1. Görsel Düşünme Süreci
Marka,içerik ve işlev. Bu üç olgu temel ikna yöntemlerinde görsel düşünme
sürecinin detayda kalmış serüvenini oluşturuyor.
Marka: İnsanların aklında ne kalır? ‘Benim aklımda kalan ne? Fikir, tasarım, ve
strateji devreye giriyor.
(Araştırmalara göre, melodinin etkisi görsel katkıdan daha çok tüketicinin aklında
kalıyormuş)
İçerik: İnsanlar ne bilmek ister? Yazar, içerik yaratan ve geliştiren kişiye kalıyor.
‘Bu marka ne tür içerikler ile kalbimi fethetti?’ (Kaleyi içten fethedebilmek
burada marka için çok önemli.)
İşlev: İnsanlar ne yapmak ister? Burada yazılımcı ve teknik alt yapılar devreye
giriyor. ‘Yaptığım bu işin işlevi yarar sağlıyor mu?’ sorusunda cevap aranır.
Şimdi de bu yaratım sürecinin mutfakta ki kısmına geçelim;
2. Görsel Araçlar:
Gözler + Zihin gözü + Eller
Gözler ile seçim yapılır ardından zihin gözünde fikir düşünülür ve eller ile
uygulamaya geçilir.
Üç tür görsel düşünür vardır;
1- Çizmeye başlamak için can atan siyah kalemciler.
2- Bir başkasının çizimine eklemeler yapmaktan mutlu olan sarı fosforlu
kalemciler.
3- Kırmızı kalemi ellerine alıp herşeyi baştan çizene kadar sorgulayan,
kırmızı kalemciler.
Siyah kalemciler yaratıcı sürecin anahatını oluşturur. Sarı fosforlu kalemciler
eklemeler yapmaktan geri durmaz. Kırmızı kalemciler ise herşeyi iş bitene kadar
sorgulayan didik didik eden kişilerdir.
Görsel Düşünme Süreci işleme şekli;
Bakmak – Görmek – Düşlemek ve Göstermek.
Bakmak ile görmek farklı unsurlardır. Örneğin kavşakta trafik ışıkları yoksa
karşıdan karşıya geçerken yoldan geçen araba varmı? diye bakarsınız ardından
görürsünüz ki araba gelmiyor sonra düşlersiniz acaba aniden bir araba çıksa
bana çarpar mı? diye. Sonra görürsünüz ki karşıdan karşıya geçmişsinizdir.
Bakmak: Bilgi toplamak ve bunları süzmek
Görmek: Seçmek ve seçilenleri bir araya getirmek
Düşlemek: Olmayan birşeyi görmek
Göstermek: Herşeyi açıklamak
3. Düşlerken önce bir oryantasyon yaparsınız. Örneğin, çiçekleri bahçede nereye
dikeceğinize dair önce çiçeklere bakarsınız incelersiniz. Sonra çiçekleri nereye
ekeceğinize dair konumlandırma yaparsınız. Güneş gören yeri ararsınız.
Ardından bu çiçekleri hangi yerde daha iyi durdu diye tanımlama yaparsınız.
Son olarak çiçeklerin nerede nasıl duracağına dair artık yönlendirme yaparsınız.
Oryantasyon, Konumlandırma, Tanımlama ve Yönlendirme. Otomatik bakma
görevlerin bu dördü görme sistemimizin bize sormadan yerine getirdiği
görevlerdir. Bu aşamalar duruma göre hızlı yada yavaş bir süreçte ilerler.
Öte yandan bakmak gerekirse aslında hayatımızda da süregelen durum
içerisinde yaptığımız şeyler hep bir aşamadan geçiyor ama farkında değiliz.
Neden mi? Çünkü rutin bir besleme içinde olduğumuz için bize sıradan geliyor. O
yüzden düşünce sistemimiz bizi ele verdiği süreçte farkında oluyoruz ve
yaptığımız şeyin bu tasviri ile yapıldığının farkını yaşıyoruz. Hayata genellikle
bakarak yaşadığımız için yapılan şeyleri görmüyoruz diyebiliriz.
Son olarak;
Daha iyi bakmanın 4 Temel Kuralı
1- Toplayabildiğiniz kadar herşeyi toplayın. (Bilgi,döküman,resim vs.)
2- Topladıklarınızın hepsini bir arada bakabileceğiniz yere koyun.
3- Temel koordinatlarınızı belirleyerek uygulamaya geçin.
Doğru saptamayı yapmak için bakmak ile görmek arasında farkı angajmanlayıp
düşünce koordinatlarınızı uygulamaya geçirerek gösterişinizi yapın.
Bakmak değil, görebilmektir yaşam!
Serkan Eskalen