre daha
fazla fayda sağlar. Şekil 1.11 ‘ daki U2 fayda eğrisi U1 fayda eğrisine tercih edilir. Çünkü, daha
üstedeki U2 kayıtsızlık eğrisi daha attaki U1 kayıtsızlık eğrisine göre, her iki maldan daha fazla
içermektedir. Mesela U1 fayda eğrisi üzerindeki K bileşiminde tüketici qa1 kadar A malından
ve qb3 kadar B malından tüketirken U2 kayıtsızlık eğrisi üzerindeki M noktasında tüketici hem
A malından daha fazla (qa2 k kadar ) ve hem de B malından daha fazla (qb2 kadar ) tüketerek
fayda düzeyini artırmaktadır. Yahut ta mallardan biri sabit olmak kaydı ile diğer mallardan daha
fazla tüketilmektedir. Mesela K bileşiminden L bileşimine geçildiğinde. A malının tüketilen
miktarı aynı olmakla birlikte, B malının tüketilen miktarı artmaktadır (qb3’ten qb1 e). Veya K
bileşiminden N bileşimine geçmekle, bu sefer B malından tüketilen miktarın sabit olmasına
karşılık A malından tüketilen miktar (qa1 ‘den qa3 ‘ e çıkmakta ) artmaktadır. Her iki durumda
da, fayda düzeyi artmakta U1 kayıtsızlık eğrisinden U2 eğrisine geçilmektedir.(Yaylalı, 2004:
81)
Qa
QbQb
Qa
K
L
M
U4
U3
U2 U3U1
U2
U1
U4
2.0
1.5
2.0
1.5
20
Kayıtsız paftasında üstteki kayıtsızlık eğrisi alttaki kayıtsızlık eğrisine göre daha fazla fayda
sağlanmaktadır. U1 kayıtsızlık eğrisinden U2 kayıtsızlık eğrisine geçebilmek için, ya mallardan
birinin tüketilen miktarı sabit tutularak diğerinin miktarı artırılmalı (L veya N bileşimi ) veya
her iki malın tüketilen miktarı da artırılmalıdır (M bileşimi )
 Tüketiciye belirli bir toplam faydayı sağlayan tüketim bileşenlerini ifade eden noktaların
geometrik bileşimine kayıtsızlık eğrisi (kayıtsızlık paftası, farksızlık eğrisi) denir.
 Kayıtsızlık eğrileri üzerindeki her nokta eşit toplam faydayı gösterir.
 Kayıtsızlık eğrileri orijinden uzaklaştıkça daha yüksek toplam fayda elde edilir.
 Kayıtsızlık eğrileri negatif eğimlidir.
 Kayıtsızlık eğrileri orijine göre dış bükeydir.
 Kayıtsızlık eğrilerinin birbirlerini kesmeme özelliği iktisadi insanın tercihler arasındaki
tutarlılık özelliği ile ilgilidir.
 Bir malın diğerinin yerine kullanılmasına ikame denir.
 Kayıtsızlık eğrisi üzerinde bir noktadan dolayında tüketicinin bir malı diğerine tercih ettiği
değişim oranına marjinal ikame oranı denir.
 Kayıtsızlık eğrilerinin orijine göre dış bükey olmasının nedeni azalan marjinal fayda
yasasıdır.
 Kayıtsızlık eğrilerinin negatif eğimli olmalarının nedeni aynı fayda düzeyinde kalabilmek
için bir malın tüketimi artığında diğer malın tüketiminin azalmasıdır.
Qb
M
Qa
N
L
K
qa1
U2
U1
qa3qa2
qb1
qb2
qb3
21
2.2. Marjinal İkame Oranı
Marjinal İkame Oranı (MRS)7 tüketicinin aynı fayda düzeyinden kalmak kaydı ile bir maldan 1
birim daha fazla karşılığı diğer maldan vazgeçtiği miktardır. Mesela, A malının B malı için
marjinal ikame oranı (MRSab), tüketicinin aynı fayda düzeyini korumak üzere 1 birim daha fazla
A malı almak için B malından vazgeçtiği miktarı gösterir Yani,
MRSab = dir8. (1.4)
B malı azaldığı için MRSab negatif olacaktır. MRSab ‘yi pozitif değerle ifade edebilmek için MRSab
(-1) ile çarpılır. (Yaylalı, 2004: 82)
11
7
4
2
1
0 1 2 3 4 5
C noktasından D noktasına geçildiğinde, 1 birim daha fazla A malı tüketebilmek için 4 birim B
malından vazgeçilmektedir Böylece, MRSab = 4 ‘tür D ile E noktaları arasında MRSab = 3 ‘tür. E
ile F noktaları arasında MRSab = 2’dir. F ve G noktaları arasında da MRSab = 1’dir. Kayıtsızlık
eğrisi boyunca yukarından aşağıya hareket edildiğinde, marjinal ikame oranı azalmaktadır.
Şekil 1.12’da gösterilen kayıtsızlık eğrisi (U1) üzerindeki noktalara karşılık gelen MRS
değerlerini bulalım. Tüketici, U1 fayda eğrisi üzerindeki C noktasından D noktasına geçtiğinde,
aynı fayda düzeyini koruyabilmek için 1 birim daha fazla A malı alma karşılığı B malından 4
birim vazgeçebilmektedir. (Yaylalı, 2004: 83)
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
7 MRS, Marjinal ikame oranının İngilizce karşılığı olan “marginal rate of substitution kelimelerinin baş harflerinden
oluşmaktadır.
8 B malının A malı için marjinal ikame oranı MRSab’nin tersidir. Yani; MRSba =
C
Qb
Qa
G
D
E
F
U1
22
Yani A malının B malı için MRSab = - (-4/1) ‘tür . Bu oran aynı fayda düzeyinde kalmak kaydı ile
1 birim daha fazla A malı almak için B malından vazgeçilmesi gereken miktardır (birim
sayısıdır).Bulunan bu değer,U1 kayıtsızlık eğrisi üzerindeki C ve D noktalarının birleştirilmesi ile
elde edilen doğrunun (kirişin) eğiminin pozitif değerdir. (Yaylalı, 2004: 83)
Benzer şekilde, D ile E noktaları arasındaki MRSab=3/1=3’tür(DE doğrusunun eğiminin mutlak
değeri ).E ile F noktaları arasındaki MRSab =2 ve F ile G noktaları arasındaki MRSab=1’dir.Şekil
1.12 ‘da görüldüğü gibi, MRS, kayıtsızlık eğrisi üzerinde yukardan aşağı hareket edildikçe
azalmaktadır. (Yaylalı, 2004: 83)
Daha açık bir ifade ile, kayıtsızlık eğrisi üzerindeki belirli bit noktada MRSab kayıtsızlık eğrisinin
o noktadaki eğiminin mutlak değerine eşittir9. Kayıtsızlık eğrisi üzerindeki herhangi bir noktanın
eğimi, o noktadan kayıtsızlık eğrisine çizilen teğetin tabanla yaptığı açının tanjantına eşittir.
Mesela, Şekil 1.13 ‘ deki U1 kayıtsızlık eğrisi üzerinden bulunan C noktasının eğimi, aynı
zamanda marjinal ikame oranı verecektir. Yani;
MRSab = tgC = tgD1 =tgN
MRSab = = =
Kayıtsızlık eğrisi üzerinde bir mal bileşiminde diğer bir mal bileşiminde geçildiğinde
(mesela, Şekil 1.13 ‘de C’de D’ye geçildiğinde ) mallardaki değişimler ∆ kadar olmakta yani çok
küçük olmaktadır. Bu nedenle qa1 qa2 miktarı ihmal edilebilmektedir. Yani D1 açısı D açısına
yaklaştırılabilir. O halde; (Yaylalı, 2004: 83)
MRSab = tgC = tgD1 = tgD = tgN
MRSab = = = =
Yani MRSab = = =| | dır
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
9 Önceki paragrafta belirtildiği gibi, kayıtsızlık eğrisi üzerinde alınan iki noktanın birleştirilmesi ile elde edilen
doğrunun eğiminin mutlak değeri olarak verilen MRS tanımı, A malının küçük birimlerle ölçülmesi halinde iyi bir
yaklaşımdır. Sadece A ve B gibi iki malın olduğu düşünüldüğünde, fayda fonksiyonu : U=f(qa,qb)= a olacaktır. Bu
fonksiyonun tam diferansiyeli alındığında; olur. Böylece kayıtsızlık eğrisinin eğimi
= olup, Amalının b malı için marjinal ikame oranı (-1) ile Çarpımına eşittir.
Qb
23
Kayıtsızlık eğrisi üzerindeki herhangi bir noktanın eğimi, o noktadan kayıtsızlık eğrisine çizilen
teğetin tabanla yaptığı açıyı tanjantına eşittir. C noktasındaki eğim, marjinal ikame oranını
verilecektir. Yani MRSab = tgC=tgD1=tgN. Kayıtsızlık eğrisi boyunca bir bileşimden diğer bir
bileşime geçildiğinde değişim çok küçük olmaktadır (burada, D kadar ) Bu nedenle, C
noktasından D noktasından qn1 qa2 arası ihmal edilmektedir. Yani, D1 açısı D açısına
yaklaştırılmaktadır. O halde, MHRSnb=tgC=tgD1=tgD=tgN=∆qb/∆qn’dır. (Yaylalı, 2004: 84)
2.3. Marjinal İkame Oranı İle Mallarının Marjinal Faydaları
Arasındaki İlişki
Önceki analizlerimizde, kayıtsızlık eğrisi boyunca yukarıdan aşağıya doğru hareket edildiğinde,
bir yandan kayıtsızlık eğrisinin eğimi olan marjinal ikame oranın azaldığını, diğer yandan da
aynı fayda düzeyinde kalabilmek için mallardan birinin tüketilen miktarının artması sonucu o
malın marjinal faydasının azaldığını, buna karşılık diğer malın tüketilen miktarının azalması ile
de malın marjinal faydasının arttığını görmüştük. Öyle ise, marjinal ikame oranı ile malların
marjinal faydaları arasındaki bir ilişki vardır. Bu ilişki, marjinal ikame oranının malların marjinal
faydaları oranına eşitliği şeklindedir. Yani ,A ve B gibi iki mal tüketildiğinde: (Yaylalı, 2004: 84)
MRSab=A Malının Marjinal Faydası /B Malının Marjinal Faydası’dır. Bu ilişkiyi Şekil 1.12 yardımı
ile inceleyelim. (Yaylalı, 2004: 84)
Şekil 1.14’deki U1 kayıtsızlık eğrisi üzerinde bulunan C noktasından D noktasına gelindiğinde A
malının ilave tüketimi, ∆qa , A malının her birimi için İlave bir fayda, MUa sağlayacaktır. A
malındaki bu ilave tüketimi, toplam faydada MUa(∆qa) kadar bir artış ortaya çıkacaktır. Aynı
fayda düzeyinde (U1 fayda eğrisi üzerinde ) kalabilmek için B malından biraz daha az,∆qb,
tüketilmelidir. B malının tüketimindeki azalma B malının her birimi için bir fayda kaybına, MUb,
yol açacaktır. Toplam faydadaki azalma ise MUb(∆qb)kadar olacaktır Kayıtsızlık eğrisi
üzerindeki bütün mal bileşimleri aynı faydayı verdiği için, bir malın ilave tüketimi ile toplam
C
D
U1
M
N
Qa
qb1
qb2
qa1 qa1’ qa2
C’ D1∆qa
∆qb
24
faydada meydana gelen artış, diğer malın daha az tüketiminden ötürü toplam faydadaki azalışı
dengelemelidir. Yani,
MUa (∆qa)=- MUb (∆qb) olmalıdır.
Bu eşitlik, bir başka biçimde, aşağıdaki gibi düzenlenebilir.
= = MRSab (1.5)
U1 kayıtsızlık eğrisi üzerindeki C noktasından D noktasına geçildiğinde, A malının ilave
tüketimi,∆qa, A malının her birimi için toplam faydada bir artış, MUa(∆qa), sağlıyacaktır.U1 fayda
eğrisi üzerinde kalabilmek için de ,∆qb kadar B malından daha az tüketilmelidir. B malının
tüketimindeki bu B malının her birimi için bir fayda kaybına, MUb, yol açacaktır. Toplam faydadaki
azalma ise , MUb(∆qb) kadar olacaktır. Tüketici U1 kayıtsızlık eğrisi üzerinde kaldığın göre, toplam
faydadaki artış toplam faydadaki artış toplam faydadaki azalışa eşit olmalıdır. Yani, MUa(∆qa)= -
MUb(∆qb) yahut -∆qb/∆qa =MUa/MUb =MRSab’dır. (Yaylalı, 2004: 85)
Böylece, MRSab kayıtsızlık eğrisinin mutlak eğrisin mutlak eğimine ve malların marjinal
faydaları oranına eşittir. Yani, A malının B malı için MRSab, A malının marjinal faydasının B
malının marjinal faydası oranına eşittir. Bir tüketici aynı fayda düzeyini koruyabilmek amacı ile
giderek daha fazla A malı almak için daha fazla B malından vazgeçerse, A malının marjinal
faydası azalırken, B malının marjinal faydası artar. Böylece, tüketici A malının her ilave birimi
için B malından daha az vazgeçmeye istekli olacaktır. Bu durum, MRSab ‘nin azalmasına ve
kayıtsızlık eğrilerinin orjine dış bükey olmalarına neden olur. (Yaylalı, 2004: 86)
D
C
qb2
qb1
qa2qa1
Qb
Qa
U1
25
KAYNAKÇA
1. Yaylalı, M. (2004). Mikro iktisat. İstanbul: Beta (sf. 67-86)
2. Dinler, Z. (2004). İktisada giriş. Bursa: Ekin (sf. 110-126)

Más contenido relacionado

La actualidad más candente

Kurumsal Sosyal Sorumluluk / Anadolu Efes
Kurumsal Sosyal Sorumluluk / Anadolu EfesKurumsal Sosyal Sorumluluk / Anadolu Efes
Kurumsal Sosyal Sorumluluk / Anadolu Efesİsmail Sarp Aykurt
 
Marka Yönetimi ve Markalaşma Stratejileri
Marka Yönetimi ve Markalaşma StratejileriMarka Yönetimi ve Markalaşma Stratejileri
Marka Yönetimi ve Markalaşma StratejileriUğurcan Yurtsever
 
Mavi̇ jeans swot anali̇zi̇
Mavi̇ jeans swot anali̇zi̇Mavi̇ jeans swot anali̇zi̇
Mavi̇ jeans swot anali̇zi̇Berna Birkan
 
Swot anali̇zi̇
Swot anali̇zi̇Swot anali̇zi̇
Swot anali̇zi̇Esra Çimen
 
Histamin (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Histamin (fazlası için www.tipfakultesi.org )Histamin (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Histamin (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Marka yaratmanın 22 kuralı
Marka yaratmanın 22 kuralıMarka yaratmanın 22 kuralı
Marka yaratmanın 22 kuralıEfe Bent
 
Birleşme ve satınalma / Merger and Acquisition
Birleşme ve satınalma / Merger and Acquisition Birleşme ve satınalma / Merger and Acquisition
Birleşme ve satınalma / Merger and Acquisition Monzur Morshed Patwary
 
SWOT VE PEST ANALİZİ - ÜLKER / YILDIZ HOLDİNG
SWOT VE PEST ANALİZİ - ÜLKER / YILDIZ HOLDİNGSWOT VE PEST ANALİZİ - ÜLKER / YILDIZ HOLDİNG
SWOT VE PEST ANALİZİ - ÜLKER / YILDIZ HOLDİNGFurkan Özgür
 
Acil serviste hastaya yaklaşim(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Acil serviste hastaya yaklaşim(fazlası için www.tipfakultesi.org)Acil serviste hastaya yaklaşim(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Acil serviste hastaya yaklaşim(fazlası için www.tipfakultesi.org)www.tipfakultesi. org
 
Aile Şirketlerinde Yönetim ve Kurumsallaşma
Aile Şirketlerinde Yönetim ve KurumsallaşmaAile Şirketlerinde Yönetim ve Kurumsallaşma
Aile Şirketlerinde Yönetim ve KurumsallaşmaAli Osman Öncel
 
YATIRIM PROJELERİ DEĞERLENDİRME YÖNETEMLERİ
YATIRIM PROJELERİ DEĞERLENDİRME YÖNETEMLERİYATIRIM PROJELERİ DEĞERLENDİRME YÖNETEMLERİ
YATIRIM PROJELERİ DEĞERLENDİRME YÖNETEMLERİKASIAD KOCAELİ
 
Obstruktif akc hst (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Obstruktif akc hst (fazlası için www.tipfakultesi.org )Obstruktif akc hst (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Obstruktif akc hst (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
Eczacıbaşı
EczacıbaşıEczacıbaşı
Eczacıbaşıbektas
 

La actualidad más candente (20)

Kurumsal Sosyal Sorumluluk / Anadolu Efes
Kurumsal Sosyal Sorumluluk / Anadolu EfesKurumsal Sosyal Sorumluluk / Anadolu Efes
Kurumsal Sosyal Sorumluluk / Anadolu Efes
 
Marka Yönetimi ve Markalaşma Stratejileri
Marka Yönetimi ve Markalaşma StratejileriMarka Yönetimi ve Markalaşma Stratejileri
Marka Yönetimi ve Markalaşma Stratejileri
 
Mavi̇ jeans swot anali̇zi̇
Mavi̇ jeans swot anali̇zi̇Mavi̇ jeans swot anali̇zi̇
Mavi̇ jeans swot anali̇zi̇
 
Marka Sunum
Marka SunumMarka Sunum
Marka Sunum
 
Swot anali̇zi̇
Swot anali̇zi̇Swot anali̇zi̇
Swot anali̇zi̇
 
Histamin (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Histamin (fazlası için www.tipfakultesi.org )Histamin (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Histamin (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Marka yaratmanın 22 kuralı
Marka yaratmanın 22 kuralıMarka yaratmanın 22 kuralı
Marka yaratmanın 22 kuralı
 
Birleşme ve satınalma / Merger and Acquisition
Birleşme ve satınalma / Merger and Acquisition Birleşme ve satınalma / Merger and Acquisition
Birleşme ve satınalma / Merger and Acquisition
 
SWOT VE PEST ANALİZİ - ÜLKER / YILDIZ HOLDİNG
SWOT VE PEST ANALİZİ - ÜLKER / YILDIZ HOLDİNGSWOT VE PEST ANALİZİ - ÜLKER / YILDIZ HOLDİNG
SWOT VE PEST ANALİZİ - ÜLKER / YILDIZ HOLDİNG
 
Selpak Medya Planlama Sunumu
Selpak Medya Planlama SunumuSelpak Medya Planlama Sunumu
Selpak Medya Planlama Sunumu
 
Acil serviste hastaya yaklaşim(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Acil serviste hastaya yaklaşim(fazlası için www.tipfakultesi.org)Acil serviste hastaya yaklaşim(fazlası için www.tipfakultesi.org)
Acil serviste hastaya yaklaşim(fazlası için www.tipfakultesi.org)
 
Stratejik Planlama
Stratejik PlanlamaStratejik Planlama
Stratejik Planlama
 
Metaboli̇k kemi̇k hastaliklari
Metaboli̇k kemi̇k hastaliklariMetaboli̇k kemi̇k hastaliklari
Metaboli̇k kemi̇k hastaliklari
 
astım
astım astım
astım
 
Pazarlama stratejileri
Pazarlama stratejileriPazarlama stratejileri
Pazarlama stratejileri
 
Aile Şirketlerinde Yönetim ve Kurumsallaşma
Aile Şirketlerinde Yönetim ve KurumsallaşmaAile Şirketlerinde Yönetim ve Kurumsallaşma
Aile Şirketlerinde Yönetim ve Kurumsallaşma
 
YATIRIM PROJELERİ DEĞERLENDİRME YÖNETEMLERİ
YATIRIM PROJELERİ DEĞERLENDİRME YÖNETEMLERİYATIRIM PROJELERİ DEĞERLENDİRME YÖNETEMLERİ
YATIRIM PROJELERİ DEĞERLENDİRME YÖNETEMLERİ
 
Obstruktif akc hst (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Obstruktif akc hst (fazlası için www.tipfakultesi.org )Obstruktif akc hst (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Obstruktif akc hst (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Eczacıbaşı
EczacıbaşıEczacıbaşı
Eczacıbaşı
 
Temel stratejiler
Temel stratejilerTemel stratejiler
Temel stratejiler
 

Destacado

Tüketi̇ci̇ teori̇si̇
Tüketi̇ci̇ teori̇si̇Tüketi̇ci̇ teori̇si̇
Tüketi̇ci̇ teori̇si̇Samet Arslan
 
TüKetici Tercihleri
TüKetici TercihleriTüKetici Tercihleri
TüKetici Tercihlerierkanaktas
 
İktisat Politikası Yönetimi
İktisat Politikası Yönetimiİktisat Politikası Yönetimi
İktisat Politikası YönetimiCOSKUN CAN AKTAN
 
tüketici davranışları
tüketici davranışlarıtüketici davranışları
tüketici davranışlarıesereke
 

Destacado (7)

Tüketi̇ci̇ teori̇si̇
Tüketi̇ci̇ teori̇si̇Tüketi̇ci̇ teori̇si̇
Tüketi̇ci̇ teori̇si̇
 
TüKetici Tercihleri
TüKetici TercihleriTüKetici Tercihleri
TüKetici Tercihleri
 
Yönetim Ekonomisi
Yönetim EkonomisiYönetim Ekonomisi
Yönetim Ekonomisi
 
İktisat Politikası Yönetimi
İktisat Politikası Yönetimiİktisat Politikası Yönetimi
İktisat Politikası Yönetimi
 
Tam rekabet
Tam rekabetTam rekabet
Tam rekabet
 
Makro iktisat - özet
Makro iktisat - özetMakro iktisat - özet
Makro iktisat - özet
 
tüketici davranışları
tüketici davranışlarıtüketici davranışları
tüketici davranışları
 

Más de A Bugdayci

Barajlar ve hazneleri
Barajlar ve hazneleriBarajlar ve hazneleri
Barajlar ve hazneleriA Bugdayci
 
Dünyada ve Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliği
Dünyada ve Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliğiDünyada ve Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliği
Dünyada ve Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliğiA Bugdayci
 
Prefabrik yapılar için ankrajlar abdurrahman buğdaycı
Prefabrik yapılar için ankrajlar abdurrahman buğdaycıPrefabrik yapılar için ankrajlar abdurrahman buğdaycı
Prefabrik yapılar için ankrajlar abdurrahman buğdaycıA Bugdayci
 
Aerogel abdurrahma buğdaycı
Aerogel abdurrahma buğdaycıAerogel abdurrahma buğdaycı
Aerogel abdurrahma buğdaycıA Bugdayci
 
Kütle, bernoulli ve enerji̇ denklemleri̇
Kütle, bernoulli ve enerji̇ denklemleri̇Kütle, bernoulli ve enerji̇ denklemleri̇
Kütle, bernoulli ve enerji̇ denklemleri̇A Bugdayci
 
Yeni̇lenebi̇li̇r enerji̇ kaynaklarinin ekonomi̇k büyüme üzeri̇ndeki̇ etki̇si̇...
Yeni̇lenebi̇li̇r enerji̇ kaynaklarinin ekonomi̇k büyüme üzeri̇ndeki̇ etki̇si̇...Yeni̇lenebi̇li̇r enerji̇ kaynaklarinin ekonomi̇k büyüme üzeri̇ndeki̇ etki̇si̇...
Yeni̇lenebi̇li̇r enerji̇ kaynaklarinin ekonomi̇k büyüme üzeri̇ndeki̇ etki̇si̇...A Bugdayci
 
Yeni̇lenebi̇li̇r enerji̇ kaynaklarinin ekonomi̇k büyüme üzeri̇ndeki̇ etki̇si̇...
Yeni̇lenebi̇li̇r enerji̇ kaynaklarinin ekonomi̇k büyüme üzeri̇ndeki̇ etki̇si̇...Yeni̇lenebi̇li̇r enerji̇ kaynaklarinin ekonomi̇k büyüme üzeri̇ndeki̇ etki̇si̇...
Yeni̇lenebi̇li̇r enerji̇ kaynaklarinin ekonomi̇k büyüme üzeri̇ndeki̇ etki̇si̇...A Bugdayci
 
Ham petrol fiyatları_a.bugdayci
Ham petrol fiyatları_a.bugdayciHam petrol fiyatları_a.bugdayci
Ham petrol fiyatları_a.bugdayciA Bugdayci
 
Monopol piyasa a.bugdayci
Monopol piyasa a.bugdayciMonopol piyasa a.bugdayci
Monopol piyasa a.bugdayciA Bugdayci
 
Petrol fiyatlarının tarihi_gelişimi
Petrol fiyatlarının  tarihi_gelişimiPetrol fiyatlarının  tarihi_gelişimi
Petrol fiyatlarının tarihi_gelişimiA Bugdayci
 
Türkiye ve AB vergi politikalari
Türkiye ve AB vergi politikalariTürkiye ve AB vergi politikalari
Türkiye ve AB vergi politikalariA Bugdayci
 
Doviz piyasasi analizleri
Doviz piyasasi analizleriDoviz piyasasi analizleri
Doviz piyasasi analizleriA Bugdayci
 
Dis ödemeler bilancosu_ve_döviz_piyasası_analizleri
Dis ödemeler bilancosu_ve_döviz_piyasası_analizleriDis ödemeler bilancosu_ve_döviz_piyasası_analizleri
Dis ödemeler bilancosu_ve_döviz_piyasası_analizleriA Bugdayci
 

Más de A Bugdayci (13)

Barajlar ve hazneleri
Barajlar ve hazneleriBarajlar ve hazneleri
Barajlar ve hazneleri
 
Dünyada ve Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliği
Dünyada ve Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliğiDünyada ve Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliği
Dünyada ve Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliği
 
Prefabrik yapılar için ankrajlar abdurrahman buğdaycı
Prefabrik yapılar için ankrajlar abdurrahman buğdaycıPrefabrik yapılar için ankrajlar abdurrahman buğdaycı
Prefabrik yapılar için ankrajlar abdurrahman buğdaycı
 
Aerogel abdurrahma buğdaycı
Aerogel abdurrahma buğdaycıAerogel abdurrahma buğdaycı
Aerogel abdurrahma buğdaycı
 
Kütle, bernoulli ve enerji̇ denklemleri̇
Kütle, bernoulli ve enerji̇ denklemleri̇Kütle, bernoulli ve enerji̇ denklemleri̇
Kütle, bernoulli ve enerji̇ denklemleri̇
 
Yeni̇lenebi̇li̇r enerji̇ kaynaklarinin ekonomi̇k büyüme üzeri̇ndeki̇ etki̇si̇...
Yeni̇lenebi̇li̇r enerji̇ kaynaklarinin ekonomi̇k büyüme üzeri̇ndeki̇ etki̇si̇...Yeni̇lenebi̇li̇r enerji̇ kaynaklarinin ekonomi̇k büyüme üzeri̇ndeki̇ etki̇si̇...
Yeni̇lenebi̇li̇r enerji̇ kaynaklarinin ekonomi̇k büyüme üzeri̇ndeki̇ etki̇si̇...
 
Yeni̇lenebi̇li̇r enerji̇ kaynaklarinin ekonomi̇k büyüme üzeri̇ndeki̇ etki̇si̇...
Yeni̇lenebi̇li̇r enerji̇ kaynaklarinin ekonomi̇k büyüme üzeri̇ndeki̇ etki̇si̇...Yeni̇lenebi̇li̇r enerji̇ kaynaklarinin ekonomi̇k büyüme üzeri̇ndeki̇ etki̇si̇...
Yeni̇lenebi̇li̇r enerji̇ kaynaklarinin ekonomi̇k büyüme üzeri̇ndeki̇ etki̇si̇...
 
Ham petrol fiyatları_a.bugdayci
Ham petrol fiyatları_a.bugdayciHam petrol fiyatları_a.bugdayci
Ham petrol fiyatları_a.bugdayci
 
Monopol piyasa a.bugdayci
Monopol piyasa a.bugdayciMonopol piyasa a.bugdayci
Monopol piyasa a.bugdayci
 
Petrol fiyatlarının tarihi_gelişimi
Petrol fiyatlarının  tarihi_gelişimiPetrol fiyatlarının  tarihi_gelişimi
Petrol fiyatlarının tarihi_gelişimi
 
Türkiye ve AB vergi politikalari
Türkiye ve AB vergi politikalariTürkiye ve AB vergi politikalari
Türkiye ve AB vergi politikalari
 
Doviz piyasasi analizleri
Doviz piyasasi analizleriDoviz piyasasi analizleri
Doviz piyasasi analizleri
 
Dis ödemeler bilancosu_ve_döviz_piyasası_analizleri
Dis ödemeler bilancosu_ve_döviz_piyasası_analizleriDis ödemeler bilancosu_ve_döviz_piyasası_analizleri
Dis ödemeler bilancosu_ve_döviz_piyasası_analizleri
 

Tüketici tercihleri a.bugdayci

  • 1. ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT ANABİLİM DALI İKTİSAT BİLİM DALI TÜKETİCİ TERCİHLERİ MİKRO İKTİSAT YÜKSEK LİSANS ÖDEV ÇALIŞMASI Öğretim Üyesi: Yrd.Doç. Dr. Fuat LEBE Hazırlayan: Abdurrahman BUĞDAYCI Aralık-2015 ADIYAMAN
  • 2. 2 İçindekiler Tüketici Tercihleri ................................................................................................................................... 3 1. Fayda Analizi.................................................................................................................................... 3 1.1. Tüketici Tercihlerinin Niteliği....................................................................................................... 3 1.2. Toplam Ve Marjinal Fayda........................................................................................................... 4 1.3. Kardilal ve Ordinal Fayda............................................................................................................. 8 A. Faydanın Ölçülebileceğinin Savunanlar: Kardinal Faydacılar ve Azalan Marjinal Fayda Kanunu.... 9 a) Malların Faydaları Arasındaki İlişkiler.............................................................................................. 9 b) Toplam Fayda Ve Azalan Marjinal Fayda Kanunu ......................................................................... 10 c) Değer Paradoksu ........................................................................................................................... 12 B. Faydanın Ölçülebileceğinin Savunanlar: Ordinal Faydacılar.......................................................... 13 2. Kayıtsızlık Eğrileri........................................................................................................................... 14 2.1. Kayıtsızlık Eğrilerinin Özellikleri................................................................................................. 16 2.2. Marjinal İkame Oranı................................................................................................................. 21 2.3. Marjinal İkame Oranı İle Mallarının Marjinal Faydaları Arasındaki İlişki................................... 23 KAYNAKÇA............................................................................................................................................. 25
  • 3. 3 Tüketici Tercihleri Bu bölümde tüketicilerin zevklerini ortaya koyacak ve tüketicilerin çeşitli mallardan satın alabileceği malların belirlenmesinde yardımcı olacak basit bir modeli açıklamaya çalışacağız. Bu model piyasa talep eğrisini belirleyen güleri analiz etmeye yönelik ilk aşama olacaktır. Fayda, kayıtsızlık eğrileri, marjinal ikame oranı ve bütçe doğrusu bu modelde açılanacak başlıca kavramlardır. (Yaylalı, 2004: 67) Tüketici, ihtiyaçlarını gidermek veya tatmin sağlamak amacı ile mal ve hizmetleri kullanan kişi veya topluluktur. İktisat teorisinin tüketici birimi genellikle ailedir. Ancak, aile içinde tüketimle ilgili kararların nasıl alındığı hiç hesaba katılmadan bu kararlar bir tek kişinin kararları olarak ifade edilir. (Yaylalı, 2004: 67) Rasyonel hareket eden tüketicinin, kendine daha fazla fayda sağlayan mal ve hizmetleri ötekilere tercih etmesi doğaldır. Bu noktadan hareket eden ekonomistler, faydanın ölçülüp ölçülemeyeceğini tartıştıklarını görüyoruz. (Dinler, 2004: 110) 1. Fayda Analizi Bu kısımda önce tüketici tercihlerinin niteliğini ele alacağız. Daha sonrada toplam ve marjinal fayda kavramlarını inceleyip, tüketim teorisinin temel hipotezi olan azalan marjinal fayda kanununu açıklayacağız. Bu bölümün son kısmında ise kardinal ve ordinal fayda teorileri açıklayacağız. (Yaylalı, 2004: 67) 1.1. Tüketici Tercihlerinin Niteliği Bir tüketicinin rasyonel bir seçim yapabilmesi için, önce karşılaştığı alternatifleri tutarlı bir biçimde sıralaması gerekir. Bu sıralama tüketicinin tercihlerini veya zevklerini gösterir. Tüketici davranışının önemli belirleyicilerinden biri tüketicinin zevk ve tercihleridir. Tüketici tercihlerini hangi ilkeler yönlendirir? İktisatçılar, tüketici tercihlerinin niteliğine ilişkin üç temel varsayım ortaya koymaktadır. (Yaylalı, 2004: 67) a. Tercihlerin Tam Olması Bir tüketicinin farklı mal bileşimlerinden oluşan iki alternatifle karşı karşıya olduğunu var sayalım. Örneğin, mal sepetlerinin birinde 2 portakal ve 1 elma, diğerinde ise 1 portakal ve 2 elma olduğunu varsayalım. Tüketici birinci alternatifi ikinci alternatife veya ikinci alternatifi birinci alternatife tercih edebilir yahut da alternatifler arasında kayıtsız kalabilir. Her üç durumda da tüketici tercihleri tamdır. (Yaylalı, 2004: 67) b. Tercihlerin Geçişli Ve Tutarlı Olması Tüketicinin farklı mal sepetlerinden oluşan üç mal sepetine sahip olduğunu var sayalım. Birinci sepette 3 elma 1 portakal, ikinci sepette 1 elma 3 portakal ve üçüncü sepette 2 elma 2 portakal olsun. Tüketici birinci sepetteki malları ikinci sepetteki mallara, ikinci sepette malları da üçüncü sepetteki mallara tercih etmiş ise, tercihlerin geçişli ve tutarlı olabilmesi için birinci sepetteki malları da üçüncü sepetteki mallara tercih etmesi gerekir. Eğer tüketici birinci sepetteki malları
  • 4. 4 ikinci sepetteki mallara tercih etmiyorsa ve ikinci sepetteki malları da üçüncü sepetteki mallara tercih etmiyorsa, bunun doğal sonucu olarak, yine tercihlerin geçişli ve tutarlı olabilmesi için tüketicinin birinci sepetteki malları üçüncü sepetteki mallara tercih etmemesi gerekir, yani kayıtsız kalması gerekir. (Yaylalı, 2004: 67) c. Bir Malın Çoğunun Azına Tercih Edilmesi Bir tüketicinin iki mal sepetinin olduğunu düşünelim. Birinci sepette 3 elma ve 1 portakal ikinci sepette 2 elma 1 portakal bulunsun. Tüketici birinci sepetteki malları birinci sepetteki mallara tercih edecektir. Çünkü birinci sepetteki mallar ikinci sepetteki mallardan daha fazladır. Bu nedenle mallardan çok olan az olana tercih edilmelidir.1(Yaylalı, 2004: 68) 1.2. Toplam Ve Marjinal Fayda Mal ve hizmetler insanların ihtiyaçlarını karşılama özelliğine sahip oldukları için, tüketiciler tarafından talep edilmektedir. Acıkan bir kimse açlığını gidermek için bir şeyler mesela sandviç yemek isteyebilir. Susuzluğunu gidermek isteyen biri mesela kola içmek isteyebilir. İşte insanlar açlık ve susuzluk gibi ihtiyaçlarını gidermek için iktisadi mal ve hizmet kullanırlar. İktisadi mal ve hizmetlerin insan ihtiyaçlarını tatmin etme özelliğine fayda denilmektedir2. (Yaylalı, 2004: 68) Faydanın ölçülebileceğini savunan ekonomistler (ki bunlara kardinal faydacılar denilmektedir) her mal ya da mal grubunun belirli bir fayda birimiyle (bu fayda birimine util ya da utilion denilmektedir.) ölçülebileceğini kabul ederler. Şu halde faydanın ölçülmesinde (ağırlıkta kg ya da uzunlukta metrenin kullanılmasına benzer şekilde), fayda birimi kullanılmaktadır. Örneğin herhangi bir tüketici için:” 1 çatalın faydası = 100 fayda birimi (util)” ve “ 1 tabağın faydası =200 fayda birimi (util)” ise, bu tüketici için 2 çatalın faydası 1 tabağın faydasına kadardır. (Dinler, 2004: 110) Fayda, bir fonksiyonla ifade edilir. Fayda fonksiyonu tüketilen mal ve hizmetler ile elde edilen toplam fayda arsındaki matematiksel ilişkidir. Fayda fonksiyonu tüketici zevk ve tercihleri ile kullanılabilir. Malların niteliği ve miktarı ile şekillenir. (Yaylalı, 2004: 68) Fayda fonksiyonu kavramı basitçe iki mal kullanılarak belirtilebilir. Bu mallar nohut ve fasulye gibi ikame mallar olabileceği gibi, giyecek ve içecek gibi ilgisiz mallar da olabilir. Ancak gerekli olan şart kullanılan her malın tüketici ihtiyaçlarını karşılayabilmesi, yani fayda sağlayabilmesidir. Bu tür bir fayda fonksiyonu için aşağıdaki genel kalıbı ile yazabilir: (Yaylalı, 2004: 68) Fayda=f(mallar, hizmetler) veya U=f(qa, qb) (1.1) ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------- 1Bir malın çoğunun azına tercih edilmesi, malların iyi mal olması halinde geçerlidir. Mallar kötü mal ise, kötü malın azı çoğuna tercih edilir. Çevredeki artıklar kötü mala örnek verilebilir 2Analizimizde fayda, toplam fayda ve marjinal fayda kavramlarını bu kavramların İngilizce karşılıkları olan kelimelerin baş harfleri ile ifade edeceğiz. Faydayı (Utility) U, toplam faydayı (Total Utility) TU ve marjinal faydayı (Marginal Utility ) MU harfleri ile göstereceğiz.
  • 5. 5 Şeklinde sembollerle ifade edilir. Burada U, faydayı; qa, A malından tüketilen miktarı; qb, B malından tüketilen miktarı göstermektedir. Tüketici iki-mal yerine çok sayıda mal, mesela n tane mal tüketmiş olsaydı o zaman fayda fonksiyonu: U=f(qa, qb,…………..qn-1,qn) şeklinde olurdu. (1.2) Bir mal veya hizmetin belli bir süre içerisinde kullanılan miktarı artırsa, o mal veya hizmetten elde edilecek toplam fayda (TU) veya tatmin düzeyi artmaktadır. Mesela açlık hisseden bir kimse bu açlığını gidermek için daha fazla sandviç tüketirse, bu sandviçlerden elde edeceği toplam fayda artacaktır. Toplam fayda, bir tüketicinin herhangi bir maldan elde ettiği toplam tatmini ifade etmektedir. Herhangi bir tüketicinin belli bir maldan tükettiği miktarın artması ile genellikle o malın toplam faydası artarken, marjinal faydası azalmaktadır. Marjinal fayda (MU), bir tüketicinin herhangi bir maldan, bir birim daha fazla veya bir birim daha az tüketmesi sonucu elde edeceği toplam fayda düzeyindeki değişmedir. . (Yaylalı, 2004: 69) Qa TUa MUa 0 0 10 1 10 8 2 18 6 3 24 4 4 28 2 5 30 1 5,5 31 0 6 30 -2 7 28 Tablo 1.1 herhangi bir tüketicinin tükettiği sandviç miktarında elde ettiği toplam ve marjinal fayda düzeylerini göstermektedir. Tablodaki değerlerin incelenmesi ile, tüketicinin başlangıçtan itibaren 5.5 birimlik sandviç tüketimine kadar toplam faydasının arttığı, 5.5 birimden sonra ise, toplam fayda düzeyinin azaldığı görülecektir. Bir tüketicinin belli bir malın tüketiminden elde edeceği maksimum fayda düzeyine doyma noktası denilmektedir. Doyma noktasından sonra tüketime devam edildiğinde, elde edilecek toplam fayda azalmaktadır. Tablo 1.1’de, tüketici 5.5 birim sandviç tüketiminden sonra doyma noktasına ulaşmakta ve tüketim miktarı 5.5 sandviçten 6’ya çıktığında ise elde edeceği toplam fayda düzeyi 31 birimden 30 birime düşmektedir. Tablo 1.1’in son sütunda tüketilen her sandviçten sağlanan marjinal fayda değerleri yer almaktadır. Başlangıçtan itibaren tüketilen sandviç miktarının artması ile toplam fayda artarken
  • 6. 6 marjinal fayda azalmakta, toplam faydanın maksimum olduğu tüketim miktarında marjinal fayda sıfır olmakta ve toplam faydanın azalmaya başladığı tüketim miktarında ise, marjinal faydalar negatif değerler almaktadır. Mesela, 1 birim sandviç tüketilmesi ile sağlanan toplam fayda sıfırdan 10 birime çıkarken tüketilen ilave birim sandviçten elde edilen marjinal fayda 10 birim olmakta, 2 birim sandviç tüketildiğinde toplam fayda 18 birime çıkarken, ikinci birimde sağlanan marjinal fayda 8 birim olmaktadır. 5.5 birim sandviç tüketiminde 31 birimlik toplam fayda elde edilmesine karşılık marjinal fayda sıfır olmaktadır. Böylece tüketici 5.5 birimden sonra doyma noktasına ulaşmaktadır. Tüketicinin daha fazla sandviç tüketmesi halinde hem toplam fayda düzeyi azalmakta (tüketici 5.5 birim yerine 6 birim sandviç tükettiğinde toplam faydası 31 birimden 30 birime düşmektedir) hem de marjinal faydası sıfır olmaktadır. . (Yaylalı, 2004: 70) Üsteki panelde A malının tüketilen miktarının artması ile toplam fayda azalan oranlarda artmaktadır. Toplam faydanın artması ile birlikte A malının marjinal faydası da azalmaktadır (alttaki panelde). A malının 5.5 birimlik tüketim düzeyinde toplam fayda maksimum düzeye çıkarken, marjinal fayda da sıfıra ulaşmaktadır. A malının 5.5 birimlik tüketim düzeyinden sonra toplam faydası azalırken marjinal faydası negatif değerler almaktadır. (Yaylalı, 2004: 71) Marjinal fayda eğrisinin negatif eğim göstermesi azalan marjinal fayda kanununu yansıtır. Yani, herhangi bir tüketicinin (veya hane halkının)belli bir malın birbirini izleyen birimlerden elde ettiği 10 24 18 28 30 31 1 2 3 4 5 6 7 A B C D E F -2 1 2 3 4 5 6 7 TUa Qa Qa 10 6 10 8 2 1 0 A ’ B ’ C ’ D ’ E ’ F ’ 4 9 5 7 3 TUa MUa MUa
  • 7. 7 fayda, diğer bütün malların tüketimi sabit tutulduğunda, malın tüketimi arttıkça azalacaktır. Tüketim teorisinin temel hipotezi olan bu kural azalan marjinal fayda kanunu olarak bilinmektedir. Tablo 1.1 deki verilere dayanarak Şekil 1.1 elde edilmektedir. Şekildeki üsteki kısım toplam fayda eğrisini alttaki kısım ise marjinal fayda eğrisini göstermektedir. Sütün grafiklerle gösterilebilen toplam ve marjinal fayda eğrilerini orta noktalarının birleştirilmesi ile de toplam ve marjinal fayda eğrileri çizilebilir. (Yaylalı, 2004:72) Toplam fayda eğrisi, üç temel varsayıma dayanılarak çizilmektedir. Birincisi tüketim miktarı artarken, toplam faydada artmakta, ancak toplam fayda azalan bir oranda artmaktadır (Şekil 1.1 de F noktasına kadar tüketimle birlikte toplam fayda da artmakta, ancak artış hızı azalan bir seyir izlemektedir). İkincisi, tüketim miktarı doyma noktasına ulaştığında, tüketicinin elde ettiği fayda düzeyi de maksimum düzeye ulaşmaktadır (Şekil 1.1 de F noktası). Üçüncüsü, doyma noktasından sonraki bir tüketim artışı (Şekil 1.1 de 6 birimlik tüketim artışı), toplam tüketim üzerinde olumsuz etki yapmakta. Yani, toplam fayda düzeyini azaltmaktadır. (Yaylalı, 2004: 72) Fayda eğrileri incelenirken bazı noktalar dikkate alınır. Fayda eğrileri tüketicilerin sübjektif tercihlerini yansıttıkları için, farklı tüketicilerin farklı fayda eğrileri olur. Bireylerin tercihleri, değişmediği sürece de fayda eğrileri değişmezler. (Yaylalı, 2004: 73) Fayda eğrileri ortaya konulurken belirli bir süre dikkate alınmaktadır. Farklı sürelerde kişilerin bir maldan sağladıkları fayda düzeyleri de değişmektedir. Mesela, bir tüketicinin 5 sandviç (tükettiği diğer mallar veri iken) bir günde tüketmesi zorunlu ise 5 sandviçten sonra toplam faydası azalabilir. Ancak, sandviçlerin tüketim süresi 1 gün yerine 1 hafta olursa, 5 sandviçten sonra toplam faydada azalma olmayabilir. (Yaylalı, 2004: 73) Marjinal faydanın azalmaya başlamadan önce bir süre artacağı ihtimali de vardır. Mesela, birden çok TV kanalının bulunduğu ve hangi kanalın izleneceği hususunda bir fikir birliğinin olmadığı bir evde, ikinci televizyonun satın alınması, daha fazla tercihe yer vereceği için (mesela yetişkinler 1. TV’yi, çocuklarda 2. TV’yi izleyebilirler), ikinci televizyon setinin marjinal faydası birinciden daha fazla olacaktır. Bu durum şekil 1.2’de gösterilebilir. TV sayısı ikiden fazla olunca, toplam fayda artmış olmasına karşılık, marjinal fayda tedricen azalacaktır. (Yaylalı, 2004: 73) Qa MU MUa B A 10 15 1 2 0 3
  • 8. 8 1.3. Kardilal ve Ordinal Fayda Fayda kavramı 19. yüzyılın başlarında bazı iktisatçılar tarafında gündeme getirilmiştir3. Bu düşünürler, herhangi bir malın belirli bir miktarının veya mal demetinin tüketiminde elde edilen faydanın ağırlık, boy veya sıcaklık gibi sayısal olarak ölçüleceğini öne sürmüşlerdir. (Yaylalı, 2004: 73) Kardinal faydanın ölçümünde kardinal sayı sistemi kullanılır. 1,2,3,4,5 ve 6 gibi rakamlar kardinal sayılardır. Kardinal sayılarda daima bir önceki sayı ile bir sonra ki sayı arasında eşit sayı aralığı vardır. Mesela 2, 1’in 2 katı; 3, 1’in 3 katı; 5, 1’in 5 katıdır. Kardinal sayılar “tabi sayılar olup”, değer ifade eden sayılardır. İşte faydanın ölçülmesinde kardinal sayı sistemi kullanıldığında, herhangi bir malın her birinin tüketiminde sağlanan faydaya da bir değer verilmektedir. Mesela, 1 birim peynirli sandviçten sağlanan fayda 10 birimdir denildiğinde, peynirli sandviçten elde edilen fayda sayısal olarak ölçülmektedir. Yahut 1 birim peynirli sandviçten sağlana fayda 1 birim sucuklu sandviçten elde edilen faydaya eşittir şeklindeki bir ifade ile de, yine fayda kardinal olarak ölçülmektedir. (Yaylalı, 2004: 73) Tablo 1.1’e göre, tüketicinin 1 birim sandviç tükettiğinde 10 birimlik fayda sağlarken, 2 birimlik sandviç tüketiminden 18 birim fayda sağlamakta, yani 2 birim sandviçten 8 birimlik ek bir fayda sağlamaktadır. Bu nedenle, tablo 1.1 ve şekil 1.1 faydanın kardinal olarak ölçülmesini yansıtmaktadır. (Yaylalı, 2004: 73) 20. Yüzyıldaki bazı iktisatçılar ise faydanın ordinal olarak ölçülebileceğini, yani bir malın değişik miktarlarından veya çeşitli mal demetlerinden elde edilecek faydanın sadece sıralamaya tabi tutulabileceğini öne sürmüşlerdir4. (Yaylalı, 2004: 73) Ordinal faydanın ölçülmesinde de ordinal sayı sistemi kullanılır. 1., 2., 3., 4., v.b. sayılar ordinal sayılardır. Ordinal sayılarda bir sıra söz konusu olup, sıralar arsındaki aralık her zaman eşit değildir. Bu nedenle ordinal sayılara “sıralanmış sayılar” veya “derecelendirilmiş sayılar” da denilmektedir. Fayda ölçülürken ordinal sayı sistemi kullanıldığında, bir malın değişik miktarlarından veya çeşitli mal demetlerinden elde edilebilecek faydaya bir değer verilmemekte, ancak fayda düzeyleri arasında bir sıralama söz konusu olmaktadır. Mesela 1 adet peynirli sandviçin faydası, sucuklu sandviçten daha fazladır veya daha azdır yahut sandviçlerin faydaları birbirine eşittir denildiğinde, fayda ordinal olarak ölçülmektedir. (Yaylalı, 2004: 74) Ordinal fayda, bir tüketicinin sadece tercih sırasına göre mal demetlerini sıralamasında ötürü, kardinal faydaya göre daha zayıf bir kavramdır. Yani, iki mal demeti arsında bir tercih söz konusu olduğunda, ordinal fayda tüketiciden alternatiflerden birini diğerine tercih etmesini veya alternatifler arsında kayıtsız kalmasını istemektedir. Tercih ettiği alternatiften sağladığı faydayı sayısal olarak belirtmez. Kısaca, ordinal fayda çeşitli tüketim alternatiflerini sadece sıralamaya tabi tutarken, kardinal fayda alternatif tüketimlerden elde edilen tatmin düzeyinin bir ölçümünü ortay koyar.(Yaylalı, 2004: 74) ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------- 3 Kardinal fayda modeli iktisattaki şöhretini 1870’lerde yakaladı. Bu model İngiliz iktisatçı William Stanley Jevons (1835-1882), Avusturyalı Carl Menger (1870-1921) ve Fransız Leon Walras’a (1834-1910) bağlanmaktadır. Bununla birlikte, modelin temeli (kökü) daha da eskilere, Jeremy Benthan’ın (1748-1832, Nassan William Senjor’ın (1790-1864), Jules Dupit’in (1804-1866), Henrich Gossen’in (1810-1854) ve diğerlerinin çalışmasına dayanmaktadır. 4 Liderliğini Evgeny Slutsky’nin (1880-1948) yaptığı kardinal fayda teorisini savunan diğer iktisatçılar arasında Francis Y. Edgeworth (1845-1947), İrvin Fsher (1867-1947), Vilfredo Pareto (1848-1923) ve John R. Hicks (1904-1989) sayılabilir
  • 9. 9 Günümüz iktisatçıları faydanın genelde ordinal olarak ölçüldüğünü varsaymaktadırlar. Faydanın ordinal olarak ölçülmesi, kardinal fayda varsayımına dayanan sonuçların yanlış olduğu anlamına gelmez. Bir tüketici bir mal demetinden sağladığı faydayı kardinal terimlerle tanımlayabiliyorsa, elde ettiği sonuçlar doğrudur. Fakat tüketici tercihlerini kardinal terimlerle tanımlayamıyorsa, o zaman tüketici davranışının farklı bir modeli gerekli görür. (Yaylalı, 2004: 74) Bu model, faydanın ordinal olarak ölçülebildiği varsayımına dayanan, günümüzde başlıca modeldir. Bu iki model arasında çelişki de yoktur. Faydanın kardinal olarak ölçüldüğü model, faydanın ordinal olarak ölçüldüğü modelin özel bir durumudur. Fayda kardinal olarak ölçülebilirse, her iki model de aynı sonuçları verir. (Yaylalı, 2004: 74) A. Faydanın Ölçülebileceğinin Savunanlar: Kardinal Faydacılar ve Azalan Marjinal Fayda Kanunu Faydanın ölçülebileceğini savunan ekonomistler (ki bunlara kardinal faydacılar denilmektedir) her mal ya da mal grubunun belirli bir fayda birimiyle (bu fayda birimine util ya da utilion denilmektedir.) ölçülebileceğini kabul ederler. Şu halde faydanın ölçülmesinde (ağırlıkta kg ya da uzunlukta metrenin kullanılmasına benzer şekilde), fayda birimi kullanılmaktadır. Örneğin herhangi bir tüketici için:” 1 çatalın faydası = 100 fayda birimi (util)” ve “ 1 tabağın faydası =200 fayda birimi (util)” ise, bu tüketici için 2 çatalın faydası 1 tabağın faydasına kadardır. (Dinler, 2004: 110) Mal ve hizmetlerin tüketicilere sağladığı faydanın bu şekilde ölçüldüğü kabul edilince, ortaya yeni bir sorun çıkmaktadır. Çeşitli malların faydaları arasındaki ilişki nedir? Bir malın faydası, başka bir malın faydasından bağımsız mıdır, yoksa aralarında ilişki varmıdır? (Dinler, 2004: 110) a) Malların Faydaları Arasındaki İlişkiler Çeşitli malların faydalarının birbirinden bağımsız olduğu görüşünü savunanlara göre her malın faydası sadece o malın tüketilen miktarına bağlıdır. Örneğin, bir tüketiciye, pinpon topunun (A malı) faydası, ondan kullandığı miktara bağlıdır. Bu görüşe göre, A malının faydası, onunla birlikte gereksinme duyulan raket, pinpon masası, vb. ’den bağımsızdır. Oysa pinpon topunun raketi olmayan bir kişiye sağladığı fayda ile raketi olan bir kişiye sağladığı fayda farklıdır. Bu nedenle, çeşitli mallarının faydalarının birbirinden bağımsız olduğu görüşü yeterli derecede tutarlı olmadığından, terkedilmiştir. (Dinler, 2004: 111) Çeşitli malların faydalarının birbirine bağlı olduğu (veri bir tüketici için) görüşünü savunanlara göre, her maldan elde edilen fayda ile tüketicinin sahip olduğu öteki mal miktarı arasında bir ilişki vardır.
  • 10. 10 b) Toplam Fayda Ve Azalan Marjinal Fayda Kanunu Faydanın ölçüle bilirliği hipotezi, marjinal fayda diye bir kavramın tanımlanmasına olanak sağlamaktadır. (Dinler, 2004: 111) Belirli bir malın, onu tüketen belirli bir kişiye marjinal faydası, tüketilen son birimin toplam faydaya yaptığı ilave faydadır. Burada çeşitli malların faydalarının birbirine bağlı olduğu kabul edilse dahi, öteki mallardan tüketilen miktarın değişmediği kabul edilmektedir. (Dinler, 2004: 111) Bir gereksinme ne kadar şiddetliyse, o gereksinmeyi karşılamaya yarayan mal ya da hizmetin sağladığı fayda o kadar büyük olacaktır. Nasıl bir gereksinme karşılandıkça şiddeti azalıyorsa, bir kimsenin sahip olduğu mal miktarı da artıkça o malın kişiye sağladığı fayda azalmaktadır. Şu halde, bir kişiye sahip olduğu herhangi bir malın ilk biriminin sağladığı fayda, aynı malın ikinci biriminkinden daha büyüktür. Hiç saati olmayan bir kişiye, satın aldığı bir saatin faydası oldukça yüksek olacaktır. Aynı kişi, bir ikinci saat aldığında, bu saatte onun için faydalıdır. Ama ikinci saatin sağladığı fayda, birincininkinden daha az olacaktır. (Dinler, 2004: 111) Görüldüğü gibi, bir kişinin belirli bir maldan sahip olduğu miktar artıkça, her ilave birimin o kişiye sağladığı fayda – ki buna marjinal faya diyoruz – azalmaktadır. Herhangi bir mala sahip olmaktan (ya da tüketmekten) elde edilen tatmin toplamı olan toplam fayda ile o malın sahip olunan (ya da tüketilen) son biriminin toplam faydaya ilavesi olan marjinal faydayı ve bu ikisi arasındaki ilişkiyi bir örnek yardımıyla açıklamaya çalışalım. (Dinler, 2004: 111) Kahvaltıda Yenilen Yumurta Miktarı Toplam Fayda Marjinal Fayda 0 1 2 3 4 5 6 7 0 10 18 24 28 30 30 28 10 8 6 4 2 0 -2 Kahvaltıda yumurta yiyen bir kişinin, yediği yumurtalardan elde ettiği faydayı bildiğini (faydanın ölçüle bilirliği varsayımına göre) ve sağladığı toplam ve marjinal faydanın Tablo 1.2 deki gibi olduğunu belirttiğini varsayalım. (Dinler, 2004: 111) Söz konusu kişi, kahvaltıda yediği ilk yumurtadan 10 birimlik bir fayda elde ettiğini belirtmiştir. Yenen ilk yumurta aynı zamanda, yenen son yumurta olduğundan, hem toplam hem de marjinal
  • 11. 11 fayda 10 fayda birimidir. Aynı kişi ikinci yumurtayı yediğinde, toplam faydası -ki bu söz konusu kişinin yediği iki yumurtadan elde ettiği fayda toplamıdır- 18 fayda birimine yükselirken, marjinal fayda 8 fayda birimine düşmektedir. Üçüncü yumurtada ise, toplam fayda 24 fayda birimine yükselirken, marjinal fayda 6 fayda birimine düşmektedir. Aynı kahvaltıda, dördüncü yumurtayı yiyen bu kişinin sağladığı toplam fayda 28 fayda birimine yükselirken, marjinal fayda 4 fayda birimine düşmektedir. Bu şekilde yumurta yemeye devam eden kişinin elde ettiği toplam fayda azalarak artarken, marjinal fayda azalmaktadır. (Dinler, 2004: 112) Sabah kahvaltısında yumurta yiyen bu kişi beşinci yumurtayı yediğinde, yumurtadan sağladığı tatmin en yüksek düzeye çıkmaktadır. Eğer bu kişi, altıncı yumurtayı yemek isterse, toplam fayda da bir artış olmayacak ve dolayısıyla altıncı yumurtadan hiç fayda elde edemeyecektir (marjinal fayda sıfır olacaktır). Eğer yedinci yumurtayı yemeyi denerse, artık rahatsız olacaktır. Dolayısıyla altıncı yumurtadan sonra yediği yumurtalar bu kişiye zarar vereceğinden, marjinal fayda eksi değerde olacaktır, bunun sonucu olarak da toplam fayda azalacaktır. Toplam faydanın maksimum –ve dolayısıyla marjinal faydanın sıfır- olduğu tüketim miktarında, tüketici en yüksek doyum (işba) noktasına erişmektedir. Örneğimizde tüketici altıncı yumurtayı yediğinde işba noktasına erişmektedir. (Dinler, 2004: 112) Dikkat edilirse, ilk yumurtadan itibaren toplam fayda azalan bir hızla artarken, marjinal fayda, ilk yumurtadan itibaren azalmaktadır. Tablo 1.3’deki bilgiler bir diyagrama aktarıldığında, Şekil 1.3’deki toplam ve marjinal fayda eğrileri elde edilmektedir. İki eğri karşılaştırıldığında, marjinal fayda sıfırken, toplam faydanın maksimuma erişmiş olduğu görülmektedir. Unutmamak gerekir ki, toplam faydaya marjinal fayda yön vermektedir. Toplam fayda, daima marjinal faydaların toplamına eşittir. Bu nedenle marjinal fayda sıfırken, toplam fayda en yüksek değere erişmiş olmaktadır. Marjinal fayda negatif olunca, toplam fayda da azalmaktadır. (Dinler, 2004: 113) Marjinal birimin faydasının bir önce tüketilen birimin faydasından az olması, ilave (marjinal) birimin niteliği hakkında yanlış bir yargıya varılmasına neden olmalıdır. Gerçekte marjinal olarak kabul edilen birim ile öteki birimle arasında hiç bir fark yoktur. Başka bir deyişle, bir kişinin sahip olduğu (ya da tükettiği) tüm birimler birbirinin aynı, yani homojendir. Örneğimizde tüketiciye en yüksek fayda sağlayan birinci yumurta ile zarar veren altıncı yumurta arasında 6 71 2 3 4 5 10 20 30 Yumurta Miktarı Toplam Fayda 1 2 3 6 7 4 51 2 3 Yumurta Miktarı Marjinal Fayda Marjinal Fayda -2 4 6 2 8 10 0
  • 12. 12 hiçbir fiziki fark yoktur. Eğer aynı kişi, altıncı yumurtayı ilk defa yerse, yine aynı faydayı elde edecektir. (Dinler, 2004: 113) Marjinal faydanın azalışı kuralı tüketilen bir mal ve her tüketici için, her mekanda geçerlidir. Bu yönsemeye , evrensel olduğunu belirtmek için “azalan marjinal fayda kanunu” adı verilir. Marjinal faydanın azalışının nedenini insanoğlunun psikolojik ve fizyolojik yapısıyla açıklamak mümkündür ama ekonomistleri bu yasanın sonuçları ilgilendirir. Tüketici dengesi ve talep eğrisinin şeklini, biraz sonra bu yasaya dayanarak açıklayacağız. (Dinler, 2004: 113) c) Değer Paradoksu İnsan yaşamında hiç de önemli olmamasına rağmen çok yüksek fiyatlardan alıcı bulabilen bazı malların varlığı, hep dikkatimizi çekmiş ve aklımızı kurcalamıştır. Acaba insanoğlunun yaşamı için hiç de önemli olmayan bir pırlanta kolye ya da ressamı ölmüş bir tablo, neden çok yüksek fiyatlardan alınıp-satılırken, yaşam için son derece önemli olan su ya da birçok gıda maddesi çok ucuzdur. Bazı ekonomistlerce öne sürülen herhangi bir malın değerini, o malım maliyetinin belirleyeceği görüşü konuyu açıklığa kavuşturmamıştır. Öte yandan A. Smith, malın değerinin belirtilmesinde “kullanım değeri” ile “mübadele değeri” arasında bir ayırım yapılması lazım geldiğini, malların değerini ancak “mübadele değeri” nin belirleyeceğini öne sürmüştür. Ne var ki, arz ve talep analizinin henüz bilinmediği bu dönemlerde malların değerini açıklamaya yönelik görüşler, ziynet eşyaları başta olmak üzere, miktarı kıt olan malların yüksek fiyatını açıklamadan uzak kalmıştır. Bu kanunun mantıklı bir şekilde açıklanabilmesi için, marjinal fayda görüşünün ortaya atıldığı döneme (1870’lere) kadar beklemek gerekmiştir.(Dinler, 2004: 113) Bu görüşü savunanlara göre, herhangi bir mal ya da hizmetin değerini, o malın faydası değil de, o maldan kullanılan son birimden sağlanan fayda, daha bir öz deyişle, o malın marjinal faydası belirlemektedir. Tüketicinin herhangi bir maldan sahip olduğu miktar arttıkça, o malın marjinal faydası azalmaktadır. Böylece, miktarı son derece az olan ziynet eşyanın, yaşamın devamı için gerekli olan temel gıda maddelerine göre neden çok daha değerli olduğunu açıklamak mümkün olmaktadır. Ziynet eşyalarına örnek olarak elması, fizyolojik gereksinmelere örnek olarak suyu alarak, bu ikisinin değerleri arasındaki farkı açıklamaya çalışalım. Suyun ve elmasın marjinal fayda eğrilerinin Şekil 1.4’deki gibi olduğunu kabul edelim. Suyun bol olarak bulunduğu yörelerde, marjinal faydası ve dolayısıyla değeri düşük olacaktır. Örneğimizde Ms miktarı su olan bir yörede suyun marjinal faydası MFs kadardır. Aynı yörede, su az olan elmasın (Me kadar) Marjinal Fayda Miktar B MF’s Su S A 0 MsMe MFe MFs Elmas
  • 13. 13 marjinal faydası (MFe) suyunkinden yüksek (MFe>MFs) olduğundan, suyun değeri ve dolayısıyla fiyatı elmasınkinden düşük olmaktadır. Bu arada dikkati çeken bir nokta, elmasın değerinin suyunkinden yüksek olmasına karşın, sudan sağlanan toplam faydanın (OASMs şeklinin alanı kadar), elmasınkinden (OBEMe şeklinin alanı kadar) daha büyük olmasıdır. (Dinler, 2004: 113-114) Görüldüğü gibi, insanlara çok daha yaralı olan su, yaşamın devamı için hiç de önemli olmadığı halde, çok az miktarda bulunan elmastan daha az kıymetli olmaktadır. Ne var ki, su miktarı az olan bir yörede, suyun elmastan daha kıymetli olabileceği görülecektir. Hiç su bulunmayan bir yerde- örneğin çöldeki bir yolculukta- tüm suları bitmiş bir kişi için yaşamın devamı için gerekli olan bir yudum su, dünyanın tüm elmaslarından daha kıymetli olabilecektir. Bu durumu, yine Şekil 1.4’deki diyagram yardımıyla açıklamaya çalışalım. Ms olan su miktarı azalarak, elmasın miktarına yani Me’ye indiği taktirde suyum marjinal faydası MFs ’den MFs ’ne çıkacaktır. Böyle bir durumda suyun marjinal faydası elmasınkinden yüksek olacağından (MF’s>MFe) su elmastan daha değerli ve dolayısıyla pahalı olacaktır. (Dinler, 2004: 114) B. Faydanın Ölçülebileceğinin Savunanlar: Ordinal Faydacılar Faydanın, belirli bir fayda birimi ile ölçülerek, malların fayda yönünden birbiriyle mukayesesi, gerçekleri yansıtmaktan oldukça uzaktır. Faydanın ölçülebilir olduğunu savunanların karşısına, faydanın ölçülebileceğini, ancak malların fayda yönünden birbiri ile mukayese edilerek tercih sırasının saptanabileceğini savunan ekonomistler çıkmışlardır. Ordinal faydacılar dediğimiz bu ekonomistlerin görüşleri, tercih ya da farksızlık hipotezi üzerine oturtmaktır. (Dinler, 2004: 114) İki malın (A ve B) tüketimi ile karşı karşıya olan bir tüketici, ya da bu mallardan birini ötekine tercih edecek, ya da ikisi arasında kayıtsız (farksız) kalacaktır. Yani : -A malını B’ye tercih edebilir (A’nın faydası B’ninkinden büyüktür); -B malını A’ya tercih edebilir (B’nin faydası A’nınkinden büyüktür); -A ile B arasında hiç fark gözetmez (A’nın faydası ile B’nin faydası birbirine eşittir). Son durumda ikisinin birini görmekte hiçbir fark görmez. Burada ordinal sıralama söz konusudur ve iki ilişki vardır: tercih ya da farksızlık. Görüldüğü gibi ordinal faydacılara göre, tüketiciler mal ve hizmetleri, ancak kendilerine sağladıkları faydalara göre sıralayabilmektedirler. Dolayısıyla herhangi bir malın faydasını, fayda birimi ile ölçmek mümkün olamadığından, marjinal faydanın tanımı da mümkün değildir. 1970’lerde ortaya atılan kardinalist yaklaşıma göre, 1930’larda ortaya atılan ordinalist yaklaşım daha fazla kabul görmektir. (Dinler, 2004: 114)
  • 14. 14 2. Kayıtsızlık Eğrileri Bu bölümde kayıtsızlık eğrilerinin tanımını verip, özelliklerini inceleyeceğiz5. Kayıtsızlık eğrileri, tüketicilerin zevk ve tercihlerinin ordinal olarak ölçümünü ve tüketicilerin gelirleri ile faydalarını nasıl maksimum düzeye çıkarabileceklerini göstermek için kullanılır. Bu nedenle kayıtsızlık eğrileri önemli bir analiz aracıdır. (Yaylalı, 2004: 74) Tüketiciye aynı fayda düzeyini veren tüm mal bileşimlerinin oluşturduğu eğriye kayıtsızlık (farksızlık) eğrisi denir. Tüketicilerin zevk veya tercihleri ordinal olarak ölçülebilir. Faydanın sadece ordinal olarak ölçülebileceği düşünülürse, tüketici zevk veya tercihleri kayıtsızlık eğrileri ile gösterilebilir. Kayıtsızlık eğrisi aynı tatmini sağlayan farklı mal bileşimlerinin geometrik yeridir6. Farksızlık veya eş fayda eğrisi de denilen kayıtsızlık eğrisi üzerindeki her mal bileşiminden tüketicinin elde ettiği fayda aynıdır. Bu nedenle kayıtsızlık eğrileri mallar arsındaki tercihleri gösterir. Daha üstteki bir kayıtsızlık eğrisinden sağlanan fayda, daha alttaki kayıtsızlık eğrisinden elde edilen faydadan daha fazladır. Ancak, tüketicin üstteki kayıtsızlık eğrisinden alttaki eğriye göre ne kadar fazla fayda sağladığını söyleyemiyoruz. Yani, farklı kayıtsızlık eğrileri tüketici tercihlerinin sadece sıralamasını vermektedir. Mesela tablo 1.3 tüketiciye eşit fayda sağlayan değişik sandviç (Qa) ve meşrubat (Qb) bileşimlerini gösteren bir kayıtsızlık tablosu olsun. Tablodaki değerler kullanılarak Şekil 1.5’teki kayıtsızlık eğrisi elde edilir. (Yaylalı, 2004: 74) U1 kayıtsızlık eğrisi tüketiciye belirli bir süre içerisinde (mesela 1 günde) farklı mal bileşimlerinde aynı faydayı sağlamaktadır. Tüketici, 1 birim sandviç ve 16 birim meşrubat ile (A bileşimi), 2birim sandviç ve 11 birim meşrubat ile (B bileşimi), 3 birim sandviç ve 7 birim meşrubat ile (C bileşimi), 4 birim sandviç ve 4 birim meşrubat ile (D bileşimi),5 birim sandviç ve 2 birim meşrubat ile (e bileşimi), 6 birim sandviç ve 1 birim meşrubat ile (F bileşimi) aynı faydayı elde etmektedir. (Yaylalı, 2004: 75) ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------- 5 Kayıtsızlık eğrileri ilk kez İngiliz İktisatçı F. Y. Edgeworth tarafından 1880’lerde gündeme gelmiştir. 1990’ların başında bu kavram İtalyan iktisatçı V. Pareto tarafından geliştirilerek yoğun olarak kullanılmıştır. Uygulamada Kayıtsızlık eğrisi büyük ölçüde 1930’larda İngiliz İktisatçılar Allen Roy George Douglas (1906-1983) ve J. R. Hicks tarafından yaygınlaştırılmıştır. 6 Fayda fonksiyonu kullanılarak kayıtsızlık eğrisi çok basit bir şekilde tanımlanabilir. Kayıtsızlık eğrisi aşağıdaki fonksiyonla verilebilir U(qa, qb, qc…………………….qn)=k , Burada k, sabit bir sayıdır (1.3)
  • 15. 15 U1 kayıtsızlık eğrisi gibi, her biri farklı fayda düzeyini gösteren çok sayıda kayıtsızlık eğrisi vardır. Mesela, Şekil 1.5’teki U2 kayıtsızlık eğrisi U1 kayıtsızlık eğrisine göre daha fazla fayda sağlamaktadır. Çünkü U2 kayıtsızlık eğrisi ya aynı sandviç miktarı karşısında daha çok meşrubat içmekte veya aynı meşrubat miktarına karşılık daha fazla sandviç ihtiva etmekte yahut da hem daha çok sandviç ve hem de daha çok meşrubat sağalmaktadır. U0 kayıtsızlık eğrisinde de, U1 kayıtsızlık eğrisine göre daha az fayda elde edilmektedir. Bu eğrilerin tümüne kayıtsızlık haritası veya kayıtsızlık paftası denilmektedir. (Yaylalı, 2004: 75) Tüketici U0 kayıtsızlık eğrisi üzerindeki L ve K noktaları arasında, her iki bileşimden de aynı faydayı elde edeceği için, kayıtsızdır. Ancak, tüketici U1 kayıtsızlık eğrisini U0 kayıtsızlık eğrisine ve U2 kayıtsızlık eğrisini de, daha fazla fayda elde edeceği için, U1 kayıtsızlık eğrisine tercih etmektedir. Kayıtsızlık haritası tüketici tercihlerini gösterdiği için, tüketici davranışı açısından çok önemlidir. Kayıtsızlık haritasının tüketici tercihlerini nasıl yansıttığını görebilmek için çeşitli A B C D E F G H L K 0 2 4 6 8 10 12 14 16 18 20 22 0 1 2 3 4 5 6 7 Qbmeşrubat Qa (Sandiviç) U2 U1U0 Sandviç (Qa) Meşrubat (Qb) Bileşimler Fayda Düzeyi 1 2 3 4 5 6 16 11 7 4 2 1 A B C D E F U1 U1 U1 U1 U1 U1
  • 16. 16 kayıtsızlık haritalarını inceleyelim. Şekil 1.6’te farklı tüketicilerin tercihlerini gösteren kayıtsızlık haritaları yer almaktadır. (Yaylalı, 2004: 76) Birinci tüketicinin kayıtsızlık eğrileri, nispi olarak ikinci tüketiciye göre daha diktir. Bunun anlamı, birinci tüketici aynı faydayı elde edebilmek için A malından 1 birim vazgeçme karşılığı daha fazla B malı kullanacaktır. Bu nedenle, B malı (nispi olarak A malına göre ) birinci tüketici açısından ikinci tüketiciye göre daha az önemlidir. (Yaylalı, 2004: 76) Üçüncü tüketici, A malı baş belası mal olarak değerlendirilmektedir. Çünkü bir miktar A malından kurtulmak için tüketici B malının da tüketilen miktarını azaltmaya istekli olacaktır. (Yaylalı, 2004: 76) Birinci tüketicinin kayıtsızlık eğrisinin ikinci tüketicininkine göre nispi olarak daha dik olması, B malının A malına göre, birinci tüketici açısından ikinci tüketiciye göre daha az önemli olduğunu göstermektedir. Pozitif eğilimli olan kayıtsızlık eğrileri, A malının baş belası mal olarak değerlendirilmesi yol açmaktadır. Bir miktar A malından kurtulmak için, tüketicinin B malını tüketimi miktarının da azaltılmasına istekli olması gerekmektedir. 2.1. Kayıtsızlık Eğrilerinin Özellikleri 1. Kayıtsızlık eğrileri negatif eğimlidir: Tüketici aynı fayda düzeyinde kalabilmesi için, bir maldan tükettiği miktarı arttırdığı zaman diğer maldan tükettiği miktarı azalması gerekir. Mesela şekil 1.7 ‘te tüketicinin K noktasından L noktasına geçerken aynı fayda düzeyini ( U1 ) koruyabilmesi için A malından tükettiği miktarı qa1 qa2 kadar artırırken B malından tükettiği miktarı da qb1 qb2 kadar azaltması gerekir. Aksi takdirde A malından daha fazla tüketmesine karşılık, B malından tükettiği miktarı azaltmaz ise, tüketicinin fayda düzeyi artacaktır. Bu durumda tüketici daha üst kayıtsızlık eğrisine geçmiş olacaktır. (Yaylalı, 2004: 77) U2 Qa Qb U1 U0 U2 Qa Qb U1 U0 U2 Qa Qb U1 U0 I. Tüketici II.Tüketici III.Tüketici
  • 17. 17 Kayıtsız eğrilerinin negatif eğimli olmaları, tüketicinin aynı fayda düzeyinde kalabilmesi için, bir maldan tükettiği miktarı artırdığında diğer maldan tükettiği miktarı azalması anlamına gelmektedir. 2. Kayıtsızlık eğrileri kesişmezler: Kayıtsızlık eğrilerinin kesişmesi kayıtsızlık eğrilerinin tanımına aykırıdır. Şekil 1.8’deki D ve C mal demetleri U1 fayda eğrisi üzerinde oldukları için eş değerdir. E ve C mal demetleri de U2 fayda eğrisi üzerinde oldukları için yine eşdeğerdir. Fayda eğrilerinin geçişli olma özelliğinden ötürü, E mal demeti D mal demetine denk olmaktadır. Ancak, bu da mümkün değildir. Çünkü E mal demeti D mal demetine göre her iki maldan da (hem A malı ve hem de B malı ) daha fazla içermektedir. Bu sebepten, kayıtsızlık eğrileri kesişmezler. (Yaylalı, 2004: 77) C noktası hem U1 hem de U2 kayıtsızlık eğrileri üzerinde olduğu için D ve E noktaların da aynı tatmin sağlanmalıdır. D ve E noktalarındaki bileşimler aynı faydayı sağlayamaz. Çünkü E bileşimi B bileşimine göre, hem daha fazla A malı ve hem de daha fazla B malı içermektedir. 3. Kayıtsızlık eğrileri genellikle orijine dış bükeydirler Ancak iki durumda kayıtsızlık eğrileri merkeze dış bükey olmazlar. Bunlardan birincisi, kayıtsızlık eğrilerinin doğru şekilde olmasıdır. Mallar arasında ikame tam olduğunda, kayıtsızlık eğrileri doğru şeklini alırlar. İkinci durum ise kayıtsızlık eğrilerinin dik açı yapar konumda olmasıdır. Tüketilen mallar tamamlayıcı nitelikte iseler, kayıtsızlık eğrileri dik açı yapacak bir konumda olurlar. Kayıtsızlık eğrilerinin genellikle merkeze dış bükey olmasının sebebi azalana son birim yararı kanunudur. Azalan son birim yararı kanuna göre, belli bir malın birbirini izleyen birimlerinden elde edilen fayda, malın tüketimi arttıkça azalacaktır. İkame mallarından Qb Qa K Lqb2 qb1 qa1 qa2 U1 Qb U2 Qa U1 C E D
  • 18. 18 birinin tüketimi giderek artırılırken, aynı fayda düzeyinde kalabilmek için, diğer ikame malından tüketilen miktar her seferinde daha az olacaktır. Çünkü giderek daha fazla tüketilen malın marjinal faydası azalırken, aynı fayda düzeyini korumak için daha az kullanılan malın marjinal faydası artacaktır. (Yaylalı, 2004: 79) Kayıtsızlık eğrilerinin orijine dış bükey olmaları, kayıtsız eğrileri boyunca yukarından aşağıya doğru A malından bir birim daha fazla tercih etme karşılığı her seferinde B malından daha az vazgeçilmesi anlamına gelmektedir. Şekil 1.9’deki kayıtsızlık eğrisinde başlangıçta B malından daha fazla buna karşılık A malından daha az kullanmakta (tüketicinin B malından tükettiği qb1 miktar ve A malında kullandığı qa1 miktarı ile elde ettiği C bileşimi ) dolasıyla B malının marjinal faydası düşük ve A malının marjinal faydası yüksektir. Eğri boyunca C bileşimden İ bileşimine doğru hareket edildiğinde, bir yandan tüketilen A malı artarken bu malın marjinal faydası giderek azalmakta, diğer yandan, B malının tüketilen miktarı azalırken B malının marjinal faydası da artmaktadır. İşte bu nedenle, kayıtsızlık eğrileri genellikle merkeze dış bükeydirler. (Yaylalı, 2004: 79) Eğer iki mal bir ihtiyacı karşılamak üzere birbirleri yerine tama olarak ikame edilebiliyorsa, tüketici bunlardan birini diğerine tercih edemiyorsa, bu tür mallar için çizilecek kayıtsızlık eğrisi doğru şeklinde olacaktır. Mallar arasında, tam ikame söz konusu olduğunda, her mal bileşimi için ikame oranı sabit kalacaktır. Yani, bir maldan alınan her ilave birimi için, diğer maldan sabit birim vazgeçilecektir. Billur tuz ile kristal tuz: 500 TL ile 1000 TL; 1000TL ‘ lik pul ile 1500TL’lik pul tam ikame mallarına örnek verilebilir. (Yaylalı, 2004: 79) Qb qb2 qb3 qb5 qb4 IH qa1 Qa qb1 G E F D C qa4qa3qa2 qa5 qa7qa6 qb7 U1qb6
  • 19. 19 6.0 4 4.5 3 3.0 2 1.5 1 0 2 4 6 8 0 1 2 3 4 Kayıtsızlık eğrilerinin doğru şekilde olmaları, soldaki panelde olduğu gibi marjinal ikame oranlarının sabit olduğunu ve tüketici açısından da bu iki malın tam ikame malı olduğunu göstermektedir. Sağdaki panelde olduğu gibi, kayıtsızlık eğrilerinin L şeklinde (90 derece yapar konumda) olmaları, bu iki malın tamamlayıcı mallar oldukları göstermektedir.(Yaylalı, 2004: 80) Şekil 1.10 ‘ da soldaki panel, mallar arasında ikamenin tam olduğu durumu göstermektedir. Aynı fayda düzeyini (mesela, U4 fayda düzeyini ) muhafaza etmek kaydıyla, A malından 2 birim daha fazla karşılığı B malından her seferinden 1.5 birim vazgeçilmektedir. Bu durumda mallar arasında ikame tamdır. (Yaylalı, 2004:80) Şayet mallar tamamlayıcı nitelikte iseler yani belirli bir fayda düzenin elde edilebilmesi için, her iki maldan belirli bir miktarın kullanılması söz konusu ise, kayıtsızlık eğrileri dik açı yapan durumdadır. Tamamlayıcı mallara sağ ve sol ayak kabı örnek verilebilir. Tüketiciler 1 sağ ve 1 sol ayakkabı ile belirli bir fayda elde etmektedir. Fayda düzeylerini artması için, kullanılan mallar aynı anda ve aynı oranda artmalıdır. 2 sağ ve 2 sol ayakkabı bir tüketicinin fayda düzeyini artırırken, 1 sağ ve 2 sol ayakkabı veya 2 sağ ve 1 sol ayakkabı tüketicinin fayda düzeyinin artırmaz. Bu nedenle tamamlayıcı malları kayıtsızlık eğrileri dik açı yapalar (Şekil 1.10 sağdaki panel) (Yaylalı, 2004: 80) 4. Kayıtsızlık eğrilerinde, üsteki kayıtsızlık eğrisi alttaki kayıtsızlık eğrisine göre daha fazla fayda sağlar. Şekil 1.11 ‘ daki U2 fayda eğrisi U1 fayda eğrisine tercih edilir. Çünkü, daha üstedeki U2 kayıtsızlık eğrisi daha attaki U1 kayıtsızlık eğrisine göre, her iki maldan daha fazla içermektedir. Mesela U1 fayda eğrisi üzerindeki K bileşiminde tüketici qa1 kadar A malından ve qb3 kadar B malından tüketirken U2 kayıtsızlık eğrisi üzerindeki M noktasında tüketici hem A malından daha fazla (qa2 k kadar ) ve hem de B malından daha fazla (qb2 kadar ) tüketerek fayda düzeyini artırmaktadır. Yahut ta mallardan biri sabit olmak kaydı ile diğer mallardan daha fazla tüketilmektedir. Mesela K bileşiminden L bileşimine geçildiğinde. A malının tüketilen miktarı aynı olmakla birlikte, B malının tüketilen miktarı artmaktadır (qb3’ten qb1 e). Veya K bileşiminden N bileşimine geçmekle, bu sefer B malından tüketilen miktarın sabit olmasına karşılık A malından tüketilen miktar (qa1 ‘den qa3 ‘ e çıkmakta ) artmaktadır. Her iki durumda da, fayda düzeyi artmakta U1 kayıtsızlık eğrisinden U2 eğrisine geçilmektedir.(Yaylalı, 2004: 81) Qa QbQb Qa K L M U4 U3 U2 U3U1 U2 U1 U4 2.0 1.5 2.0 1.5
  • 20. 20 Kayıtsız paftasında üstteki kayıtsızlık eğrisi alttaki kayıtsızlık eğrisine göre daha fazla fayda sağlanmaktadır. U1 kayıtsızlık eğrisinden U2 kayıtsızlık eğrisine geçebilmek için, ya mallardan birinin tüketilen miktarı sabit tutularak diğerinin miktarı artırılmalı (L veya N bileşimi ) veya her iki malın tüketilen miktarı da artırılmalıdır (M bileşimi )  Tüketiciye belirli bir toplam faydayı sağlayan tüketim bileşenlerini ifade eden noktaların geometrik bileşimine kayıtsızlık eğrisi (kayıtsızlık paftası, farksızlık eğrisi) denir.  Kayıtsızlık eğrileri üzerindeki her nokta eşit toplam faydayı gösterir.  Kayıtsızlık eğrileri orijinden uzaklaştıkça daha yüksek toplam fayda elde edilir.  Kayıtsızlık eğrileri negatif eğimlidir.  Kayıtsızlık eğrileri orijine göre dış bükeydir.  Kayıtsızlık eğrilerinin birbirlerini kesmeme özelliği iktisadi insanın tercihler arasındaki tutarlılık özelliği ile ilgilidir.  Bir malın diğerinin yerine kullanılmasına ikame denir.  Kayıtsızlık eğrisi üzerinde bir noktadan dolayında tüketicinin bir malı diğerine tercih ettiği değişim oranına marjinal ikame oranı denir.  Kayıtsızlık eğrilerinin orijine göre dış bükey olmasının nedeni azalan marjinal fayda yasasıdır.  Kayıtsızlık eğrilerinin negatif eğimli olmalarının nedeni aynı fayda düzeyinde kalabilmek için bir malın tüketimi artığında diğer malın tüketiminin azalmasıdır. Qb M Qa N L K qa1 U2 U1 qa3qa2 qb1 qb2 qb3
  • 21. 21 2.2. Marjinal İkame Oranı Marjinal İkame Oranı (MRS)7 tüketicinin aynı fayda düzeyinden kalmak kaydı ile bir maldan 1 birim daha fazla karşılığı diğer maldan vazgeçtiği miktardır. Mesela, A malının B malı için marjinal ikame oranı (MRSab), tüketicinin aynı fayda düzeyini korumak üzere 1 birim daha fazla A malı almak için B malından vazgeçtiği miktarı gösterir Yani, MRSab = dir8. (1.4) B malı azaldığı için MRSab negatif olacaktır. MRSab ‘yi pozitif değerle ifade edebilmek için MRSab (-1) ile çarpılır. (Yaylalı, 2004: 82) 11 7 4 2 1 0 1 2 3 4 5 C noktasından D noktasına geçildiğinde, 1 birim daha fazla A malı tüketebilmek için 4 birim B malından vazgeçilmektedir Böylece, MRSab = 4 ‘tür D ile E noktaları arasında MRSab = 3 ‘tür. E ile F noktaları arasında MRSab = 2’dir. F ve G noktaları arasında da MRSab = 1’dir. Kayıtsızlık eğrisi boyunca yukarından aşağıya hareket edildiğinde, marjinal ikame oranı azalmaktadır. Şekil 1.12’da gösterilen kayıtsızlık eğrisi (U1) üzerindeki noktalara karşılık gelen MRS değerlerini bulalım. Tüketici, U1 fayda eğrisi üzerindeki C noktasından D noktasına geçtiğinde, aynı fayda düzeyini koruyabilmek için 1 birim daha fazla A malı alma karşılığı B malından 4 birim vazgeçebilmektedir. (Yaylalı, 2004: 83) ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------- 7 MRS, Marjinal ikame oranının İngilizce karşılığı olan “marginal rate of substitution kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır. 8 B malının A malı için marjinal ikame oranı MRSab’nin tersidir. Yani; MRSba = C Qb Qa G D E F U1
  • 22. 22 Yani A malının B malı için MRSab = - (-4/1) ‘tür . Bu oran aynı fayda düzeyinde kalmak kaydı ile 1 birim daha fazla A malı almak için B malından vazgeçilmesi gereken miktardır (birim sayısıdır).Bulunan bu değer,U1 kayıtsızlık eğrisi üzerindeki C ve D noktalarının birleştirilmesi ile elde edilen doğrunun (kirişin) eğiminin pozitif değerdir. (Yaylalı, 2004: 83) Benzer şekilde, D ile E noktaları arasındaki MRSab=3/1=3’tür(DE doğrusunun eğiminin mutlak değeri ).E ile F noktaları arasındaki MRSab =2 ve F ile G noktaları arasındaki MRSab=1’dir.Şekil 1.12 ‘da görüldüğü gibi, MRS, kayıtsızlık eğrisi üzerinde yukardan aşağı hareket edildikçe azalmaktadır. (Yaylalı, 2004: 83) Daha açık bir ifade ile, kayıtsızlık eğrisi üzerindeki belirli bit noktada MRSab kayıtsızlık eğrisinin o noktadaki eğiminin mutlak değerine eşittir9. Kayıtsızlık eğrisi üzerindeki herhangi bir noktanın eğimi, o noktadan kayıtsızlık eğrisine çizilen teğetin tabanla yaptığı açının tanjantına eşittir. Mesela, Şekil 1.13 ‘ deki U1 kayıtsızlık eğrisi üzerinden bulunan C noktasının eğimi, aynı zamanda marjinal ikame oranı verecektir. Yani; MRSab = tgC = tgD1 =tgN MRSab = = = Kayıtsızlık eğrisi üzerinde bir mal bileşiminde diğer bir mal bileşiminde geçildiğinde (mesela, Şekil 1.13 ‘de C’de D’ye geçildiğinde ) mallardaki değişimler ∆ kadar olmakta yani çok küçük olmaktadır. Bu nedenle qa1 qa2 miktarı ihmal edilebilmektedir. Yani D1 açısı D açısına yaklaştırılabilir. O halde; (Yaylalı, 2004: 83) MRSab = tgC = tgD1 = tgD = tgN MRSab = = = = Yani MRSab = = =| | dır ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------- 9 Önceki paragrafta belirtildiği gibi, kayıtsızlık eğrisi üzerinde alınan iki noktanın birleştirilmesi ile elde edilen doğrunun eğiminin mutlak değeri olarak verilen MRS tanımı, A malının küçük birimlerle ölçülmesi halinde iyi bir yaklaşımdır. Sadece A ve B gibi iki malın olduğu düşünüldüğünde, fayda fonksiyonu : U=f(qa,qb)= a olacaktır. Bu fonksiyonun tam diferansiyeli alındığında; olur. Böylece kayıtsızlık eğrisinin eğimi = olup, Amalının b malı için marjinal ikame oranı (-1) ile Çarpımına eşittir. Qb
  • 23. 23 Kayıtsızlık eğrisi üzerindeki herhangi bir noktanın eğimi, o noktadan kayıtsızlık eğrisine çizilen teğetin tabanla yaptığı açıyı tanjantına eşittir. C noktasındaki eğim, marjinal ikame oranını verilecektir. Yani MRSab = tgC=tgD1=tgN. Kayıtsızlık eğrisi boyunca bir bileşimden diğer bir bileşime geçildiğinde değişim çok küçük olmaktadır (burada, D kadar ) Bu nedenle, C noktasından D noktasından qn1 qa2 arası ihmal edilmektedir. Yani, D1 açısı D açısına yaklaştırılmaktadır. O halde, MHRSnb=tgC=tgD1=tgD=tgN=∆qb/∆qn’dır. (Yaylalı, 2004: 84) 2.3. Marjinal İkame Oranı İle Mallarının Marjinal Faydaları Arasındaki İlişki Önceki analizlerimizde, kayıtsızlık eğrisi boyunca yukarıdan aşağıya doğru hareket edildiğinde, bir yandan kayıtsızlık eğrisinin eğimi olan marjinal ikame oranın azaldığını, diğer yandan da aynı fayda düzeyinde kalabilmek için mallardan birinin tüketilen miktarının artması sonucu o malın marjinal faydasının azaldığını, buna karşılık diğer malın tüketilen miktarının azalması ile de malın marjinal faydasının arttığını görmüştük. Öyle ise, marjinal ikame oranı ile malların marjinal faydaları arasındaki bir ilişki vardır. Bu ilişki, marjinal ikame oranının malların marjinal faydaları oranına eşitliği şeklindedir. Yani ,A ve B gibi iki mal tüketildiğinde: (Yaylalı, 2004: 84) MRSab=A Malının Marjinal Faydası /B Malının Marjinal Faydası’dır. Bu ilişkiyi Şekil 1.12 yardımı ile inceleyelim. (Yaylalı, 2004: 84) Şekil 1.14’deki U1 kayıtsızlık eğrisi üzerinde bulunan C noktasından D noktasına gelindiğinde A malının ilave tüketimi, ∆qa , A malının her birimi için İlave bir fayda, MUa sağlayacaktır. A malındaki bu ilave tüketimi, toplam faydada MUa(∆qa) kadar bir artış ortaya çıkacaktır. Aynı fayda düzeyinde (U1 fayda eğrisi üzerinde ) kalabilmek için B malından biraz daha az,∆qb, tüketilmelidir. B malının tüketimindeki azalma B malının her birimi için bir fayda kaybına, MUb, yol açacaktır. Toplam faydadaki azalma ise MUb(∆qb)kadar olacaktır Kayıtsızlık eğrisi üzerindeki bütün mal bileşimleri aynı faydayı verdiği için, bir malın ilave tüketimi ile toplam C D U1 M N Qa qb1 qb2 qa1 qa1’ qa2 C’ D1∆qa ∆qb
  • 24. 24 faydada meydana gelen artış, diğer malın daha az tüketiminden ötürü toplam faydadaki azalışı dengelemelidir. Yani, MUa (∆qa)=- MUb (∆qb) olmalıdır. Bu eşitlik, bir başka biçimde, aşağıdaki gibi düzenlenebilir. = = MRSab (1.5) U1 kayıtsızlık eğrisi üzerindeki C noktasından D noktasına geçildiğinde, A malının ilave tüketimi,∆qa, A malının her birimi için toplam faydada bir artış, MUa(∆qa), sağlıyacaktır.U1 fayda eğrisi üzerinde kalabilmek için de ,∆qb kadar B malından daha az tüketilmelidir. B malının tüketimindeki bu B malının her birimi için bir fayda kaybına, MUb, yol açacaktır. Toplam faydadaki azalma ise , MUb(∆qb) kadar olacaktır. Tüketici U1 kayıtsızlık eğrisi üzerinde kaldığın göre, toplam faydadaki artış toplam faydadaki artış toplam faydadaki azalışa eşit olmalıdır. Yani, MUa(∆qa)= - MUb(∆qb) yahut -∆qb/∆qa =MUa/MUb =MRSab’dır. (Yaylalı, 2004: 85) Böylece, MRSab kayıtsızlık eğrisinin mutlak eğrisin mutlak eğimine ve malların marjinal faydaları oranına eşittir. Yani, A malının B malı için MRSab, A malının marjinal faydasının B malının marjinal faydası oranına eşittir. Bir tüketici aynı fayda düzeyini koruyabilmek amacı ile giderek daha fazla A malı almak için daha fazla B malından vazgeçerse, A malının marjinal faydası azalırken, B malının marjinal faydası artar. Böylece, tüketici A malının her ilave birimi için B malından daha az vazgeçmeye istekli olacaktır. Bu durum, MRSab ‘nin azalmasına ve kayıtsızlık eğrilerinin orjine dış bükey olmalarına neden olur. (Yaylalı, 2004: 86) D C qb2 qb1 qa2qa1 Qb Qa U1
  • 25. 25 KAYNAKÇA 1. Yaylalı, M. (2004). Mikro iktisat. İstanbul: Beta (sf. 67-86) 2. Dinler, Z. (2004). İktisada giriş. Bursa: Ekin (sf. 110-126)