SlideShare una empresa de Scribd logo
1 de 28
Descargar para leer sin conexión
Bilgi, Toplum, İktidar
İletişim / Topluluk / Ağ




“Topluluk (Community) ve İletişim (Communication) sözcükleri
aynı köke sahiptir. Bir iletişim ağı kurduğunuz her yerde bir topluluk
da kurarsınız ve ne zaman bu ağı yıkarsanız –yasadışı ilan
ederseniz, çökertirseniz ya da erişilemeyecek kadar pahalı
kılarsanız-, topluluğu da incitmiş olursunuz…”

                                      Bruce Strerling, “The Hacker Crackdown”
Teknoloji nötr




“Net hakkında hala coşkuluyuz, tıpkı Walt Whitman’ın trenler ve
telgraf hakkında duyduğu coşku gibi. O trenlerin ve telgrafın bizi
birleştireceğini, bizden bir topluluk yaratacağını düşünüyordu.
Trenlerin bir gün toplama kamplarına da gideceğini öngöremezdi
elbette.”
                                                  Andrei Codresku
Teknolojik hayat



Teknoloji hayatı daha yaşanabilir kılabileceği gibi,
 cehenneme de dönüştürebilir.

Teknolojik hız, insani algı, mobil enformasyon yönetimi
 ve her biri kendi atalet gettosuna kapatılmış bireyler,
 iktidar ve çatışma networkleri…
Teknoloji / Simülasyon



Savaş, sömürü, denetim, vahşet, yıkım, terör,
 bireylerin ataleti sayesinde
 gündelik yaşamı kaplayan bir sahne sisi gibi

gerçekliğin yerini alan bir simülasyon evreni
 yaratabilir…

Teknoloji, anlamı kendinde saklı bir nihai hedef değildir.
Teknoloji, “araç”tır.

              Peki ya bilgi ?
Bilginin paylaşımı



Bilgi özgürleştirir.

Ama sadece paylaşılan bilgi özgürdür…


Yönetimi katılıma kapalı bilgi,
  toplumu pazar,
  bireyi köle
yapar…
Demokratik Teknoloji



Teknoloji, nötr…
 (Tıpkı trenler gibi… Trenler aşıkları da buluşturur, toplama kamplarına da
 gider.)

Ama, herkesin erişimine açık,
  bilginin adil paylaşımı ve özgür dolaşımına
       dayanan
  demokratik teknoloji kullanımı,
ekonomik ve insani kalkınma için verimli bir fırsatlar
 tarlası olabilir…
Bilgi Ekonomisi, Bilgi Toplumu ve
                 Hukuksal Altyapı
Bilgi Ekonomisi, Bilgi Toplumu ve
                 Hukuksal Altyapı
Bilgi Ekonomisi, Bilgi Toplumu ve
                 Hukuksal Altyapı
Bilgi ve iletişimin denetlenmesi


İnternet, quot;küreselquot;, quot;gayri-merkeziquot;, quot;açıkquot;, quot;sınırsızquot;, quot;etkileşimliquot;,
quot;kullanıcı-denetimliquot; ve quot;altyapıdan-bağımsız”...
Bu bizim “kültürümüze” aykırı! Büyük harfli bir “Merkez” kurulmalı ve
bu başıbozuk ortama “düzen” getirmeli!
Her iktidar, uyruklarının bilgiye erişimini ve aralarındaki iletişimi
denetlemeyi ve böylece kendisine bir gül bahçesi kurmayı hayal
eder.
Ama bilgi iktidardan kaçar. Merkezi olmayan ağlar üzerinde dolaşan
bilgiyi zaptetmenin imkanı yoktur. Ancak iktidar merkezi otoritesi
hakkında da hayal görüyorsa, kendini gül bahçesinde sanmaya
devam edecektir. Ta ki, bilgi dikenleri her yanına batana kadar...
Peki ya Türkiye?


Her ne kadar başarısız olmaya mahkumsa da, iktidar bilgi ve iletişimi
denetlemeye çalışırken meşruiyetini ortak faydasını gözetmesinden
aldığı topluma ciddi zararlar verir.
İşte Türkiye’de bunu yaşıyoruz. Hükümet ve devlet mekanizması,
temel topluluk hakkımız olan bilgiye erişim ve iletişim hakkımıza göz
dikiyor; özgürlüğümüze ve refahımıza zarar veriyor. Bilginin küresel
dolaşımına entegre olmamızı ve özgürce iletişimde bulunmamızı
engellemeye teşebbüs ederek geleceğimizi karartıyor.
Türkiye’de kanunlaştırma sürecinin hukuk devleti ilke ve kurallarına
aykırılığı göz önünde tutulursa, fena halde zaman kaybedeceğiz
demektir. Toplum olarak topluluk haklarımızı korumamız meşru.
Sadece bilişim STK’larının değil, toplumun her örgütlü kesiminin
görevi bu. Geleceğimiz iktidarın değil, bizim elimizde...
Ve Türkiye…


Devletin bilgi toplumu stratejisini mekanik e-devlet projelerinden
ibaret görme saplantısı mantıksal sonuçlarından birini daha verdi.
Ulaştırma Bakanlığı’nın “elektronik ortamda işlenen suçların
önlenmesi” ile ilgili tasarısı, internet içeriğinin izlenmesi,
denetlenmesi ve sansür edilmesi için yeni bir “e-devlet hizmeti”
öngörüyor! Telekomünikasyon Kurumu bünyesinde “Bilişim
Güvenliği Başkanlığı” kuruluyor.
Bilgiyi kendi malı kabul eden devlet, kulları arasındaki iletişimi
denetlemeyi de hak olarak görür tabii. Hükümetin iftihar ettiği e-
devlet atılımı, “e-polis devleti”ne doğru evriliyor!
Ve Türkiye…


“Hukuk devleti”, pratik olarak hukukun yurttaşlar lehine ve devlete
   rağmen üstün kılınmasıdır. Çünkü devletler, her zaman ve her yerde
   “düzenleme”den “denetleme”yi anlarlar ve “güvenlik” ile “hak ve
   özgürlükler” arasındaki dengenin teminatı hukuk devleti ilke ve
   kuralları çerçevesinde ancak yurttaş inisiyatifleri ve sivil toplum
   girişimleri ile sağlanır. Bu inisiyatifin şu ya da bu nedenlerle
   engellendiği, baskı altına alındığı ve yıldırıldığı durumlar, Çin’de
   olduğu gibi, “devlet güvenliği” gerekçesiyle bir elektronik foruma
   mesaj yollamanın ölüm cezasıyla tehdit edildiği “düzenleyici
   mevzuat”larla sonuçlanabilir. Bu aşırı bir örnek sayılabilir, ancak
   mantık her zaman sonucuna ulaşma eğilimindedir. Denetleme ABD
   ya da AB’de olduğu gibi “çocuk pornografisi” ve “ırkçı söylemler”in
   denetlenmesi maskesiyle başlar, giderek tüm iletişimin denetlenmesi
   ve sansür edilmesi çabalarıyla sonuçlanır. Türkiye’de yaşanan da
   tam olarak bu!
Çocuk pornosu, internet, hukuk ve ikiyüzlülük



Türkiye çocuk emeğini sömürme bakımından dünya dördüncüsü.
Çocuk tutukluların sayısında büyük artış var. Çocukların yüzde 72'si
anababa, yüzde 22'si öğretmen dayağı yiyor. Her üç çocuktan biri
istismara uğruyor. Kızlar çocuk yaşta evlendiriliyor. Pedofili
atasözlerimize sızmış.
Bunların hepsinin sorumlusu da internet, öyle mi? Bu ne ikiyüzlülük!
“Çocuk pornografisi” işin bahanesi. Hükümet bu konuda ciddi
olsaydı, 2001’den beri çocuk pornografisine yönelik ek protokolü
imzalamamakta ayak diremez veya on yıl önce imzalanan Çocuk
Hakları Sözleşmesi’nin gereklerini yerine getirirdi.
Hükümet bu “verimli” bahaneyi kullanarak iletişim ve ifade
özgürlüğünü kısıtlamayı, denetim ve sansürü meşrulaştırmayı
amaçlıyor. Bugün müstehcenlik, yarın kumar derken, her türlü
muhalif içeriğin sansür edilmesinin yolu açılıyor. Nitekim tasarının
“zararlı içerik” tanımı ve 301 dâhil olmak üzere referans olarak
verilen TCK maddeleri bunu açıkça gösteriyor.
“Ulusal” bilgi güvenliği

 “Ulusal Bilgi Güvenliği Teşkilatı Kurulması Hakkında Kanun
Tasarısı” TBMM gündemine sunuluyor.
“Bilgi güvenliği”, tanımı gereği bilginin gizliliği, bütünlüğü ve
ulaşılabilirliği ihlal edilmeden serbestçe dolaşımının
sağlanabilmesidir. Bu bağlamda, “bilgi güvenliği”, “bilgi özgürlüğü”
ve “mahremiyet” kavramları iç içe geçmiştir.
Bir hukuk devletinde, bilgi güvenliği, özellikle de hassas olarak
nitelendirilen kamu bilgilerinin güvenliğinin sağlanması, kamu
bilgilerine erişim özgürlüğü ile ilgili hukuki düzenlemelerle
dengelenmezse, ifade ve iletişim özgürlüğü başta olmak üzere temel
hak ve özgürlükler ciddi bir tehdit altında kalacaktır. Aynı şekilde,
bilgi güvenliği ile ilişkili düzenlemeler “kişisel verilerin korunması”
yasası ile dengelenmezse anayasal mahremiyet hakkımız
çiğnenecektir. “Bilgi edinme hakkı” yasasının işlerlik durumu ortada.
Kişisel verilerle ilgili henüz düzenleme yapılmadı. Tasarıda
elektronik imza yasası ile çelişen hususlar var.
Bu alanlarla etkileşime girmeden kanun yapar, neyin “ulusal bilgi”,
neyin “devlet sırrı”, neyin kişisel ya da ticari veri olduğuna karar
verecek kadir-i mutlak bir “Ulusal Bilgi Güvenliği Kurumu” tesis
etmeye kalkarsanız bu karmaşanın bedeli gerçekten çok ağır olur.
İçine kapanan ülke


Türkiye bir süredir giderek içine kapanan bir ülke portresi çiziyor.
Toplumsal gündem geleceğimizin yaratılmasına değil, bölünme
paranoyasına, kimlik bunalımlarına, yabancı düşmanlığına, otorite
arayışına, ideolojik çatışmalara, etnik kamplaşmaya, milliyetçi
hezeyanlara teslim olmuş durumda. Ekim 2005’te AB müzakere
sürecinin kesintiye uğramasıyla başlayan bu içe kapanma, Kuzey
Irak’ta gelişen konjonktür, Şemdinli olayları, 301. madde ve hukukun
erozyonu, Hrant Dink cinayeti, Malatya vahşeti, Nokta dergisinin
kapanması ve her iki taraf için de demokrasi ayıbı olan son
Cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi birbiriyle bağlantılı adımlarla
derinleşiyor.
Bu karanlık, ülkenin hemen hemen tüm hayati sorunlarıyla ilgili
mevcut politikasızlık zafiyetiyle birleşince, ortalık sansürcü yasa
tasarılarından, otoriter kurumsallaşma planlarından, merkeziyetçi
yönetim hayallerinden geçilmiyor. Türkiye artık Suudi Arabistan, Çin,
Kuzey Kore gibi ülkelerle aynı kampta anılıyor. “Hukuk devleti” bir
yanılsamadan ibaret. Demokratik bir ülke olmadığımız ve iktidar
kimde olursa olsun devlet mekanizmasının demokratikleşmeye
tahammülünün olmadığı açık.
İçine kapanan ülke


Böyle bir ortamda bilgi toplumundan, bilgi ekonomisinden, inovasyondan,
ulusal rekabet avantajı yaratmaktan ve geleceği yönetmekten söz etmek zor
elbette. Daha doğrusu, bu konuları ülkenin demokrasi krizinden
soyutlayarak ele almak artık imkansız. Türkiye’de baskın yönetim eğilimi,
her zaman kalkınma ve demokrasiyi birbirinden soyutlamaya, ekonomiyi
siyasetten koparmaya, politika ve stratejiyi taktik akıla indirgemeye ve
konjonktürün dönme dolabında günü kurtarmaya çalıştı. Bu yöntem
işlemiyor ve mevcut küresel bağlamda işlemesine de imkan yok. Şimdi bu
yönetsel hayal kırıklığının en tehlikeli evresini yaşıyoruz: ülkeyi içine
kapatıp, her türlü aykırı sesi baskı ve şiddetle susturup, kitlesel paranoyaları
tetikleyerek yönetme hayali kurmak… Küresel konjonktür bu “yönetimi”
gerçekten de hayali kılacağı için de, ortaya çıkan yönetsel boşluğu kimlerin
dolduracağı öngörülebilir. Bağımsızlığın ve egemenliğin kaybı asıl böyle
başlar: hayali iktidarını kendi halkıyla paylaşmaktan başka korkusu olmayan
iktidarsızların ülkenin yönetimini küresel askeri-endüstriyel güç odaklarına
bırakmasıyla…
“Rejim” değil ama ülke gerçekten de “ağır bir tehdit” altında. Ama tehdit
algımız yanlış. Geleceğimizi ipotek altına alan asıl tehdit, kitlesel ataletimiz
ve ezeli ergenliğimizle besleyip büyüttüğümüz otoriter baba figürünün ta
kendisi…
2023’te nasıl bir cumhuriyet?


2023 bizim için “sihirli” bir sayı. Gelecek vizyonu deyince bu tarihten
öteye pek geçemiyoruz. Yüzyıllık cumhuriyet neye benzeyecek
acaba? 2023’te nasıl bir “Cumhuriyet” bekliyoruz? Peki, bizi nasıl bir
cumhuriyet bekliyor?
Genç nüfusunun hakkını veren ve ona güvenen, yani gençlerin
yaratıcı, yetenekli ve bilgili bireyler olarak yetişmesini sağlayan;
yenilikçi bir bilgi dinamiğiyle oluşturulan ve adilce paylaşılan bir
refahı sürekli rekabet avantajı yaratmak için kullanan; istikrarla
büyüyen; hayati konularda en geniş uzlaşıyla politika ve strateji
üretebilen; katılımcı, paylaşımcı, eşitlikçi, demokratik bir kalkınma
ivmesini sürdürülebilir kılmış; bilgi ekonomisini kurmuş ve bilgi
toplumuna dönüşmüş; tam bağımsız bir “küresel oyuncu” mu?
Yoksa mevcut atalet, politikasızlık ve ufuksuzluğun mantıksal
sonucu olan bir “distopya” mı? Distopya, mevcudun alternatifi
ütopyanın tersine, hakim olan durumun mantıksal sonuçlarında
yaratacağı içine kapanmış, bükülmüş dünyayı ifade eder. Bizi
bekleyen cumhuriyet bu bükülmüş dünya mı? Pazar olmakla hayatta
kalan, kaderini belirlemekten aciz bir “küresel oyuncak” mı?
2023’te nasıl bir cumhuriyet?


Cumhuriyetin geleceği bir “ulusal irade” konusudur. Ama bu irade
bizi yönetmeye çalışanların sandığı gibi soyut, bir tür “milli magma”
olan bir ulusun “ulvi” iradesi değil, ulusu oluşturan tüm kesimlerin
katılımı ve paylaşımıyla, yani ortak aklıyla uzlaşarak üretilen ve
sıçramaları gerçekleştirmek için onsuz edilemez somut iradedir.

Türkiye hayati bir karar anı yaşıyor. Ekonomi, sosyal yapı ve kültür
eksenlerinde akan enerjinin entegre, senkronize ve koordine
atılımıyla, tıpkı 1923’teki gibi ulusal bir sıçrama hareketine
ihtiyacımız var.

2023 çok geç olabilir…
Zarar verme!


     Bilgi Teknolojisi ve İnovasyon Vakfı ABD politika yapıcılarını “dijital
     refah” konusunda uyaran bir rapor yayınladı (
     http://www.itif.org/index.php?id=34). Rapor BT bakımından devletin
     politika önceliklerini şöyle konumluyor:
•    “dijital ekonomiye hak ettiğini ver” (BT’yi ekonomi politikalarının
     odağına yerleştir);
•    “dijital inovasyonu ve ekonomik sektörlerin dönüşümünü etkin bir
     şekilde teşvik et” (anahtar sektörlerde BT alanında inovasyon ve ar-
     ge’yi destekle);
•    “vergi yasalarını BT yatırımlarını tetiklemek için kullan” (BT’nin
     verimlilik üzerinde yaptığı etkiyi göze alarak vergi seçimini doğru
     yap);
•    “dijital okuryazarlık ve ve dijital teknoloji uyumunu
     cesaretlendir” (yurttaşların dijital ekonomiye katılımını artır ve bunu
     sivil toplumla birlikte yap);
•    “zarar verme” (dijital büyüme makinesini yavaşlatacak olumsuz
     düzenlemelerden kaçın)…
Zarar verme!


Rapor, ABD ekonomisindeki gelişmenin dinamiğini BT’nin
sağladığını, ancak mevcut ABD yönetiminin bunun farkında değilmiş
gibi davrandığını ve önceliği başka konulara verdiğine dikkat
çekiyor.
Bizim politika yapıcılarımız en azında bu konuda ABD’yi
yakaladıklarını düşünebilirler. Ne yazık ki ekonomimiz ABD
düzeyinde değil! Orada ekonominin büyüklüğü ve küresel payı
nedeniyle güçlenen dinamizmi “politikaya rağmen” BT etkisini hayata
geçirebiliyor. Bizim politika yapıcılarımız toraman bir yumurcakla
değil de kuvözdeki bir bebekle uğraştıklarının farkındalar mı acaba?
ABD’deki hemcinsleri kadar küresel hırslara sahip olamasalar da,
coğrafyaları içine kapatma hayali kurdukları bir Türkiye ile sınırlı olsa
da, öncelikleri bir o kadar ulvî… Kim takar BT’yi! Biz kendi yağımızla
kavrulur, yağ yakan motorumuzla boğuluruz.
Anladık, destek olmayacaksınız. Bari köstek de olmayın… BT
sektörü de devletin kuyruğunu bıraksın artık. Dünyayla yüzleşsin,
bağışıklık kazansın.
Peki, ne yapmalı?
Tüm tarafların, yani hükümet, bürokrasi ve kamu sektörünün, özel
sektör ve kuruluşlarının, emek örgütlerinin, akademinin, STKların ve
inisiyatif gösteremeyen vatandaşın ne yapmaları gerekiyor?
Öncelikle bu kesimlerin kendi kurumsal yapılarında merkezi güç
yanılsamasından kurtulup, faaliyet alanlarına özgü bir yönetişim
modelini uygulama niyetini göstermeleri gerekiyor ki, diğer taraflarla
meşru bir paydaşlık ilişkisine girebilsinler. Sonra tümü etkin ve geniş
bir uzlaşma çerçevesinde olmak üzere; şimdiye kadar şu ya da bu
kesim tarafından üretilmiş ancak üzerinde uzlaşılamadığı için raf
ömrünü doldurmuş politika, strateji, eylem planlarından kurtulup,
öncelikli hedefleri konumlayan gerçek bir ulusal politika
oluşturmaları; sonra bu politikayı küresel koşullara uyumlu bir yol
haritasına dönüştürecek stratejiyi belirlemeleri; sonra farklı kesimler
ve hedefler bağlamında ayrımlaştırılmış stratejik sürecin
koordinasyon ve uygulama düzeneğini yönetişim temelinde ve
meşru bir zeminde kurmaları; sonra strateji bağlamında
önceliklendirilmiş projelerin hayata geçirilmesine yönelik eylem
planını, fizibilite ve risk analizi çalışmalarıyla birlikte oluşturmaları;
daha sonra, küresel, bölgesel ve ulusal koşulların değerlendirilmesi
ve politika doğrultusunda projeksiyonlar yapılmasıyla bu sürecin
denetlenmesi ve iyileştirilmesi için katılımcı bir üst yapıyı kurmaları;
bununla da yetinmeyip, STK ve akademi katılımlı bağımsız izleme
mekanizmaları kurgulamaları gerekiyor…
Nasıl?


Bu sürecin atılıma dönüşmesinin koşulu, etkin
katılım, şeffaf yönetim, adil paylaşım ve en geniş
uzlaşma zemini…
Yani bilgiyi ve iktidarı paylaşmadan, gerçek bir
yönetişim düzenine geçmeden ülkenin
geleceğini kuramazsınız.
Yani, yeni bir “Ulusal Seferberlik”, bunun için
de meşru ve bağlayıcı bir “Ulusal Sözleşme”
gerekiyor!
Bilgi Ekonomisiyle kalkınma süreci
“Ulusal Sözleşme”
Ulusal Sözleşme hedefleri
Teşekkürler


 Özgür Uçkan

Más contenido relacionado

Destacado

Dyeing poison dart frog
Dyeing poison dart frogDyeing poison dart frog
Dyeing poison dart frogvermigle
 
Shabbat Flowers
Shabbat FlowersShabbat Flowers
Shabbat FlowersNicky Nic
 
Karhu, Kaisa, Oulun seminaari 15042009
Karhu, Kaisa, Oulun seminaari 15042009Karhu, Kaisa, Oulun seminaari 15042009
Karhu, Kaisa, Oulun seminaari 15042009jennikaisto
 
Spark Up The Night
Spark Up The NightSpark Up The Night
Spark Up The NightRobbyBarbaro
 
Pretty In Pink Fashion Show
Pretty In Pink Fashion ShowPretty In Pink Fashion Show
Pretty In Pink Fashion ShowRobbyBarbaro
 
Bibale in five key points
Bibale in five key pointsBibale in five key points
Bibale in five key pointsbibale
 
Traveling First Class Mobile Home Showcase
Traveling First Class Mobile Home ShowcaseTraveling First Class Mobile Home Showcase
Traveling First Class Mobile Home ShowcaseRobbyBarbaro
 
工程实战
工程实战工程实战
工程实战20004
 
πικπα πεντελη
πικπα πεντεληπικπα πεντελη
πικπα πεντεληgymnasio
 
Linkedin.Deck
Linkedin.DeckLinkedin.Deck
Linkedin.Deckbepker
 
心态调整及认同
心态调整及认同心态调整及认同
心态调整及认同20004
 
Christmas 2012 2013
Christmas 2012  2013Christmas 2012  2013
Christmas 2012 2013gymnasio
 
111 Para Una Amiga Como Tu 2433
111 Para Una Amiga Como Tu 2433111 Para Una Amiga Como Tu 2433
111 Para Una Amiga Como Tu 2433Nicky Nic
 
Shannon Sports
Shannon SportsShannon Sports
Shannon Sportsmissmarsh
 
Spe Antistress
Spe AntistressSpe Antistress
Spe AntistressNicky Nic
 
17 disaster response
17 disaster response17 disaster response
17 disaster responseDon Thompson
 
Mobile learning isn’t one flavour or one approach it’s a whole grocery store
 Mobile learning isn’t one flavour or one approach it’s a whole grocery store Mobile learning isn’t one flavour or one approach it’s a whole grocery store
Mobile learning isn’t one flavour or one approach it’s a whole grocery storeAndy Black
 

Destacado (20)

Dyeing poison dart frog
Dyeing poison dart frogDyeing poison dart frog
Dyeing poison dart frog
 
Shabbat Flowers
Shabbat FlowersShabbat Flowers
Shabbat Flowers
 
Karhu, Kaisa, Oulun seminaari 15042009
Karhu, Kaisa, Oulun seminaari 15042009Karhu, Kaisa, Oulun seminaari 15042009
Karhu, Kaisa, Oulun seminaari 15042009
 
Spark Up The Night
Spark Up The NightSpark Up The Night
Spark Up The Night
 
Pretty In Pink Fashion Show
Pretty In Pink Fashion ShowPretty In Pink Fashion Show
Pretty In Pink Fashion Show
 
Web Presen
Web PresenWeb Presen
Web Presen
 
Bibale in five key points
Bibale in five key pointsBibale in five key points
Bibale in five key points
 
Traveling First Class Mobile Home Showcase
Traveling First Class Mobile Home ShowcaseTraveling First Class Mobile Home Showcase
Traveling First Class Mobile Home Showcase
 
工程实战
工程实战工程实战
工程实战
 
πικπα πεντελη
πικπα πεντεληπικπα πεντελη
πικπα πεντελη
 
Web Presen
Web PresenWeb Presen
Web Presen
 
Linkedin.Deck
Linkedin.DeckLinkedin.Deck
Linkedin.Deck
 
心态调整及认同
心态调整及认同心态调整及认同
心态调整及认同
 
Christmas 2012 2013
Christmas 2012  2013Christmas 2012  2013
Christmas 2012 2013
 
111 Para Una Amiga Como Tu 2433
111 Para Una Amiga Como Tu 2433111 Para Una Amiga Como Tu 2433
111 Para Una Amiga Como Tu 2433
 
Shannon Sports
Shannon SportsShannon Sports
Shannon Sports
 
Spe Antistress
Spe AntistressSpe Antistress
Spe Antistress
 
17 disaster response
17 disaster response17 disaster response
17 disaster response
 
Mobile learning isn’t one flavour or one approach it’s a whole grocery store
 Mobile learning isn’t one flavour or one approach it’s a whole grocery store Mobile learning isn’t one flavour or one approach it’s a whole grocery store
Mobile learning isn’t one flavour or one approach it’s a whole grocery store
 
XcelaSAN
XcelaSANXcelaSAN
XcelaSAN
 

Similar a Ozgur Uckan - Bilgi, Toplum, Iktidar

Gelecegin Toplumunda Yonetim
Gelecegin Toplumunda YonetimGelecegin Toplumunda Yonetim
Gelecegin Toplumunda Yonetimguest0ca58c
 
Siber güç ve türkiye
Siber güç ve türkiyeSiber güç ve türkiye
Siber güç ve türkiyeMusTafa ARı
 
Internet'in Sosyolojik Boyutu
Internet'in Sosyolojik BoyutuInternet'in Sosyolojik Boyutu
Internet'in Sosyolojik Boyutupinguar
 
Sosyal Medya kullanımı
Sosyal Medya kullanımıSosyal Medya kullanımı
Sosyal Medya kullanımıDursun Akkurt
 
Internet'in Yararları ve Zararları
Internet'in Yararları ve ZararlarıInternet'in Yararları ve Zararları
Internet'in Yararları ve ZararlarıSadettin
 
Ozgur Uckan - Türkiye'de internet sansuru hakkında bir sunum
Ozgur Uckan - Türkiye'de  internet sansuru hakkında bir sunumOzgur Uckan - Türkiye'de  internet sansuru hakkında bir sunum
Ozgur Uckan - Türkiye'de internet sansuru hakkında bir sunumOzgur Uckan
 
BILISIM GUVENLIGI
BILISIM GUVENLIGIBILISIM GUVENLIGI
BILISIM GUVENLIGIAhmet Pekel
 
Daha Akıllı Bir Gezegenin Hikayesi
Daha Akıllı Bir Gezegenin HikayesiDaha Akıllı Bir Gezegenin Hikayesi
Daha Akıllı Bir Gezegenin HikayesiSlaytSunum
 
e-ticaret ders konusu e-devlet
e-ticaret ders konusu e-devlete-ticaret ders konusu e-devlet
e-ticaret ders konusu e-devletSuleyman Bayindir
 
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BİLGİ TOPLUMU OLMA YOLUNDA BİLİŞİM SEKTÖRÜNDEKİ ...
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BİLGİ TOPLUMU OLMA YOLUNDA BİLİŞİM SEKTÖRÜNDEKİ ...TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BİLGİ TOPLUMU OLMA YOLUNDA BİLİŞİM SEKTÖRÜNDEKİ ...
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BİLGİ TOPLUMU OLMA YOLUNDA BİLİŞİM SEKTÖRÜNDEKİ ...Erol Dizdar
 
Erisim Engellemesi Basin Aciklamasi
Erisim Engellemesi Basin AciklamasiErisim Engellemesi Basin Aciklamasi
Erisim Engellemesi Basin AciklamasiOsman Coşkunoğlu
 
SIBER TEHDITLER ve BILGI GUVENLIGI
SIBER TEHDITLER ve BILGI GUVENLIGISIBER TEHDITLER ve BILGI GUVENLIGI
SIBER TEHDITLER ve BILGI GUVENLIGIAhmet Pekel
 
1. i̇nternet bağımlılığı (1) (1)
1. i̇nternet bağımlılığı (1) (1)1. i̇nternet bağımlılığı (1) (1)
1. i̇nternet bağımlılığı (1) (1)necatist11
 

Similar a Ozgur Uckan - Bilgi, Toplum, Iktidar (18)

Gelecegin Toplumunda Yonetim
Gelecegin Toplumunda YonetimGelecegin Toplumunda Yonetim
Gelecegin Toplumunda Yonetim
 
Siber güç ve türkiye
Siber güç ve türkiyeSiber güç ve türkiye
Siber güç ve türkiye
 
Internet'in Sosyolojik Boyutu
Internet'in Sosyolojik BoyutuInternet'in Sosyolojik Boyutu
Internet'in Sosyolojik Boyutu
 
Sosyal Medya kullanımı
Sosyal Medya kullanımıSosyal Medya kullanımı
Sosyal Medya kullanımı
 
BT Haber Şubat 2010
BT Haber Şubat 2010BT Haber Şubat 2010
BT Haber Şubat 2010
 
Internet'in Yararları ve Zararları
Internet'in Yararları ve ZararlarıInternet'in Yararları ve Zararları
Internet'in Yararları ve Zararları
 
Ozgur Uckan - Türkiye'de internet sansuru hakkında bir sunum
Ozgur Uckan - Türkiye'de  internet sansuru hakkında bir sunumOzgur Uckan - Türkiye'de  internet sansuru hakkında bir sunum
Ozgur Uckan - Türkiye'de internet sansuru hakkında bir sunum
 
eDemokrasi
eDemokrasieDemokrasi
eDemokrasi
 
BILISIM GUVENLIGI
BILISIM GUVENLIGIBILISIM GUVENLIGI
BILISIM GUVENLIGI
 
Daha Akıllı Bir Gezegenin Hikayesi
Daha Akıllı Bir Gezegenin HikayesiDaha Akıllı Bir Gezegenin Hikayesi
Daha Akıllı Bir Gezegenin Hikayesi
 
Love and power
Love and powerLove and power
Love and power
 
e-ticaret ders konusu e-devlet
e-ticaret ders konusu e-devlete-ticaret ders konusu e-devlet
e-ticaret ders konusu e-devlet
 
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BİLGİ TOPLUMU OLMA YOLUNDA BİLİŞİM SEKTÖRÜNDEKİ ...
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BİLGİ TOPLUMU OLMA YOLUNDA BİLİŞİM SEKTÖRÜNDEKİ ...TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BİLGİ TOPLUMU OLMA YOLUNDA BİLİŞİM SEKTÖRÜNDEKİ ...
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BİLGİ TOPLUMU OLMA YOLUNDA BİLİŞİM SEKTÖRÜNDEKİ ...
 
Erisim Engellemesi Basin Aciklamasi
Erisim Engellemesi Basin AciklamasiErisim Engellemesi Basin Aciklamasi
Erisim Engellemesi Basin Aciklamasi
 
SIBER TEHDITLER ve BILGI GUVENLIGI
SIBER TEHDITLER ve BILGI GUVENLIGISIBER TEHDITLER ve BILGI GUVENLIGI
SIBER TEHDITLER ve BILGI GUVENLIGI
 
yarina-atilim.pdf
yarina-atilim.pdfyarina-atilim.pdf
yarina-atilim.pdf
 
Türkiyedeki siber suç
Türkiyedeki siber suçTürkiyedeki siber suç
Türkiyedeki siber suç
 
1. i̇nternet bağımlılığı (1) (1)
1. i̇nternet bağımlılığı (1) (1)1. i̇nternet bağımlılığı (1) (1)
1. i̇nternet bağımlılığı (1) (1)
 

Más de Ozgur Uckan

Ozgur Uckan - Knowledge, Power, Dissidence and Internet - LabourStart Confe...
Ozgur Uckan -  Knowledge, Power, Dissidence and Internet  - LabourStart Confe...Ozgur Uckan -  Knowledge, Power, Dissidence and Internet  - LabourStart Confe...
Ozgur Uckan - Knowledge, Power, Dissidence and Internet - LabourStart Confe...Ozgur Uckan
 
Ozgur Uckan - kent - ag yonetisimi
Ozgur Uckan -  kent - ag yonetisimiOzgur Uckan -  kent - ag yonetisimi
Ozgur Uckan - kent - ag yonetisimiOzgur Uckan
 
Ozgur Uckan - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyon
Ozgur Uckan  - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyonOzgur Uckan  - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyon
Ozgur Uckan - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyonOzgur Uckan
 
Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...
Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...
Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...Ozgur Uckan
 
Ozgur Uckan acik-ag-yonetisimi
Ozgur Uckan   acik-ag-yonetisimiOzgur Uckan   acik-ag-yonetisimi
Ozgur Uckan acik-ag-yonetisimiOzgur Uckan
 
O uckan ag-kapital-post-kapital - 060510
O uckan   ag-kapital-post-kapital - 060510O uckan   ag-kapital-post-kapital - 060510
O uckan ag-kapital-post-kapital - 060510Ozgur Uckan
 
O Uckan - Aglarin Ekonomi Politikasi
O Uckan - Aglarin Ekonomi PolitikasiO Uckan - Aglarin Ekonomi Politikasi
O Uckan - Aglarin Ekonomi PolitikasiOzgur Uckan
 
Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...
Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...
Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...Ozgur Uckan
 
"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur Uckan
"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur Uckan"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur Uckan
"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur UckanOzgur Uckan
 
Cemil Ertem Taraf 040809
Cemil Ertem Taraf 040809Cemil Ertem Taraf 040809
Cemil Ertem Taraf 040809Ozgur Uckan
 
Ag, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama Iletisimi
Ag, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama IletisimiAg, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama Iletisimi
Ag, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama IletisimiOzgur Uckan
 
Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997
Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997
Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997Ozgur Uckan
 
Ozgur Uckan - Knowledge Economy & ICT Policies
Ozgur Uckan - Knowledge Economy & ICT PoliciesOzgur Uckan - Knowledge Economy & ICT Policies
Ozgur Uckan - Knowledge Economy & ICT PoliciesOzgur Uckan
 
Dijital Bolunme - Dr. Ozgur Uckan
Dijital Bolunme - Dr. Ozgur UckanDijital Bolunme - Dr. Ozgur Uckan
Dijital Bolunme - Dr. Ozgur UckanOzgur Uckan
 
The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...
The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...
The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...Ozgur Uckan
 
Participation Technologies - O. Uckan
Participation Technologies - O.  UckanParticipation Technologies - O.  Uckan
Participation Technologies - O. UckanOzgur Uckan
 
Economy, Politics & Culture in Cyberspace
Economy, Politics & Culture in CyberspaceEconomy, Politics & Culture in Cyberspace
Economy, Politics & Culture in CyberspaceOzgur Uckan
 

Más de Ozgur Uckan (17)

Ozgur Uckan - Knowledge, Power, Dissidence and Internet - LabourStart Confe...
Ozgur Uckan -  Knowledge, Power, Dissidence and Internet  - LabourStart Confe...Ozgur Uckan -  Knowledge, Power, Dissidence and Internet  - LabourStart Confe...
Ozgur Uckan - Knowledge, Power, Dissidence and Internet - LabourStart Confe...
 
Ozgur Uckan - kent - ag yonetisimi
Ozgur Uckan -  kent - ag yonetisimiOzgur Uckan -  kent - ag yonetisimi
Ozgur Uckan - kent - ag yonetisimi
 
Ozgur Uckan - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyon
Ozgur Uckan  - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyonOzgur Uckan  - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyon
Ozgur Uckan - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyon
 
Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...
Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...
Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...
 
Ozgur Uckan acik-ag-yonetisimi
Ozgur Uckan   acik-ag-yonetisimiOzgur Uckan   acik-ag-yonetisimi
Ozgur Uckan acik-ag-yonetisimi
 
O uckan ag-kapital-post-kapital - 060510
O uckan   ag-kapital-post-kapital - 060510O uckan   ag-kapital-post-kapital - 060510
O uckan ag-kapital-post-kapital - 060510
 
O Uckan - Aglarin Ekonomi Politikasi
O Uckan - Aglarin Ekonomi PolitikasiO Uckan - Aglarin Ekonomi Politikasi
O Uckan - Aglarin Ekonomi Politikasi
 
Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...
Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...
Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...
 
"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur Uckan
"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur Uckan"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur Uckan
"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur Uckan
 
Cemil Ertem Taraf 040809
Cemil Ertem Taraf 040809Cemil Ertem Taraf 040809
Cemil Ertem Taraf 040809
 
Ag, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama Iletisimi
Ag, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama IletisimiAg, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama Iletisimi
Ag, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama Iletisimi
 
Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997
Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997
Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997
 
Ozgur Uckan - Knowledge Economy & ICT Policies
Ozgur Uckan - Knowledge Economy & ICT PoliciesOzgur Uckan - Knowledge Economy & ICT Policies
Ozgur Uckan - Knowledge Economy & ICT Policies
 
Dijital Bolunme - Dr. Ozgur Uckan
Dijital Bolunme - Dr. Ozgur UckanDijital Bolunme - Dr. Ozgur Uckan
Dijital Bolunme - Dr. Ozgur Uckan
 
The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...
The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...
The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...
 
Participation Technologies - O. Uckan
Participation Technologies - O.  UckanParticipation Technologies - O.  Uckan
Participation Technologies - O. Uckan
 
Economy, Politics & Culture in Cyberspace
Economy, Politics & Culture in CyberspaceEconomy, Politics & Culture in Cyberspace
Economy, Politics & Culture in Cyberspace
 

Ozgur Uckan - Bilgi, Toplum, Iktidar

  • 2. İletişim / Topluluk / Ağ “Topluluk (Community) ve İletişim (Communication) sözcükleri aynı köke sahiptir. Bir iletişim ağı kurduğunuz her yerde bir topluluk da kurarsınız ve ne zaman bu ağı yıkarsanız –yasadışı ilan ederseniz, çökertirseniz ya da erişilemeyecek kadar pahalı kılarsanız-, topluluğu da incitmiş olursunuz…” Bruce Strerling, “The Hacker Crackdown”
  • 3. Teknoloji nötr “Net hakkında hala coşkuluyuz, tıpkı Walt Whitman’ın trenler ve telgraf hakkında duyduğu coşku gibi. O trenlerin ve telgrafın bizi birleştireceğini, bizden bir topluluk yaratacağını düşünüyordu. Trenlerin bir gün toplama kamplarına da gideceğini öngöremezdi elbette.” Andrei Codresku
  • 4. Teknolojik hayat Teknoloji hayatı daha yaşanabilir kılabileceği gibi, cehenneme de dönüştürebilir. Teknolojik hız, insani algı, mobil enformasyon yönetimi ve her biri kendi atalet gettosuna kapatılmış bireyler, iktidar ve çatışma networkleri…
  • 5. Teknoloji / Simülasyon Savaş, sömürü, denetim, vahşet, yıkım, terör, bireylerin ataleti sayesinde gündelik yaşamı kaplayan bir sahne sisi gibi gerçekliğin yerini alan bir simülasyon evreni yaratabilir… Teknoloji, anlamı kendinde saklı bir nihai hedef değildir. Teknoloji, “araç”tır. Peki ya bilgi ?
  • 6. Bilginin paylaşımı Bilgi özgürleştirir. Ama sadece paylaşılan bilgi özgürdür… Yönetimi katılıma kapalı bilgi, toplumu pazar, bireyi köle yapar…
  • 7. Demokratik Teknoloji Teknoloji, nötr… (Tıpkı trenler gibi… Trenler aşıkları da buluşturur, toplama kamplarına da gider.) Ama, herkesin erişimine açık, bilginin adil paylaşımı ve özgür dolaşımına dayanan demokratik teknoloji kullanımı, ekonomik ve insani kalkınma için verimli bir fırsatlar tarlası olabilir…
  • 8. Bilgi Ekonomisi, Bilgi Toplumu ve Hukuksal Altyapı
  • 9. Bilgi Ekonomisi, Bilgi Toplumu ve Hukuksal Altyapı
  • 10. Bilgi Ekonomisi, Bilgi Toplumu ve Hukuksal Altyapı
  • 11. Bilgi ve iletişimin denetlenmesi İnternet, quot;küreselquot;, quot;gayri-merkeziquot;, quot;açıkquot;, quot;sınırsızquot;, quot;etkileşimliquot;, quot;kullanıcı-denetimliquot; ve quot;altyapıdan-bağımsız”... Bu bizim “kültürümüze” aykırı! Büyük harfli bir “Merkez” kurulmalı ve bu başıbozuk ortama “düzen” getirmeli! Her iktidar, uyruklarının bilgiye erişimini ve aralarındaki iletişimi denetlemeyi ve böylece kendisine bir gül bahçesi kurmayı hayal eder. Ama bilgi iktidardan kaçar. Merkezi olmayan ağlar üzerinde dolaşan bilgiyi zaptetmenin imkanı yoktur. Ancak iktidar merkezi otoritesi hakkında da hayal görüyorsa, kendini gül bahçesinde sanmaya devam edecektir. Ta ki, bilgi dikenleri her yanına batana kadar...
  • 12. Peki ya Türkiye? Her ne kadar başarısız olmaya mahkumsa da, iktidar bilgi ve iletişimi denetlemeye çalışırken meşruiyetini ortak faydasını gözetmesinden aldığı topluma ciddi zararlar verir. İşte Türkiye’de bunu yaşıyoruz. Hükümet ve devlet mekanizması, temel topluluk hakkımız olan bilgiye erişim ve iletişim hakkımıza göz dikiyor; özgürlüğümüze ve refahımıza zarar veriyor. Bilginin küresel dolaşımına entegre olmamızı ve özgürce iletişimde bulunmamızı engellemeye teşebbüs ederek geleceğimizi karartıyor. Türkiye’de kanunlaştırma sürecinin hukuk devleti ilke ve kurallarına aykırılığı göz önünde tutulursa, fena halde zaman kaybedeceğiz demektir. Toplum olarak topluluk haklarımızı korumamız meşru. Sadece bilişim STK’larının değil, toplumun her örgütlü kesiminin görevi bu. Geleceğimiz iktidarın değil, bizim elimizde...
  • 13. Ve Türkiye… Devletin bilgi toplumu stratejisini mekanik e-devlet projelerinden ibaret görme saplantısı mantıksal sonuçlarından birini daha verdi. Ulaştırma Bakanlığı’nın “elektronik ortamda işlenen suçların önlenmesi” ile ilgili tasarısı, internet içeriğinin izlenmesi, denetlenmesi ve sansür edilmesi için yeni bir “e-devlet hizmeti” öngörüyor! Telekomünikasyon Kurumu bünyesinde “Bilişim Güvenliği Başkanlığı” kuruluyor. Bilgiyi kendi malı kabul eden devlet, kulları arasındaki iletişimi denetlemeyi de hak olarak görür tabii. Hükümetin iftihar ettiği e- devlet atılımı, “e-polis devleti”ne doğru evriliyor!
  • 14. Ve Türkiye… “Hukuk devleti”, pratik olarak hukukun yurttaşlar lehine ve devlete rağmen üstün kılınmasıdır. Çünkü devletler, her zaman ve her yerde “düzenleme”den “denetleme”yi anlarlar ve “güvenlik” ile “hak ve özgürlükler” arasındaki dengenin teminatı hukuk devleti ilke ve kuralları çerçevesinde ancak yurttaş inisiyatifleri ve sivil toplum girişimleri ile sağlanır. Bu inisiyatifin şu ya da bu nedenlerle engellendiği, baskı altına alındığı ve yıldırıldığı durumlar, Çin’de olduğu gibi, “devlet güvenliği” gerekçesiyle bir elektronik foruma mesaj yollamanın ölüm cezasıyla tehdit edildiği “düzenleyici mevzuat”larla sonuçlanabilir. Bu aşırı bir örnek sayılabilir, ancak mantık her zaman sonucuna ulaşma eğilimindedir. Denetleme ABD ya da AB’de olduğu gibi “çocuk pornografisi” ve “ırkçı söylemler”in denetlenmesi maskesiyle başlar, giderek tüm iletişimin denetlenmesi ve sansür edilmesi çabalarıyla sonuçlanır. Türkiye’de yaşanan da tam olarak bu!
  • 15. Çocuk pornosu, internet, hukuk ve ikiyüzlülük Türkiye çocuk emeğini sömürme bakımından dünya dördüncüsü. Çocuk tutukluların sayısında büyük artış var. Çocukların yüzde 72'si anababa, yüzde 22'si öğretmen dayağı yiyor. Her üç çocuktan biri istismara uğruyor. Kızlar çocuk yaşta evlendiriliyor. Pedofili atasözlerimize sızmış. Bunların hepsinin sorumlusu da internet, öyle mi? Bu ne ikiyüzlülük! “Çocuk pornografisi” işin bahanesi. Hükümet bu konuda ciddi olsaydı, 2001’den beri çocuk pornografisine yönelik ek protokolü imzalamamakta ayak diremez veya on yıl önce imzalanan Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin gereklerini yerine getirirdi. Hükümet bu “verimli” bahaneyi kullanarak iletişim ve ifade özgürlüğünü kısıtlamayı, denetim ve sansürü meşrulaştırmayı amaçlıyor. Bugün müstehcenlik, yarın kumar derken, her türlü muhalif içeriğin sansür edilmesinin yolu açılıyor. Nitekim tasarının “zararlı içerik” tanımı ve 301 dâhil olmak üzere referans olarak verilen TCK maddeleri bunu açıkça gösteriyor.
  • 16. “Ulusal” bilgi güvenliği “Ulusal Bilgi Güvenliği Teşkilatı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı” TBMM gündemine sunuluyor. “Bilgi güvenliği”, tanımı gereği bilginin gizliliği, bütünlüğü ve ulaşılabilirliği ihlal edilmeden serbestçe dolaşımının sağlanabilmesidir. Bu bağlamda, “bilgi güvenliği”, “bilgi özgürlüğü” ve “mahremiyet” kavramları iç içe geçmiştir. Bir hukuk devletinde, bilgi güvenliği, özellikle de hassas olarak nitelendirilen kamu bilgilerinin güvenliğinin sağlanması, kamu bilgilerine erişim özgürlüğü ile ilgili hukuki düzenlemelerle dengelenmezse, ifade ve iletişim özgürlüğü başta olmak üzere temel hak ve özgürlükler ciddi bir tehdit altında kalacaktır. Aynı şekilde, bilgi güvenliği ile ilişkili düzenlemeler “kişisel verilerin korunması” yasası ile dengelenmezse anayasal mahremiyet hakkımız çiğnenecektir. “Bilgi edinme hakkı” yasasının işlerlik durumu ortada. Kişisel verilerle ilgili henüz düzenleme yapılmadı. Tasarıda elektronik imza yasası ile çelişen hususlar var. Bu alanlarla etkileşime girmeden kanun yapar, neyin “ulusal bilgi”, neyin “devlet sırrı”, neyin kişisel ya da ticari veri olduğuna karar verecek kadir-i mutlak bir “Ulusal Bilgi Güvenliği Kurumu” tesis etmeye kalkarsanız bu karmaşanın bedeli gerçekten çok ağır olur.
  • 17. İçine kapanan ülke Türkiye bir süredir giderek içine kapanan bir ülke portresi çiziyor. Toplumsal gündem geleceğimizin yaratılmasına değil, bölünme paranoyasına, kimlik bunalımlarına, yabancı düşmanlığına, otorite arayışına, ideolojik çatışmalara, etnik kamplaşmaya, milliyetçi hezeyanlara teslim olmuş durumda. Ekim 2005’te AB müzakere sürecinin kesintiye uğramasıyla başlayan bu içe kapanma, Kuzey Irak’ta gelişen konjonktür, Şemdinli olayları, 301. madde ve hukukun erozyonu, Hrant Dink cinayeti, Malatya vahşeti, Nokta dergisinin kapanması ve her iki taraf için de demokrasi ayıbı olan son Cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi birbiriyle bağlantılı adımlarla derinleşiyor. Bu karanlık, ülkenin hemen hemen tüm hayati sorunlarıyla ilgili mevcut politikasızlık zafiyetiyle birleşince, ortalık sansürcü yasa tasarılarından, otoriter kurumsallaşma planlarından, merkeziyetçi yönetim hayallerinden geçilmiyor. Türkiye artık Suudi Arabistan, Çin, Kuzey Kore gibi ülkelerle aynı kampta anılıyor. “Hukuk devleti” bir yanılsamadan ibaret. Demokratik bir ülke olmadığımız ve iktidar kimde olursa olsun devlet mekanizmasının demokratikleşmeye tahammülünün olmadığı açık.
  • 18. İçine kapanan ülke Böyle bir ortamda bilgi toplumundan, bilgi ekonomisinden, inovasyondan, ulusal rekabet avantajı yaratmaktan ve geleceği yönetmekten söz etmek zor elbette. Daha doğrusu, bu konuları ülkenin demokrasi krizinden soyutlayarak ele almak artık imkansız. Türkiye’de baskın yönetim eğilimi, her zaman kalkınma ve demokrasiyi birbirinden soyutlamaya, ekonomiyi siyasetten koparmaya, politika ve stratejiyi taktik akıla indirgemeye ve konjonktürün dönme dolabında günü kurtarmaya çalıştı. Bu yöntem işlemiyor ve mevcut küresel bağlamda işlemesine de imkan yok. Şimdi bu yönetsel hayal kırıklığının en tehlikeli evresini yaşıyoruz: ülkeyi içine kapatıp, her türlü aykırı sesi baskı ve şiddetle susturup, kitlesel paranoyaları tetikleyerek yönetme hayali kurmak… Küresel konjonktür bu “yönetimi” gerçekten de hayali kılacağı için de, ortaya çıkan yönetsel boşluğu kimlerin dolduracağı öngörülebilir. Bağımsızlığın ve egemenliğin kaybı asıl böyle başlar: hayali iktidarını kendi halkıyla paylaşmaktan başka korkusu olmayan iktidarsızların ülkenin yönetimini küresel askeri-endüstriyel güç odaklarına bırakmasıyla… “Rejim” değil ama ülke gerçekten de “ağır bir tehdit” altında. Ama tehdit algımız yanlış. Geleceğimizi ipotek altına alan asıl tehdit, kitlesel ataletimiz ve ezeli ergenliğimizle besleyip büyüttüğümüz otoriter baba figürünün ta kendisi…
  • 19. 2023’te nasıl bir cumhuriyet? 2023 bizim için “sihirli” bir sayı. Gelecek vizyonu deyince bu tarihten öteye pek geçemiyoruz. Yüzyıllık cumhuriyet neye benzeyecek acaba? 2023’te nasıl bir “Cumhuriyet” bekliyoruz? Peki, bizi nasıl bir cumhuriyet bekliyor? Genç nüfusunun hakkını veren ve ona güvenen, yani gençlerin yaratıcı, yetenekli ve bilgili bireyler olarak yetişmesini sağlayan; yenilikçi bir bilgi dinamiğiyle oluşturulan ve adilce paylaşılan bir refahı sürekli rekabet avantajı yaratmak için kullanan; istikrarla büyüyen; hayati konularda en geniş uzlaşıyla politika ve strateji üretebilen; katılımcı, paylaşımcı, eşitlikçi, demokratik bir kalkınma ivmesini sürdürülebilir kılmış; bilgi ekonomisini kurmuş ve bilgi toplumuna dönüşmüş; tam bağımsız bir “küresel oyuncu” mu? Yoksa mevcut atalet, politikasızlık ve ufuksuzluğun mantıksal sonucu olan bir “distopya” mı? Distopya, mevcudun alternatifi ütopyanın tersine, hakim olan durumun mantıksal sonuçlarında yaratacağı içine kapanmış, bükülmüş dünyayı ifade eder. Bizi bekleyen cumhuriyet bu bükülmüş dünya mı? Pazar olmakla hayatta kalan, kaderini belirlemekten aciz bir “küresel oyuncak” mı?
  • 20. 2023’te nasıl bir cumhuriyet? Cumhuriyetin geleceği bir “ulusal irade” konusudur. Ama bu irade bizi yönetmeye çalışanların sandığı gibi soyut, bir tür “milli magma” olan bir ulusun “ulvi” iradesi değil, ulusu oluşturan tüm kesimlerin katılımı ve paylaşımıyla, yani ortak aklıyla uzlaşarak üretilen ve sıçramaları gerçekleştirmek için onsuz edilemez somut iradedir. Türkiye hayati bir karar anı yaşıyor. Ekonomi, sosyal yapı ve kültür eksenlerinde akan enerjinin entegre, senkronize ve koordine atılımıyla, tıpkı 1923’teki gibi ulusal bir sıçrama hareketine ihtiyacımız var. 2023 çok geç olabilir…
  • 21. Zarar verme! Bilgi Teknolojisi ve İnovasyon Vakfı ABD politika yapıcılarını “dijital refah” konusunda uyaran bir rapor yayınladı ( http://www.itif.org/index.php?id=34). Rapor BT bakımından devletin politika önceliklerini şöyle konumluyor: •  “dijital ekonomiye hak ettiğini ver” (BT’yi ekonomi politikalarının odağına yerleştir); •  “dijital inovasyonu ve ekonomik sektörlerin dönüşümünü etkin bir şekilde teşvik et” (anahtar sektörlerde BT alanında inovasyon ve ar- ge’yi destekle); •  “vergi yasalarını BT yatırımlarını tetiklemek için kullan” (BT’nin verimlilik üzerinde yaptığı etkiyi göze alarak vergi seçimini doğru yap); •  “dijital okuryazarlık ve ve dijital teknoloji uyumunu cesaretlendir” (yurttaşların dijital ekonomiye katılımını artır ve bunu sivil toplumla birlikte yap); •  “zarar verme” (dijital büyüme makinesini yavaşlatacak olumsuz düzenlemelerden kaçın)…
  • 22. Zarar verme! Rapor, ABD ekonomisindeki gelişmenin dinamiğini BT’nin sağladığını, ancak mevcut ABD yönetiminin bunun farkında değilmiş gibi davrandığını ve önceliği başka konulara verdiğine dikkat çekiyor. Bizim politika yapıcılarımız en azında bu konuda ABD’yi yakaladıklarını düşünebilirler. Ne yazık ki ekonomimiz ABD düzeyinde değil! Orada ekonominin büyüklüğü ve küresel payı nedeniyle güçlenen dinamizmi “politikaya rağmen” BT etkisini hayata geçirebiliyor. Bizim politika yapıcılarımız toraman bir yumurcakla değil de kuvözdeki bir bebekle uğraştıklarının farkındalar mı acaba? ABD’deki hemcinsleri kadar küresel hırslara sahip olamasalar da, coğrafyaları içine kapatma hayali kurdukları bir Türkiye ile sınırlı olsa da, öncelikleri bir o kadar ulvî… Kim takar BT’yi! Biz kendi yağımızla kavrulur, yağ yakan motorumuzla boğuluruz. Anladık, destek olmayacaksınız. Bari köstek de olmayın… BT sektörü de devletin kuyruğunu bıraksın artık. Dünyayla yüzleşsin, bağışıklık kazansın.
  • 23. Peki, ne yapmalı? Tüm tarafların, yani hükümet, bürokrasi ve kamu sektörünün, özel sektör ve kuruluşlarının, emek örgütlerinin, akademinin, STKların ve inisiyatif gösteremeyen vatandaşın ne yapmaları gerekiyor? Öncelikle bu kesimlerin kendi kurumsal yapılarında merkezi güç yanılsamasından kurtulup, faaliyet alanlarına özgü bir yönetişim modelini uygulama niyetini göstermeleri gerekiyor ki, diğer taraflarla meşru bir paydaşlık ilişkisine girebilsinler. Sonra tümü etkin ve geniş bir uzlaşma çerçevesinde olmak üzere; şimdiye kadar şu ya da bu kesim tarafından üretilmiş ancak üzerinde uzlaşılamadığı için raf ömrünü doldurmuş politika, strateji, eylem planlarından kurtulup, öncelikli hedefleri konumlayan gerçek bir ulusal politika oluşturmaları; sonra bu politikayı küresel koşullara uyumlu bir yol haritasına dönüştürecek stratejiyi belirlemeleri; sonra farklı kesimler ve hedefler bağlamında ayrımlaştırılmış stratejik sürecin koordinasyon ve uygulama düzeneğini yönetişim temelinde ve meşru bir zeminde kurmaları; sonra strateji bağlamında önceliklendirilmiş projelerin hayata geçirilmesine yönelik eylem planını, fizibilite ve risk analizi çalışmalarıyla birlikte oluşturmaları; daha sonra, küresel, bölgesel ve ulusal koşulların değerlendirilmesi ve politika doğrultusunda projeksiyonlar yapılmasıyla bu sürecin denetlenmesi ve iyileştirilmesi için katılımcı bir üst yapıyı kurmaları; bununla da yetinmeyip, STK ve akademi katılımlı bağımsız izleme mekanizmaları kurgulamaları gerekiyor…
  • 24. Nasıl? Bu sürecin atılıma dönüşmesinin koşulu, etkin katılım, şeffaf yönetim, adil paylaşım ve en geniş uzlaşma zemini… Yani bilgiyi ve iktidarı paylaşmadan, gerçek bir yönetişim düzenine geçmeden ülkenin geleceğini kuramazsınız. Yani, yeni bir “Ulusal Seferberlik”, bunun için de meşru ve bağlayıcı bir “Ulusal Sözleşme” gerekiyor!