SlideShare una empresa de Scribd logo
1 de 5
Kara kare fotoğraflar şerit halinde dizilir ve makaraya sarılır. Ardından
makara dönmeye beyaz perdeye fotoğraflar yansımaya başlar.
Sessiz siyah beyaz dönemden üç boyutlu döneme kadar insanlığa
büyük şeyler veren sinema izleyenden izleyene ve izlemeyene göre
farklı şeyler ifade ediyor. Sinema toplumsal bir olaydır bana göre.
Toplumu kökten etkileyen bir olaydır. Büyük kitlelerin nabzını
tutan, onların hayatına bazen yön veren bazen de onları eğlendiren
bir olaydır.


Umut, senaristliğini, yönetmenliğini, yapımcılığını ve başrol
oyunculuğunu Yılmaz Güney’in yaptığı filmdir. Filmin oyuncu
kadrosunda ayrıca Tuncel Kurtiz, Osman Alyanak ve Enver Dönmez
yer almaktadır. Filmde, atının araba çarpması sonucu ölmesi ve
geçimini bu ata bağlamış olan meçhul bir definenin peşinden koşan
faytoncunun öyküsü anlatılmaktadır. Sansür Kurulu, filmde yer alan
faytoncunun giyimi ve kuşamının, fakirliğin bir sembolü olarak ele
alınmasını, zengin otomobil sahibi hakkında takibat yapılamayacağı
kanaati verilmesini, faytoncunun iş ararken zengin-fakir ayrımı
yapılmasını, Cabbar’ın (Yılmaz Güney) Amerikalı zenciyi
soymasını, sabah namazının güneş doğarken kılınmasını sakıncalı
bularak, filmi yasakladı.
Yılmaz Güney’in Umut adlı filmi, Türk sinemasında bir dönüm
noktası olarak kabul edilir. Sonraki yıllarda, özellikle Yılmaz Güney
tarafından peş peşe çevrilecek siyasal filmlerin öncüsüdür. Kullanılan
sinema tekniğiyle ve diliyle de hem Yılmaz Güney’in önceki
filmlerinden ayrılır, hem de sonrasında başka yönetmenleri etkiler
30'lu yaşlardaki Metin, televizyon showları için skeç
yazarak hayatını sürdürmektedir. En büyük hayali
senaryosunu yazdığı bir filmin çekilmesiyken yazdığı
senaryolar hep reddedilmektedir. Her gün gittiği barda
birgün Duygu isimli bir kızla tanışır. Ayakta duramayacak
kadar sarhoş olan Duygu'yu evine alır, kendisi kanepede
yatarken ona yatağını verir sabah uyandığında ise
Duygu'nun küçük bir not bırakarak gittiğini görür.
Sonraları tekrar karşılaşırlar, Duygu yine Metin'in evinde
kalır ancak hep aynı şekilde Duygu sabah erkenden
küçük bir not bırakarak evden ayrılır. Metin aşık olduğu
ancak sadece adını bildiği bu kızın neden bu şekilde
davrandığını merak eder, nedenini öğrendiğindeyse
ölümsüz bir metropol aşkı doğar


Amerikan kültürünün temeli çizgi filmlerdir derler.Doğrudur da.Herkes bilir Tom MiksTeksas'ları.Böyle böyle bir Amerikan kültürü oluşturdu adamlar.Kolonilikten çıkıp
bağımsızlıklarını ilan ettiler.Yoksa beş yüz yıllık bir kıta amerika ve birkaç yüz yıldır ülkeden
sayılmakta.Her milletten adamı alıp bir bağ oluşturdular ve bunda çizgi romanlar çok etkili
oldu.
Bugün ben bunun yerini sinemanın aldığını düşünüyorum.Şimdi de Holiwood Amerikan
kültüründe ve o kültürün geliştirilmesinde en etkili araçların başında geliyor.Amerikanın Irak
savaşına girmesinden birkaç yıl öncesine kadar Amerikan halkı tüm anketlerde savaşa
karşıydı.Ama birden Holiwood devreye girdi george walker bush arkasında %60
dolaylarında bir halk kitlesi ile savaşın içinde buldu kendini.Hem de sudan bahanelerle ve
hiç bir sebep yokken.Benim en çok dikkatimi çeken o dönemde savaş ve kahramanlık
filmleriyle-Bir Zamanlar Askerdik(mel gibson)/Kara Şahin Düştü(tom sizemore-eric banajosh hartnett)/Güneşin Göz Yaşları(buruce wiiles)- ve Amerikanın savaş kahramanları
diyebileceğimiz arnold schvarzenegger,silvester stallone gibi ünlülerin savaş taraftarı
demeçleri olmuştu.
Bu da gösteriyor ki sinema kitleleri bir araya getirmek ve onları yönlendirmek için
vazgeçilmez bir güç.Ayrıca müthiş bir ekonomik kaynak.En vasat filmler bile amerikaya
milyon dolarlar kazandırmakta.Avrupa bunu farketti ve holiwood'la tek tek baş
edemeyeceğini düşünerek AB seviyesinde birlik olarak Avrupa sinemasını ilerletme kararı
aldılar.


İnsan elinden çıkmış en büyük ve en gösterişli yüzen araç olan
Titanic yola koyuldu. Batmaz, sarsılmaz denilen bu büyük lüks yolcu
gemisinde yolculuk yapmak, 20. Yüzyılın muhteşem bir rüyasıydı.
Ancak bu büyük rüya sadece 4.5 gün serecek ve anısını bir sonraki
yüzyıla bile taşıyacak büyüklükte bir kabusa dönüşecekti. İşte bugün
bile heyecan uyandıran bu acı ancak bir o kadar da sinematografik
felaket hikayesini bu kez James Cameron'un yönetiminde ve sinema
tarihinin gördüğü en büyük bütçeyle gerçekleştirilmiş son
versiyonuyla izliyoruz. Geminin ilk ve son yolculuğuyla örtüşen, kısa
soluklu ama ölümsüz bir aşk öyküsüne yer veren Cameron, Titanic
kadar büyük bir aşk öyküsü merkez alarak, bu bildik felaketi farklı bir
tarzda anlatmak istemiş. Aşıklar ise son dönemde yükselen yetenekli
genç oyuncular kuşağının öne çıkan isimlerinden Kate Winslet ve
Leonardo Di Caprio. 1998'de 14 dalda Oscar adayı olan Titanic, 11
dalda heykelcik kazandı dünyaca büyük bir felaket olan titanic
sinemadada felaket etkisi yaratmıştır.

Más contenido relacionado

Destacado (7)

Tietopaketti kyselystä: Valinnanvapaus on kuntoutuksen mahdollisuus
Tietopaketti kyselystä: Valinnanvapaus on kuntoutuksen mahdollisuusTietopaketti kyselystä: Valinnanvapaus on kuntoutuksen mahdollisuus
Tietopaketti kyselystä: Valinnanvapaus on kuntoutuksen mahdollisuus
 
Vaikuttavaa tukea nuorten elämänpoluilla
Vaikuttavaa tukea nuorten elämänpoluillaVaikuttavaa tukea nuorten elämänpoluilla
Vaikuttavaa tukea nuorten elämänpoluilla
 
Tulokset kyselystä: Mitä kuntoutusalan toimijat ajattelevat valinnanvapaudesta?
Tulokset kyselystä: Mitä kuntoutusalan toimijat ajattelevat valinnanvapaudesta?Tulokset kyselystä: Mitä kuntoutusalan toimijat ajattelevat valinnanvapaudesta?
Tulokset kyselystä: Mitä kuntoutusalan toimijat ajattelevat valinnanvapaudesta?
 
Question 1
Question 1Question 1
Question 1
 
Training Tips for German Shepherd Puppies
Training Tips for German Shepherd PuppiesTraining Tips for German Shepherd Puppies
Training Tips for German Shepherd Puppies
 
Deep brain stimulation
Deep brain stimulationDeep brain stimulation
Deep brain stimulation
 
CCNA Exam 200-120 pdf
CCNA Exam 200-120 pdfCCNA Exam 200-120 pdf
CCNA Exam 200-120 pdf
 

öDüllü filmler

  • 1. Kara kare fotoğraflar şerit halinde dizilir ve makaraya sarılır. Ardından makara dönmeye beyaz perdeye fotoğraflar yansımaya başlar. Sessiz siyah beyaz dönemden üç boyutlu döneme kadar insanlığa büyük şeyler veren sinema izleyenden izleyene ve izlemeyene göre farklı şeyler ifade ediyor. Sinema toplumsal bir olaydır bana göre. Toplumu kökten etkileyen bir olaydır. Büyük kitlelerin nabzını tutan, onların hayatına bazen yön veren bazen de onları eğlendiren bir olaydır.
  • 2.  Umut, senaristliğini, yönetmenliğini, yapımcılığını ve başrol oyunculuğunu Yılmaz Güney’in yaptığı filmdir. Filmin oyuncu kadrosunda ayrıca Tuncel Kurtiz, Osman Alyanak ve Enver Dönmez yer almaktadır. Filmde, atının araba çarpması sonucu ölmesi ve geçimini bu ata bağlamış olan meçhul bir definenin peşinden koşan faytoncunun öyküsü anlatılmaktadır. Sansür Kurulu, filmde yer alan faytoncunun giyimi ve kuşamının, fakirliğin bir sembolü olarak ele alınmasını, zengin otomobil sahibi hakkında takibat yapılamayacağı kanaati verilmesini, faytoncunun iş ararken zengin-fakir ayrımı yapılmasını, Cabbar’ın (Yılmaz Güney) Amerikalı zenciyi soymasını, sabah namazının güneş doğarken kılınmasını sakıncalı bularak, filmi yasakladı. Yılmaz Güney’in Umut adlı filmi, Türk sinemasında bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Sonraki yıllarda, özellikle Yılmaz Güney tarafından peş peşe çevrilecek siyasal filmlerin öncüsüdür. Kullanılan sinema tekniğiyle ve diliyle de hem Yılmaz Güney’in önceki filmlerinden ayrılır, hem de sonrasında başka yönetmenleri etkiler
  • 3. 30'lu yaşlardaki Metin, televizyon showları için skeç yazarak hayatını sürdürmektedir. En büyük hayali senaryosunu yazdığı bir filmin çekilmesiyken yazdığı senaryolar hep reddedilmektedir. Her gün gittiği barda birgün Duygu isimli bir kızla tanışır. Ayakta duramayacak kadar sarhoş olan Duygu'yu evine alır, kendisi kanepede yatarken ona yatağını verir sabah uyandığında ise Duygu'nun küçük bir not bırakarak gittiğini görür. Sonraları tekrar karşılaşırlar, Duygu yine Metin'in evinde kalır ancak hep aynı şekilde Duygu sabah erkenden küçük bir not bırakarak evden ayrılır. Metin aşık olduğu ancak sadece adını bildiği bu kızın neden bu şekilde davrandığını merak eder, nedenini öğrendiğindeyse ölümsüz bir metropol aşkı doğar
  • 4.  Amerikan kültürünün temeli çizgi filmlerdir derler.Doğrudur da.Herkes bilir Tom MiksTeksas'ları.Böyle böyle bir Amerikan kültürü oluşturdu adamlar.Kolonilikten çıkıp bağımsızlıklarını ilan ettiler.Yoksa beş yüz yıllık bir kıta amerika ve birkaç yüz yıldır ülkeden sayılmakta.Her milletten adamı alıp bir bağ oluşturdular ve bunda çizgi romanlar çok etkili oldu. Bugün ben bunun yerini sinemanın aldığını düşünüyorum.Şimdi de Holiwood Amerikan kültüründe ve o kültürün geliştirilmesinde en etkili araçların başında geliyor.Amerikanın Irak savaşına girmesinden birkaç yıl öncesine kadar Amerikan halkı tüm anketlerde savaşa karşıydı.Ama birden Holiwood devreye girdi george walker bush arkasında %60 dolaylarında bir halk kitlesi ile savaşın içinde buldu kendini.Hem de sudan bahanelerle ve hiç bir sebep yokken.Benim en çok dikkatimi çeken o dönemde savaş ve kahramanlık filmleriyle-Bir Zamanlar Askerdik(mel gibson)/Kara Şahin Düştü(tom sizemore-eric banajosh hartnett)/Güneşin Göz Yaşları(buruce wiiles)- ve Amerikanın savaş kahramanları diyebileceğimiz arnold schvarzenegger,silvester stallone gibi ünlülerin savaş taraftarı demeçleri olmuştu. Bu da gösteriyor ki sinema kitleleri bir araya getirmek ve onları yönlendirmek için vazgeçilmez bir güç.Ayrıca müthiş bir ekonomik kaynak.En vasat filmler bile amerikaya milyon dolarlar kazandırmakta.Avrupa bunu farketti ve holiwood'la tek tek baş edemeyeceğini düşünerek AB seviyesinde birlik olarak Avrupa sinemasını ilerletme kararı aldılar.
  • 5.  İnsan elinden çıkmış en büyük ve en gösterişli yüzen araç olan Titanic yola koyuldu. Batmaz, sarsılmaz denilen bu büyük lüks yolcu gemisinde yolculuk yapmak, 20. Yüzyılın muhteşem bir rüyasıydı. Ancak bu büyük rüya sadece 4.5 gün serecek ve anısını bir sonraki yüzyıla bile taşıyacak büyüklükte bir kabusa dönüşecekti. İşte bugün bile heyecan uyandıran bu acı ancak bir o kadar da sinematografik felaket hikayesini bu kez James Cameron'un yönetiminde ve sinema tarihinin gördüğü en büyük bütçeyle gerçekleştirilmiş son versiyonuyla izliyoruz. Geminin ilk ve son yolculuğuyla örtüşen, kısa soluklu ama ölümsüz bir aşk öyküsüne yer veren Cameron, Titanic kadar büyük bir aşk öyküsü merkez alarak, bu bildik felaketi farklı bir tarzda anlatmak istemiş. Aşıklar ise son dönemde yükselen yetenekli genç oyuncular kuşağının öne çıkan isimlerinden Kate Winslet ve Leonardo Di Caprio. 1998'de 14 dalda Oscar adayı olan Titanic, 11 dalda heykelcik kazandı dünyaca büyük bir felaket olan titanic sinemadada felaket etkisi yaratmıştır.