2. Zararlı Alışkanlıklar________________________4
Devamı___________________________________5
Gençlik ve Kötü Alışkanlıklar________________6
Devamı___________________________________7
Dinimizin Sakınmamızı İstediği Bazı Kötü
Alışkanlıklar 1:Yalan Söylemek ve Hile
Yapmak__________________________________8
2:Gıybet ve İftira___________________________9
3:Hırsızlık________________________________10
4:Kıskançlık______________________________11
3. 5:Alay Etmek___________________________12
6:Büyüklenmek_________________________13
7:Kötü Zanda Bulunmak_________________14
8:Başkalarının Özel Hayatlarını Araştırmak_15
9:Anne, Baba ve Büyüklerine saygısızlık____16
10:Alkollü İçki İçmek____________________17
11:Uyuşturucu Kullanmak_______________18
12:Kumar Oynamak_____________________19
a=Kötü Alışkanlıklar Nasıl Başlıyor?______20
b=Kötü Alışkanlık ve Davranışlardan Nasıl
Korunalım?____________________________21
Kötü Davranışlar Karşısında Duyarsız
Kalmayalım____________________________22
Başkalarına Zarar Vermek Kul Hakkı Yemektir_23
4.
Muhterem Müslümanlar!
Yüce dinimiz İslam; aklı, canı, nesli, malı ve dini korumayı esas almış, bunları güzelce
değerlendirmeyi farz kılmış, bu değerlere herhangi bir şekilde zarar verilmesini de
şiddetle yasaklamıştır. Dünya ve âhiret mutluluğunu engelleyen kişisel, ailevî ve
toplumsal huzursuzluklara yol açan başta alkol, uyuşturucu ve kumar olmak üzere
bütün zararlı alışkanlıkları yasaklamıştır.
Zararlı alışkanlıklar; bazen taklit, özenti ve kötü çevre, bazen de merak ve kişilik zafiyeti
sebebiyle oluşmaktadır. Bundan dolayı gençlerin eğitim, yetişme ve çevreden etkilenme
dönemlerinde anne babaların çok dikkatli olmaları gerekir.
Önemle belirtelim ki uyuşturucu ve sigara gibi maddelerin en belirgin özelliklerinden
birisi, az miktarda kullanılsalar bile zamanla bağımlılık yapmalarıdır. Alkol ve
uyuşturucu batağına saplanmış kişilerin hemen hemen hepsinin zararlı alışkanlıklara bu
şeklide başladıkları bilinmektedir.
Aziz Müminler!
Ne yazık ki, günümüzde alkol ve uyuşturucu kullanımı her geçen gün biraz daha
artmaktadır. Kumar hastalığının ilk basamağı niteliğinde olan şans oyunları gittikçe
yaygınlaşmaktadır.
Hepimiz biliyoruz ki, içki ve uyuşturucu kullanmak insanın aklî dengesini, beden
sağlığını bozar, sinir sistemini alt-üst eder. İçki ve uyuşturucu bağımlıları, Allah’ın en
büyük lütfu olan akıl ve iradelerini kullanamazlar, kendilerine sahip olamazlar, kâr ve
zararlarını ayırt edemezler. Bu duruma düşen kimseler artık günahkâr olmanın
ötesinde, ruhen ve bedenen sağlıklarını yitirmiş olurlar.
5. Değerli Kardeşlerim!
Dinimize göre menfaate dayalı her türlü şans oyunu kumardır. Kumar ise insanın
zamanını, sağlığını, aile huzurunu, toplumdaki itibarını ve malını mülkünü heder eder.
Yüce Allah, Mâide suresinin 90 ve 91. âyetlerinde şöyle buyurmaktadır. “Ey iman edenler!
İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki
kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı
anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz, değil mi?”
Peygamberimiz (a.s.) ise quot;Sarhoşluk veren şeylerden sakının. Çünkü sarhoşluk veren şeyler bütün
kötülüklerin anasıdır”[1], quot;Sarhoşluk veren şeyler, devâ değil bilakis derttir” [2] buyurmuştur.
Aziz Müslümanlar!
Gençlerimizi içki, kumar ve uyuşturucu illetinden korumada en önemli görev aile ve eğitim
kurumlarına düşmektedir. Ana babalar, çocuklarının nerelere girip çıktıklarına, kimlerle arkadaşlık
yaptıklarına dikkat etmeli, onlarla sağlıklı iletişim kurmalıdırlar. Genç nesil iman, ahlâk ve güzel
ameller noktasından takviye edilmeli, onlara büyük ideal ve hedefler gösterilmelidir.
Şu gerçek iyi bilinmeli ki, toplum, ancak ruhen ve bedenen sağlam ve dinamik gençlerle ayakta
durabilir. Gençlerimizi kötü alışkanlıklardan uzak tutmak için, onlara güzel örnek olmalıyız
Şuurlu, inançlı ve ahlaklı kişiler olarak yetiştirmenin en önemli görevlerimizden birisi olduğunu
unutmamalıyız.
___________________
(1) Neseî, Eşribe, 44.
(2) Müslim, Eşribe,12.
6. Yaratılışı gereği yeniliklere ve değişime açık olan gençlerin karşılaştıkları
en büyük tehlikelerden birisi, kötü alışkanlıklardır. Duygusal tabiatları ve
farklılıklara olan istekleri sebebiyle kolayca kötü alışkanlıkların tuzağına
düşebilirler.
Nitekim birçok zararlı alışkanlık gençlik döneminde edinilir.
Başta sigara, içki, uyuşturucu, kumar olmak üzere birçok kötü
alışkanlıklar sayabiliriz. Yüce Peygamberimiz (a.s.m.) bizleri kötü
alışkanlıklardan sakındırmış, zamanımızı güzel işlerle geçirmemizi
istemiştir.
Sigara hakkında mekruh, hattâ haram diyen âlimler vardır. Çünkü bu
husustaki hüküm, kişinin durumuna göre değişir. Eğer geçim sıkıntısı
çekiyor veya sağlığı açısından hayatî bir zarar veriyorsa elbette büyük
günahtır.
Sigara içmek, en azından mekruhtur, kötü görülmüştür. Çünkü hem
hiçbir faydası yoktur, hem de sağlığa zararlıdır. Üstelik kokusuyla
başkasına da zarar vermektedir.
İçki ve kumarı yasaklayan kesin âyetler vardır. Peygamberimiz
(a.s.m.), quot;Sarhoş eden her içki haramdırquot; buyurarak, haram olan içkinin
özelliğini belirtmiştir. Buna göre, insanları sarhoş etme özelliği olan her
şey haramdır.
7. Yine quot;Çoğu sarhoş edenin azı da haramdırquot; (Tirmizi, Eşribe: 2) diyerek, önemli bir soruyu
cevaplamıştır. Günümüzde bazıları, quot;Birada çok az alkol var. Bu da mı haram?quot; diyebilmektedir. İşte
bu hadîs, çoğu sarhoş eden bir şeyin az dahi olsa yasak olduğunu belirtmektedir.
İçki hakkındaki bir başka hadîs de şöyledir:
quot;Allah içkiye, onu içene, dağıtana, satana, satın alana, üzümünü sıkana [îmal edene], kendisi için
sıktırana, taşıyana ve kendisine taşınana ve parasını yiyene lânet etsin.quot; (Tirmizi, Büyû: 58)
Burada içkiyle ilgili on grup insan lânetlenmektedir ki, sadece içmekten değil, diğer 9 gruba
girmekten de sakınmamız şarttır.
Gençlerin temiz ve pâk zihinlerini aldatmak, onları kendi pis menfaatlerine âlet etmek isteyen
çevreler; sigara, içki, uyuşturucu ve kumarı çekici ambalajlarla, süslü reklâmlarla sunmaktadırlar.
Gençlerimizi tuzaklarına düşürüp, kendi keselerini doldurmak isteyen kimseler, kötü alışkanlıklara
özendirmek için her vesileyi kullanmaktadırlar.
Oysa, gazete ve televizyonlardaki en acı ve en üzücü haberler, hep kötü alışkanlıkların sonucudur.
quot;İçki bütün kötülüklerin anasıdırquot; buyuran Peygamberimiz (a.s.m.), bizleri 14 asır önce uyarmıştır. Bu
sese kulak verilmediği içindir ki, her gün bir sürü cinâyet, hırsızlık, gasp, trafik kazası içki yüzünden
olmaktadır.
Kötü alışkanlıklardan korunmanın çaresi, iyi bir dinî bilgi alıp İslâmı yaşamaktır. Çünkü, bu tür
alışkanlıklar, akıl, kalp ve ruhun aç bırakılmasından kaynaklanır. Halbuki, mânevî duygularımızı
îman ve ibâdetle doyurursak, her günümüzü dinimize hizmet etmek ve güzellikleri başkalarına
aktarmak gayretiyle geçirirsek, kötü alışkanlıklara ne ihtiyaç duyarız, ne de zaman buluruz.
En iyisi, kötü alışkanlıklara hiç bulaşmamak, tuzağa düşmemektir. quot;Canım ne olacakmış bir kere
içiver, tadına bakquot; veya quot;Düğünde herkes içerquot; gibi teşviklerde bulunanlar, bizim dostumuz
değil, düşmanımızdır. Böyle diyerek verdikleri zararın farkında bile değillerdir. O sahte gülücük ve
zevkler, hem dünyada, hem âhirette gözyaşına ve azaba dönüşecektir.
Bazı düğün, yaş günü, eğlence partisi ve mezuniyet baloları; kötü alışkanlıkların tuzakları
durumundadır.
Bu tuzaklara bir kere yakalanırsak, devamı gelebilir. Çünkü nefis, his, şeytan dâima kötülüğe teşvik
eder.
Bunun için kötü alışkanlıkların cirit attığı yerlerden uzak durmalıyız. Kahvehâne, disko, bar gibi
yerler, gençlerin dünyasını ve âhiretini karartan mekânlardır.
Bunlardan uzak durup nezih yerlerde buluşup görüşmeliyiz.
8.
1.Yalan Söylemek ve Hile Yapmak
Dinimiz kişiye ve topluma zararlı olan tutum ve davranışlara
elbette izin vermez. Allah, insanları yalandan kaçınmaya ve doğru
olmaya çağırır. Nitekim Kuran'da şöyle buyrulmaktadır: ''... Yalan
sözden kaçının!'' , ''...Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!'' 2 Yüce
Allah, doğruluğu, adaletle hükmetmeyi, yalan ve hileden uzak
durmayı herkesten istemektedir.
Peygamberimiz de doğruluğa sarılmayı emretmektedir .0,
doğruluğun iyiliğe, iyiliğin de cennete; yalanın kötülüğe,
kötülüğün ise, cennetten mahrum edeceğini bildirmiştir.3 Bu
demektir ki, insan, yalan söylemeyi alışkanlık haline getirirse,
kötülüklere yakın olur. Bunun sonunda da cezalandırılır. Aklını
kullanan herkes, yalan ve hilenin ne kadar kötü olduğunu bilir.
Ancak, aklını iyi kullanamayanlar, yalan ve hile ile elde ettikleri
geçici yararları kar zannederler, halbuki, onlar zarar etmişlerdir.
9. 2.Gıybet ve İftira
Gıybet, bir kimsenin yüzüne karşı söylendiğinde üzüleceği
eksiklerini ve hatalarını arkasından konuşmaktır.
Dinimizde, başkalarının gıybetini yapmak kusurunu
aramak yasaklanmıştır. Bu konuda Yüce Allah, Kuran'da
şöyle buyurmaktadır:
...Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz, diğerinizi
arkasından çekiştirmesin...''1 iftira ise, kelime anlamıyla bir
kimseyi yapmadığı bir kötülükle suçlamak demek
tir. iftira etmek ahlaksızlıktır. 0, ne insanlığa, ne de
Müslümanlığa sığar. iftira edenler zulme yol açar, kötülüğe
alet olurlar. iftira etmek, aynı zamanda, kul hakkı
almaktır, Kul hakkı alanlar, başkalarının quot;ahını alırlar. Onlar
da mutlaka karşılığını görürler.
10. 3. Hırsızlık
Hırsızlık, sözlükte quot;kendine ait olmayan bir şeyi
çalıp, kendine mal etme işiquot; di ye
tanımlanmaktadır. İslamiyet, her ne şekilde olursa
olsun, bir kimsenin başkasına ait mala el
uzatmasını yasaklamıştır. Bu bakımdan, hırsızlık,
çalıp-çarpma, gasp, haksız kazanç, rüşvet, hileli
kazanç, eksik tartı ve ölçü hepsi haramdır.
Başkalarının kapılarını dinlemek, evlerinin içini
gözetlemek de göz ve kulak hırsızlığıdır.
Öğrencilerin kopya çekmesi de haksız kazançtır,
bir başka çeşit hırsızlıktır. Kopya şahsiyeti zedeler,
kişinin kendine güvenini yitirmesine yol açar.
11. 4.Kıskançlık
Kıskançlık yani haset, bir arkadaşımızın veya başkalarının
başarılarını çekememektir. Onların yaptıkları, başardıkları işler
karşısında eziklik duymaktır. Başkalarının üstünlüklerini
çekememek, kötü bir huydur, ruhsal bozukluktur. çoğu kıskanç
kişiler, bazen çılgınca işler de yapabilirler. Kıskançlık, onları
saldırgan yapar. Yahut kıskandığı kişiye akıl almaz zararlar
vermesine yol açar. Ama sonunda yine de kıskanç olan kişinin
kendisi zarar görür. Kuran’ı kerim, kıskançlığı reddederken, aç
gözlülükten korunmuş kimselerin gerçek mutluluğa
ulaşacaklarını bildirir. 2
Başkalarını kıskanmamalı, onlara imrenmeliyiz. imrenmek,
onların iyi hallerine özenmek demektir. imrenilecek insanları da
takdir etmek gerekir. Ahlak açısından buna quot;gıpta etmekquot; denir.
Peygamberimiz de bunu teşvik etmiştir. insan gıpta ederek
yükselebilir.
12. 5.Alay Etmek
İstihza yani alay etmek, bir insanı hor görmedir
yahut bir insanla söz, yazı veya hareketle eğlenme,
onu aşağılama demektir .Alay etmek, İslam hoş
görmediği davranışlardandır. Alay etmek de
ruhsal bir rahatsızlıktır. Yalancılık gibi, kıskançlık
gibi alay etmek de insanı içten içe çökertir. Alay
ettiği kişilerin düşmanlığını çeker. Herkes ondan
uzak durmak ister. insan kendini büyük görmezse,
alay etme alış kanlığından kurtulabilir. Bunun gibi
insan kişiliğine saygı duyarsa, yine bu hastalık tan
kurtulabilir .
13. 6.Büyüklenmek (Kibir)
Kibir, kelime olarak büyüklük, büyük olma, kibirlenme, büyüklük
taslama ve kendini başkalarından üstün tutma gibi anlamlara gelir.
Kibir, İslam'da kötü huyların başında gelir. Tehlikeli bir davranış olan
kibir, insanlar arasında kin doğurur. Toplum sal uyuşma ve kaynaşmayı
baltalar, dostların gönüllerine nefret sokar. Zira kibirli in san, kendisi için
sevip istediğini öteki Müslümanlar için istemez. Kibirde benlik iddi ası
bulunduğundan böyle birisi alçak gönüllü olamaz. Bundan dolayı kibiri
ve kibirli insanı hiçbir din hoş görmez. Büyüklenen, böbürlenen kişi, hem
çevresinde hem de
toplumda sevilmez. Çünkü böyle bir kişi, herkese tepeden bakar. Kendi
dışındaki in sanları hakir görür. Hep kırıcı ve yıkıcı bir tavır içinde olur.
insanlar arasında büyüklenen, böbürlenen kişileri Yüce Allah, şu şekilde
uyar maktadır. quot;...Yeryüzünde böbürlenerek yürüme...quot; 1 Yine Kuran'da
Allah, quot;...0 (Allah) büyüklük taslayanları asla sevmez.quot; 2
buyurarak, kibirlileri sevmediğini belirtmektedir .
14. 7.Kötü Zanda Bulunmak
insanlar, kusursuz değildir. Bazen en yakın dostumuz
bile, bize karşı kırıcı ve incitici davranışlarda bulunabilir.
Ancak bu gibi olayları büyütüp o dostumuz hakkın da kötü
zanda bulunmamız, dostluk bağlarını koparabilir. Bu doğru
bir davranış değildir. Yüce Allah, değil kötü zan, hatta
zandan bile kaçınmak gerektiğini Kuranıkerim’de şöyle
belirtmiştir; quot;Ey iman edenler! Zandan çokça kaçının. Çünkü
zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu
araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin.quot; 3
Burada kaçınmamız istenen zan, kötü zandır. Ancak iyi
zanda bulunmak gerekir. Aksi halde Allah'ın sevmediği
davranışı yapmış oluruz.
Gerçek mümin, kendisine karşı yapılan her kırıcı ve incitici
davranışlara karşı kötü zanda bulunmamalıdır. Mümin
dostlarını hemen terk etmemelidir. Çünkü dost kazanmak
zor; ama kaybetmek kolaydır.
15. 8.Başkalarının Özel Hayatını Araştırmak
İslam, Özel hayatın gizliliğine saygı duyar. Onun
açığa vurulmasına karşı çıkar. Özel hayatın
gizliliğinin korunmasından yanadır. Nitekim
Kuran’da Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: quot;Ey
iman edenler! Kendi evinizden başka evlere
geldiğinizi fark ettirip ev halkına selam
vermedikçe girmeyin. Bu, sizin için daha iyidir;
herhalde (bunu) düşünüp anlarsınız. Orada kimse
bulamadınızsa, size izin verilinceye kadar oraya
girmeyin. Eğer size quot;Geri dönün!quot; denilirse hemen
dönün. Çünkü bu, sizin için daha temiz bir
davranıştır. Allah yaptığınızı bilir.quot;
16. 9. Anne, Baba ve Büyüklere Saygısızlık
Dinimiz, Allah'a kulluktan sonra, en önemli görevin
ana ve babaya iyi davranmak olduğunu bildirir. Bu
hususta Kuranıkerim’de şöyle buyrulmaktadır:
quot;...Onlara quot;öfquot; bile deme...quot; Bundan dolayı onlara iyi
davranmalı, istedikleri her şeyi yapmalıyız. Onların
gönüllerini kırmamalı, onları hoşnut etmek için özen
göstermeliyiz. Ellerini öpüp hayır dualarını almalıyız.
Bu bize, büyük bir manevi destek verir.
Annemiz, babamız, öğretmenlerimiz gibi
büyüklerimiz, bizim hayata daha iyi ha zırlanmamız
için bize yol gösterirler, örnek olurlar. Bize iyi, dürüst
olmayı öğretirler. Kötülere ve kötülüklere karşı bizi
hep uyarırlar. Bütün bunlardan dolayı onlara saygı
duyarız.
17. 10. Alkollü İçki İçmek
Alkolün bedende yaptığı yol açtığı çok çeşitli hastalıklardan
başka, ruhsal bir takım zararları da vardır. Onun ruhi
zararları daha çok, zihin, dikkat, bilinç ve irade üzerinde
görülür. Ayrıca ümitsizlik ve karamsarlık doğurur. Trafik
kazaları, cinayetler, aile kavgaları ve hukuka aykırı her çeşit
eylemde alkolün etkisi görülür. Ayrıca ruh ve akıl
hastalıklarında da alkolün etkisi unutulmamalıdır.
Bireysel ve toplumsal zararlara yol açan alkollü içkiyi
dinimiz de açık hükümlerle yasaklamıştır. Kuran’da içkinin
yasaklanması aşama aşama gerçekleşmiştir. En sonunda
Yüce Allah, şöyle buyurmuştur: quot;Ey inananlar!
içki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi olan
pisliklerdir. Bunlardan sakının ki kurtuluşa eresiniz.quot; 1
İslam içkiyi yasaklamakla akla önem vermiştir. Çünkü
alkol, aklı baştan alır. Aklın kontrolünü kaybetmesine yol
açar .
18. 11. Uyuşturucu Kullanmak
Uyuşturucu alışkanlığı, bir hastalıktır. Bu kötü alışkanlık ve
hastalığın nedenleri de çeşitlidir. Bunlar arasında insanın
zaafları, sorumluluktan kaçışı, eğitimsizlik sayılabilir.
Ayrıca, insanların birbirini olumsuz yönde etkilemeleri ve
kötü çevre şartları, Lükse ve gösterişe dayalı yapay hayatın
verdiği tatminsizlik, manevi boşluk, ide al yoksunluğu,
fakirlik ve yalnızlığın verdiği çaresizlik gibi hususlar da bu
hastalığın nedenleri arasında gösterilebilir .
İslam, aynen içkiyi yasakladığı gibi uyuşturucu madde
kullanımını da kesin bir ifadeyle yasaklamıştır. Zira,
Kuran’da geçen içki yasağı, sarhoşluk veren, insanın akli ve
ruhi dengesini bozan bütün katı ve SIVI maddeleri kapsar
.Nitekim beden ve ruh sağlığını bozduğu, sarhoşluk ve
uyuşukluk verdiği için uyuşturucular da dinimizce
yasaklanmıştır.
19. 12. Kumar Oynamak
Dinimizin bizden sakınmamızı, uzak
durmamızı istediği alışkanlıklardan birisi de
kumardır. Nitekim alkollü içki konusunda
metnini verdiğimiz ayette Yüce Allah, kumarın
ve falcılığın da yasak olduğunu belirtmiştir.
İslam, kumarın herhangi bir şeklini
belirtmemiştir. Bunu yaparken onun anlamını
ve doğuracağı sonuçları göz önüne alarak
yasaklamıştır. Şekli ve metodu ne olursa
olsun, kumar, haramdır.
20. Bugün yapılan pek çok araştırmada kötü
alışkanlıkların, nedenleri üzerine önemli
bulgular elde edilmektedir. Buna göre
merak, en başta gelen nedenlerdendir. Sonra
kötü alışkanlık edinmiş kişilerle kurulan
arkadaşlıklar gelmektedir. Bunlardan
başka, can sıkıntısı, stres, ailedeki
huzursuzluklar gibi gerekçeler bu kötü
alışkanlıklara sürüklemektedir.
21. Önce kötülüğün zarar verdiğinin bilincine
ermeliyiz. Bu bilinç ile bunlara başlama ve
alışma nedenlerinden uzak durmalıyız. Bunun
için merak ile de olsa dinimizce yasaklanan
davranışları yapmamız gerekir. Olabildiğince
bu alışkanlık ve davranışlardan uzak duran
kişilerle arkadaşlık kurmalıyız. Ayrıca bunların
yapıldığı, kötülüklerin yeşerdiği ortamlardan
uzak durmalıyız. Özellikle hem kendimizin
hem de dost ve yakınlarımızın böyle ortamlara
girip çıkmalarının önüne geçmeliyiz.
22. Her insan, içinde yaşadığı toplumun üyesidir. Her birey, üyesi
olduğu toplumun yerleşik düzenine uymalıdır. Unutmamalıyız ki
toplum dışındaki insan tek başına ne yaşayabilir, ne de medeniyet
kurabilir. Bundan dolayı ailenin, okulun, çarşının ve çevremizdeki
her şeyin dirliğine, düzenine sahip çıkmalıyız, onları korumalıyız.
Onları bozanlardan olmamalıyız. Hatta bu da yetmez; medeni
cesaret sahibi olmalıyız. Kötü davranışların sahiplerini
uyarmalıyız. Peygamberimiz de kötü davranış karşısında bir
Müslüman’ın nasıl davranacağını şöyle dile getirmektedir:
''içinizden her kim, çirkin bir davranış veya hoş olmayan bir şey
gördüğünde, onu eliyle değiştir sin. Bunu eliyle değiştirmeye
gücü yoksa, diliyle değiştirsin. Buna da gücü
yetmiyorsa, gönlünde o şeye veya harekete buğzetsin (tepkisini
canlı tutsun)...'' Böylece peygamberimiz, kötü davranışlar
karşısında suskun kalmamamız gerektiğini açıkça belirtmektedir.
Bu tutum, ayrıca sorumlu bir vatandaş davranışıdır.
23. Biz kendimize nasıl zarar verilmesini istemiyorsak, başkalarına da
zarar vermemeliyiz. İslam dini, insan haklarına saygılı olunmasını
emreder. Bunu yaparken, haksızlık yapmayı da yasaklamıştır. Kul
hakkı kavramı ile ifade edilen, başkalarının hak ve hukukuna
saygı, Kuranın ve hadislerin üzerinde durduğu hususlardandır.
Birinin işini engellemek, aleyhinde konuşmak; malını çalmak kul
hakkı tanımamaktır. Bunun gibi güçlünün zayıfı ezmesi ve
başkasına iftira atması da böyledir. Bunların yanında gözün
gördüğü ve canın çektiği bir yiyecekten göreni faydalandır
Mamak da, kul hakkına saygısızlıktır.
Bunlardan başka devletin malını çalmak veya yemek, milyonlarca
vatandaşın hakkını yemektir. Aldığı ücretin, maaşın karşılığı
kadar çalışmamak da kul hakkı yemektir .Haksız kazanç
sağlamak, topluma ait şeylerden çalmak, insanlara zarar
vermektir, yani kul hakkı yemektir.
25. İlk önce herkes evinde araştırdı. Sonra pek
Berkan ve Akın iyi bilgiler bulabildi, diğerleri
konuyu yanlış anlamış onlar başka bir şeyler
bulmuş. Konuyu Akın ve Berkan iyice
anlattıktan sonra herkes bir şeyler buldu.
Bilgilerin hepsini toparlayıp Berkanların
evinde Microsoft PowerPoint 2007’ye yazdık.
Her şey bittikten sonra siteye koyduk.