SlideShare una empresa de Scribd logo
1 de 11
1
KONU BAŞLIĞI
“ İnsan hayatının gayeleri “
Kaynaklar : 11.Söz
GİRİŞ KONUŞMASI
Bugünkü dersimiz de insanın yaratılış amacı olan gayelerden
bahsedeceğiz . Cenab-ı Hak bizi bu dünyaya ne için göndermiş ? Bu
dünyaya geliş gayemiz nedir ? Bu gayeleri hayatımıza nasıl geçiririz ?
Bu gibi sorulara cevaplar arayacağız .
11.SÖZÜN SONU
Senin hayatının gayelerinin icmâli dokuz emirdir.
Birincisi şudur ki: Senin vücudunda konulan duygular terazileriyle,
rahmet-i İlâhiyenin hazinelerinde iddihar edilen nimetleri tartmaktır
ve küllî şükretmektir.
İnsan Cenab-ı Hakkın ona vermiş olduğu özel donanımlar ile , nedir bu
donanımlar ? Cenab-ı Hak bizi sadece etten ve kemikten yaratmamış ,
duygular var Akıl , fikir , kalp , dil , mide , burun , kulak , ağız ,
mutluluk , üzüntü, ruh , sır , latife vb gibi ve bütün bunların ayrı ayrı
sayısız istekleri ve ihtiyaçları var. Bu isteklerin de terazileri var . İyi
yönde tartabiliriz bunları , kötü yönde de kullanabiliriz . İnsanda irade
var dolayısı ile seçme tercihi var . Eğer kötü yönde kullanacak olursak
insan dünyayı katledecek bir tahribatkâr hale gelebilir . O duyguları ,
latifeleri Allah yönünde kullanabilirsek dünyayı tamir eden , dünyanın
bütün insanlarının ıslahına ve imanına çalışacak surette hakiki bir
imanı elde ederiz . Duygular ya dünyayı mahfedecek surette ya da
dünyayı tekrardan düzeltecek surette çalıştırılabilir. Mesela Hitler ,
Firavun’lara baktığımız zaman çok büyük tahripler , tahribatlar
vermişler demek ki duygularını , kin düşmanlık ve adavet duygularını ,
enaniyet duygularını ters yönde geliştirmişler ve dünyaya acı
çektirecek bir hale döndürmüşler .
2
Birde Peygamber Efendimiz (asm) ‘ a bakın O’ndaki duygularda o
şekilde gelişmiş ki , bütün dünyanın ıslahına çalışıyor . Demek ki
duygular iki çeşitte ilerletilebilir . Bu duygularda bir terazi var diyor .
Tart diyor . Bunları kullanarak bu duyguları terazinin bir kesesine
nimetleri de diğer kesesine koyacak , tartacak ve neticesinde çok
büyük bir şükür kapısını aralayacaktır. Göz bir nimet , kulak bir nimet
, dil bir nimet , mide bir nimet , hayvanların pek çoğu bize bir nimet ,
bitkiler , sebzeler , meyveler elma , patlıcan , domates bunların envaı
nimet , nefes almak nimet , İslam üzere doğmak nimet , şu sohbetlere
gelmek nimet . Bunlar gibi envai çeşit nimetleri üst üste koy bir
keseye , diğer keseye de azalarını ve duygularını koy ve tart ve haline
külli şükret .
Kainatın nizamını tefekkür edecek ve bu nizam da insan olduğu için ,
insanlar içerisinde Müslüman olduğu için şükredecek , meyveleri ,
sebzeleri tadacak ve şükredecek , Sevgiyi tadacak asıl sevilmesi
gerekeni bulunca şükredecek , Bir kıra çıktığı zaman envai çeşit
çiçekleri koklayacak ve şükür edecek , namaz kılacak ve rahatladığı
için şükredecek .
İnsan sadece bunu tefekkür etse , bunu anlasa ve hayatını bu gayeye
göre odaklasa bir ömür şükür eder . Demek ki gayemizin bir tanesi bu
. Tartmak ve şükretmek . Dünyaya geliş sebebimizin bir tanesi ,
vazifelerimizin bir tanesi budur .
İkincisi: Senin fıtratında vaz edilen cihazatın anahtarlarıyla esmâ-i
kudsiye-i İlâhiyenin gizli definelerini açmaktır, Zât-ı Akdesi o esmâ
ile tanımaktır.
Yine bize verilen duygular ve donanımlar terazisi ile o duyguları ve
organları 6 . Söz’de de geçtiği gibi Cenab-ı Hakka satacak ve o
duygular , o organlar bir anahtar hükmüne geçecek ve kainattaki
Allah’ın esmasını , fiillerini , sıfatlarını bizlere tanıtacak kapının
açılmasına vesile olacaklar . Allahu Tealayı o esma ile tanımaktır .
İkinci vazifemiz budur . Bizdeki her cihazla o isimleri tanımak . Akılla ,
gözle , mide ile , dil ile , sevgi duygusu ile , sırlar ile , kalb ile , ruh ile
3
ne kadar cihazımız varsa her biri ile Allah’ın isimlerini anlamaya
çalışmak .
Mesela dil bir cihazattır . Dildeki tad alma duygusu da bir cihazattır .
Kör olsak ağzımıza bir şeftali atsak onun şeftali olduğunu dilimizin
gözü ile görürürüz . Dilin fıtratının cihazatı nedir ? Tadma duygusudur
. Eğer biz önüne gelen her şeyi o ağızdan içeri soksak o zaman dil
gavvad hükmüne geçer her şeyi helal haram demeden mideye
gönderir . Böyle olunca o dil ve o dilin fıtratı olan tatma duygusu
neyin anahtarı olmuş oluyor ? Cehennemin anahtarı olmuş oluyor .
Mesela akıl , aklın fıtratında vaz edilen cihazat nedir ? Fikr etmek ,
tefekkür etmektir . Eğer ben aklımı geçmiş zamandan gelen elemler
ve gelecekteki akıbet korkusu ile düşüncemi geleceğe ve geçmişe
gönderir isem o akıl bana eziyet veren bir konuma düşer .
Demek biz bu duyguları ve organları Allah’ın güzel isimlerini tanımak
için bir araç yapsak o definelerin yani Allah’ın isimlerinin anahtarı olur
. Demek ki ikinci vazifemiz Allah’ı marifetullah ile tanımaya çalışmak .
Üçüncüsü: Şu teşhirgâh-ı dünyada, mahlûkat nazarında, esmâ-i
İlâhiyenin sana taktıkları garip san'atlarını ve lâtif cilvelerini bilerek
hayatınla teşhir ve izhar etmektir.
Dünya bir teşhirgah yani Pazar yeri gibi , gelip gitme yeri gibi . Allah’ın
isimlerinin bizlere taktığı garip sanatlar var . Nedir mesela insan
seviniyor , üzülüyor , kızıyor , ağlıyor , gülüyor , sıkılıyor , sinirleniyor ,
mutlu oluyor , hasta oluyor değişik duygular içersinde yaşıyor ve
başımıza gelen olaylardan herkesin ruhunun etkilenmesi çok farklı
oluyor . İşte bunlar Allah’ın isimlerinin mahlukat üzerindeki
tecellileridir. Üzüldüğümde bileceğim ki benim üzerimde o an Allah’ın
bir isminin tecellisi oldu . Başımda bir musibet varsa Allah’ın bir
isminin tecellisi oldu . Ben çok kilo almış isem Allah’ın isminin
tecellisidir . Ben zayıflamış isem Allah’ın bir isminin tecellisidir. Ruhum
daralıyorsa Allah’ın bir isminin tecellisidir. Mutlu oluyorsam Allah’ın
bir isminin tecellisidir .
4
Allah’ın isimlerini hayatımızda kullanmak ve her şeyin O’nun
isimlerinden ibaret olduğunu bilmek ve hayatını buna göre
yönlendirmek .
Hastalandığında Şafi isminin devreye girdiğini bilmek ve yine Şafi
isminden medet istemek . Günah işlediğinde Allah’ın Gaffar , Tevvab
isimleri devreye girecek . Bu isimler günahı , hatayı , sürçmeyi ister ki
mahiyetleri ve o isimlere ihtiyaç ortaya çıksın . Kızdığımda bileceğim
ki Allah’ın Cebbar ismi üzerimde tecelli etti , Giyinip süslendiğimde
bileceğim ki Allah’ın Cemil ismi tecelli etti , Bir soruya cevap
verdiğimde bileceğim ki Allah’ın Hafız , Alim ismi tecelli etti ,
Sohbetlere geliyoruz toplanıyoruz , cemaat oluyoruz Allah’ın Cami
ismi devreye girdi , sonra bu derslere gide gele nurlanmaya başlıyoruz
Allah’ın Latif ismi devreye giriyor .
Yani anlıyoruz ki kainattaki her hadisenin üzerinde Allah’ın isimleri
tecelli ediyor bizde kendimizi geliştirmek için bu isimleri bilip , o
isimlerin üzerimizde tecelli etmesini sağlamamız gerekir. Bu da bizim
hayatımızın üçüncü gayesidir.
Dördüncüsü: Lisan-ı hal ve kalinle Hâlıkının dergâh-ı rububiyetine
ubudiyetini ilân etmektir.
Hal dili ile 1.Söz’de dediği gibi bütün mevcudat lisan-ı hali ile Allah’a
Bismillah der . Mesela kediler ağızları ile Bismillah demezler ama hal
dili ile Bismillah derler . Koyunlar , arılar , kuşlar hep bu şekildedir . Arı
bal yapmakla , inek süt vermekle ubudiyetini ilan eder . İnsan ise
ibadetleri ile , İslam üzere olması ile kulluğunu yerine getirir .
Emrediyor ise namaz kılmak , emrediyor ise oruç tutmak , emrediyor
ise zekat vermek , emrediyor ise yasakladığı şeylerden kaçınmak .
Kur’anın emretmiş olduğu hudutları aşmamak .
Hem duruşunla hem de lisanın ile , duan ile , zikrin ile bu isimleri
tanıdıkça , imanın arttıkça Allah’ın büyüklüğü ve kuşatıcılığı daha çok
bilinecek ve o kudretin karşısında aynı büyüklüğe benzer bir kulluk
eda edilmeye çalışılacak ubudiyet kulluk demektir. Bunu yakalayan bir
insan zaten hayat mahiyetini ve gayesini çözmüş demektir.
5
Beşincisi: Nasıl bir asker, padişahından aldığı türlü türlü nişanları
resmî vakitlerde takıp padişahın nazarında görünmekle onun
iltifâtât-ı âsârını gösterdiği gibi, sen dahi esmâ-i İlâhiyenin
cilvelerinin sana verdikleri letâif-i insaniye murassaâtıyla bilerek
süslenip o Şâhid-i Ezelînin nazar-ı şuhud ve işhâdına görünmektir.
Asker ordunun verdiği nişanları ne yapar koluna takar onbaşı , çavuş ,
yüzbaşı, binbaşı gibi . Bir sporcu aldığı madalyayı boynuna takması
gibi . Padişahın savaş kazanan kumandana şeref nişanı taktığı gibi . Ne
yapacak alacak o nişanı gezecek herkese gösterecek . Allah-u Teala’da
isimlerinin cilvelerinin sana vermiş olduğu letaifler ile . Alacak o
letaiflerden gelen değişimleri takacak süslendirecek ve insanlara
gösterecek . Mesela cömertlik nişanı , tevazu nişanı , yardımseverlik
nişanı , güzel ahlak nişanı , ihlas nişanı gibi nişanları takmak ve
insanlara göstermek . Mesela Cenab-ı Hak bizi hasta eder alır Şafi
isminin nişanını bize takar ve rütbemiz artar . Sen de dersin ki “ evet
Rabbim beni hasta etti şimdi de beni iyileştirecek ve Şafi ismini bana
nişan olarak takacak . “ Demek ki ben iyileştiğim anda Allah bana Şafi
isminin nişanın ı takıyor . Bunun gibi diğer isimler kıyas edilebilir .
Mesela ben bir sınava girdim . Ben o sınavda başarı gösterir isem
bileceğim ki Cenab-ı Hak bana Alim isminin ve Hafız isminin nişanını
taktı . Ben sınavı kazanmadım . Allah bana sınavı kazandırdı. Bana
Alim isminin ve Hafız isminin nişanını taktı ve ben bu sınavda başarılı
oldum .
Demek ki insan o isimlerin bir göstergesi oluyor , ayna oluyor o
isimlere .
Altıncısı: Zevilhayat olanların, tezahürât-ı hayatiye denilen,
Hâlıklarına tahiyyatları; ve rumûzât-ı hayatiye denilen, Sânilerine
tesbihatları; ve semerat ve gayât-ı hayatiye denilen, Vâhibül-Hayata
arz-ı ubudiyetlerini bilerek müşahede etmek, tefekkürle görüp
şehadetle göstermektir.
Demek ki hayatı bitecek olanların çünkü ölüm hepimizin üzerine
haktır . Allah’ın karşısında selamlarla , kulluklar ile , tesbihatlar ile
6
yapılan bütün kulluğu ibadetlerin bütününü görüp şahit olarak
göstermektir .
Zihayat yani hayat sahibi olan bir hayvanın ibadeti nedir ? Nasıl Allah’ı
tesbih eder ? Nasıl Allah’a selam verir ? Bir kuş , bir arı , bir aslan , bir
deve , bunun gibi envai cins hayvanlar acaba tek tek incelense her biri
bu vazifeleri nasıl yerine getiriyorlar ? Lisan-ı hali ile bunları nasıl
yapar ?
Zihayat yani hayat sahibi olan bir bitkinin ibadeti nedir ? Nasıl Allah’ı
tesbih eder ? Nasıl Allah’a selam verir ? Bir gül , bir elma ağacı , bir
hurma , bir nergis bunun gibi envai cins bitkiler acaba tek tek
incelense her biri bu vazifeleri nasıl yerine getiriyorlar ? İstidat lisanı
ile nasıl dua ediyorlar ?
Mesela bir meyva ağacının tohumu şöyle dua ediyor . Bana bir yetki
ver Allah’ım bak ben insanlara o yetki ile nasıl meyveler vereceğim .
Konuşmuyor ama istidat lisanı ile dua ediyor sen bana o isimlerinin
nişanlarını tak bak ben nasıl insanlara hizmet edeceğim diyor .
İşte bu tesbihattır , tahiyyattır . Bu onun ubudiyetini gösteriyor .
İşte bizler de şöyle demeliyiz Cenab-ı Allah’a “ Ya Rabbi ! Sen
isimlerini bende öyle bir tecelli ettir ki , bak ben sana nasıl bir kulluk
göstereceğim . Sen beni İslamiyet dairesine öyle bir sok ki ben Sana
nasıl kulluk edeceğim .
İşte bunun gibi kainat üzerinde , kainat kitabında okunmuş olan bütün
varlıkları tefekkür etmek , tefekkür ile görmek , aynelyakin ,
hakkalyakin tasdik etmek sonrada bunu şehadet ile insanlara
göstermek yani tebliğ etmek , anlatmak insanlara . Görmüş
olduğumuz o şeyleri insanlara anlatmak oluyor .
Yedincisi: Senin hayatına verilen cüz'î ilim ve kudret ve irade gibi
sıfat ve hallerinden küçük nümunelerini vahid-i kıyasî ittihaz ile,
Hâlık-ı Zülcelâlin sıfât-ı mutlakasını ve şuûn-u mukaddesesini o
7
ölçülerle bilmektir. Meselâ, sen cüz'î iktidarın ve cüz'î ilmin ve cüz'î
iradenle bu haneyi muntazam yaptığından, şu kasr-ı âlemin senin
hanenden büyüklüğü derecesinde şu âlemin ustasını o nisbette
Kadîr, Alîm, Hakîm, Müdebbir bilmek lâzımdır.
Bize verilen ilim , irade , kudret gibi sıfatlardan kıyas ederek , ölçerek
Asıl o sıfatların sahibi olan Cenab-ı Allah’ın sıfatlarını bilmektir .
Mesela sen mimarsın ya da bir inşaat ustasısın bir ev yapıyorsun ve o
ev bittikten sonra o eve bakıp diyorsun ki “ Evet bende bir ev yapma
potansiyeli var “ Oradan şu kainata kafamı kaldırıp baktığım zaman ne
kadar nizamlı ve intizamlı bir ev yapmış Cenab-ı Allah . Şimdi neye
ulaştık kendi fiilinden , kendi ustalığından asıl ustaya ulaştık . Yani
eserden müessire çıktı yapmış olduğu kıyas ile . Kendi ustalığı ile
Cenab-ı Allah’ın ustalığı arasında bir bağ kurarak Cenab-ı Allah’ın
büyüklüğünü görmüş oldu .
Mesela , bir ressam düşünün bir tablo çiziyor cansız görüntüler var
ama çok güzel bir tablo oluyor . Bir kendi çizdiği esere bakıyor sonra
kafasını kaldırıp çizilen asıl manzaraya bakıyor ve diyor ki “ Ne kadar
mükemmel yapılmış bir eser “ “ Ne kadar harika yapılmış bir eser “
Ben ancak bunu bana verilmiş olan yeterli ve kısıtlı istidat ile , yetenek
ile ancak bunu bir çerçeve içerisine koyabilirim . Ama bakın göğe o
bulutları çerçeve etmiş olan , o manzarayı , o denizleri , o dağları , o
ağaçları , o kuşları , o çiçekleri bir manzara eden asıl Sanatkar olan Zat
çok yücedir ve çok kudretlidir . Evet ben yetenekliyim ama benim
yeteneğim asıl yetenek sahibi olan Allah’tan geliyor . “
İşte bunu görmek , bilmek , bunu göstermek yedinci gayemizdir .
Sekizincisi: Şu âlemdeki mevcudatın herbiri kendine mahsus bir dille
Hâlıkının vahdâniyetine ve Sâniinin rububiyetine dair mânevî
sözlerini fehmetmektir.
Bütün yaratılmış olanların Allah’ın birliğine ve Rabliğine karşı söylediği
manevi sözler var demek ki . Canlı ve cansız bütün varlıkların .
8
Vahdaniyet : Allah’ın birliği
Rububiyet : Rablik .
Sanatkar olan Allah’ın sanatını kainatta göstermesi .
Mevcudat : Allah’ın Kendinden gayri yarattığı her şey .
Demek ki bu varlıkların her birinin kendine mahsus bir dili var ve o
diller ile Canab-ı Allah’ın birliğini anlatıyor bizlere . Bir çiçek ayrı
Canab-ı Allah’a vahdaniyet delilleri gösteriyor . Bir böcek Canab-ı
Allah’a ayrı vahdaniyet delilleri gösteriyor . Bir insanın anatomisini
incelediğimiz zaman ayrı vahdaniyetine deliller gösteriyor . Cansız
olan dağlar , taşlar ayrı Canab-ı Hakkın vahdaniyet delillerini bizlere
gösteriyor. Bütün bunlar Allah’ın varlığa birliğine deliller gösterdiği
gibi aynı zamanda sanatında sergiliyorlar . Mesela bir çiçek ayrı
sanatta yaratılmıştır . Bir hayvan ayrı sanatta yaratılmıştır . Bir insan
ayrı sanatta yaratılmıştır . Bir dağ ayrı sanatta yaratılmıştır . Bu
yaratılan mevcudatta ise Cenab-ı Hak’kın ayrı ayrı tecellileri vardır .
İşte bunları görüp bu sözleri anlamaktır . Mesela Hak dostları
ağaçların rüzgardan çıkardığı seslerden Allah’ı zikrettiklerini , kedinin
mırmırından Cemil ismini zikrettiğini , kuşların cilvelerinden Kuddüs
ismini zikrettiklerini , yağmurun şıpırtılarından Allah’ın isimlerini , gök
gürültüsünden Allah’ın isimlerini zikrettiklerini duymuşlar inanmayan
Ayetü’l Kübra Risalesi’ni okusun orada görecektir . Birinci Söz’ü
okusun mevcudatın lisan-ı halleri ile Allah’ı nasıl zikrettiklerini orada
görecektir . Kainatın her satırı Cenab-ı Allah’ı anlatmaktadır .
Yaratılmış olan mevcudat kitabının her satırı Cenab-ı Allah’ı
anlatmaktadır . Demek ki her şey bir gaye için yaratılmış , her şeyin
bir gayesi var , bir sözü var , bir lisanı var , bir anlatma şekli var . Bu
sekizinci gaye bize bundan bahsediyor .
Bizim gayemiz neymiş ? Bunları görmek , tefekkür etmek , kat’i olarak
inanmak .
Dokuzuncusu: Acz ve zaafın, fakr ve ihtiyacın ölçüsüyle kudret-i
İlâhiye ve gınâ-yı Rabbâniyenin derecât-ı tecelliyâtını anlamaktır.
9
Nasıl ki açlığın dereceleri nisbetinde ve ihtiyacın envâı miktarınca
taamın lezzeti ve derecatı ve çeşitleri anlaşılır. Onun gibi, sen de
nihayetsiz aczin ve fakrınla, nihayetsiz kudret ve gınâ-yı İlâhiyenin
derecatını fehmetmelisin.
Kendisinden önce gelen sekiz gayeyi görür ve anlar ise insan Cenab-ı
Allah’ın karşısında aciz ve çok zayıf olduğunu anlayacaktır . Çok fakir
olduğunu anlayacaktır . O’na (c.c) ihtiyacı olduğunu anlayacak . Allah
olmadan yaşayamayacağını anlayacak . Allah’ın güç ve kudretinin
derecelerini varlık üzerindeki tecelliyatının derecelerini anlayacak .
Her bir aczi ile , her bir zaafı ile , her bir ihtiyacı ile .
Mesela ; bir bebek daha dünyaya gelmeden neye ihtiyacı varsa
Cenab-ı Hak onu hazır etmiş . Bu da Cenab-ı Hak’kın Rahim isminin
tecelliyatı olmuş oluyor . Bebek doğduğu zaman anne sütü ile
beslenmesi lazım bakıyoruz anne memeleri Rahmet çeşmesine dönüp
kan , yağ bir anda süte dönüşüyor . Bu Allah’ın Rahim isminin küçük
bir derecede tecelliyatıdır . Bebek ben acıktım diyemiyor neden aciz
ve zayıf çünkü . Ama ihtiyacı da nihayetsiz . Cenab-ı Hak kainatta ne
kadar anne var ise insan olsun , hayvan olsun , bitki olsun bunların
yavrularının ihtiyacını gideriyor yavrularının . Allah’ın Rahim isminin
ayrı ayrı tecellisi , hayvanda ne derecede acaba ? İnsanda ne
derecede tecelli ediyor ? Cansız varlıklarda ne derece tecelli ediyor ?
Karnımız çok aç mesela su bir gıdadır ama karnımızın doymasına
yetmez . Doymamız için gıdanın derecesi yükselmesi lazım . Ekmek ,
yanına bir pilav , salata , tatlı gibi gıda dereceleri yükseldikçe
doymamız artar ve o gıdaların lezzetini aç kalınca daha iyi anlarız .
Ramazan’da aç kalıyoruz akşam her zaman yediğimiz çorba çok güzel
geliyor neden ihtiyaç var , uzak kalmışsın ve o çorbanın değer
derecesi artıyor . Ardından bir de sulu yemek , pilav ya da makarna
yedik bir de tatlı yedik bütün o yiyeceklerin ayrı ayrı kıymetleri ve
lezzetleri anlaşılır . Mesela bir ay boyunca sadece patates yesek bıkar
ve vücut istemez artık çünkü vücudun vitamine , proteine ,
karbonhidrata da ihtiyacı var . Patates sadece potasyum yükler .
Hastalanırız bu sefer . Ama aç kalmasak o nimetleri her gün yesek
10
dereceleri pek anlaşılmaz . Aynen öyle de biz aciz kaldıkça , Allah’ın
isimlerinin kıymetlerini ve derecelerini anlayacağız . Rahim ismi bizi
doyurmuyacak ardından Rahman ismini arayacağız , Hayy ismini
arayacağız bunun gibi isimlerin derecelerini anlayacağız .
Nasıl vücudumuzun değişik ihtiyaçlara gıdalara ihtiyacı var ise
ruhumuzunda Allah’ın isimlerinin ve sıfatlarının bizi sarmasına ihtiyacı
vardır . Allah’ın affetmesine ihtiyacımız var. Çünkü aciziz , fakiriz Allah
lutfetmez ise bizler cennete giremeyiz , rızasına nail olamayız .
Dokuzuncu gayemiz de bu olmuş oluyor .
İşte, senin hayatının gayeleri, icmâlen, bunlar gibi emirlerdir.
Rabbim inşallah bu gayeler ile hayatımıza yön verenlerden eylesin .
Hem gayedir , hem emirdir bunlar . Bu dokuz emri insan yerine
getirmekle mükelleftir . Allah bu dokuz emiri bize soracak ötede .
“ Ey kulum ! “ diyecek “ sen bu dokuz emiri , hayatının gayesi olan bu
dokuz emiri niye yapmadın ? ” Geçen derste bahsettiğimiz insanın
vazifeleri olan “ iman-ı billahı , marifetullahı , muhabbetullahı , zevk-i
ruhaniyi , ihsanı neden yapmadın ? Neden araştırmadın bunları . Ben
seni bunları araştırman , bulman için bu dünyaya gönderdim . Bu
gayeleri yerine getirmen için seni bu dünya üzerine gönderdim . “
Diyecek .
Risale-i Nur bize ne kadar güzel öğretiyor . Üstad’ımızdan Allah razı
olsun . Dokuz gaye burada var , dört tane de bir de ihsanı ekler isek
beş tane de 20 .Mektup Mukaddeme’de var . 14 tane gaye ve
vazifemiz var .
İmanın gayeleri , imanın mertebeleri , insanın hayatının gayeleri
bunlar yoksa insan insan olmaktan çıkıyor . Hayvan dahi olamıyor .
Hayvanın dahi altına düşüyor . Bu 14 gaye ve vazife bizde varsa
11
insanız . İnsanlığımızın değeri artıyor . Alay-ı iliyyine doğru gidiyoruz .
Yoksa esfel-i safiline düşme ihtimali var .
Rabbimiz inşallah bizi o gayeler ile gayelenenlerden eylesin . Rabbim
bizi inşallah hakiki iman edenlerden eylesin . İman-ı billahla ,
marifetullahla , muhabbetullahla , zevk-i ruhani ile , ihsan makamı ile
şereflendirsin .
“Amin vel’l hamdulillahirabbil alemin. “
“ Rızâen Lillâhi Teâle’l – Fatiha ”

Más contenido relacionado

La actualidad más candente

İmam gazali itikatta sözün özü
İmam gazali   itikatta sözün özüİmam gazali   itikatta sözün özü
İmam gazali itikatta sözün özüSelçuk Sarıcı
 
İmam gazali hikmetler kitabı
İmam gazali   hikmetler kitabıİmam gazali   hikmetler kitabı
İmam gazali hikmetler kitabıSelçuk Sarıcı
 
İmam gazali dinde kırk prensip
İmam gazali   dinde kırk prensipİmam gazali   dinde kırk prensip
İmam gazali dinde kırk prensipSelçuk Sarıcı
 
İmam gazali ariflerin yolu
İmam gazali   ariflerin yoluİmam gazali   ariflerin yolu
İmam gazali ariflerin yoluSelçuk Sarıcı
 
Lise kader
Lise kaderLise kader
Lise kaderserizci
 
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 4. turkish (türkçe)
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 4. turkish (türkçe)Allah'ın güzelliklerinden bir demet 4. turkish (türkçe)
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 4. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Turkish Quran
Turkish QuranTurkish Quran
Turkish Quranzakir2012
 
Guzel ahlak 14 18 yas
Guzel ahlak 14 18 yasGuzel ahlak 14 18 yas
Guzel ahlak 14 18 yasserizci
 

La actualidad más candente (17)

Esma i hüsna -72 el-fettâh(1)
Esma i hüsna -72  el-fettâh(1)Esma i hüsna -72  el-fettâh(1)
Esma i hüsna -72 el-fettâh(1)
 
Esma i hüsna -74 er-refî’(1)
Esma i hüsna -74  er-refî’(1)Esma i hüsna -74  er-refî’(1)
Esma i hüsna -74 er-refî’(1)
 
İmam gazali itikatta sözün özü
İmam gazali   itikatta sözün özüİmam gazali   itikatta sözün özü
İmam gazali itikatta sözün özü
 
Esma i hüsna -71 el-‘alî(3)
Esma i hüsna -71  el-‘alî(3)Esma i hüsna -71  el-‘alî(3)
Esma i hüsna -71 el-‘alî(3)
 
Esma i hüsna -79 el- afuv
Esma i hüsna -79 el- afuvEsma i hüsna -79 el- afuv
Esma i hüsna -79 el- afuv
 
İmam gazali hikmetler kitabı
İmam gazali   hikmetler kitabıİmam gazali   hikmetler kitabı
İmam gazali hikmetler kitabı
 
İmam gazali dinde kırk prensip
İmam gazali   dinde kırk prensipİmam gazali   dinde kırk prensip
İmam gazali dinde kırk prensip
 
İmam gazali ariflerin yolu
İmam gazali   ariflerin yoluİmam gazali   ariflerin yolu
İmam gazali ariflerin yolu
 
Kırklar Cem'i
Kırklar Cem'iKırklar Cem'i
Kırklar Cem'i
 
Lise kader
Lise kaderLise kader
Lise kader
 
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 4. turkish (türkçe)
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 4. turkish (türkçe)Allah'ın güzelliklerinden bir demet 4. turkish (türkçe)
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 4. turkish (türkçe)
 
Fatiha suresi suresi.com.tr
Fatiha suresi   suresi.com.trFatiha suresi   suresi.com.tr
Fatiha suresi suresi.com.tr
 
Turkish Quran
Turkish QuranTurkish Quran
Turkish Quran
 
Guzel ahlak 14 18 yas
Guzel ahlak 14 18 yasGuzel ahlak 14 18 yas
Guzel ahlak 14 18 yas
 
NEFİS TERBİYESİ
NEFİS TERBİYESİNEFİS TERBİYESİ
NEFİS TERBİYESİ
 
Nefsin Mertebeleri
Nefsin MertebeleriNefsin Mertebeleri
Nefsin Mertebeleri
 
Nefs
NefsNefs
Nefs
 

Destacado

Analyzing the appropriate realization level of comenius projects GRDS Interna...
Analyzing the appropriate realization level of comenius projects GRDS Interna...Analyzing the appropriate realization level of comenius projects GRDS Interna...
Analyzing the appropriate realization level of comenius projects GRDS Interna...Global R & D Services
 
6th International Conference on Researches in Science and Technology (ICRST)
6th International Conference on Researches in Science and Technology (ICRST)6th International Conference on Researches in Science and Technology (ICRST)
6th International Conference on Researches in Science and Technology (ICRST)Global R & D Services
 
A Picture is Worth a Thousand Words: Voice and Tone in Photography -- Cedar F...
A Picture is Worth a Thousand Words: Voice and Tone in Photography -- Cedar F...A Picture is Worth a Thousand Words: Voice and Tone in Photography -- Cedar F...
A Picture is Worth a Thousand Words: Voice and Tone in Photography -- Cedar F...Megan Oteri, MA
 
3.valcea elisa bratianu
3.valcea   elisa bratianu3.valcea   elisa bratianu
3.valcea elisa bratianuIlariana Mk
 
4th International Conference on Envirotech, Cleantech and Greentech (ECG)
4th International Conference on Envirotech, Cleantech and Greentech (ECG)4th International Conference on Envirotech, Cleantech and Greentech (ECG)
4th International Conference on Envirotech, Cleantech and Greentech (ECG)Global R & D Services
 
Ictel2015 jeanne lam GRDS International Conferences
Ictel2015 jeanne lam GRDS International ConferencesIctel2015 jeanne lam GRDS International Conferences
Ictel2015 jeanne lam GRDS International ConferencesGlobal R & D Services
 
A Picture is Worth a Thousand Words -- Photography and Creative Writing Resid...
A Picture is Worth a Thousand Words -- Photography and Creative Writing Resid...A Picture is Worth a Thousand Words -- Photography and Creative Writing Resid...
A Picture is Worth a Thousand Words -- Photography and Creative Writing Resid...Megan Oteri, MA
 
Visual Literacy: Fostering Creativity through Digital Photography and Creativ...
Visual Literacy: Fostering Creativity through Digital Photography and Creativ...Visual Literacy: Fostering Creativity through Digital Photography and Creativ...
Visual Literacy: Fostering Creativity through Digital Photography and Creativ...Megan Oteri, MA
 
Nicotown
NicotownNicotown
NicotownMabel46
 
Laporan bubut
Laporan bubutLaporan bubut
Laporan bubutRasyid22
 
Step to make Proposal dan LPJ
Step to make Proposal dan LPJStep to make Proposal dan LPJ
Step to make Proposal dan LPJadhikaryono
 
surgical approaches to frontal sinus ppt
surgical approaches to frontal sinus pptsurgical approaches to frontal sinus ppt
surgical approaches to frontal sinus pptVaibhav Lahane
 

Destacado (17)

Analyzing the appropriate realization level of comenius projects GRDS Interna...
Analyzing the appropriate realization level of comenius projects GRDS Interna...Analyzing the appropriate realization level of comenius projects GRDS Interna...
Analyzing the appropriate realization level of comenius projects GRDS Interna...
 
Eagle Scout Project
Eagle Scout ProjectEagle Scout Project
Eagle Scout Project
 
6th International Conference on Researches in Science and Technology (ICRST)
6th International Conference on Researches in Science and Technology (ICRST)6th International Conference on Researches in Science and Technology (ICRST)
6th International Conference on Researches in Science and Technology (ICRST)
 
A Picture is Worth a Thousand Words: Voice and Tone in Photography -- Cedar F...
A Picture is Worth a Thousand Words: Voice and Tone in Photography -- Cedar F...A Picture is Worth a Thousand Words: Voice and Tone in Photography -- Cedar F...
A Picture is Worth a Thousand Words: Voice and Tone in Photography -- Cedar F...
 
3.valcea elisa bratianu
3.valcea   elisa bratianu3.valcea   elisa bratianu
3.valcea elisa bratianu
 
4th International Conference on Envirotech, Cleantech and Greentech (ECG)
4th International Conference on Envirotech, Cleantech and Greentech (ECG)4th International Conference on Envirotech, Cleantech and Greentech (ECG)
4th International Conference on Envirotech, Cleantech and Greentech (ECG)
 
Tri Box Kite Project
Tri Box Kite ProjectTri Box Kite Project
Tri Box Kite Project
 
Ictel2015 jeanne lam GRDS International Conferences
Ictel2015 jeanne lam GRDS International ConferencesIctel2015 jeanne lam GRDS International Conferences
Ictel2015 jeanne lam GRDS International Conferences
 
A Picture is Worth a Thousand Words -- Photography and Creative Writing Resid...
A Picture is Worth a Thousand Words -- Photography and Creative Writing Resid...A Picture is Worth a Thousand Words -- Photography and Creative Writing Resid...
A Picture is Worth a Thousand Words -- Photography and Creative Writing Resid...
 
Visual Literacy: Fostering Creativity through Digital Photography and Creativ...
Visual Literacy: Fostering Creativity through Digital Photography and Creativ...Visual Literacy: Fostering Creativity through Digital Photography and Creativ...
Visual Literacy: Fostering Creativity through Digital Photography and Creativ...
 
Nicotown
NicotownNicotown
Nicotown
 
Laporan bubut
Laporan bubutLaporan bubut
Laporan bubut
 
Step to make Proposal dan LPJ
Step to make Proposal dan LPJStep to make Proposal dan LPJ
Step to make Proposal dan LPJ
 
Myringoplasty ppt
Myringoplasty pptMyringoplasty ppt
Myringoplasty ppt
 
Phonosurgery
PhonosurgeryPhonosurgery
Phonosurgery
 
Holistic health
Holistic healthHolistic health
Holistic health
 
surgical approaches to frontal sinus ppt
surgical approaches to frontal sinus pptsurgical approaches to frontal sinus ppt
surgical approaches to frontal sinus ppt
 

Similar a İnsanın gayeleri

Kalbin Anlamı Hakim Tirmizi SUFİ KİTAP YAYINLARI Örnek Sayfalar.pdf
Kalbin Anlamı Hakim Tirmizi  SUFİ KİTAP YAYINLARI Örnek Sayfalar.pdfKalbin Anlamı Hakim Tirmizi  SUFİ KİTAP YAYINLARI Örnek Sayfalar.pdf
Kalbin Anlamı Hakim Tirmizi SUFİ KİTAP YAYINLARI Örnek Sayfalar.pdfssuserc8d8e0
 
Ümmi El Kitap.pdf
Ümmi  El Kitap.pdfÜmmi  El Kitap.pdf
Ümmi El Kitap.pdfAllahi2
 
Dergi interaktif
Dergi interaktifDergi interaktif
Dergi interaktifgenclikarge
 
İzin Düşü
İzin Düşüİzin Düşü
İzin DüşüSufiyane
 
Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)
Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)
Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)Selçuk Sarıcı
 
KENDİ GİBİ OLMAK.pdf
KENDİ GİBİ OLMAK.pdfKENDİ GİBİ OLMAK.pdf
KENDİ GİBİ OLMAK.pdfAhmet Türkan
 

Similar a İnsanın gayeleri (13)

Dua
DuaDua
Dua
 
Kalbin Anlamı Hakim Tirmizi SUFİ KİTAP YAYINLARI Örnek Sayfalar.pdf
Kalbin Anlamı Hakim Tirmizi  SUFİ KİTAP YAYINLARI Örnek Sayfalar.pdfKalbin Anlamı Hakim Tirmizi  SUFİ KİTAP YAYINLARI Örnek Sayfalar.pdf
Kalbin Anlamı Hakim Tirmizi SUFİ KİTAP YAYINLARI Örnek Sayfalar.pdf
 
Alem çarşısı Sergileri
Alem çarşısı SergileriAlem çarşısı Sergileri
Alem çarşısı Sergileri
 
Esma i hüsna -72 el-fettâh
Esma i hüsna -72  el-fettâhEsma i hüsna -72  el-fettâh
Esma i hüsna -72 el-fettâh
 
Ümmi El Kitap.pdf
Ümmi  El Kitap.pdfÜmmi  El Kitap.pdf
Ümmi El Kitap.pdf
 
Tasavvufi Kavramlar
Tasavvufi KavramlarTasavvufi Kavramlar
Tasavvufi Kavramlar
 
Dergi interaktif
Dergi interaktifDergi interaktif
Dergi interaktif
 
Duyguların Resmi
Duyguların ResmiDuyguların Resmi
Duyguların Resmi
 
Şükür
ŞükürŞükür
Şükür
 
İzin Düşü
İzin Düşüİzin Düşü
İzin Düşü
 
Sukreden Dil
Sukreden DilSukreden Dil
Sukreden Dil
 
Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)
Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)
Abdulmecid Ünlükul -Du Mezhebi (İki Mezheb -Hanefi- Şafii)
 
KENDİ GİBİ OLMAK.pdf
KENDİ GİBİ OLMAK.pdfKENDİ GİBİ OLMAK.pdf
KENDİ GİBİ OLMAK.pdf
 

İnsanın gayeleri

  • 1. 1 KONU BAŞLIĞI “ İnsan hayatının gayeleri “ Kaynaklar : 11.Söz GİRİŞ KONUŞMASI Bugünkü dersimiz de insanın yaratılış amacı olan gayelerden bahsedeceğiz . Cenab-ı Hak bizi bu dünyaya ne için göndermiş ? Bu dünyaya geliş gayemiz nedir ? Bu gayeleri hayatımıza nasıl geçiririz ? Bu gibi sorulara cevaplar arayacağız . 11.SÖZÜN SONU Senin hayatının gayelerinin icmâli dokuz emirdir. Birincisi şudur ki: Senin vücudunda konulan duygular terazileriyle, rahmet-i İlâhiyenin hazinelerinde iddihar edilen nimetleri tartmaktır ve küllî şükretmektir. İnsan Cenab-ı Hakkın ona vermiş olduğu özel donanımlar ile , nedir bu donanımlar ? Cenab-ı Hak bizi sadece etten ve kemikten yaratmamış , duygular var Akıl , fikir , kalp , dil , mide , burun , kulak , ağız , mutluluk , üzüntü, ruh , sır , latife vb gibi ve bütün bunların ayrı ayrı sayısız istekleri ve ihtiyaçları var. Bu isteklerin de terazileri var . İyi yönde tartabiliriz bunları , kötü yönde de kullanabiliriz . İnsanda irade var dolayısı ile seçme tercihi var . Eğer kötü yönde kullanacak olursak insan dünyayı katledecek bir tahribatkâr hale gelebilir . O duyguları , latifeleri Allah yönünde kullanabilirsek dünyayı tamir eden , dünyanın bütün insanlarının ıslahına ve imanına çalışacak surette hakiki bir imanı elde ederiz . Duygular ya dünyayı mahfedecek surette ya da dünyayı tekrardan düzeltecek surette çalıştırılabilir. Mesela Hitler , Firavun’lara baktığımız zaman çok büyük tahripler , tahribatlar vermişler demek ki duygularını , kin düşmanlık ve adavet duygularını , enaniyet duygularını ters yönde geliştirmişler ve dünyaya acı çektirecek bir hale döndürmüşler .
  • 2. 2 Birde Peygamber Efendimiz (asm) ‘ a bakın O’ndaki duygularda o şekilde gelişmiş ki , bütün dünyanın ıslahına çalışıyor . Demek ki duygular iki çeşitte ilerletilebilir . Bu duygularda bir terazi var diyor . Tart diyor . Bunları kullanarak bu duyguları terazinin bir kesesine nimetleri de diğer kesesine koyacak , tartacak ve neticesinde çok büyük bir şükür kapısını aralayacaktır. Göz bir nimet , kulak bir nimet , dil bir nimet , mide bir nimet , hayvanların pek çoğu bize bir nimet , bitkiler , sebzeler , meyveler elma , patlıcan , domates bunların envaı nimet , nefes almak nimet , İslam üzere doğmak nimet , şu sohbetlere gelmek nimet . Bunlar gibi envai çeşit nimetleri üst üste koy bir keseye , diğer keseye de azalarını ve duygularını koy ve tart ve haline külli şükret . Kainatın nizamını tefekkür edecek ve bu nizam da insan olduğu için , insanlar içerisinde Müslüman olduğu için şükredecek , meyveleri , sebzeleri tadacak ve şükredecek , Sevgiyi tadacak asıl sevilmesi gerekeni bulunca şükredecek , Bir kıra çıktığı zaman envai çeşit çiçekleri koklayacak ve şükür edecek , namaz kılacak ve rahatladığı için şükredecek . İnsan sadece bunu tefekkür etse , bunu anlasa ve hayatını bu gayeye göre odaklasa bir ömür şükür eder . Demek ki gayemizin bir tanesi bu . Tartmak ve şükretmek . Dünyaya geliş sebebimizin bir tanesi , vazifelerimizin bir tanesi budur . İkincisi: Senin fıtratında vaz edilen cihazatın anahtarlarıyla esmâ-i kudsiye-i İlâhiyenin gizli definelerini açmaktır, Zât-ı Akdesi o esmâ ile tanımaktır. Yine bize verilen duygular ve donanımlar terazisi ile o duyguları ve organları 6 . Söz’de de geçtiği gibi Cenab-ı Hakka satacak ve o duygular , o organlar bir anahtar hükmüne geçecek ve kainattaki Allah’ın esmasını , fiillerini , sıfatlarını bizlere tanıtacak kapının açılmasına vesile olacaklar . Allahu Tealayı o esma ile tanımaktır . İkinci vazifemiz budur . Bizdeki her cihazla o isimleri tanımak . Akılla , gözle , mide ile , dil ile , sevgi duygusu ile , sırlar ile , kalb ile , ruh ile
  • 3. 3 ne kadar cihazımız varsa her biri ile Allah’ın isimlerini anlamaya çalışmak . Mesela dil bir cihazattır . Dildeki tad alma duygusu da bir cihazattır . Kör olsak ağzımıza bir şeftali atsak onun şeftali olduğunu dilimizin gözü ile görürürüz . Dilin fıtratının cihazatı nedir ? Tadma duygusudur . Eğer biz önüne gelen her şeyi o ağızdan içeri soksak o zaman dil gavvad hükmüne geçer her şeyi helal haram demeden mideye gönderir . Böyle olunca o dil ve o dilin fıtratı olan tatma duygusu neyin anahtarı olmuş oluyor ? Cehennemin anahtarı olmuş oluyor . Mesela akıl , aklın fıtratında vaz edilen cihazat nedir ? Fikr etmek , tefekkür etmektir . Eğer ben aklımı geçmiş zamandan gelen elemler ve gelecekteki akıbet korkusu ile düşüncemi geleceğe ve geçmişe gönderir isem o akıl bana eziyet veren bir konuma düşer . Demek biz bu duyguları ve organları Allah’ın güzel isimlerini tanımak için bir araç yapsak o definelerin yani Allah’ın isimlerinin anahtarı olur . Demek ki ikinci vazifemiz Allah’ı marifetullah ile tanımaya çalışmak . Üçüncüsü: Şu teşhirgâh-ı dünyada, mahlûkat nazarında, esmâ-i İlâhiyenin sana taktıkları garip san'atlarını ve lâtif cilvelerini bilerek hayatınla teşhir ve izhar etmektir. Dünya bir teşhirgah yani Pazar yeri gibi , gelip gitme yeri gibi . Allah’ın isimlerinin bizlere taktığı garip sanatlar var . Nedir mesela insan seviniyor , üzülüyor , kızıyor , ağlıyor , gülüyor , sıkılıyor , sinirleniyor , mutlu oluyor , hasta oluyor değişik duygular içersinde yaşıyor ve başımıza gelen olaylardan herkesin ruhunun etkilenmesi çok farklı oluyor . İşte bunlar Allah’ın isimlerinin mahlukat üzerindeki tecellileridir. Üzüldüğümde bileceğim ki benim üzerimde o an Allah’ın bir isminin tecellisi oldu . Başımda bir musibet varsa Allah’ın bir isminin tecellisi oldu . Ben çok kilo almış isem Allah’ın isminin tecellisidir . Ben zayıflamış isem Allah’ın bir isminin tecellisidir. Ruhum daralıyorsa Allah’ın bir isminin tecellisidir. Mutlu oluyorsam Allah’ın bir isminin tecellisidir .
  • 4. 4 Allah’ın isimlerini hayatımızda kullanmak ve her şeyin O’nun isimlerinden ibaret olduğunu bilmek ve hayatını buna göre yönlendirmek . Hastalandığında Şafi isminin devreye girdiğini bilmek ve yine Şafi isminden medet istemek . Günah işlediğinde Allah’ın Gaffar , Tevvab isimleri devreye girecek . Bu isimler günahı , hatayı , sürçmeyi ister ki mahiyetleri ve o isimlere ihtiyaç ortaya çıksın . Kızdığımda bileceğim ki Allah’ın Cebbar ismi üzerimde tecelli etti , Giyinip süslendiğimde bileceğim ki Allah’ın Cemil ismi tecelli etti , Bir soruya cevap verdiğimde bileceğim ki Allah’ın Hafız , Alim ismi tecelli etti , Sohbetlere geliyoruz toplanıyoruz , cemaat oluyoruz Allah’ın Cami ismi devreye girdi , sonra bu derslere gide gele nurlanmaya başlıyoruz Allah’ın Latif ismi devreye giriyor . Yani anlıyoruz ki kainattaki her hadisenin üzerinde Allah’ın isimleri tecelli ediyor bizde kendimizi geliştirmek için bu isimleri bilip , o isimlerin üzerimizde tecelli etmesini sağlamamız gerekir. Bu da bizim hayatımızın üçüncü gayesidir. Dördüncüsü: Lisan-ı hal ve kalinle Hâlıkının dergâh-ı rububiyetine ubudiyetini ilân etmektir. Hal dili ile 1.Söz’de dediği gibi bütün mevcudat lisan-ı hali ile Allah’a Bismillah der . Mesela kediler ağızları ile Bismillah demezler ama hal dili ile Bismillah derler . Koyunlar , arılar , kuşlar hep bu şekildedir . Arı bal yapmakla , inek süt vermekle ubudiyetini ilan eder . İnsan ise ibadetleri ile , İslam üzere olması ile kulluğunu yerine getirir . Emrediyor ise namaz kılmak , emrediyor ise oruç tutmak , emrediyor ise zekat vermek , emrediyor ise yasakladığı şeylerden kaçınmak . Kur’anın emretmiş olduğu hudutları aşmamak . Hem duruşunla hem de lisanın ile , duan ile , zikrin ile bu isimleri tanıdıkça , imanın arttıkça Allah’ın büyüklüğü ve kuşatıcılığı daha çok bilinecek ve o kudretin karşısında aynı büyüklüğe benzer bir kulluk eda edilmeye çalışılacak ubudiyet kulluk demektir. Bunu yakalayan bir insan zaten hayat mahiyetini ve gayesini çözmüş demektir.
  • 5. 5 Beşincisi: Nasıl bir asker, padişahından aldığı türlü türlü nişanları resmî vakitlerde takıp padişahın nazarında görünmekle onun iltifâtât-ı âsârını gösterdiği gibi, sen dahi esmâ-i İlâhiyenin cilvelerinin sana verdikleri letâif-i insaniye murassaâtıyla bilerek süslenip o Şâhid-i Ezelînin nazar-ı şuhud ve işhâdına görünmektir. Asker ordunun verdiği nişanları ne yapar koluna takar onbaşı , çavuş , yüzbaşı, binbaşı gibi . Bir sporcu aldığı madalyayı boynuna takması gibi . Padişahın savaş kazanan kumandana şeref nişanı taktığı gibi . Ne yapacak alacak o nişanı gezecek herkese gösterecek . Allah-u Teala’da isimlerinin cilvelerinin sana vermiş olduğu letaifler ile . Alacak o letaiflerden gelen değişimleri takacak süslendirecek ve insanlara gösterecek . Mesela cömertlik nişanı , tevazu nişanı , yardımseverlik nişanı , güzel ahlak nişanı , ihlas nişanı gibi nişanları takmak ve insanlara göstermek . Mesela Cenab-ı Hak bizi hasta eder alır Şafi isminin nişanını bize takar ve rütbemiz artar . Sen de dersin ki “ evet Rabbim beni hasta etti şimdi de beni iyileştirecek ve Şafi ismini bana nişan olarak takacak . “ Demek ki ben iyileştiğim anda Allah bana Şafi isminin nişanın ı takıyor . Bunun gibi diğer isimler kıyas edilebilir . Mesela ben bir sınava girdim . Ben o sınavda başarı gösterir isem bileceğim ki Cenab-ı Hak bana Alim isminin ve Hafız isminin nişanını taktı . Ben sınavı kazanmadım . Allah bana sınavı kazandırdı. Bana Alim isminin ve Hafız isminin nişanını taktı ve ben bu sınavda başarılı oldum . Demek ki insan o isimlerin bir göstergesi oluyor , ayna oluyor o isimlere . Altıncısı: Zevilhayat olanların, tezahürât-ı hayatiye denilen, Hâlıklarına tahiyyatları; ve rumûzât-ı hayatiye denilen, Sânilerine tesbihatları; ve semerat ve gayât-ı hayatiye denilen, Vâhibül-Hayata arz-ı ubudiyetlerini bilerek müşahede etmek, tefekkürle görüp şehadetle göstermektir. Demek ki hayatı bitecek olanların çünkü ölüm hepimizin üzerine haktır . Allah’ın karşısında selamlarla , kulluklar ile , tesbihatlar ile
  • 6. 6 yapılan bütün kulluğu ibadetlerin bütününü görüp şahit olarak göstermektir . Zihayat yani hayat sahibi olan bir hayvanın ibadeti nedir ? Nasıl Allah’ı tesbih eder ? Nasıl Allah’a selam verir ? Bir kuş , bir arı , bir aslan , bir deve , bunun gibi envai cins hayvanlar acaba tek tek incelense her biri bu vazifeleri nasıl yerine getiriyorlar ? Lisan-ı hali ile bunları nasıl yapar ? Zihayat yani hayat sahibi olan bir bitkinin ibadeti nedir ? Nasıl Allah’ı tesbih eder ? Nasıl Allah’a selam verir ? Bir gül , bir elma ağacı , bir hurma , bir nergis bunun gibi envai cins bitkiler acaba tek tek incelense her biri bu vazifeleri nasıl yerine getiriyorlar ? İstidat lisanı ile nasıl dua ediyorlar ? Mesela bir meyva ağacının tohumu şöyle dua ediyor . Bana bir yetki ver Allah’ım bak ben insanlara o yetki ile nasıl meyveler vereceğim . Konuşmuyor ama istidat lisanı ile dua ediyor sen bana o isimlerinin nişanlarını tak bak ben nasıl insanlara hizmet edeceğim diyor . İşte bu tesbihattır , tahiyyattır . Bu onun ubudiyetini gösteriyor . İşte bizler de şöyle demeliyiz Cenab-ı Allah’a “ Ya Rabbi ! Sen isimlerini bende öyle bir tecelli ettir ki , bak ben sana nasıl bir kulluk göstereceğim . Sen beni İslamiyet dairesine öyle bir sok ki ben Sana nasıl kulluk edeceğim . İşte bunun gibi kainat üzerinde , kainat kitabında okunmuş olan bütün varlıkları tefekkür etmek , tefekkür ile görmek , aynelyakin , hakkalyakin tasdik etmek sonrada bunu şehadet ile insanlara göstermek yani tebliğ etmek , anlatmak insanlara . Görmüş olduğumuz o şeyleri insanlara anlatmak oluyor . Yedincisi: Senin hayatına verilen cüz'î ilim ve kudret ve irade gibi sıfat ve hallerinden küçük nümunelerini vahid-i kıyasî ittihaz ile, Hâlık-ı Zülcelâlin sıfât-ı mutlakasını ve şuûn-u mukaddesesini o
  • 7. 7 ölçülerle bilmektir. Meselâ, sen cüz'î iktidarın ve cüz'î ilmin ve cüz'î iradenle bu haneyi muntazam yaptığından, şu kasr-ı âlemin senin hanenden büyüklüğü derecesinde şu âlemin ustasını o nisbette Kadîr, Alîm, Hakîm, Müdebbir bilmek lâzımdır. Bize verilen ilim , irade , kudret gibi sıfatlardan kıyas ederek , ölçerek Asıl o sıfatların sahibi olan Cenab-ı Allah’ın sıfatlarını bilmektir . Mesela sen mimarsın ya da bir inşaat ustasısın bir ev yapıyorsun ve o ev bittikten sonra o eve bakıp diyorsun ki “ Evet bende bir ev yapma potansiyeli var “ Oradan şu kainata kafamı kaldırıp baktığım zaman ne kadar nizamlı ve intizamlı bir ev yapmış Cenab-ı Allah . Şimdi neye ulaştık kendi fiilinden , kendi ustalığından asıl ustaya ulaştık . Yani eserden müessire çıktı yapmış olduğu kıyas ile . Kendi ustalığı ile Cenab-ı Allah’ın ustalığı arasında bir bağ kurarak Cenab-ı Allah’ın büyüklüğünü görmüş oldu . Mesela , bir ressam düşünün bir tablo çiziyor cansız görüntüler var ama çok güzel bir tablo oluyor . Bir kendi çizdiği esere bakıyor sonra kafasını kaldırıp çizilen asıl manzaraya bakıyor ve diyor ki “ Ne kadar mükemmel yapılmış bir eser “ “ Ne kadar harika yapılmış bir eser “ Ben ancak bunu bana verilmiş olan yeterli ve kısıtlı istidat ile , yetenek ile ancak bunu bir çerçeve içerisine koyabilirim . Ama bakın göğe o bulutları çerçeve etmiş olan , o manzarayı , o denizleri , o dağları , o ağaçları , o kuşları , o çiçekleri bir manzara eden asıl Sanatkar olan Zat çok yücedir ve çok kudretlidir . Evet ben yetenekliyim ama benim yeteneğim asıl yetenek sahibi olan Allah’tan geliyor . “ İşte bunu görmek , bilmek , bunu göstermek yedinci gayemizdir . Sekizincisi: Şu âlemdeki mevcudatın herbiri kendine mahsus bir dille Hâlıkının vahdâniyetine ve Sâniinin rububiyetine dair mânevî sözlerini fehmetmektir. Bütün yaratılmış olanların Allah’ın birliğine ve Rabliğine karşı söylediği manevi sözler var demek ki . Canlı ve cansız bütün varlıkların .
  • 8. 8 Vahdaniyet : Allah’ın birliği Rububiyet : Rablik . Sanatkar olan Allah’ın sanatını kainatta göstermesi . Mevcudat : Allah’ın Kendinden gayri yarattığı her şey . Demek ki bu varlıkların her birinin kendine mahsus bir dili var ve o diller ile Canab-ı Allah’ın birliğini anlatıyor bizlere . Bir çiçek ayrı Canab-ı Allah’a vahdaniyet delilleri gösteriyor . Bir böcek Canab-ı Allah’a ayrı vahdaniyet delilleri gösteriyor . Bir insanın anatomisini incelediğimiz zaman ayrı vahdaniyetine deliller gösteriyor . Cansız olan dağlar , taşlar ayrı Canab-ı Hakkın vahdaniyet delillerini bizlere gösteriyor. Bütün bunlar Allah’ın varlığa birliğine deliller gösterdiği gibi aynı zamanda sanatında sergiliyorlar . Mesela bir çiçek ayrı sanatta yaratılmıştır . Bir hayvan ayrı sanatta yaratılmıştır . Bir insan ayrı sanatta yaratılmıştır . Bir dağ ayrı sanatta yaratılmıştır . Bu yaratılan mevcudatta ise Cenab-ı Hak’kın ayrı ayrı tecellileri vardır . İşte bunları görüp bu sözleri anlamaktır . Mesela Hak dostları ağaçların rüzgardan çıkardığı seslerden Allah’ı zikrettiklerini , kedinin mırmırından Cemil ismini zikrettiğini , kuşların cilvelerinden Kuddüs ismini zikrettiklerini , yağmurun şıpırtılarından Allah’ın isimlerini , gök gürültüsünden Allah’ın isimlerini zikrettiklerini duymuşlar inanmayan Ayetü’l Kübra Risalesi’ni okusun orada görecektir . Birinci Söz’ü okusun mevcudatın lisan-ı halleri ile Allah’ı nasıl zikrettiklerini orada görecektir . Kainatın her satırı Cenab-ı Allah’ı anlatmaktadır . Yaratılmış olan mevcudat kitabının her satırı Cenab-ı Allah’ı anlatmaktadır . Demek ki her şey bir gaye için yaratılmış , her şeyin bir gayesi var , bir sözü var , bir lisanı var , bir anlatma şekli var . Bu sekizinci gaye bize bundan bahsediyor . Bizim gayemiz neymiş ? Bunları görmek , tefekkür etmek , kat’i olarak inanmak . Dokuzuncusu: Acz ve zaafın, fakr ve ihtiyacın ölçüsüyle kudret-i İlâhiye ve gınâ-yı Rabbâniyenin derecât-ı tecelliyâtını anlamaktır.
  • 9. 9 Nasıl ki açlığın dereceleri nisbetinde ve ihtiyacın envâı miktarınca taamın lezzeti ve derecatı ve çeşitleri anlaşılır. Onun gibi, sen de nihayetsiz aczin ve fakrınla, nihayetsiz kudret ve gınâ-yı İlâhiyenin derecatını fehmetmelisin. Kendisinden önce gelen sekiz gayeyi görür ve anlar ise insan Cenab-ı Allah’ın karşısında aciz ve çok zayıf olduğunu anlayacaktır . Çok fakir olduğunu anlayacaktır . O’na (c.c) ihtiyacı olduğunu anlayacak . Allah olmadan yaşayamayacağını anlayacak . Allah’ın güç ve kudretinin derecelerini varlık üzerindeki tecelliyatının derecelerini anlayacak . Her bir aczi ile , her bir zaafı ile , her bir ihtiyacı ile . Mesela ; bir bebek daha dünyaya gelmeden neye ihtiyacı varsa Cenab-ı Hak onu hazır etmiş . Bu da Cenab-ı Hak’kın Rahim isminin tecelliyatı olmuş oluyor . Bebek doğduğu zaman anne sütü ile beslenmesi lazım bakıyoruz anne memeleri Rahmet çeşmesine dönüp kan , yağ bir anda süte dönüşüyor . Bu Allah’ın Rahim isminin küçük bir derecede tecelliyatıdır . Bebek ben acıktım diyemiyor neden aciz ve zayıf çünkü . Ama ihtiyacı da nihayetsiz . Cenab-ı Hak kainatta ne kadar anne var ise insan olsun , hayvan olsun , bitki olsun bunların yavrularının ihtiyacını gideriyor yavrularının . Allah’ın Rahim isminin ayrı ayrı tecellisi , hayvanda ne derecede acaba ? İnsanda ne derecede tecelli ediyor ? Cansız varlıklarda ne derece tecelli ediyor ? Karnımız çok aç mesela su bir gıdadır ama karnımızın doymasına yetmez . Doymamız için gıdanın derecesi yükselmesi lazım . Ekmek , yanına bir pilav , salata , tatlı gibi gıda dereceleri yükseldikçe doymamız artar ve o gıdaların lezzetini aç kalınca daha iyi anlarız . Ramazan’da aç kalıyoruz akşam her zaman yediğimiz çorba çok güzel geliyor neden ihtiyaç var , uzak kalmışsın ve o çorbanın değer derecesi artıyor . Ardından bir de sulu yemek , pilav ya da makarna yedik bir de tatlı yedik bütün o yiyeceklerin ayrı ayrı kıymetleri ve lezzetleri anlaşılır . Mesela bir ay boyunca sadece patates yesek bıkar ve vücut istemez artık çünkü vücudun vitamine , proteine , karbonhidrata da ihtiyacı var . Patates sadece potasyum yükler . Hastalanırız bu sefer . Ama aç kalmasak o nimetleri her gün yesek
  • 10. 10 dereceleri pek anlaşılmaz . Aynen öyle de biz aciz kaldıkça , Allah’ın isimlerinin kıymetlerini ve derecelerini anlayacağız . Rahim ismi bizi doyurmuyacak ardından Rahman ismini arayacağız , Hayy ismini arayacağız bunun gibi isimlerin derecelerini anlayacağız . Nasıl vücudumuzun değişik ihtiyaçlara gıdalara ihtiyacı var ise ruhumuzunda Allah’ın isimlerinin ve sıfatlarının bizi sarmasına ihtiyacı vardır . Allah’ın affetmesine ihtiyacımız var. Çünkü aciziz , fakiriz Allah lutfetmez ise bizler cennete giremeyiz , rızasına nail olamayız . Dokuzuncu gayemiz de bu olmuş oluyor . İşte, senin hayatının gayeleri, icmâlen, bunlar gibi emirlerdir. Rabbim inşallah bu gayeler ile hayatımıza yön verenlerden eylesin . Hem gayedir , hem emirdir bunlar . Bu dokuz emri insan yerine getirmekle mükelleftir . Allah bu dokuz emiri bize soracak ötede . “ Ey kulum ! “ diyecek “ sen bu dokuz emiri , hayatının gayesi olan bu dokuz emiri niye yapmadın ? ” Geçen derste bahsettiğimiz insanın vazifeleri olan “ iman-ı billahı , marifetullahı , muhabbetullahı , zevk-i ruhaniyi , ihsanı neden yapmadın ? Neden araştırmadın bunları . Ben seni bunları araştırman , bulman için bu dünyaya gönderdim . Bu gayeleri yerine getirmen için seni bu dünya üzerine gönderdim . “ Diyecek . Risale-i Nur bize ne kadar güzel öğretiyor . Üstad’ımızdan Allah razı olsun . Dokuz gaye burada var , dört tane de bir de ihsanı ekler isek beş tane de 20 .Mektup Mukaddeme’de var . 14 tane gaye ve vazifemiz var . İmanın gayeleri , imanın mertebeleri , insanın hayatının gayeleri bunlar yoksa insan insan olmaktan çıkıyor . Hayvan dahi olamıyor . Hayvanın dahi altına düşüyor . Bu 14 gaye ve vazife bizde varsa
  • 11. 11 insanız . İnsanlığımızın değeri artıyor . Alay-ı iliyyine doğru gidiyoruz . Yoksa esfel-i safiline düşme ihtimali var . Rabbimiz inşallah bizi o gayeler ile gayelenenlerden eylesin . Rabbim bizi inşallah hakiki iman edenlerden eylesin . İman-ı billahla , marifetullahla , muhabbetullahla , zevk-i ruhani ile , ihsan makamı ile şereflendirsin . “Amin vel’l hamdulillahirabbil alemin. “ “ Rızâen Lillâhi Teâle’l – Fatiha ”