5. Eşitlik, özgürlük ve sosyal adalet ilkelerini temel siyasi hedefler olarak
kabul eden sosyal demokrasi için bilgi toplumu, herkes için refah getiren
yeni bir çağı simgelemektedir. Bilgi toplumu, bilgi teknolojileri, eğitim ve
yaşam boyu öğrenme, yenilikçilik ve girişimcilik çerçevesinde şekillenen
yepyeni bir dünya görüşünü simgelemektedir. Günümüzde, tüm ülkelerin
gelecek hedefi iyi eğitimli, girişimci ve hareketli bireylere yeni fırsatlar
sunan bilgi toplumu olmaktadır. Bilgi toplumu, yeni bir yüksek katma
değerli üretim, esneklik, yaşam boyu öğrenme dünyası anlamına
gelmektedir.
Bilişim (bilgi ve iletişim) devrimi, herkes için yenilikçilik, güçlenme, seçenek,
rahatlık ve fırsat sağlama gibi yeni olanaklar sunmaktadır. Günümüzde,
bilgiden dışlanma, bilgi ve beceri eksikliğinin sonucu olarak kabul
edilmektedir. Artık, ülkelerin başarısı, bilgi toplumunda yurttaşlarının
yaşam kalitesini, çalışanlarının çalışma koşullarını ve sanayi ve hizmetler
sektörünün rekabetçiliğini iyileştirebilmeyle ölçülür hale gelmiştir.
Bilişim devrimi ve bilgi toplumu, içinde yaşadığımız dünyayı hızlı bir
biçimde değiştirmektedir. Bu değişim, 18. ve 19. yüzyılların sanayi devrimi
kadar önemlidir. Geçtiğimiz son yirmi yılda, bilişim teknolojileri ve internet,
firmaların iş yapma, öğrencilerin öğrenme, bilim insanlarının araştırma
yapma ve hükümetlerin yurttaşlarına hizmet sunma biçimlerini köklü
biçimde değiştirmiştir. Dijital teknolojiler, aynı zamanda ekonomik
büyüme ve rekabetçiliğin de itici gücü haline gelmiştir. Günümüz
toplumlarında, internet erişimi tüm yurttaşlar için temel bir hak haline
gelmiştir. Hükümetler yurttaşlarına bu hakkı sağlamakla yükümlü
tutulmaktadır.
BİLGİ TOPLUMU VE ÖZGÜRLÜK
Bilgi toplumunun dayandığı temel ilkeler, ifade özgürlüğü, eğitimde fırsat
eşitliği, bilgiye evrensel erişim ve kültürel çeşitliliktir.
Bilgi toplumu, öncelikle bir özgürleşme vaadi içermektedir. Bilgi
toplumu, insan hakları ve temel özgürlüklere dayalı bir toplumdur. Bu
toplumun yapısal özellikleri, demokratik kurumları, eğitim hakkını ve
kültürel gelişmeyi destekler niteliktedir. Bilgi toplumu kapsamında,
yurttaşlarını dinleyecek, endişelerini anlayacak, onların bu yeni toplumun
şekillendirilmesine ve karar alma süreçlerinin tüm aşamalarına katılımını
sağlayacak yeni yöntemler geliştirmek ve uygulamak, sosyal demokrasinin
önceliklerinin başında gelmektedir.
3
6. Yeni bilgi toplumu, katılımcı bir toplum temeli üzerinde yükselmektedir.
Internet bu ideali destekleyecek önemli olanaklar yaratmaktadır.
Günümüzde bilgisayar kullanabilen kimseler toplumsal yaşama çok
daha kolaylıkla katılabilmektedir. CHP, herkesin bu potansiyeli tam olarak
gerçekleştirmesini sağlamayı amaçlamaktadır.
BİLGİ TOPLUMU VE SOSYAL ADALET
Bilgi toplumu, insan kaynaklarına yaptığı katkı nedeniyle, eşitlik ve sosyal
adalet ilkelerinin hayata geçirilmesini kolaylaştırmaktadır. Bilgi toplumu,
herkesin kendini tam olarak gerçekleştirebileceği, eşitlikçi bir düzen
öngörmektedir. Çağdaş ekonominin itici gücü, insanların potansiyelinin ve
emeğin değerinin artırılmasıdır. Dolayısıyla siyasetin bilgi toplumundaki
rolü, insan kaynaklarına, yani emeğe yatırım yaparak, emeğin stratejik
önemini artırmaktadır. Bu eğilim sosyal devletin rolünü vurgulama ve
refahın yaratılmasında devletin müdahalesinin öneminin altını çizme
yönündedir. O nedenle bilgi toplumu, devletin eğitim ve yeni bilgi
teknolojileri alanlarında önemli bir rol oynamasını öngörür.
Sosyal eşitsizlikler ve bilgi teknolojilerine erişim arasında doğrudan bir ilişki
vardır. Sosyal eşitsizlikler, bilgi ve iletişim teknolojilerine erişimi ve bunların
kullanımını önemli ölçüde etkilemektedir. Günümüzde, sosyal içermenin
önemli boyutu, dijital içerme haline gelmiştir. Günümüzde bilgiye erişenler
ve erişemeyenler arasında farklılıklar yeni eşitsizliklerin oluşmasına yol
açmaktadır. Bilişim teknolojileri, bilgiye erişimi yaygınlaştırmakla beraber,
bilgi eşitsizliklerini her zaman yeniden üretebilmektedir. Dolayısıyla sosyal
demokrasi için öncelik bilişim teknolojilerinin sosyal eşitsizlikleri giderme
amaçlı olarak değerlendirilmesidir.
Ülkemizde CHP’nin öncelikli bir hedefi, tüm yurttaşların yeni bilgi
ve iletişim teknolojilerine erişebilmesi ve bunlardan tam olarak
yararlanabilmesidir. Eğitim, yönetişim, sağlık, kültür ve eğlence gibi ürün
ve hizmetlerde internet kullanımının yaygınlaşması, çağdaş ve demokratik
bir toplum olmanın temel gereğidir. CHP, tüm yurttaşların, özellikle de
daha az fırsata sahip olanların, çağdaş iletişim teknolojilerine kolaylıkla
erişebilmesini ve yaşam kalitesinin yükseltilmesini amaçlamaktadır. Tüm
yurttaşların doğrudan ve etkileşimli bir şekilde bilgi, eğitim, yönetişim,
sağlık hizmetleri, kültür ve eğlence, finansal hizmetler ve daha fazlasına
erişimini güvence altına almaktır.
4
7. BİLGİ TOPLUMU VE EKONOMİ
Günümüzde, bilgi ve bilginin yol açtığı yenileşme, ülke ekonomilerinin
rekabet üstünlüğü sağlamasında başlıca etken durumuna gelmiştir. Bilgi
ekonomisinin itici gücü, nitelikli eğitimle edinilen bilgidir. Bilgi ekonomisi
yüksek vasıflı bir işgücüne ve bunun temelini oluşturan yüksek eğitime
gerek duymaktadır. Bilgi ekonomisinde işgücünün sürekli yeni beceriler
kazanarak daha nitelikli hale gelmesi gerekmektedir.
Bugün bilişim teknolojileri “etkinleştiren, güçlendiren” teknolojiler haline
gelmiştir. Bilişim teknolojileri ekonominin tüm sektörlerinin rekabetçiliğinin
artmasını ve daha düzenli işlemesini sağlamaktadır. Günümüzün
yoğun rekabet ortamında iş dünyası giderek artan bir şekilde bilişim
teknolojilerine yaslanmaktadır. Müşterilerle iletişim kurmak, hesapları
denetlemek, imalat yapan birimleri yönetmek ve vergi yükümlülüklerini
yerine getirmek için bilişim teknolojileri vazgeçilmez vazgeçilemez bir
unsur haline gelmiştir. Ancak güçlü ve rekabetçi bir ekonomi, yalnızca
dijital teknolojilerin imalat ve hizmetlerde kullanılmasıyla sağlanamaz.
Yeni sistemleri işlevsel kılmak için, aynı zamanda yüksek vasıflı çalışanlara,
yeni mal ve hizmetleri satın almak için de dijital okuryazar tüketicilere
ihtiyaç vardır. Bu da, her yaştan tüm yurttaşlar için daha çok eğitim
demektir. Dolayısıyla, rekabetçilik, yurttaşların kendilerini geliştirmelerine
ne kadar yatırım yapıldığıyla doğrudan ilişkili bir konu haline gelmiştir.
Ekonomik büyümeyi tetikleyen bilişim teknolojilerinin, aynı zamanda
yeni ve nitelikli işler yaratma kapasitesi ve refah yaratma potansiyeli
de bulunmaktadır. Bu gelişmelerden sadece ayrıcalıklı bir grubun değil,
herkesin yararlanabilmesi, CHP’nin öncelikli hedefidir.
Tüm yurttaşların ucuz, dünya standardında iletişim altyapısına ve geniş
bir servis çeşitliliğine erişimleri, bu yeni bilgi toplumunda yaşamak ve
çalışmak için gereken becerileri edinmeleri, yaşam boyu öğrenmeye sosyal
devletin temel unsuru olarak özel önem atfedilmesi, CHP’nin öncelikli
hedefidir.
Bilişim teknolojileri, gelecekteki ekonomik büyüme, iş olanaklarının
artırılması ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesi için temel bir unsurdur. Bu
kapsamda, herkesin, her yerde, cep telefonu, bilgisayar ya da televizyon
kullanarak olabildiğince çabuk bir şekilde çevrimiçi olabilmesi, herkesin
internet kullanabilmesi sağlanmalıdır. Bu süreç, aynı zamanda katılımcı
5
8. ve sosyal içermeye dayalı olmalı, toplumdaki eşitsizlikleri azaltmayı
hedeflemelidir. Katılımcı bir bilgi toplumu yaratmak için üç önemli adım
bulunmaktadır: daha ucuz, daha hızlı ve daha güvenli internet erişimi
sağlamak, insanlara ve becerilere yatırım yapmak, internet kullanımını
özendirmek.
BİLGİ TOPLUMU VE YAŞAM BOYU ÖĞRENME
Avrupa Birliği tarafından yaşam boyu öğrenme kapsamında belirlenen
temel yeterlilikler, bilgi toplumunda her birey tarafından edinilmesi
gereken bilgi, beceri ve tutumları kapsamaktadır. Kişisel gelişim,
sosyal içerme, aktif yurttaşlık ve istihdam için bireylere katma değer
sağlayan bu yeterlilikler, bireylerin hızla değişen ve giderek bütünleşen
dünyaya daha kolay uyum sağlamalarını mümkün kılmaktadır. Aynı
zamanda, yenilikçilik, üretkenlik ve rekabetçilikte temel unsur olan temel
yeterlilikler, genç ve yetişkin tüm yurttaşların becerilerini geliştirmeyi ve
güncelleştirmeyi hedeflemektedir. Bu amaçlara ulaşabilmek için, sekiz
temel yeterlilik belirlenmiştir:
• İletişim
• Yabancı dil
• Matematik, bilim ve teknoloji yeterlilikleri
• Dijital yeterlilik
• Öğrenmeyi öğrenme
• Sosyal ve yurttaşlık odaklı beceriler
• İnisiyatif ve girişim duygusu
• Kültürel farkındalık ve ifade
Bilgi toplumunun ana unsuru olan bu temel yeterlilikler birbirleriyle
yakından ilişkilidir. Hepsinde eleştirel düşünce, yaratıcılık, inisiyatif,
sorun çözme, risk analizi, karar verme ve duyguların yapıcı yönetimi
vurgulanmaktadır. CHP, tüm yurttaşlar için eşitlik ve erişim amaçlayan
bu sekiz temel yeterliğin, özellikle dezavantajlı gruplara eşit fırsatlarla
ulaşmasını sağlamayı amaçlamaktadır.
6
10. “Bilişim Devrimi” terimi, 1970’li yıllardan başlayarak bilgi ve iletişim
teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişmelerin toplumların yapısını geri
dönülmez biçimde değiştirdiğini ve yeni bir toplum yarattığını vurgulamak
için kullanılır. Buna göre bilişim devrimi, tarım devrimi ve sanayi devrimiyle
birlikte insanlık tarihinin belli başlı dönüm noktalarından biridir.
Bu dönüşüm 1990’lı yıllardan başlayarak yeni bir toplumsal ve ekonomik
yapı ortaya çıkarmıştır. Devlet Planlama Teşkilatı Dokuzuncu Kalkınma
Planı Bilgi ve İletişim Teknolojileri Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nda
da belirtildiği üzere “bu süreç üretim faktörlerindeki basit bir değişiklik
olmayıp bilgi yoğun üretimin yapıldığı, nitelikli insan faktörünün ve hayat
boyu eğitimin ön plana çıktığı, bilginin ve ticaretin internet gibi elektronik
ağlar aracılığıyla yapı değiştirdiği... kalıcı bir dönüşüm ortaya çıkarmıştır”.
Bu kalıcı dönüşüm sonucunda ekonomisi büyük oranda bilgiye dayanan
ve bilgi üretiminin, dağıtımının, yayılmasının, entegrasyonunun ve
uygulamasının önemli bir ekonomik, sosyal ve kültürel etkinlik olduğu
yeni bir toplumsal yapı ortaya çıkmıştır. Bireylerin ve toplumun, kamu ve
özel kuruluşların bilgi ve iletişim teknolojilerini gündelik yaşamda giderek
artan oranda kullandığı ekonomisi giderek daha fazla bilgiye dayalı hale
gelen bu toplumları “bilgi toplumu” olarak adlandırmak genel kabul
görmüştür. Daniel Bell’in “sanayi sonrası toplum” ve Manuel Castells’in “ağ
toplumu” kavramsallaştırmaları da bilgi toplumu ile yakın akrabalık taşır.
İçinde bulunduğumuz çağda ülkeler, kalkınmanın en temel taşları olan
bilişim sektörü ile iletişim (telekomünikasyon) sektörünün diğer tüm
sektörlerin ortak noktasında yer aldığını görmüşlerdir. Bu iki sektöre
yapılan yatırımların etkisinin sadece bu sektörlerle sınırlı kalmayıp,
tüm ekonomik yapının gelişmesine olumlu katkılar sağladığı konusunda
ortak bir anlayış bulunmaktadır. Bu iki sektör olmaksızın kalkınmanın
gerçekleşmeyeceği de genel kabul gören diğer bir husustur.
Birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke, bu gerçeklerden yola çıkarak
anahtar konumdaki bu iki sektörün daha hızlı gelişmesi için tedbirler
almaktadır. Ülkemizde de bilgi ve iletişim sektörlerinin gelişmesi,
turizmden bankacılığa, sigortacılıktan tarıma kadar tüm sektörleri olumlu
etkileyerek, ülkemiz kalkınmasında çok önemli rol oynayacak ve verimliliği
tetikleyecektir.
8
11. Tablo 1: Endüstri ve Bilişim Toplumlarının Karşılaştırmalı Özellikleri ve Değerleri
Endüstri Toplumu Bilişim Toplumu
Yenilikçi Buhar gücü, elektrik, Bilgisayar, veri iletişim
teknikbilim telefon, telsiz ağları, toplu iletişim
Kas gücünün Düşünsel emeğin
Yeniliğin özü
makineleşmesi makineleşmesi
Sürükleyici Makine ve kimya
Bilişim ve yazılım endüstrileri
endüstri endüstrileri
Bilişim (devingen, akışkan,
Bilgi türü Bilgi (durağan)
değişken bilgi)
Mallar, makineler, Bilgi, bilişim hizmetleri, diğer
Temel ürünler
hizmetler hizmetler
Düşük / orta nitelikli Yaratıcı, yüksek nitelikli
endüstri işçisi, düşük bilişim işçisi, yüksek gelir, her
Yeni toplumsal sınıf
gelir, görevini iyi şeyden sorumlu olma bilinci,
yapma bilinci her şey olabilir inancı
Kısıtlı iş değiştirme, Yüksek iş devingenliği,
hafta sonu dışında çalışma yerinde /
Çalışma koşulları yılda bir kez zamanında özgürleşme,
dinlence, sendikalar, gönüllü örgütler, yurttaş
işçi eylemleri, grevler eylemleri
Mal ekonomisi,
Bireşikgüç (sinerji), ortak
üretim-tüketim
Ekonomik yapı üretim ve yararlanma,
ayrımı, işbölümü,
takım çalışması
işbirliği
Sıradüzensel Yassı yapı, takım kaptanı
basamaklı yapı, benzeri eşlerarası ilişkiler,
Örgütsel yapı emir-komuta zinciri, yönetişim, proje yönetimi,
işlevsel hat yönetimi; Ar-Ge takımları, kurmay
Fordizm-Taylorizm ilişkileri; Toyotaizm
Ekonomik ilke, Fiyat ilkesi, kamusal / Amaç ilkesi, gönüllü
başlıca özel girişim, topluluklar, toplumsal yarar /
özendiriciler yarışmacılık, kâr işlev, saygınlık
9
12. Endüstri Toplumu Bilişim Toplumu
Daha çok turizm, spor ve
Öncelikle tecimsel /
dinlenme amaçlı ulaşım,
endüstriyel amaçlar
etkileşimli TV, görüntülü
için demiryolu,
Ulaştırma-iletişim telefon, telekonferans,
gemicilik, karayolu,
uzaktan öğretim, İnternet,
hava taşımacılığı, PTT
e-posta, e-tecim, elektronik
hizmetleri
köy, ağ karşısında birey
Parlamenter
Devlet yönetim Katılımcı demokrasi;
demokrasi; bilimsel,
biçimi gelecek yaratıcı planlama
öngörücü planlama
Terör, mikroulusalcılık,
İşsizlik, tekelcilik, savaş, küreselleşmenin olumsuz yüzü
Toplumsal sorunlar
emperyalizm, faşizm (tekkutupluluk,
tekelcilik vb.), bilişim suçları
Bilgiye erişim özgürlüğü, kişisel
gizliliğin korunması, yazılım
Yurttaşlar yasası,
iyelik haklarının ve düşünsel
Tüzel düzenlemeler ticaret yasası,
ürünlerin
devletler hukuku
korunması, e-imza,
bilişim suçları
Üretim ortamı Fabrika Büro, ev
Doğayla bütünleşen
Kentler; yoğun kentsel
Yaşam ortamı evlerden oluşan çevresel /
yerleşim
kırsal yeni yerleşim yöreleri
Zamanın artan değeri, bireysel
Maddi değerler, öncü
değerler, ulusal / bölgesel
merkez ülkelerin
diller-ekinler, özdisiplin,
dilleri-ekinleri, bireysel
toplumsal katkı, bireysel /
/ kurumsal / ulusal
Değerler kurumsal / ulusal saygınlık,
zenginlik, insan
küreselleşme, insan-doğa
hakları, bireyin
bütünleşmesi, yumuşak güç
özgürleşmesi, sert güç
(düşün, sanat, dil/ekin,
(askeri ve ekonomik)
kurumlar)
Kaynak: Prof. Dr. Aydın Köksal, “Türkiye’nin Bilişim Toplumuna Dönüşüm Uzgörüsünde Önemli Bir Adım: UYAP Ulusal
Yargı Ağı Projesi”, http://www.bilisim.com.tr/akoksal/yukle/AK_UYAP_bildiri-Oc08.doc Köksal, bu raporda bilgi toplumu
değil “bilişim toplumu” kavramını kullanmaktadır.
10
13. Bilişim devriminin toplumda yarattığı dönüşümün bir izdüşümü olarak,
bilişim ile iletişim sektörleri, diğer tüm sanayi ve hizmet sektörlerinin
gelişimine ve küresel pazarlara açılmasına katkıda bulunur.
Bilişim teknolojilerinin ve bilişim sistemlerinin etkin kullanımı, özellikle
küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde (KOBİ’lerde), bir yandan iş
süreçlerinde verimlilik artışına diğer yandan maliyetlerin düşürülmesine
yol açmaktadır. KOBİ’lerde bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT) ile sağlanan
olumlu gelişme ve işletmelerin doğru, sağlıklı bilgiyle yönetilmesi, ülke
ekonomisinde de ivme oluşturmaktadır.
BİT uygulamaları, tarım ve hayvancılık gibi geleneksel sektörlerin çağdaş
iş yapma anlayışına kavuşması, teknolojiyle donatılması, birbirleriyle veri
paylaşabilmesi gibi olanaklar sağlayarak bu sektörlerin daha verimli
olmasına hizmet etmektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler
sağlık, ulaşım ve enerji gibi ülke ekonomisi açısından kritik bir dizi sektörün
yeniden yapılandırılmasına da doğrudan katkıda bulunmaktadır.
Dünyadaki gelişmelerin gerisinde kalmamak üzere, ülkemizde de
bilgi ve iletişim sektörlerinin stratejik ve öncelikli sektörler arasında
değerlendirilmesi; vergi, serbestleşme, tam rekabet başta olmak üzere
ihtiyaç duyulan her türlü düzenlemenin süratle hayata geçirilmesi büyük
önem taşımaktadır.
Bu sektörlerde teknoloji odaklı bir yapıdan kullanıcı odaklı yapıya geçiş
için gerekli adımların atılmamış olması önemli bir yapısal eksiklik olarak
çözüm beklemektedir.
Dünyada pek çok ülkede hedeflenip uygulandığı gibi, kullanıcı odaklı
yapıya geçilmesi ile bu sektörlerdeki rekabet gücü ve verimlilik artacak,
bölgede bilişim ve telekomünikasyon alanında söz sahibi olan bir çekim
merkezi olma olanağı da yaratılmış olacaktır.
11
15. Tarım devrimi, günümüzden yaklaşık on bin yıl kadar önce, Verimli
Hilal’de, büyük olasılıkla da ülkemizin bugünkü sınırları içinde kalan bir
bölgede başlamıştır. 18. yüzyılın sonundaki sanayi devriminin doğum
yeri ise Britanya’dır. Türkiye, sanayi devriminde ve sanayi toplumuna
geçişte en azından bir yüzyıl gecikmiş, 19. ve 20. yüzyıl boyunca bunun
sıkıntılarını çekmiştir. Bilişim devrimi, gelişmiş ülkelerin sanayi toplumuna
geçişlerini tamamladıkları bir dönemde gerçekleşirken, Türkiye, bu büyük
değişim sürecine henüz sanayileşme ve sanayi toplumu olma hedefini
gerçekleştirmeden girmek durumunda kalmıştır.
İletişim Sektörünün Gelişimi
Ülkemizdeki telekomünikasyon pazarının temeli, 1840 yılında kurulan
ve 1995 yılına kadar PTT olarak faaliyet gösteren günümüzün Türk
Telekom’una dayanan bir yapıdır. Telekomünikasyon pazarının
serbestleşmesi ve telekomünikasyonun özelleştirilmesi programı
çerçevesinde, 1995 yılında Türk Telekomünikasyon A.Ş. kurulmuş ve
böylece telekomünikasyon hizmetleri ile posta hizmetleri birbirinden
ayrılmıştır. Dünya Ticaret Örgütü’ne verilen taahhüt çerçevesinde de,
Türk Telekom’un imtiyazı altındaki ses tekeli kaldırılarak henüz serbest
piyasa koşulları ve altyapısı tam olarak sağlanmamışken, 1 Ocak
2004 tarihi itibarıyla yeni işletmecilerin yasal olarak piyasaya girmesi
sağlanmıştır. Bu süreçte, sabit telekomünikasyon işletmecisi Türk
Telekomünikasyon A.Ş.nin hisselerinin % 55’i Ağustos 2005’te 6,55 Milyar
ABD doları bedelle özelleştirilmiştir. Hazineye ait hissenin % 15’lik kısmı
Mayıs 2008’de halka arz edilmiştir. Böylece devletin Türk Telekom’daki
hisse oranı % 30’a düşmüştür. Özelleştirme öncesi şirketin istihdam
ettiği personel sayısı 2004 yılı sonunda 55.794 iken, 2010 yılı sonunda
25.891’e düşmüştür. Azaltılan personelin tamamına yakını devletin diğer
kurumlarına aktarılarak yük devlete geçirilmiştir.
Diğer bir iletişim hizmeti olan mobil telekomünikasyon hizmetleri
de, 1993 yılında Turkcell ve Telsim ile imzalanmış olan gelir paylaşımı
sözleşmeleri çerçevesinde verilmeye başlanmıştır. 1998 yılında işletmeciler
ile imzalanan imtiyaz sözleşmeleri sonrasında mobil telekomünikasyon
hizmetleri doğrudan özel sektör tarafından verilmeye başlanmıştır. 2000
yılında yapılan lisans ihaleleri ile, Türk Telekom Aycell ismiyle, Telekom
Italia-İş Bankası arasındaki ortaklık da Aria ismiyle üçüncü ve dördüncü
GSM işletmecileri olarak sektöre giriş yapmıştır. Ancak bu girişimler başarılı
olamamış ve 2004 yılında Avea adı altında birleşmişlerdir. Telsim ise 2006
13
16. yılında blok olarak Vodafone’a satılmıştır. Şu anda ülkemizde yerli ve
yabancı yatırımcıların eliyle Avea, Turkcell ve Vodafone adıyla üç GSM
işletmecisi hizmet vermektedir. Bu şirketlerin çalışan sayısı 2004 yılında
5.187 iken, 2010 sonunda 7.301 kişiye çıkmıştır.
2004 yılında 5189 Sayılı Yasa ile Türksat A.Ş. kurularak Türk
Telekomünikasyon A.Ş. tarafından işletilmekte olan tüm uydular, yer
sistemleri ve uzaydaki yörünge hakları Türksat A.Ş.’ye devredilmiş ve
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile bir görev sözleşmesi imzalamıştır.
Ayrıca Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin kurduğu ve gelir paylaşımı modeli
ile işletilen Kablo TV Şebekesi de 2005 yılında 5335 Sayılı Yasa ile Türksat
A.Ş.’ye devredilmiştir. Bu düzenleme ile Türksat A.Ş.’nin görev sözleşmesi,
Kablo TV hizmetlerini de kapsayacak şekilde genişletilmiştir.
Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında, milli bir uydu haberleşme
şebekesi kurulması yönünde bir ilke kararı benimsenmiştir. Bu doğrultuda,
ilk kez 1990 yılında, Geostationary Orbit (Dünya’ya göre sabit görünen
yörünge) için Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) nezdinde 31°
Doğu, 42° Doğu ve 50° Doğu uydu lokasyonlarında uydu çalıştırmak
amacıyla girişimde bulunularak resmi başvuru yapılmıştır.
Genişbant internet hizmetlerini vermek üzere TTNet adlı bir şirket
kurulmuştur. Bu şirket ağırlıklı olarak mevcut altyapı üzerinden
hizmet vermektedir. Bakır devrelerin oluşturduğu mevcut altyapı
üzerinden verilen genişbant hizmetlerinde son yıllarda istenen artış
yakalanamamıştır. 3G mobil genişbant hizmetlerinin sunulmaya
başlanması sonucu ise önemli oranda bir artış sağlanmakta olduğu
görülmektedir.
Türkiye’de Bilişim Devrimine Uyum Çabaları
Türkiye’de bilişim devrimine uyum gösterme ve bilgi toplumuna ulaşma
çalışmaları, 1970’li yıllarda başlatılmıştır. 1990’lı yıllarda çalışmaları ulusal
düzeyde eşgüdümlü olarak yürütmek için çabalar artmıştır. 1993’te “Bilişim
ve Ekonomik Modernizasyon Raporu”, 1994 yılında ise Türkiye Bilişim Vakfı
“Türkiye Bilişim Stratejileri Raporu” yayınlanmıştır. Bu çabalar 1999 yılında
çok geniş bir katılımla gerçekleşen TUENA (Türkiye Ulusal Enformasyon
Altyapısı Anaplanı) çalışmalarıyla devam etmiştir. 1998’de başlatılan
e-Ticaret Koordinasyon Kurulu ve KamuNET faaliyetlerinin ardından,
2001 yılında e-Türkiye girişimi başlatılmış ve süreç 2003 yılından
başlayarak e-Dönüşüm Türkiye Projesi çatısında sürdürülmüştür.
14
17. Bu süreçte ilki 2002, ikincisi ise 2004 yıllarında yapılan ve binden fazla
uzmanın katkı sunduğu Türkiye Bilişim Şuraları gerçekleştirilmiştir.
E-Dönüşüm Türkiye Projesi’nin amaçları şöyledir:
• Bilgi ve iletişim teknolojileri politikaları ve mevzuatının, öncelikle Avrupa
Birliği müktesebatı çerçevesinde gözden geçirilerek yeniden düzenlenmesi
ve bu konuda eEurope + kapsamında aday ülkeler için öngörülen eylem
planının ülkemize uyarlanması;
• Vatandaşın, bilgi ve iletişim teknolojileri yardımıyla, kamusal alandaki
karar alma süreçlerine katılımını sağlayacak mekanizmaların geliştirilmesi;
• Kamu idaresinin şeffaf ve hesap verebilir hale getirilmesine katkıda
bulunulması;
• Kamu hizmetlerinin sunumunda bilgi ve iletişim teknolojilerinden azami
ölçüde yararlanılarak iyi yönetişim ilkelerinin hayata geçirilmesine katkıda
bulunulması;
• Bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştırılması;
• Bilgi ve iletişim teknolojisi alanında kaynak israfını azaltmak amacıyla,
kamunun mükerrerlik arz eden veya örtüşen ilgili yatırım projelerinin
bütünleştirilmesi, izlenmesi, değerlendirilmesi ve yatırımcı kamu kuruluşları
arasında gerekli eşgüdümün sağlanması;
• Bilgi ve iletişim teknolojisi alanındaki özel sektör faaliyetlerine yukarıdaki
ilkeler ışığında yol gösterilmesi.
Bu çerçevede hazırlanan ve 2006-2010 dönemini kapsayan Bilgi Toplumu
Stratejisi ve Eylem Planı, 28 Temmuz 2006 tarihinde Resmi Gazete’de
yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Strateji çerçevesinde gerçekleştirilecek faaliyet ve projelerin tanımlandığı
Eylem planında 111 eylem bulunmaktadır. 2010 yılı başı itibarıyla, 111
eylemin sadece 22 adedinin (% 20) tamamlandığı rapor edilmiştir.
Genel görünüm itibarıyla, Türkiye bilişim projelerinin entegrasyonundan
yeterince faydalanamamaktadır. Halen az sayıda başarılı e-kurum
uygulaması vardır. E-devlet uygulaması arzu edilen konumdan çok
uzaktadır. Söz konusu entegrasyonun gecikmesi, giderek artan bir
“bilişimsizlik maliyetine” yol açmaktadır.
15
19. Türkiye’nin pek çok özelliği, bilgi ve iletişim teknolojileri açısından ve
buna dayalı olarak bilgi toplumuna geçiş açısından ülkemizi avantajlı bir
konuma yerleştirmektedir. Türkiye, yaklaşık % 60’ı 30 yaşın altında olan
74 milyonluk bir nüfusa (Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2010 verileri)
ve 730 milyar dolarlık nominal gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) sahiptir.
Buna göre Türkiye, dünyada nüfus açısından 18’inci, nominal GSYİH
bakımından da 17’nci sıradadır.
Orta-üst gelir grubunda, gelişmekte olan ve dinamik bir ülke olarak
Türkiye, tüm bu özellikleriyle yaşanan bilişim devriminden ve bilgi
toplumuna geçiş sürecinden en fazla faydayı sağlayabilecek ülkeler
arasındadır. Buna karşın Türkiye’nin bu olanaklardan yeterli ölçüde
yararlandığını söylemek zordur.
e-Hazırlık Sırası
Dünya Ekonomik Forumu, 2003 yılından bu yana ülkelerin bilgi ve iletişim
teknolojilerinden faydalanma eğilimini ölçen bir endeks yayımlamaktadır.
Network Readiness Index (e-Hazırlık Sırası) olarak adlandırılan bu endeks,
bilgi ve iletişim teknolojilerinin ülkelerin rekabet edebilirliklerine etkisini
değerlendirmektedir.
Tablo 2: Bilgi Toplumuna Hazır Olma Açısından Türkiye’nin Durumu
2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010
Değerlendirilen
80 102 104 115 122 127 134 133
Ülke Sayısı
e-Hazırlık
50 56 52 48 52 55 61 69
Sırası - Türkiye
Puan 3,86 3,96 3,91 3,68
Kaynak: Dokuzuncu Beş Yıllık Plan İhtisas Komisyonu raporu ve Dünya Ekonomik Forumu. Puanlama biçimi
2007’de değişmiştir.
Endeksin ilk kez yayımlandığı 2003 yılından bu yana Türkiye’nin sıralama
ve puan olarak düzenli biçimde geriye gittiği görülmektedir. Bu tablo
düşündürücü ve üzücüdür.
Bu endekste dikkati çeken bir diğer nokta, Türkiye’nin yer aldığı orta-üst
gelir grubu ortalamasının çok gerisinde kalmasıdır. Endeksin alt bileşenleri
incelendiğinde Türkiye’nin en zayıf olduğu alanın “hazırlık bileşeni” olarak
17
20. adlandırılan alan olduğu görülmektedir. Bu bölümde eğitim kalitesi,
üniversite ve şirketlerin Ar-Ge çalışmaları, devletin bilişimi öncelikli bir
alan olarak görmesi, ileri teknolojilere yatırım yapması ve satınalma/ihale
süreçlerin uygunluğu gibi konular değerlendirilmektedir.
ECTA Düzenleyici Kuruluşlar Karnesi
Avrupa Rekabetçi Telekom İşletmecileri Derneği (ECTA), her yıl elektronik
haberleşme sektöründeki düzenlemelerin ve bu düzenlemelerin
tüketicilere, işletmecilere ve sektöre faydalarının ülkeler bazında
karşılaştırıldığı Regulatory Scorecard (Düzenleyici Kuruluşlar Karnesi)
adı altında bir çalışma yayınlamaktadır. Bu karne, iletişim sektöründe
düzenleyici kurumların siyasi irade karşısındaki yerini ve etkinliğini
göstermek bakımından önemli bir gösterge olarak kabul edilmektedir.
Türkiye, 2009 verileri temel alınarak hazırlanan Düzenleyici Kuruluşlar
Karnesi’nde 22 ülke arasında 19. sırada ve en düşük performans gösteren
ülkeler kategorisindedir.
Tablo 3: ECTA Düzenleyici Kuruluşlar Karnesi’nde Türkiye’nin Yeri
Hollanda 376
İngiltere 368
Danimarka 354
Norveç 341
Fransa 321
İrlanda 317
Portekiz 308
Finlandiya 306
İtalya 299
İspanya 295
Belçika 281
İsveç 277
Avusturya 271
Macaristan 264
Almanya 258
Yunanistan 251
Polonya 243
Slovenya 232
Türkiye 213
İsviçre 209
Çek Cum. 192
Bulgaristan 165
0 50 100 150 200 250 300 350 400
18
21. Söz konusu araştırmanın ayrıntıları incelendiğinde, Türkiye’nin düzenleyici
otoritenin yetki genişliği ve mevzuatın yeterliliği gibi konularda AB
ortalamasına yakın olduğu, buna karşın düzenlemelerin uygulanması
konusunda son sıralarda yer aldığı görülmektedir.
En önemli sorun alanları olarak şunlar belirtilmiştir:
• Frekans, numara ve geçiş hakkına ilişkin sorunlar;
• Uzlaşmazlıkların çözümü ve piyasa analizi çalışmalarına ilişkin sorunlar;
• BTK’nın düzenlemeleri uygulamakta etkin olmaması;
• Genişbant, sabit telefon, kurumsal, mobil ve kablosuz hizmet piyasalarında
rekabet ve tüketicinin faydası açısından alınan sonuçların yetersizliği.
Raporda düzenleyici kurumun düzenlemelerin uygulanması konusundaki
yetersizliğinin özellikle sabit telefon hizmetleri piyasasında rekabetin
gelişememesi olarak kendini gösterdiği ve buna bağlı olarak tüketicilerin
almış oldukları hizmete karşılık yüksek ücretler ödedikleri ifade
edilmektedir.
Yeni nesil işletmecilerin yerleşik işletmeciden aldığı hizmetin fiyatının,
aldığı bu hizmet sonucunda tüketiciye sunduğu hizmet fiyatından yüksek
olması anlamına gelen fiyat sıkıştırması konusu raporda birçok yerde ele
alınmıştır. Raporda, Türkiye’de özellikle genişbant internet hizmetlerinde
yeni nesil işletmecilere bırakılan kâr marjının düşük olduğu vurgulanırken,
düzenleyici kurumun fiyat sıkıştırması konusunda yetersiz olduğu
belirtilmiştir.
Raporda yer alan bir diğer konu da düzenlemelerin uygulanması ile
rekabet ve tüketicinin seçme hakkına ilişkin piyasa performanslarının
doğrudan bağlantılı olduğu hususudur. Elde edilen sonuçlara göre,
yerleşik işletmeci lehinde uygulanan ayrımcılığın önlendiği Danimarka,
Hollanda ve İngiltere gibi ülkelerin daha iyi piyasa koşullarına sahip
olduğu, rekabet seviyesinin arttığı ve böylece hem tüketicilerin hem
de işletmecilerin fayda gördüğü sonucu ortaya konmaktadır. Çalışma
sonucunda, işletmeciler arasında ayrımcılığın yaşanmadığı ülkelerin
de puanlarının genel olarak yüksek olduğu görülmektedir. İşletmeciler
arasında ayrımcılığın önlenmesi konusunda başarılı olamayan Türkiye’nin
genel puanlarının düşük olması bu şekilde açıklanmaktadır.
19
22. Rapor, Avrupa Komisyonu’na altyapı-hizmet ayrımını etkin olarak hayata
geçirilmesi ve düzenleyici kurumların bağımsız olmasının sağlanması
konusunda önerilerde bulunurken, hükümetlere geçiş hakkı ile ilgili
sorunların çözümü konusunda tavsiyeler vermektedir. Rapor, düzenleyici
kurumlara fiber teknolojisinin pazar tanımlarına eklenmesi, yalın DSL’nin
(İngilizce: Digital Subscriber Line, Türkçe: Sayısal Abone Hattı) etkin olarak
hayata geçirilmesi, hâkim konumda bulunan işletmecilerin rekabet
ihlallerinin önlenmesi, fiyat sıkıştırmasının denetlenmesi ve şeffaflığın
sağlanması konularında görevler vermektedir.
İşte bu raporda belirtilen hususlar, sektörde faaliyette bulunan yeni nesil
işletmecilerin rekabet edebilecekleri bir ortamın olmadığı sonucunu
göstermektedir.
20
23. Şekil1 : 2009 Ulusal Düzenleyici Çerçevelerin Etkinliği Raporu
[C] [D] [E]
[A] [B] Düzenleyici Düzenlemelerin Finansal
Kurumsal Piyasaya Giriş Kurumun Kurum Piyasa
Çerçeve İmkanları Etkinliği Tarafından Koşulları
Uygulanması
Avusturya Çerçevenin
Değiştirilmesi
Dava Kurumun
Belçika Sürecinin Yaptırım [A]
Etkinliği Gücü Kurumsal
Uzlaşmazlıkların Kurum Çerçeve
Bulgaristan Çözümü Kaynaklarının
Kapsam ve
Kurumun Derecesi
Bağımsızlığı
Çek Cum.
Danimarka Geçiş
Hakkı [B]
Piyasaya
Frekans Giriş
Finlandiya İmkanları
Numaralandırma
Fransa
Almanya Uzlaşmazlık Piyasa
Çözüm Mercinin Analiz [C]
Etkinliği Süreci Düzenleyici
Yunanistan Yaptırımların Düzenleme
Kurum
Arşivlenmesi Sürcinin Etkinliği
Şeffaflığı
Macaristan
İrlanda
Fiyat Teknoloji-
Ayrımcılığının Tarafsızlık [D]
Engellenmesi Düzenlemelerin
İtalya Kurum
Hesap Operasyonel Tarafından
Ayrımı Koşullar Uygulanması
Hollanda
Norveç
Ses
Polonya
Genişbant Hizmetleri [E]
Finansal
Piyasa
Kurumsal Mobil Koşulları
Portekiz Hizmetler Hizmetler
Slovneya
İspanya
RENKLER
İsveç
Zayıf
İsviçre
Nötr
Türkiye
Güçlü
İngiltere
21
24. Bağlantı Karnesi
Ülkeleri bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlığı, kullanımı ve ekonomik
büyümeye etkileri açısından değerlendiren bir çalışma da Connectivity
Scorecard (Bağlantı Karnesi) çalışmasıdır. Bu çalışmada ülkeler
“yenilikçilikle ilerleyen ekonomiler” ve “kaynak ve verimlilikle ilerleyen
ekonomiler” olmak üzere 25’erlik iki ayrı grupta değerlendirilmektedir.
2010 Bağlantı Karnesi’nde Türkiye’nin puanı 5,09’dur. Bu puanın
oluşumunda altyapıya ilişkin puanlar görece daha yüksek bir katkı
sağlamışken, kullanım puanlarının düşüklüğü puanın daha yukarılarda
yer almasını engellemiştir.
Bu değerlendirme sonucunda Türkiye 25 gelişmiş ülke arasında yer
alamadığı gibi, gelişmekte olan 25 ülke arasında 2009 yılında ikinci sırada
iken 2010 yılı değerlendirmesinde Malezya, G. Afrika, Şili, Arjantin, Rusya ve
Brezilya’nın ardından yedinci sırada yer alabilmiştir.
Birleşmiş Milletler Elektronik Devlet Gelişim Endeksi
Birleşmiş Milletler Elektronik Devlet Gelişim Endeksi (EGDI) elektronik
devlet hizmetlerinden faydalanma, bilgilere daha kolay erişebilme,
devlet-vatandaş işlemlerinin iyileşmesi, devlet yönetimin etkinliğinin
artması gibi konuların sorgulandığı Dünya Elektronik Devlet Anketi
sonuçlarına dayalı olarak hesaplanmaktadır. 2010 yılı endeksinde Türkiye
1,0000 tam puan üzerinden 0,4780 puanla, 183 ülke arasında 69. sırada
yer almıştır.
Türkiye aldığı 0,4780 puanla “gelişmiş ülkeler” arasında yer alamadığı
gibi, ilk sırasında 0,8785 ile Güney Kore’nin, son sırasında 0,4900 puanla
Belarus’un (64. sıra) yer aldığı “gelişmekte olan ülkelerin” ilk 25’i arasında
da yer alamamaktadır.
Bölgesel gruplamada Türkiye, Ortadoğu ve Kafkas ülkelerinin içinde yer
aldığı Batı-Asya bölgesi içinde değerlendirilmiş, bu grubun ortalarında
kendine yer bulabilmiştir.
22
25. DPT İstatistiklerinde Türkiye’de Bilişim
Devlet Planlama Teşkilatının (DPT) Haziran 2010’da yayınladığı 2010
Bilgi Toplumu İstatistikleri kitapçığındaki veriler, sektörün genel
durumunu yansıtmak açısından önemlidir. Çalışma kapsamında Türkiye
ile AB ülkelerinde internet kullanan kişilerin toplam nüfus içindeki
oranı ve internet erişimi olan hanelerin toplam haneler içindeki oranı
karşılaştırılmıştır.
Şekil 2: Türkiye’nin AB ülkeleriyle internet kullanım oranları ve hanelerde
internet’e erişim oranları (altta) bakımından karşılaştırıldığı grafikler
80
AB 15
70 AB 25
60 AB27
AB 15
50
AB 25
Yüzde
40 AB27
30
Türkiye
20 Türkiye
10
0
2004 2005 2006 2007 2008 2009
Türkiye 13,3 13,9 18,0 26,9 32,2 34,0
AB 27 45 51 52 57 62 65
AB 25 47 51 54 59 64 67
AB 15 51 55 56 62 66 69
80,0
AB 15
70,0 AB 25
60,0 AB27
50,0
AB 15
Yüzde
40,0 AB 25
30,0 AB27
Türkiye
20,0
10,0 Türkiye
0,0
2004 2005 2007 2008 2009
Türkiye 7,0 8,7 19,7 25,4 30,0
AB 27 41 48 54 60 65
AB 25 43 48 56 62 67
AB 15 46 53 59 64 68
Kaynak: DPT, Bilgi Toplumu İstatistikleri, Haziran 2010). AB verileri Eurostat’tan, Türkiye verileri TÜİK’ten alınmıştır.
23
26. 2004-2008 verileri temel alınarak yapılan karşılaştırmada, Türkiye’de
gerek internet kullanım oranının, gerekse internete erişim hane oranının
zaman içinde arttığı görülmektedir. Ancak bu artış, aradaki büyük farkı
kapatamamakta, hatta daraltamamaktadır. Türkiye’nin internet kullanım
ve internete erişim oranındaki gelişme hızı yeterli olmaktan uzaktır.
Yine DPT’nin 2010 Bilgi Toplumu İstatistikleri’ne göre, bilgisayar ve internet
kullanımının yaygınlaşmasına karşın, kullanıcıların temel bilgisayar
eğitiminden yoksun oldukları anlaşılmaktadır. Bu verilere göre internet
ve bilgisayar kullanıcılarının % 69,7’si, hayatlarının hiçbir döneminde
bilgisayar eğitimi görmemiştir. Geri kalanların eğitim düzeyleri de
sorgulamaya açıktır.
Şekil 3: Türkiye’de Internet ve bilgisayar kullanıcılarının bilgisayar kursuna
katılma oranları (DPT, Bilgi Toplumu İstatistikleri, Haziran 2010)
10,6
2,6 Son üç ay içinde
5,5 Üç ay ile bir yıl arasında
11,6 Bir yıl ile üç yıl arasında
Yüzde
Üç yıldan fazla
69,7 Hiç katılmadı
Aynı verilere göre % 61,2’si her gün internet kullandığını belirten
kullanıcıların önemli bir kesimi, bilişim teknolojilerinin kendilerine
sunduğu fırsatlardan yeterince faydalanma, karşılarına çıkabilecek
olumsuzluklardan ya da güvenlik sorunu gibi sorunlardan da kaçınma
konusunda gerekli donanıma sahip değildir. Bunun bir diğer kaçınılmaz
sonucu da bilgisayar kullanımının “e-posta” alışverişinde bulunma,
gazeteleri okuma, sosyal ağları kullanma gibi birkaç uygulamayla/
alanla sınırlı kalmasıdır. Kullanıcıların temel bilgisayar okuryazarlığından
başlayarak bilişim teknolojileri uygulamaları konusunda eğitim
düzeylerinin artırılması, bilgi toplumuna geçiş sürecinde büyük bir öncelik
taşımaktadır.
24
27. Şekil 4: İnternet erişimine sahip olan işletmelerin web sitesi sahiplik oranlarını
gösteren grafik (DPT Bilgi Toplumu İstatistikleri, Haziran 2010)
100
95
90 86,6 84,8
85
80,0
80 76,7
74,4
Yüzde
75 71,0 2007
70 2008
65 63,1 62,4
60,6 2009
58,7 58,4
60 55,2
55
50
10+ 10-49 50-249 250+
Büyüklük Grubu
İnternetin iş dünyasına nüfuzu açısından bakıldığında da benzer bir
olumsuz tabloyla karşılaşılmaktadır. 10 ve daha çok işçi çalıştıran
işletmelerin % 90’a yakını internet erişimine sahiptir. Ancak internet
erişimine sahip olan 10 ve daha çok işçi çalıştıran işletmelerin yalnızca
yaklaşık % 58,7’si bir “web” sitesine sahiptir. Üstelik aynı veriler “web” sitesi
sahiplik oranının yıllar geçtikçe azalma eğiliminde olduğunu da ortaya
koymaktadır.
Şekil 4’ten de anlaşılacağı üzere, internet ve bilişim teknolojilerinin özellikle
istihdam açısından ekonominin çok önemli bir bileşenini oluşturan
KOBİ’lere nüfuzu halen oldukça sınırlıdır.
İletişim Sektörünün Durumuna Genel Bakış
Türkiye’de iletişim sektörü yasal olarak serbest gibi görünmekle birlikte,
yeterli rekabet ortamı sağlanamamaktadır. Bu nedenle ve yerleşik
işletmeci karşısında yeni işletmecilerin güçlenmesi konusunda gerekli
önlemlerin alınmaması sebebiyle serbestleşme ve rekabet derinlik
kazanamamıştır.
Devlet kurumlarının telekomünikasyon hizmet ihtiyaçlarını yasal
olarak serbest piyasada ihale ile alma olanağı varken sadece yerleşik
operatörlerden alma alışkanlığı devam etmektedir. Bu da sektörde kanun
koyucu ve uygulayıcıların haksız rekabet yaratmasına neden olmaktadır.
25
28. Diğer ülkelerin iletişim sektöründeki genel eğilimlerine ve yeni teknolojiler
ve uygulamalara bakıldığında, hem sabitte hem de mobilde yüksek hızlı
veri taşımaya izin veren genişbant hizmetleri ön plana çıkarken, yeni
hizmetler için daha yüksek genişbanta olan ihtiyaç artmaktadır. Bu da
genişbanttaki sınırları değiştirmektedir.
Mevcut şebekelere ek olarak yeni ve hızlı alternatif teknolojilerin de
hızla uygulamaya geçirilmesi zorunluluğu nedeniyle, genişbant erişimin
yaygınlaşması için altyapı tabanlı rekabetin teşvik edilerek genişbant
yatırımlarının sağlanması gerekmektedir. Sektörde kalıcı bir rekabet
ortamı oluşturularak, hizmet çeşitliliği ve kalitesi artırılmalıdır. Özellikle
küçük şehirler ve kırsal alanlarda bu bölgelerdeki vatandaşlara verilmekte
olan ve verilecek hizmetlerin evrensel hizmet fonu ile desteklenmesi
suretiyle sayısal bölünmenin aşılmasında yapılacak ve uygulanacak
düzenlemeler öncelikli konular arasında yer almaktadır.
Şekil 5: Dünyada sabit ve mobil telefon,genişbant ve internet kullanıcı
yaygınlık oranları değişimi (1998-2009)
Bilgi ve İletişim Teknolojilerinde Küresel gelişmeler 1998 - 2009
80 (100 Kişi Başına)
Mobil Telefon Aboneleri
70
İnternet Kullanıcıları 68,2
Sabit Telefon Aboneleri
60
Mobil Genişbant Aboneleri
Sabit Genişbant Aboneleri
50
40
30
26,8
20
17,8
10 9,7
7,0
0
98 99 2000 01 02 03 04 05 06 07 08 09
Kaynak: ITU World Telecommunication/ICT Indicators (WTI) Veritabanı
26
29. 2010 yılı sonu rakamlarına göre, Türkiye’de % 22,3 yaygınlıkla 16,2 milyon
sabit, % 85 yaygınlıkla 61,8 milyon mobil olmak üzere 78 milyon telefon
abonesi bulunmaktadır. İnternet genişbant abone sayısı ise yaklaşık 7
milyon DSL, 1,5 milyon da mobil olmak üzere 8,5 milyon seviyelerindedir.
Dünya ortalamaları ile kıyaslandığında telefon yaygınlığı açısından
iyi durumda olan sektör, genişbant internet hizmetlerinde, özellikle
mobildeki % 2’lik yaygınlık değeriyle, çok gerilerde bulunmaktadır.
Genişbant internet hizmetlerinde şimdiye kadar yapılan düzenleme ve
uygulamaların yetersiz olduğu ve rekabet ortamının mobil telefonda
olduğu gibi gerçekleşmediği görülmektedir.
Sektördeki toplam satışlara bakıldığında, 2010 rakamlarına göre
yerleşik operatör ile 3 mobil işletmecinin satışları 22 milyar TL iken
diğer tüm işletmecilerin pazar payı 5 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.
Sabit telefon, internet servis sağlayıcılığı, altyapı işletmeciliği, uydu gibi
değişik alanlarda faaliyet göstermek üzere pazara giren işletmecilerin
yerleşik işletmeci karşısında korunamaması nedeniyle gelişme olmadığı
gözlenmektedir. Bunun sonucu olarak son kullanıcıya uygulanan fiyatların
halen yüksek seviyede olduğu görülmektedir.
Bu durumun nedeni rekabetin tam olarak sağlanamaması ve yerleşik
operatörün aynı zamanda tek altyapı sağlayıcısı olmasıdır. Türk Telekom,
geçmişinden gelen yapısı ve misyonu itibarıyla Türkiye’nin tek sabit telefon
operatörü olarak örgütlenmiş ve altyapısını buna göre oluşturmuştur.
Ülke çapında tüm dağıtım şebekelerinin, tüm telefon santrallerinin ve
transmisyon altyapısının sahibi olan şirket, rekabetin başlaması ile yerleşik
işletmeci pozisyonuna gelmiş ve bugün de sahip olduğu ayrıcalıkları
devam ettirmiştir.
Ancak yasal olarak 2004 yılında serbestleşen ses pazarında, pazar
paylarına ilişkin 2010 sonu rakamları sağlıklı bir rekabetçi ortamın
sağlanamadığını göstermektedir. Ayrıca çalışan sayısı olarak 2005 yılında
953 olan sayı 2010 sonunda ancak faaliyette bulunabilme gücü gösteren
şirketlerdeki 2.552 kişilik son derece kısıtlı bir işgücü ile yürütülmeye
çalışılmaktadır.
27
30. İletişim Sektöründe Pazar Payı Karşılaştırmaları
Toplam üretilen trafik değerleri açısından telekomünikasyon pazarı
incelendiğinde, yerleşik sabit operatör TT’nin baskınlığı açık olarak
görülmektedir. Şehiriçi trafikte TT % 95,1 alternatif işletmeciler % 4,9;
şehirlerarası trafikte TT % 90 alternatif işletmeciler % 25; mobile doğru
olan trafikte TT % 75, alternatif işletmeciler % 25; uluslararasına doğru
olan trafikte TT % 71, alternatif işletmeciler % 29 pazar payına sahiptir.
AB’de şehiriçi-şehirlerarası hizmetlerde alternatif işletmecilerin pazar
payları % 40’lar düzeyinde iken, ülkemizde % 4,9 ile % 10 arasında,
sabitten mobile % 48 olan değer ülkemizde % 25, özellikle genişbantta
% 55 olan değer, ülkemizde % 20’ler seviyesindedir. Sonuçta yerleşik
operatörün serbestleşme sonrası da hâkim pozisyonu devam etmektedir.
Nesnel bir değerlendirme için diğer ülkelerle kıyaslama yaparak sektörün
durumunu tüm bileşenleriyle değerlendirilmesi ve değişik kaynakların
çalışma sonuçları, bizlere hedef doğrultusunda yön göstermesi açısından
çok faydalı olacaktır.
28
32. Türkiye, bilgi ve iletişim sektörü içinde bulunan uzmanların, bilişim
devriminin başladığı 1970’li yıllardan bu yana yaptığı uyarılara karşın
bilişim alanındaki gelişmeleri kavramakta geç kalmıştır. Bilgi/bilişim
toplumuna dönüşme sürecinin gerektirdiği yasal düzenlemeleri yapmak,
toplumsal ve kültürel değişimi yönlendirmekte yeterince hızlı ve etkin
olamamıştır. Önceki bölümlerdeki verilerin de gösterdiği üzere Türkiye
çağdaş gelişmelere ayak uyduramamanın yol açacağı daha ağır ve
onarılması güç sorunlarla karşılaşmamak için bilgi ve iletişim teknolojileri
alanını özel bir ilgi göstererek ele almalı ve hızla bir değişim sürecine
girmelidir.
Bilgi ve iletişim teknolojileri konusunun özel bir ilgi gerektirmesi, Şekil
6’dan da hemen görüleceği üzere, BİT uygulamalarının ekonomi başta
olmak üzere toplumsal ve kültürel etki alanının çok geniş olmasından ve
dönüştürücü etkisinden kaynaklanmaktadır.
Şekil 6: Bilgi ve iletişim teknolojilerinin ekonomik ve toplumsal etkilerine genel
bir bakış (YASAD Raporu, Aralık 2009).
Topluma ve Çevreye Katkı
Eğitim İşgücünün Gelişimine Katkı Spor ve
Sanat
Ekonomi Üzerindeki
Dolaylı Etkisi
Teknolojik Diğer Sektörlerin Şirket Yönetişiminde
Yardım İstihdam Çeşitliği: Büyümesinin Öncü Olmak
Farklı Niteliklere Sağlanması
Sahip İşgücü Ülke İçinde
Doğrudan Ekonomik
-Engelliler Mal ve Hizmet Genel Olarak
Dolaylı Etkisi
-Kadınlar Yetenek Girişimi
İstihdam Kalitesini
-Küçük
Şehirlerlerden Sağlama Ulusal GSYİH Payı Döviz Kazanımı Yükseltmek
Gelen İnsanlar Engelliler
-Gençler Ülkenin Küresel
Sağlık İstihdam Sağlama
-Genel Tercihlerin
Dengeli Pazarda İmajının
Dışında Kalan
Adaylar Bölgesel Büyüme Yükselebilmesi
Özel Sermaye / Girişim İlk Nesil Girişimcilerin
Sermayesi Fonlama Büyümesinin Teşvik
Aktivitelerinin Büyümesinin Edilmesi Kadınlar &
Desteklenmesi Çocuklar
Çevre
Organizasyon İçinde Çalışanın İşyeri
Becerilerin Artırılması Çalışma Ortamı
Kazaç Elde Etme
Kırsal Gelişme
30
33. Bilişimi toplumsal kalkınmanın temeli olarak değerlendiren Cumhuriyet
Halk Partisi, bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünü tüm toplumu
ilgilendiren stratejik bir sektör olarak tanımlamakta ve çok boyutlu bir
toplumsal dönüşümü gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. Bu dönüşümün
hedefi bilgi toplumuna ulaşmaktır. Bu geçiş ancak kapsamlı bir bilişim
reformu ile gerçekleştirilebilir.
Cumhuriyet Halk Partisi, bu dönüşümün hızla yürütülmesi için günümüzde
eksik olan siyasi kararlılığa sahiptir. CHP, gerekli yasal düzenlemeleri
hızla yapacaktır. Kamu kesiminden ve kamu hizmetlerinden başlayarak
bilgi ve iletişim teknolojilerinin tüm mal ve hizmetlerin üretim ve
dağıtım süreçlerinde etkin kullanımıyla, tüm yurttaşların bilgi ve iletişim
teknolojilerinin getirilerinden ve olanaklarından eşit ölçüde yararlanması
sağlanacaktır.
İnternet Altyapısı Geliştirilecek
Bilişim reformunun amacına ulaşabilmesinin olmazsa olmaz koşulu,
hizmet ve içeriklerin nitelikli ve adil olarak sunulduğu güçlü bir internet ve
iletişim altyapısıdır.
Bunun da ötesinde iletişim, temel bir insan hakkıdır. Günümüz dünyasında
toplumun geniş kesimlerinin gerek iletişim hakkını, gerek diğer haklarını
(eğitim, demokratik katılım, bilgilenme ve benzerleri) kullanmasında
internet erişiminin büyük önemi vardır.
CHP, internet erişimini temel bir ihtiyaç kabul etmektedir. Bu kapsamda,
• Saniyede 1 megabitlik internet hizmeti “temel hizmet” olarak
tanımlanacak ve makul bir ücretle ülkenin her noktasında bu hizmete
erişim mümkün kılınacaktır.
• Son kullanıcıların mümkün olan en düşük maliyetle genişbant internet
erişimine kavuşmalarını sağlamak üzere, altyapı yatırımları artırılacaktır.
• Engelliler internet hizmetlerinden ücretsiz yararlandırılacaktır.
• Üniversite öğrencilerinin internet hizmetlerinden ücretsiz faydalanması
sağlanacaktır.
• Normal koşullarda internet erişimi olanağı bulamayan dezavantajlı
kesimler lehine pozitif ayrımcılık uygulanacaktır.
• Tüm kamu kuruluşları genişbant internet erişimine kavuşturulacaktır.
31
34. • Bu desteklerin kaynakları Evrensel Hizmet Fonu’ndan sağlanacaktır.
• Uluslararası rekabette internet altyapısının önemi düşünülerek, standart
hizmetin ötesinde hizmet talep eden kesimlerin bu taleplerinin uygun
maliyet koşullarında karşılanabilmesi için gerekli altyapı yatırımları
yapılacaktır.
Telefon ve İnternet Hizmetleri Ucuzlayacak
Sektörün gelişiminin önünde büyük engel olan yüksek vergilerin kademeli
olarak azaltılması başta olmak üzere, ilerleyen sayfalarda açıklanan
önlemler sayesinde Cumhuriyet Halk Partisi telefon ve internet erişim
hizmetlerini ucuzlatacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi, telefon ve internet
erişim hizmetlerinin mümkün olan en ucuz düzeyde tutulmasını bir politika
önceliği olarak benimsemektedir.
Bilişim Kültürü Yaygınlaştırılacak
Bilişim reformu her şeyden önce bir kültürel yenilenme gerektirmektedir.
Reformun başarıya ulaşması, bilişim kültürünün toplumun geniş
kesimlerine yayılmasıyla mümkündür. Bu nedenle CHP’nin öncelikli
hedefleri:
• İlköğretimde bilişim okuryazarlığından başlayarak örgün eğitimin her
kademesinde bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımını artırmak üzere
eğitim müfredatında gerekli değişikliklerin yapılması,
• Bilginin üretilmesi, ayrıştırılması, sınıflanması, kümelenmesi ve bilgiye
erişim yöntemlerinin kavranacağı, uygulamalı bilişim kültürü edinme
eğitimleri için kapsamlı ve kolay anlaşılır eğitim içeriklerinin hazırlanması,
• Halk eğitim merkezleri ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla internet ve
bilişim kültürü eğitimine yönelik kampanyaların düzenlenmesi,
• Her yaştaki yurttaşımıza yaşam boyu öğrenme olanağı sağlamak üzere
Uzaktan Öğrenim Kurumu adıyla bir kamu kurumunun oluşturulması,
• Mal ve hizmet üreten tüm sektörlerdeki büyük-küçük firmaların, yerel
yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının bilişim uygulamalarına yönelik
projeler tanımlamasının ve gerçekleştirmesinin özendirilmesi, bu
bağlamda uluslararası proje fonlarının kullanılmasında ve proje yapma
bilgisinin edinilmesinde yol gösterici olunması,
32
35. • Bu çabaların kentlerle sınırlı tutulmayıp, yerel yönetimler ve tarım kredi
kooperatifleri gibi kuruluşlar aracılığıyla kırsal kesime de taşınması,
• Kamu İnternet Erişim Merkezlerinin sayıları ve etkinliklerinin artırılmasıdır.
Bu önlemler bilişim kültürünün gelişmesinin ötesinde, toplumun
geniş kesimlerine “yaşam boyu gelişim ve iş gücü olabilme” becerisini
kazandıracaktır. Henüz bir işte çalışmayan, işten ayrılmış veya emekli
olmuş kişiler bilişim deneyimiyle elde edecekleri yetkinliklerle kendilerine
yeni bir yaşam kurabilecektir.
Bilişim kültürünün gelişimi Cumhuriyet Halk Partisi’nin düşünen,
sorgulayan, yaratıcı, girişimci, yenilikçi, bilime, teknolojiye ve sanata ilgi
duyan bireyler yetiştirme hedefi yolunda atılmış önemli bir adım olacaktır.
Sayısal Bölünme Aşılacak
Bilişim teknolojilerinden faydalanma bakımından kişiler ve toplumsal
kesimler arasında büyük farklar oluşmuştur. Türkiye’de de varlıklı
kesimlerle yoksul kesimler arasında, eğitim düzeyi yüksek olanlarla düşük
olanlar arasında ve kentlerle kırsal bölgeler arasında böyle bir sayısal
bölünme söz konusudur.
Sayısal bölünmeyi aşmak, gençlerin bilgi çağı için gerekli donanımı
kazanması, yetişkinlerin ise yaşam boyu üretkenliklerini sürdürebilmeleri
için gereklidir.
Cumhuriyet Halk Partisi bu sayısal bölünmeyi aşmak için dezavantajlı
kesimlerin gereksinimlerini ön plana çıkaran bir pozitif ayrımcılık
uygulayacaktır.
Benzer şekilde CHP, dünyadaki sayısal bölünmenin olumsuz etkilerini
yaşamaya başlayan Türkiye’yi, esas olarak bilgi ve iletişim teknolojilerini
kullanan bir ülke olmaktan çıkarıp bilgi ve iletişim teknolojilerini üreten,
bilişim hizmetlerini yetkin biçimde sağlayan ve uluslararası pazara
sunabilen bir ülke haline getirmeyi hedeflemektedir.
33
36. Bilişim Eğitiminde Atılım Gerçekleştirilecek
Gerek örgün eğitimde, gerekse okul dışı eğitimde bilişim eğitimi Türkiye
çapında genelgeçer kabul gören ve uygulanan bir standarda sahip
değildir.
Cumhuriyet Halk Partisi, bilişim okuryazarlığında temel eğitimden
başlayarak en üst düzeye dek tüm aşamaları kapsayan, Türkiye’de
hem hukuken hem de fiilen geçerli olacak bir sertifikasyon standardını
yerleştirecektir. Hedef, bu sertifikasyonun ulusal olma niteliğini aşması,
uluslararası kabul görecek saygınlıkta olmasıdır.
Bilişimle ilgili mesleki ve teknik eğitimden başlamak üzere, uygun mesleki
eğitimlerin verilmesinde uzaktan eğitim yöntemleri kullanılacaktır.
Uzaktan eğitim yöntemleri hem bilişim teknolojilerinin eğitim süreçlerine
nüfuzunu artırmak, hem de çok yüksek orandaki genç işsizliğiyle
mücadele etmek için ön plana çıkarılacaktır.
Bilişim alanında ara eleman eğitimine önem verilecek, özellikle üniversite
mezunu işsizler için hızlandırılmış programlar aracılığıyla istihdam
yaratılacaktır.
Türkiye’nin en önemli ihtiyaçlarından biri uluslararası rekabete uygun
düzeyde çalışacak nitelikli insan gücü eksikliğinin giderilmesidir. Gerek
dar anlamda sektörde, gerek diğer sektörlerin BİT ile ilgili bölümlerinde
gerekli donanıma, bilgiye, yetkinliğe ve deneyime sahip çalışanlar
bulunamamaktadır. Firmaların yarıya yakını, bilgi teknolojileri elemanı
alımlarında ve bu elemanları firmada uzun süre tutmakta zorluklarla
karşılaştığını belirtmektedir. Bu nedenle sektörde halen çalışanların
niteliklerinin yükseltilmesi ve sektörde çalışacak yeni nitelikli işgücü
yetiştirilmesi için gerekli önlemler alınacaktır.
Bilişim işgücünün eğitilmesi ve bilgilerinin güncel tutulması, gerekli
alanlarda uzmanlaşmanın sağlanması amacıyla üniversitelerin sürekli
eğitim merkezleri, KOSGEB, meslek odaları, ticaret odaları, sendikalar gibi
kuruluşlarla işbirliği yapılacaktır.
34
37. Bilişim ve İletişim Sektörleri Desteklenecek
Türkiye, ekonomik büyümesini, emeğin ucuz arzına dayalı emek yoğun
sektörlere sınırlı kalarak sürdüremez. Yüksek teknolojili ve yüksek katma
değerli sektörlerde gelişme sağlanması, toplumsal refahın artması için
zorunludur. Başta yazılım olmak üzere bilgi teknolojilerinin üretilmesi,
bilişim ve telekomünikasyon hizmetlerinin ülke sınırlarını aşacak
yaygınlığa kavuşturulması, hem bireysel girişimcilerimize hem de
firmalarımıza uluslararası alanda rekabet avantajı sağlayacaktır.
Bu amaçla, bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü, stratejik özellikte ve
ayrıcalıklı bir sanayi kolu olarak tanımlanacak ve sektörel destekler
artırılacaktır. Bunun da ötesinde bilgi ve iletişim teknolojilerine
verilecek destek, diğer sanayi sektörlerinde de rekabet edebilirlik artışı
sağlayacaktır. Bu nedenle Cumhuriyet Halk Partisi, ulusal bilgi ve iletişim
teknolojileri sektörünü sanayi sektörünün stratejik bir alt sektörü olarak
ilan edecek ve bu sektörü, rekabet avantajı yaratmak üzere, uluslararası
anlaşmaların izin verdiği en üst düzeyde destekleyecektir.
Yüksek Vergi Yükü Azaltılacak
Bilgi ve iletişim sektörlerinin rekabet gücünü azaltan bir diğer etken
de yüksek vergi oranlarıdır. Mevcut durumda özel iletişim vergisi mobil
iletişimde % 25, sabit telefonda % 15 ve internet için % 5 düzeyindedir.
Buna % 18’lik katma değer vergisi de eklendiğinde, telekomünikasyon
hizmetlerindeki dolaylı vergi yükü % 43’e kadar çıkmaktadır.
Telekomünikasyon hizmetlerinde vergi indirimine gidilmesi, toplam talebi
canlandıracaktır. Sektörün talep esnekliği göz önünde bulundurularak
yapılan araştırmalar % 15’lik bir vergi indiriminin yol açacağı talep
artışının, sektörden alınan toplam vergi miktarında bir azalmaya yol
açmayacağını göstermiştir. Dolayısıyla kamu maliyesi açısından bir
sıkıntıya yol açmadan, telekomünikasyon ürünlerinin vergi oranlarında %
15’lik bir indirime gitmek mümkündür.
35
38. Cumhuriyet Halk Partisi, kullanımdan bağımsız olarak alınan abonelik
belgesi gibi vergileri kaldıracaktır. Bilgi ve iletişim sektöründeki özel iletişim
vergisi kademeli olarak azaltılacaktır. Özel iletişim vergisi nihai olarak
% 5 düzeyine indirilecektir.
Böyle bir vergi reformu, sektörde sağlıklı bir rekabet ortamının tesis
edilmesine ve iletişim pazarının gelişmesine katkı yaparak toplam pazar
büyüklüğünü artırmak suretiyle daha çok vergi elde edilmesi olanağını
yaratacaktır.
Kamunun İletişim Hizmet Alımlarında Rekabet Ortamı Sağlanacak
Kamu kurumları, internet erişimi, sabit ses hizmeti ve uydu gibi
haberleşme hizmetlerini büyük çoğunlukla ihalesiz ve doğrudan alım
yapmak suretiyle telekomünikasyon sektöründe fiili tekel durumunda olan
yerleşik operatör ve bağlı kuruluşlardan almaktadır. Bu da sektörün gerçek
rekabete açılmasının, sektörün en önemli alıcısı olan kamu kurumları eliyle
engellenmesi sonucunu doğurmaktadır.
5319 Sayılı Kanun ile değişik 406 Sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun
Ek 33’üncü maddesinin “Kamu kurum ve kuruluşları, uydu üzerinden
ihtiyaç duyacağı hizmetleri Türksat A.Ş.den sağlamak zorundadır” hükmü
uyarınca; kamu kurum ve kuruluşlarının uydu hizmet alımlarında kamu
rekabet ortamı kapatılmıştır. Bu durum kamu yararı taşımadığı gibi AB
uygulamaları ile de çelişmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi, ilgili mevzuatta
gerekli değişiklikleri yaparak bu olumsuz durumu sonlandıracaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, kamunun telekomünikasyon
hizmet alımlarını yetkilendirilmiş işletmecilerden rekabete açık ve
şeffaf ihale yoluyla edinmesi için gereken düzenlemeler yapılacaktır.
Sektörde tam rekabet gerçekleştirilene kadar, geçici bir önlem olarak,
toplam hizmetlerin % 25’inin alternatif işletmecilerden alınması kuralı
getirilecektir.
36
39. Rekabet Özendirilecek
Benzer şekilde BİT sektörünün pek çok alanı da kamu eliyle rekabete
kapatılmış durumdadır. Kamu kuruluşlarının özel sektör ile rekabeti, BİT
sektörünün gelişiminin önünde engel oluşturmaktadır. Bunun uç bir
durumu olarak çeşitli kamu kuruluşlarının tercihleri sonucu sektörün geniş
kesimlerinde fiili tekelleşmeler yaşanmıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi sektörün tam ve gerçek rekabete açılması için
gereken önlemleri alacaktır. İlke olarak sektördeki kamu kuruluşlarının
rolü, proje denetçiliğiyle ve kamu projelerinin bütünleşikliğini sağlayacak
düzenlemecilikle sınırlanacaktır. Kamu kuruluşlarının doğrudan rekabet ve
ticari uygulamalar içine girmesi engellenecektir.
İletişimde Altyapı-Hizmet Ayrımı Gerçekleştirilecek
Gelişmiş ülkelerde iletişim sektöründe altyapı geliştirilmesi ile hizmet
üretiminin birbirinden ayrılması bir zorunluluktur. Ancak Türkiye’de bu
yönde bir adım henüz atılmamıştır. Yerleşik işletmecinin hem altyapıya
sahip olması hem de perakende pazarda faaliyet göstermesi ciddi rekabet
sorunları yaratmaktadır.
Cumhuriyet Halk Partisi, bu ayrıma ülkemizde de gerçekleştirmeyi
hedeflemektedir. Altyapı ayrı bir şirket tarafından yönetilecek ve hizmet
alanındaki tüm işletmecilere eşit şartlarda ve eşit tarifelerle hizmet
vermesi sağlanacaktır. Yerleşik işletmeci perakende hizmetlerini ayrı bir
şirket eliyle vermeye devam edebilecektir. Bağımsız bir kuruluş eşitlik
koşullarını denetlemek suretiyle rekabetin adil olmasını sağlayacaktır.
Altyapı-hizmet ayrımının, bunun sonucu olarak da yeni nesil altyapıların
kurulması, düzenlemelerin hazırlanması, toptan ve perakende alanlarında
rol alan oyuncuların farklılaştırılması gibi adımlar atılarak pazarda
var olan rekabet sorununun çözümünde ilerleme kaydedilecektir.
Altyapıda rekabet tesis etmek için gerekli düzenlemeler yapılarak ülkemiz
altyapısının fiber optik dönüşümü sağlanacak, yeni nesil hizmetlerin
verilebilmesi sağlanacaktır.
37
40. Evrensel Hizmet Fonunun Amacına Uygun Kullanımı Sağlanacak
İletişim sektöründen yapılan kesintilerle oluşturulan ve temel amacı
telekomünikasyon hizmetlerinin evrensel yaygınlığını sağlamak olan
Evrensel Hizmet Fonu, kuruluşundan bu yana etkin kullanılamamaktadır.
Fon halihazırda Ulaştırma Bakanlığı eliyle kamu kuruluşlarına bilgisayar
alınması gibi amacı dışında yerlerde kullanılmakta; kullanılmayan kısmı
da mali genel bütçeye aktarılmaktadır.
Cumhuriyet Halk Partisi, bu fonun, kırsal alanlar da dahil olmak üzere
tüm ülkeye haberleşme olanaklarının ulaştırılabilmesi amacıyla
kullanılmasını sağlayacaktır. Dezavantajlı kesimlere sağlanacak destekler
ve sübvansiyonlar bu fondan karşılanacaktır.
Yıllık Bilişim Şuraları Düzenlenecek
Bilgiye ve zekâya dayalı ekonomide rekabet gücümüzü artırmak üzere
dünyada ve ülkemizde durum tespitlerinin yapıldığı, hedeflerin ve
stratejilerin belirlendiği yıllık Bilişim Şûraları düzenlenecektir.
Sendikalaşma Özendirilecek
Bilgi ve iletişim sektörlerinde çalışanların sendikal haklarına sahip olmaları
için gereken düzenlemeler yapılacaktır.
Yerli Yazılım Sanayisi Desteklenecek
Yazılım ürünleri ihracat mevzuatında sanayi ürünü olarak kabul
edilmediği için, sektör ihracat teşviklerinden faydalanamamaktadır.
Bu durum da yazılım sektörünün uluslararası rekabet gücünü olumsuz
etkilemektedir. Cumhuriyet Halk Partisi, yazılım ürünlerini ihracat teşvikleri
kapsamına alacaktır.
Eğitimli çalışanların tercih edilmesini özendirmek için, bilgi ve iletişim
teknolojilerinde çalışacak tüm ilgili teknik personele ve diğer sektörlerde
çalışan bilişim ve yazılım uzmanlarına on yıldan az olmayacak bir süre
boyunca gelir vergisi muafiyeti uygulanacaktır.
38
41. Yeni girişimciler başta olmak üzere, sektördeki girişimcilerin önemli
sermaye ve finansman sorunları vardır. Tekno-girişimciliğin önündeki bu
sorunu aşmak için özellikle genç girişimcilere yönelik çekirdek sermayesi
sağlamak üzere ulusal bir fon oluşturulacaktır.
Türkiye’de bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe yazılımın payı kabul
edilemeyecek kadar küçüktür. Sektörün bir bütün olarak daha etkin
olabilmesi ve arzu edilen dönüşümü gerçekleştirebilmesi için yazılımın
aldığı payın büyümesi zorunludur. Bu nedenle Cumhuriyet Halk Partisi,
yazılım sanayinin hızla büyümesi için yerli yazılım firmalarını teşvik
edecektir. Bu teşvikler reklam ve ürün tanıtımlarına katkı sağlanması,
markalaşmanın desteklenmesi, ulusal yazılımlar için farkındalık yaratma
ve ulusal yazılımları kullanma bilincinin geliştirilmesi amacını taşıyacaktır.
Yerli yazılımlar sadece üretim aşamasında değil, pazarlama aşamasında
da desteklenecekir. Bu amaçla Cumhuriyet Halk Partisi, yerli yazılımların
marka oluşturabilmeleri, toplumdaki görünürlükleri ve tanınırlıklarını
artırabilmeleri ve reklamlarını yapabilmeleri için gerekli teşvikleri
sağlayacaktır. Gereken yasal düzenlemeler yapılarak, yerli yazılım
üreticileri, uluslararası rekabette en yüksek ölçüde desteklenecektir.
Gerekli Yasal Düzenlemeler Yapılacak
Bilgi ve İletişim Teknolojileri Bakanlığı Kurulacak
Tüm bu sorunların nedenlerinin başında bilişim toplumuna dönüşüm
sürecinin ardında gerekli siyasi iradenin bulunmaması gelmektedir.
Konunun siyasi sahibi belirsiz gibidir. Bilgi ve iletişim teknolojileri
konusunda görevli ve yetkili kuruluşlar pek çok bakanlık arasında dağılmış
bulunmaktadır ve tanımlanan kurulların uzun süredir toplanmadığı
anlaşılmaktadır. Bu sonucun da bir kez daha gösterdiği üzere, büyük bir
toplumsal-ekonomik-kültürel dönüşüm gerektiren bu sürecin kararlı bir
siyasi irade olmadan gerçekleştirilmesi mümkün değildir.
Bu nedenle Cumhuriyet Halk Partisi, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Bakanlığı
adıyla yeni bir bakanlık oluşturacaktır. Bu bakanlık, bilgi ve iletişim
teknolojileri ile ilgili siyasi sorumluluğu üstlenen makam olarak konunun
kamu yönetimindeki başlıca sahibi olacak, konuyla ilgili diğer kurum ve
kuruluşları kendi bünyesinde bir araya getirecektir.
39
42. Düzenleyici Kurumların Görev Alanları ve Yapıları Yeniden Tanımlanacak
İletişim sektöründeki bir diğer sorun, sektördeki düzenleyici kuruluşların
görev alanlarının tam olarak belirli olmamasıdır. Rekabet Kurulu ile BTK,
birbirlerinin alanlarına müdahale etmektedirler. İki üst kurulun görev
alanları açıkça tanımlanmalıdır.
Cumhuriyet Halk Partisi, 5809 numaralı Elektronik Haberleşme
Kanunu’nda gerekli değişiklikleri yaparak, Rekabet Kurulu ile BTK
arasındaki yetki karmaşasına son verecektir. Yeni düzenlemede
telekomünikasyon pazarındaki kurallar BTK, sektörde gerekli rekabetin
uygulanıp uygulanmadığı ise Rekabet Kurulu tarafından denetlenecektir.
BTK rekabetle ilgili konulardan uzaklaştırılacak, Rekabet Kurulu’nun da
sektörün teknik düzenlenmesiyle ilişkisi kesilecektir.
BTK kararlarının şeffaflığı sağlanarak herkese açık hale gelecek, maliyet,
tarife ve benzeri hesaplarda kullanılan yöntemlere herkesin erişimi
sağlanacaktır.
Kurulların yapısı günün koşullarına uygun şekilde yeniden düzenlenerek
ve atamalarda liyakat ön planda tutularak konusunda uzman kişiler eliyle
sektörün sorunsuz büyümesi için gerekli düzenlemeler yapılacaktır.
Kamu İhale Kanunu Yeniden Düzenlenecek
Devlet ihalelerinde bilişim teknolojileri konusundaki mal ve hizmet
alımları diğer mal ve hizmet alımlarından ayrı bir düzenlemeye sahip
değildir. 4734 sayılı “Kamu İhale Kanunu” bilgi ve iletişim teknolojileri
ile ilgili ürün ve hizmet alımlarında gerek duyulan hız ve kapsamlılığı
karşılayamamaktadır. Bu nedenle kamu kurumları bu konudaki alımlarını,
yasal düzenlemelerin izin verdiği parasal büyüklüklerle parça parça
yapmak zorunda kalmakta, ya da bir başka kamu kurumuna yasayla
tanınan - ancak rekabete kapatılmış - esneklikten yararlanma yoluna
gitmektedir. Bu tutum, hem kamu kurumlarının işleyişinde verimsizliğe yol
açmakta, hem de bu kurumların hizmetlerinden yararlanan yurttaşların
mağduriyetine neden olmaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi, bu verimsizliği
tüm taraflar açısından giderecek yeni bir düzenleme yapacaktır.
40
43. Ar-Ge Faaliyetlerinin Desteklenmesi Kanunu Genişletilecek
5746 sayılı “Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi
Hakkında Kanun” ileriye doğru atılmış olumlu bir adım olmakla birlikte,
getirilen kolaylıklardan sadece büyük ölçekli şirketlerin faydalanabildiği
görülmektedir. 5746 sayılı kanun, küçük ve orta büyüklükteki bilgi
ve iletişim teknolojisi şirketlerinin de faydalanabileceği şekilde
genişletilecektir.
Veri Güvenliği ve İletişim Özgürlüğünün Önündeki Engeller Kaldırılacak
AKP hükümeti de dahil olmak üzere, Türkiye’de pek çok çevre, internetin
olanaklı kıldığı ve bilgi toplumunun gerektirdiği özgürlükçü ortamı
kabullenmekte güçlük çekmektedir. İnternet siteleri, evrensel hukuk
normlarına göre suç teşkil etmemesi gereken nedenlerle kolaylıkla
kapatılabilmekte, uzun süre kapalı kalabilmektedir. 5651 numaralı
“İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar
Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun,” ifade
özgürlüğünü demokratik bir ülkede kabul edilebilir olanın ötesinde
kısıtlamaktadır. Türkiye, 5651 sayılı yasa ile internete sansür uygulayan
az sayıda ülke arasında gösterilmeye başlanmıştır. Türkiye dışında bu
ülkelerin hiçbiri demokrasi ile yönetilmemektedir.
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin getirilerinden gerektiği ölçüde
faydalanabilmek için, bu alanın yeniden özgürlükçü bir anlayışla
düzenlenmesi zorunludur. Cumhuriyet Halk Partisi, uluslararası demokrasi
standartlarına uygun yeni bir yasal düzenleme ile bilişim sektörünün
önünü açacak, ancak internetin zararlı etkilerinden de başta çocuk ve
aileler olmak üzere toplumun tüm kesimlerini koruyacak güvenceleri
sağlayacaktır.
Başta sağlık verileri ve diğer hassas kişisel veriler olmak üzere tüm kişisel
verileri etkin şekilde koruyacak, kişisel verilerin toplanmasını, işlenmesini,
düzeltilmesini, silinmesini, yeniden dağıtılmasını uluslararası normlara
uygun şekilde düzenleyen Kişisel Verilerin Korunması Yasası çıkartılacaktır.
Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi olduğu halde Siber Suçlar Sözleşmesi’ni
imzalamama ayıbından 2010 yılında kurtulmuştur. Ancak, halen
bu sözleşme TBMM’de onaylanmadığı gibi, iç hukukun sözleşmeye
uyumlaştırılması çalışmaları da yapılmamıştır. Cumhuriyet Halk Partisi
Siber Suçlar Sözleşmesi’nin onaylanması ve iç hukukun uyumlaştırılmasını
hızla gerçekleştirecektir.
41
44. Kamudaki Bilişim Çalışanlarının Kadro Tanımları Yeniden Düzenlenecek
Kamudaki bilişim uygulamalarının geliştirilmesi ve yaşama
geçirilmesi, bilişim sistemlerinin işletilmesi ve bakımını üstlenen bilişim
çalışanlarının kadroları, bilgi birikiminin, yetkinlik ve deneyimin doğru
değerlendirilmesine olanak verecek biçimde tanımlanacaktır. Bilişim
çalışanlarının teknolojideki gelişmelere koşut olarak sürekli eğitimini
sağlayacak düzenlemeler yapılacaktır.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Güncellenecek
5846 sayılı “Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu” 1951 yılında, o dönemin
koşulları ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak çıkartılmıştır. Bilgi ve
iletişim teknolojileriyle ilgili telif hakları düzenlemeleri kanuna sonradan
eklenmiştir. İlkesel düzeyde AB standartlarını içerse de 5846 sayılı kanun,
günümüzün ve geleceğin gereksinimlerini tam olarak karşılamaktan
uzaktır.
Bu nedenle, özellikle yazılım ürünlerinin etkin kullanımı ve yazılım
üreticilerinin korunmasını sağlamak amacıyla, Fikir ve Sanat Eserleri
Kanunu yeniden ele alınarak çağın koşullarına uygun kapsam ve içeriğe
kavuşturulacaktır.
42
45. Kamuda Bilişim Reformu: Gerçek e-devlet Oluşturulacak
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin devlet-yurttaş ilişkisinin her iki tarafı için
daha hızlı, daha rahat, daha güvenilir ve daha verimli kullanılması,
çağdaş ulus devletin gereğidir. Ne yazık ki günümüzde bilgi ve iletişim
teknolojilerinin bu ilişkiyi geliştirmek konusundaki potansiyelinden
yeterince faydalanılamamaktadır. Mevcut e-devlet uygulamaları
yüzeyseldir. Çoğu durumda bu uygulamalar sadece görünürde kalmakta,
kamu kurumlarının iş süreçlerine yeterince etki edememektedir.
Kamu kurumlarındaki çoğu bilişim uygulamasında işlemler bilişim sistemi
dışında kişisel gayretlerle, elle yürütülmekte; sistemlerdeki veriler güncel
tutulamamaktadır. Kamu kurumlarının birbirleriyle veri paylaşması
ve veri alışverişi yapmasında, verinin sahibinin tanımlanamaması
ve veri standartlarının olmamasından kaynaklanan ciddi sorunlar
yaşanmaktadır. Kamu kurumlarının ortak verileri kullanamaması,
hem verilerin gereksiz yere tekrar edilmesine ve tutarsızlıklara hem de
yurttaşlara zorluk çıkaran, zaman alıcı iş tekrarlarına yol açmaktadır.
Cumhuriyet Halk Partisi, e-devlet uygulamalarını, yurttaş odaklı bir
anlayışla ele alıp, hizmet niteliğini artıracak, yurttaşa külfet yaratmayacak
bir yaklaşımla yeniden yapılandıracaktır. Kurumlardaki yöneticilere ve
çalışanlara bilişim sistemini kullanarak iş görme alışkanlığı kazandırılacak,
iş yapış yöntemleri çağa uygun biçimde değiştirilecektir. Kurumların
ortak verilerle çalıştığı; işlemlerin doğru, tutarlı ve güncel verilerle, yasal
düzenlemelere uygun biçimde yerine getirildiği; yerden ve zamandan
bağımsız kılınmış; her an, her yerden erişilebilir uygulamalarla gerçek
e-devlet yaratılacaktır.
Bu girişim, hem yatay (yeni e-devlet hizmetlerinin her alanda kullanıma
açılması) hem de dikey (iş süreçlerinde verimliliğin ve etkinliğin artırılması
ve kamu yönetiminin bilgi toplumu doğrultusunda dönüştürülmesi) bir
gelişmenin yaşanmasına yol açacaktır.
Bilişim Reformunun Motoru: Büyük Ölçekli Kamu Bilişim Projeleri
Bilişim Reformunun başarıya ulaşabilmesi için sadece yasal düzenlemeler,
teşvikler ve eğitim projeleri yeterli değildir. Kamu kesiminin sürece
öncülük etmesi, bilişim toplumuna dönüşümün ivme kazanmasına neden
olacaktır. Çok büyük kaynaklar gerektirmeyen, ancak geniş kapsamlı
43
46. ve etkisi toplumun hemen her kesiminde hissedilecek büyük projelerin
yaşama geçirilmesi, bilişim topluma giden yolda hızla ilerlemeye olanak
sağlayacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, proje yapmaya özendirmek ve bilişim
reformunu etkin hale getirmek için toplumun yerel yönetimlerden sivil
toplum kuruluşlarına, küçük ölçekli yerel firmalardan ulusal oyunculara
tüm kesimini harekete geçirme potansiyeli taşıyan büyük ölçekli kamu
projeleri gerçekleştirilecektir. Bu kapsamda örneklenebilecek öncelikli
projeler şunlar olacaktır:
• Tüm kentlerde ve kırsal kesimdeki yerel yönetimlerde, birbirleriyle veri
alışverişinde bulunan ve kamu kurumlarıyla veri paylaşımı yapılan Kent
Bilgi Sistemlerinin kurulması;
• Elektrik, doğalgaz ve su dağıtım şebekelerinin ve imar verileri için ortak
harita ve adres verilerinin kullanılmasına altyapı oluşturacak bilişim
sistemlerin yaşama geçirilmesi;
• Kentlerdeki Afet Koordinasyon Merkezlerinin ulusal düzeyde birbirlerine
bağlanması;
• Devlet ve üniversite hastanelerinin yanı sıra özel sağlık kuruluşlarının,
sağlık ocaklarının ve aile hekimlerinin erişebileceği, hastaların tanı ve
tedavi bilgilerinin paylaşıldığı “sağlık çemberi” uygulamasının yaşama
geçirilmesi;
• Ülkedeki tüm son kullanıcılara 7 gün 24 saat kesintisiz, sürekli teknoloji
desteği sağlayacak, uzmanlaşmış teknik destek kadrolarının çalıştığı
yardım masaları ve çağrı merkezlerinin oluşturulması.
Yeni İş Alanları Açılacak, İstihdam Artacak
Kamu kesiminin önderliğinde yürütülecek ulusal ölçekte büyük bilişim
projeleri, BİT sektörünün yanı sıra başta elektronik ve iletişim sektörleri
olmak üzere değişik alanlarda ürün ve hizmet sağlayan çok sayıda
KOBİ ve kişisel girişimciye yeni iş alanları oluşturacaktır. Projelerin
gerektirdiği donanım, iletişim altyapısı, yazılım ürünleri ve veri toplama,
veri girişi, sistem kurulumu, kullanıcı desteği gibi bilişim hizmetlerini
sağlayan firmalara, personel alımı ve eğitimi öncelikli olmak üzere,
üretim araçlarının ve bilişim altyapılarının iyileştirilmesi/yenilenmesine
yönelik destekler sağlanacaktır. Büyük kamu projelerinin ülkenin hemen
44
47. her yanında istihdam yaratması amacıyla ürün ve hizmetlerin yerel
üreticilerden ve hizmet sağlayıcılardan edinilmesi ilkesiyle hareket
edilecektir.
Cumhuriyet Halk Partisi, özel kesimdeki kuruluşların gerçekleştireceği, yeni
iş alanları açan ve istihdam yaratan bilişim uygulamaları için de özendirici
olacaktır. Özellikle tarım, hayvancılık, enerji, sağlık, ulaşım gibi toplumsal
katma değeri ve etkisi yüksek alanlarda bilgi ve iletişim teknolojilerinin
yaygın ve etkin kullanımı için:
• Değişik sektörlere özgü bilişim çözümlerinin tanınması amacıyla sivil
toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerle işbirliği içinde bölgesel etkinlikler
düzenlenecek;
• Teknolojiye yatırım yapan girişimciler, yazılımların geliştirilmesi ve
satın alınmasında, danışmanlık hizmetlerinin ve teknik hizmetlerin
edinilmesinde uygun koşullu fonlar ve kredilerle desteklenecektir.
Kamu ve özel kesimdeki bilişim uygulamalarının artması; sistem kurulumu,
sistem işletimi ve bakımı, yazılım bakımı, kullanıcı desteği, çağrı merkezi
ve yardım masası uygulamaları gibi değişik alanlarda uzmanlaşmış teknik
eleman gereksinimi doğuracak ve istihdam ortamı yaratacaktır.
Bu amaçla:
• Başta genç nüfus olmak üzere bu konularda eğitilmek ve çalışmak
isteyenlere, eğitim ve iş bulmak için destek sağlanacak;
• Kişisel girişimcilerin evlerinden çalışması özendirilecek, özellikle uzaktan
eğitim ve destek sağlayan kişilere hızlı internet erişimi ve sistem altyapısı
yatırımlarında teşvikler verilecektir.
Ar-Ge ve Yenilikçilikle Ülkemizin Küresel Rekabet Gücü Artırılacak
Sürekli Ar-Ge çalışmaları ve yenilikçilik, firmaların küresel rekabette ayakta
kalabilmeleri ve yarışı sürdürebilmeleri açısından bir zorunluluktur.
Bu doğrultuda yapılacak çalışmalar şunlardır:
• Ar-Ge yatırımları en geniş ölçüde desteklenecek; yıllık Ar-Ge
harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı ilk aşamada hızla % 2’ye
çıkarılarak, bunun yarısının kamu kesimi ve kaynağı ile gerçekleştirilmesi
hedef alınacaktır. Bunun sonrasında Ar-Ge harcamaları AB standardı olan
% 3’e çıkarılacaktır.
45