2. Yönetim ve Bilgi
Toplumsal hafızamızın temel kaynaklarından birisi de, Türk
yönetim felsefesinde derin izler bırakan ve özellikle Selçuklu ve
Osmanlı imparatorluklarının kuruluş ve yönetim felsefelerine derin
etkileri olan Kutadgu Bilig isimli eserdir. Malazgirt Savaşı'ndan
hemen önce yazılan ve Karahanlı Hakanı Ebu Ali Hasan Bin
Süleyman Aslan Han'a sunulan eser Yusuf Has Hacip tarafından
kaleme alınmıştır.
"İdeal hayat" esere göre şu dört temel unsur üzerinde kurulabilir;
- Doğru kanun
- Akıl ve bilgi
- Saadet
- Akıbet
Kutadgu Bilig
3. Bilginin Gücü
Kutadgu Bilig'de işlenen bu temel unsurlar, temel
kaynaklarımızdan bir diğeri olan Orhun Kitabeleri ile de
örtüşen bir yapı arzeder. Nitekim kitabelerde kağanlar;
cesur ve devlet adamlığı yönlerini simgeleyen "alp" kimlik
tanımlaması ile anılırken, müşavirlerinin en temel vasfı
"bilge" kişilikleri olmaktadır. Hükmetmenin meşruiyetini
bilgelikle arayan İlteriş Şad, kağan oluşunu kendi
bilgisinin gücüne bağlar:
"Tanrı bilgi verdiği için kendim bizzat kağan kıldım."
Orhun Kitabeleri
4. Tarihi Çizgi
Bu temel iki kaynağımızda "bilgi" için yapılan vurgu,
cumhuriyetimizin kuruluş felsefesinde; "Hayatta en hakiki
mürşit ilimdir" şeklinde tezahür eder. Var olan bu
bütünsellik ise, aradan geçen zaman dilimine karşın, tarihi
çizginin Türk toplumsal hayatında kırılmadan devamlılık arz
ettiğini ve Türk toplumunun kendisini konumlandırdığı
alanın kendi temelleri ile uyum içinde olduğunu gösterir.
Türk yönetim felsefesinin, bilgi, bilgi sahibi ve yönetim
erkini elinde bulunduranlar arasındaki ilişkilere bakış açısı
Orhon Kitabeleri'nde de, Kutatgu Bilig ve Dede Korkut'ta da
aynıdır. Bu çizgiyi Mevlana, Fini Ma-fih (ne varsa hepsi
içinde) adlı sohbetinde şöyle özetler:
Gerçek bilge Emir'in ayağına gitmez
Gerçek Emir bilgenin ayağına gider.
Mevlana Celaleddin-i Rumi
5. Bilgi ve Adalet
Türk yönetim felsefesi, iktidar erkini elinde bulundurmanın
meşruiyetini iki temel noktaya dayandırır; bilgi ve adalet. Selçuklu
Veziri Nizamülmülk, Siyasetname'sinde bu yaklaşımı şöyle özetler:
"Şahsiyetsiz, asaletsiz, faziletsiz kişileri büyük işlere memur
ettiğimiz zaman, bilginleri, asilleri ve faziletli kişileri kenara sürüp,
onları muattal etmiş oluruz."
Siyasetname, Nizamülmülk