1. Etik nedir?
Etik veya en yalın tanımıyla töre bilimi. Etik terimi Yunanca ethos yani "töre"
sözcüğünden türemiştir. Aksiyoloji dalı olan etik, felsefenin dört ana dalından biridir.
Yanlışı doğrudan ayırabilmek amacıyla ahlak kavramının doğasını anlamaya çalışır.
Etiğin batı geleneği zaman zaman ahlak felsefesi olarak da anılmıştır. türkçe ahlak
bilimi olarak da anıldığı olmuşturetik
Ayrıca Türkçe'de etik sözcüğü ahlak sözcüğüyle eş anlamlı olarak da kullanılır.
Halkın kendi kendine oluşturduğu hiçbir yazılı metine dayanmayan kanunlara Etik
Kanunları denir. İnsan davranışının etiksel temelleri her sosyal bilime yansır:
antropolojide bir kültürün bir diğeriyle ilişkilendirilmesinde yer alan karmaşıklıklar
yüzünden, ekonomide kıt kaynakların paylaştırılmasını içerdiği için, politika biliminde
(siyaset bilimi) gücün tahsisindeki rolü nedeniyle, sosyolojide grupların dinamiklerinin
köklerindeki yeri itibariyle, hukukta etik yapıların ilke ve kanunsallaştırılması
nedeniyle, kriminolojide etik davranışı öven etik olmayan davranışı kötüleyen hali ve
psikolojide de etik olmayan davranışı tanımlayış, anlayış ve tedavi edici rolüyle
mevcuttur.
Etik sosyal bilimler dışında kalan çeşitli bilim dallarına da yayılmıştır. Örneğin
biyolojide biyoetik adıyla, ekolojide ise çevresel etik adıyla önemli bir yer teşkil eder.
Analitik felsefede, etik geleneksel olarak üç ana alana ayrılır: Meta-etik, normatif etik
ve uygulamalı etik.
Farklı etik anlayışları
1- Uygulamalı etik: Uygulamalı etiğin bir şekli, normatif etik teorilerinin belirli (spesifik)
tartışmalı meselelere uygulanmasıdır. Bu durumlarda, etikçi savunulabilir bir teorik
yapı benimser ve sonra teoriyi uygulayarak normatif tavsiyeler türetir. Fakat, çoğu
kişiler ve durumlar, özellikle de geleneksel dindarlar ve hukukçular, bu yaklaşımı ya
kabul edilmiş dini doktrine karşı bulur ya da var olan yasa ve mahkeme kararlarına
uymadığı için uygulanamaz ve pratikten yoksun bulurlar. Bunun dışında uygulamalı
etikte kullanılan farklı yöntem ve yaklaşımlar da vardır. Bu yöntem ve yaklaşımlara
safsatalar (veya safsatacılık) örnek olarak verilebilir. Her ne kadar uygulamaları etikte
incelenen soruların çoğu kamu politikasını içerse ve doğrudan kamusallaşmış
uygulama ve olaylara dair olsa da, uygulamalı etik başlığı altında farklı sorularda
incelenebilir. Örnek vermek gerekirse: "Yalan söylemek her zaman yanlış mıdır?
Eğer değilse, hangi zamanlarda izin verilebilirdir (caiz) ?" Bu tip etik hükümleri
oluşturmak her türlü normdan önceliklidir. Uygulamalı etiğin farklı uzmanlıklardaki etik
2. sorunları inceleyen bazı alt dalları (disiplin) mevcuttur, örneğin: iş etiği, tıbbi etik,
mühendislik etiği ve yasal etik gibi. Her alt bu uzmanlıkların etik kuralları içerisinde
ortaya çıkan yaygın meseleleri karakterize eder ve bunların kamuya olan
sorumluluklarını tanımlar.
2- Dini etik: Dini etik, gerek uygulamalı etik gerekse (genel) geleneksel dini etik
başlığı altında incelenebilen bir etik perspektifi ve anlayışıdır. Bu tutumda, etiğin
temelleri dinidir. Dinlerdeki ahlak kavramının çeşitliliği ve dinlerin çeşitliliği yüzünden,
dini etik kavramı da ayrıntılar açısından farklılık ve çeşitlilik gösterir.
3- Erdemler etiği: Erdemler etiği insanın nasıl birisi olması gerektiğini söylemeye
çalışır. Erdemler etiği ilk olarak Eski Yunan'da ortaya çıkmıştır. Plato'nun
Symposium'unda insanların sahip olması gereken dört erdem olarak Basiret, Adalet,
Cesaret ve İtidal gösterilmiştir. Aristo erdemleri ahlaki ve akli olarak ikiye ayırmıştır.
Dokuz akli erdemin en üstünde sophia yani teorik hikmet ve phronesis yani pratik
hikmet gelmektedir. Aristo da ahlaki erdemler olarak basiret, adalet, cesaret ve itidali
verir. Aristo'ya göre her ahlaki erdem her iki uçtaki kusurun ortalamasıdır. Örneğin
cesaret erdemi, korkaklık ve deli cesareti gibi kusurların ortasında yer alır.
Etik kelimesinin sözlük anlamı nedir?
1- Ahlak, ahlaksal, ahlaki.
2- Törebilim, ahlakbilim.
Kaynak: http://etik.nedir.com/#ixzz3K1Z6Rpoh
3. Etik Nedir? - 2
Etik, pratik felsefenin bir konusudur. Pratik, çünkü insanların ne şekilde davranmaları
gerektiğiyle ilgili somut ve kanıtsal bilgiler sunar. İyi ve kötü davranış nedir? İyi veya
kötü nedir? Bu sorular kulağa biraz teorik gelebilir ama sık sık karar vermek zorunda
kaldığımız durumlarla karşılaşırız, değil mi? Yolda bulduğumuz bir cüzdan bizde
kalabilir mi, yoksa kayıp bürosu veya karakola mı bırakmalıyız? İzin almadan
arkadaşımızın kalemini kullanabilir miyiz?
Etik ve ahlak arasındaki fark nedir?
Ahlak, içinde yaşadığımız topluma göre değişir ve genelde çoğunluk tarafından
herhangi bir gerekçe gösterilemeden doğru kabul edilen değerlerin ve düşüncelerin
toplamıdır. "Doğru" olduğu hissedilenler ahlaka uygun olarak kabul edilir. Ve bu
durum toplumdan topluma farklılık gösterir. Buna karşılık etik, kuralları mantıklı olarak
yorumlamaya çalışır. Etiği, ahlakın üzerinde yeniden düşünme olarak tanımlamak da
mümkün. Bilimde ve hukuk sisteminde sadece mantıklı açıklamalar bulunduğu için de
biyoahlak değil sadece biyoetik vardır.
Biyoetik terimini anlamak zordur. Fakat tedavisi bulunmayan bir hastalığa
yakalananlar biyoetikle karşı karşıya gelebilirler. Doktorlar, iyileşme sağlayabilecek
bir yöntemi denemeliler mi? Ya da yaşı ilerlemiş bir kadın yapay döllenmeyle çocuk
sahibi olmalı mı? Ve insan, bitkileri ve hayvanları genetiğin yardımıyla ekonomik
ihtiyaçlarına göre ne kadar değiştirmeli ya da değiştirmeli mi?
Yasaları hazırlayanlar uygun kuralları koyabilmek için konuyu enine boyuna tartışmak
zorundalar. Kurallar çok katı olursa bilim adamları araştırmalarını sürdürmekte zorluk
çekebilirler. Mesela ülkemizde kısa bir süre önce embriyonik kök hücreleriyle
araştırmanın yasak olduğu açıklandı.
Fakat İngiltere’de örneğin belli kurallara uyulduğu müddetçe buna izin var. Aynı
yasakla karşı karşıya kalan diğer bazı ülkelerin bilim adamları, araştırmalarına son
mu veriyorlar? Hayır, bu uygulamanın serbest olduğu ülkelere giderek araştırmalarını
oralarda sürdürüyorlar.
Tabii kuralları çok fazla gevşek tutmak da pek doğru olmasa gerek. Örneğin
kopyalama tekniğinin uzun vadede ne gibi olumsuzlukları beraberinde getireceği
henüz kesinleşmemişken insan embriyosu kopyalamak elbette ki sakıncalıdır. Ya da
insan ömrünün ortalama olarak yetmiş yıl olduğu bir dünyada 60 yaşında bir kadının
yapay döllenmeyle anne olması doğru mu?
4. Neyin doğru veya yanlış olduğuna kim karar veriyor?
İnsanlar eskiden toplumsal değerler ve doğru davranışlarla ilgili soruları yanıtlamak
için genelde din kitaplarına başvuruyorlardı. Fakat özellikle de Batı ülkelerinde
Immanuel Kant ve aydınlanma devrinden sonra insan bu tür soruları aklı ve zekasıyla
yanıtlamaya başladı. Fakat insanların ilgi alanları ve fikirler farklı olduğu için herkesin
kabul ettiği değerler aynı değildir.
Bu konuda ekonomik, bilimsel veya kişisel çıkarlar önemli bir rol oynar. İşte biyoetik
konusu bu nedenle günümüzde filozoflar ve bilim insanları tarafından hararetle
tartışılmakta. Tabii biyoetik hakkında kararlar vermek çok zordur.
Toplumsal değerlerin ve fikirlerin temeli genelde dine uzanmaktadır ve bunların
birçoğu modern tekniğin olanaklarına ters düşmekte. Sonuçta insan, genetik
sayesinde ilk kez yaşamın temelini değiştirebilecek duruma gelmiştir. Ve bu durumda
da biyoetik yasaların herkesi memnun etmesi zor olacaktır.
Etik Günü Niçin Kutlanıyor?
25 Mayıs tarihi bütün dünyada etik günü olarak kutlanmaktadır. Bizim kültürümüze
kavram ve çerçeve olarak farklı olan bu terim son yıllarda ülkemizde de önem
kazanmış bulunmaktadır. Bu günün ne anlama geldiğini ve niçin kutlandığını bilmek
için öncelikle kısa bir sözlük çalışması yapmak yararlı olacaktır.
Kelime anlamıyla ‘etik’ Yunanca ethos yani "töre" sözcüğünden türemiştir, özgün
Yunanca kullanımı ‘Etika’dır, tıpkı politika (siyaset bilimi), poetika (şiir kuramı), gibi.
Felsefenin dört ana dalından biridir. Yanlışı doğrudan ayırt edebilmek amacıyla ahlâk
kavramının doğasını anlamaya çalışmaktadır. Bu yönüyle, kendine ait kuralları olsa
da, halen de tartışılarak gelişen bir daldır.
Farklı kelimelerle ifade edilen değişik kültürlerde etik kavramı elbette mevcuttur.
Nitekim Eski Yunanda olduğu kadar Çin Uygarlığında da Etik tartışılan bir konudur.
Bizim kültürümüzde ise daha çok ‘ahlak’ kavramı merkezli bir etik alanı vardır. Ancak
Yunan Felsefesi Etik alanını kelime ve düşünce olarak kuramsallaştıran Felsefe
olarak bilinmektedir. Nitekim Etik kavramının bütün dünyada kabul edilen ortak bir
kavram olması da bunu göstermektedir.
Ancak tarihsel süreçte uygulama bakımından sistematik etik uygulamalarının
Selçuklu Medeniyetinin unsurlarından olan Ahilik örgütünde görüldüğünü belirtmek
gerekir. Bilindiği gibi Ahilik, 13. yüzyılda Anadolu'da yaşayan Türklerin, esnaf ve
sanatkârlarının birliğini, çalışma ilkeleri ve usullerini oluşturan, çok yönlü bir sosyo-
ekonomik Türk kurumudur. Ahi Örgütüne üye olan esnaf ve sanatkarların uymaları
gereken bir dizi ahlak ve iş kuralları vardı. Uyulmaması durumunda ağır cezalar da
5. öngörülmüştü.
Etik alanı öylesine geniş bir konudur ki, bazen ne olduğu veya ne anlama geldiği
konusunda sağlıklı bir bütünlük de sağlanamayabilir. Günümüzde farklı etik alanlar
bulunmaktadır: Kürtaj, yasal ve ahlaki meseleler, Hayvan hakları, Biyoetik, İş etiği,
Kriminal adalet, Çevresel etik, Feminizm, İnsan hakları, Gazetecilik etiği, Tıbbi etik,
Teknolojik etik, Faydacı etik, Faydacı biyoetik, vb. Bunların yanında, farklı açılardan
ele alınan etik başlıkları da söz konusudur: meta etik, normatif etik ve uygulamalı etik
(yukarıda sayılanlar uygulamalı etik’in alt başlıklarıdırlar.
Yunan Felsefesinin Arapça tercümeleriyle birlikte Müslüman dünyasında da Yunan
tarzı çalışmalar görülmektedir. Erdem etik’i denilen alan daha çok Müslüman
dünyasında ilgi görmüş ve geliştirilmiştir.
Yakın çağda bilim ve teknolojinin ilerlemesi, devlet kurumlarının aşırı güç kazanması
vb. nedenler etik ilkelerinin oluşturulması ve benimsenmesini gerekli kılmıştır. İlk
uygulamalı etik değerlerin tıp, genetik, vb. alanlarda konuşulmaya başlanması ilgi
çekicidir. Çünkü diğer insanların üzerinde belirli bir etkileme gücüne sahip kişi veya
meslek gruplarının endi iç denetimlerinin olması zorunlu hale gelmiştir. Aksi takdirde,
diğer insanlara büyük zararlar verilmesi riski saptanmıştır.
İlk önce Batı dünyasında bilgi ve gücü iç denetime kavuşturmak için etik kuralları
oluşturulmaya başlanmıştır. Bu etik kuralları, bazen yasa gücünde bazen de bir
meslek grubunun iç denetim ilkeleri olarak ortaya çıkmaktadır. Her iki durumda da,
Etik Değerler/ kurallar bir başka insana ve topluma karşı iç sorumlulukları
içermektedir.
Ancak bu alanda tam bir başarı sağlandığını söyleyebilmek zordur. Zira insanoğlunun
iyi ve kötü tarafının da gelişimi sonsuzdur. Etik değerlerin hatırlatılması, bir bilinç
oluşturulması için de 25 Mayıs tarihi Etik Günü olarak kabul edilmiştir.
Halen Etik değerlerin çiğnenmesi durumunda – çoğunlukla bu değerler
çiğnenmektedirler- öngörülen vicdani cezalar son derece yetersizdir. Hukuki cezalar
ise son derece edilgen, karmaşık ve her zaman kamu vicdanını tam tamir edici
değildir. Zaman içerisinde Etik Değerlerin, bir tür Etik Yasalar haline dönüştürülmesi
de sanırım bundan kaynaklanmaktadır. Fakat bu durumda da Yasaları koyan ve
uygulayanların ahlaki davranmaları ihtiyacı yok mudur?
Bu gün dolayısıyla – veya alan uzmanlığı itibarıyla- araştırma yapanların Etik /İnsan
ilişkisi ve Ahlak üzerinde de durmaları bu yüzden bir gerekliliktir. Zira Yunan Felsefesi
ve Batı Uygarlığı, kuramsal ve hukuki açıdan çok gelişmiş olmakla birlikte, insan
öğesine yeterli değeri verebilmiş değildir. Bizim kültürümüzdeki ve inancımızdaki
ahlak anlayışı ise hala tarihin derinliklerinden tam olarak bugüne taşınabilmiş değildir.
http://yealfelsefe.blogspot.com.tr/2013/03/etik-nedir_5.html
6. Etik
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Etik veya en yalın tanımıyla töre bilimi. Etik terimi Yunanca ethos yâni "töre"
sözcüğünden türemiştir. Değerler felsefesinin Aksiyoloji dalı olan etik, felsefenin üç
ana dalından biridir: varlık, bilgi ve değer. Doğru davranışı, yanlış davranıştan
ayırabilmek amacıyla ahlâk kavramının doğasını anlamaya çalışır. Etiğin batı
geleneği zaman zaman ahlâk felsefesi olarak da anılmıştır. Türkçe "ahlak felsefesi"
olarak da anıldığı olmuştur. Ayrıca Türkçe'de etik sözcüğü yanlış biçimde ahlâk
sözcüğüyle eş anlamlı olarak da kullanılır. Etik ile ahlak arasındaki en temel fark,
ahlakın toplumsal değerlere dayanırken etiğin evrensel insani değerlere
dayanmasıdır.
Halkın kendi kendine oluşturduğu, hiçbir yazılı metine dayanmayan kanunlara "etik
ilkeler" denir. İnsan davranışının etik temelleri her sosyal bilime yansır: antropolojide
bir kültürün bir diğeriyle ilişkilendirilmesinde yer alan karmaşıklıklar yüzünden,
ekonomide kıt kaynakların paylaştırılmasını içerdiği için, politika biliminde (siyaset
bilimi) gücün tahsisindeki rolü nedeniyle, sosyolojide grupların dinamiklerinin
köklerindeki yeri itibariyle, hukukta etik yapıların ilke ve kanunsallaştırılması
nedeniyle, kriminolojide etik davranışı öven etik olmayan davranışı kötüleyen hali ve
psikolojide de etik olmayan davranışı tanımlayış, anlayış ve tedavi edici rolüyle
mevcuttur.
Etik sosyal bilimler dışında kalan çeşitli bilim dallarına da yayılmıştır. Örneğin
biyolojide biyoetik adıyla, ekolojide ise çevresel etik adıyla önemli bir yer teşkil eder.
Analitik felsefede, etik geleneksel olarak üç ana alana ayrılır: Meta-etik, normatif etik
ve uygulamalı etik. Etik ve ahlak arasındaki bir farktan bahsetmek gerekir. Etik daha
çok ahlak üzerinde konuşur, sorgular, tartışır, düşünür, yargılar. Ahlak yöresel, Etik
ise evrenseldir. Etik, evrensel kabul gören kurallardır.
Konu başlıkları
1 Tarihsel gelişimi ve farklı ahlak anlayışları
2 Uygulamalı etik
3 Dinî etik
4 Erdemler etiği
7. 5 Ayrıca bakınız
6 Kaynakça
7 Dış bağlantılar
Tarihsel gelişimi ve farklı ahlak anlayışları
Her ne kadar etik anlayışının tam olarak ne zaman başladığı bilinmese de Dünya'nın
farklı yerlerinde birçok farklı toplulukta çok eski çağlardan beri ahlaki anlayışının var
olduğu bilinmektedir. Dinler târihi, felsefe tarihiyle antropolojik ve arkeolojik bulgular
bunu kanıtlar nitelikte ilgiye dayalıydı. Sokrates'in etik düşüncesi bilgiye dayalı etik
düşüncelerinin ilk örneklerindendir.
Platon, etik sorunlarını devlet ve toplum kavramlarıyla birlikte ele almıştır; bireysel
etikten ziyade toplumsal etik üzerine yoğunlaşmıştır. Platon'un etik anlayışı da çoğu
Yunan filozofu gibi soylulara, köle olmayan özgür yurttaşlara yöneliktir. Ona göre
toplumun çoğunu oluşturan kitle ahlâklı olma, erdem edinme gibi yeteneklerden
yoksundu. Bu nedenle bu toplumsal etikte sınıflar arasında bir ahlâksal bağ olduğu
söylenemez.
Aristoteles'in etik anlayışı da yine yoğun toplumsal unsurlar barındırmış, dönemin
târihsel ve toplumsal gelişmelerinden de büyük oranda etkilenmiştir. Aristoteles'in etik
anlayışındaki en önemli noktalardan biri onun zoon politikon kavramıdır. Zoon
politikan özgür insandır, toplumsal (sosyal) insandır. Bu, "insan" varlığının toplumsal
oluşunun kabulü açısından ilk adımdı. Aslında Aristoteles de kölelerin diğer
vatandaşlarla bir tutulamayacağı fikrindeydi, köleler birer cansız nesneden
farksızdılar ona göre de; yine de teorik zoon politikon tanımı etiğin tarihsel gelişimi
açısından önemlidir. Özünde erdem sahibi olabilme yetisine sahip insan, vasat olursa
ideal etik seviyeye ulaşır. İki uç kötü davranışın ortası, vasatı, erdemdir. Örneğin
kendini çok küçük görmeyle kendini çok büyük görme arasındaki orta nokta, erdemli
olan durumdur.
Etik konusundaki fikirleriyle daha farklı bir anlayış ortaya çıkaran ve adından çok söz
ettiren bir başka Antik Çağ filozofu da Epiküros'tur. Epiküros'un ateist etik
anlayışında, insanlığın amacı hazza ulaşmaktır. Her ne kadar genelde farklı
zannedilse de Epiküros'un haz kavramı bedensel hazdan öte acının yokluğudur.
Mutluluk kişinin acı, ıstırap, sefalet ve elemden kurtulmuş olduğu durumdur. Acıdan
8. kurtulmak için önerilen hayat tarzı ise sosyal yaşamdan uzak, münzevi ve sade bir
hayat tarzıdır. Epiküros'un düşüncesinde insan sosyal bir varlık değildir, sosyal
bağları onun doğasından gelen doğal oluşumlar değildir.
Antik Çağ'dan sonra Hristiyanlığın Batı'daki yükselişiyle kaynağı ebedi ve ilâhî olan
bir etik anlayışı yükselişe geçmiştir. Bu dönemdeki en önemli etik anlayışlarından biri
Aquinolu Thomas'ın etik anlayışıdır. Bu anlayışta Skolastik felsefenin etik anlayışıyla
Hıristiyan ahlâk ve erdem görüşleri bir araya gelir. Akılcı bir etik anlayışı olan bu
anlayışta irade konusu da irdelenir. Akla dayanan özgür bir irade fikri mevcuttur, aklî
olumlu davranışlar mümkündür, kişi iyiyi seçerek mutluluğa erişme şansına sahiptir,
fakat son noktada gerçek ve nihai mutluluğa ancak Tanrı'nın istemesiyle
kavuşulabilir. Bundan sonra uzun bir süre etik sadece Tanrı kaynaklı görüşlere yer
vermiştir.
15. yüzyıldan başlayarak bu Tanrı ve din merkezli etik anlayışından kaymalar
görülmeye başlar. Örneğin Campanella'nın ütopik eseri Güneş Ülkesi dinî etikten öte
etikle günlük bireysel ve sosyal davranışlar arasındaki bağlar vurgulanır. Giordano
Bruno dogmatik din etiğine karşı çıkan isimlerdendir. Daha sonraki dönemlerde
birçok yazar ve düşünürün eserlerinde din ve dogmadan soyutlanmış, kaynağı
zaman zaman halâ ilâhî olsa da, pratikte ilâhiyattan uzaklaşmış, akla dayanan etik
anlayışı tekrar yükselişe geçmiştir. Montaigne ve Charron'un çalışmalarında bunun
izleri bulunabilir.
Bu dönemin sonlarında felsefî açıdan yerini genişleten İngiliz ampirik düşüncesi etik
anlayışlarını da etkiler. Thomas Hobbes geleneksel etik görüşlerine aykırı,
materyalist felsefesiyle uyumlu bir etik anlayışına sahiptir. Bireyin öncelikli hedefi
kendi varlığını korumak ve sürdürmektir, bencillik insanın doğasında vardır, bu
bireysel bencilliğin toplumun çıkarlarıyla örtüşmesi olumlu sonuçlar doğurur bu
sebeple bireysel bencillikle toplumun çıkarının örtüştüğü noktalar erdemlerdir. Bireyin
bencil yönelimiyle toplumun çıkarının örtüşmediği ve hatta toplumun çıkarının zarar
gördüğü davranışlarsa kötü davranışlardır.
Doğu felsefelerindeki erdem ve ahlâk anlayışına benzer unsurlar taşıyan bir etik
anlayışı da ünlü filozof Spinoza tarafından ortaya atılmıştır. Bu anlayışta kişi doğal
durumunda tutkularının esiridir, aklının yardımıyla bu esaretten kurtulabilir. Bu
sebeple aklî davranmakla ahlâkî davranmak aslında aynıdır. Bilgi vurgusu taşıyan bir
etik fikrine sahip olmuş bir başka ünlü filozof John Locke'dir. Ampirik felsefesinden
hareketle ahlâkî olguların da deneyimlerin ürünü olduğunu ortaya koymuştur.
9. Bir diğer ünlü filozof Kant ise etiği davranış, eylem ve tutkuların bulunduğu düzlemde
değil fenomenlerin ötesindeki düzlemde tanımlar. Kant'ın etik üzerine tanınmış
eserleri bulunur; Pratik Aklın Eleştirisi ve Töreler Metafiziği gibi. Alman filozof
Feuerbach ise materyalist bir etik anlayışı ortaya koyar. Hümanist vurgular da taşıyan
bu anlayışta birey yaşayışı ve ilerlemesi için diğer birey(ler)le ilişkiye girmek
zorundadır ve bu (sosyal) ilişkiyle ahlâk oluşur. Sosyal ilişkilerin olduğu her durumda
ahlâk da olur. Feuerbach'ın felsefî bencillik tanımı bu etik düşünceye farklı bir açı da
katar; bireyin mutluluğu için çabalamasını bencillik olarak kabul etmez ve bireyle
genelin çıkarlarının uyumunu garanti edecek genel bir sevgiyi tanımlar.
Alman filozof Schopenhauer ise çok daha karamsar bir etik görüşünü benimsemiştir.
Varolmanın, yaşamanın acıdan ibaret olduğunu savunur; insan istemlerinin esiridir.
Bu etik görüşü çeşitli Doğu felsefelerine ve etik görüşlerine büyük benzerlik taşır. Bu
etik anlayışından çok daha farklı ve genel düşünceye karşı devrim niteliği taşıyan etik
anlayışı ise ünlü Alman filozof Nietzsche'nin etik anlayışıdır. Felsefesindeki güç
kavramı üzerin inşa ettiği etik anlayışında, çoğu etik anlayışında erdem olarak
nitelenen birçok davranış güçsüz ve dolayısıyla da olumsuz olarak nitelendirilmiştir.
Nietzsche'nin üstün insanı birçok etik anlayışta ahlâkî olarak tanımlanabilecek şekilde
değildir. Nietzsche'nin ortaya koyduğu ahlâk ve erdem, geleneksel ahlâkî
standartların, iyiyle kötünün ötesindedir. İyi bireyin gücüne güç katan şey, kötü ise
onu güçsüz kılan şeydir. Kısacası Nietzsche'nin etik anlayışı ortaya attığı güç
kavramı temellidir.
Uygulamalı etik
Uygulamalı etiğin bir şekli, normatif etik teorilerinin belirli (spesifik) tartışmalı
meselelere uygulanmasıdır. Bu durumlarda, etikçi savunulabilir bir teorik yapı
benimser ve sonra teoriyi uygulayarak normatif tavsiyeler türetir.
Fakat, çoğu kişiler ve durumlar, özellikle de geleneksel dindarlar ve hukukçular, bu
yaklaşımı ya kabul edilmiş dînî doktrine karşı bulur ya da var olan yasa ve mahkeme
kararlarına uymadığı için uygulanamaz ve pratikten yoksun bulurlar. Bunun dışında
uygulamalı etikte kullanılan farklı yöntem ve yaklaşımlar da vardır. Bu yöntem ve
yaklaşımlara safsatalar (veya safsatacılık) örnek olarak verilebilir.
Her ne kadar uygulamaları etikte incelenen soruların çoğu kamu politikasını içerse ve
doğrudan kamusallaşmış uygulama ve olaylara dâir olsa da, uygulamalı etik başlığı
10. altında farklı sorularda incelenebilir. Örnek vermek gerekirse: "Yalan söylemek her
zaman yanlış mıdır? Eğer değilse, hangi zamanlarda izin verilebilirdir (caiz)?" Bu tip
etik hükümleri oluşturmak her türlü normdan önceliklidir.
Uygulamalı etiğin farklı uzmanlıklardaki etik sorunları inceleyen bazı alt dalları
(disiplin) mevcuttur, örneğin: iş etiği, tıbbi etik, mühendislik etiği ve yasal etik gibi. Her
alt bu uzmanlıkların etik kuralları içerisinde ortaya çıkan yaygın meseleleri karakterize
eder ve bunların kamuya olan sorumluluklarını tanımlar.
Kürtaj, yasal ve ahlâkî meseleler
Hayvan hakları
Biyoetik
Meslek etiği
Kriminal adalet
Çevresel etik
Feminizm
Eşcinsel hakları
İnsan hakları
Gazetecilik etiği
Tıbbi etik
Faydacı etik
Faydacı biyoetik
Dinî etik
Konu hakkında daha fazla bilgi için: Dinde etik.
Dinî etik, gerek uygulamalı etik gerekse (genel) geleneksel dinî etik başlığı altında
incelenebilen bir etik perspektifi ve anlayışıdır. Bu tutumda, etiğin temelleri dinîdir.
11. Dinlerdeki ahlâk kavramının çeşitliliği ve dinlerin çeşitliliği nedeniyle, dinî etik kavramı
da ayrıntılar açısından farklılık ve çeşitlilik gösterir.
Erdemler etiği
Erdemler etiği insanın nasıl birisi olması gerektiğini söylemeye çalışır. Erdemler etiği
ilk olarak Eski Yunan'da ortaya çıkmıştır. Plato'nun Symposium'unda insanların sahip
olması gereken dört erdem olarak Basiret, Adalet, Cesaret ve İtidal gösterilmiştir.
Aristo erdemleri ahlâkî ve aklî olarak ikiye ayırmıştır. Dokuz aklî erdemin en üstünde
sophia yani teorik hikmet ve phronesis yani pratik hikmet gelmektedir. Aristo da
ahlâkî erdemler olarak basiret, adalet, cesaret ve itidali verir. Aristo'ya göre her ahlâkî
erdem her iki uçtaki kusurun ortalamasıdır. Örneğin cesaret erdemi, korkaklık ve deli
cesareti gibi kusurların ortasında yer alır.
Ayrıca bakınız
Ahlâk
Faydacılık
Deontoloji
(Seküler) Hümanist etik
Biyoetik
e-etik
İnsan hakları
Bilişim etiği
Kaynakça
İngilizce Vikipedi Etik maddesi ve kaynakçası
12. Blackburn, S (1996). Dictionary of Philosophy, Oxford: Oxford University
Press. ISBN 0-19-283134-8.
Cornman, James; et al (1992). Philosophical Problems and Arguments - An
Introduction, 4th ed., Indianapolis: Hackett. ISBN 0-87220-124-4.
MacIntyre, A (2002). A Short History of Ethics, Routledge. ISBN 0-415-28749-
9.
Singer, P. (Ed.) (1993). A Companion To Ethics, Massachusetts: Blackwell.
ISBN 0-631-18785-5.
Etik ve Ahlak ne demektir? Etik ve Ahlak kavramları, arasındaki ilişki, etik ve
ahlak arasındaki fark nedir, hakkında bilgi.
ETİK VE AHLAK
*** Etik; ahlaki kriterlerden yararlanılarak insan davranışlarına yön verme bilimi ve
insan davranışlarına yönelik kabul edilmiş değerler ve standartlar olarak ahlak
bilimidir.
*** Etik;
Ahlak üzerinde konuşur,sorgular,tartışır,düşünür,yargılar. Ahlaki olanın özünü
ve temellerini araştıran bir felsefe etkinliğidir.
Bir ahlak felsefesi,bir ahlak görüşü ya da anlayışıdır.
Coğrafi mekan,renk,dil,din,ırk gibi değişkenlerin etkisi altına girmez.Ancak,etik
ilkelerle davranan insanlar ve toplumlar coğrafyalarına,renklerine,ırklarına
daha fazla anlam katabilir,insanlık için kalıcı değerler üretebilirler.
Doğru/yanlış ve iyi/kötüyü belirterek neyin yapılması neyin yapılmamasını
belirler.
İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerler,
normları,kuralları,doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaki açıdan araştıran bir
felsefe disiplinidir.
İyi ve kötü davranışları belirleyebilen ve düzenli olarak sunan bir disiplindir.
Esasları açık ve belirli alana ait yazılı kuralları içermesi beklenir.
Evrensel kabul gören kurallardır.Evrenseldir.
Geçmiş ve bu güne ilişkin doğru ve yanlış ölçülerinin anlatımı,ahlak ise bir
toplumun değer,norm ve ilkeleri ile ilgili davranış biçimi bütünüdür.
Günlük hayatta kişilerin nasıl yaşamaları gerektiğine kuramsal bakış açısı
getirir.
13. İçinde göreceliği barındırmaz.
İnsanın kişisel ve toplumsal hayattaki ahlaki sorunlarını ele alıp inceler.
Etik ilkeler,herkesin görmediği görevleri düzenler,onun için herkes bu
görevlerin ne olduğunu,ne olması gerektiğini,bu görevleri yerine getiren
bireylerin özel ilişkilerinin ne olması gerektiğini bilemez.
*** Ahlak;
Bir bilinç meselesidir.İç ve dış ahlak olarak bir bütündür.Bireylerin temiz
duyguları,dış davranışlarla bütünleşirse içindeki dünyanın güzelliği dış
dünyada diğer insanlarla paylaşılan dünyayı güzelleştirir.
Bir disiplin olarak etiğin günlük hayat pratiğine yansıyan kurallar demetidir.
Etiğin araştırma konusudur.
Geniş tabanlı ve nasıl davranılması gerektiğine ilişkin yazılı olmayan
standartları belirler.
Günlük hayatta kişilerin nasıl yaşamaları gerektiğini ince ayrıntılar içinde pratik
açıdan düşünür.
Hem insan davranış ve ilişkilerinin yönetimiyle ilişkili hem de insan hayatını
daha değerli kılan kurallarla ilgilidir.
İnsana özgü bir kavramdır.
İnsanlar arası ilişkilerde “iyi” ve “kötü” biçiminde nitelenen davranış ve
eylemlerdir,yaşanan bir şeydir.
Yaşanılan toplumun dini,milli etkisi altında olduğu gibi aynı zamanda vicdanın
ait olduğu kişinin de etkisi altındadır.
Yöreseldir.
Geniş anlamda ahlak felsefesi olan etik, dar anlamda iş ve meslek ahlakı kavramıdır.
Ahlakın olduğu yerde kardeşlik, eşitlik, özgürlük, bağımsızlık, sevgi, adalet gibi yüce
vasıflar da vardır.İç temizliği,dirlik,düzenlik,güzellik ve yararlılık vardır.
*** Temel etik ilkeler;
Görevin yerine getirilmesinde kamu hizmeti bilinci
Halka hizmet bilinci
Hizmet standartlarına uyma
Amaç ve misyona bağlılık
14. Dürüstlük ve tarafsızlık
Saygınlık ve güven
Nezaket ve saygı
Yetkili makamlara bildirim
Çıkar çatışmasından kaçınma
Görev ve yetkilerin menfaat sağlamak amacıyla kullanılmaması
Hediye alma ve menfaat sağlama yasağı
Kamu malları ve kaynaklarının kullanımı
Savurganlıktan kaçınma
Bağlayıcı açıklamalar ve gerçek dışı beyan
Bilgi verme,saydamlık ve katılımcılık
Yöneticilerin hesap verme sorumluluğu
Eski kamu görevlileriyle ilişkiler
Mal bildiriminde bulunma
*** Ahlak felsefesinin temel kavramları;
Birey: Toplumsallaşmış insanı,toplum içerisinde yaşayan insanı ifade eder.
İyi : İnsanın yapması gereken davranışlardır. Ahlakça değerli olandır.
Kötü : İnsanın yapmaması gereken davranışlardır.
Özgürlük : İrade ile “iyi” ve “kötü” davranışlardan birisini seçme gücüdür.
Erdem (Fazilet) : İyi olana yönelmedir.
Sorumluluk : İnsanın kendi eylemlerinin ya da yetki alanına giren herhangi bir olayın
sonuçlarını üstlenmesidir.
Vicdan : Tutum ve eylemlerimizin ahlakça değerli olup olmadığını yargılama
bilincidir.Bir çeşit iç mahkemedir.
Ahlak Yasası : Uyulması ahlak açısından gereken,genel-geçer kurallardır.
Ahlaki Karar : Ahlak kurallarına özgürce uymaktır.
Ahlaki Eylem : Ahlaka uygun davranışı gerçekleştirmedir.
*** Ortak etik kurallar ( Değerler )
15. Doğruluk,dürüstlük
Güvenilir olma
Sadakat
Adalet
Başkalarına yardım etme
Başkalarına saygı gösterme
Vatandaşlık sorumluluğuna sahip olma
Yalan söylememe
Başkasının hakkını yememe
Karşısındakinin güç durumundan yararlanmama
Acısı olanın acısını paylaşma
Dayanışma
Bireylerin eşitliğinin kabul edilmesi
Kaynakların adil dağıtılması
Mükemmeliyeti arama
*** Etik davranışın toplumsal temelini oluşturan etkenler
Kültür : Bir toplumun yaşayış biçimini,dilini,zevklerini,yazınını,folklorunu,sanatsal
etkinliklerini, öz olarak yaratıcı gücünü kapsamaktadır.
Değerler : Bireylerin yaşamındaki farklı etmenlere yüklediği
önemdir.Değerler,bireylerin düşünce,tutum duygu gibi tüm davranışlarını yönlendiren
birer ölçüt olarak kabul edilir.
Normlar : Değerlerin,belirli rollerle ilişkili olarak ele alınması ve uygulanmasıyla
oluşur. Norm;karşılıklı hak,görev ve sorumlulukların belirlenmesinde kişiye yol
gösterir.Normlar düzeni sağlayan ölçütler bütünüdür.
Yazılı normlar; yasalar,tüzükler,yönetmelikler biçiminde yetkili organlarca düzenlenir
ve yürürlüğe konulur.
Yazısız normlar; örfler,adetler,töreler,gelenek ve göreneklerdir.
Gelenek : Bir toplumda,eskiden kalmış olmaları nedeniyle saygın tutulup,kuşaktan
kuşağa iletilen kültürel kalıntılat,alışkanlıklar,töre ve davranışlar,anane olarak
tanımlanmaktadır.
16. Görenek : Herhangi bir davranışı ya da hareketi eskiden beri gördüğü gibi yapma
alışkanlığıdır.
Görgü kuralları : Uyulması gereken ayrıntılı biçimler, formalitelerdir. Bu kurallar
insanın sosyalleşmesi süreci içinde öğrenilirler.
*** Etik değerlere uygun davranışın sonuçları;
Olumlu sonuçları; saygınlık kazanma, güvenilirlik, iyi bir imaja sahip olma, problem
çözümünde yardım görme…
Olumsuz sonuçları;
BİREYSEL : İşini kaybetme,saygınlığını kaybetme,toplumdan
soyutlanma,güvenilirliğini yitirme,kişisel benliğin zarar görmesi,mesleksel ve örgütsel
bağlılığın zayıflaması,öz saygının yitirilmesi,çalışma arkadaşlarıyla ilişkilerin
bozulması,kişisel imajın bozulması vb.
KURUMSAL : Saygınlığını yitirme,müşterisini
kaybetme,imajının zedelenmesi,iş birliğinin zayıflaması,grup çalışmalarının etkililiğini
yitirmesi,örgütsel bağlılığın zayıflaması.
TOPLUMSAL : Yozlaşmanın kurumsallaştırılması,etik
değerlerin önemini yitirmesi,aykırı davranışların yaygınlaşması,kurum içi iletişimin
zarar görmesi.
Toplumsal yozlaşma : Toplum içerisinde değer karmaşası oluşması ve zamanla
faydacılığın her şeyin önüne geçmesi de etik kurallarının uygulanmasını etkiler.
EKONOMİK YAPIDAN KAYNAKLANAN NEDENLER : Bir toplumun
yozlaşmasında en önemli unsurlardan biridir.Bir ülkede ekonominin kötüye gidişi
toplumu ve doğal olarak fertleri etkiler.
SİYASAL YAPIDAN KAYNAKLANAN NEDENLER : Toplumun farklı
kesimlerinin siyasi alanda kendini ifade edememesi, siyasetin dar bir kesimin elinde
kalarak kişisel çıkarlara alet edilmesi,siyasal kayırmacılık,rüşvet yozlaşmaya neden
olabilir.
BÜROKRATİK YAPIDAN KAYNAKLANAN NEDENLER :
Devlet,vatandaşlara sunduğu hizmetleri bürokratik kurumlar aracılığıyla
sağlar.Günümüzde bazı özel kurumlar da sağladıkları hizmetlerde bürokratik
yapılanmalara gitmektedir.
TOPLUMSAL YAPIDAN KAYNAKLANAN NEDENLER : Toplum içerisindeki
eşitliği zedeleyici gelenek anlayışı kişilerin kendisini ifadesini kısıtlayabilir. Bu
durumun o toplumda oluşturacağı huzursuz ortam toplumda bir çatışma ve yozlaşma
oluşturabilir.
17. TARİHSEL NEDENLER : Toplumların tarihsel süreç içinde yaşadığı olaylar,
toplumlarda çözülme ve yozlaşma oluşturabilir.
*** Mesleki etik;
Meslek elemanlarının mesleki ilkesi “kendi alanında kendisinden hizmet
bekleyenlere varsa yasaların elverdiği ölçüde; yoksa oluşmuş ilkelere göre
faydalı olacak şekilde hizmet sunması” olarak tanımlanabilmektedir.
Mesleki etik, insanların mesleklerini icra ederken keyfi davranışlarını
sınırlamakta, mesleğin gerektirdiği davranışa yönlendirmektedir.
Mesleki etik, bir meslek grubunun, mesleğe ilişkin olarak oluşturup, koruduğu;
yetersiz ve ilkesiz üyeleri meslekten dışlayan; meslek içi rekabeti düzenleyen
ve hizmet ideallerini korumayı amaçlayan mesleki ilkeler bütünüdür.
*** İş ahlakı;
Genel ahlak kurallarının iş hayatında uygulanmasıdır.
İş çevresinde de hüküm süren, doğruluğu genel kabul görmüş kurallara uyma
davranışıdır.
Bir felsefe dalı olarak etik, insanların töresel ya da ahlaksal ilişkilerini, davranış
biçimlerini ve görüşlerini araştıran bir bilim dalıdır.
*** Lider açısından iş ahlakına uygun olmayan davranışlar;
Çalışanlara değer vermeme
Çalışanları özel işlerinde kullanma
Çalışanlara adil ve hakça davranmama
Bilgi sızdırma
Defter ve belgelerde tahrifat yapma
*** Yöneticiler açısından iş ahlakına uygun olmayan davranışlar;
Gereksiz ve aşırı harcama yapılması
Sahte belgelerle işletmeden fazla para çekme, sahte belgelerle gideri fazla
gösterme
Çıkar temini için nüfuzu olan kimselere hediye verme
Bilgi sızdırma
Defter ve belgelerde tahrifat yapma
18. Satın alım ve hizmet ifasında çıkar temini, satın alımda firma kayırma
Performans değerlendirmede adil olmama
İşletme ile alakalı olmayan özel telefon görüşmeleri yapmak
Özel masraflarını kuruma yüklemek
*** Ahilik;
İşi kutsal,çalışmayı ibadet sayar.
Karşılıklı işbirliği ve sosyal dayanışmaya dayalıdır.
Kaliteyi ve müşteri hizmetini ilke edinir.
Mesleki gelişmeyi sürekli eğitimle pekiştiren bir ahlak anlayışını temsil eder.
*** Mesleki etik ilkeleri;
Doğruluk
Yasallık
Yeterlik
Güvenilirlik
*** Milli Eğitim Bakanlığı Etik Komisyonu : 15/07/2005 tarihinde MEB Etik
Komisyonu oluşturulmuştur. 652 sayılı KHK de yer alan değişiklik çerçevesinde
komisyonda başkan Müsteşar Yardımcısı olup Rehberlik Ve Denetim Başkanı, İnsan
Kaynakları Genel Müdürü, Temel Eğitim Genel Müdürü, Orta öğretim Genel Müdürü
üyedir. Komisyonun sekretarya görevini İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünden bir
eleman yürütür.
Komisyonun temel görevleri şunlardır:
Kurumlarında etik kültürünü yerleştirmek ve geliştirmek
Personele etik davranış ilkeleri konusunda karşılaştıkları sorunlar ile ilgili
olarak tavsiyelerde bulunmak
Kurumlarındaki etik sorunları, belirlemeye yönelik çalışmalar yapmak
* Eğitim etiğinde temel ilkeler;
Dürüstlük
Saydamlık
Tarafsızlık
19. Hesap verebilirlik
Kamu yararını gözetmek
* Eğitim etiği; eğitimde erişilmek istenen doğru yolu gösteren ilke ve değerler
bütünüdür. Eğitimde etik davranışın temel kuralları sürekli gelişim içindedir.Bu
süreçte etik davranışın temel kuralları şöyledir: İnsanların gelişimine imkan tanımak,
dürüstlük, sorumluluk, sözünün eri olmak, elinden geleni yapmak, sadakat,
hakkaniyet ve toplumsal sorumluluk.
* Her öğretmenden uyması beklenen ilkeler şunlardır:
Profesyonellik
Hizmette Sorumluluk
Adalet-Eşitlik
Bireysel eşitlik
Sağlıklı ve güvenli ortamın sağlanması
Yolsuzluk yapmamak
Dürüstlük, doğruluk ve güven
Tarafsızlık
Mesleki bağımlılık ve sürekli gelişme
Saygı
Kaynakların etkili kullanımı
* Öğretmenin profesyonel davranışlarından örnekler:
Görev ile ilgili bilgi,beceri ve tutumları eksiksiz kazanmış olmak
Hizmeti zamanında ve kusursuz sunmak
Mesleği daha iyi yapabilmek için sürekli olarak özeleştiri ve değerlendirme
yapmak
Hizmette kaliteyi sağlamak
Mesleğinin yöntem ve tekniklerini sürekli olarak geliştirmek
Kamu görevlisi olarak eylem ve kararlarının doğuracağı sonuçlar konusunda
topluma hesap verebilmek
Her türlü eyleminde adil olmak ve öğrenciler arasındaki ilişkilerde de adaleti
sağlamak
20. Eğitimde ve eğitim aracılığı ile demokrasi ve insan haklarını geliştirme
çabalarının hepsine destek vermek
Hayat boyu öğrenme programlarının, yapısını, formatını ve zamanlamasını,
profesyonelliğin sorunlu bir ifadesi olarak tespit etmek
Kamuoyundaki güven ve özgüveni pekiştirmek
Sevgi ve saygı arasındaki dengeyi sağlamak
Otoriteyi, adalet ve şefkat duygusuyla kabul ettirmek
* Öğretmenin varlık sebebi öğrencidir. Öğrencilerin okul hayatı süresince sahip
olmaları gereken haklarının bazıları şunlardır:
Akademik standartlar hakkında bilgilenme hakkı
Eğitimde fırsat ve imkan eşitliği
Güvenlikli ve sağlıklı bir çevrede öğrenim görme hakkı
Her türlü ayrımcılıktan korunma hakkı
Kabul edilmiş standart ve politikalara uygun biçimde ve adil olarak
değerlendirilme hakkı
Kendisine ait gizli bilgilerin uygunsuz biçimde açıklanmasından korunma hakkı
Okul kuralları hakkında bilgilenme hakkı
Okuldaki bütün akademik çalışmalara yetenekleri ve kapasitesi ölçüsünde
katılma hakkı
Öğrenme özgürlüğü hakkı
Yasal sınırlar içinde düşüncelerini açıklama hakkı
* Eğitim yöneticiliğinde etik ilkeler şunlardır:
Herkes tarafından istenen karar, her zaman doğru karar değildir.
Etik konularda cesaret, eğitim yöneticisinin rollerinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Etik davranış, etik cesaret olmadan imkansızdır.
* Eğitim yöneticileri;
Okul personelinin tümüne saygı duymalı ve bunu davranışlarına yansıtmalıdır.
Demokrasinin gereği olarak farklı düşüncelere hoşgörülü yaklaşmalıdır.
Çağdaş eğitime uygun bir vizyon sahibi olmalıdır.
21. Liderlik özelliklerini taşımalı ve bunu gösterebilmelidir.
Öğrenciler dahil herkes için ayrımcılığı önleyebilmelidir.
Eğitim-öğretimde etkinlik ve verimlilik için takım çalışmasını özendirmeli ve
yönlendirmelidir.
Okulu, ilgililerin tümü bakımından bir merkez haline getirebilmelidir.
* Hukuk kurallarının zorlayıcılığı vardır ama etik kurallarının zorlayıcılığı yoktur.Cu
yüzden etikte tek taraflılık vardır.