BT Günlüğü Aralık 2018 sayımızı aşağıdaki bağlantı üzerinden okuyabilir veya dergimizi ücretsiz olarak indirebilirsiniz.
İçindekiler:
05 Dünyanın En Değerli Teknoloji Şirketleri
06 Türkiye’nin En Büyük Siber Güvenlik Merkezi
07 3G’den, 5G’ye Neler Değişti?
15 Yeni Bir DaaS Dalgası Geliyor
16 Yakın Geçmişte Yaşanan İnovasyonun Çoğu Açık Kaynak Üzerinde Gerçekleştirildi
20 Orta Asya Dijitalleşerek Yeniden İnşa Ediliyor
22 Teknolojinin Kalbi VMworld 2018 Etkinliğinde Attı!
26 Yapay Zeka Alanında Bizleri Neler Bekliyor?
30 Türkiye’deki Kripto Para İşlem Hacmi Neden Artıyor?
32 Sosyal Medya Etkileşiminizi Artırmanız İçin İpuçları
34 Türkiye’deki İşletmelerin Facebook Üzerinden Yarattığı Katma Değer 15.3 Milyar TL
42 İş Dünyasının Yeni Efendisi Huawei Mate 20 Pro
44 Blok Zinciri Teknolojisi Güvenlik Sektörünün İlgisini Çekti
1. 12 / 2018
Dünyanın En Değerli Teknoloji Şirketleri • Türkiye’nin En Büyük Siber Güvenlik Merkezi
3G’den, 5G’ye Neler Değişti? • Yeni Bir DaaS Dalgası Geliyor • Orta Asya Dijitalleşerek Yeniden İnşa Ediliyor
Türkiye’deki Kripto Para İşlem Hacmi Neden Artıyor? • Sosyal Medya Etkileşiminizi Artırmanız İçin İpuçları
Blok Zinciri Teknolojisi Güvenlik Sektörünün İlgisini Çekti • İş Dünyasının Yeni Efendisi Huawei Mate 20 Pro
Yapay Zeka
Alanında Bizleri
Neler Bekliyor?
2. Migros Haftalar Süren İş Yükünü
VMware Teknolojileri ile Saatlere İndirdi
Migros on binin üzerinde mobil cihazda iş kritik uygulamalarını çalış-
tırıyor. Eskiden bu cihazlara yapılacak bir güncelleme haftalar alırken
VMware teknolojileri ile bu süre saatlere indirildi.
Soldan sağa: Murat Zobu, Migros Sistem ve Bulut Altyapı Yönetimi Müdürü / Ömer Lütfi Karagöz, Migros Ağ, Sistem ve Güvenlik
Altyapı Yönetimi Grup Müdürü / Osman Kırklaroğlu, Migros BT Destek ve Kurumsal Mobil Çözümleri Lideri.
1
954 yılından beri Türkiye’de modern
perakende sektörünün öncü şirketi
olarak faaliyet gösteren Migros,
Türkiye’nin 81 ilinde hizmet sunuyor.
Migros müşterilerinin ihtiyaçlarına
hızla cevap vermeyi ve fark yaratan alışveriş
deneyimi yaşatmayı hedefliyor. Migros
için fark yaratmakta kullanılan en önemli
araç ise teknoloji. Hızla ilerleyen ve gelişen
teknolojiye yatırım yapan Migros özellikle
perakende sektörünün yıldızlarından biri.
Geçtiğimiz dönemde teknolojiye yaptığı
yatırımlar ile adından söz ettiren firmanın
son yatırımlarından biri de, iş kritik
uygulamalarının çalıştığı mobil cihazlara
erişim kolaylığı sağlamak ve verimliliği
arttırmak için yapıldı. Migros VMware
teknolojilerini kullanarak mobil cihazlara
yapacakları güncellemelerin sürelerini
haftalardan saatlere indirdi.
İş İhtiyaçları Teknolojinin
Gelişimine Paralel Olarak
Farklılaşıyor
Migros, Türkiye`de en fazla online
müşteri hesap işlemi ve online promosyon
yapan, geçtiğimiz 5 sene içerisinde her
yıl ortalama 200 civarı yeni mağaza
açan, 3.000 civarında tedarikçisi ve 45
binin üzerinde çalışanı bulunan dev bir
perakendeci. Ayrıca, Migros Sanal Market,
Türkiye’nin en büyük, yaygın ve ilk kurulan
gıda e-ticaret sitesi. Migros’un teknoloji
tarafında en temel önceliklerinden
biri mobilite. El terminalleri, tabletler,
telefonlar gibi on binin üzerinde mobil
cihazda, Migros`un iş kritik birçok
uygulaması çalıştırılıyor. El terminalleri
kullanılarak; malın kabulü, iadesi, sipariş
ve fiyat takibi, depodan çıkışı gibi,
ürünlerle ilgili tüm işlemler yapılırken,
sanal market müşteri siparişlerinin sevk
için hazırlanmasından müşteriye teslimine
kadar tüm süreçlerde tabletler kullanılıyor.
Çalışanların mobil cihazlardan şirket
kaynaklarına bulundukları yerden bağımsız
olarak güvenli ve kolay bir şekilde erişmesi
gerekiyordu.
Workspace ONE İle Mobil
Cihazlar Kontrol Altında
Migros ihtiyaçları doğrultusunda yatırımlar
yaparak VMware Airwatch teknolojisi üzerine
kurulan VMware Workspace ONE ile tüm
mobil cihazları kontrol etmeye başladı.
Tüm platformlarda uç nokta yönetimi
karmaşıklıklarını ortadan kaldıran şirket
Workspace ONE’ın esnek ve kapsamlı
yaklaşımıyla BT ve son kullanıcılar arasında
seçenekleri, esnekliği ve güvenliği artıran yeni
bir katılım modeli kurdu.
Böylece Migros çalışanları, artık istedikleri
yerden, uygulamalara, şirket içi web
sayfalarına, dokümanlarına ve ortak alanlara
sorunsuz ve kolay bir şekilde erişebiliyor.
Ayrıca Migros, VMware Airwatch sayesinde
çalışanların telefonlarının satın alınması,
stokunun tutulması, bakımının planlanması
gibi külfetli ve maliyetli bir iş yükünden
kurtuldu. Bu sayede çalışanlar istedikleri
cihazları marka ayırt etmeksizin kendileri
alabiliyor.
Eskiden Bir Ay Süren
BaşarıÖyküsü
Güncellemeler, Bir Kaç Saat
İçinde Yüklenebiliyor
VMware teknolojilerinin Migros’a sağladığı
en büyük avantaj verimlilik artışı oldu.
Kullanılan mobil cihazlar üzerindeki güvenlik,
kontrol ve yönetilebilirlik artırıldı. Artık el
terminallerindeki sorunlara uzaktan müdahale
edilebiliyor ve yazılım güncellemeleri çok kısa
sürede tamamlanabiliyor.
Eskiden bir ay süren güncellemeler, bir kaç
saat içinde yüklenebiliyor. Güncellemelerin
hızlı ve sağlıklı bir şekilde yapılması nedeniyle
çağrı sayılarında ve dolayısıyla iç müşteri
memnuniyetinde de ciddi artış sağlanmış
durumda.
3. M
igros veri ile yönetilen bir şirket. Veriye her zaman ve her yerden ulaşılabilmesi çok
önemli. Etkin mağaza yönetimi için oluşturduğumuz Migros Raporlama sistemimiz ile
mağaza yöneticileri mağazadaki satış, stok ve mal hareketleri gibi tüm olan biteni anında
takip edebiliyorlar. Mobil cihazların hızlıca güncellemesi, teknolojik verimlilik anlamındaki en
önemli ihtiyaçlarımızdan biri. Mevcut sistemde bu işlem günler, haftalar, hatta aylar sürüyordu.
Öte yandan, mobil cihazlar ve el terminallerinin envanterinin tutulması, cihazların kaybedilmesi
durumunda verinin tamamen silinebilir ve cihazın takip edilebilinir olması gerekiyordu. Ayrıca
çalışanların kendi seçtikleri cihazları kullanabilmesi ve bu cihazlardan ERP, e-posta, portal ve dosya
sunucusu gibi şirket kaynaklarına güvenli ve kolayca erişebilmesi olmazsa olmaz ihtiyaçlarımızdan
biriydi. Workspace ONE sayesinde, çalışanlarımız hangi cihazı seçerse seçsin, biz o cihazı güvenli bir şekilde şirket
kaynaklarına erişebilir ve yönetebilir hale getirebiliyoruz. Tüm bu ihitiyaçları, güvenli bir şekilde, kurumsal yönetim
anlayışına uygun olarak, Workspace ONE ile karşıladık.
Ömer Lütfi Karagöz, Migros Ağ, Sistem ve Güvenlik Altyapı Yönetimi Grup Müdürü
W
orkspace ONE ile işlevsel ve operasyonel verimlilik kazandık. Artık çalışanların kullanması
gereken programlar tüm ayarları yapılmış bir şekilde teslim ediliyor. Örneğin yakın
zamanda yaptığımız 1500 üzerinde mağaza tablet yenileme projesi 1 hafta gibi kısa bir
süre içerisinde tamamlandı. Mağazanın sıfır kurusunda gelen tableti açıp şirket ağına dâhil edip
kullanıcı bilgilerinin girmesi tüm ayarlar için yeterli oldu. Workspace ONE sayesinde sadelik, kolay
kullanım ve güvenlik bir arada sunuluyor. Migros için hayati bir araç olan raporlama sistemi mobil
uygulaması herhangi bir ilave VPN teknolojisi kullanmadan doğrudan açılabiliyor ve şirket içi
kaynaklara erişebiliyor. Mobil Cihazlardan, Migros kaynaklarına erişilmek istendiğinde VMware
Airwatch’a entegre ortam sayesinde özel bilgilerin dışarıya sızması engelleniyor. E-mail sistemi,
ağ erişim kontrol sistemi, merkezi log analiz sistemi, izleme sistemleri gibi birçok sistemimizle tam uyum sağlıyor;
böylece güvenlik konusunu da bir adım ileriye taşımış olduk. Ayrıca operatörlerden aldığımız 2000 civarında APN
hizmetini sonlandırarak hem güvenlik anlamında hem de maliyet anlamında ciddi kazanım elde ettik.
Murat Zobu, Migros Sistem ve Bulut Altyapı Yönetimi Müdürü
W
orkspace ONE sayesinde güvenli ve kontrollü e-mail erişimini mevcut kullanıcı deneyimini
değiştirmeden sağladık. VMware Airwatch ile kullanıcı hangi cihazı seçerse seçsin, o
cihazı güvenli bir şekilde şirket kaynaklarına erişebilir hale getiriyoruz. Ayrıca VMware
teknolojisi ile Avrupa perakende sektöründe örnek olan bir uygulamayı Türkiye’de hayata
geçirdik. Artık mağaza müdürlerimiz mağazadaki hemen her şeyi tek bir tablet üzerinden kontrol
edebiliyor. VMware teknolojileri sayesinde elde ettiğimiz kazanımlarla teknolojik dönüşümümüzü
hızlandırmaya devam edeceğiz.
Osman Kırklaroğlu, Migros BT Destek ve Kurumsal Mobil Çözümleri Lideri
BaşarıÖyküsü
T
ürkiye’nin perakende devi Migros’u VMware’in güçlü çözümleriyle buluşturduk. Migros için
hayati öneme sahip olan mobil cihaz yönetimi ve güvenliği Workspace ONE çözümümüz
ile sağlandı. Workspace ONE’ın esnek ve kapsayıcı yaklaşımı sayesinde Migros’un kurumsal
güvenliği ve veri kaybı önleme stratejileri kurumun her köşesinde standart hale getirildi. Mobil
cihazların VMware Workspace ONE ile kontrol edilmeye başlanmasıyla, şirket tüm platformlarda
uç nokta yönetimine dair karmaşıklıkları ortadan kaldırdı. Marka ayırt etmeksizin tüm uygulama
ve cihazlar tek bir platformdan yönetilebiliyor. Mobilitedeki güvenlik, kontrol ve yönetilebilirliğin
artmasıyla, önemli bir verimlilik artışı da sağlandı, hız ve verim kriteri karşılandı. Artık yeni bir
yazılım güncellemesi çok kısa zamanda yapılabiliyor. Migros, altyapısında çalışan tüm sunucu
ve uygulamaların çalıştığı donanımlarda hipervizör olarak VMware sanallaştırma platformunu tercih etti. Şirket, bu
platformun denetlenmesi ve süreçlerin otomatize hale getirilmesi gibi işlerde de VMware ürünlerini kullanıyor ve bu
ürünlerin kullanım alanlarını genişletmeyi planlıyor.
Murat Mediçeler, VMware Türkiye Ülke Direktörü
4. 4
künye
içindekiler
05 Dünyanın En Değerli Teknoloji Şirketleri
06 Türkiye’nin En Büyük Siber Güvenlik Merkezi
07 3G’den, 5G’ye Neler Değişti?
15 Yeni Bir DaaS Dalgası Geliyor
16 Yakın Geçmişte Yaşanan İnovasyonun Çoğu
Açık Kaynak Üzerinde Gerçekleştirildi
20 Orta Asya Dijitalleşerek Yeniden İnşa Ediliyor
22 Teknolojinin Kalbi VMworld 2018 Etkinliğinde
Attı!
26 Yapay Zeka Alanında Bizleri Neler Bekliyor?
20 Şirketlerin En Büyük Sorunu Karmaşık BT
Altyapıları
30 Türkiye’deki Kripto Para İşlem Hacmi Neden
Artıyor?
32 Sosyal Medya Etkileşiminizi Artırmanız İçin
İpuçları
34 Türkiye’deki İşletmelerin Facebook Üzerinden
Yarattığı Katma Değer 15.3 Milyar TL
36 BT Günlüğü Test Merkezi
42 İş Dünyasının Yeni Efendisi Huawei Mate 20
Pro
44 Blok Zinciri Teknolojisi Güvenlik Sektörünün
İlgisini Çekti
Yazı İşleri
Ali Yavuz ŞAHİN
Genel Yayın Yönetmeni
(Sorumlu)
yavuz@btgunlugu.com
Ecevit BIKTIM
Yayın Danışmanı
ecevit@btgunlugu.com
Mahmut Saral
Prodüksiyon Sorumlusu
info@btgunlugu.com
Editörler
Süleyman Sertkaya
Osman Tufan
Ender Öztürk
Mutlu Çavuş
Mustafa Hanlı
info@btgunlugu.com
Kreatif
Creative Solutions
diyalog@creativesolutions.com.tr
Reklam
Reklam Departmanı
reklam@btgunlugu.com
Adres
Eylül Medya
İnönü Caddesi No: 8
Bulut İş Merkezi 4. Kat
Ofis: 72 Çeliktepe
Kağıthane / İstanbul
Tel : 0212 270 36 37 PBX
Fax: 0212 270 36 37
Dağıtım
Etkin Dağıtım
Baskı ve Cilt
Özgün Ofset
Aytekin sokak no:21
4.Levent / İstanbul
Tel : 0212 280 00 09
Fax: 0212 264 74 33
4
5. özel haber
Teknoloji, bilim ve bilgisayar çağını yaşadığımız şu günlerde en
değerli şirketler de teknoloji odaklı oluyor. İşte dünyanın en değerli
teknoloji şirketleri.
Dünyanın En Değerli
Teknoloji Şirketleri
Özellikle son 15 senede, teknoloji alanında çok önemli
gelişmeler yaşandı. Tıp elektroniğinden tutun da bilişim
teknolojilerine kadar hayli yol kat edildi. Elbette geçen
15 yıl içerisindeki en büyük atılımlar bilgisayar ve yazı-
lım sektöründe gerçekleşti. İnternetin yaygınlaşması ve
hızlanmasıyla birlikte pek çok alışkanlık da değişti.Akıllı
telefonların hayatımıza girmesi, alışverişten, banka işlem-
lerine kadar pek çok şeyi dijital ortama taşıdı. Doğal olarak
bu durum sosyal yaşamı da etkiledi. İnsanlar eskiden
sosyalleşmek için dışarı çıkarken, şimdilerde ise kendile-
rini eve kapatıp, sosyal ağlar üzerinden bu ihtiyaçlarını
gidermeye çalışıyorlar. Teknolojinin hayatımızı bu kadar
çok etkilemesi dünyadaki en değerli şirketleri belirlemede
de önemli rol üstlendi. Peki dünyanın en değerli teknoloji
şirketleri hangileri?
Apple
Dünyanın en değerli teknoloji şirketleri listesinde zirvede
yer alan isim Apple. Kısa süre önce 1 trilyon dolar değere
ulaşan ilk şirket olan Apple, Steve Jobs, Ronald Wayne ve
Steve Wozniak tarafından 1 Nisan 1976’da Kaliforniya,
Cupertino’da kuruldu. Özellikle iPhone ile zirve yapan
şirketin şimdiki CEO’su ise Tim Cook. Bir zamanlar iflasın
kıyısına gelen Apple, şu aralar akıllı telefon, akıllı saat ve
tablet sektöründe zirvede yer alıyor.
Amazon
Apple’ın ardından 1 trilyon dolar değere ulaşan ikinci
şirket olan Amazon, bir e-ticaret sitesi olarak sektöre giriş
yaptı. 1994 yılında Jeff Bezos tarafından kurulan şirket
hızla büyüdü. Şimdilerde pek çok sektörde boy gösteren
Amazon, kısa süre önce ülkemizde de kurumsal faaliyet-
lerine start vermişti. Amazon’un CEO’luk görevini şirket
kurulduğu günden bu yana Jeff Bezos yürütmekte.
Google (Alphabet)
Yoluna bir arama motoru olarak başlayan Google, kısa
sürede pek çok alanda faaliyet gösteren bir şirket haline
geldi. 2015 yılında Google,Alphabet isimli şirketin çatısı
altına girdi. Şirketin CEO’su pozisyonunda ise Google’un
yaratıcılarından biri olan Larry Page bulunuyor. Google,
akıllı telefon pazarına hakim iki işletim sisteminden biri
olan Android’in de sahibi. Kısacası Google’ın akıllı telefon-
lardan, otonom araçlara kadar geniş bir ürün yelpazesine
sahip olduğu söylenebilir.
Microsoft
Bilgisayar denildiğinde akla gelen ilk şeylerden biri de hiç
şüphesiz Windows işletim sistemi olacaktır. Windows’un
yaratıcısı olan Microsoft Bill Gates ve Paul Gardner Allen
tarafından kuruldu. 2014 yılına kadar şirketin CEO’luk
görevini Bill Gates yürütüyordu. Fakat sağlık sorunlarını
gerekçe göstererek yerini Satya Nadella’ya bıraktı. Micro-
soft, pek çok alanda faaliyet gösterse de işletim sistem ile
yakaladığı başarıyı başka bir alanda elde edemedi.
Facebook
En değerli teknoloji şirketleri listesinde belki de en genç
olan şirket Facebook’tur. 2004 yılında Harvard Üniver-
sitesi’nde okuyan Mark Zuckerberg tarafından kurulan
Facebook, ilk başta üniversite için kurulmuştu. Sonraları
diğer üniversiteler için de hizmet vermeye başlayan Face-
book’un küresel bir şirkete dönüşmesi fazla uzun sürme-
di. Sosyal medya alanında hizmet veren bir şirket olan
Facebook, Instagram ve Whatsapp gibi iki önemli ağı da
bünyesinde bulunduruyor.
Alibaba
Alibaba.com 4 Nisan 1999 yılında kurulmuştur. İlk başta
yalnızca Çin’de faaliyet gösteren Alibaba.com zamanla
200’den fazla ülkede 3.5 milyon şirketin faaliyet gösterdi-
ği devasa bir e-ticaret merkezine dönüşmüştür. Alibaba.
com’un en büyük hissedarları Softbank ve Yahoo!’dur. His-
selerin yüzde 32.4’ü Softbank’a, yüzde 16.3’ü ise Yahoo!’ya
aittir. Şirketin CEO koltuğunda ise 2015 yılından bu yana
Daniel Zhang oturmakta.
5
6. 6
özel haber
Türk Telekom 2009 yılından beri müşterilerine sunduğu Kurumsal
Güvenlik hizmetlerini Ankara’da konumlandırılan Siber Güvenlik
Merkezi ile genişletiyor ve Türkiye’nin verisini koruma altına alıyor.
Türk Telekom’dan Türkiye’nin En
Büyük Siber Güvenlik Merkezi
Türk Telekom’un “Siber Güvenlik Merkezi” dünya stan-
dartlarına uygun bir şekilde tasarlanarak, 1500 metreka-
reyi aşan bir alana kuruldu. Kritik veri ve altyapıya sahip
kamu kurumları ve kurumsal şirketlerin siber güvenlik
ihtiyaçlarına uçtan uca çözümler sunan Siber Güvenlik
Merkezi, kesintisiz ve güvenli erişim sağlanarak, Türki-
ye’yi yakın geleceğin ve günümüz siber saldırılarına karşı
koruyor.
Türk Telekom, kurumsal müşterilerine Siber Güvenlik
Merkezinde sunduğu hizmetlere ek olarak Güvenlik
Duvarı, Aktif Savunma, İçerik Filtreleme, Anti-DDoS,
Anti-Virüs hizmetlerini de sunmaktadır. Ayrıca kurumsal
müşterilerin kendi yerel ağlarında konumlandırabileceği
özel güvenlik çözümleri; Gelişmiş Tehdit Engelleme hiz-
metleri (Anti-APT) ve Siber Güvenlik Merkezi Yönetim
hizmetleri de verilmektedir.
Türk Telekom Siber Güvenlik Merkezi zengin hizmet yel-
pazesi ile Türkiye coğrafyasının tüm noktalarına hizmet
götürmekte ve en geniş hizmet ağı; çalıştığı iş ortakları
ve üreticiler itibari ile de telekom operatörleri arasındaki
en büyük güvenlik çözüm ortağı olma özelliğini taşıyor.
Türkiye’nin siber güvenlik hizmeti sunan ilk telekom
operatörü olan Türk Telekom; ulusal güvenliğin bir
parçası olan veri ve altyapıyı korumak ve bu verinin
Türkiye’de kalmasını sağlamak adına siber güvenliğe
milyonlarca liralık yatırım yaptı. 10 yılı aşkın süredir
sunulan siber güvenlik hizmetlerini bu coğrafyanın en
büyük Siber Güvenlik Merkezini açarak taçlandırdıkla-
rının altını çizen Türk Telekom Teknoloji Genel Müdür
Yardımcısı Yusuf Kıraç; “Siber Güvenlik Merkezimiz-
de sunduğumuz her hizmette kendi alanında uzman,
dünya üzerinde kabul gören özel sertifikasyonlara
sahip mühendislerce hizmetlerimizi müşterilerimizle
buluşturuyoruz. Ayrıca, Türkiye’nin en zengin siber
güvenlik hizmet portföyünü sunan telekom operatörü
olarak; Türkiye’nin veri ve altyapısını da koruyarak
ulusal güvenliğimizi sağlamak için de hizmete devam
ediyoruz. Siber Güvenlik Merkezi üzerinden sunacağı-
mız güvenlik hizmetleri altyapımızı hem yerel, hem de
coğrafi yedekli olarak tasarladık. Ayrıca, altyapımızda
kullandığımız tüm ürünleri globalde kabul görmüş en
son teknolojiyle donattık” dedi.
APT Hizmeti Sunan İlk Operatör Türk Telekom
Siber Güvenlik Merkezi üzerinden 14 farklı ürün ve
servis daha sunarak ülke korumasına verdiği hizmeti
arttırmayı hedefleyen Türk Telekom; kurumsal müş-
terilerine sunulan özel güvenlik cihaz ve sistemlerin
yönetiminin ve işletiminin servis olarak sunulacağı
yapıya geçmeyi planlıyor.
Bu hedef doğrultusundaki çalışmaların sonucu olarak;
Türk Telekom kısa süre önce Siber Güvenlik Merkezi
üzerinden gelişmiş tehdit önleme hizmeti ile tanım-
lanmamış özel saldırı türlerine karşı koruma sağla-
yacak özel bir hizmeti de sunmaya başladı. Gelişmiş
Sürekli Tehdit olarak tanımlanan APT alanında hizmet
veren ilk telekom operatörü olan Türk Telekom; Siber
Güvenlik Merkezinde sunduğu tüm hizmetleri kendi
kaynakları ve alanındaki en iyi iş ortaklarıyla çalışarak
yerel ve coğrafi yedekli olarak sunuyor.
7. 7
özel haber
Özellikle son bir kaç aydır 5G ile ilgili çok fazla haberler yapıldı. Peki
bu yeni mobil veri sistemi hayatımıza neler katacak? İşte bu soru
hakkındaki olası yanıtlar.
3G’den, 5G’ye Neler Değişti?
Şu sıralar tüm dünya 5G için geri sayıma geçmiş durum-
da. Peki bu yeni teknoloji hayatımıza nasıl etki edecek?
Aslında bu sorunun yanıtını öğrenmek için tarihte biraz
geriye gitmek gerekiyor. Cep telefonları kullanıma sunul-
duktan sonra, uzun bir süre kimse mobil internet hızını
önemsemedi. Fakat renkli ekranlı telefonların hayatımıza
girmeye başlaması, mobil interneti de önemli bir noktaya
taşıdı. Çünkü renkli ekranlı telefonlar, kullanıcılara seya-
hat esnasında film izleme, müzik dinleme gibi imkanlar
sunuyordu. Doğal olarak bunun için hızlı bir mobil inter-
net bağlantısı da şarttı. Ayrıca bir zamanlar hayal olan
görüntülü konuşma da renkli ekranlı, kameralara sahip
cep telefonları sayesinde mümkün olabilecekti. Bunu ön
gören Japon bilim adamları daha hızlı bir mobil internet
teknolojisi için kolları sıvadı.
3G’den 5G’ye
Görüntülü konuşmaları, akıllı telefonlar üzerinden belli
çözünürlük değerlerinde donmadan video izlemeyi
mümkün kılan 3G teknolojisi ilk olarak Japonya’da ortaya
çıktı. 3G teknolojisini duyuran ilk firma Japonya merkezli
NTTdocomo oldu. 1998 yılında Japonya’da kullanıma
sunulan bu teknoloji, ABD’de 2002, Avrupa’da ise 2003
yılından itibaren kullanılmaya başlandı. 3G’nin Tür-
kiye’ye gelmesi ise biraz gecikmeli oldu. Türkiye 3G’ye
anca 2009 yılında geçebildi. Ülkemizde 2009’a kadar Edge
ismi verilen bir mobil teknoloji kullanılıyordu. Edge 2.5G
ile 3G arasında bir bağlantı hızına sahip, oldukça vasat
bir sistemdi. 3G’nin ardından 4G’ye geçiş süreci başladı.
Türkiye daha 3G’ye bile geçmemişken Japonya’da 4G kul-
lanılmaya başlandı. 3G’yi de kullanan ilk firma olan NTT
Docomo 4G için ilk adımlarını 2004 yılında attı.
4G İle Geç Kalınmış Randevu
2004 yılında 4G ile atılan adımlar bu teknolojinin dün-
yaya açılmasında önemli rol oynadı. İlk 4G teknolojisi
mobil ağlarda 100 Mbit/s’lik hıza sahipti. Fakat bu ağda
asıl hedeflenen hız, 1 Gbit/s’ydi. 4G’nin dünyaya açılması
3G’ye göre biraz daha yavaş ilerledi. 4G’nin mobil opera-
törler kapsamındaki ilk testleri 2009 yılında gerçekleşti.
ABD’nin önde gelen operatörlerinden biri olan Verizon,
17 Ağustos 2009’da ilk 4G testlerini yaptı. 4G’nin ülke-
mizde gelişti de 3G gibi hayli gecikmeli oldu. 4G teknolo-
jisi, 2014’te ABD’nin en ücra köşesinde bile kullanılmaya
başlamışken, Türkiye’nin bu teknolojiye ilk adımı 2016
yılında oldu.
Şimdi Sahne 5G’de
Özellikle son birkaç aydır 5G ile ilgili spekülasyonların
sayısı hayli artmış durumda. Genel olarak merak edilen
şey, dünyanın bu yeni teknolojiyi ne zaman kullanmaya
başlayacağı. Ön görülen değerler, 5G’nin şimdi kullandı-
ğımız 4G mobil veri teknolojisine oranla 10 kat daha hızlı
olacağı yönünde. Yani bugün pek çok evde sabit internet
üzerinden bile erişemediğimiz hızlara, 5G sayesinde
kablosuz olarak erişebileceğiz. Yeni mobil veri teknoloji-
sinin 2020 yılı itibariyle bazı ülkelerde kullanıma sunul-
ması bekleniyor. İyi haber şu ki BTK tarafından yapılan
açıklamada Türkiye’nin 5G’yi kullanan ilk ülkelerden biri
olacağı açıklanmıştı. Yani bu açıklama kapsamında Türki-
ye’nin de en geç 2021 ya da 2022 yılı gibi 5G’ye geçeceğini
söyleyebiliriz. Peki 5G alt yapısını destekleyen telefonlar
ne zaman satışa sunulacak. Malum, şu anda satışta olan
hiç bir akıllı telefon modeli yeni mobil veri teknolojisini
desteklemiyor. Bu kapsamdaki ilk akıllı telefonların 2019
itibariyle satışa sunulması bekleniyor. 2020 yılında ise
satışa sunulan telefonların en az yüzde 70’inin 5G özelli-
ğini taşıyacağı tahmin edilmekte.
8. özel haber
Antivirüs yazılım kuruluşu ESET’in çok katmanlı güvenlik programı
ESET Internet Security, bu yılki MRG Effitas Online Bankacılık Ödülü’nü
kazandı. Sektörün fiili standardı olarak kabul edilen bu ödül, finansal
tehditlere karşı en güvenilir çözümleri belirliyor.
Online bankacılık ve e-ticaretin gittikçe yaygınlaştığı
göz önünde bulundurulduğunda, tehditlerin artması
şaşırtıcı değil. İngiltere’de yayınlanan yakın tarihli bir
rapora, banka müşterilerinin 2018 yılının ilk altı ayında
dolandırıcılara 500 milyon pound kaptırdığını ortaya
koydu. Siber güvenlik sağlayıcıları, potansiyel tehditleri
azaltmak için çözümler sunarak büyüyen bu endişelere
hızlı bir şekilde yanıt veriyor.
Testler Nasıl Yapıldı?
İngiltere merkezli bağımsız IT güvenliği test ve danış-
manık kuruluşu MRG Effitas, piyasada yer alan geniş
çözüm yelpazesini sıralamak amacıyla, dört çeyrek
boyunca yaygınlaşmış finansal kötü amaçlı yazılım ve
botnetler kullanarak finansal güvenlik çözümlerini test
etti. Bu testler, gerçek koşullar oluşturularak üzerinde
aktif finansal zararlı yazılımlar bulunan bilgisayarlarda
güvenli tarayıcıların online bankacılık ve elektronik
alışveriş işlemlerini koruyup koruyamadıklarını analiz
etti. Güvenli tarayıcılar, zararlı yazılımların kredi kartı
bilgilerini çalmalarını ya da online bankacılık işlemle-
rini değiştirmelerini önleyebilmelidir.
ESET Bankacılık ve Ödeme Sistemleri Koruması
Fark Yaratıyor
MRG Effitas, bu testler kapsamında, günlük web kul-
lanıcılarına kapsamlı koruma sağlayan gelişmiş bir
çözüm olan ESET Internet Security‘yi de analiz etti.
“Bankacılık ve Ödeme Sistemleri Koruması” da dahil
olmak üzere son derece gelişmiş bir dizi özellik sunan
yazılım; kullanıcıların güvenli bir şekilde online ödeme
yapabilecekleri ve internet bankacılığı kullanırken veya
web tabanlı kripto cüzdanlara erişirken otomatik ola-
rak korunabilecekleri, özel güvenliğe sahip bir tarayıcı
içeriyor.
Tuş Kaydedici Yazılımlara Karşı da Koruyor
Yazılım aynı zamanda daha da güvenli işlem yapıla-
bilmesi için; klavye ve tarayıcı arasındaki iletişimi
şifreliyor ve bunun yanı sıra, bir bilgisayardaki tuş
vuruşlarını izlemek ve kaydetmek için kullanılan key-
logger yazılımlarına karşı da koruma sağlıyor. Test-
lerin ardından ESET’in kazananlar arasında olduğu
açıklandı.
8
ESET Internet Security’ye
Online Bankacılık Ödülü
9. Xerox Yönetilen Baskı Hizmetleri ( MPS ) pazarında
Quocirca’nın dünya çapında pazar durum raporuna
göre dokuzuncu kez birinci olarak liderliğini güçlen-
dirdi. Xerox’s ConnectKey teknolojisi fiziksel ve dijital
alanları birbirine bağlar ve geleneksel baskı cihazla-
rını modern çalışma alanlarının ihtiyaçlarını karşıla-
yan akıllı ve bağlı yardımcılara dönüştürür. Portfolio
kişiselleştirilmiş otomatik iş akışları, tek dokunuşla
erişim, bulut, mobil hazırlık, özel uygulamalar ve çok
katmanlı güvenlik özellikleri, üretkenliği, verimliliği
ve bilgi güvenliğini artırmaya yardımcı olur. Xerox
MPS müşterileri yönetilen baskının stratejik hedefle-
re ulaşmada sağlayacağı somut yöntemleri görmeye
devam ediyor. İspanya ve Portekiz’de araç kiralama
alanında pazar lideri olan Goldcar için MPS şirketin
coğrafi genişleme ve organik büyüme hedeflerine
ulaşmak üzere esneklik ve maliyet tasarrufunu artır-
masına yardımcı oldu. Xerox’un MPS teklifleri kâ-
ğıttan dijitale geçen büyük şirketler ve küçük ve orta
ölçekli işletmelerin karmaşık ihtiyaçlarına yönelik
olarak da tasarlanmıştır. Xerox DocuShare platformu
gibi teknolojiler mobil çalışma, işbirliği, duyusal veri
yönetimi ve zaman alan süreçlerin otomasyonu gibi
modern ofislerin çok önemli adımlar atmasını da sağ-
lar. Xerox’s User Analytics Service gibi araçlar otomas-
yon dijital dönüşüm fırsatlarını belirlemek amacıyla
yazıcı kullanımı konusunda da çok önemli bilgiler
verir. Quocirca raporunda da belirtildiği gibi doküman
ve veri güvenliği de Xerox MPS değer teklifinin çok
önemli bir bölümünü oluşturmaktadır; “Xerox MPS
sözleşmelerinin temelinde çok güçlü güvenlik hizmet-
leri ve araçları bulunuyor Güvenliğe olan iki kat yak-
laşımının içinde değerlendirme hizmetleri, güvenlik
ilkesi geliştirme, uygunluk ve iyileştirme, denetleme
ve takip imkânları bulunuyor.”
Xerox 9 Yıldır Dünya Çapında MPS Lideri
NetApp, konteynerler için kalıcı depolama sorununu
çözen otomatik depolama tanımlayıcısı Trident’teki gün-
cellemeleri, NetApp HCI’da Red Hat OpenShift Container
Platform için yeni doğrulanmış mimari çözümünü, Go-
ogle Cloud Platform için NetApp Cloud Volumes ve AWS
için NetApp Cloud Volumes’a yönelik gelişmiş DevOps
esnekliğini duyurdu. NetApp bu güncellemeleri, kısa
bir süre önce duyurulan StackPointCloud satın alması-
nı takiben duyurdu. StackPointCloud; bulut ortamları
genelinde uygulama orkestrasyon becerilerini doğrudan
destekleyen gelişmiş bir Kubernetes hizmet platformu.
Bu satın almanın ardından NetApp, Kubernetes küme-
lerinin buluta kurulumunu önemli ölçüde kolaylaştıran,
bir Universal Control Plane for Managed Kubernetes çözümü olan NetApp Kubernetes Service’ı piyasaya sürdü.
NetApp yeni hizmetler sunmak ve DevOps yeteneklerini güçlendirmek için bulut ortamları oluşturuyor.
NetApp’ın Docker, Kubernetes ve Red Hat OpenShift Container Platform ile çalıştırdığı otomatik depolama ta-
nımlayıcısı Trident, artık NetApp Cloud Volumes ONTAP’ı, NetApp Snapshot kopyalarını kullanarak yedekleme
ve geri yüklemeyi destekliyor ve çoklu bulut desteği sunuyor. Trident, The Pub üzerinden indirilebiliyor. Ne-
tApp HCI Doğrulanmış Mimarisi üzerinde Red Hat OpenShift Container Platform’un kurulumu ise DevOps’un
özel buluttaki konteynerlerin yönetmesini sağlıyor.
NetApp, DevOps ’u Öne
Çıkarıyor
9
10. 10
Özellikle profesyonel fotoğrafçıların ve sanatsal
baskı alanında çalışanların; kalite, hız, verimlilik,
maksimum renk tutarlılığı ve kalıcılık konuların-
daki tüm ihtiyaçlarını Epson’un geniş format yazıcı
serisi SureColor SC-P karşılıyor. SC-P5000, SC-P6000,
SC-P7000, SC-P8000, SC-P9000, SC-P10000 ve SC-
P20000 olmak üzere toplam yedi modelden oluşan
seri ile baskı alan kullanıcılar, çıktılarını ilk günkü
haliyle 60 yıla kadar koruyabiliyor. Epson SureColor
SC-P serisinin baskı kalıcılığına ilişkin açıklamada
bulunan Epson Türkiye Ticari ve Endüstriyel Ürünler
Ön Satış Uzmanı Hayri Şenol; “Japon Elektronik ve
Bilgi Teknolojileri Endüstrileri Derneği’nin belirledi-
ği standartlardan biri olan ve ‘dijital renkli fotoğraf
baskısında kalıcılık değerlendirmesi’ için kullanılan
JEITA CP 3901A standardına göre Epson SC-P seri-
miz; Premium Parlak Kağıt (A4 boyutu) kullanımı, 23
°C sıcaklık ve %50 nem oranı koşullarında baskıda 60
yıla varan dayanıklılık sunuyor. Bu iddialı rakamın
arkasında Epson’un teknolojik üstünlüğünün yanı
sıra mürekkepte sunduğumuz fark var. UltraChro-
me HD veya HDX mürekkepler bir araya gelerek en
karmaşık tasarımların bile baskıda doğru bir şekil-
de oluşturulması için elde edilebilecek maksimum
renk gamını sağlıyor. Pantone® sertifikalı renklerin
%98’i bu ürün serimizle üretilebiliyor. Gerek renk
tutarlılığı gerekse kalıcılık konusundaki yüksek oran
ve sürelerin sırrında mürekkeplerimizin rolü çok
büyük” dedi. Epson SC-P serisi geniş format yazıcıla-
rın tüm özellikleri kullanım kolaylığı ve güvenilirliği
maksimuma çıkaracak şekilde tasarlanmıştır. 350
ml - 700 ml ayrı kartuş seçimi ile kullanıcılar kartuş
değiştirmeden daha uzun süre baskı yapabilir. İsteğe
bağlı 320 Gb sabit disk ile bilgisayarlarda boş alan
tasarrufu yapılabilir ve birden fazla iş baskıya hazır
halde yazıcıya kaydedilebilir.
Epson’dan Sanatsal Fotoğraf
Baskısında 60 Yıla Varan Kalıcılık
Mastercard, düzenlediği basın toplantısında, Türki-
ye’deki hayata geçen projelerini, vatandaşlara, işletme-
lere ve kamu kurumlarına sağladığı katkıları, sürdü-
rülebilir bir ekonomi için devam eden ve hedeflenen
dijital dönüşüm projelerini paylaştı. Geniş bir katılımla
gerçekleşen toplantıda konular aşağıdaki şekilde su-
nuldu. Toplantıda, kartlı ödemelerin toplam tüketici
harcamalarının içindeki payının %40’lara erişmesinin
ne kadar önemli olduğu vurgulanırken, nakdin ma-
liyeti ve dijital ödemelerin ülke ekonomisine katkısı
konuşuldu. ‘Nakitsiz bir dünya’ hedefiyle çalıştıkları-
nı belirten Mastercard Türkiye ve Azerbaycan Genel
Müdürü Yiğit Çağlayan, 3 yıl boyunca tüm harcama-
ların elektronik ödeme üzerinden yapılması halinde
ülke ekonomisinin 43 milyar TL kazanımda olacağını
söyledi. Çağlayan, Mastercard’ın bir ülkenin ekonomik
reformuna birinci elden destek vermesine en iyi örnek
olarak “Nakitsiz Azerbaycan” projesini gösterirken;
proje kapsamında Azerbaycan ülke ekonomisinin diji-
tal dönüşüm yol haritasının devlet tarafından kabulü-
nün altını çizdi. E-ticaret’in sürdürülebilir ekonominin
şartlarından biri olduğunu söyleyen Yiğit Çağlayan
sunumuna Mastercard’ın dijital ödeme çözümü Mas-
terpass ile devam etti. Müşterilerin, Masterpass üyesi
işyerlerindeki alışverişlerinde bilgilerini tekrar tek-
rar girmeleri gerekmeksizin, tek tıkla güvenle ödeme
yapabildikleri belirtildi. Çözümün chat’leşerek ödeme
versiyonu da cep telefonundan canlı olarak sipariş
verilerek sunuldu. Toplantıda toplu taşıma projeleri
dikkat çekti. Türkiye’de halihazırda Kocaeli, Muğla,
Gaziantep, Mersin, Adana, Bandırma ve Sivas’ta kul-
lanılan Temassız Mastercard Toplu Taşıma projesi ve
İzmir’de İzmirim kartın Masterpass ile yüklenebilme
uygulamalarından bahsedildi.
Mastercard’ın Reçetesi:
Sürdürülebilir Ekonomi İçin
Dijital Dönüşüm
haberler
11. 11
Deloitte Private tarafından Türkiye’de ilk defa haya-
ta geçirilen “Best Managed Companies” programının
kazananları AROMSA, ASAV, Defacto, Domino Tekstil,
ISM Makine, Karaoğlu Peyzaj, Kross Otomotiv, Mikropor,
Nobel İlaç, Profen ve TKG Otomotiv oldu. Türkiye ’nin
en iyi yönetilen şirketleri unvanını almaya hak kazanan
bu şirketler; yarattıkları başarı hikayeleri ve ülke ekono-
misine katkılarıyla öne çıktı. Türkiye ‘nin en iyi yöneti-
len şirketleri programı, Türkiye’nin büyük ve orta ölçekli
özel şirketleri ile aile şirketlerine hizmet veren Deloitte
Private tarafından Türkiye’de ilk kez hayata geçirildi.
Türkiye’de bulunan şirketlerin yönetim performans-
larının, uluslararası en iyi uygulamalar çerçevesinde
değerlendirilmesinin yanı sıra, ulusal şirketler arasında
iyi yönetim mekanizmaları hakkında farkındalık yaratıl-
masının hedeflendiği programın ödül töreni, 26 Kasım
2018 tarihinde yapıldı. Ali Koç’un başkanlığını üstlen-
diği ve Ali Sabancı, Ebru Özdemir, Emre Zorlu, Hamdi
Akın, Hanzade Doğan Boyner, Lucien Arkas, Ömür Tan,
Umran İnan ve Ümit Boyner’in yer aldığı jüri tarafından
belirlenerek “Türkiye’nin En İyi Yönetilen Şirketi” unva-
nını almaya hak kazanan 11 şirket ödüllerini aldı.
Türkiye ’nin En İyi Yönetilen
Şirketleri Belirlendi
TeamGram, web tabanlı ve mobil iş yazılımlarıyla şirketlerin satış perfor-
mansını artırmayı hedefliyor. Kurulduğu 2017 yılından beri Türkiye dışında
Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Güney Afrika, Hindistan, İngiltere,
İsveç, Kanada gibi ülkelerde müşterilerine ulaşan TeamGram, şimdi de
Arjantin ve Meksika’da İspanyolca, Brezilya’da da Portekizce sürümlerini
sunarak Latin Amerika pazarına güçlü bir giriş yaptı. TeamGram’ın arge
çalışmalarının Türkiye’de yapılmasının uluslararası pazarda önemli avantaj-
lar sağladığını vurgulayan TeamGram CEO’su Ahmet Yürekli, “TeamGram’ın
Türkiye’de yaygın biçimde kullanılıyor olması bize global pazarda büyük
avantaj sağlıyor. Türkiye’de arge ekibimizin kullanıcılarımızdan aldığı geri
bildirimler, bütün dünyadaki KOBİ’ler için de daha iyi yazılım geliştirmemi-
ze yardımcı oluyor” dedi.
İş Yazılımı TeamGram Şimdi de Latin Amerika Pazarında
Lenovo Group 30 Eylül 2018’de sona eren ikinci mali
çeyrek ile ilgili sonuçları açıkladı. Lenovo art arda
üçüncü çeyrekte de dev pazar payı ile çift haneli
yıllık büyüme rakamlarına ulaştı. Grubun gelirleri,
son dört yılın en yüksek seviyesine ulaşarak geçen
yıla oranla %14 artışla (kur etkisinden arındırıldı-
ğında %18) 13,4 milyar dolara ulaştı. Lenovo Başkan
ve CEO’su Yang Yuanqing sonuçlarla ilgili olarak
şunları ifade etti: “Bu sonuçlar Lenovo’nun Akıl-
lı Dönüşüm faaliyetlerinin gelir ve kar anlamında
büyümemizi sağladığını gösteriyor. Ancak rakamlar
hikayenin yalnızca bir kısmını anlatıyor. Dönüşüm
stratejimizi ve geriye dönüş taahhüdümüzü başarıyla
uygulamış olmaktan gurur duyuyorum. Lenovo’nun
güçlü ve sürdürülebilir bir büyüme döneminde ol-
duğuna şüphemiz yok. Vizyon, strateji ve uygulama
becerilerimiz sayesinde önümüzdeki çeyreklerde
daha da güçlü sonuçlar elde edeceğimize eminim.”
2018/19 mali yılı ikinci çeyreğinde Lenovo, mali di-
siplin ve operasyonel mükemmelliğin yanı sıra tüm
temel işletme birimlerinde artan sayıda inovasyon
sayesinde “Dijital Dönüşüm” büyüme stratejisinin
yeni aşamasına geçti.
Lenovo Son Dört Yılın En Yüksek
Çeyrek Dönem Karını Elde Etti
12. 12
Bu sene Intel’in kuruluşunun 50. yılı. Teknoloji
devi Intel, 50. yılınna özel bir basın toplantısı
düzenlerken, Wyndham Grand’da düzenlenen.
toplantıya Intel MET Bölge Müşteri Satış Direktö-
rü Ali Rıza Küçük ve Intel EMEA Tüketici Pazarla-
ma Direktörü Klaus Obermaier‘in ev sahibi olarak
katıldı. Toplantıda şirketin 50 yılına dair önemli
kilometre taşları paylaşılırken, şirketin önümüz-
deki dönem odaklanacağı konular ve dünya ile
Türkiye PC pazarına dair en son gelişmeler payla-
şıldı. İlk olarak söz alan Obermaier, Intel’in global
çaptaki durumunu anlatarak rakamlar paylaştı.
Intel’in iğne ucu kadar küçük bir alana 200 mil-
yon transistör sığdırabilen bir şirket haline geldi-
ğini anlatan Obermaier’in verdiği rakamlara göre,
Intel 2017’de 62,8 milyar gelir elde etti. Dünya
genelinde 102 bin 700 çalışanı olan şirketin bu iş
kaynağının yüzde 80’i mühendislerden oluşuyor.
2017’de Ar-Ge için 13 milyar dolar bütçe ayrılan
Intel’de yapay zekaya da önemli bir yatırım yapıl-
dı. Toplaantıda, Intel’in gelecek dönemde odak-
lanacağı dört alan olarak otonom sürüş, 5G ağları,
yapay zeka ve sanal dünyalar belirtildi. Oberma-
ier’in ardından sözü Intel META Bölge Müşteri
Satış Direktörü Ali Rıza Küçük ise şirketin Türkiye
pazarındaki durumuyla ve planlarıyla ilgili bilgi
verdi. Intel’in 2018’in 3. çeyreğinde PC tarafında
yüzde 16 büyüdüğünü anlatan Küçük, Türkiye’de
5 yaşın üzerinde 10 milyon civarı bilgisayarın
yenilenmesi gerektiğinin, bunun da kendileri için
bir fırsat olduğunu ifade etti. Toplantının so-
nunda Intel’in 50.yıl kutlaması adına bir pasta da
kesildi.
Intel 50. Yılına Özel Bir Basın
Toplantısı Düzenledi
B2CDirect, Yandex ve Sberbank iş birliğiyle gerçek-
leştirdiği yeni global pazaryeri projesini duyurdu.
“Bringly” adı verilen global pazaryeri projesine destek
verecek olan B2CDirect, 1 Milyar Dolar değerleme ve
500 Milyon Dolar sermaye ile kurulan şirketin Tür-
kiye’deki tek ve yetkili iş ortağı oldu. Bu stratejik iş
birliği kapsamında uluslararası teslimat, ihracat ve
pazaryeri entegrasyon çözümleri sunacak olan B2CDi-
rect, Türk markalarını Rusya’daki milyonlarca müşte-
riye ulaştıracak. Rusya’da 5 yıl içinde e-ticaret alanın-
da liderliği ele geçirmeyi hedefleyen Yandex.Market,
B2CDirect desteği ile global pazaryeri olan “Bringl-
y”de Türk markalarına Rusya ile yapacağı e-ihracatta
güvenilir, hızlı ve şeffaf bir hizmet imkanı sağlayacak.
Ar-Ge çalışmalarına 2 milyon TL’den fazla yatırım
yaptıklarını vurgulayan Yusuf İbili, “2017 yılının ilk
yarısına göre yüzde 250 oranında büyüdük, 200’den
fazla KOBİ’yle çalışıyor ve 230’dan fazla ülkeye kapıya
teslimat hizmeti sunuyoruz. Bugüne dek 300.000’den
fazla alıcıya paketlerini ulaştırdık” dedi. Türkiye’den
Rusya pazarına 10 Milyon fazla ürün satışa açılacak.
İş birliğini değerlendiren Yandex.Market Uluslararası
İş Geliştirme Grup Başkanı Alex Vassiliev “B2CDi-
rect’in Türkiye’de üstlendiği e-ihracatın artırılması
misyonunu bizler de Yandex.Market olarak destekli-
yoruz, Türkiye, e-ihracat özelinde büyük bir potan-
siyel barındırıyor, B2CDirect ile gerçekleştirdiğimiz
iş birliği ile önümüzdeki üç yılda Türkiye’den 50.000
satıcıya ulaşarak 10 milyondan fazla ürün listelemeyi
hedefliyoruz. Rusya pazarı özellikle Türk KOBİ’leri
için büyük fırsatlar sunuyor” diyor.
2023’te Rusya ve Türkiye Ara-
sında 1 milyar Dolarlık E-ticaret
İşlem Hacmine Ulaşılacak
haberler
13. Yemek kartı pazarı, bankacılık sistemine entegre ilk yerli
yemek kartına kavuştu. Aralık ayı itibariyle kullanılma-
ya başlanacak, Türkiye’nin ilk e-para altyapısına sahip
yemek kartı olan “Yemekmatik” QNB Finansbank’ın POS
sistemini ve e-para iş ortağı TURK PARA’nın geliştirdiği
altyapı sistemlerini kullanarak, işletmelere operasyon
avantajı, maksimum güvenlik ve tasarruf sağlayacak.
Önümüzdeki hafta bir başka büyük özel banka da sis-
teme dahil olacak. Yemekmatik’in lansmanında aynı
zamanda Logo Yazılım-İnfoteks güçbirliği ile geliştirilen
ve yeme-içme sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin
gelir-gider yönetimi sorununa çözüm sağlayacak bir kam-
panyanın da duyurusu gerçekleşti. Türkiye’de 7 milyar
TL büyüklüğe sahip olan yemek kartı sektörü, yerli bir
oyuncuya kavuştu.Yeme-içme sektörünün anayasal yetki
ve sorumluluk sahibi tek kuruluşu Türkiye Lokantacılar,
Kebapçılar, Pastacılar ve Tatlıcılar Federasyonu’nun uzun
çalışmaları sonunda alt yapısını oluşturduğu Yemekmatik
yemek kartı platformu, yerli teknoloji firması İnfoteks’in
ve iş ortağı olan QNB Finansbank ve Turk Para’nın ge-
liştirdikleri alt yapı ve BKM’nin TROY sistem desteği ile
hayata geçiyor. Önümüzdeki günlerde bir başka büyük
özel bankanın da sisteme dahil olacağı belirtildi.
Yemekmatik Kullanıma Sunuldu!
Mio, Türkiye pazarına giriş yaptı. Geçtiğimiz günlerde Klasik Otomobil Mü-
zesi’nde yapılan Mio Türkiye’de konulu lansmanıyla katılımcıların ilgisini
çeken firma, iddialı ürünlerini tanıttı. Türkiye Ülke Müdürü olarak, sektörün
deneyimli ismi Korkut Ekeş’i Ülke Müdürü olarak getiren Mio, distribütör
olarak da sektörün deneyimli ve güçlü firması Arena Bilgisayar ile anlaş-
tı. Mio, araçların vazgeçilmez bir parçası haline gelen navigasyon sistemi,
gidilecek yere en kısa ve hızlı şekilde ulaşmayı sağlıyor. Trafikte harcanan
zamanı aza indirgeyen navigasyon, sürücülerin en güvenilir yol arkada-
şıyken, araç içi kamera sistemleri de güvenlik önlemleri açısından zorunlu
bir ihtiyaç haline geldi. Sürüş esnasında yaşanan trafik kazaları, araç park
halindeyken oluşan hırsızlık, kaza ve saldırı gibi durumlarda kesintisiz kayıt
alabilen araç içi kamera sistemi, güvenlik açısından önemli bir rol oynuyor.
Mio Artık Türkiye'de!
Dassault Systèmes 3 boyutlu tasarım ve mühendislik
uygulaması portföyünün en yeni sürümü olan SOLI-
DWORKS 2019 uygulamasını tanıttı. SOLIDWORKS
2019 milyonlarca üreticiye ve inovasyon yapmak iste-
yen şirketlere, ürünleri daha hızlı üretime alabilmele-
ri için yeni geliştirmeler ve işlevsellikler sağlıyor. Yeni
portföy, günümüzün Endüstri Rönesansı ortamında
yeni ve farklı tür müşteriler için de özgün deneyimler
oluşturuyor. Dassault Systèmes’in 3DEXPERIENCE
platformunu temel alan SOLIDWORKS 2019, kar-
maşık sorunların çözülmesi ve detaylardan fayda-
lanılabilmesi için üretim sürecini dijital özelliklerle
destekliyor. SOLIDWORKS 2019 aynı zamanda birlikte
çalışma sürecini iyileştiren, tasarım ve mühendislik
süreçlerinde etkileşimli deneyimleri mümkün kılan
yeni teknolojiler ve iş akışları sağlıyor. Kanada Fransa
Hawai teleskop tesisinden Mekanik Tasarımcı/Teles-
kop İmalatçısı Greg Green yeni çözümle ilgili şunları
söylüyor: “Yeni bilimsel keşif olanakları sağlayacak
olan Maunakea Spectroscopic Explorer 10 metre
sınıfı teleskobun kullanımını desteklemek için SOLI-
DWORKS kullanıyoruz. Tasarım süreçlerimiz büyük
miktarda ve giderek artan veri setleri üretiyor. Teles-
kobun sön versiyonu yaklaşık 100.000 parça içerecek.
Büyük tasarım projelerine uygun bir teknolojiye ihti-
yacımız vardı ve SOLIDWORKS bunu sağlıyor.”
SOLIDWORKS 2019 Pazara Sunuldu
13
14. 14
HUAWEI, farklı iş birimlerini bir araya getirdiği ge-
leneksel medya buluşmasını, HUAWEI Turkey Media
Open Day adı altında, İstanbul’da gerçekleştirdi. Bu-
luşma kapsamında HUAWEI’nin farklı iş birimlerinin
üst düzey yöneticileri ile ülke ve bölge müdürleri,
markanın gelecek vizyonunu katılımcılarla paylaştı.
Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Cui
Wei ve Turkcell CEO’su Kaan Terzioğlu’nun da katıl-
dığı etkinlik kapsamında ayrıca HUAWEI kurucusu
Ren Zhengfei’nin gençlere yönelik vizyon, istek ve
birliktelik hediyesi olarak tanımlanan ve Türkçe
yayımlanan “Liderlik, Kültür ve Bağlantı” kitabının
tanıtımı da gerçekleştirildi. HUAWEI Orta Asya ve
Kafkasya Bölgesi Genel Müdür Yardımcısı Marco Xu
açılış konuşmasında, inovasyona adanma, Ar-Ge’nin
önemi ve HUAWEI’nin bu yolla nasıl bir dünya devi
haline geldiğini aktardı. 5G teknolojisinin teknik
zorluklarının üstesinden gelmek için akademik
kurumlarla birlikte çalışmanın önemine değinen Xu,
bu kapsamda Prof. Dr. Erdal Arıkan ile gerçekleştir-
dikleri iş birliğine de vurgu yaptı. Xu konuşmasında,
“HUAWEI olarak akademisyenlerle ve üniversitelerle
iş birliğine giderek, uzun soluklu Ar-Ge ve teknoloji
yatırımları gerçekleştirmeyi çok önemsiyoruz. Bu
süreçte, HUAWEI, yıllık gelirinin yüzde 15’ini Ar-Ge
yatırımlarına ayırıyor. Geçen yıl HUAWEI’nin geliri-
nin 92 milyar dolara ulaştığını düşünürsek, Ar-Ge’ye
de önemli bir pay ayırdığını görüyoruz. Bu nedenle
de HUAWEI, Ar-Ge yatırımları anlamında birçok
rakibini geride bırakarak, 10 milyar dolar yatırım ile
6’ıncı sırada yer aldı. Dünyada olduğu gibi, Türki-
ye’de de müşterilerimize yenilikçi çözümler sunmayı
çok önemsiyoruz. Dijital işletme çözümlerimiz İstan-
bul Havaalanı’nda kullanılıyor. Bu çözüm sayesinde
İstanbul Havaalanı en iyi dijital hizmeti yüz binlerce
yolcuya sunabilecek” dedi.
HUAWEI Yarının Teknoloji
Vizyonunu Paylaştı
Ağ güvenliği çözümlerinde lider olan WatchGuard’ın Tür-
kiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez’in Levent
Loft Station’da gerçekleştirilen basın toplantısında du-
yurduğu bulut tabanlı yeni AuthPoint çözümü, KOBİ’lere
hem ekonomik hem de kullanımı kolay çok faktörlü kimlik
doğrulaması sunuyor. WatchGuard’ın Authpoint çözü-
mü, pahalı donanımlara ihtiyaç duymadan herhangi bir
yerden dağıtılabilen ve yönetilebilen bir bulut hizmetidir.
Hizmet, kimlik doğrulamasını kolaylaştırmak için Wat-
chGuard AuthPoint mobil uygulamasıyla da kullanılabi-
liyor. Özellikle KOBİ’ler için en etkili ve en erişilebilir çok
faktörlü kimlik doğrulaması çözümü olan AuthPoint’in
temel özellikleri ise şöyle: AuthPoint Mobil Uygulaması:
Bu uygulama, bir akıllı cihaza indirilmesi ve aktive edil-
mesinin ardından, giriş denemelerinin hepsini takip edip
raporluyor. Bildirimler, QR kodlu izinler ve tek seferlik
şifreler sağlıyor. Ayrıca, Google Authenticator, Facebook
Access, Dropbox gibi uygulamalarla beraber çalışabiliyor.
Mobil Cihaz DNA’sı:WatchGuard, Mobil Cihaz DNA’sı adını
verdiği bu yenilikçi yöntemle kimlik doğrulamada kulla-
nıcı bilgilerinin gerçek sahipleriyle onları ele geçirenleri
birbirinden ayırmayı hedefliyor. AuthPoint uygulaması,
her bir kullanıcı cihazı için kişiselleştirilmiş, bir nevi DNA
gibi olan imzalar yaratarak bu imzaları doğrulama aşama-
sına ekliyor. Böylece, asıl cihazdan gelmeyen doğrulama
talepleri kolayca fark edilerek reddediliyor.Bulut Tabanlı
Yönetim:Bulut tabanlı bir çözüm olan AuthPoint, şirketle-
rin raporları incelemesi, uyarıları takip etmesi ve düzen-
lemeler yapıp yönetmesi için kolay bir çözüm sağlıyor.
Üçüncü Parti Entegrasyonları: AuthPoint ile düzinelerce
entegrasyon fırsatı bulunuyor. Böylece kullanıcılar bulut
uygulamalarına, VPN’lere ve şirket ağlarına erişmeden
önce bir kimlik doğrulama sürecinden geçmek zorunda
kalıyor. Ayrıca AuthPoint çok fazla uygulama ve servise tek
bir giriş işlemi üzerinden erişmeyi olanaklı kılıyor.
Şirketler İçin Düşük Maliyetli
Kimlik Doğrulama Hizmeti
haberler
15. 15
sektörün içinden
Önde gelen analistler, küresel bulut pazarının hızlı büyüme eğilimini
2019 yılında da sürdüreceğini tahmin ediyor. Bu pazarda öne çıkan
kavramlardan biri ise DaaS olacak. Citrix Türkiye Ülke Müdürü Altan
Cengiztekin’e göre, yeni bir DaaS dalgası sektörü bekliyor.
Yeni Bir DaaS Dalgası Geliyor
Hizmet olarak sunulan altyapı, platform ve yazılım
olanaklarının popülerliği her geçen gün artarken, hizmet
olarak sunulan masaüstüne (DaaS; Desktops-as-a-Ser-
vice) olan talep de giderek artıyor. Bu bir sürpriz değil,
sonuçta DaaS, doğası gereği hem bunlar hem de hibrit
ortamlar için çok uygun. DaaS, temelde şirket içinde
değil, bunun yerine genel bulut üzerinde işletilen bir
sanal masaüstü altyapısından (VDI) oluşuyor. BT hiz-
metini yerel olarak işletilen donanımdan ayırıyor, bulut
tabanlı kullanım için dönüştürüyor ve isteğe bağlı olarak
sunuyor. Tıpkı diğer hizmet olarak sunulan olanaklar gibi
DaaS olanağı da lokasyondan bağımsız bulut tabanlı iş
akışlarına imkân sağlayarak yeni iş potansiyelini açığa çı-
kartıyor, yönetim sorunlarını minimum düzeye indiriyor
ve sermaye giderlerini işletim giderleriyle değiştirerek
maliyeti düşürüyor.
DaaS kullanan kuruluşların sunucu, depolama ve ağ
altyapısı maliyetleri ya da yazılım devreye alma, güncel-
leme ve yama uygulama gibi sorunlar konusunda endişe
etmeleri gerekmiyor. Sanal masaüstü altyapısında olduğu
gibi DaaS kullanıcıları da kişisel masaüstü ortamlarına
Windows, Mac ve Linux ya da iOS, Android, Chrome OS
ve diğer pek çok akıllı aygıt dahil olmak üzere, modern
bir web tarayıcısı ya da dijital çalışma alanı uygulaması
çalıştırabilen herhangi bir aygıtı kullanarak erişebiliyor.
Kayıplarda Yaşanan Sorunlara Son
DaaS aynı zamanda, çalışanların havalimanı ya da taksi
gibi yerlerde aygıtlarını kaybetmelerinden kaynaklanan
sorunların çoğunu ortadan kaldırıyor: Son kullanıcıların
ve aynı zamanda BT güvenliği personeli ile uyumluluk
yöneticilerinin hassas kurumsal bilgilerin güvenliği ko-
nusunda endişe etmeleri gerekmiyor, çünkü tüm veriler
bulut üzerinde güvenli bir biçimde barındırılıyor ve yerel
aygıt üzerinde veri depolamaya gereksinim duyulmuyor.
Bu özellik aynı zamanda, çalışanların kendi aygıtları-
nı sorunsuz olarak kullandıkları senaryolara da olanak
sağlıyor. DaaS olanakları, çalışanların bulut üzerinde,
tıpkı şirket içindeki bir aygıtı kullanır gibi hizmet olarak
sunulan yazılım uygulamaları, bulut hizmetleri, dosya
paylaşımları, bulut tabanlı ofis uygulamaları ve tabii
ki kurumsal kaynaklar ile çalışabildiği kullanımı kolay,
güvenli bir çalışma ortamı sunuyor. DaaS için yalnız-
ca güçlü bir İnternet bağlantısı gerekiyor. Citrix, Eylül
ayında Microsoft ile yeni bir ticari iş birliğini, geniş bir
teknoloji bütünleşmeleri yelpazesini ve şirketlerin kendi
bulut stratejilerini uygulamalarına yardımcı olacak yeni
ortak programları duyurmuştu. İki şirketin ortaklığındaki
bu yeni dönemde, müşterilerin dijital çalışma alanlarını
ve ağ çözümlerini Microsoft Azure üzerinde satın alıp uy-
gulamaya koymaları ve aynı zamanda buluta geçişlerini
planlamak ve gerçekleştirmek için uzmanların rehberli-
ğinden yararlanmaları için basit, anahtar teslimi çözüm-
ler sunulacak. Citrix, ilk kez bir Microsoft Direct Cloud
Hizmet Sağlayıcısı haline geliyor ve müşterilere Citrix
Workspace bulut tabanlı çözümlerini Azure Marketplace
üzerinden Microsoft 365 lisanslaması ve Azure kapasi-
tesi ile birlikte satın almaları için kolaylaştırılmış bir yol
sunuyor. Müşteriler, bu yeni ortaklık sayesinde çok sayıda
işlem konusunda endişelenmek zorunda kalmadan, çok
daha kısa süre içinde satın alma aşamasından üretime
geçiş yapabilecekler. Bu birleşik Citrix ve Microsoft çö-
zümleri aynı zamanda, müşteriler için eksiksiz, anahtar
teslimi çözümleri özelleştirebilen, yapılandırabilen ve
bakımını gerçekleştirebilen Citrix Çözüm Danışmanların-
dan ve ayrıca Citrix ve Microsoft hizmet sağlayıcılarından
temin edilebilecek.
AltanCengiztekinCitrixTürkiyeÜlkeMüdürü
16. 1816
Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da gerçekleştirilen Red Hat Forum etkinliği
ile açık kaynağın öneminin altı bir kez daha çizildi. 1000'in üzerinde
katılmcı ile gerçekleştirilen etkinliği BT Günlüğü ekibi olarak takip ettik ve
Red Hat'in iki değerli yöneticisi ile söyleşi gerçekleştiridik. Red Hat EMEA,
Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgeleri’nden sorumlu Başkan Yardımcısı
Michel Isnard ve Red Hat Türkiye Genel Müdürü Haluk Tekin bakın neler
sorularımıza nasıl cevaplar verdi...
Yakın Geçmişte Yaşanan
İnovasyonun Çoğu Açık Kaynak
Üzerinde Gerçekleştirildi
röportaj
Bizlere EMEA bölgesi hakkında
bilgi verebilir misiniz? Red Hat
olarak EMEA bölgesinde hangi
konulara odaklanmış
durumdasınız?
Michel Isnard: Red Hat olarak dünya
çapında genel sonuçlara baktığı-
mızda EMEA bölgesi ikinci sırada
bulunuyor. Toplam işimiz, geçti-
ğimiz döneme göre yüzde 25 arttı.
Ortaklarımızla iyi ilişkiler kurarak
çalışmaya devam ediyoruz ve bu iş
yapış şekli bir gelenek haline geldi.
Bu durum DNA’mızın ve ekosiste-
min bir parçası olarak karşımıza
çıkıyor. Gelişmekte olan teknoloji-
ler adını verdiğimiz çözümlerimizin
gerek dünyada gerekse EMEA Böl-
gesi’nde hızla büyüdüğünü görü-
yoruz. Bulut teknolojileri, yönetim
ve otomasyon, veri depolama gibi
konulara odaklanmış durumdayız.
Mali yılımızın ikinci yarısındayız ve
ilk iki çeyrek-te Avrupa, Ortadoğu
ve Afrika’nın çok iyi bir performans
sergilediğini gördük.
Red Hat olarak Türkiye’deki
faaliyetleriniz hakkında bilgi
verebilir misiniz?
Haluk Tekin: Türkiye’de yaklaşık 4
senedir faaliyet gösteriyoruz. Bura-
da satış faaliyetlerimizi yürütürken,
aynı zamanda gittikçe büyüyen bir
danışmanlık ve eğitim ekibimiz bu-
lunuyor. İş ortakları- mızla birlikte
müşterilerimizin dijital dönüşüm
ajandalarında yer alıp, onların bu
konudaki projelerine yardımcı ol-
maya çalışıyoruz.
Sizce dijital dönüşüm için açık
kaynağın önemi nedir?
Michel Isnard: Bu ilginç bir soru.
Yapay zeka, öğrenen makineler
ve mobilite gibi yakın geçmişte
yaşanan inovasyonun çoğunun
açık kaynakta gerçekleştirildiğine
inanıyoruz. Açık kaynak geliştirici
ortamının geliştiriciler tarafından
daha fazla benimsenmesi nedeniy-
le, inovasyonların çoğunun gele-
cekte de açık kaynakta gelişeceğine
inanıyoruz. İyi bir deneyime sahip
olduğumuzdan açık kaynağı çalış-
ma ortamlarında çok fazla kullanan
işletmelerin bundan çok memnun
olduklarını gördük. Demek istedi-
ğim, geleceği bilmemiz mümkün
değil ama açık kaynağın inovasyon
ve dijital dönüşümde önemli bir
paya sahip olacağına inanıyoruz.
Açık kaynak üzerine çalışan bir
firmasınız. Söylemlerinizde de
bunu en önde tutuyorsunuz.
Açık kaynak tabanlı sunduğu
çözümlerin firmalara yararları
neler?
Haluk Tekin: Red Hat açık kaynak
konusunda dünyanın lider firması.
Bugün pek çok firma açık kaynağa
dönüyor. Örnek vermek gerekirse,
en çok konuşulanlardan bir tanesi
Microsoft. Ama burada bizi ayıran
bir özelliği belirtmek istiyorum.
Red Hat’in tüm yazılımları açık
kaynak ve yeni yazılımlar aldığı-
mızda bunları da açık kaynak haline
getirip müşterilerimize sunuyoruz.
Yazılımlarımızın faydalarına baktı-
ğımızda say- makla bitmeyeceğini
söyleyebilirim. Öncelikle müşterile-
17. 1917
rimizi lisanslama sıkıntısından kur-
tarıyoruz. Müşterilerimiz abonelik
yapısı ile ürünlerimizi kullanıyor
ve Red Hat üzerinden destek alıyor.
Tabii sadece bununla da sınırlı
kalmıyor. Açık kaynağa ulaşmak
gerçekten çok kolay ve herhangi bir
anlaşma yapmadan direkt olarak
yazılımları indirip, kullanıp, test
edip, geliştir- me yapabilirsiniz.
Kendinizi gü- vence altına almak
istediğinizde de Red Hat’e gelip bir
bakım ve destek anlaşması imza-
layabilirsiniz. Bu sa- yede doğru
çözüme erişmeniz için bir araca
sahip olmuş oluyorsunuz.
Şunu da belirtmemde fayda var, bu
durum aynı zamanda kolay erişim
inovasyonunun da önünü açan bir
şey. Günümüzde neredeyse tüm
inovatif teknolojilerin altında açık
kaynak bulunmakta. Altyapı tara-
fında da yine açık kaynağın yoğun
bir şekilde kullanıldığını görürsü-
nüz. Açık kaynak olmasaydı inovas-
yon olmazdı diyebilirim.
Son dönemin en popüler konu-
larından biri yapay zeka. Re-
dHat’ın yapay zeka konusuna
bakış açısı nedir?
Michel Isnard: Her şeyden önce ya-
pay zekanın yeni bir şey olmadığını
belirtmeliyim. Uzun yıllar boyunca
buralardaydı. Buluttaki bilgi işlem
kaynaklarının doğru kullanımı ile
çok daha uygun fiyatlı teknoloji-
lerin geliştirilmesini hedefliyoruz.
Halihazırda yapay zeka tarafında
ev robotları ve otonom araçlar gibi
bazı konularda çalışmalarımız de-
vam ediyor. Tüm bu teknolojiler çok
fazla bilgisayar gücü gerektiriyor.
Bu nedenle teknoloji, teknolojinin
olanakları ve pazarın ihtiyaçları
arasında bir yakınlaşma olduğunu
düşünüyoruz.
Aynı zamanda büyük oyuncuların
(Microsoft ve Google gibi) yarat-
tığı platformların geliştiriciler
tarafından sahiplenildiğini ve bu
tarz ortamlar sayesinde daha fazla
geliştiricinin yapay zeka projele-
rinde çalışmasının sağlandığını
görüyoruz.
Yapay zeka uygulamalarının açık
kaynak çalışmaları için biçilmiş
bir kaftan olduğunu söyleyebili-
rim. Gelecekte de kullanım oranı
katbekat artacak. Demek istediğim,
açık kaynak ve büyük veri mimarisi
önemli fırsatlar sunuyor. Yeni nesil
veritabanlarıyla gerçek zamanlı veri
işleme akışı sağlanarak yeni nesil
uygulamalar yaratılabiliyor. Tüm bu
yeni teknolojilerin hepsi, yapay ze-
kanın daha da gelişmesini ve daha
fazla yeniliğin gerçekleş- mesini
sağlıyor. Bu yüzden açık kaynağın
genel olarak kapıları açtığını ve
özellikle sahada daha fazla inovas-
yona olanak tanımak ve kolaylaştır-
mak için çok iyi donanı- ma sahip
olduğunu düşünüyorum.
HalukTekin
MichelIsnard
18. 2018
Red Hat olarak Türkiye’de
hangi sektörlere odaklanmış
durumdasınız?
Haluk Tekin: Türkiye’de odaklan-
dığımız dört ana sektörümüz var.
Bunlardan iki tanesinin diğer-
le- rine göre önde koştuğunu
söyle- yebilirim. Bunlardan ilki
telekomünikasyon sektörü. Te-
lekomünikasyon sektöründe yer
alan üç operatörümüzle iş birliği
içerisindeyiz ve projeler gelişti-
riyoruz. İkincisi ise bankacılık ve
finans sektörü.
Türkiye’nin en büyük bankalarının
tamamına yakını ile dijital dönü-
şümlerine yönelik projeler yapıyo-
ruz. Gerçekleştirdiğimiz Red Hat
Forum etkinliğinde İş Bankası,
Garanti Bankası ve Finansbank,
birlikte gerçekleştirdiğimiz pro-
jelerin sunumları ile yer aldı.
Bunların dışında kamu tarafındaki
çalışmalarımıza hız vermiş du-
rumdayız. Bu alanda da günden
güne yaptığımız çalışmalarla bü-
yüyoruz. Odaklandığımız sektör-
lerden bir diğeri ise perakende
sektörü. Özellikle hibrit bulut alt-
yapısına yönelik işlerimiz günden
güne çoğalıyor. Türkiye’deki en
büyük müşteri- lerimizden birisi
n11 ve Red Hat Forum etkinliği-
mizde gerçekleş- tirdiğimiz proje-
leri anlatmak için yer aldılar.
Türkiye hakkındaki görüşleri-
niz ve beklentileriniz neler?
Michel Isnard: Öncelikle nüfus
açı- sından büyük bir ülke ve
potansi- yel vaat ediyor. İkincisi,
Türkiye’de çok sayıda genç insan
olduğunu, iyi eğitimli mezunla-
rın bulunduğunu ve üniversite-
lerin iyi bir üne sahip olduğunu
görüyorum. Bu açıdan ülkeyi
düşündüğünüzde açık kay- nak
açısından potansiyelin olduğu
ortaya çıkıyor. Bu da, açık kaynak
ile genç neslin ortaklaşa çalışarak
başarılı işlere imza atabileceği
anlamına geliyor. Söylediğim gibi
Türkiye’de iyi eğitilmiş çok sayıda
genç var. Aynı zamanda ekonomi
açısından bakıldığında, otomotiv
endüstrisi gibi birçok açık kaynak
çözümünü benimseyen bazı iş
sektörleri görüyorum. Telekom ve
bankacılık sektörü bunlar arasın-
da yer alıyor. Tüm bu iş sektörleri,
temel olarak ya da adreslenebilir
pazar açısından odaklandığımız
konuların bir parçasıydı. Dünya
çapında birçok büyük bankayla
çalışıyoruz.
röportaj
19. 2119
Türkiye’deki büyük bankalar, Ga-
ranti Teknoloji gibi başarılı işler
yapıyorlar. Türkiye’de çok güçlü
bir otomotiv ve telekomünikasyon
sektörü bulunuyor. Açık kaynağın
kullanıldığı yazılım tanımlı ağ
teknolojilerinin başarılı şekilde
uygulandığını görüyorum
Türkiye’den beklentilerimiz çok
yüksek. Birkaç yıl önce Türkiye’de
bir tüzel kişilik kurmayı öneren
bendim ve bunların sonuçlarından
çok memnun kaldım. Türkiye’de
büyüyen bir ekiple Red Hat olarak
şirketleştik. Halihazırda gerçekleş-
tirmiş olduğumuz birçok önemli
referansımız var. Türkiye’nin sahip
olduğu potansiyel ile sunabile-
cekleri konusunda iyimserim.
Türkiye’nin gelişen teknolojiye
iyi uyum sağlaması ve genç nüfus
arasında iyi bir yakınlaşma görü-
yorum.
Günümüzün popüler konula-
rından bir konteyner platform-
ları. Bu platform hakkında bilgi
verebilir misiniz?
Haluk Tekin: Son bir kaç yıldır kon-
teyner platformlarından bahse-
di- yoruz. ‘Konteyner platformu
nedir?’, ‘Platform nasıl kullanılı-
yor?’ ve ‘Ne işe yarıyor?’ gibi soru-
larla karşılaşıyoruz. Bu teknoloji
Linux üzerinde çalışıyor. Teknik bir
şekilde açıklayacak olursak, işle-
tim sistemi seviyesinde yapılan bir
sanallaştırma diyebilirim. Burada
geliştiriciler, süreçlerini hızlandır-
mak amacıyla geliştirilen ürünleri
bir paket haline getiriyorlar. Bu
durum; geliş- tirilen uygulamayla
ilgili her şeyin bir arada olma-
sı, esnek geliştirme araçlarının
sunulması, ölçeklendi- rilmenin
kolay yapılandırılması ve kolay test
özelliklerini içermesiyle diğer plat-
formlardan bir adım öne çıkıyor.
En önemli konu ise verim- lilik.
Öncelikle açık kaynağın fay- dala-
rını direkt olarak hatırla- tabiliriz.
Sunduğumuz çözümlerle birlikte
müşterilerimiz sahip oldukları
projeleri çok hızlı bir şekilde pra-
tiğe dökebiliyor.
Türkiye’de Red Hat olarak müşte-
rilerimize en iyi desteği sunmak
için bulunuyoruz. Bunun yanı sıra
danışmanlık ve eğitim hizmetleri
de sunmaktayız. Müşterilerimizi
hiçbir zaman yalnız bırakmıyor ve
geliştirdikleri projelerde onların
talepleri doğrultusunda destek
oluyoruz.
Açık kaynak alanında sizce
gelecekte ne gibi gelişmeler
olabilir?
Michel Isnard: CEO ve başkanı-
mız, geleceği tahmin etmenin çok
zor olduğunu söylemişti. Ben de
aynı görüşteyim. Eğer geleceğin
nasıl olacağını bilseydik, farklı
bir yerde olurduk. Sadece şunu
söyleyebilirim; uzun yıllardır
yaptığımız şeylerden bir birikim
sahibiyiz ve bunu işlerimize yan-
sıtıyoruz.
Red Hat olarak bu sene 25. yıl-
dönümümüzü kutluyoruz. Açık
kaynağın inovasyonun bir hızlan-
dırıcısı olduğuna ve bunu yap-
maya devam edeceğine gönülden
inanıyorum. Gelecekteki yenilik-
lerin neler olacağını söyleyebilir
miyim? Dürüst olmak gerekirse,
söyleyemem. Yeni bir uygulama
türünde ya da yapay zekası olan
projelerde yer aldığımızı görü-
yorum. Bence açık kaynak, daha
fazla geliştirici ve gelecekteki yeni
inovasyonlar anlamına geliyor.
Bu üçlemeyi benimseyen kişi ve
kurumların gelecekte başarılı
olacağını düşünüyorum. Gelecek-
te nerede olacağımız bilmiyorum
ama eminim ki yaptığımız iş konu-
sunda önemli bir rol oynayacağız.
Red Hat olarak dijital
dönüşüme bakış açınız nedir?
Haluk Tekin: Türkiye’deki firmalar,
dijital dönüşüm konularını ajanda-
larına aldı. Dijital dönüşüm günü-
müzde en çok konuşulan konular-
dan bir tanesi. Bu da bazen işleri
biraz zorlaştırıyor diyebilirim.
Çünkü her kafadan bir ses çıkıyor.
Farklılığınızı ortaya koyabilmenin
gerçekten zorlaştığı bir terim çıktı
karşımıza.
Yapılan araştırmalara baktığımızda
firmaların çalışma zamanlarının
yüzde 30’undan azını dijital dönü-
şüme harcadığını görüyoruz. Geri
kalan zaman ise mevcut sistemle-
rin korunması ve optimizasyonuna
ayrılıyor. Bu yüzden dijital dönü-
şüm konusunda müşterilerimize
yardımcı olmakla birlikte, mev-
cutta sahip oldukları sistemlerin
optimizasyonunu da hiçbir zaman
unutmuyoruz. Çünkü orada da bir
yatırım var ve bu yatırımın da doğ-
ru kullanılması gerekiyor.
2019 yılında Türkiye’deki bek-
lentileriniz neler?
Haluk Tekin: Bundan önceki yıl-
larda olduğu gibi 2019 yılında da
hedefimiz çok yüksek. 4 senedir
buradayız ve Türkiye’de çok hızlı
büyüyen bir şirket olduk. 2019
senesinde Türkiye’ye yatırım
yapmaya devam edeceğiz. Haliha-
zırda insan kaynağına ihtiyacımız
var ve işe alım çalışmalarına da
devam ediyoruz. Danışman kadro-
muzu genişletiyoruz, gelecek için
de benzer planlarımız var. Dijital
dönüşüm konusundaki danışman
ihtiyacının önemi büyük ve bizler
de bunun farkındayız. Müşterileri-
mize destek olabilmek ve ihtiyaç-
larını en uygun çözümlerle karşı-
layabilmek için elimizden gelenin
en iyisini yapacağız.
20. 20
İkinci Huawei Orta Asya İnovasyon Günü geçtiğimiz günlerde Taşkent’te
gerçekleştirildi. Huawei ve Geliştirme Stratejisi Merkezi tarafından
ortaklaşa düzenlenen bu yılki etkinliğin teması ise ” Dijital Orta Asya için
İnovasyon ” olarak belirlenmişti.
Orta Asya Dijitalleşerek Yeniden
İnşa Ediliyor
D
ijital altyapının
dijital ekonomideki
büyümeyi nasıl hız-
landırdığını, hayatı
zenginleştirdiğini,
yeniliği teşvik ettiğini ve ortak bir
başarı ekosistemini geliştirmeye
yardımcı olduğunu keşfetmek için
devlet yetkilileri, endüstri önder-
leri ve akademik çevreden yakla-
şık 200 katılımcı bir araya getiren
etkinlikte BT Günlüğü olarak biz
de yerimizi aldık ve Türkiye ve
Asya bölgesi için önemli olaylar-
dan biri olan etkinliği yakından
takip ettik.
Dijital Orta Asya için İnovasyon
Dünyadaki yükselen pazarlar-
dan biri olan Orta Asya bölgesi
endüstri dijitalleşmesinin gelgit
dalgasıyla karşı karşıya durum-
da. Orta Asya İnovasyon Günü
Etkinliği; Türkiye, Ukrayna,
Belarus, Gürcistan, Azerbaycan,
Özbekistan, Kazakistan, Kırgızis-
tan, Tacikistan, Türkmenistan ve
Moğolistan da dahil olmak üzere
11 ülkenin yetkilileri ve basın
mensuplarını bir araya getiren
nadir etkinliklerden biri ola-
rak karşımıza çıktı. Bu bölgede
yapılan etkinlikler genellikle bu
kadar kapsamlı olmuyor ve birkaç
ülkenin katılımı ile gerçekleşiyor.
Bu tarz bir etkinliği gerçekleştir-
diği için BT Günlüğü ekibi olarak
Huawei’yi kutluyoruz.
21. 21
Etkinliğe geçecek olursak; açılış
konuşması Özbekistan Kalkınma
Strateji Merkezi Direktörü Akmal
Burkhanov tarafından yapıldı.
Burkhanov konuşmasında şun-
ları söyledi: “Geçenlerde Başkan
Şevket Mirziyoyev tarafından
onaylanan ve Özbekistan için
“Yenilikçi Kalkınma 2019-2021”
planına dikkat çekmek istiyorum.
Bu planımız çerçevesinde “Hu-
awei Yenilikçilik Günü” Özbe-
kistan’ın yol haritasına uygun ve
yararlı bir etkinlik. Stratejimizin
başlıca hedefi “dünya arenasında
ülkenin rekabet düzeyini belir-
lemek, yenilikçi ilerleme olarak
insan kaynaklarını geliştirmek”
dir. Stratejinin diğer bir hedefi
ise 2030 yılında Küresel İnovas-
yon Endeksi değerlendirmesinde
Özbekistan’ın 50 gelişmiş ülke
arasında yer almasını sağlamak.
Ve bu yolda emin adımlarla ilerli-
yoruz”.
Telekomünikasyon Altyapısını
Güçlendirmek Gerekiyor
Etkinliğin ikinci konuşması ise
Huawei Kıdemli Başkan Yardım-
cısı Victor Zhang’di. Orta As-
ya’daki dijital dönüşümün öne-
minden bahseden Zhang, Orta
Asya ülkelerinin sabit geniş bant
ve mobil geniş bant dahil olmak
üzere telekomünikasyon altya-
pısını güçlendirmek, uygulama
yazılımlarının (OTT) gelişimini
tam olarak teşvik etmek, çeşitli
endüstrilerdeki başarısızlıkla-
ra olanak sağlamak için gerekli
düzenlemeleri yapmaları gerek-
tiğini söyledi. “Düzenleyiciler
yatırımları teşvik etmek için daha
hoşgörülü politikalar geliştir-
meli Operatörün MBB ve OTT’yi
aynı anda geliştirilmesinin teşvik
edilmesi gerekli” dedi. Huawei
İnovasyon Günü, Orta Asya’nın
dijital ekosistemindeki önemli
paydaşlar için son teknolojilerin
tartışıldığı bir diyalog platformu
haline gelmiş durumda. Bu yılki
etkinlikte, bölgedeki üst düzey
hükümet yetkilileri, Özbekistan
Bilgi ve İletişim Teknolojileri
Bakanı, Özbekistan Eğitim Baka-
nı ve Kazakistan Bilgi ve İletişim
Bakanı yardımcısı da yer aldı.
Buna ek olarak Tacikistan yetkili-
leri de üst düzeyde temsil edildi.
Hükümet yetkilileri etkinliğin
ardından resmi olmayan yuvarlak
masa toplantısında, hükümetle-
rin dijital dönüşümdeki rolünü
tartışmak ve en iyi uygulamaları
paylaşmak için bir araya geldiler.
ICT 1000 Yetenek Eğitim
Programı
Bunlara ek olarak etkinlik içeri-
sinde, Özbekistan dijital ekono-
misinin gelişimini desteklemek
amacıyla, Huawei ve Taşkent Bilgi
Teknolojileri Üniversitesi, önü-
müzdeki üç yıl boyunca “Özbekis-
tan’daki ICT 1000 yetenek eğitim
programı” nı yayınladı. Bu prog-
ram önümüzdeki üç yıl boyunca,
Huawei destekli 1000 öğrenciyi
eğitmek için üniversite ile işbirli-
ğini kağşıyor. Ve e-devlet, iletişim
altyapısı, bulut bilişim, endüstri
dijitalleşmesi ve diğer alanları
destekleyecek.
James Chen Türkiye’ye
Güveniyor
Etkinliğin ardından Türk basın
ekibi olarak HUAWEI Orta Asya ve
Kafkasya Bölgesi Başkanı James
Chen ile de kısa bir görüşme ger-
çekleştirdik. Chen’in Türkiye’ye
bakış açısı çok olumlu ve Hu-
awei’nin Türkiye içerisine yaptığı
yatırımların yerinde ve olumlu
olduğunu düşünüyor. Türkiye’nin
genç potansiyeline güveniyor ve
bu potansiyelin ileriki yıllarda çok
daha fazla değere dönüşeceğinin
farkında.
22. 22
B
arselona’da düzenlenen VMworld’de,
VMware Yönetim Kurulu Başkanı Pat
Gelsinger ve Teknolojiden Sorumlu Yö-
neticisi Ray O’Farrel, aralarında VMware
Blockchain ve Project Dimension’ın da
bulunduğu birçok teknoloji inovasyonlarını tanıtır-
ken, dijital kurumlara güç veren dijital altyapının
nasıl kurulduğunu ve yön verdiğini de anlattı.
VMware Yönetim Kurulu Başkanı Pat Gelsinger,
konuyla ilgili “Teknoloji inovasyonları, Avrupa, Orta
Doğu ve Afrika’da çok hareketli ve 5G, IoT, Akıl-
lı Şehirler ve Veri Güvenliği gibi önemli alanların
geleceğine yön veriyor. Dijital dönüşüm tüm dün-
yayı etkisi altına almışken, müşteriler de kurumsal
dönüşümlerini gerçekleştirirken temel ve her yerden
erişilebilen dijital altyapıları için VMware’e giderek
daha fazla güveniyor” dedi.
Hibrit Bulut Sistemlerinden Sorumlu Kıdemli Baş-
kan Yardımcısı Arvind Krishna da sahnede Pat Gel-
singer’a eşlik etti ve ikili müşteri momentumundan
ve günün önemli haberlerinden bahsetti. Haberler
arasında IBM’in kritik önem taşıyan VMware iş
yüklerinin taşınmasına ve genişletilmesine yardımcı
olacak yeni hizmetleri ve Kubernetes ve konteyner-
VMworld 2018 Avrupa'da müşteri ve iş ortaklarıyla gerçekleştirdiği
iş birliği sayesinde bulut, mobil, networking ve güvenliğin yanı sıra
konteyner, nesnelerin interneti (IoT), sınır bilişim, yapay zeka ve öğrenen
makineler gibi gelişen alanlardaki inovasyonlarını gözler önüne serdi.
Teknolojinin Kalbi VMworld
2018 Etkinliğinde Attı!
23. 23
lerle uygulamaların modernleştirilmesine olanak
tanıyan yeni entegrasyonlar yer alıyor.
VMworld 2018 Avrupa Genel Oturum Açılış Konuş-
ması’nda beta aşamasında olan VMware Blockchain
ve Project Dimension gibi birçok yeni teknolojinin
ön gösterimleri gerçekleştirildi.
Hazırsanız VMworld 2018 Turumuza
Başlıyoruz...
Etkinlikte gözümüze çarpan dört başlığı sizler için
aşağıda sıralıyoruz.
1. VMware, entegre hibrid bulut platformunu
genişletiyor ve yeni Kubernet desteği de dahil olmak
üzere daha fazla dağıtım esnekliği ve seçenek sunu-
yor.
2. VMware ve AWS, AWS üzerinde VMware
Cloud’un global hızlandırılmasını destekliyor.
3. IBM ve VMware, kurumsal hibrit bulut be-
nimsemesini ve dijital dönüşümü hızlandırmak için
VMware ileri ortaklığını geliştiriyor.
4. VMware bulut yenilikleri açıklandı. Avrupa
çapında bulut sağlayıcılarının büyümesi ve dönüşü-
mü daha hızlı olacak.
VMware işletmeler ve servis sağlayıcılar için üç
önemli bulut ürün ve hizmet güncellemelerini
açıkladı. VMware, müşterilerine daha fazla dağıtım
seçeneği ve yeni Kubernet desteği sunacak olan
yeni bir VMware Cloud Foundation sürümü duyur-
du; AWS üzerinde VMware Cloud için yeni felaket
kurtarma yetenekleri ve ayrıca Q4 2018’de Avrupa
ve Amerika Birleşik Devletleri’nde hizmetin geniş-
letilmesi; ve Avrupa çapında VMware Bulut Sağla-
yıcısı programının ivmesi ve VMware Cloud Verified
ortaklarında global olarak büyüme hedefleniyor.
Kurumsal hibrit bulut benimsemesini hızlandırmak
ve müşterilerin yeni iş değeri ve büyümesini açığa
çıkarmasına yardımcı olmak için IBM ve VMware,
VMware iş yüklerini buluta taşıyacak ve genişlete-
cek yeni teknolojilerle işbirliklerini duyurdular ve
işletmelerin, dağıtımı yapıp yapmadıklarına bak-
maksızın uygulamaları kapsayıcılarla modernleştir-
melerini sağlıyorlar.
Günümüzün çoklu bulut çağında kuruluşlar, geniş-
leyen uygulama setlerini ve makine öğrenimi (ML),
Kubernete ve gelişmiş analitik gibi yeni teknolojileri
benimsemelerini desteklemek için hibrit bulut ve
genel bulut olmak üzere iki yaklaşımdan yararlanı-
yorlar. VMware, şirketler ve bulut servis sağlayıcıları
için çoklu bulut yolculuğunun tüm spektrumunu
ele alan, hibrid bulut fırsatlarını geliştiren ve yerel
genel bulut operasyonlarının ihtiyaçlarını ele alan
çözümlere yatırım yapıyor.
Daha Fazla Dağıtım Seçeneği Sunmak İçin
VMware Cloud Foundation 3.5, Kubernetes
Desteği
VMware , daha fazla esneklik sunacak ve sürekli
büyüyen iş yükü ve bulut girişimlerini destekleyecek
olan Cloud Foundation 3.5’ı tanıttı .
VMware, Dell EMC PowerEdge MX üzerinde Dell
EMC vSAN Hazır Düğümleri ile VMware Cloud
Foundation’ın bu en son sürümünü doğrulayacak ve
zaman içinde daha fazla entegrasyon bekleniyor.
Bu yeni sürüm, müşterilere, SDDC ortamlarını yö-
netmede daha da basit ve esnek bir yapıya sahip,
birleştirilebilir bir özel bulut altyapısının avantajla-
rını sunan HPE Synergy ile VMware Cloud Foundati-
on’a birleşik özellikler getirecek.
Kubernet’in çevresindeki ağ ve güvenlik görevleri-
nin uygulanmasını basitleştiren VMware NSX-T 2.3
ile entegrasyon – konteyner ve bulut tabanlı uygu-
lama kullanım durumları için destek sağlayacak. Bu,
kurumsal sınıf Kubernet çözümü olan VMware PKS
için destek içeriyor.
VMware Cloud Foundation 3.5, VMware Cloud
Foundation 3.0’da fiziksel ağ anahtarlarının seçimi
dahil olmak üzere sunulan kapsamlı yeni yetenek-
ler ve entegrasyonlar setini (yalnızca desteklenen
anahtarların önceden tanımlanmış bir listesini
destekleyen önceki sürümlerle karşılaştırıldığında)
üzerine inşa edecek.
VMware, günümüzde vRealize Network Insight 4.0’ı,
müşterilerin sanal bir makineyle (VM) şirket ara-
sındaki yolu Amazon Web Services (AWS) içindeki
bir EC2 örneğine kadar olan sorunları gidermesini
sağlayacak yeni işlevlerle de duyurdu. Ek olarak,
proaktif bir müşteri destek teknolojisi olan VMware
24. 24
Skyline, 2019’un başlarında vRealize Operasyonları
içinde mevcut olacak.
Hizmet Olarak Büyük Ölçekli Felaket Kur-
tarma Sağlamak İçin AWS’de Genişletilmiş
VMware Cloud
VMware, felaket kurtarma, bulut geçişi, bulut taban-
lı sanal masaüstleri ve ürün içi destek için sunulan
yeteneklerin genişletildiğini duyurdu .
VMware Site Recovery ile müşteriler artık AWS
ortamlarındaki veri merkezleri ve VMware Cloud
ortamlarındaki ortamları ve ayrı Kullanılabilirlik
Bölgeleri (AZ) ve bölgelerindeki AWS ortamlarında
birden fazla VMware Cloud’u koruyabiliyorlar. Ve en
son sürümle birlikte, VMware Site Recovery, SDDC
başına 1.000 VM’ye iki katına çıkarak, büyük ölçekli
ortamların korunması için genel maliyet ve işletme
giderlerini azalttı.
Elastik DRS, kullanıcı gereksinimlerine göre yük
devretme sonrasında SDDC küme ölçeklemesini
otomatikleştirerek müşterilerin kaynak yönetimini
optimize etmelerini sağlar ve Amazon Elastic Block
Store (EBS) ile Elastik vSAN, müşterilerin depola-
ma yoğun iş yüklerini koruma maliyetlerini daha da
azaltmalarına yardımcı olur.
VMware, Dell EMC VxRail’i VMware Site Recovery
ile birleştirmek için Dell EMC ile birlikte çalıştı ve
AWS üzerinde VMware Cloud’a kapsamlı bir basma
düğmesi hatası verdi. Bu, müşterilerin VxRail’den
talep üzerine buluta hızlı bir şekilde kurmasını,
test edilmesini ve devre dışı kalmasını sağlarken,
AWS’de hem VxRail hem de VMware Cloud’a güç
veren VMware vSAN hiper-yakınsama altyapısının
operasyonel tutarlılığından yararlanır.
AWS üzerinde VMware Cloud için VMware Horizon
7, sanal masaüstleri ve uygulamaları için sorunsuz
bir şekilde entegre edilmiş bir hibrit bulut sunar.
Basit, daha güvenli ve ölçeklenebilir bir çözüm için
VMware Cloud’un kurumsal yeteneklerini, VMware
Horizon’un lider yetenekleriyle birlikte, AWS üze-
rinde birleştirir. VMware ayrıca Horizon 7’nin Hori-
25. 25
zon Cloud Service ile entegrasyonunu da duyurdu.
Bu entegrasyon, AWS’de ve tesis altyapısında hem
VMware Cloud hem de Horizon 7 dağıtımları için
birleşik görünürlük, sağlık izleme ve yardım masası
hizmetleri sağlayacaktır.
VMware’in Bulut Hizmetleri Konsolu içindeki
VMware Cloud müşterileri için yeni Ürün İçi Des-
tek Deneyimi, AWS ve VMware Skyline üzerindeki
VMware Cloud hizmete sunuldu.
AWS için VMware Cloud, AWS EU (İrlanda), AWS
West (N. California) ve AWS East (Ohio) ‘da Q4
2018’de açılması beklenen yeni bölgelerle büyümeye
devam ediyor. AWS’deki VMware Cloud, VMware’in
kurumsal sınıfını Yazılım Tanımlı Veri’ye taşıyor
AWS Cloud’a merkez yazılımı, müşterilerin bulutlara
sorunsuzca geçiş yapmasına, talebe göre ölçeklen-
mesine ve yeni nesil uygulama stratejileri sunması-
na olanak tanıyor.
VMware ve IBM, Kurumsal Hibrit Bulut
Adaptasyonunu ve Dijital Dönüşümü
Hızlandırmak İçin Ortaklığı İlerletiyor
VMware ve IBM, kritik önemdeki VMware iş yükle-
rinin IBM Cloud’a taşınmasına ve genişletilmesine
yardımcı olmak için yeni IBM Hizmetlerini ve Ku-
bernet’lerle ve kapsayıcılarla uygulamaların moder-
nleştirilmesini sağlamak için yeni entegrasyonları
duyurdu.
IBM Cloud Private Hosted artık, IBM Cloud üzerinde
VMware vCenter Server’a yüklenebilir; bu, ortak bir
güvenlik modeli ve özel ağ içinde hem sanal ma-
kinelerin hem de konteynerlerin yönetilmesine ve
yönetilmesine olanak tanır.
VMware Çözümleri için IBM Cloud, müşterilerin uy-
gulama geliştirmeye konsantre olabilmeleri için tam
olarak yönetilen Kubernetes ortamı sağlayan IBM
Cloud Kubernetes Hizmeti ile entegre edilmiştir.
IBM, VMware NSX-T Veri Merkezi’nin benimsen-
mesiyle sanal bulut ağının kullanımını genişletiyor.
NSX-T, IBM Cloud Kubernetes Service ve IBM Cloud
Private’ın IBM Cloud’da çalışmasını sağlayan birle-
şik bir ağ çözümü sunacaktır.
Şirket içi iş yüklerini desteklemek için, VMware
vRealize Operasyonları, BT yöneticilerinin heterojen
bir altyapıyı tek bir gösterge tablosundan izleyebil-
melerini sağlamak için artık IBM Power Systems’ta
mevcut.
IBM ve VMware, Watson Assistant ve Machine Lear-
ning dahil olmak üzere Watson’u MyVMware deste-
ğine entegre ediyor müşteri desteğini dönüştürmek
için portal.
IBM ve VMware ortaklığı, Banca Carige ve CNH’nin
VMware çözümleri için IBM Cloud’u da dahil olmak
üzere 1.700’den fazla işletmeye yardımcı oldu.
VMware, Yeni Bulut Sağlayıcı Platform Çö-
zümlerini Duyurdu
Müşterilere, uygulamalarını ve iş gereksinimlerini
desteklemek için kamu bulut sağlayıcılarına en büyük
esnekliği sunma hedefiyle VMware, dünyanın en
güçlü şirketlerine inşa edilen yeni ve farklı hizmetler
sunmak için OVH, Telefonica, Tieto ve Vodafone gibi
Avrupalı ortakları güçlendiriyor. En yaygın olarak kul-
lanılan bulut altyapısı. VMware , VMware Bulut Sağla-
yıcısı programını çevreleyen aşağıdakileri açıkladı:
VMware Cloud Verified
İş ortaklarında devam eden büyüme , 27’den faz-
la ortak, şu anda yalnızca bir yıl öncesine kadar
VMware Cloud Verified adı verilen Avrupa çapında
bir düzineden fazla iş ortağı içeriyor. VMware Cloud
Onaylı iş ortakları, VMware Cloud altyapısını tama-
men kullanmış ve müşterilerin uygulama gereksi-
nimlerini desteklemek için performans ve ölçeklen-
dirmelerini sağlamış.
Bulut Sağlayıcılar için Yeni VMware Tarafından
Doğrulanmış Tasarımlar (VVD’ler) artık mevcut
olup, ortakların çok çeşitli kullanım senaryoları için
VMware bulut altyapısı oluşturup çalıştırmasını ve
VMware Cloud Onaylı durumunu elde etmenin hızlı
ve kanıtlanmış bir yolunu sağlamasını mümkün
kılmaktadır.
Bulut Sağlayıcı Platformu’ndaki önceden duyurul-
muş çözümler artık VMware Bulut Sağlayıcı Pod,
VMware vCloud Director 9,5, Cloud-to-Cloud DR
için VMware vCloud Kullanılabilirlik ve VMware vC-
loud Usage Insight Service dahil olmak üzere genel
olarak kullanıma sunuldu.
26.
27. 2727
Son yılların en büyük trendlerinden biri olan yapay zeka gümbür gümbür
geliyor. 2019 yılında dijital dönüşüm ve yapay zeka alanında büyük
değişimler bizleri bekliyor.
Yapay Zeka Alanında Bizleri
Neler Bekliyor?
F
orrester tarafından yapılan araştırma yapay
zekayı kurumların nasıl kullandığını, yeni
‘dijital işçilerin’ yükselişini ve yapay zeka
becerilerine sahip veri profesyonellerinin
artan rekabetini gözler önüne seriyor.
Acı Yok, Kazanç Yok
Çoğu kuruluş yapay zeka konusunda ‘acı yok, ka-
zanç yok’ lafını benimsemiş durumda. Forrester’ın
yaptığı araştırma birçok analisti aynı çatı altında
buluşturmuş. Bu analistler: Michele Goetz, Brandon
Purcell, Craig Le Clair, Diego Lo Giudice ve Mike Gu-
altieri. Araştırma sonucunda ortaya çıkan detaylara
baktığımızda ise; kuruluşların yapay zekayı nasıl
kullandıkları, yeni ‘dijital çalışanların yükselişi’ ve
yapay zeka becerilerine sahip veri profesyonelleri
için artan rekabette büyük değişiklikler görüldüğü
ana başlıkları ile yansıtılmış durumda. Raporda yer
verilen bir başka konu ise 2019 yılında yapay zeka
alanında neler yaşanacağı konusu.
Karmaşık Veri, Yapay Zekaya Giriş Yapan
Firmaların Çoğunu Boğmaya Devam Edecek
Forrester analistleri, yapay zekayı benimseyenler
için 1 numaralı zorluğun kaliteli veri olduğunu
söylüyor. 2019 yılında yapay zeka tahminlerinin
başında kurumsal dünyanın veri mimarisine yatı-
rım yapmaya devam edeceği ön görülüyor. Yeni veri
mimarileri ile depolanan verilerden anlam yaratmak
daha kolay ve hızlı bir hale gelecek. Böylece veri
çöplüklerinden kurutularak daha farklı bir veri dün-
yasına geçiş yapacağız. Tabii ki bilgi işlem depart-
manlarına bu konuda fazlasıyla iş düşüyor. Yatırım-
ların yanında bilgi işlem departmanlarının da yükü
bir süre daha artmaya devam edecek.
İşletmeler Yapay Zeka Yarışına Girecek
Forrester analistleri yapay zeka karar vericilerin
üçte ikisinin yapay zeka yeteneklerini bulma ve
edinme ile fazla zaman harcadığını ayrıca yüzde
83’lük bir kısmının da bu yeteneğe sahip kişileri
tutmayla mücadele ettiğini söylüyor. Eğitim eksikli-
ği en büyük problemler arasında yer alıyor. Firmalar
yapay zeka sistemlerini geliştirecek ve yönetecek
insanlara ihtiyaç duyuyorlar. Konu yapay zeka
olunca bir okula gitmek ve öğrenim almak imkansız.
Bunun yerine endüstri önderlerinin bir araya gele-
rek eğitim ortamı yaratması ve kendi sektörleri için
geliştirmelerde bulunması gerekiyor. Yapay zeka,
sadece arka tarafta çalışacak sistemlerin yönetilme-
si ve bunların bakımı anlamına gelmiyor. Bir sosyal
mühendislik ortamı yaratılmalı ve buna ek olarak
müşteri deneyimi ile birlikte operasyonel uzmanlık
konusunda yetkin kişilerle çalışarak yapay zekanın
doğru yönlendirilmesi gerekli.
Eğer kuruluş olarak yapay zeka alanında bir yol
haritanıza yoksa bunu oluşturmak için danışmanlık
firmalarına başvurabilirsiniz. Bu tarz firmalar sizle-
rin ihtiyaçlarını belirleyerek neler yapmanız gerek-
tiğini adım adım ortaya çıkarırlar.
Son dönemde yapay zeka teknolojilerini kullanarak
işe alım yapan insan kaynakları firmaları bu konu-
da ne kadar başarılı olduklarını gösterdiler. Çoğu
geleneksel işe alma uygulaması başarısız olduğu-
nu kanıtladı ve yeni nesil yaklaşımlar ve araçlar
ile çalışan yapay zeka çözümleri ile işe alım yapan
firmaların çalışan verimliliğinin daha yüksek olduğu
ortaya çıkmış durumda. 2019 yılında da insan kay-
najları tarafında yapay zeka kavramının daha fazla
yayılarak artacağını tahmin ediyoruz.
RPA (Robotik Süreç Otomasyonu) ve Yapay
Zeka Güçlerini Birleştirecek
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, 2019 yılında iş-
letmelerin yüzde 40’ından fazlası dijital işçi yarat-
mak için RPA ve yapay zeka teknolojilerini kulla-
nacak. Forrester’ın araştırması da bunu destekler
nitelikte sonuçlar ortaya koyuyor. Analistler robotik
28. 2828
süreç otomasyonu momentumunun başladığını söy-
lüyor. Şimdiye kadar firmaların bu teknoloji setleri-
ni belirgin bir şekilde ele aldığını belirten analistler,
bundan sonra çığır açan fırsatlar yaratmak için, RPA
plus ve yapay zekanın teknoloji inovasyon zincirini
sarsacağına inanıyor ve 2019 yılında bu alanda çığır
açıcı sonuçlar bekliyorlar. Bunun yanı sıra Robotik
süreçlerde IoT teknolojisinin de önemi büyük. Bu
alanda geliştirilecek yeni çözümler ile robotik işçiler
ile daha fazla karşılaşır olacağız.
Yenilenebilir ve Açıklanabilir Yapay Zeka
Modelleri Ortaya Çıkacak
Forrester analistleri, anlamlandırıla bilirlik ve izle-
nebilirlik söz konusu olduğunda, tüm yapay zaka-
nın eşit olarak yaratılamadığını savunuyorlar. Bazı
yapay zeka algoritmaları şeffaf ve kolay anlaşılır
modeller sunarken bazıları ise opak yapıda olabi-
liyor. Bu gibi durumlarda bölgesel kanunlar da işin
içine giriyor. Hangi veri kullanılabilir, hangi veri
kullanılamaz gibi kanunların da yapay zeka içerisine
entegre edilmesi şart. Avrupa’da GDPR ve ülkemizde
KVKK kişisel veriler konusundaki çizgileri belirleyen
yönetmelikler. Yapay zeka sistemleri hazırlanırken
bu yönetmeliklerin de dikkate alınması şart. 2019
yılında yapay zeka uzmanları veri bilimi çalışanları-
na daha fazla ihtiyaç duyacak.
Yapay Zeka Teknolojilerinden Yararlanan
Firmaların Yüzde Onu İnsan Uzmanlığını
Tekrar Döngüye Taşıyacak
Forrester analistleri; yapay zeka teknolojilerinin,
tahminleri yapan, kalıpları tanıyan ve kararları
otomatikleştiren modeller oluşturmak için veri-
leri analiz etmede olağanüstü olsa da, insan gibi
akıl yürütme yeteneklerinden yoksun diyor. 2019
yılında kurumsal dünyanın yapay zeka teknoloji-
leriyle birlikte yeniden keşfedileceği öngörülüyor.
Firmalar uzman mühendisleri ve dijital karar verme
platformlarını, çıkarım kurallarını ayıklamak, kod-
lamak ve bilgi grafiklerini oluşturmak için yeniden
keşfedecekler. Yapay zekanın gücü veriden geliyor.
Bilgi mühendisliğinin gücü ise insan bilgeliğin-
den. Birlikte kullanıldığında, işletmeler yapay zeka
uygulamalarının gelişimini önemli ölçüde hızlandı-
rabilirler.
29. 2929
Yapay Zeka Alanında 2018 Nasıl Geçti?
Yapay zekâ alanında uzman bilim adamları, vizyo-
nerler ve danışmanların tecrübelerinden faydala-
narak PwC tarafından hazırlanan Yapay Zeka Ön-
görüleri 2018 raporundaki 8 öngörü; yapay zekânın
şirket organizasyonlarında nasıl bir yer bulacağına
ve şirketlerin çalışanlarını bu konudaki yeniliklere
nasıl hazırladıkları hakkında ilginç bilgiler içeriyor.
PwC’nin Yapay Zeka Öngörüleri 2018
Çalışmasına Göre
Yüzde 78’i; iş yüklerini dengelemeye yardımcı ola-
caksa bir yapay zekâ yöneticisi ile çalışmaya hevesli,
Yüzde 65’ine göre; yapay zekâ çalışanları monoton
işlerden kurtaracak, Yüzde 64’üne göre; yapay zekâ
uygulamaları çalışanlara yeni iş fırsatları sunacak,
Yüze 50’si; bir projeyi daha verimli yönetmesine
yardımcı olan bir yapay zekâ sistemini kullanmaya
istekli.
Rapora göre çalışanlar, doğru bir altyapı çalış-
masıyla yeni dönemde sanılanın aksine işlerini
kaybetmeyecek, üstelik yapay zekânın süreçlere
entegrasyonuyla eskisine göre çok daha verimli çalı-
şabilecekler.
Yapay zekâ dendiğinde çoğu kişinin aklına ilk gelen,
dünyanın en ünlü satranç ustasını yenebilen bir
robot. Ancak yapay zekâya sahip robot tek başına
hiçbir zaman yeterli değil, bir işe yaraması için kar-
şısında onu programlayan veya kullanan bir insanın
olması gerekiyor. Geleceğin iş dünyasına da yön
verecek olan bu kolektif yaklaşımla, çalışanların
önemi giderek artacak. Kendini tekrarlayan bazı iş
türlerinde insana ihtiyaç azalsa da, bu mesleklerin
yerini alacak yeni iş kolları sayesinde, yapay zekâyla
çalışma becerisine sahip çalışanların değeri arta-
cak. Üstelik yapay zekâ entegrasyonuna bağlı olarak
mevcut mesleklerdeki beceri ihtiyaçlarının değişimi
ile yepyeni çalışma şekilleri ortaya çıkacak.
Yapay zekâ artık hayatımızda ve gerçek. Özellikle bu
alandaki ilerlemelerin hızı göz önünde bulundurul-
duğunda, orta ve uzun vadede etkilerini şimdiden
net olarak kestirebilmek kolay değil. Sıklıkla yapay
zekâ ve robotların insanların işlerini ellerinden
alacağı gündeme gelse de, bu teknolojilerle ortaya
çıkacak fırsatları da göz ardı etmemek gerekiyor. Bu
nedenle şirketlerin yapay zekâyı işleri ve çalışanları
açısından tehdit yerine fırsata çevirebilmesi için çok
geç olmadan bu alandaki gelişmeleri yakından takip
etmesi, çalışanlarını ve çalışma ortamlarını yeni
teknolojiler ışığında gözden geçirmesi şart.
Yapay Zeka Neleri Değiştirecek?
Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, yapay zekâ önce
çalışma ortamını etkileyecek. Çalışanlar sıkıcı birçok
iş yükünden kurtularak daha verimli çalışma ortam-
larına sahip olacaklar.
Yapay zekâ pratik uygulamalara dönüşerek daha faz-
la işe yaramaya başlayacak. Birçok alanda otomatik
çözümlerin kullandığına şahit oluyoruz ve olmaya
da devam edeceğiz. Ayrıca komplike servislerin de
yapay zeka çözümleriyle birlikte otomatikleştirildi-
ğini göreceğiz.
Yapay zekâ veri analizi konusundaki soruları yanıt-
lamaya yardımcı olacak. Geçmişten günümüze en
büyük sorunlardan biri olan analiz işlemlerin daha
hızlı ve daha doğru yapılanması sağlanacak.
Yapay zekânın ihtiyaç duyacağı yeteneklerin kim-
ler olacağı sorusuna teknik uzmanlar değil işlevsel
uzmanlar karar verecek. Teknik uzmanlar daha çok
arka planda yer alarak istenilen yeteneklerin ortaya
çıkarılması için çalışmalarını sürdürecekler.
Yapay zekâ nedeniyle organizasyonlar siber saldırı-
lara daha açık hale gelse de, bu siber savunmaları-
nın güçleneceği anlamına da gelecek. Siber güven-
liğe bakış açısı yavaş yavaş değişim gösterecek ve
yatırımlar geliştirmelerle birlikte eş zamanlı olarak
yapılarak güvenlik geliştirmesi de sağlanacak.
Yapay zekânın verdiği kararların ardındaki nedenler
daha anlaşılır ve kolay açıklanabilir hale gelecek.
Şimdiler de bu tarz kararların nasıl alındığını çöz-
mek için raporların içinde boğuşurken gelecekte bu
durum birkaç tuş ile çözülecek.
Ülkeler yapay zekânın dev araştırma pastasını pay-
laşmak üzere birbirleriyle yarışacaklar. Bu konuda
Türkiye olarak yatırım yapmamız şart. Eğer ülke-
mizde eğitimli insan gücü barındırırsak sırtımız
yere gelmez.
Yapay zekânın sorumlu kullanımı ile ilgilenenler sa-
dece teknoloji şirketleri değil, organizasyonların pay-
daşları da olacak. Teknoloji geliştirirken bu detayı da
unutmamız ve oan göre hareket etmemiz gerekiyor.
30. 30
Ocak 2018’den bu yana %82 oranında değer kaybeden kripto para
piyasası, yalnızca son bir haftada 65 milyar dolardan fazla eridi.
Birçok kripto para birimi çift haneli değer kaybederken, Türkiye’deki
yatırımcıların yerli kripto para platformlarındaki işlem hacmi geçtiğimiz
dönemde 1 haftada %72, son 1 ayda ortalama %37 arttı. Peki bu
beklenmeyen ilgi neden?
Türkiye’deki Kripto Para İşlem
Hacmi Neden Artıyor?
2018 yılının ilk çeyreğinden bu yana küçülen kripto
para piyasaları yeni bir değer kaybı kriziyle karşı
karşıya bulunuyor. Kripto para birimlerinde yaklaşık
bir haftadır süren keskin düşüşler, işlem hacmi ve
pazar büyüklüğünü de daralttı. Piyasalardaki hare-
ketliliği analiz eden uluslararası kripto para işlem
platformu Bitmarex, son 1 ayda %35 küçülen küre-
sel kripto para piyasalarının hacminin 145 milyar
dolara gerilediğini açıkladı. 2018 Ocak ayıyla kı-
yaslandığında ise kayıp %82’ye ulaşıyor. Globaldeki
düşüş trendindin aksine Türkiye’deki yerli kripto
para platformlarındaki işlem hacmi, son 1 haftada
%72 yükselirken, 1 aydaki toplam artış ortalama
%37 oldu.
En Değerli 100 Kripto Paradan Yalnızca 4’ü
Değer Kaybetmedi
Piyasa hacmine göre en değerli 100 kripto para biri-
mini inceleyen çalışmada ilginç detaylar gün yüzü-
ne çıkmış durumda. İlk 100’de yer alan kripto para
birimlerinden yalnızca dördünün son bir haftada
31. 31
değer kaybetmediğini görüyoruz. Bunlar, stabil krip-
to para (stablecoin) olarak adlandırılan çoğunluğu
dolara endeksli kripto paralar : True USD (TUSD),
USD Coin (USDC), Paxos (PAX) ve Dai (DAI).
Bitcoin Cash’deki çatallanma sonucunda, en büyük
değer kayıplarından biri Bitcoin’de (BTC) yaşan-
dı. Geçtiğimiz hafta 6.350 dolar seviyelerinde olan
Bitcoin, 21 Kasım 2018 itibarıyla 4.450 dolara kadar
geriledi. Bir haftada değerinin üçte birini kaybeden
kripto para birimi kan kaybetmeye devam ediyor.
Son 2 haftalık süreçte Ripple (XRP), Ethereum’u
geride bırakarak Bitcoin’in ardından piyasa değeri
açısından en değerli kripto para haline gelmiş olsa
da son 1 hafta içerisinde yaşanan kayıplardan o da
payını aldı. Geçen hafta 0,54 dolar seviyelerinde
olan Ripple, %15 değer kaybederek 0,44 dolara ka-
dar geriledi. Rus girişimciler tarafından geliştirilen
ve piyasanın en güvenilir kripto paralarından biri
olan Ethereum (ETH), geçtiğimiz hafta 208 dolar se-
viyelerindeyken, %35 değer kaybederek 21 Kasım’da
133 dolar seviyelerine kadar indi.
Yasal Düzenlemeler Gerçekleşmeden Kripto
Para Piyasaları Dengelenmeyecek
Kripto para piyasalarındaki ani değerli kaybının
beklenenden fazla olduğu kesin. Sene başından bu
yana piyasalara hakim olan stresin bir türlü dağıla-
mamasına ek olarak; Uluslararası Para Fonu, Avrupa
Merkez Bankası ve ABD Menkul Kıymetler ve Borsa
Komisyonu tarafından yapılan olumsuz açıklamalar
ve Çin kripto para borsalarında yaşanan hırsızlık va-
kaları, düşüşü hızlandırdı diyebiliriz. Ayrıca Bitcoin
Cash’in iki ayrı para birimine bölünmesinin diğer
para birimlerini istikrarsızlaştırabileceği endişe-
leri de satışları artırdı. Kripto para piyasalarındaki
olumlu ya da olumsuz kararsızlıkların dengeli bir
hal almasını sağlamak, sanıyoruz ki yasal düzenle-
meler yapılmadan pek de mümkün olmayacak.
Türklerin Kripto Para Heyecanı Hat Safhada
Dünya genelinde kripto paraların değeri düşerken
Türkiye’de ise rakamlar alımların yaşandığını ve
Türk kripto para piyasasının hacminin arttığını
görüyoruz. Bunun başlıca nedeni yatırımcıların
fırsatları kovalaması. Al-Sat yaparak kripto para pi-
yasalarından medet umuyoruz. Bu konuda ne kadar
başarılıyız derseniz, elimizde fazla bilgi olmadığını
söylemeliyim. Fakat başta da belirttiğim rakamlara
göre aylık bazda yüzde 40’lara yaklaşan bir hacim
artışı görmekteyiz. Bu rakam aynı zamanda Tür-
kiye’de faaliyet gösteren kripto para borsalarına
güvenin arttığının bir göstergesi. Bu da oldukça
sevindirici bir durum diyebiliriz. Eğer yerli krip-
to para borsalarımız sadece bizlerin değil yabancı
yatırımcıların da dikkatini çekerse, gelecekte kripto
para konusunda Türkiye olarak daha güzel günler
yaşamamız mümkün. Yatırımcılar olarak bu konuya
odaklanıp çalışmalarımızı bu yönde sürdürmemiz
gerekiyor.
Kripto Para Piyasasındaki Güzel Beklentiler
2019’a Kaldı
Tahminlerimize göre 2019, iyi ve güçlü değer
artışlarının yılı olacak. Bazı kripto paralar şimdi-
den olumlu sinyaller veriyorlar. Piyasalarda, talep
toplamaya ve yukarı yöne doğru bir haraketlilik var.
Hemen her gün tüm medyada devletlerin, global şir-
ketlerin bu alanda yaptıkları proje ve işbirliklerinin
haberlerine tanıklık ediyoruz. Özellikle Malta, bu
alanda neredeyse başkent olma yolunda hızla ilerli-
yor. Sektörün büyük oyuncuları ve teknoloji şirket-
leri Malta’da konuşlanmaya başladılar. Türkiye Ser-
maye Piyasaları Birliği Başkanı geçtiğimiz günlerde,
2019 yılında dijital paralarla ilgili ciddi gelişmelerin
olacağını açıkladı. Önümüzdeki yıl ICO’ların serma-
ye piyasası disiplinine girmesi için bazı çalışmaların
yapılacağını belirtti. Bunlar çok olumlu ve yüzümü-
zü güldüren gelişmeler. Diğer ülkeleri de inceleyip
burada Türkiye’yi doğru konumlamak gerekiyor. Gö-
nül ister ki; ülkemiz bu alanda daha atak olup, hızlı
aksiyon alabilsin ve bayrağı bizler taşıyalım. Dünya-
nın gittiği bu yönde, biz de ülke olarak geleceği inşa
edenler arasında yer alalım.