2. SKROTUM
• Skrotum kesesi; penis ve simfizis pubisin
altındadır. Median septumla iki parçaya ayrılır.
• Her bir bölümde testis, epididim ve spermatik
kordonun alt kısmı yer alır.
• Skrotal kese; deri, Dartos kası, dış spermatik
fasya, kremasterik kaslar, iç spermatik fasya ve
tunika vaginalis tabakalarından oluşur.
3.
4. TESTİSLER
• Testisler bir çift olup
vücudun dışında skrotum
içinde asılı dururlar.
• Erkek germ hücreleri;
spermler testislerde
oluşur.
• Sperm hücreleri
epididimde depolanır.
Epididimdeki sperm
hücreleri kanallar
yardımıyla vücut dışına
atılır.
5. EPİDİDİM
• Epididim baş, gövde ve kuyruk olarak üç
kısımdır.
• Baş kısmı testisin üst kutbunda, gövde ve
kuyruk ise arka kısmında yer alır.
• Mediastinum testise gelen seminifer kanallar,
duktuli efferent adını alarak 12-20 kanal
halinde epididime ilerler. Bu kanallar epididim
gövdesinde birleşir ve epididim kuyruğundan
sonra kalınlığı ve çapı genişleyerek vas
(duktus) deferens adını alır.
6. VAS DEFERENS
• Vas deferens; 30 cm uzunlukta ve 2-3 mm
çapında, oldukça kalın muskuler kanaldır.
• Epididim kuyruğundan skrotuma ilerler ve
inguinal kanala girerek funikulus
spermatikusa katılır. Buradan batın içine
girerek mesanenin arkasına ilerler.
• Sonra seminal vezikülle birleşir ve ejakülatör
kanal adını alır. Bu kanal 2 cm kadardır ve
prostatik üretranın iki tarafına açılır.
7.
8. PENİS
• Penis iki korpus kavernozum, korpus spongiyosa ve
üretradan oluşur. Üretra çapı 8-9 mm’dir.
• Her bir korpus, tunika albuginea ile örtülüdür.
• Bu yapıların üzerini yağdan fakir bir deri örter.
• Prepisyum (sünnet derisi) ise glans üzerinde bir
şapka oluşturur. Penisin ön yüzünde orta hatta
korpus spongiyosa vardır.
• Penis ve üretra internal pudental arterden kan alır.
Bu arter derin penis arteri olarak devam eder. Korpus
spongiosa, glans penis, üretra bu dallardan kan alır.
9.
10. SPERM GELİŞİMİ - SPERMATOGENEZ
• Puberteden itibaren spermler sürekli olarak
seminifer tübüllerde oluşur.
• Sperm gelişimi için Sertoli hücreleri (FSH
etkili) ve androjen hormonlardan testosteron
(LH etkili) olması gereklidir.
• Hormonların yapım yeri tübüllerdeki
interstisiyel hücrelerdir.
11.
12. HORMONLAR
• Kadın ve erkekte gonadlar ön hipofiz bezinden
salgılanan FSH (Folikül Stimülan Hormon) ve
LH (Luteinizan Hormon) aracılığı ile uyarılır.
13.
14. SPERMİN TAŞINMASI
• Sperm taşınmasında rol alan ilk kanal duktus
deferens (vas deferens) ‘dir.
• Vas deferens, inguinal kanalın içinden karın
boşluğuna geçer ve mesane arkasında seyreder.
• Vas deferensin devamı ejakülatör kanal, mesane
alt kısmındaki prostat bezinin içinden geçer.
• Spermatozoalar en son aşamada üretra ile
taşınır. Hücreler diğer salgılarla karışarak
üretradan penise doğru salınır.
15.
16. SEMEN
• Semen yoğun bir sıvıdır. Spermatozoa taşınmasında
önemlidir. (ersuyu=meni)
• Semende bez salgıları da yer alır. 3 ml olan sıvının %1’i
spermatozoa’dır.
• Seminal vezikül, ejakülatör kanala salgı verir.
• Prostat bezi üretra birinci kısmına salgı verir.
• Bulboüretral (Cowper) bezler prostat sonrası üretra
kısmına salgı verir.
• Bu bezler sperm hücrelerinin taşınması ve asidik olan
vajinal kanalın nötralize edilmesi için gerekli olan alkali
salgıyı yapar.
17.
18.
19. TERİMLER
• Androjen: Erkek cinsiyetinin oluşmasında etkili
hormonlar
• Gonad:Üreme bezi, testis veya over
• Gamet: Olgun üreme hücresi, spermatazoon
veye ovum
• Ejakülasyon: Erkek üretrasından semen atılımı
• Koitus: Cinsel birleşme
• Kontrasepsiyon: Gebeliğin önlenmesi
20. ENFEKSİYONLAR
• Erkek üreme sisteminin en sık görülen
enfeksiyonları Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar
(CYBH)’dır.
• En sık üretrit görülür. Gonore, herpes, sifilis
diğer CYBH’dır.
• Kabakulak, cinsel yolla bulaşmayan bir
enfeksiyon olup orşit nedeni olabilir.
• Prostatit ve epididimit diğer enfeksiyonlardır.
21. GONORE – BELSOĞUKLUĞU
• Etken N.gonorrhea
• Oral – vajinal – anal
yolla bulaşır.
• Kadında pelvik ağrı,
ağrılı ilişki gibi
belirtiler görülmekle
beraber
erkeklerde
semptomsuz
seyredebilir.
25. BENİGN PROSTAT HİPERPLAZİSİ
• Prostat glandı, erkeklerde yaşa bağlı olarak ve
kanser gelişmeksizin büyür.
• Büyüyen prostat bezi üretra çevresinde ve
mesane çıkışında olması nedeniyle ürinasyon
problemlerine neden olur.
• İlaçlarla düz kasların gevşemesi sağlanabilir ve
testosteron üzerine etkili ilaçlarla büyüme
yavaşlatılabilir.
• İlerlemiş vakalarda prostatektomi uygulanır.
26.
27. PROSTAT KANSERİ
• Erkeklerde görülen kanserler arasında en sık
olanlardandır.
• Prostat kanseri tanısında ve tedavinin
takibinde Prostat Spesifik Antijen (PSA), rektal
muayene yöntemleri kullanılır.
• Tedavi cerrahi yöntemle yapılır. Radyoterapi ve
kemoterapi uygulanabilir.
28. KRİPTOORŞİDİZM
• Kripto = Gizli, Orşid/o = testis
• İnmemiş testis, bir veya her iki testisin
doğumda skrotuma inmemiş olması
durumudur.
• Genellikle ilk yaşta testislerin skrotuma inmesi
tamamlanır.
• İnme gerçekleşmezse cerrahi olarak
düzeltilmesi uygundur. İnmemiş testis
sterilizasyon ve kanser riski taşır.
29. KRİPTOORŞİDİZM - İNMEMİŞ TESTİS
• Testisler abdominal
kavitede gelişir.
Doğumda veya
doğumdan bir süre
önce inguinal
kanaldan skrotuma
iner.
31. EREKTİL DİSFONKSİYON
• İmpotans, erkekte ereksiyonun olmaması veya
ejakülasyona kadar devam ettirilememesi durumudur.
• Psikojenik olabileceği gibi, hormonal, anatomik
defektler veya dolaşım problemleri gibi organik
nedenlerle de gelişebilir. İlaçların yan etkisi olarak da
görülebilir.
• Tedavide kullanılan ilaçlar vasodilatasyon sağlayarak
penil kan akımını artırarak etki gösterir.
• İlaçdışı tedavide protez ve pompalar da kullanılabilir.
32. SKROTAL BOZUKLUKLAR
• Hidrosel : Sıvı toplanması sonucu skrotal şişlik
• Varikosel : Pleksus pampiniformis venlerinin
genişlemesi
• Spermatosel : Ölü spermleri içeren ağrısız
kistik oluşum
33.
34. TERİMLER
• Balanitis: Glans penisin inflamasyonu
• Fimozis:Sünnet derisi ağzının-glans penisin
dışarı çıkışına engel olacak şekilde dar ve
gergin oluşu
• Seminoma:Testis tümörü
• İnfertilite:Çocuk sahibi olma yeteneğinin
yokluğu
•
36. UTERUS
• Uterus; rektum ile mesane arasında yer alan
müsküler bir organdır. Korpus, istmus ve
serviks olarak üç kısımdan oluşur. Korpusun
üst kısmı fundustur. Aşağıda vajinaya açılan
serviks yer alır.
• Uterus iki ligamentle pelvis duvarına
yapışmıştır. Bunlardan birisi Round ligament
olup düz kas yapılıdır. Diğeri ise parametrium
veya Broad ligament olup iki periton zarından
oluşur.
37.
38. UTERUS - 2
• Uterus genellikle korpus
ile serviks düzlemleri
arasında 90 derecelik
açıyla öne eğik
durumdadır (antefleks)
Ayrıca korpus ile serviks
arası ilişki değişmeksizin
genellikle vajina üzerine
öne doğru devriktir
(antevert)
39. UTERUS
• Uterus, fetusun gelişirken barındığı organdır.
• Overlerden atılan ovum , Fallop tüpleri ile
uterusa taşınır.
• Fertilize ovum da uterusa yerleşir.
• Uterus duvarı en iç kısmındaki tabaka
endometrium kan ihtiyacını karşılar.
• Endometrium, menstrüel periyod sırasında
dökülen uterus katmanıdır.
• Uterus duvarının kas tabakası myometriumdur.
40.
41. ENDOMETRİUM
• Uterus dıştan seroza tabakasını oluşturan periton ile
kaplıdır. Seroza tabakasının altında düz kaslardan oluşan
müsküler tabaka (myometrium) yer alır.
• Myometriyumun altında stroma denen, bağ doku ve
hücrelerle çevrili tübüler salgı bezlerinden oluşan
endometriyum tabakası vardır.
• Endometriyum, bazal ve fonksiyonel tabaka olmak üzere
iki katmandan oluşur.
• Fonksiyonel tabaka, over hormonlarının (östrojen ve
progesteron) etkisiyle değişime uğrar. Bu değişim,
puberteden menopoza kadar sürer. Normalde 28 günde
bir görülen menstrüasyon, endometriyal değişikliğin en
belirgin özelliğidir
42. ADNEKSLER - OVERLER
• Adneks uteri: Overler , fallop tüpü ve uterin
ligamentler
• Overler bir çifttir ve pelvik boşlukta uterusun
her iki yanına ligamentlerle tutunmuştur.
• Overlerde gametler bulunur. Her ay birkaç ovum
(yumurta) olgunlaşır.
• Ovulasyon sırasında, genellikle bir tane ovum
overlerden atılır.
• (Oosit > Folikül> Çatlama > Atılma)
43. FALLOP TÜPÜ
• Sağ ve solda uterusun iki yanında 10 cm’lik iki
kanal olarak yer alır.
• Fallop tüpünün dış uçları saçak tarzında ve
fimbria denen yapılara sahiptir.
• Fimbria ovulasyonda overden atılan oositin
kanal içine alınmasını sağlar.
• Yakalanan oosit, Fallop tüpü içinde sürüklenir.
Oosit eğer 12-24 saat içinde spermle
karşılaşırsa fertilizasyon gerçekleşir.
44.
45. • Forniks: Kemer şeklinde
boşluk, vajina duvarı ile
serviks arasında kalan
bölge.
• Douglas çıkmazı: Rektum
ön duvarı ile ilgili uterus
arka duvarı arasındaki
periton kıvrımının
meydana getirdiği –kese
şeklindeki- boşluk
46. VAJİNA
• Vajina uç kısmında uterusun yer aldığı yaklaşık
8- 10 cm. uzunluğunda boru şeklinde bir yapıdır.
• Vajinada bulunan salgı bezleri cinsel ilişki
sırasında vajinanın kayganlaşmasını sağlar.
• Normalde duvarları birbiri üzerine katlanmış
olarak duran yapı, doğumda bebeğin başının
geçmesine izin verecek kadar esner
• Vagina doğum kanalıdır ayrıca menstrual sıvının
atılmasında da fonksiyon görür.
47. DIŞ GENİTAL ORGANLAR
• Dış genital organların tümü vulva olarak
isimlendirilir.
• Vulva; Labia majör, labia minör ve klitorisi
içerir.
• Mons pubis: Pubis kemikleri üzerindeki yağ
dokusundan oluşan kabarık bölge
48. Vestibül: Üretra vagina
ve vestibüler bezlerin
kanalının açıldığı , iki
labia minörün
arasındaki aralıktır.
Bartholin bezi:
Vestibülün her iki
yanında bulunur ve
vaginaya açılır. Muküs
sekrete eder.
Himen: Vagina girişini
kısmen örten müköz
membran kalıntısı.
49. • Menstrüasyon (adet, regl, aybaşı, ayhali) : Ergenlikten
menopoza kadar düzenli aralıklarla östrojen ve
progesteronun etkisiyle hazırlanan endometriyumun
periyodik olarak dökülmesi (21-35 gün , 1-8 gün)
• Menarş: Adet görmeye başlama, ergen kızın gördüğü ilk
adet
• Menopoz: Menstrüel aktivitenin kesilmesi
• Amenore: Mens görmeme
• Oligomenore: Seyrek mens görme
• Polimenore: Sık mens görme
• Menoraji: Aşırı mens görme
• Metroraji: Ara kanaması (adet dönemi dışında kanama)
• Hipermenore: Aşırı ve uzun süre mens görme
• Dismenore: Ağrılı mens görme
50. MENSTRÜEL SİKLUS
• Menstrüel faz: Menstrüasyon süresince endometriyumun yüzey ve orta
tabakası dökülür, bazal tabaka kalır. Vajinaya atılan kanla karışmış mukus
genellikle sıvı şekildedir, ancak kanama çok fazlaysa pıhtı oluşabilir.
• Proliferatif faz: Menstrüel kanamadan sonra ovülasyon öncesi LH pikine
kadar olan dönemdir. Foliküler faz da denir. Östrojen etkisiyle
endometriyum yeniden yapılanır.
• Periovulatuar faz: Ovülasyonun gerçekleştiği dönemdir. Yaklaşık üç gün
süren bu dönemde endometriyumda belirgin değişiklik olmaz. Bazen
korpus luteumun geç devreye girmesine bağlı ani östrojen azalması sonucu
leke tarzında kanama görülebilir.
• Sekretuar faz: Ovülasyondan menstrüel kanamaya kadar olan dönemdir.
Luteal faz da denen bu dönem ortalama 11-16 (14) gün sürer ve genellikle
sabittir. Korpus luteumdan salgılanan progesteron endometriyumda
glandüler hücrelerin genişlemesini ve lümene bol mukus salgılanmasını
sağlar. Menstrüasyondan iki gün önce ise korpus luteumun gerilemesi
hormon düzeylerinin düşmesine neden olur, mukus salgısı azalır ve
endometriyumda nekroz belirtileri başlar.
53. • FSH; overde primordiyal foliküllerin büyümesini ve
Graaf folikülünün gelişmesini sağlar.
• Her siklusta, salgılanan FSH miktarına bağlı
overlerdeki 10-20 primordiyal folikül uyarılır ve
primer folikül adını alır. Ancak bunlardan bir tanesi
tam olgunluğa ulaşır.
• Baskın kalarak gelişimini sürdüren bu folikül,
boyutuyla orantılı, artan miktarlarda östradiol salgılar.
Dolaşımdaki östradiol düzeyinin yükselmesi, hem
diğer primer foliküllerin gelişimini engeller, hem de
hipofiz üzerinde negatif geri bildirim (feedback) etkisi
oluşturarak FSH salgılanmasını azaltır.
54. • Siklusun ortasına yakın dönemde yükselmeye
devam eden östradiol düzeyi, hipotalamus
hipofiz üzerine bu kez pozitif geri bildirim etkisi
gösterir.
Bu iki yönde çalışır:
• Birincisi östrojenin hipotalamus üzerindeki
uzun süreli geri bildirim etkisiyle daha fazla
GnRH salgılanır ve pik (zirve) oluşur,
• ikincisi ise hipofiz üzerindeki kısa süreli geri
bildirim etkisiyle hücreler GnRH’a daha duyarlı
hale gelir.
55. • Bu iki uyarı ani dalgalanmaya ve hipofizden en
üst düzeyde LH ve daha düşük düzeyde FSH
salgılanmasına yol açar.
• Artan FSH ve LH etkisiyle Graaf folikülü tam
olgunluğa erişir. Pikten sonra 16-24 saat içinde
ovülasyon oluşur.
• Folikül, ovülasyonu izleyen dönemde
progesteron salgılayan korpus luteuma
dönüşür.
56. • Ovülasyon sonrası fertilizasyon meydana
gelmemişse endometriyuma hormonal destek
sağlayan östradiol ve progesteron düzeyleri
azalır. Buna bağlı olarak FSH üretimindeki
negatif inhibisyon kalkar ve tüm siklus yeniden
başlar.
57.
58. • Disparoni: Kadında cinsel birleşimin ağrılı oluşu
• Endometriosis: Pelvik boşluğun çeşitli bölgelerindeki
endometriyal dokunun büyümesi.
• Lökore: Vajinadan normale oranla daha fazla sarı-
beyaz akıntı olması
• Konizasyon: Bir organdan ameliyatla koni şeklinde
doku parçasının çıkarılması.
Örneğin serviks uteriden ameliyatla koni şeklinde
parça çıkarma.( Servikal konizasyon)
• Tubal Ligasyon: Sterilizasyon amacıyla fallop
tüplerinin cerrahi olarak bağlanması.
59. FERTİLİZASYON
Fertilizasyonda, sperm ve ovum çekirdekleri birleşir. Kromozom sayısı 46 olan zigot oluşur.
Zigot, fallop tüplerinden uterusa doğru taşınır, bu arada bölünmeye devam eder. 6-7
gün içinde fertilize ovum uterusta endometriuma yerleşir ve embriyo gelişimi başlar. İlk
8. haftada tüm vücut sistemlerinin kuruluşu başlar
60. PLASENTA
• Gelişmekte olan fetus,
plasenta ile beslenir.
Plasenta,
koryon ( embriyonun en
dışındaki tabaka) ve
endometrium (uterusun
en içindeki tabaka) dan
oluşur. Fetusun ve
annenin kan dolaşımı
arasındaki değiş-
tokuşun yapıldığı yerdir.
61. PLACENTA -2
• Amniyotik kese
(amniyon):
İçinde embriyo veya
fetüsün bulunduğu
amnion sıvısı ile dolu
boşluğu çeviren zar.
62.
63. TERİMLER
• Embriyo : Zigot ile fetus arasındaki gelişim
evresi implantasyondan ikinci gebelik ayı
sonuna kadar olan dönem
• Fetus: Üçüncü gebelik ayı başından doğuma
kadar ki dönemde gebelik ürünü
• Kolostrum: Doğumdan sonraki ilk günlerde
göğüsten ilk salınan salgı, sütten önceki salgı.
• Laktasyon: Meme bezlerinden süt
salgılanması
64. TERİMLER
• Antepartum : Doğum öncesi
• Postpartum : Doğum sonrası
• Puerperyum: Lohusalık; doğumu izleyen 6
haftalık süreyi kapsayan uterus ve diğer
organların gebelikten önceki haline
dönüşümün olduğu dönem
• Mekonyum: Yenidoğanın yaptığı ilk feçes
65. • Verniks kaseosa:
7. Gebelik ayından
itibaren fetus derisini
örten beyaz yağlı
madde
67. • Hidroamnios (Polihidroamnios) : Amniotik
sıvının normalden fazla olması
• Oligohidroamnios: Amniyotik sıvının
normalden az olması
• Plasenta previa; Plasentanın uterus alt
segmentine tutunması
• Eklampsi: Doğum sırasında veya gebelik
sırasında meydana gelen konvülsiyon ve koma
durumu.
68. MEME
• Memeler, 2. ve 6. kotlar
arasında yer alır.
• Meme duyusu 4-6.kotlar
arasındaki sinirler
tarafından sağlanır.
• Memeler genellikle koni
şekilli olmakla beraber
şekil yönünden farklılık
gösterir.
• Genellikle simetrik
değillerdir. Sol meme sağ
memeden daha büyüktür.
Memeucu, areola
denen meme
ortasındaki koyu renkli
bölgede yer alır.
69. MEME
• Kadın memesi; lob denilen 15-20 bölümden
oluşur. Her bir lob daha küçük lobüllerde
sonlanır.
• Göğüs duvarı kaslarından cilde uzanan
bantlarla loblar birbirlerinden ayrılır.
• Lobüller kendilerine ait süt keseciklerinde son
bulur.
• Her loba ait süt kanalları birbirine eklenerek
memebaşına açılır.
70.
71. MEME - 2
• Meme beş farklı
bölge içerir.
• İki üst kadran
(Üstdış ve Üstiç)
• İki alt kadran
(Alt dış ve Altiç)
• Areolar
72. KÖK ANLAM ÖRNEK
Jin/o - Jinek/o Kadın Jinekoloji Kadın Hastalıkları
Men/o - Mens Ay, menstrüasyon Premenstrüel Menstrüasyon öncesi
Oo Yumurta Oosit Ovuma değişen hücre
Ov/o Yumurta Ovulasyon
Overden ovumun
atılması
Ovari/o Yumurtalık Ovarian Overle ilgili
Oofor/o Yumurtalık Ooferektomi Overin çıkarılması
Salping/o Tüp (oviduct) Salpenjit Tuba iltihabı
Uter/o Rahim Uterin Uterusla ilgili
Metr/o Rahim Metroraji Anormal kanama
Hister/o Rahim Histeroskopi
Uterusun skopla
incelenmesi
73. KÖK ANLAM ÖRNEK
Servik/o Boyun Servikal Serviksle ilgili
Vajin/o Vajina Vajinaplasti Vajinanın onarımı
Kolp/o Vajina Kolposel Vajina hernisi
Vulv/o Vulva Vulvar Vulva ile ilgili
Episi/o Vulva Epizyotomi Vulvanın kesilmesi
Mamm/o Meme Mammografi Memenin
görüntülenmesi
Mast/o Meme Mastektomi Memenin çıkarılması
Tos Doğum Distosi Zor doğum
Nat/o Doğum Neonatal Yenidoğan
Lakt/o Süt Laktasyon Süt salgılanması
Galakt/o Süt Galaktore Süt içeren akıntı
Para Doğum yapmış kadın Nullipar Hiç doğum
yapmamış
Gravida Gebe Multigravida Birden çok gebelik
74. BAZI KONJENİTAL DEFEKTLER
• Atrezi: Açık olması gereken bir deliğin veya kanalın doğuştan kapalı oluşu
• Down sendromu(Mongolizm) : Fiziksel anomaliler ve mental retardasyonla
karakterize konjenital bozukluk. Genellikle 21. kromozom fazlalığı vardır.
(Trizomi21)
• Turner Sendromu: Kadınlarda genellikle tek bir seks kromozomunun
bulunmasıyla oluşan konjental bozukluk. Amenore, sterilite ve cinsel gelişim
geriliği yaygın senptomlarıdır.
• Klinefelter Sendromu: Genellikle erkeklerde fazladan dişi seks kromozomunun
olduğu konjenital bozukluk. Gelişmemiş testis, sterilite ve zeka geriliği ile
karakterizedir.
• Fenilketonüri: Protein metabolizmasının konjenital bozukluğu. Tanıda geç
kalındığında mental retardasyonla sonuçlanır. Doğum sonrası tarama testi
yapılır.
• Spina bifida (Nöral Tüp Defekti): Omurga arka kısmı üzerinde- gelişim kusuruna
bağlı –doğuştan açıklık vardır. Bu açıklıktan spinal zarlar ve omurilik dışarıya
doğru çıkar.
• Teratoma: Bir çok doku tipinden gelişen, saç ve tırnak içeren konjenital tümör
75. TERİMLER
• Alfa-fetoprotein (AFP): Fetusta plazma proteinlerini oluşturan
ve doğumdan sonra kaybolan proteindir. Gebelikte amnion
sıvısı ve anne kanına da geçen bu madde fetal
malformasyonlarda yüksek seviyededir. (prenatal test )
• Amniyosentez: Karın duvarı aracılığıyla veya vajinadan iğne
yardımıyla amniyon kesesine girerek amniyon sıvısının alınması
işlemi (prenatal test )
• Koryon villus örnekleme: Serviksden koryonik hücrelerin
alınması (prenatal test )
• Karyotip: Hücre kromozomlarının yapı, biçim ve diziliş
bakımından gösterdiği türe özgü durum
• APGAR Skoru: Yenidoğanın kalp atışı, solunum, renk,
ekstremitelerinin durumuna bakarak yapılan vitalite puanlaması